28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 18 Mart 2015 yorum EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ZARİFE SELÇUK 20 kurlarım bilir, bu köşenin yazarı sokağı pek sever. Hadi bugün de hep birlikte sokaklara çıkalım. O da ne, kendi halinde emekli maaşı ve iki oda bir salon evinden gelen kirayla geçinen bir kadıncağız. Üzüntülü, çünkü kiracısı bir gece vakti hiçbir iz bırakmadan ortadan kaybolmuş. Altı aydır kirayı ödemiyormuş, ev sahibi “Bu her insanın başına gelebilir” diye düşünüp ellerinin ferahlamasını bekliyormuş. Ama olmamış işte, kiracı kuş olup uçmuş. Ev sahibi şimdilerde kiracının çocuğunun gittiği okulun kapısında konuşlanıp bir iz bulmayı düşünüyor, bunları söylerken yapmayı düşündüklerinden ölesiye utanıyor. Oysa ev sahibinin yapmayı düşündüğü şeyi bankalar çoktan başlatmışlar bile, öyle bildik. İstediklerini bir anda bulan bankaların kredi borçları nedeniyle borçluların çocuklarıyla uğraşmaları doğrusu insan haklarına, en önemlisi de çocuk haklarına aykırı. Bu doğrudan çocuğun O Yenen Unutsa Yenilen Unutmaz! Sokak Halleri... taciz edilmesine giriyor. Bankalar başka yolları denemeliler ama demek ki bazen onlar da çaresiz kalıyor. Bu nedenle dedektif gibi çocukların peşine düşüyorlar. Bankalar ve ev sahipleri çocukların peşine düşedursun, borçlular da çare bulmakta hiç zorlanmıyorlar. Örneğin bir aile tanıyorum, kredi borçları öyle bir tavana vurdu ki, sonunda çareyi karı koca sahte ayrılıkta buldular. Adam bir arkadaşının yanına yerleşti, evine gelemiyor, çocuklar ve karısı adamı arka Sokaktaki gökkuşağı... daşının evinde ziyaret ediyor. Bu arada Amerikan vizesi alıp Amerika’ya kapak atmak isteyenlerin sayısında da önemli behicak@yahoo.com.tr Böyle geldiler. vustralya ve Yeni Zelanda’dan devşirilen ANZAK ordusu, Mısır’da bekletiliyordu. Müttefikler Almanya’yı zayıf böğründen, Osmanlı cephesinden vurmaya karar verince, Britanya Kraliyet Donanması ve Fransız Donanması Akdeniz’e açıldı. İttifak orduları, nisan ayında Çanakkale’ye yakınlığı dolayısıyla üslenecekleri Limni Adası’na doğru yola çıkmadan önce Mısır’da buluştular. Fransa ile İngiltere’nin sömürgelerinden devşirOsmanlı savunmasını öyle küçümsüyorlardı ki, Mısır’da ANZAK ve Britanya askerlerine dağıtılan resimli bilgi broşüründe şöyle yazıyordu: “Türk askeri teslim olmak istediğinde tüfeğini ters tutar ve herhangi bir renkten paçavra ya da giyecek sallar. Eğer kurallara uygun, gerçekten beyaz bir bayrak sallanacak olursa; askerimiz böyle bir görüntüye kuşkuyla yaklaşmalı, çok temkinli davranmalıdır. Çünkü Türk askerinin beyaz renkte herhangi bir eşyası olması, mümkün değildir.” Alaycı İngilizler ve kendini beğenmiş Fransızlardaki bu ego patlaması, Osmanlı ordusunun Balkan Savaşları’ndaki perişanlığını ölçü alıyordu. Çanakkale’de kendi boylarının ölçüsünü alıp gittiler. Böyle gittiler. Ama Çanakkale’nin niçin dikleri on binlerce asker geçilemediğini, yenenlerarasında yalnız ANZAK’lar den çok yenilenler bildi. değil, Arap ve Afrikalı Ve bugün çarpık OsMüslümanlar da vardı. mancıkların toplum belMısır’da dünyanın en leğinden silmeye çalıştığı büyük, dolayısıyla “yenilMiralay Mustafa Kemal’in mez” donanmasının topadı ve komuta dehası, onlandığına inanan komuların doğru yazdığı tarihtanlar, yetmiş iki milletten te var! ordular arası koordinasyonu sağlar ve strateji kurarken, yüz binlerce asker de talim yapıyordu. Moraller yüksek, coşku tavandı. Bir taşla iki kuş vurulacaktı: Osmanlı Çanakkale’de yenildikten sonra İstanbul işgal edilecek, Konstantinopolis geri alınacaktı! Zaten Batı basını da “yenilmez” donanmanın Çanakkale seferini “Konstantinopolis’in yeniden fethi” başlıklarıyla sunuyordu. Müttefik savaş kuramcıları, Çanakkale’ye ateş altında çıkarma yapmak olasılığını yok saydılar. Askerlerin de bu yönde hazırlanmasına gerek görülmedi. A KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com.tr HARBİ SEMİH POROY bir artış var. Genç bir dostum, tüm kredi kartlarının son limitine kadar kullandı, tek çaresi gözden kaybolmak... Dördüncü kez vizeye başvuruyor. Büyük çoğunluğun borçla yaşadığı, en büyük borçlunun da devlet olduğu bu ülkede her şey geriye gidiyor. Cumhurbaşkanı’nın “Üç çocuk değil dört çocuk ısrarı” artık sinir bozucu bir söylem haline geldi. Cumhurbaşkan’ı ülkenin, çocuk ve anne ölümleri açısından komşuları arasında Irak’tan sonra sondan ikinci olduğunu ya bilmiyor ya da umuru bile değil. Gerçekten sorumluları alıp korumasız, habersiz bir iş gezisine çıkarmak gerek. Örneğin Doğu’da bir yere mesela İdil’e gidelim. Ben beş ya da altı yıl önce gitmiştim; manzarada pek bir değişiklik olacağını sanmıyorum, her evden en az on çocuk sokağa fırlıyordu, hepsinin ayakları çıplaktı ve bir parça ekmeği kemirip duruyorlardı. Beni en çok etkileyen, bir ailenin 13 yaşındaki en büyük kızıydı. Anne doğumlardan ötürü öylesine halsizdi ki geri kalan yedi çocuğun annesi bu küçücük kız olmuştu. Yüzü öylesine yaşlıydı ki, kendimi tutamayıp ağladığımı anımsıyorum. O gün, bize daha sıkı bir aile planlaması gerek diye düşünmüştüm. Çin ya da Hindistan’daki gibi. Birazcık şu pek sık övündüğümüz genç nüfus meselesine gelelim. İlk elden bir ülke için çok değerli olan genç nüfus eğitimsiz ve yeterli donanıma sahip değilse, madalyonun arka yüzüne bakmak gerekir. Memleketin hali ortada.. Bu durumda genç nüfusun büyük bölümü ya sürüsüne bereket hemen her alanda faaliyet gösteren mafya içinde yolunu bulmaya çalışacak ya da sağ ve sol ideolojiler adına dağlarda vuruşacak, kentlerde canlı bomba olmayı hayal edip bu hayalin peşinden gidecek. Geçenlerde, bir iş gereği Nusaybin’deydim. Şakacı, eski çağlardan günümüze kadar gelen seyirlik oyunları bilen altmış yaşlarında bir adamla tanıştım. Bereketli Mezopotamya topraklarında canını sıkan en önemli şey, oğlunun geleceğiydi. Bu onun bütün neşesini kaçıran bir şeydi. Binlerce baba gibi. Evet yazımın sonuna geldim ama sokaklardaki hikâyeler bitmedi. Bugünlerde beni çok etkileyen bir şey var: O da sık sık gittiğim için biliyorum Kürt kadınlarının feodaliteyle, erkek egemen kültürle, devletle kıran kırana girdikleri mücadele. Bir yazıda da onu anlatırım. Beni izleyin arkadaşlar. “Hiçbir zafer amaç değildir. Zafer, ancak kendisinden daha büyük bir amacı elde etmek için belli başlı bir vasıtadır. ” ATATÜRK 90. YIL SAYI: 32669 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven G NOKTASI ünyanın hiçbir yerinde vatan evlatlarının canıyla, kanıyla kazandığı bir zafer, o evlatları feda etmiş bir halka kapalı kutlanamaz! Oysa Çanakkale valisi, güya resmi törenleri gerekçe göstererek, kuşkusuz efendisi Erdoğan’a siper olabilmek için törenlerin halka kapalı olacağını duyurdu. Türkiye Gençlik Birliği (TGB) ile Türkiye Liseliler Birliği (TLB) ise “Hangi Çılgın Bize Zincir Vuracakmış” sloganıyla gözü pek bir direniş başlattı. Türkiye’nin her yanından binlerce genç, Çanakkale’ye geleceklerini ve törene katılacaklarını ilan ettiler. Sonuç olarak Çanakkale D valisi, gençlerle karşı karşıya gelmeyi göze alamadı, geri adım attı. TGB ve TLB üyesi gençler, bu sabah Mustafa Kemal’in Çanakkale’de komuta ettiği 19. Tümen karargâhında ve Bigalı köyündeki evinde buluşuyorlar. Önce 57. Alay’ın savaşa giderken yürüyüşe geçtiği yere, oradan da Conkbayırı’na ve 57’nci Alay Şehitliği’ne doğru 11 km’lik bir yürüyüş yapacaklar. Eylemleri, Mehmetçik Abidesi’nde bir açıklamayla bitecek. TGB ile TLB’nin ne efendi tanıyan ne de köleyi takan atılgan ve coşkulu gençlerine hayranım. Zaten bu ülkeye ilişkin biricik umut ışığım, böylesi gençler. umhurbaşkanımız, kendisinin özel, eşi bulunmaz ve herkesten çok daha önemli olduğunu düşünen bir liderdir. Kendince bunun haklı gerekçeleri vardır. Haklıdır da, çünkü yakın tarihimizde hiçbir lider her türlü seçimden arka arkaya dokuz kez başarıyla çıkmayı başaramamıştır. Dolayısıyla çok beğenilmek ve sürekli onay görmek onun en doğal hakkıdır. Her şeyi yapmaya hak kazanmış olduğuna inanırken duygudaşlık yapmaz, başkalarının duygularını ve gereksinimlerini tanımaz, neyi nasıl tanıyacağını kendisi belirler. Böyle, her yüzyılda ancak çıkan bir lider her ülkeye nasip olmaz. O, son haftalarda çeşitli illerde yaptığı açılış mitinglerinde ya da kapalı salon toplantılarında konuşurken, onu dinleyen kitlelerin nasıl kendilerinden geçtiğine bir bakın! O kitleler ona inananlar, ondaki ışığı görenlerdir. Her sözünde bir keramet, bir yol göstericilik vardır. Balıkesir’de düzenlenen Ekonomi Ödülleri Töreni’nde, konuşmayı anımsayalım: “Karşımızda tüm umudunu sokak olaylarına, vandalların eylemlerine, çözüm sürecinin başarısızlığa uğramasına bağlamış bir hastalıklı zihniyet var. Buralarda bizim, bu terörle mü C Memleketten Güzel Haberler abesle iştigaldir. Ülkemizi tanımayacak olsak bu sözlerin aktarımını “memleketten güzel bir haber” deyip geçeriz. Ama gerçek bu değildir. Bu ülkede çözülmemiş bir Kürt sorunu vardır ve bu sorun en temel sorundur. Bu sorun çözülmediği sürece Türkiye’nin demokratikleşmeyeceği bir gerçektir. 21. yüzyılda çok etnik yapılı bir toplumda “tekçilik” dayatması eninde sonunda duvara toslamaya mahkumdur. Cumhurbaşkanı’nın düşü başkanlık sistemi ve bu sistemle ülkeyi bir anonim şirket gibi yönetmektir. AKP ise seçmenler nezdinde düşüşe geçmiştir. Bu düşüşü durdurmak, AKP oylarını tek başına anayasayı değiştirerek, başkanlık sisteminin yolunu açmak için MHP’den oy devşirmeye çabalamaktadır. “Kürt sorunu yoktur” söylemiyle MHP’nin seçmen tabanına seslenmekte, HDP’nin yüzde 10 barajını zorlayan çıkışını durdurmayı ummaktadır. Cumhurbaşkanı 7 Haziran 1915 seçimlerinin sonuçlarından korkmaktadır. Ne var ki korkunun ecele faydası yoktur. Büyük olasılıkla üç ay sonra AKP iktidarı son bulacaktır. Memleketten gerçekten güzel haber ise işte budur. Haber Koordinatörü Murat Sabuncu Yazıişleri Müdürü Ayşe Yıldırım Başlangıç Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Özlem Ayden Şalt Reklam Genel Müd. Yrd. Nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörü Hakan Çankaya Rezervasyon Yönetmeni Onur Tunalı Haber Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya Dış Haberler: Ceyda Karan l Ekonomi: Olcay Büyüktaş Kültür: Celâl Üster l Spor: Arif Kızılyalın Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner Grafik: Ahmet Sungur l Fotoğraf: Uğur Demir Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven editor@cumhuriyet.com.tr Ankara Temsilcisi: Erdem Gül İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık Ahmet Rasim Sok. No: 14 Halit Ziya Bulvarı 1352 S. 2/3 Çankaya 06550 Ankara İzmir Tel: (0232) 441 12 20 Tel: (0312) 442 30 50 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Cüneyt Arcayürek, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Mali İşler Müdürü: Bülent Yener l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Cumhuriyet Caddesi Beşler Apartmanı No: 44 Kat:3 Daire:4 34367 Elmadağ/İstanbul Tel: (0212) 251 98 74 75 81 82 Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. cadelede neler kaybettiğimiz belli. Bunu bilmeyenimiz var mı? Hâlâ bakıyorsunuz, varsa yoksa Kürt sorunu. Kardeşim ne Kürt sorunu ya, artık böyle bir şey yok.” Müthiş bir tarihsel saptamadır bu! 1806 Baban Aşireti, Abdurrahman Paşa İsyanı’ndan 1937 Dersim İsyanı’na kadar bu toprakların tanık olduğu 33 isyan ve ayaklanma ile PKK’nin 1984 Eruh baskını ile başlayan ve Güneydoğu’da yaklaşık otuz yıldır süren, kırk binin üzerinde cana mal olan düşük yoğunluklu savaşın nedenlerinin içi bu saptamayla birlikte boşalmıştır. Öyle ya, eğer Kürtler bu ülkede cumhurbaşkanı, başbakan, bakan ve Türk Silahlı Kuvvetler mensubu olabiliyorlarsa sorun nerededir? Doğal ki bu “olanlarda” Kürt kimlik bilincinin olup olmadığını sorgulamazsak ya da Kürtçe anadilde eğitim gibi temel bir talebi, eşit yurttaşlık istemini yok sayacak olursak sorunun nerede olduğunu sorgulamak NAMAZ VAKİTLERİ Istanbul Ankara Izmır İmsak 04.38 04.24 04.35 Güneş 06.05 05.49 06.10 Öğle 12.19 12.04 12.30 İkindi Akşam Yatsı 15.39 18.22 19.41 15.24 18.06 19.24 15.55 18.29 19.55 C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle