18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 21 Nisan 2015 EDİTÖR: ZEKİ TEZER TASARIM: BARIŞ AKTAŞ ekonomi 9 Güçlü doları bırakın zayıf liraya bakın Refet Gürkaynak ilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Refet Gürkaynak, güçlü dolardan ziyade, zayıf TL üzerine odaklanmak gerektiğini ifade etti. ‘Eurofinance Türkiye’de Nakit Hazine ve Risk Yönetimi Konferansı’nda konuşan Gürkaynak, TL’nin bu yıl benzer durumdaki Brezilya realine karşı dahi değer kaybettiğini söyledi. Türkiye’nin küresel likiditeden faydalandığını, ancak bunun işe yarar bir şekilde kullanılamadığını anlatan Gürkaynak “20082009 sonrası iktisat politikalarını boşladık. Bunun sebebi de global likiditenin verdiği rahatlıktı. Hikâyeyi dolar üzerine kurmak yanlış. O açıdan dışarıdaki gelişmelerden ziyade bizim ne yaptığımızda odaklanmak gerekiyor” diye konuştu. Gürkaynak temel iktisadi sorunları çözmek için ülkenin temel sorunlarını çözmek gerektiğine işaret ederek, “En önem Prof. Gürkaynak: 20082009 sonrası iktisat politikalarını boşladık. Hikâyeyi dolar üzerine kurmak yanlış. Bizim ne yaptığımız önemli Yüzsüzlükte Sınır Yok... HP’nin seçim bildirgesine ilişkin günübirlik değerlendirmeler, tartışmaların üzerine biriki gün sonra gelirgeçer bir yazı yazmayı düşünmüyorum... Orhan Bursalı’nın “Acil yardım iktidarı”, Çiğdem Toker’in “Yoksulluk ilk madde”.. vurgulamaları, CHP’nin sosyal demokrat kimlikli bir partinin seçim kampanyasında, ekonomiye, insana dönük yaklaşımlarında, 12 yıllık İktidarlarının açtığı yaraları onarmaya dönük çıkışlarını anlamdırmada, farkını koymada yeterince işlevseldi... “Yaşanacak bir Türkiye” sloganı doğru anlamı ile abartılı gerçekleştirilemeyecek sözler yerine, ayağı yerde, insandan yana öncelikler çerçevesini özetliyor... “Gerçekleştirilemeyecek kadar abartılı, kaynak karşılıkları gösterilmemiş, sonuç olarak ucuz seçim vaatleri içerikli, nasılsa iktidar olunmayacağına göre seçmeni kandırmaya yönelik..” suçlamalarıyla ortak koro çıkışları ağır basınca, Kılıçdaroğlu’ndan gelen ilk çarpıcı yanıtın bir kez daha altının çizilmesini gerekli kılıyor... Ekonomiyi, ülkeyi büyüttüğü yargı kampanyası oluşturulmuş AKP iktidarları, Türkiye Cumuriyeti iktidarlarının tümünün 79 yılda harcadıları paradan çok daha fazlasını 12 yılda harcamışlardı. CHP, Kılıçdaroğlu, İktidarlarının 12 yıllık harcamalarında 1 trilyon 90 milyar dolarlık daha fazla kaynağı nereden bulduğunu sorguluyordu... Dünya ekonomik dengelerinde gelişmekte olan ülkeler, Türkiye lehine esen rüzgârların, tarihin yaşanmış en olumlu sürecinde dışardan akan sıcak para ağırlıklı kaynakların kalıcı üretime, sanayiye dönüşmesinde diplere inilmişti. Cumhuriyetten günümüze yaratılmış kamu kaynakları, üretim birikimi hovardaca satılıp tüketilmişti. Ekonomik, piyasalar düzeni ekseninde büyüme olarak yansıyan göstergeler, gerçek üretim yerine başta inşaat, kalıcı olmayan yatırımlarla... Kayıt dışı, yüksek kâr, rant yaratma, taşeronlaştırma, ihale, yağma, vurgun zenginleri üretme eksenli, gelir dağılımında uçurum yaratan bir yapılanmayı, bozulmayı getirmişti... Sorun para değil, kaynağın nasıl, kimler için kullanıldığıydı... HHH Bu arada YSK, Cumhurbaşkanı’nın yemini, anayasal yetki sınırlarını aşarak, İktidarlarının, icraatın başı kimliği ile her konuda direktif içerikli söz seylemesini seçim yasakları içinde değerlendirecek yasal hüküm olmadığı açıklamasını yaptı... Böylece, bazen günde birkaç kez, televizyonlardan canlı yayımlanacak bir halka sesleniş gerekçesi yaratarak, çerçevesini yine kendilerinin çizdikleri Türkiye tipi başkanlık düzenine geçiş için 400, olmadı referanduma gidecek yeterli oy çağrılarında, İktidarlarının seçim kampanyasının başını çekme işlevi güçlendirildi... Cumhurbaşkanı’nın “Oy isterken parti adı vermiyorum ki..” sözleri, günümüzün kara mizah kültürü ile çok bir uyuşuyor gibi... Dün 3. kez gerçekleştirilen, Saray merkezli Bakanlar Kurulu toplantısının gündemi de İktidarlarının tek, tartışılamaz liderliği algılamasının pekiştirilmesi... AKP’den vazgeçmekten kaygılı, çıkarları, inançları ya da korkuları ile biat etmeyi sürdürecekleri öngörülen seçmenleri gönüllügönülsüz rejim değişikliği, demokrasi dışı başkanlığa alıştırma eylemlerinin bir parçası... İktidarlarının, icraatlarının eseri ekonomik, halkı ezen büyük sıkışıklıkta, kriz, kaosa ilişkin seçim kampanyası saptamaları, sloganlar bir başka yüzsüzlük, kara mizah konusu olabilir. Sanki 13 yılık iktidar icraatlarında, sivil diktatoryal icraatların, demokratik hukuk devleti ilkelerinin çiğnenmesinden sorumlu değiller... Canlarının istediğini yapamamışlar... Ekonomik sorunları, mutlak güce tek başına erişecek Başkan çözecekmiş... B li sorunlarımızdan bir tanesi iktisat politikasının ciddi bir kısmının Merkez Bankası’na kalması. Düzgün bir adalet sistemine ihtiyaç var. Yabancıların en büyük çekincesi adalet sistemini anlamamaları. Dil öğretimi ciddi bir sıkıntıda. Öncelikli ekonomik reformlarımız bunlar olmalı” dedi. HSBC Küresel Piyasalar Direktörü Fatih Keresteci “Seçim sonrası ikinci yarıda yapısal reformlara hız verilme Sıkıntı derinleşir Temel sorunlar çözülmeli Bir dönem ABD Merkez Bankası’nda görev alan Refet Gürkaynak’a göre temel iktisadi sorunları çözmek için ülkenin temel sorunlarını çözmek gerekiyor. Merkez Bankası’nın yalnızca bir faizi değiştirebileceğini hatırlatan Gürkaynak “Merkez ne zaman beklenmedik şekilde faizi indirirse, uzun vadeli faiz artar” dedi. si gerekiyor. Bu gerçekleşmezse sıkıntılar derinleşir. Merkez Bankasının fazla konuşulmadığı ülkeler başarılıdır. Merkez Bankası’nın ne kadar faiz artıracağı konuşulmamalı” dedi. Keresteci, ekonominin aniden durmasına karşı hazırlıklı olunması tavsiyesinde bulundu. Keresteci, Fed’in tüm dünyaya sağladığı likiditeyi bir aşçının tüm konuklarına sınırsız yemek sağladığı bir açık büfeye benzeterek, bu yemek nedeniyle bazı ülkelerin eski mut fak alışkanlıklarını kaybettiklerini, bazılarının ise bu durumu da ihtiyatlı karşıladığını ifade etti. Türkiye’nin de bu likiditeye yaslanarak önemli özelliklerini kaybettiğini kaydeden Keresteci, Fed’in faiz artışından sonra Türkiye’nin ekonomide atacağı adımların çok önemli olduğunu belirtti. Global Source Partners Ekonomisti Atilla Yeşilada ise Türk şirketlerinin borç yükünün ciddi şekilde artacağını ifade etti. l Ekonomi Servisi C HSBC çıkış hazırlıklarına hız verdi İ ngiliz bankası HSBC’nin, Türkiye’den çıkış planlarını hızlandırdığı bildiriliyor. Bankaya yakın kaynaklar, HSBC’nin aralarında Türkiye ve Brezilya’nın da bulunduğu yükselen piyasa ülkelerinden yakında çekileceğini, Türkiye’deki operasyonlarını elden çıkarmak için alıcı aradığını söylüyorlar. Bankanın en büyük 20 hissedarından biri, İngiliz Financial Times gazetesine yaptığı açıklamada, “Türkiye’de küçük bir banka olarak mücadele etmek zorundalar mı? Büyük soru işaretleri var” dedi. Hurriyet.com.tr’ye konuşan banka yetkilileri ise, “Bankamız spekülasyonlar üzerine yorum yapmamaktadır” dediler. HSBC, İsviçre şubesindeki vergi kaçırmaya aracılık etme skandalıyla sarsılmıştı. Hükümet taşeronları daha yeni sayacak MUSTAFA ÇAKIR KP’nin seçim beyannamesinde, taşeron işçilerin gerçek sayısının ne kadar olduğunun bilinmediği itiraf edildi. Kıdem tazminatını fona dönüştürme girişiminden “mevzuat düzenlemesi yapacağız” diye A İşçi alınmadığı için tehlike arttı Zonguldak merkezli Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) yıllardır işçi alınmıyor. Sendikalar işçi yetersizliği nedeniyle hem üretimin düştüğünü hem de iş sağlığı ve güvenliğinin tehlikeye girdiğini vurguluyor. Buna karşın beyannamede TTK’ye işçi alınacağına yönelik herhangi bir açıklama yapılmadı. Geçtiğimiz günlerde yaşanan büyük kesintiyle gündeme gelen elektrik sektöründe de çözüm yine “özelleştirme ve dışardan ithalatta” aranacak. rek vazgeçmediğini ortaya koyan AKP iktidarı döneminde resmi rakamlara göre taşeron işçi sayısı 1.5 milyona ulaştı. Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından açıklanan beyannamede, işçi kiralama yetkisi verilmesi ile gündeme gelen özel istihdam bürolarının sayısının 105’ten 338’e çıkarılması ile övünüldü ve iş güvencesini ortadan kaldıran esnek çalışma ile kıdem tazminatı fonundan vazgeçilmediği vurgulandı. Beyannamede taşeron işçilere kadrodan yine söz edilmedi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik son olarak taşeron işçi sayısını 1 milyon 482 bin 690 olarak açıkladı. Oysa AKP’nin iktidara geldiği 2002’de taşeron işçilerin sayısı 387 bindi. Ayrıca taşeron işçi sayısının gerçekte 2 milyona yaklaştığına dikkat çekiliyor. Taşeron işçilere kadro vermeyen hükümet, Karayolları’nda açtıkları davaları kazanmış olmalarına karşın taşeron işçileri ne kadroya aldı, ne de tazminatlarını ödedi. Seçim beyannamesinde, “Kamu ve özel sektörde alt işverenlerin ve alt işveren işçi sayılarının tespit edilmesini ve güncel olarak takip edilmesini sağlayacağız” denildi. l ANKARA AB, 2015 için yüzde 10.5 işsizlik öngördü. Geçen hafta işsizlik yüzde 11.3 olarak açıklandı. AB belirsizliğe dikkat çekti vrupa Birliği (AB) Komisyonu, Türkiye’nin 2015 yılı büyüme tahminini değiştirmeyerek yüzde 3.7’de tutarken, 7 Haziran genel seçim sonuçlarıyla ilgili belirsizliklerin ekonomik duyarlılığı etkilediğini vurguladı. AB Aday ve Potansiyel Aday Ülkeler Üç Aylık Ekonomi Değerlendirme raporuna göre, Türk finansal varlıklarına yönelik yatırımcı duyarlılığı ilk çeyrekte kötüleşti. Bankacılık sektörünün net kârı A 2014’te yıldan yıla düzken 2015’in ilk iki ayında yıldan yıla arttı. Şubat sonunda geri dönmeyen kredilerin toplam krediler içindeki payı da görece durağan ve yüzde 3’ü gösteriyor. Raporda Türkiye hakkında şu görüşlere yer verdi: * 7 Haziran genel seçim sonuçlarıyla ilgili belirsizliklerle mart ayında iş ve tüketici güveni 2009’daki resesyondan bu yana en düşük düzeyindeydi. * Küresel yatırımcı tercihleri ilk çeyrekte dolar bazlı varlıklara yönelişi sürdürdü. Lira üç aylık dönem boyunca dolara karşı yüzde 11.2 değer kaybetti. Bu, lira/Avro kurunun neredeyse değişmemesiyle tamamlanan çeyrek dönem boyunca, kabaca dolar/Avro kurundaki değişikliği yansıttı. Tüketici fiyatları endeksi bazında reel efektif rakamlarla lira Mart 2014Mart 2015 arasında yüzde 7.4 değer kazandı. l Ekonomi Servisi C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle