28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 29 Mart 2015 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: ÇAĞLA SEVİNDİK Yaşar Kemal’in Dilinden Mustafa Kemal Ağıdı… Büyük usta, ‘Size Mustafa Kemal için Kürtlerin yaktığı ağıdı okuyayım mı’ deyince donakaldık... 1938 doğumlu o ağıdı Kürtçe yorumladı O, Çukurovalı bir dağdı; biz eteklerinde yetişmiş hayranları… Gölgesinde büyümüştük; okurken memleketi tanımış, yazarken ilham almıştık. Yazılarının altına imza atmış, ödül aldığında alkışlamış, mahkemeye düştüğünde kapıya yığılmıştık. Ve nihayet gün gelmiş, aynı sofraya oturmuştuk. Asırlardan süzülmüş anıların demlendiği o yeryüzü sofrasına… haber 15 ‘Atanamayana kız yok’ Adana’da atama bekleyen 50 öğretmenin, Atatürk Parkı’nda “Atanamayan öğretmene kız yok” skeci büyük ilgi gördü. Grup adına açıklama yapan Halil İbrahim Gülşen, “Atamamız yapılmadığı için gelecekten umudumuz olmadığını her gün biraz daha hissediyoruz. Yuva kuramıyoruz. Konu komşuya göre, okumuş, işsiz, atanamayan gençleriz” dedi. l ADANA/DHA 2 çay için 460 TL’lik ceza Antalya’da Konyaaltı Beach Park’taki bir işletmeye, pahalı çay satışı nedeniyle ceza uygulandı. “Turkuaz Beach” isimli mekanda 2 fincan çay için 10 TL ödediklerini iddia eden kişi, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’na yaptığı başvuruda, halk plajında çayın sadece 50 kuruş olduğunu belirtti. Oda Disiplin Kurulu işletmeye, yıllık aidatın iki katı tutarı olan 460 TL’lik para cezası verildi. l ANTALYA/DHA Nadide bir oya Geçen yazdı. Çengelköy’de Yaşar Kemal’in gözde balıkçısı Rigel’deydik. Nebil Özgentürk, Coşkun Aral, ben ve o… “Biz” adını verdiğimiz belgeselimizin çekimindeydik. “Biz”i biz yapan gergefin en nadide oyasıydı Yaşar Kemal… Giderek azalan ortak paydalarımızın en güçlüsüydü. Kalem erbabının ulusuydu. Sofraya oturduğumuzda sadece balıkçıdaki müşteriler, garsonlar, yoldan gelip geçenler değil, Boğaz’daki balıklar, sandallar, dalgalar da ondan yana, onunla yan yanaydı sanki… Hepsine değen bir satırı vardı illa ki… Hepsinin derdini kâğıda dökmüştü. Anlattıkça anlattı: Çukurova’yı, Adana’yı, çocukluğunu, Kürtleri, dengbejleri, destanları… Daha çocuk yaşta iken, Toroslar’da kulağına çalınan ağıtları, destanları, ninnileri nasıl önce hafızasına kaydedip sonra kâğıda döktüğünü… Topladıkça bunların nasıl bir şahesere dönüştüğünü… Darbe dönemlerinde o kayıtları nasıl ülke dışına kaçırıp korunaklı ellerde sakladığını… Sonraları o destanların romanlarında nasıl çağdaş formlara kavuşup okurlara ulaştığını… …romana yeni başlamış bir edebiyatçı heyecanıyla anlattı. Caddeye oturup kitap okudular Geçen yazdı. Vaniköy’deki evinde boğaza bakan penceresinin önünde, Nebil Özgentürk, Coşkun Aral, ben ve o... Fotoğraf: COŞKUN ARAL Ağıtlar arşivi Samsun’da Kütüphane Haftası nedeniyle Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği tarafından düzenlenen etkinlikte, yaklaşık 40 kişi, caddeye oturup kitap okudu. Derneğin Samsun Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Elif Yazıcı, “Gazete ve dergi satış oranlarının yerlerde gezindiği ülkemizde insanların kitap okumasını beklemek hayal bile olsa, biz bu hayali gerçeğe dönüştürmek istiyoruz” dedi. l SAMSUN/DHA Bizi biz yapan gergefin nadide oyası Yaşar Kemal, belgesilde Çukurova’yı, çocukluğunu, Kürtleri, dengbejleri anlattı. tuttular. Cenazesini birlikte omuzladıkları güne kadar… Polisten liseliye motosiklet dayağı Dinlerken iç çekti, okurken yoruldu. Sonra bir ara durdu. “Size Mustafa Kemal için Kürtlerin yaktığı ağıdı okuyayım mı” dedi. Donakaldık. Hiç duymadığımız bir ağıdı hem de bir büyük bilgenin ağzından dinleyeceğimiz için heyecanlandık. Sonra 1938 doğumlu o ağıdı Kürtçe olarak mırıldandı: Söyledikleri bir dövünmeydi sanki… Bitirdikten sonra tercüme etti: “Kemal, Kemal… ölmüş… ölmüş… Kemal ölmüş… Ben de öldüm… Ben de öldüm…” atmıştı işte… Hep altını çizdiği, uğruna kavgalar verdiği, her yazısında, söyleşisinde dile getirdiği, asırlara dayanan bir kardeşliği, eski bir ağıtla tasdik etmiş, kayda geçirmiş ti. Adeta “Biz”e dağılmamamız için, ağıtla vasiyet etmişti. O tarihi söyleşiyi, “Bu memleketten hiç umudu kesmedik. Seviyoruz memleketimizi” diyerek noktaladı. Son kaydıymış o; bilemedik. Son ağıdıymış söylediği; bilinsin istedik. Bu gece, televizyonda yayımlanacak o söyleşi, o ağıt… “Biz”, onu yad ederek, onun eksikliğini hissederek ve onunla aynı çağda, aynı topraklarda yaşadığımıza şükrederek anacağız Büyük Usta’yı… Kürtler ve Türkler Bin çiçekli bir kültür bağının bağbanıydı o… Baskılar yüzünden kâğıda dökülememiş, dengbejler sayesinde dilden dile gezinerek hafızalarda yer etmiş bir edebiyat, onun da katkılarıyla yasakları delmiş, derlenmiş, belgelenmiş, çoğalmış, okunmuş, sevilmişti. O, ağıtları halkıyla paylaşmış, ağıtlar da ona dünyanın kapılarını açmıştı. Zamanında çok kötülük görmüş, mahkemelere düşmüş, yerinden yurdundan sürülmüşse de bugün gördüğü saygıda sevgide, bu topluma özgü bir kadirbilirlik gizliydi. “Kürtlerin en Türkü, Türklerin en Kürdü” demişti onun için Sait Faik… Kürtler ve Türkler, onu hep el üstünde Yemekten sonra evine gittik. Semaya uzanırcasına dizilmiş taşlardan bir merdiven, onun balkonunda son buluyordu. Onun için yapılmış, üstü açık özel asansöre doluştuk. Lunaparka getirilmiş çocuklar gibi şen, tırmandık balkonuna doğru… Yaşar Usta, Boğaz’ın sularına bakan koltuğuna kuruldu. Yoldaşı Ayşe’den ağıtlar kitaplarını istedi. Kâh bize okuttu, kâh kendi okudu. ‘Size o ağıdı okuyayım mı?’ Ağıttan bir vasiyet “Kürtlerin en Türkü, Kürtlerin en Kürdü”, “giderayak”, kanlı çiçeklerle dokunmuş o gergefe, harikulade bir ilmek daha Yenibosna Necip Fazıl Lisesi’nde okuyan Y. E. (16) dün arkadaşından motosikletini alarak tur atmak istedi. İddiaya göre bir parkın yakınında durdurulan Y. E.’ye motosikletin çalıntı olduğunu söyleyen yunus polisleri, öğrenciyi gözaltına almak istedi. Y.E, motosikleti arkadaşından aldığını belirtti, ancak polisler Y.E’ye ters kelepçe vurmaya çalıştı. Omzu çıkık olan öğrenci direnince dayak yedi. Y.E’nin ailesi, darp edildiği gerekçesiyle söz konusu polisler hakkında şikâyetçi oldu. Emniyet ise arbede yaşandığını iddia ederek genci suçladı. l Haber Merkezi ‘Kum arabası ile oynuyordum’ Sivas’ta kamyonun altında kalan 6 yaşındaki Yusuf Durmaz’ın tedavisi Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde sürüyor. Kalçasında 2 kırık bulunan minik Yusuf’un sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi. Minik Yusuf, “Kum arabasıyla oyun oynuyordum. O sırada kamyon çalışıyordu. Kamyonun altına girdim. Karşı komşu pencereden bakıyordu ve adama dur diyordu” diye konuştu. Sürücü Mustafa Bulut’un paniğe kapılıp aracı tekrar hareket ettirmemesinin, Yusuf’un hayatını kurtardığı öğrenildi. l SİVAS/DHA El Kaide’nin kaçırdığı Çek kızlar kurtarıldı nanç ve kültürlerini tanımak amacıyla 2 yıl önce dünya turuna çıkan, ancak Pakistan’da El Kaide’ye bağlı silahlı gruplar tarafından kaçırılan Çek Cumhuriyeti vatandaşı 27 yaşındaki Antonie Chrastecka ile Hana Humpalova adlı kızlar İHH İnsani Yardım Vakfı’nın aracılığıyla kurtarıldı. Chrastecka ve Humpalova özel uçakla Van’a gelen ailelerine ve Çek Cumhuriyeti yetkililerine teslim edilerek ülkelerine gönderildi. Çek Cumhuriyeti vatandaşı Chrastecka ve Humpalova, 2013 yılında ülkeleri, insanların inanç ve kültürlerini tanımak amacıyla otobüsle dünya turuna çıktı. Önce İran, daha sonra da Pakistan’a giden Çek kızlar, yolda el Kaide’ye bağlı silahlı bir grup tarafından rehin alındı. Kendilerinden 2 yıldır haber alınamayan kızların hayatından endişe eden İ aileleri her yerde çocuklarını aradı. Aileler, kızlarının Pakistan’da esir tutulduğunu öğrendi ve İHH İnsani Yardım Vakfı’na ulaşarak yardım istedi. İHH İnsani Yardım Vakfı Uluslararası İlişkiler ve İnsani Diplomasi Koordinatörü İzzet Şahin başkanlığındaki ekip, yapılan görüşmeler sonunda Çekli kızların Türkiye’ye getirilmelerini sağladı. Humpalova ve Chrastecka, Türkiye’ye getirilirken türban takmaları dikkat çekti. İki kız Van’a gelen ailelerine ve Çek Cumhuriyeti yetkililerine teslim edilerek ülkelerine gönderildi. İHH İnsani Yardım Vakfı Uluslararası İlişkiler ve İnsani Diplomasi Koordinatörü İzzet Şahin kızlar için zor bir süreç olduğunu ve kurtarılmaları için vakfın bütün olanaklarını seferber ettiklerini söyledi. l VAN/DHA Antonie Chrastecka SÜPER LOTO 13, 30, 37, 40, 45 ve 46 6 BİLEN: 1 milyon 577 bin 557 TL 5 BİLEN: 3 bin 732’şer TL 4 BİLEN: 43’er TL 3 BİLEN: 7.55’şer TL Hana Humpalova İki yıl sonra bulunan ve Van’a getirilen Humpalova ve Chrastecka’nın türbana girmeleri dikkat çekti. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle