Katalog

Salı 21 Nisan 2015 haber EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: ÇAĞLA SEVİNDİK 10 Bakana yalanlama Bellek Zafiyeti... HP’nin toplumun sosyal, ekonomik umutlarına, beklentilerine yanıt veren, iyi hazırlanmış seçim beyannamesi AKP’yi şaşırttı. Ana muhalefetin geçen seçimlerde olduğu gibi bu seçimde de toplumda ses getirmeyen bir seçim beyannamesiyle karşılarına çıkacağını bekliyorlardı. Ama siyasal yaşam sürprizlerle dolu. Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı beyanname ile seçim ringinde CHP’den yediği sağlı sollu yumruklar AKP’nin yalnız parti bünyesinin sarsılmasına yol açmadı. Başbakan’ın, özellikle belleğinin önemli ölçüde yaralanmasına neden oldu. HHH Beyannamedeki özellikle sosyal vaatleri çürütmek amacıyla Başbakan AD, Saray’daki ağabeyine danışıp beyannameyi karalayacak palavra içerikli çarpıcı görüşler almadan çıktı kameraların önüne, siyasal yaşamının en büyük gafını yaptı. CHP’nin 7 Haziran’da oylarını yüzde 26’dan yüzde 35’e yükselterek iktidara aday olduğu söylemini ve tabii seçim beyannamesini alaya alacağı sanısıyla yaptığı açıklamada aynen… …“ yüzde 35’le iktidar olunur mu? Olunamayacağına göre seçim beyannamesindeki vaatler hayalden ibaret” dedi. HHH Bay Başbakan, dayanaksız, üstelik yakın tarihin gerçeklerine ters düşen bu iddiasını söylerken hem bellek zafiyeti ile malul olduğunu hem de çevresinde kendini uyaran bir kadro olmadığını kanıtladı. Zira: Bugün Saray’dan tepeden emirlerle dünyayı ben yarattım havasındaki ağabeyi Bay RTE ve kurduğu parti AKP, o tarihte sosyal ve daha çok ekonomik sarsıntılar geçiren toplumun zafiyetlerinden yararlanarak… … resmi açıklamaya göre 3 Kasım 2002’deki genel seçimde … yüzde 34, Bay Başbakan evet, yüzde 34 oy alarak tek başına iktidara geldi. Bu gerçeği bilmesi gereken bir parti genel başkanı, CHP’nin yüzde 35 oy alması durumunda iktidar olamayacağını nasıl söyleyebildi? Bu bellek zafiyeti değilse, siyasal kültürden yoksun basit bir demogoji değil midir? HHH Bir de Saraylı’nın son konuşmasında, son günlerin tartışma konusu olan olası seçim sonuçlarını nasıl değerlendirdiğine bakalım. O eski günlerin yine açık ara oyla tek başına iktidar olacağını güldür güldür açıklayan RTE’si nerede, bugünkü RTE nerede! Bu seçimde yüzde 55 oy alacağına değinemiyor bile. AKP’nin yine tek başına iktidar olacağını söyleyemediği gibi, koalisyon olasılığını da artık reddedemiyor. Bütün gücüyle koalisyon olasılığına yükleniyor. Koalisyon demek, işsizlik demek, ekonomik ve toplumsal kriz demektir diye seçmeni korkutmaya, AKP lehine kaydırmaya çalışıyor. HHH İktidarı boyunca bütün konuşmalarında seçim sandığından çıkacak sonuca saygı duyulmasını, işleyen bir siyaset adamının düştüğü açmaza bakın Şimdi sandıktan koalisyon çıkarsa saygı ile karşılayacağını söyleyeceği yerde, seçmeni koalisyon olasılığına karşı kışkırtıyor. O haldedir ki üç yıldır ekonominin patinaj yaptığını, kur nedeniyle milli gelirin 800 milyara gerilediğini ve ekonominin bu sıra geçici bir krize düştüğünü… …ülkeyi kul aklının değil, Allah’ın bu krizden kurtaracağını açıklıyor. HHH Halka gerçeği söylemek için mi bu açıklamaları? Yok canım! Başkanlık sistemine gereksindiğimize toplumu inandırmak için… Derdi bu!.. C Çavuşoğlu, Obama’nın Maryland’daki Türk camisini Erdoğan ile birlikte açma sözü verdiğini söylerken Beyaz Saray, iddiayı kesin dille reddetti Dışişleri Bakanı olmasından beri ilk kez Washington DC’ye ayak basan Mevlüt Çavuşoğlu, Pazar günü Maryland’da bitim aşamasında olan Türk Camisinin ziyareti esnasında yaptığı bir konuşmada Başkan Obama’nın, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte camiyi açmaya söz verdiğini söyledi. Çavuşoğlu şunları söyledi: “Cumhurbaşkanı Erdoğan, telefon görüşmesinde Obama’ya merkezi birlikte açma teklifinde bulundu. Obama da teklifi prensipte açılışa katılmaya evet dedi.” Beyaz Saray Milli Güvenlik Konseyi sözcülerinden Mark Stroh’un Cumhuriyet Gazetesi’ne yaptığı açıklamaya göre, Başkan Obama böyle bir merasime katılma sözü vermedi. Beyaz Saray, ‘Başkan Obama’nın böyle bir angajmanı hakkında herhangi bir açıklamamız yok’ dedi. Beyaz Saray kaynakları, hiçbir şekilde böyle bir planın olmadığının altını çizdi. Beyaz Saray’ın açıkça bir müttefik ülkenin liderini veya bakanını yalanlaması sıradan olaylardan değil. Bundan bir yıl önce de 19 Şubat tarihinde yapılan ObamaErdoğan telefon görüşmesinde, Erdoğan’ın bir TV röportajında Obama’nın Fethullah Gülen’in iadesine sıcak baktığı yönündeki sözleri, yine Beyaz Saray tarafından yalanlanmıştı. Akdeniz Mezarlığı! kdeniz’in uluslararası alanda bilinen adı “Mediterranean”, iki kıta arasındaki deniz anlamına geliyor. Artık bu adı değiştirmek gerekli. Akdeniz, iki kıta arasındaki kocaman bir mezarlık haline geldi. Önceki gün Libya ile İtalya arasındaki Sicilya kanalı diye bilinen bölgede 700 mülteci Akdeniz’in tuzlu soğuk sularına gömüldü. Bu, insan kaçakçılığında bilinen en büyük ölümlü olay. Daha bu olayın ayrıntıları netleşmeden dün Akdeniz’den yine ölümlü bir haber daha geldi. 300 göçmenin umuda yolculuğu boğuldu. Önceki günkü facianın her boyutu ayrı bir dram; 20 metre uzunluğundaki balıkçı teknesine 700 kişi bindirilmiş... Teknede bir tehlike belirince yardım için gelen gemiye doğru herkes yönelmiş. Tekenin bu yanı ağır basınca anında ters dönmüş... HHH Ne zaman Akdeniz’de bir ölüm haberi alsam sanki yaşamını yitirenlerden tümünü yıllardır tanıyormuşum gibi bir acı çöker içime. Yunanistan açıklarından Cebelitarık Boğazı’na Türkiye Bulgaristan sınırından Tuna kıyılarına kadar pek çok yerde onlarla karşılaştım. Anadolu’nun, Asya’nın, Afrika’nın toprakları bereketli insanları fakir bölgelerinden gelen bu “umut yolcuları” her şeylerini satıp savıp dolara çeviriyor. İnsan kaçakçılığı simsarlarına teslim ediyor. Simsarların çoğu sahtekâr çıkıyor. Asya’dan gelen mültecileri Marmaris açıklarında bırakıp “Avrupa topraklarına girdiniz bundan sonrasını siz çözeceksiniz” deyip kaçıyor. Biraz vicdanlı olup son durağa kadar götürmek isteyenler de sıklıkla iki gündür aldığımız kara haberlerin kahramanı oluyor. 1980’li yıllarda Türkiye’de de sık duyduğumuz bir kavram vardı; “Döviz kaçakçılığı”... Liberalizmin, daha net söylemle vahşi kapitalizmin öne çıkmasıyla paraya sınırsız dolaşım hakkı tanındı. Ya insana? İnsana yani emeğe ise Akdeniz’deki gibi gönüllü esaret düştü. Avrupa Birliği hiç sorumluluk almadan sadece Türkiye gibi geçiş ülkelerini her türlü önlemi almaya zorlayarak çözüm arıyor. Son kazanın nedeni de bu zaten. AB, Akdeniz’de önlem alınması için İtalya’ya yardım etmeyince İtalya da kenara çekiliyor, “buyrun mültecilerin cenaze törenine” diyor! HHH Son yıllarda sorun büyüyünce Uluslararsı Göç Örgütü’nün kurumsallaşması benimsendi. Ancak bu örgütün yapabildiği tek şey sadece ölüm istatistiklerini tutmak. Uluslararası borsalarda rakamlar “eksi” verince telaşa kapılan dünya ülkeleri Akdeniz’deki drama seyirci kalıyor. AB liderleri perşembe günü bu konuda bir zirve yapacak. Elbette yanılmayı diliyoruz ama bu zirveden temennilerden, göç yollarındaki ülkeleri uyarmaktan başka birşey çıkmayacak. İnsan kaçakçılığı vahşi kapitalizmin ürettiği bir vebadır. Çözümü de neden olan ana etkeni ortadan kaldırmak, insan canının dolar çizgilerinden daha değerli olduğunu, başta dünyaya yön verenler olmak üzere herkese kabul ettirmektir. A Rice ile görüşecek İlk yalanlama değil Washington’da temaslarını sürdüren Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, yarın Beyaz Saray’a giderek Obama’nın Milli Güvenlik Başdanışmanı Susan Rice ile de görüşeceği açıklandı. ‘Suikastı sakladılar’ gos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink suikastında “ihmal sonucu kasten adam öldürme” suçlamasıyla tutuklu bulunan üç polisin tahliye talepleri, mahkemenin 10 Nisan tarihli kararıyla reddedildi. Mahkeme tarafından verilen red kararında, polislerin “Dink cinayetine ilişkin bilgi sahibi oldukları, ancak bilgiyi sakladıkları” notu yer aldı. Dink’in, 2007’de Şişli’de bir suikast sonucu öldürülmesine ilişkin soruşturma kapsamında tutuklu bulunan polislerin tahliye talebi reddedildi. “İhmali davranışla kasten öldürme” suçundan tutuklanan eski Trabzon İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Ercan De “Kasten adam öldürme” suçlamasıyla tutuklu bulunan üç polisin tahliye talebi “Dink cinayetini biliyorlardı ama sakladılar” gerekçesiyle reddedildi A mir ile şubede polis memuru olarak görev yapan Muhittin Zenit ve Özkan Mumcu’nun tahliye taleplerini reddeden İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimi Bekin Altun’un ret gerekçeleri ise özetle şöyle: Ercan Demir: Yardımcı İstihbarat Elemanı (YİE) Erhan Tuncel’in Dink cinayeti ile ilgili verdiği bilgileri F3 ve F4 raporuna dönüştürmemek; kendi onayı ile düzenlenen 17 Şubat 2006 tarihli F4 raporunda Dink’in Yasin Hayal tarafından öldürüleceği bildirilmiş olmasına rağmen bu bilgiyi İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne gönderilen 027228 sayılı yazıya yansıtmamak ve sadece Dink’e karşı ses getirecek bir eylemin olacağı bilgisini paylaşmak; cinayetle ilgili eylem bilgisi vermek isteyen Erhan Tuncel ile görüşmemek; cinayetten sonra Tuncel’i Trabzon Emniyet Müdürlüğü’nde bir müddet tutmak... Muhittin Zenit: Trabzon’da Rapor etmedi Hırant Dink 2004’de Mc Donalds’ı bombalayan Yasin Hayal’in suç ortağı olduğu halde Tuncel’i YİE olarak çalıştırmak; Tuncel’in cinayet bilgisi paylaşmasına rağmen hazırladığı F3 ve F4 raporlarına bu bilgiyi yansıtmamak; fiziki takip yapılmasına rağmen F5 raporu düzenlememek; cinayetten bir saat 41 dakika sonra telefonla aradığı Tuncel’le yaptığı görüşmede cinayet planını önceden bildiğini gösterecek şekilde detaylıca konuşmak ve görüşme sonunda Tuncel’in zanlıyı teslim etmemesi yönünde telkinde bulunmak... Özkan Mumcu: “Hayal’in suikast girişiminde bulunacağı” bilgisini saklı tutarak, Dink’e verilecek koruma kararının önüne geçmek. Hakim Bekir Altun, Özkan Mumcu hakkındaki “görevi kötüye kullanma” suçundan ötürü tahliye; “ihmali davranışla kasten öldürme” suçu bakımından üç polisin de tutuklu kalmasına hükmetti. l İSTANBUL Cumhuriyet Çalar saatli işkence Şakran’da müebbet hapis cezası alan kadınlar, saat başı kontrol ediliyor. Gerekçe ise intiharları önlemek HAKAN DİRİK arsus’ta otoyolda Şahin Bozdemir yönetimindeki otomobil, sürücüsünün direksiyon hâkimiyetini yitirmesi sonucu, Mehmet Belen yönetimindeki araca arkadan hızla çarptı. Belen, önünde giden Sinan Kaşar’ın kullandığı araca çarparak durabildi. Kazada Mehmet Belen, eşi Nihayet Belen (48), kızı Hülya Şencan (29), gelini Meliha Belen ve torunu 1 yaşındaki Elif Elizer Belen yaşamını yitirdi. 7 yaralının ise sağlık durumlarının iyi olduğu bildirildi. Meliha Belen ile 1 yaşındaki kızı Elif Elizer Belen tek tabutta yana yana gömüldü. Eşi ve kızını kaybeden Taylan Özgür l Belen güçlükle ayakta durdu. MERSİN/Cumhuriyet Bir aile yok oldu T Mersin’de korkunç kaza: 5 ölü, 7 yaralı Kardeş olan kadınlardan Hanife Güneysu korkunç şekilde yaşamını yitirdi. Kurtarma ekipleri kadınları otobüsün altında böyle aradı. (DHA) Şoför kalp krizi geçirince halk otobüsü iki kadını ezdi B eykoz’da şoförünün kalp krizi geçirdiği ileri sürülen özel halk otobüsü, yol kenarındaki ağaç dallarını toplayan iki kadına çarptı. Korkunç kazada kardeş olduğu belirtilen kadınlardan biri yaşamını yitirdi. liağa’daki Şakran Kadın Cezaevi’nde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan mahkumlar, “çalar saatli işkence” ile karşı karşıya. Hükümlü avukatlarının verdiği bilgiye göre, cezaevindeki mahkumlardan Yeter Akçakoca’nın, geçen yıl 9 Mayıs’ta intihar etmesinin ardından, benzer bir olay yaşanmaması için “çalar saat” uygulamasına geçildi. Mahkumlar, yarım saatte bir kontrol edilmeye başlandı. Avukatlarının tepkisi üzerine uygulama saatte bire indirildi. Ama uygulama gecegündüz sürüyor. Kadınlar, gece yarısından sonra da her saat başı uyandırılarak “iyi misin” diye soruluyor. Avukatlar, özellikle tek başlarına kalan kadınların “çalar saatli işkenceye” maruz bırakıldığını söylüyor. A Polis barikatı getirildi Dün öğle saatlerinde kamyonlarla getirilen barikatların bir kısmı belediye ekiplerince Taksim Meydanı’na konuldu. Barikatların 24 Nisan’da yapılacak “1915 olayları” etkinliğinde ve 1 Mayıs önlemleri kapsamında kullanılmak üzere getirildiği öğrenildi. DİSK: Taksim’i istiyoruz Vali: Meydan kapalı İSK, KESK, TMMOB ve TTB yöneticileri, 1 Mayıs İşçi Bayramı’nın Taksim Meydanı’nda kutlanmasına ilişkin, İstanbul Valisi Vasip Şahin’le görüştü. Görüşmeye ilişkin açıklama yapan DİSK Genel Başkanı Beko, “Israrımız 1 Mayıs’ı barış, kardeşlik yolunda şarkılarımızla, türkülerimizle Taksim Alanı’nda kutlamak” dedi. Vali Şahin ile görüşme dün yaklaşık bir saat sürdü. Beko, heyet adına yaptığı açıklamada, 1 Mayıs İşçi Bayramı’nın Taksim’de kutlanmasına ilişkin AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararlarını Vali Şahin’e tebliğ ettiklerini söyledi. Beko, Vali Şahin’in kendilerine “Talebinizi değerlendireceğiz, İstanbul’da yeni miting alanları belirledik. Oralarda kutlama daha iyi olur” dediğini aktardı. Beko, Taksim’de güvenliği sendikaların sağlayabileceğini de kaydetti. Gazetecilere açıklama yapan vali Şahin, “Taksim, bugün itibarıyla gösteri yürüyüşlerine kapalı bir alandır. Taksim’de 1 Mayıs kutlaması şu an için mümkün değildir” diye konuştu.l KAYHAN AYHAN / İSTANBUL D Şakran’a özel ‘Telefonla oynuyordu’ KavacıkAlibahadır köyü hattında sefer yapan özel halk otobüsü, dün saat 12.30 sıralarında Beykoz Örnekköy’de yol kenarında budanan ağaçlardan düşen dalları toplayan kadınlara çarptı. Kazada Ha nife Güneysu hayatını kaybederken kardeşi Şengün Gürsoy ise yaralandı. Kaza sonrası otobüs şoförü gözaltına alındı. Görgü tanıkları sürücünün cep telefonuyla oynayarak ilerlediği sırada kaza yaptığını öne sürdü. Olayla ilgili İstanbul Özel Halk Otobüsü Şirketleri tarafından yapılan yazılı açıklamada, kazanın kalp krizi geçiren şoförün aracın kontrolünü yitirmesi ve ardından yayalara çarpmasıyla meydana geldiği belirtildi. Şoför tedavi altına alındı. l İSTANBUL/Cumhuriyet Geçen hafta, Şakran’da kalan G.Ş. ile görüştüğünü, çalar saat uygulamasının sürdüğünü söyleyen avukat Damla Ürgen, Adalet Bakanlığı talimatının intiharları önleme düşüncesiyle başlatılmış olabileceğini belirtti. Uygulamanın “Şakran’a özel” olduğunu dile getiren avukat Dinçer Çalım da “Biz de Türkan Özen’in 7 Mart’ta Şakran’a nakledilmesiyle konudan haberdar olduk. Yanına bir mahkum verilmesini sağlayabildik. Şimdi gece yalnızca 1 kez kontrol ediliyor. Ancak diğerleri için uygulama saat başı devam ediyor” diye konuştu. l İZMİR/CUMHURİYET C M Y B