18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 19 Nisan 2015 KULTUR AKM : Ş A K A KAR ACAK L I Ç A L DERHA Kabare yıldızı Lemper Kabarenin yıldızlarından Ute Lemper İstanbul’a geliyor. Lemper, 28 Nisan günü saat 20.00’de Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda seyircilerin karşısına çıkacak. EDİTÖR: CEREN ÇIPLAK TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Notre Dame’ın Kamburu Mersin Devlet Opera ve Balesi, Victor Hugo’nun ölümsüz eserinden baleye uyarlanan “Notre Dame’ın Kamburu”nu önceki gün son kez sahneledi. Gösteri şef Hakan Kalkan yönetiminde sanatseverlerle buluştu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Karakaş, seçim beyannamesindeki kültür politikalarını anlattı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı ayırılıp ‘Kültür’ü özerk bir bakanlık yapacaklarını söyledi. 5 Nisan Dünya Sanat Günü etkinlikleri kapsamında, geçen hafta içinde İstanbul Ortaköy Feriye Lokantası’nda büyük bir buluşma düzenlendi. Buluşmaya UNESCO’ya bağlı UPSD Türkiye Sanat Komitesi çatısı altında başkan ve sanatçı Bedri Baykam’ın öncülük ettiği birçok sanatçı, gazeteci, yazar ve akademisyen ilgi gösterdi. Yaklaşan 7 Haziran genel seçimi arifesinde bu etkinliğe katılanlardan biri de, eski Kültür Bakanı ve CHP GeEVRİM nel Başkan YarALTUĞ dımcısı Ercan Karakaş oldu. Etkinliğe, gazetemiz yazarı Zeynep Oral ile birlikte katılan Karakaş, tören öncesinde sorularımızı yanıtladı. Karakaş görüşmemizde, bir süredir muhabirimiz Ceren Çıplak imzasıyla gündeme getirdiğimiz Atatürk Kültür Merkezi konusu ile ilgili önemli mesajlar da verdi. ayrı bakanlıklar olacak Kültür ve Turizm 23 Güzel İzmir’in Güzel İnsanları 1 zmir’de olmak insanın içine neşe, sevinç dolduruyor. Hava sıcak, doğa güzel, insanlar güler yüzlü... Cahit Külebi demişti ya: “İzmir’in denizi kız, kızları deniz kokar. / Sokakları hem deniz, hem kız kokar”. Aynen öyle! (Dün akşam sofrada bir öğretim üyesi söyledi: Meğer hayatında hiç ama hiç şiir okumamış, hiç şiir okumayan insanlar varmış! İçim nasıl acıdı, onlar adına nasıl üzüldüm, onlara nasıl acıdım anlatamam. Nasıl yaşanır ki şiirsiz!) İki günlük İzmir seferime Balçova Belediyesi’yle Yeni Kuşak Köy Enstitülerinin düzenlediği bir toplantı ve paneli, bir de İzmir TÜYAP Kitap Fuarı’nın açılış gününde iki söyleşi bir imza günü sığdırdım. Hepsi de bir şölen, bir şenlik havasındaydı. Her yaştan “gencin” yoğun katılımıyla cıvıl cıvıldı. Geleceğe umut vaat ediyordu. Geleceğin Cumhuriyetini tasarlamak Balçova’nın genç, enerjik ve hitabet ustası Belediye Başkanı Mehmet Ali Çalkaya, Aydınlanma Onur Ödülü’nü alan Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in de katıldığı, İzmir Ekonomi Üniversitesi’ndeki ilk toplantıda, Köy Enstitülerini anmakla kalmadık. Prof. Ahmet İnam, aydınlanma savaşını sürdürmenin gerekliliği üzerine herkese muhteşem bir ders verdi. İşte o dersten satırbaşları: l Cumhuriyet bir irade devrimiydi. Atatürk’ten öğrendiğimiz her an araştırmak, her an yeni düşünce üretmek olmalı ve asla unutulmamalı. l Yılgınlığa düşmeyeceğiz. Umutsuzluğu yenmek gerek. Ancak hamaset edebiyatıyla gaza da gelmeyeceğiz. l Şişkin egolardan bir an önce kurtulmalıyız. Aydınlanma savaşını sürdüreceksek: Herkesin general olduğu bir ordu savaşamaz; erlere, neferlere de gereksinim var. l Halkevlerinde, Köy Enstitülerinde, “insan olmayı” birlikte üretmeyi, dayanışmayı, “hakikat yolculuğu yapmayı” öğreniyordunuz. Bu bir aşktı. O aşkı yeniden yakalamalıyız. l Geleceğin Cumhuriyetini tasarlamak gerek. Cumhuriyet yenilenmekle, yeni düşünceler üreterek kurulur... Bize benzemeyenlerle, bizim gibi düşünmeyenlerle bir araya gelmek şarttır. Dindar ve kindar yetiştirme Ahmet İnam’ı dinlerken, ister istemez ErdoğanBilalMilli Eğitim Bakanlığı (MEB) üçlüsünün eğitim politikalarını düşünmeden edemedim. Daha başbakanken açıklamıştı hedefini: “Dindar ve kindar bir gençlik yetiştirilmesini” istiyordu... Aşkla bir vakıf kuruldu: TÜRGEV. Tek generali ve binlerce neferi, eri olan bir ordu yarattılar. İdeallerini uygulamak üzere savaşa girdiler.. Yeni düşünceler değilse de eskiye dönerek, bağnazlığa sığınarak çıktıkları yolda, yeni düşünceler üretmektense biat etme, kul olma kültürüne sarıldılar. Ve MEB’in 5 yılda ulaşmayı umduğu hedefe bir yılda ulaştılar: Geçen yıla oranla imam hatip ortaokul ve liselerine giden öğrenci sayısı yüze 40 artış gösterdi. Durun ben size güzel İzmir’in güzel insanlarından söz ediyordum: Balçova’daki toplantı sonunda çevremi saran özellikle kadın dinleyicilerle sohbette buradaki “Semtevleri”nin yaşamlarındaki önemli yeri dinleyecektim bol bol. Bunlar sanki birer Halkevi gibi çalışıyor, yaşamlarını dönüştürürken onları, ekonomik, sosyal ve kültürel yaşama katıyordu... Bu yıl 20. yaşını kutlayan İzmir TÜYAP Kitap Fuarı izlenimlerine yer kalmadı. 400 yayınevinin ve sivil toplum kuruluşunun katılımı, yüzlerce etkinlik programıyla 26 Nisan’a dek sürüyor. (Devamı bir sonraki yazıya...) İ Sanat özgür değil Dünya Sanat Günü, UPSD Türkiye Sanat Komitesi tarafından ‘Savaş değil, sanat yapalım’ mesajıyla kamuoyu ile buluştu. Bu mesajın sizdeki yankısı nasıl oldu? Ercan Karakaş: Türkiye’de sanat, maalesef özgür değil. Bu hükümet zamanında da sanat üzerinde büyük bir baskı, sansür uygulamaları var; en son İKSV’nin Film Festivali’nde gördük; 23 sinemacı eserlerini çektiler. Bu da gösteriyor ki, AKP hükümeti tarafından kültür ve sanat alanında büyük bir baskı ve sansür uygulanıyor. Bu maalesef giderek yoğunlaşıyor. 2014’te biz Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kültür ve Sanat Plat Karakaş, kültür ve sanatın bir meta değil, insana yatırım olduğunu vurgulayarak önceliğin AKM’nin açılması yönünde olduğunu vurguluyor. (Gezi Direnişi sırasındaki AKM) runlarına oturarak, karşılıklı bir çözüm bulacağız. Serbest çalışan hiçbir sanatçı sosyal güvenlikten yoksun kalmayacak. Üçüncüsü, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı hemen ayıracağız. Kültür Bakanlığı özerk bir bakanlık olacak. Bütçesi de binde ikiden yüzde bire çıkarılacak. Ayrıca anayasamıza ve İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ne göre yurttaşın sanata erişme hakkı uyarınca ülkede sanata ulaşma olanakları, kurumlar aracılığı ile yaygınlaştırılacak. Tabii bu noktada unuttuğumuz bir unsur: AKM. Bu mekân derhal, bir yıl içerisinde onarılıp, restore edilerek sanatın hizmetine sunulacak. AKM’nin aslında modern bir restorasyon projesi mevcut. Çünkü o modern bir değer ve tarihsel bir önemi var. İstanbul’un kalbinde. Gerek opera, gerek tiyatro, gerek sinema, gerek toplantılar, gerekse sergi salonları açısından en büyük. Bunun olmaması, İstanbul için büyük kayıp ve büyük ayıp. Oraya, yılda milyona yakın insan gelip, sanat etkinliklerine katılıyordu. Şimdi daha çok katılacak. Aslında onun finansmanı için bir büyük şirket 30 milyon TL’lik bağışta da bulunmuştu. Aslında restorasyon projesi de hazır. Dolayısıyla derhal, Kültür Bakanlığı ve STK’leri de bunun içine alarak bunu başlatacağız ve burayı bir an evvel sanatsal, kültürel amaçlar uğruna sanatseverlerin hizmetine açacağız. vikler koyacağız. Bu bağlamda açılmış Yunus Emre Enstitülerini tekrar ele alacağız. Bu unsurun, hükümetin emrinde olan bir kuruma değil de, yine sanatçıların ve kültür insanlarının katıldığı, daha özerk bir yapıya kavuşmasını sağlayacağız. formu olarak bir tarama yaptık ve 135 ayrı baskı ve sansür olayı olduğunu gördük. Bunu raporlaştırdık, dağıttık, şimdi ayrı bir rapor olarak yayımlıyoruz. Neredeyse her ay, sinema konusunda, tiyatro konusunda, edebiyat ve müzik konusunda bir 10 olay yaşıyoruz. O yüzden biz CHP olarak diyoruz ki, ‘Sanat ve sanatçılar özgür olmalı.’ Her yere opera Peki, potansiyel seçmene yönelik açık bir uyarı veya vaadiniz var mı? Bir defa, tüm yurttaşların kültür ve sanata ulaşma hakkını yurt çapına yayacağız. Kültür sanat mekân ve etkinlikleri daha ziyade İstanbul etrafında yoğun. Biz Türkiye’de bütün şehirlerde opera, bale ve orkestraların kurulmasından yanayız. Bu anlamda hazırlanacak bir yasa suretiyle, nüfusu belli yerlerde belli bir oranın üzerine çıkan yerlerde, opera ve tiyatroların, en azından belediyeler vesilesiyle oda tiyatrolarının kurulmasını sağlayacağız. Bütçe artacak Sanatı yayacağız Bu koşullarda parti ajandanızın ilk üç acil maddesi nedir? İlk üç: TÜSAK atılarak kültür ve sanat örgütleriyle beraber bir sanat yasası yapılacak. Bir özerk sanat kurulu oluşturulacak. İkincisi, sanatçıların sosyal güvenlik so Türk sanatının yurtdışındaki temsili adına belli bir kriz yaşanıyor mu size göre? Yaşıyoruz, çünkü çağdaş sanat maalesef yeteri kadar desteklenmediği için yurtdışına da yeteri kadar açılamıyor. Evet, belli edebiyat eserlerine bir çeviri imkânı yaratılıyor ama biz bunu daha sistematik, daha saydam hale getireceğiz. Kendi kültür ve sanatımızın yurtdışında kendini göstermesi için yurtdışında teş Sanat eğitimi şart Zeynep Oral da okulöncesinden başlayarak, eğitimin her alanı ve seviyesine kesinlikle sanat eğitimini yerleştirmek gerektiğini söylüyor. Oral, “Sanat eğitimini geliştirip, okullarımıza yerleştirmezsek, her çocuğun, her zerresine, ruhuna, tenine, damarlarına işlemezsek, işitir ama duyamaz, bakar ama göremez, eleştirir ama değerlendiremez. Yorumlayamaz. Bu değer ölçüsü bir hiyerarşi yerleştirir insana. Sanat, resim, müzik, edebiyat, şiir, plastik sanatlar, tiyatro, hepsi buna yarar” diyor. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle