28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 31 Mart 2015 EDITÖR: BÜLENT ÖZDOĞAN TASARIM: BARIŞ AKTAŞ haber 11 İHD, cezaevleri için yeni düzenlemeye tepki gösterdi: Unvan İstemiyormuş!.. ok partili demokrasinin kurucusu CHP, 41 ilde önseçim yaparak halkın vekillerini seçti. Bir kez daha öteki partilere örnek olacak demokratik bir davranış gerçekleştirdi. Mademki demokrasi halk yönetimidir, öyleyse halkın vekillerini saptamak görevi halkın değil midir? CHP, hiç kuşku yok, gelecek genel seçimde bütün yurtta halkın vekillerini halkın seçeceği önseçimi uygulayacaktır. HHH Sormak gerek: Dün de bugün de AKP’de genel başkanın (veya bugün diğeri Saray’lı) bir elinde cımbız öteki elinde bir elek; aday adayları arasında halkın vekilleri diye tanımlanan emre amade bir kadro seçmesi, halk demokrasisi gereği midir? Yalanlanmayan ya da parti içi demokrasinin gereğidir diye olası halkın vekillerini, genel başkanlarının iki dudağı arasından çıkacak sonuca bağlayan AKP üyeleri, Taraf’ta iki gün önce yayımlanan şu haberi siyasal vicdanlarına sığdırabildiler mi acaba? Milletvekili olmak için AKP’ye başvuran 6 bin 233 aday paralel testinden geçirildi. Çocuklarının gittiği okuldan akrabalarına kadar yedi göbekleri tek tek incelendi. Dört bini “paralel” diye elendi. Dahası var. Hakan Fidan olayının bir nedeni de bu vesileyle ortaya çıkıyor. Elbette AKP’nin dayatması üzerine devletin istihbarat kurumu MİT, partiye başvuran adayları güvenlik testinden geçirdi. Bu, iki başlı AKP liderliğinin MİT’i AKP amaçları uğruna arka bahçesi gibi kullanacağı söylentilerini doğruluyor. HHH Bu tablo, toplumun gözünü türlü oyun ve yatırım eylemleriyle boyayarak iktidarda kalmayı başaran yarım yamalak demokrasi anlayışındaki AKP ile, kendi üyelerinin verdiği kararla vekil listesi saptayan CHP arasındaki demokrasi anlayışı farkını somut biçimde sergiliyor. HHH AKP’nin üç dönemlikleri; 12 yıl suspus olmuş, RTE’yi savunmuş, övmüş olanlar, şimdi eski başkanlarını eleştiriyorlar. Halkın tepesinde yumruk olmayı başarmasına hizmet ettikten, iş işten geçtikten sonra bu eleştirilerin beş paralık değeri yok! Nedamet duygusuyla her gün baksınlar ekranlara. Hiç değilse, yıllarca destekledikleri, uğruna ter döktükleri adamdan yine sözüm ona demokrasi, son olarak Cumhuriyetin bekası palavralarıyla bir diktatör çıkarmaya hizmet ettiklerini acaba anlayabilecekler mi? HHH Darbelere karşı ama darbe yasalarıyla 12 yıl icrayı sanat eylediği parlamenter rejimi son konuşmalarında yine bekleme odasına aldı; yine başkanlık sistemini övüyor. Halkı başkanlığa kandırmaya çabalayan palavra nedenler sıralarken Meclis’teki tek bir satırına riayet etmediği, namusu ve şerefi üzerine andına benzer bir yemin etmediği kaldı. Başkanlık sistemini yine savunurken “Kendim için bir unvan istemiyorum” demez mi? Demokratik kuralları katleden bir insanın halk uğruna bu fedakârlığı, tabii yersen rafta yalancı dolma var hesabı, kimlerin gözlerini yaşarttı acaba? HHH Ha, bu açıklamasıyla dediği gibi Bay RTE’nin, başkanlıkta gözü yoksa bütün çabaları ülke uğrunaysa... ... şerefli ve namuslu bir insan olarak bu defa sözünün arkasında duracağını; şayet sistem gelirse başkan olmayacağını üstelik inandırıcı olabilmek içinnoter huzurunda kayda geçirsin! Böylece “Cumhriyetin bekası için” başkanlık sistemini zorunlu gördüğünü içeren palavraları yalanlamış olur ama sözü edilen kişide bu yürek var mı? Ç AKP’nin yasası katliama davet nsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu, TBMM’de yasalaştırmaya çalışılan Ceza İnfaz Kurumları Güvenlik Hizmetleri Kanun Tasarısı’na tepki gösterdi. Tasarı ile tutuklu ve hükümlülere karşı kapalı alanlarda kimyasal silah, toz, gaz, basınçlı su ve güvenlik köpeklerinin kullanılabileceği, olağanüstü aramaların yapılabileceği, cezaevinde kavga, kargaşa hallerinde ceza infaz kurumu memuruna ateşli silah kullanma yetkisinin verilebileceği, bunun da yeni katliamların önünün açılması anlamına geldiği vurgulandı. Arkadaşım Mücadele! nu Çiğli Belediyesi’nin temizlik işleri şantiyesinde tanıdım. Onlarca işçi arkadaşın arasında iri kıyım duruşu, son derece kararlı ama masum bakan gözleriyle dikkati çekiyordu. İşçilere simit, peynir ve umudu ben getirmiştim, çaylar onlardandı. Sohbetin sonuna doğru alın terinin hakkının soğumadan verilmesinin, örgütlü mücadelenin yükseltimesi, aydınlık bir Türkiye için herkesin sorumluk alması üzerine böylesine net ve kestirme sözler söyledi ki bana yönelttiği soruyu yanıtlamadan önce adını öğrenme gereği duydum. “Ben Gürkan Karakaya” dedikten sonra çevresindeki arkadaşlardan bazıları gülümsedi. Aralarında özel bir iletişim olduğunu fark ettiğimi fark ettiler. İçlerinden biri konuya açıklık getirdi, şöyle dedi: “Biz ona kendi aramızda Mücadele adını taktık. Hep Mücadele diye sesleniyoruz. Gerçek ismini bilmeyen bile vardır...” Çiğli’nin temizlik işlerinden sorumlu onlarca işçinin arasında, kendini yıllardır tanıştığımız yol arkadaşlarımın arasındaymış gibi hissettim. Çoğunluğu Muş Vartolu, yıllar önce İzmir’e göçmüş bu insanların yaşama tutunma mücadelesi ayrıca anlatılmaya değerdi. HHH Ama biz Mücadele ile devam edelim... Mücadele’ye göre, bir yeri kimin yönetmesine karar verildiyse ona saygı duymak gerekir ama işçilerin hakkını vermediyse karşısında durmak şarttır... Mücadele’ye göre, ülke sürekli kötüye gidiyor; ama durum kötü diye değil de ne yapmalı diye düşünmek gerekir... Mücadele’ye göre, insan yaşamında en önemli an gece başını yastığa koydu andır. O sırada vicdanı rahatsa gerisi önemli değildir. Mücadele’ye göre, işçilerin haklarını alması için her şeyi yapmak gerekir. Ama bunu yaparken işyerinin zarar görmesi insanın kendisine tokat atması gibidir. Mücadele bir gün işçilerin haklarını alması için yöneticilerin karşısına çıkmış, her şeyi söylemiş. Sonuç alamayacağını hissedince, ne yapmak gerekir diye düşünmüş; o an aklına geleni yapmış. Kendisini görüşmeyi yaptığı üçüncü kattan aşağı atmış, ciddi şekilde yaralanmış. Ben soran gözlerle bakınca çevresindekiler doğrularken, Mücadele iri cüssesi ile beden dolusu gülümsüyordu. Sabah gündoğumunda tanıştığımız Mücadele ile saatlerce sohbet edebilirdim, gidecek daha çok yerim vardı; gözüm arkada şantiyeye veda ettim... HHH Önseçim çalışması nedeniyle İzmir’in içinde ve çevresinde günde 550 kilometre yol alıp, ortalama 500 insanla tanışırken müthiş bir hazinem oldu. İnsan hazinem! Bu halka güvenim bir kez daha arttı. Pek çok sohbetin sonrasında insanlardan ayrılırken bereketli bir toprak parçasıyla kucaklaşıp vedalaşıyor gibiydim. Tek tek insan portreleri de anlatmaya değerdi... Artık benim Vartolu temizlik işçisi “Mücadele” dolu bir arkadaşım var... O ‘Cezaevlerinde, kimyasal silah, toz, gaz, ateşli silah ve işkence amaçlı güvenlik köpeği kullanımının önü açılıyor’ İ ‘Yeni ‘Hayata Dönüş’lere yasal kılıf’ İHD, yeni ceza infaz yasası ile ilgili dün Beyoğlu’ndaki Cezayir Restorand’da toplantı düzenledi. Toplantıda yasanın Hayata Dönüş operasyonundaki gibi katliamların önünü açacağı belirtildi. (Fotoğraf: SİBEL BAHÇETEPE) ledi. 21 maddeden oluşan yasanın önemli 19 maddesinin kabul edildiğini anımsatan Tuncer, yasayla hükümlülerin haklarının ayaklar altına alındığını ve tutuklulara daha kolay müdahale etme imkânı sağlandığını dile getirdi. Tuncer, yeni yasa tasarısı ile cezaevlerinde temel müdahale araçları olarak değerlendirilen göz yaşartıcı biber gazlarının güvenlik köpeklerinin, kimyasal madde içerikli tozların ve tazyikli suyun çok daha rahat kullanılmasına imkan sağlandığına dikkat çekerek, “19 Aralık 2000’de yapılan, 12 kişinin feci şekilde yaşamını yitirdiği, çok sayıda kişinin yaralandığı adına ‘Hayata Dönüş’ operasyonu dedikleri katliam sırasında cezaevlerinde kullanılan kimyasallar gazlar, tozlar bu tasarı ile yasalaştırılmak isteniyor” dedi. diye konuştu. İHD İstanbul Şube Başkanı Zeynep Ceren Öztoprak ise cezaevlerinde ölümlerin giderek arttığını, yalnızca AralıkOcak ayında sağlık sorunu yaşayan 6 tutuklu ve hükümlünen hayatını kaybettiğini söyledi. Meclisten geçirilmek istenilen yeni Ceza İnfaz Kurumları Güvenlik Hizmetleri Kanun Tasarısı’yla kaygılarının daha da arttığını dile getiren Öztoprak, Ceza İnfaz Kanunu’nda 16. maddenin değiştirilmesi gerektiğini söyledi. l İSTANBUL/ Cumhuriyet İHD, yeni ceza infaz yasası ile ilgili dün Beyoğlu’ndaki Cezayir Restoran’da toplantı düzenledi. Toplantının yapıldığı salonun duvarlarına “Yeni katliam tasarısına hayır”, “Hapishanelerde güvenlik görevlilerine öldürme yetkisi veriliyor”, “Mahpuslara karşı, güvenlik görevlilerine sınırsız yetki tanınıyor”, “Diyarbakır zindanında işkence aleti olarak güvenlik köpekleri tasarıyla yasalaşıyor” dövizleri asıldı. Avukat Gülizar Tuncer, yeni ceza infaz yasası, cezaevlerinde bulunan hükümlülere yönelik büyük hukuksuzluk içerdiğini söy İşkence ve infaza yasal kılıf 12 Eylül uygulaması İşkence yöntemi olarak köpekleri kullanılacağını, bunun da kanunla açıklandığını kaydeden Tuncer, “Köpekler, 12 Eylül döneminde Diyarbakır Zindanı’nda kullanıldı. Bu işkence artık yasalaşıyor” Yasin Börü soruşturmasında skandal üstüne skandal Kobani eylemlerinde Börü’yü öldürmekle suçlanan sanık o tarihte hastanede kilit altında çıktı obani eylemleri sıraK sında Diyarbakır’da HüdaPar üyesi Yasin BöDiğer tutuklu da rü ve 4 arkadaşının ölümüyle ilgili soruşturmada 8 Aralık’ta tutuklanan B.D.’nin, olay tarihinde Selahattin Eyyübi Devlet Hastanesi’nde psikiyatri tedavisi gördüğü ortaya çıktı. Avukat Zeynep Biroğul, “Müvekilimin olay tarihinde, sıkı bir şekilde demir parmaklıklar arkasından çıkıp olaylara karışması hayatın olağan akışına terstir. Kaldı ki; müvekkilimin yüzde 45 engelli raporu vardır. Buna rağmen halen tutuklu bulunuyor” dedi. Olayla ilgili 18 Mart’ta tutuklanan A.A.Y’nin de olay tarihinde cezaevinde olduğu ortaya çıkmıştı. A.A.Y, avukatının itirazı üzerine 1 hafta sonra tahliye edilmişti. Bu dava bitmez! cezaevindeydi Yasin Börü ve HüdaPar üyesi dört arkadaşının öldürülmesiyle ilgili soruşturmada 18 Mart’ta tutuklanan A.A.Y’nin da olay tarihinde Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde olduğu ve cezaevinden 9 Ekim’de çıkmasına ve elindeki müddetnameye rağmen tutuklandığı ortaya çıkmıştı. Haberin basında yer alması üzerine A.A.Y 2 gün sonra tahliye edilmişti. TOHUM DER KURULDU Doğal tarıma tohum desteği Yerel tohumların gelecek nesillere aktarılması, çiftçide bu konuda farkındalık yaratılması amacıyla bir araya gelen doğa gönüllüleri, Geleneksel Tohum Derneği’ni (Tohum Der) kurdu. Derneğin eğitim koordinatörleri, www. tohumder.org.tr adresinden, saksı bahçeciliği, bahçe ve tarım konularında uzaktan eğitim verecek. Tohum Der’in açılışı, geçtiğimiz cumartesi günü Perpa Ticaret Merkezi’nde düzenlenen panelle gerçekleşti. Katılımcılara, yetiştirme tekniklerini anlatan broşürlerle birlikte, semizotu, beyaz turp, şalgam ve kırmızı pancar tohumları dağıtıldı. Panelin açılışını yapan Dernek başkanı, gazeteci Murat Özyıldırım, “Sürdürülebilir doğal tarımı savunuyoruz. Geleneksel tohumları üretmek ve çoğaltmak için yerler arıyoruz. Tohum olmazsa, insanlık olmaz. Biz bir çoban ateşi yakmaya çalıştık. Gelin hep birlikte bir şeyler yapalım” dedi. Derneğin Genel Sekreteri Halit Konanç da “Toprağı bozan üretime karşı, örgütlü bir farkındalık yaratacağız. İnsanların, bir tohumu bin tohum yapabileceğini görmesini istiyoruz. Koruma konusunda en büyük görev çiftçilerde” dedi. l İSTANBUL/Cumhuriyet Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, Hamas Siyasi Büro Başkan Yardımcısı İsmail Haniye ile telefonla görüştüğü bildirildi. Başbakanlık kaynaklarından edinilen bilgiye göre, görüşmede, Haniye, Gazze ve Filistin’deki durum hakkında Davutoğlu’na bilgi verdi. Davutoğlu da Filistin’deki ulusal birlik hükümetinin önemine vurgu yaptı ve desteğin devam edeceğini belirtti. l ANKARA / AA Başbakan Davutoğlu Haniye ile görüştü Diyarbakır’daki Kobani eylemleri sırasında HüdaPar üyesi Yasin Börü ve 4 arkadaşı öldürülmüştü. Aralık’tan beri tutuklu bulunan B.D.’nin 2 24 Ekim tarihleri arasında Selahattin Eyyübi Devlet Hastanenin Psikyatri servisinde yattığı ortaya çıktı. Dava dosyasının belgeleri arasında yer alan Diyarbakır Selahattin Eyyübi Devlet Hastanesi’nden gönderilen belgelere göre B.D, 2 24 Ekim tarihleri arasında hastanenin psikiyatri servisinde yatarak tedavi görmüş. Kayıtlara göre, hastanenin Psikiyatri servisine 2 Ekim’de yatışı yapılan B.D., 24 ON NUMARA 1, 2, 3, 6, 13, 22, 27, 29, 34, 42, 43, 44, 47, 49, 50, 53, 57, 58, 61, 66, 69 ve 76 10 BİLEN: Çıkmadı, 9 BİLEN: 2 bin 203’er TL 8 BİLEN: 113’er TL, 7 BİLEN: 21.75’er TL 6 BİLEN: 3.80’er TL, HİÇBİR NUMARAYI DOĞRU TAHMİN EDEMEYEN: 3.10’ar TL Yüzde 45 engelli Kobani eylemleri sırasında 7 Ekim’de Hür Dava Partisi üyeleri Yasin Börü, Ahmet Dakak, Riyat Güneş ve Hasan Gökyüz’ün öldürülmesine ilişkin davada skandallar bitmiyor. Olayla ilgili 8 Ekim’de taburcu olmuş. Yine başka bir belgeye göre ise, B.D’ye hastaneden yüzde 45 engelli raporu verildiği görülüyor. Yaşananları trajikomik olarak değerlendiren B.D.’nin avukatı Zeynep Biroğul,“Psikiyatri gibi hastaların demir parmaklık arkasında tutulduğu ve sıkı bir güvenlik önleminin olduğu servisten çıkması hayatın olağan akışına terstir. Bunu savcıya söylememe ve kayıtları göstermeme rağmen tutuklama kararı çıktı. Sav cı bize, hastane görevlilerinin ifadelerini aldıklarını, ancak kimsenin şahsı hatırlamadığını söyledi. Ama, hastane görevlileri hastaneden biri ayrıldığında veya kaçtığında rapor tuttuklarını söylediler. Bu yönde bir rapor olmamasına rağmen, müvekilim 8 Aralık’tan beri içeride tutuluyor” diye konuştu. 5. Ağır Ceza Mahkemesi güvenlik gerekçesiyle davanın başka bir ile gönderilmesi için bakanlığa başvurdu. l DİYARBAKIR/ DHA Bir tohum bin olsun C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle