27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 31 Mart 2015 yorum EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ 20 ar c A n e g z Ö Kavşak 30 Yıl Savaşları! 6181648 yılları arasında Avrupa’da Hıristiyanlar birbirlerine girdi. Katolikler ve Protestanlar arasında “30 yıl savaşları” yaşandı. Almanya da rahip Martin Luther’ın “Protestan” mezhebini yaratması, prensler arasında dinsel ayrılıklara yol açtı. 1555’te çatışmalar sona erdi. İsteyen prens, Katolikliği ya da Protestanlığı seçebilecekti. İmparatorun güçlenmesini istemeyenler 1618’de 1 ayaklandılar. Katolik İspanya kralı, İmparatora ve Katoliklere yardım etti. Protestanlar yenildi. Protestan Danimarka ve İsveç kralları Katoliklere karşı savaşa girdiler. Katolik olmasına karşın Fransa 1636’da Protestanlara destek sağladı. Olay mezhep kavgası olmaktan çıkıp ülke çıkarları savaşına döndü. Savaşı bitiren Vestfalya Anlaşması, Avrupa’nın çağdaşlaşmasının dönüm noktasını oluşturdu. emokrasi ve devrim sözcükleri fazlasıyla eprimiş de olsa, çok partili sistem sistemine geçiş bir demokrasi devrimidir. Bu “devrimi” biraz kendiliğinden de olsa CHP iktidarı gerçekleştirdi. Partiden kopanlar, “4’lü takrir” diye anılan başkaldırı belgesiyle Demokrat Parti’yi kurdular. 1946’daki ilk çok partili seçimler gerçekleşti. 70. yıla giriyoruz. Önceki gün, CHP, on binlerce parti üyesinin katılımı ile bir “önseçim şöleni” yaptı. Ve çok partili çok adaylı bu “devrim”in 70. yıldönümü kutladı. Önseçimi kazanan adaylar dileyelim “sonraki seçimi” de kazansınlar. Ve öteki partilere de örnek olsunlar. Ama biraz zor. Çünkü, bu 70 yıllık pratik gösterdi ki, siyasi parti demek, siyasi liderlik demek. Siyasi liderlik için de milletvekili adaylarının seçimi, sıralaması mil D tanahmet@gmail.com www.ahmettan.com Önseçim Kutlanmalı Ama Kutsanmamalı! lete bırakılmayacak kadar ciddi bir iş! Tayyip Bey’i falan çoktan geçtik. Bu konuda CHP’nin tepe yöneticileri bile böyle düşündükleri için çok eleştiriliyor. Kamuoyuna kendisini “Dersimli Kemal” diye sunmayı yeğlediği halde, Sayın Kılıçdaroğlu, “önseçim ile şaka olmayacağını” bildiği için CHP’nin mutlak kalesinden aday oldu. İyi de yaptı. Seçmenin sağı solu belli olmaz. Hele parti üyesinin hiç olmaz. HHH Önseçim demek, parti üyeleri ile yapılan seçim demek. “Parti üyeliği” ise ne yazık ki objektif ölçülere göre belirlenen veya oluşan bir sıfat değil. Bu sıfat ise daha çok il ve ilçe başkanlarının, yönetimlerinin “önceliklerine” göre belirleniyor. Genel seçimlerde oy verecek ortalama seçmen nedense siyasi partilere gidip üye olmaya pek yanaşmıyor. Parti üyeliğinin ülke genelindeki temsil gücü ne yazık ki önseçimlere pek yansımıyor. CHP’de üye yapısı ile toplumsal katmanların niteliği ve niceliği ne yazık ki çakışmıyor. Hatta yer yer çatışabiliyor. Özetle genel seçmen yapısı ile partinin üye yapısı her zaman ve her yerde özdeş olmuyor. Parti üyelerinin tercihleri ise birçok ahvalde genel seçimlerde oy kullanacak seçmenlerin önceliklerine bire bir uymayabiliyor. CHP’nin üyelik ve delege yapısının zaafı buradan kaynaklanıyor. DÜNYA HALİ Dünyanın Tüm Gecelerini Birleştirdim... Bir Sabah Etmedi... MEHMET TUNCER Arap Baharı! Günümüzde İslam dünyasında çeşitli adlar altındaki “mezhep terör örgütleri” kendi vatandaşlarını öldürüyor. Afganistan’da kan gövdeyi götürmekle kalmıyor, Pakistan’ı da yaralıyor. “Arap Baharı” diye bir hava estirildi. Kuzey Afrika karıştı. Karışıklıklar Ortadoğu’ya sıçradı. İç savaşlara dönüştü. Nijerya’da Boko Haram örgütünün başı Ebubekir Şeka yüzlerce vatandaşını öldürdü, 300 kadar kızı kaçırdı, halifelik ilan etti. Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) terör örgütünün başı Ebubekir El Bağdadi de bir hutbede halife olduğunu açıkladı. Suriye’de birden fazla dinsel terör örgütü türedi. El Kaide’nin Suriye kolu olarak Nusra Cephesi savaşının kapısını araladı. “Irak’ı Özgürleşme Harekâtı” adı altında bu ülkeyi işgal ettikten sonra bölgede başlayan bu olayların sorumlusu ABD, Arapların yanında yer aldı. Ancak nükleer silah anlaşmasındaki gelişmeler nedeniyle İran’ı da tam olarak karşısına almadı. Aylardır konuşmadığı Sultan’la bir saat konuştu. Sultan “sahibinin sesi” rolünü üstlenerek, İran’a “Bölgede egemenlik kurmak istemesin. Güçlerini çeksin!” sözleri ile tepki gösterdi. İran Meclis Ulusal Güvenlik ve Dış Siyasa Komisyonu Başkan Vekili Mansur Hakikatpur “Erdoğan’ın ziyareti iptal edilsin!” dedi, Cenevre’de ABD ile nükleer silah görüşmelerini yapan Dışişleri Bakanı Cevad Zarif , “Stratejik hatalar yapan, hırslı politikalar izleyen” Sultan’ın “sorumlu davranmasını” istedi. Yemen’in dünya petrol üretiminde yeri binde 2… Ancak önemli olan Suudi Arabistan petrolünün ABD, Avrupa ve Asya’ya tanker trafiğinin Aden Körfezi çıkışındaki “Bab ül Mendeb (Hüzün Kapısı)” boğazından geçiyor olması. Günde 4 milyon varilin geçtiği boğazın İran’ın denetimine girmesi Suudiler kadar, ABD’yi de zorluyor. Süveyş Kanalı trafiğini elinde tutan Mısır’ın da boğazla bağlantısı, Yemen’e donanmasını göndermesinin temel etkenidir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, boğazın tıkanmasının dünya petrol fiyatını, yüzde 5 etkilediğini açıkladı. Korkulan bir başka olay da Suudi hava saldırılarının Yemen’de dünyaca ünlü, UNESCO’nun tarihsel miras listesindeki çok katlı evlerin zarar görecek olmasıdır. San’a surlarını 2. Abdülhamit onartmıştı. Kentin en görkemli Osmanlı Ulu Camisi de aynı tehlike altında… Protest yayın Dünyanın bütün AŞIK suratlıları birleşin!.. BÜLENT TAŞ TOPUS Ev alma, puan al!.. Ziyaretçi Defteri Eeee dolar böyle yükseyip durdukça Kur hakkı ödenmez elbette!.. İBRAHİM ORMANCI OFF THE RECORD Su güneşten daha eskiymiş!.. Tevekkeli değil, oldum olası terlerim... CHP’de gençleşme ve kadın adaylara öncelik verme politikası elbette çok çağdaş, çok yerinde bir uygulama. Ama önseçimlerde oy kullanan parti üyelerinin, daha farklı öncelikleri olduğu da bir gerçek. Parti üyeleri kendilerini “her anlamda” temsil edenlere oy vermeye eğilimli. Milletvekili adaylarında aradıkları deneyim, birikim, tahsil, terbiyeden çok kendisine her bakımdan, ama en çok da “kültürel yakınlık”... Devlet adamlığı özellikleri, parlamento tecrübesi gibi iktidar partisi olmanın gerektirdiği nitelikler, parti üyeleri için ne yazık ki ön planda değil. İsim vermek uygun kaçmayabilir; ama bu nokta da şart: Parti üyeleri yılların saygın siyasetçisi CHP Genel Başkan Yardımcısı Ercan Karakaş’ı 16. sıraya ittiler! Hele organize ve aşağılık bir tuzağa maruz kalıp da liderlikten düşürülen Deniz Baykal’a hemşerilerinin, AKP’ye inat olsun diye sahip çıkmaması ve genç bir hekimi liste başı yapması siyaseten ibretlik bir durum. Temsilde adalet ve atalet İyi ki Kontenjan Var HASAR TESPİT KOMİSYONU Herkesin sinirleri haşat durumda!.. Argodan al haberi Asma sakal takma bıyık Bahey ıspanakzade Bu gidişin sonu karanlık HARBİ SEMİH POROY The Economist’ten de filizlendi. Türkiye sınırına 45 km uzaklıktaki İdlib kentini ele geçirdi, Şii kıyımı gündem oluşturmaya başladı. Romalı coğrafyacıların “Arabia Feliks (Mutlu Arabistan)” dedikleri Yemen’de Şiiler sahne aldı. Şiilerin Zeydi kolundan Husiler silahlanıp iç savaşın tohumlarını attılar. Yemen halkının üçte birini oluşturan İran destekli Şiiler adına, Husiler başkent San’a’yı ele geçirip meclisi kapattı. Cumhurbaşkanı Abdurrabbu Mansur Hadi eve hapsedildi, ancak kaçarak Suudi Arabistan’a sığındı. Suudiler silahlı kuvvetlerini, Mısır donanmasını harekete geçirdi. Sünni 10 Arap ülkesi Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah El Sisi’nin komutası altında 40 bin askerli “Ortak Arap Gücü” kurulması için anlaştı. Olayın boyutları terörden çıkıp İranArap Milletvekilliği sıralaması elbette demokratik olmalı ve parti tabanının demokratik tercihlerine göre biçimlenmeli... Ama parti tabanının da ülkenin toplumsal, ekonomik ve kültürel değerlerine göre sekillenmiş olması gerek! Daha kestirme bir deyişle parti üyelik yapısı toplumsal yapıyı yansıtmalıdır. Temsilde adaleti yansıtmalıdır. Kadınlar, işçiler, emekliler, öğrenciler, esnaf kesimlerinin parti üyeliğine toplumdaki oranları ölçeğinde yansıması gerekiyor. Yoksa, hemşeri gruplaşmaları vs. ile oluşmuş liste sıralamasının genel seçimlerde çoğunluk desteğini kazanması zora giriyor. Bu sakıncayı gidermenin yolu genel merkeze kontenjan adayı belirlemekten geçiyor. Elbette kontenjan adaylığı uygulaması hiç demokratik değil. Ama çok demokratik diye de yılların siyasi deneyimine, birikimine sahip siyaset adamlarının, birikimli diplomatların saf dışı edilmesi de devlet yönetimine talip olma gerçeğine pek uymuyor. Birikimli, üstün niteliklere sahip olsa da bir büyükelçinin, bir yüksek bürokratın parti üyelerinden oy alma şansı pek yok. Ama onlar olmadan ülke yönetme iddiasında kadro çıkarma olanağı da hiç yok. CHP, 3 Aylık Devrimi 15 Yıla Yayarken... azar günü, tüm CHP’liler açısından, yapılanın adı “tüm üyelerle önseçim”, yaşanan ise tam bir demokrasi şöleniydi. Beşiktaş İlkokulu’nda oy vermeye gittiğimde ancak kurultaylardan bildiğimiz o demokratik aday bolluğu ve elime tutuşturulan broşürler eşliğinde güzel bir açık demokratik yarış merkezine giriş yaptık. Ortaya çıkan sonuçlar iki gündür çokça konuşuluyor.. Ama daha önemlisi, tabii ki uygulanan yöntem! Şimdi herkes CHP’de yaşanan bu büyük devrimden söz ediyor, methede ede bitiremiyor, demokrasinin örnek partisi diyor! Bunlar kesinlikle mutluluk verici. 7 Haziran seçimlerine de bu önseçim yarışı kesinlikle itici bir güç olarak yansıyacaktır. Bir kere “benim hakkım yendi” diye küsen, istifa eden olmayacak. Kaybeden de özeleştiri yapıp çalışacak. Ama bir de işin içyüzüne bakarsak CHP, kendi büyük devrimini 3 aya sığdırabilecekken 15 yıla yayarak yapıyor! Hem de ülkenin kendisine en çok ihtiyacı olduğu şu karanlık tünelde! Neden mi? Her şey ortada: 2003’te 30. olağan kurultayında genel başkanlığa aday olduğumda, partinin nasıl büyük bir kabuk değişikliğine gitmesi gerektiğini her somut örneğiyle vurgulamıştım. Bunlar arasında başı çeken fikirler, tüm üyelerle önseçim, gençlere ve kadınlara kontenjan, her üyeye online oy vermesini sağlayan ve tüm güncel bilgileri içeren akıllı kart, lafta kalmayan, işleyen bir gölge kabine, eski siyasilerden her il ve noktada danışma kurulları ve P Bardo Mozaikleri! Yıllarca önce Tunus’ta, terörüne sahne oldu. Irak mozaikleri ile ünlü Bardo ve Suriye’de müzelerin ve Müzesi’ni gezmiştim. Hatay tarihsel alanların barbarca ve GaziantepZeugma yıkımından sonra müzelerinden Tunus da önce dünyanın nasibini aldı! 1 numaralı Turistlerin mozaik kurban müzesi idi. olduğu Bardo’da baskında 20. yy’ın 24 kişi başında öldü. Arap Hatay’dan Baharı gitme bazı ile 3.000 mozaiklerin Tunuslunun ve tarihsel Suriye ve yapıtların Irak’a geldiği, olduğu söylenir. Cezayir O yıllarda sınırındaki ABD’nin Şikago, Bardo Müzesi’nde dağlık yörede Princeton konuşlandığı Poseidon müzeleri ile biliniyor. Fransa’da Louvre En önemli Müzesi’ne çeşitli mozaikler geliri turizm olan Tunus halkı, götürülmüştü. Söylentiye göre IŞİD’e diş biliyor. Önceki bir Fransız gemisi Akdeniz’de gün düzenlenen anma fırtınaya tutulunca Tunus’a töreninde insanlar “Birlikte sığınarak yükünü orada terörü yeneceğiz” andı içtiler. boşaltmış! Saldırıyı planlayan Lokman Bu güzelim müze de IŞİD Ebu Sakhar o gün öldürüldü. onca başka proje... O kurultayda bu “Demokratik Devrim” hareketimizi tam başarmak üzereyken “tehlike”nin (!) farkına varan statükocular, son dakika golü ile hukuksuz bir şekilde tüzüğün genel başkan seçimi ile ilgili bölümünü seçime birkaç saat kala zorla değiştirip çöküşlerini engellemişlerdi. Ardından 2010 yılında, o mantık ve demokrasi vicdanı darbeyle kesintiye uğrayan projeyi bir “CHP Demokratik Tüzük” çalışmasına dönüştürdük. Temelini Yekta Güngör Özden’le beraber attığımız projeden o günlerde ilk, grup başkanvekili olan Kılıçdaroğlu’nu haberdar etmiştim. Yukarıda saydıklarım ve onlara eklenen nice parti içi demokrasiyi koruyan madde yer alıyordu o tüzükte. Sonra Kılıçdaroğlu genel başkan olunca, bari en azından o andan itibaren artık CHP’nin tam demokrasiye geçeceğini umduk. Ama o da maalesef sancılı ve beklenenin aksine ağır bir süreç oldu. Tüm kurultaylarda kürsüden anlattım: “Bırakın Beşiktaş’ı, Beşiktaşlılar seçsin, Kars’ı, Karslılar seçsin, genel merkez torpilleriyle bu iş yürümez. ” Şimdi aradan 12 yıl geçtikten sonra, CHP nihayet bu devrim projelerini kısmi de olsa uygulamaya koymaya başladı. Önce gençlere ve kadınlara kontenjan ayırdı, şimdi de nihayet en azından kısmi olarak tüm adaylarla önseçim bu seçimlerden önce devreye sokuldu. Bunlar büyük adımlar. Uygulamayı çok beğenen sayın Deniz Baykal’dan “Umarım Türk siyasetine örnek olur” sözlerini duyunca çok sevindim. Eski Genel Başkan da yıllaaar sonra parti içi demokrasinin korkulacak değil, övünülecek bir faktör olduğunu açıklıyorsa, taşlar yerine oturuyor demektir! Tabii daha atılacak adımlar var. Örneğin parti, gençler ve kadınlar kotalarında samimiyse formül kesinlikle başka olmalı: En az 12 aday mı işaretlenecek? 4’ü kadın, 4’ü genç, 4’ü serbest isim olacak. Böylece dev pahalı kampanyalar yürütme şansı olmayan gençlerin önü biraz daha açılacak ve kotalar gerçekle örtüşebilecek, lafta kalmayacak. Bu şimdiden yeni dönemde gençlik ve kadın kollarının ev ödevi olsun! Şimdi tabii gözler, bu açık yarışa katılmayarak, kendi kendilerini yeniden milletvekili “atayan” MYK üyelerine çevrildi. Umarız onlar da artık bu anlamsız ısrarı terk ederler ve kontenjan sandalyelerine yapışıp kalmazlar. Bu önseçimlerde yaşanan cenk alanından sonra çok rahatsız edici olarak göze batmıyor, göz çıkarıyor bu tavır! Sonuçta CHP 2003’te 3 aya sığdırıp en seri şekilde yapabileceği içsel devrimini, sanki taksitlerle yıllara yayıyor... Hiç yoktan iyidir. Ama insan hayıflanmaktan alıkoyamıyor kendini... Bu satırları okuyan yüzlerce yönetici ve yüz binlerce partili, neden bahsettiğimi çok iyi biliyorlar. Ve hep bir ağızdan, aynı şarkıyı söylüyoruz: “Şimdi bana kaybolan yıllarımı verseler...” İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörü Murat Sabuncu Yazıişleri Müdürü Ayşe Yıldırım Başlangıç Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Özlem Ayden Şalt Reklam Genel Müd. Yrd. Nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörü Hakan Çankaya Rezervasyon Yönetmeni Onur Tunalı Haber Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya Dış Haberler: Ceyda Karan l Ekonomi: Olcay Büyüktaş Kültür: Celâl Üster l Spor: Arif Kızılyalın Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner Grafik: Ahmet Sungur l Fotoğraf: Uğur Demir Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven editor@cumhuriyet.com.tr Ankara Temsilcisi: Erdem Gül İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık Ahmet Rasim Sok. No: 14 Halit Ziya Bulvarı 1352 S. 2/3 Çankaya 06550 Ankara İzmir Tel: (0232) 441 12 20 Tel: (0312) 442 30 50 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Cüneyt Arcayürek, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Mali İşler Müdürü: Bülent Yener l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Cumhuriyet Caddesi Beşler Apartmanı No: 44 Kat:3 Daire:4 34367 Elmadağ/İstanbul Tel: (0212) 251 98 74 75 81 82 Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş İstanbul 05.14 06.43 Ankara 05.01 06.30 İzmir 05.27 06.52 Ögle İkindi Akşam Yatsı 13.16 16.46 19.36 20.57 13.00 16.30 19.18 20.38 13.23 16.53 19.42 20.59 C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle