23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ 8 DOLAR AVRO FAİZ BORSA CUMHURIYET ALTIN ALTIN 24 AYAR 10 Kuruş arttı 2.6050 2.8250 10 Kuruş düştü 0.37 puan düştü 8.40 82.184 1290 puan arttı 12.6 lira arttı 662.70 75 kuruş düştü 99.35 EDİTÖR: ZEKİ TEZER TASARIM: BARIŞ AKTAŞ Salı 31 Mart 2015 Hazine’den ilginç broker yazısı igorta sektörünün de tüm sektörler gibi belli başlı aktörleri var. Sigortayı alan; sigortalı, sigortayı satan; sigorta şirket ve onun satış ve dağıtım kanalı olan acenteler, bankalar ve diğer oyunculara göre daha yeni piyasaya girmiş brokerler. Çok çok eski sigorta şirketleri ve acenteler olmasına karşın, brokerlerin geçmişi 15 yıla dayanıyor. Ancak, sigortayla ilgisi olsun olmasın pek çok insanın son birkaç haftadır artık yakından tandığı bir sigorta brokeri var. Hürrem Sultan’la ününe ün katmış bir broker. Daha önce de türlü çeşitli nedenlerle ekonomi sayfalarından çok magazin sayfalarında görülen Martin &Martin Sigorta ve Reasürans Brokerlik şirketinin sahibi Can Ateş, bir kez daha gündemde. Ancak bu kez yeni bulduğu film starı sevgilisi ya da evlenmeyi reddetetiği için çocuğunu babasız doğrumak durumanda kalan Meryem Uzerli nedeniyle değil, piyasayı 3040 milyon Avro dolandırığı ve soluğu Meksika sahillerinde aldığı için... Ekonomi yönetimi dağınık, işsizlik sürecek OLCAY BÜYÜKTAŞ S 34 aydır kokusu çıkmıştı Olayın büyük bir kısmını dün meslektaşımız Noyan Doğan, Hürriyet’teki köşesinde yazdı. Ancak naçizane sigorta sektörüyle ilgili birisi olarak bizim de konuya bakmamız gerekti. Son dönemlerde yalnız piyasayı değil eski sevgilisi ve kızının annesi film yıldızı Meryem Uzerli’yi de 3 milyon lira kadar dolandırdığı dedikodularını duyduğumuz Can Ateş’i dün de biz bir kaç kez cep telefonundan aradık. Arkadaşı ya da tanışığı olan dostlarımızdan yardım istedik ancak ulaşmak ne mümkün... Sektörün duayenlerinden aldığımız bilgilere göre aslında Ateş’in durmunun kokusu birkaç aydır çıkmıştı. Sigorta şirketleri, primleri ödenmeyen sigortalıları arayarak ‘primleri ödeyin ya da poliçeyi iptal edeceğiz’ demeye başlamışlardı. Ama son birkaç haftada anlaşıldı ki ne ortada şirketlerin ödediği ama sigorta şirketine gitmeyen primler var ne de Can Ateş. belirtmekte yarar var; brokerler, tek tek kişilere sigorta satmıyor. Kurumsal çalışıyorlar, şirketler için sigorta şirketlerini araştırıyor, teklifler alıyor sonra en uygun teklifle, bir şirketi belli riskleri için bir sigorta şirketine sigortalatıyor. Sigorta şirketleri çalıştığı acentelere prim toplama yetkisi veriyor. Acente, ancak bu yetki ile bir poliçeyi satarak prim toplayabiliyor. Brokerlerin ise prim toplama yetkisi biraz karışık. Daha doğrusu Hazine Müsteşarlığı mart ayının başında bir yazı kaleme alıyor. Bu yazıda özetle diyor ki, sigorta brokerler tarafından kendilerine gönderilen primleri kabul eden sigorta şirketleri, söz konusu ödemeler bakımından sigorta brokerine daha önce yetki versin vermesin, zimnen tahsilat yetkisi vermiş sayılır. Yani sigorta şirketi tahsilat yetkisi vermediği halde, kendisine prim getiren brokerden ya parayı almayacak, kardeşim ben sana yetki vermedim diyerek parayı geri çevirecek ya da kötü bir niyet aramadan gelen parayı kabul edip poliçeyi kesecek. Yazının tam da bugünlere denk gelmesi de son dönemlerin deyimiyle manidar... eçime birkaç ay kala ekonomi ve siyasete ilişkin önemli açıklamalarda bulunan Anadolu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, üldeki büyüme hızının yavaşladığını, bu durumun da işsizliği sıkıntılı bir hale soktuğunu dile getirdi. Yüzde 3 civarı büyüyen ülkede, işsizliğe yüzde 7’lik büyüme ile çözüm bulunabileceğini, aksi takdir S de sorunun devam edeceğine dikkat çeken Özilhan, “Cari açık ve tasarruf eksikliği diğer temel sorunlarımız maalesef. Bu sorunlar köklü biçimde çözülemedi ya da çaba sarfedilmedi. Petrol fiyatlarında yarı yarıya düşüşle bile cari açıktaki iyileşmeyi istenilen düzeyde göremiyoruz” şeklinde konuştu. “Temennimiz seçimden sonra istikrar arzu ediyoruz” diyen Özilhan, kur sorunun sürecek gibi göründüğünü belirtti. Ekonomi yönetimin de bir dağınıklık göründüğünü, siyasetin ekonominin önüne geçtiğinden söz eden Özilhan, “Daha iyi yönetilmesi gerekiyor. Şu anda dağınık bir yapı var. Herkes seçime konsantre, ekonomi biraz başsız kalmış durumda. Oysa tek çatı altında yönetilmesi gerekiyor. Ekonominin lideri Ali Babacan’ın önümüzdeki dönemde olmayacağı söyleniyor. O yapıyı iyi yönetmemiz gerekiyor” dedi. Tuncay Özilhan Hedef: Üç yılda 1 milyar dolar yatırım ürkiye, Orta Doğu, Orta Asya ve Pakistan’da 23 fabrika ve 10 bini aşkın çalışanıyla faaliyet gösteren CocaCola İçecek’in Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan ve Üst Yönetici (CEO) Burak Başarır şirketin 2014 sonuçlarını ve projelerini paylaştı. Geçen 10 yılda 10 ülkede yaklaşık 2 milyar dolar yatırım yaptıklarına işaret eden Özilhan, “20152017 arasında faaliyet coğrafyamızda beklenmeyen olumsuz bir gelişme olmaması halinde 800 milyon dolar ile 1 milyar dolar arasında yatırım yapmayı hedefliyoruz” dedi. Burak Başarır da şirketin son 10 yılda hacmini 4, cirosunu da 6 katına çıkardığını söyledi. Başarır, şirketin bu yıl Kazakistan, Tacikistan ve Pakistan’da açılacak 3 fabrikasıyla kapasitesini yüzde 12 artıracağını da kaydetti. T Ekonomik kalkınmaya olan etkilerine dikkat çeken Başarır, “Operasyonlarımız tarımda 145 bin çiftçiye katkı sağlıyor. Son 10 yılda doğrudan ve dolaylı vergilerle devlet bütçesine katkımız 2.7 milyar TL” dedi. Burak Başarır, Rusya’daki ekonomik iniş çıkışları hissettiklerini, Ortadoğu’da ise IŞİD’in etkisinin çok yüksek olmadığını anlattı. Başarır, şöyle devam etti: “Suriye’de hala çalışanlarımız var. Üretim tesisi kurma arefesindeydik ama savaş olunca rafa kaldırdık. Güney Irak ve Ürdün fabrikalarımızdan ürün gönderiyoruz ama limitli bir satış var. Irak’ta 4 fabrikamız var. IŞİD’in etkili olduğu bölgede ürün satamadım ama yavaş yavaş satış başladı. Totalde Irak en iyi pazarlarımızdan biri.” IŞİD düşürdü Olan şirketlere oldu Bu gelişmeden sonra mutlaka ki Hazine Müsteşarlığı konuyu daha belirli bir çercevede ele alacaktır. Zira sektörde sayıları 98 ya da 100 civarında broker var. Şimdi Can Ateş’in topladığı ve yatırmadığı 3040 milyon Avro dolayındaki primler büyük bir olasılıkla sigorta şirketlerinin şüpheli alacakları ya da benzer bir kalemde formüle edilecek gibi görünüyor. Çünkü, müşteşarlığın bu yazısı ile poliçeyi başlatmış olan sigorta şirketi, brokere yetki vermiş sayılıyor. Eğer sigortayı alan şirket, primleri Ateş’e verdiğini kanıtlarsa, fatura sigorta şirketine, kanıtlayamazsa sigortayı yaptıran şirkete kesilecek. Hırsızın hiç mi suçu yok derseniz onu şimdilik bilmiyoruz daha doğrusu nasıl fatura kesileceği belli değil. Durumun mahkemelik olması halinde bile durum bir hayli karışık görünüyor. Markalı indirime akın ettiler ŞEHRİBAN KIRAÇ Hazine kararı ilginç Bu kadar hikâyeden sonra gelelim işin sigorta şirketleri ve sigortalı yanına. Öncelikle ren Perakende’nin temsilciliğini yaptığı Lacoste, Gant, Swatch, Nautica, Burberry başta olmak üzere ayakkabıdan giyime birçok farklı ürün grubunun seri sonu satışlarının yapıldığı Occasion alışveriş severlerin akınına uğruyor. Geçen hafta içinde Güneşli’de 212 AVM’nin karşısında yeni binasında tüketicilerle buluşan Eren Holding indirim günleri Occasion’da birbirinden ünlü markaların ürünleri yarı fiyatına satılıyor. Geçen yıllardan farklı olarak bu yıl Güneşli’deki indirim binasını büyüten Occasion’a pazar günü haber amaçlı gitmeme rağmen önceden izin almadımım için içeride fotoğraf çekimi yapmanın yasak olduğunu söylediler. Bu yasak yetmezmiş gi E Ayakkabılar 50 liradan başlıyor Occasion başlamadan önce sadık müşteriler cep mesajıyla bilgilendiriliyor. İndirim günlerinde Lacoste kadın ayakkabıları 50 liradan başlarken, kadın tişörtler, 58, pantolanlar 89 ve gömlerkler de ortalama 99 TL. Erkek gömlekleri 109 liradan başlarken Burberry’de sezonunda 850 TL olan kadın elbisesi Occasion kapsamında 449 liraya düştü. 6 Nisan’a kadar açık olan Occasion’u ziyaret saatleri 09.00’da başlıyor saat 18.00’de ise kapanıyor. Ziyaret günlerine özel bazı markaların ürnlerinde kasadan ekstra yüzde 10 seçenekleri de var. Ayrıca Occasion’da sezon ürünleri de var. bi içeriden hangi ürünlerin daha çok satıldığı, günde kaç kişinin ziyaret etitği bilgilerini de yetkililerden almak mümkün olmadı. Tüm bunları yapmak için Eren Holding Perakende yetkililerinden izin almam gerektiğini söylediler. Mağaza müdürünün yönlendirmeleriyle birkaç kişiye ulaşmama rağmen bir çözüm bulamayınca ben de normal bir müşteri gibi Occasion’u gezmeye başladım. Ama arkamda tedbir amaçlı olacak ki görevlilerden biri takip etti. Fotoğraf makinası yerine ancak cep telefonuyla içerideki yoğunluğu çekme fırsatı bulabildim. Özellikle pazar günü olması nedeniyle yüzlerce kişi Occasion’a akın ederken içeride en fazla ilgi gören ürün ise ayakkabı oldu. aşlık güçlü oldu ama, Ortadoğu’da durum böyle başlıkları çağırıyor. Suudi rejiminin Yemen macerasının sonu belirsiz, hatta Suudi hanedanının geleceğini tehlikeye atan bir süreci başlattığı kolaylıkla söylenebilir. Pazartesi günü “entropi” kavramından yararlanarak üç sürecin altını çizmiştim. ABD hegemonyası altında oluşmuş uluslararası ilişkilerin düzeni dağılıyor. Ortadoğu’da, emperyalizmin SykesPicot anlaşması ile kurulan düzeni dağılıyor. Türkiye’de 2002’den bu yana AKPSiyasal İslam projesini ilerleten liderlik dağılıyor. Bu dağılma süreçlerini ne kısa dönemde ne de orta dönemde geri çevirmek olanaklı. Uzun dönemdeyse malum, “nasıl olsa ölmüş olacağız”. Ortadoğu düzeni, kendini etnik, dini çatışmalar biçiminde dışa vuran toplumsal çelişkiler altında dağılırken, düzenin köşe taşı olan iktidarlar yıkıntının altında kalma riskiyle karşılaşıyorlar. Çok önemli bir petrol üreticisi, ABD silah endüstrisinin baş müşterisi olan, insanlığa 11 Eylül’ün piyonlarını, Usame bin Ladin’i hediye eden, ABD kuklası (pardon müttefiki diyecektim) Suudi Krallığı bu köşe taşlarından biri. Suudi Krallığı bu konumuna, şah re B Suudi Rejiminin Yemen’le İntiharı… jimi yıkılınca yükseldi. Şimdi, ABD’nin ithal petrole bağımlılığının azalma eğilimi bir yana, İran’la inşa etmeye başladığı yeni ilişkiler Suudi Krallığı’nı çok tedirgin ediyor. Tüm bu önemini kaybetme riskinin yanı sıra, Şii İran’ın, Sünni Suudi rejiminin Kuzey ve Güney sınırlarına, hatta içine, en değerli petrol havzalarına kadar uzanan etkileri, Suudi hanedanında büyük korku yaratıyor. Yemen krizi tam da bu ortamın içinde patladı. Yemen’de Suudi kuklası, ABD yanlısı bir yönetim vardı. Hem Şiiliğin bir dalı olan Husi aşiretleri hem de El Kaide ve son dönemde IŞİD yanlısı gruplar, bu Yemen yönetimiyle çatışma halindeydi. Diğer bir değişle Suudi rejimi, Yemen’de hem İran tarafından desteklendiği iddia edilen Husilerden hem de Sünni Vahabi (Suudi rejimi gibi), terörist İslamcı gruplardan gelen bir tehdit karşısındaydı. Yemen’in Iran etkisine açık, Suudiler gibi önemli bir enerji üreticisine komşu olmasının yanı sıra bir özelliği daha var. Yemen’i kontrol eden, isterse dünya deniz ticaretinin yüzde 38’ini (bunun yüzde 85’i Avrupa’ya gidiyor), tankerle taşınan petrolün yaklaşık yüzde 11’inin geçtiği Aden Körfezi’ni kontrol edebiliyor. Suudi rejimi, İran etkisinde olacağına inandığı bir rejimin Yemen’de yerleşmesini engellemek için Husi isyancılarını bombalıyor, sınıra 150.000 asker yığdı, ülkeyi işgale hazırlanıyor. Ancak bu saldırıların Yemen’de düzeni sağlamak yerine, Yemen iç savaşının etkilerini Suudi topraklarına taşıma olasılığı çok yüksek. Nitekim Husiler, Suudi rejimini intihar saldırılarıyla tehdit ediyor (Al Jazeera, 28/03). ‘Yemen halkı nerede’ Suudiler Yemen’e müdahale ediyorlar ama, Suudi gazetesi Asharq Al Awsat’ta bir yorumcu, “Yemen halkı nerede? Neden Husilere karşı ayaklanmıyorlar” diye soruyor. Cevabı, Robert Fisk’in bir yazısında buluyoruz: “Yemen Saddam’ın Kuveyt’i işgalini destekleyince Suudi rejimi on binlerce Yemenliyi sınır dışı etmişti, şimdi nasıl destek bekliyor?” (The Independent, 27/03). Suudi rejimi Yemen’e ordu soktuğu takdirde, ucu hanedana kadar dayanabilecek bir riskle daha karşı karşıya kalacak. Fisk’e göre Suudi ordusunun yaklaşık yarısının Yemen aşiretleriyle akrabalığı var. Geçmişte Suudiler için birçok kez savaşmış Pakistan (Washington Post, 27/03) bu kez isteksiz (Al Jazeera, 27/03; The News 29/03). Pakistan’da büyük bir Şii topluluğu yaşıyor, Sünni Vahabi Taliban’ın Şiileri de hedef alan terörizmiyle savaşıyor. Ek olarak Pakistan, İran’la sınırdaş. Suudi hanedanı, İran hegemonyasını engellemeye çalışırken, kendi iktidarının istikrarını tehlikeye atıyor. Bölgede “entropi” Suudi rejimini de etkisi altına alıyor... Bu arada AKP Türkiye’si İran’la ilişkilerini bozuyor, Arap Birliği’ne de yaranamıyor (Hürriyet, Daily News 29/03)... Ortadoğu artık W.R. Mead’in deyimiyle “serbest düşüşte”... Limango, Türkiye’den çekilme kararı aldı Ünlü alışveriş sitesi Limango, Türkiye’deki faliyetlerine son verdiklerini açıkladı. Alman şirket, Türkiye pazarına 2009’da girmişti. Şirketin pazar payının, yüzde 10’un altına düşmeleri, şirketin Türkiye’den çıkma sürecini hızlandırdığı kaydediliyor. Yapılan açıklamada “Sevkiyatlarımız devam etmektedir. Sevk edilmemiş siparişler teslim edilecek” denildi. Benzine 4 kuruş zam Benzin fiyatlarına dün gece yarısından itibaren geçerli olmak üzere 4 kuruş zam geldi. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu, 19 Şubat 2015’te aldığı tavan fiyatı kararı çerçevesince 31 Mart’tan itibaren il bazında uygulanacak kurşunsuz benzin tavan fiyatlarını açıkladı. 4 kuruş zam sonrasında İstanbul’da 1 litre 95 oktan benzinin litresi ortalama 4.42 liradan 4.46 liraya, Ankara’da 4.45 liradan 4.49 liraya, İzmir’de ise 4.44 liradan 4.48 liraya yükselecek. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle