24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 19 Nisan 2015 yorum TASARIM: EBRU ADALI 24 V Vatan Nasıl Sevilir? ugün pazar, bütün önemli işleri başkalarına bırakıp bir masal cadısı olmaya karar verdim. Efendim, bir varmış bir yokmuş, çok eski zamanlarda bir Doğu ülkesinde bir hükümdar yaşarmış. Hükümdarın kaprisli, gösteriş meraklısı bir karısı ve henüz üç aylık nur topu gibi bir oğlu varmış. Her hükümdar gibi bu hükümdarın da hem dostları hem düşmanları pek çokmuş. Günlerden bir gün hükümdarın orduları düşmana yenik düşmüş. Düşman, hükümdarın ülkesine dörtnala girip ne var ne yoksa talan etmiş. Erkekleri kılıçtan geçirilmiş, kadınlara olmadık eziyetler yapılmış. Hal böyle olunca hükümdar ne yapsın, ordularının başında savaşmaya devam etmiş, taa ki bir ok yüreğine saplanıp ölünceye kadar. Hükümdarın karısı da her şeyi kaybettiklerini anlayıp yükte hafif pahada ağır ne varsa toplayıp hızla saray B Haramdan Sevap, Hurmadan Harap KİTAP KAPAĞI dan uzaklaşmış. Ama o da ne? Hükümdarın üç aylık oğlu altın beşiğinde her şeyden habersiz mışıl mışıl uyuyor. Az sonra düşman saraya girecek ve hiç kuşkusuz bu küçük yavru, babasının izini sürmesin diye öldürülecek. Mücevherlerini, altın tacını unutmayan annesi onu unutup gitmiş. Hükümdar oğlunun bakıcısı çok olur ya, şimdi herkes canının derdinde, kimsenin onu gördüğü, onunla ilgilendiği yok, en genç bakıcı Gülçiçek’ten başka. Gülçiçek henüz on sekizinde bir kız. Saraya hükümdarın oğlunun doğduğu gün geldi. Gelir gelmez de çocuğun bakımıyla görevlendirilmiş. Şimdi o da bohçasını toplamış bir an önce saraydan uzaklaşmaya çalışıyor. Uzaklaşmak istiyor ama içi de elvermiyor, son bir kez oğlana sarılmak, onu bağrına basmak istiyor. Üç ay masallar söyleyip uyutmuş onu. Aman Tanrım, şuna bakın nasıl da mışıl ışıl uyuyor, nasıl da tatlı. Az sonra sarayın kapısı açılıp düşman askerleri içeri girdiğinde... Gülçiçek bundan ötesini düşünemiyor bile, oğlanı kaptığı gibi sırtına vurup saraydan fırlıyor. Yolu uzun, zorluklarla dolu. Oğlanı doyuracak süt onda yok. Oğlanı sarıp sarmalayacak çul onda yok. Ama onda kocaman bir yürek var. Bilir ki, o pes etti mi bu yavrucak ya dağlarda kartallara yem olur ya da düşman kılıcıyla ikiye bölünür... Gülçiçek buna dayanamaz. Dağkeçilerinden süt bulur, sarmaşık dallarından çul dokur. Günler günleri kovalar; Gülçiçek, sonunda sırtında oğlan ülke dışına çıkmayı başarır. Orada bir dost evine yerleşirler. Gülçiçek halinden hiç yakınmaz, oğlana saçını süpürge eder. Oğlan da en önce ana demeyi öğrenir. Gülçiçek oğlan ana dediği gün ağlar [email protected] Bu masal Kafkas Tebeşir Dairesi olarak bilinir ve şu yaşlı dünyamıza dairdir. den. Çok ağlar. Böyle sürüp gider. Gel zaman git zaman devran değişir. Hükümdarın karısı dostlarının yardımıyla düşmanı yener, yeniden tahta oturur. Bu arada sarayda bıraktığı oğlunun ölmediğini, Gülçiçek adlı bir kız tarafından kurtarıldığını öğrenir. Hemen yola adamlar çıkarır, adamlar dağ taş arayıp Gülçiçek’i ve on yaşına gelen oğlanı bulurlar. Alıp saraya getirirler. Saraya gelince hükümdarın karısı oğlunu ister. Gülçiçek vermez, “O benim oğlum” der. “Ben büyüttüm onu, karnını ben doyurdum, hastalandığında başucunda ben bekledim.” Hükümdarın karısı bu sözler üstüne sinirlenir, “O benim canımdan, o benim kanımdan, onu bana ver” diye bağırmaya başlar. Ama sonuç değişmez, Gülçiçek oğlanı vermez. Günler geçer, sonunda iş kadıya kalır. Kadı da adaletiyle bilinen bir adamdır. Karar günü bütün şehir halkı meydanda toplanır. Kadı her iki kadını da dinler. Sonra bir tebeşir ister, tebeşiri alır, ortaya kocaman bir daire çizer. Dairenin tam orta yerine oğlanı yerleştirir. Kadınlara da emreder. “Şimdi siz ikiniz oğlanın birer kolundan tutun!” Kadınlardan biri oğlanın sağ kolunu, öteki sol kolunu tutar. Kadı devam eder, “Şimdi de çizdiğim dairenin dışına çıkın ve ben başla deyince her biriniz oğlanı kendinize doğru çekmeye başlayın! Kim oğlanı dairenin dışına kendi yanına çekmeyi başarırsa çocuk onun olacaktır.” Kadı bu açıklamadan sonra bağırır: “Başla!” Bu komut üzerine Gülçiçek bir yandan hükümdarın karısı öbür yandan oğlanın kollarından çekmeye başlarlar. Ama o da ne? Gülçiçek birdenbire oğlanın kolunu bırakır, “Böyle ikiye bölünecek, ölecek, varsın onun olsun” der. Herkes donup kalır, soluklarını tutup Kadı’ya bakarlar. Kadı’nın yüzünde mutlu bir gülümseme belirir, tok bir sesle bağırır: Şimdi derin bir soluk alıp bir an düşünelim. Hepimiz vatanı çok sevdiğimizi söyleriz, peki vatan nasıl sevilir? Onu korumadan, bir çocuk gibi her olumsuz şeyden sakınmadan, bilmeden, öğrenmeden nasıl sevilir? Bu ara herkese soruyorum: “Vatan nasıl sevilir?” 913 yılında ABD’de kukomisyonlarından birinde görulan AntiDefamation rüşmek üzere 2008 yazında League (ADL) adlı örgüt, gündeme aldı. Bu Ermeni lodünyadaki en etkili Yahudi ku bisinin Knesset’teki ilk zaferiyruluşlarından biridir. di. Tasarıyı gündeme getiren ABD ve İsrail, 2005’ten itipolitikacı Haim Oron, “Türkibaren Ermenistan’a olan yakye ve Azerbaycan’la ilişkilerilaşımlarında kökten değişiklimizde güçlük çıkaracağını biğe gittiler. Değişikliğin amacı, liyorum, ama Ermeni soykırıErmenistan’ı geleneksel olamını tartışmak bizim ahlaki yürak benimsediği Rusyaİran it kümlülüğümüzdür” dedi. tifakından çıkarmaktı. İsraHHH il lehine İran’ı yalıtmaya yöneSadece İsrail değil, ABD’nin lik Ortadoğu siyaseti böyle bir adımları da bu yöndeydi. değişikliği gerekli kılmıştı. NovostiArmenii sitesinin Bu dönüşümün sürprizlerin haberine göre; ABD Dışişleri den biri, ADL’nin 21 Ağustos Bakanı Hillary Clinton’ın da2007 tarihli açıklamasıydı. nışmanı ve Amerikan Yahudi Açıklamada ADL, 1915lobisinin önemli isimlerinden 1918 yılları arasında, Peter Rosenblatt, 30 Mayıs Osmanlı’nın Ermenilere yap2008 tarihinde Erivan’a yaptıtıklarının “tantamount to geğı ziyarette, Ermenistan Başnocide”, yani soykırıma denk bakanı Tigran Sarkisyan’a, olduğunu ilan etti. Amerikan “İsrail ile Ermenistan’ı birbibasını, açıklamayı “YahudiEr rine bağlayacağı” güvencemeni ilişkilerinde tarihsel bir si verdi. dönüm noktası” saydı. Bundan dolayıdır ki Niİşte bu ADL’nin temsilcilesan 2008’de, Ermenistan’ın ri 2008 yılı Temmuz başında, Tel Aviv Büyükelçisi Edvard Türkiye’ye bir çıkarma yaptı. Nalbantyan’ın Devlet Başkanı Cumhurbaşkanı Abdullah Sarkisyan tarafından Dışişleri Gül, Başbakan Recep Taybakanı atanması hiç de sürpyip Erdoğan, CHP lideri Deriz sayılmazdı! niz Baykal ile o dönem Geİsrail basını o günlerde nelkurmay İkinci Başkanı olan Ermenistan’ın İsrail’le ilişkileri Ergin Saygun’la görüştüler. geliştirme niyetini yazıyordu. Dışişleri bakanı, İçişleri bakaSözün özü... nı, Adalet bakanı ve Milli EğiADL’nin Türkiye ziyareti, tim bakanıyla bile buluştular! İsrailABDErmenistan üçgeHHH ninde yaşanan bir dizi gelişme Cumhurbaşkanı Gül’ü “Türiçinde anlaşılabilir. kiye’deki antisemitizme karBu gelişmeler, Türkiye’yi şı açıklamalarından dolao dönemde sonucu başarıyı tebrik ettikten” sonra şunsız da olsa bir Ermeni açılıları söylediler: “Türkiye’nin mına itti. Yahudi Cemaati ise Ermenistan’la ilişkileri geliştirTürkiye’de tepki uyandıracak mekte yaratıcı ve etkin olmabir Ermeni baharı yaşıyordu.* sını öneriyoruz. Atmosferi değiştirme yolunda çeşitli işbirli*Barış Terkoğlu ve Barış ği yolları bulunmasını önerdik, Pehlivan’ın Gizli Belgelerde çünkü bugün Ermenistan’ın Türkiye’nin Sırları MAHREM selametiyle yakından ilgileni(Kırmızı Kedi, 2015) başlıklı yoruz.” inceleme kitabından alıntıdır. ADL resmi sitesinin aktardığına göre temsilciler, Türk yöneticilerine Ermeni açılımıyla birlikbu l önce te “tarihsel sorunı y t r ö “D ların çözümünü de” girdik önerdi. manlar a z Hatırlayalım... varlau d i r v Abdullah Gül’ün Sili içeri. n bu görüşmeda n ı r den bir ay sonra ın yana n a n Ermenistan’a giderek, u k Do iki ülke arasındaki milli r, yana kada maçı izlemesi tesadüf cağı olmasa gerek. kunacağı o d da Bu kadar da değil... nın e tutİsrail parlamentosu akikat h bir Knesset, Ermeni soyimkisi.” z i b u d kırımı tezini parlamento kuy 1 KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] “Çocuğu Gülçiçek’e verdim.” HARBİ SEMİH POROY SAYISAL LOTO 1, 3, 18, 24, 34 ve 38 6 BİLEN: 1 milyon 519 bin 250’şer TL, 5 BİLEN: 4 bin 76’şar TL, 4 BİLEN: 50’şer TL, 3 BİLEN: 7,35’er TL Sandığa Sahip Çıkmak skiden, bilgisayarların, cep telefonlarının olmadığı zamanlarda sandığa sahip çıkmak daha mı kolaydı diye düşünüyorum. “Gözümüzü sandıktan ayırmazdık” diye anlatıyor. Pek çok kez sandık kurulunda görev almış, gözlemci olmuş: “Sayım biter, tutanak hazırlanırdı. Sonra sandığı ilçe seçim kuruluna sağ salim teslim ettik mi, görevimizi başarıyla yapmış olurduk.” “Bugün ne değişti?” “Emin olamıyorsun ki” diyor: “İlçede sandık sonuçlarının bilgisayara doğru girildiğini de kontrol etmen lazım. Birleştirme tutanaklarını kontrol etmen lazım. Ayrıca doğru girilse bile, bilgisayardaki kayıtlar değiştirilebilir mi diye endişe ediyoruz.” HHH Seçim hilelerinden korkmayan yok. “Amerika, bizim SEÇSİS sistemine girip sonuçları değiştirebilir mi” diye soran bile var. Güvensizlik öylesine büyük. Herkes merak ediyor: “Bu seçimde trafolara kediler girecek mi? Sosyal medya kapatılacak mı?” “Peki, ne yapılabilir” diye soruyorum konunun uzmanlarına, şu yanıtı veriyorlar: “Tüm partilerin ve sivil toplum örgütlerinin sandığa sahip çıkma İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına E G NOKTASI “Erdoğan’a verdiği cesaret madalyası nedeniyle uzun süre Türkiye’nin gündeminde olan ADL, Gülen’in bir kitabını da İngilizceye çevirerek ABD’de bastırdı. O günden sonra ADL ile Gülen arasında sıcak ilişkiler başladı. Gülen’in dinlerarası diyalog projesinin dünya Yahudiliği ayağını, ADL ile kurulan ilişkiler oluşturdu. Aralarında ADL’nin de olduğu ABD Yahudi örgütleri, Ermeni meselesinde uzun yıllar Türkiye’yle birlikte hareket etti. Türkİsrail ilişkilerinin olumlu seyri, bunda baş etkendi. Türkiye Ortadoğu’da İsrail ile omuz omuzayken ABD’deki Ermeni soykırımı önergeleri Yahudi lobisinin desteğiyle reddediliyordu. Yani tam bir ‘kazankazan’ durumuydu yaşanan. Ancak aradaki ip, 2009’da Erdoğan’ın ‘One minute’ demesiyle koptu. O günden sonra Yahudi Cemaati’nin desteğini tam anlamıyla kaybeden Türkiye, uluslararası alanda eskisinden daha fazla Ermeni meselesiyle karşı karşıya kaldı...” Diye yazıyor Barış’lar, birlikte kaleme aldıkları Mahrem’de. Başarılı ve dürüst gazeteciliklerini Silivri’den geçerek ödeyen iki genç yazarın WikiLeaks belgelerine dayanarak hazırladıkları bu kitap, adeta Türkiye’nin bağırsak kolonoskopisi. Okumak için doktor olmaya gerek yok, dün yenilen hurmaların bugün tırmaladığı satır satır izleniyor! sı lazım. YSK ile eşzamanlı olarak sandık sonuçlarını sayacak ve YSK’nin sonuçlarıyla karşılaştıracaklar. Bunu başarabilirlerse, bilgisayar hileleri dahil her tür hilenin önüne geçebilirler.” Söylemek kolay, başarmak zor. Öncelikle büyük bir kitleyi harekete geçirmek gerekiyor. Seçimlerinde 174 bin 245 sandık kurulacak. Diyelim ki o kitleyi harekete geçirebildiniz. Yetmiyor. Sandık sonuçlarını akıllı cep telefonları ya da taşınabilir bilgisayarlarla merkezlere iletmek gerekiyor. Tutanakların fotoğrafını çekip onları da merkeze göndermek gerekiyor. Merkezdeki bilgisayarlar aracılığıyla sonuçlar değerlendirilecek, YSK sonuçlarıyla karşılaştırılacak, sapmaların yaşandığı sandıklarda hemen itiraz edilecek. “Türkiye’de akıllı cep telefonu kullananların sayısı hayli fazla” diyeceksiniz. Doğru. Buna karşılık bu telefonları etkin olarak kullanabilenlerin o kadar fazla olmadığını anlatıyor deneyimli politikacılar. HHH Seçim sandıklarında yaşanan sorunları dinlerken aklıma gezi eylemleri geliyor. Çevreci gençlerin, akıllı telefonlarla yarattıkları harikaları anımsıyorum. Twitter ile nasıl örgütlendiklerini, yaratıcılıklarını, hepimizi güldüren esprilerini… İyi ki “Oy ve Ötesi” var diye geçiriyorum içimden. Gezi’den sonra örgütlenen gençlerin kurduğu bir yapı. Partiler üstü bir sivil örgütlenme. Tümüyle bağımsız. Oy ve Ötesi’ndeki gençler, yerel seçimlerde iyi iş çıkardılar. 4 ayda örgütlendiler, sayıları 30 bin kişiye ulaştı. Bu seçimde hedefleri 120 bin kişiye ulaşmak, Türkiye’deki oyların yüzde 62’sine dokunmak, 45 il ve 162 ilçede sandıkların başında bulunmak. Başarabilirler. Akıllı cep telefonlarını, bilgisayarları rahatça kullanabiliyorlar. Kullanamayanlara da hemen öğretiveriyorlar zaten. Sonuçları hızla kendi merkezlerine iletebilmek için gerekli bilgisayar altyapısını çoktan kurmuşlar. “Onlar diğer partilerdeki ağabey ve ablalarına, sandık tutanaklarının merkezlere geçilmesinde yardımcı olurlar” diye düşünüyorum. Muhalefet partileri de elbette onlara gözlemci olabilmeleri için, sandık başlarında “ıslak imzalı” tutanaklara ulaşabilmeleri konusunda yardımcı olacaklar. 1980’lerden beri seçimleri gazeteci olarak izliyorum. Seçim hazırlıkları yapılırken partililer tuhaf bir “savaş dili” kullanırlar. Diğer partiler neredeyse düşman gibi algılanır. İlk kez bu seçimlerde “savaş”tan çok “dayanışma” ön plana çıkacak gibi görünüyor. İlginç olacak. Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörü Murat Sabuncu Yazıişleri Müdürü Ayşe Yıldırım Başlangıç Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Özlem Ayden Şalt Reklam Genel Müd. Yrd. Nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörü Hakan Çankaya Rezervasyon Yönetmeni Onur Tunalı Haber Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya Dış Haberler: Ceyda Karan l Ekonomi: Olcay Büyüktaş Kültür: Celâl Üster l Spor: Arif Kızılyalın Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner Grafik: Ahmet Sungur l Fotoğraf: Uğur Demir Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık Ahmet Rasim Sok. No: 14 Halit Ziya Bulvarı 1352 S. 2/3 İzmir Tel: (0232) 441 12 20 Çankaya 06550 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Cüneyt Arcayürek, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Mali İşler Müdürü: Bülent Yener l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Cumhuriyet Caddesi Beşler Apartmanı No: 44 Kat:3 Daire:4 34367 Elmadağ/İstanbul Tel: (0212) 251 98 74 75 81 82 Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İstanbul Ankara İzmir İmsak 4.38 4.26 4.53 Güneş 6.13 5.59 6.23 Ögle 13.10 12.55 13.18 İkindi Akşam Yatsı 16.53 19.56 21.22 16.37 19.39 21.03 16.58 19.59 21.22 C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle