28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 18 Mart 2015 EDİTÖR: AYŞEGÜL ÖZBEK TASARIM: ZARİFE SELÇUK 2030 kişilik bir grubun saldırısına uğradığını iddia eden Zehra Develioğlu’nun, daha önce de benzer iki olaydan şikâyetçi olduğu öğrenildi ezi Parkı Direnişi sırasında ğu Arif Y. hakkında 1 yıla kadar hapis Kabataş’ta 2030 kişilik bir gruistemli dava açıldı. Yargılama sonrası Binlerce saatlik bun saldırısına uğradığını iddia Arif Y., delil yetersizliğinden beraat etti. Öte yandan Develioğlu’nun, 2011’de eden Bahçelievler Belediye Başkanı’nın görüntü incelenmişti de kapısına gelip kendisine evrak imzagelini Zehra Develioğlu’nun 2010’da da Kabataş ilk değilmiş G latmak isteyen bir kişiden şikâyetçi olduğu öğrenildi. Savcılık soruşturmaya takipsizlik kararı verdi. Develioğlu’nun Kabataş ile ilgili iddiası ise Emniyet raporuyla yalanlanmıştı. Develioğlu, yaşandığını iddia ettiği olaya ilişkin Başakşehir Polis Merkezi Amirliği’nde verdiği ifadesinde, 20 Eylül 2010’da saat 16.40 sıralarında aracıyla Kavacık’tan Başakşehir istikametine geldiğini belirtti. DevelioğCANAN COŞKUN lu, şikâyetçi olduğu Arif Y.’nin kullandığı araçla arkasından gelerek 12 kez selektör yaptığını anlattı. Arif Y.’nin daha sonra tekrar aracın arkasına geldiğini ve ardından kendisini geçtiğini aktaran Develioğlu, “Aracını aracımın önüne kırarak beni yavaşlattı ve sağa yanaşarak emniyet şeridinde durdu. Ben bununla uğraşmamak için yoluma devam ettim. Başakşehir 5. etapta bulunan itfaiyenin oradan geçerken bu araç yine beni takip etti. Ben de bunun üzerine polis merkezine doğru gelDevelioğlu’nun 2010’da benzer bir iddiayla dim. Polis merkezine geldiğişikâyetçi olduğu ortaya çıktı. mi görünce yoluna devam etti” haber 13 benzer bir iddiayla şikâyetçi olduğu ortaya çıktı. Develioğlu’nun kendisini ‘selektörle taciz ettiği’, ‘araçla sıkıştırıp takip ettiği’ iddiasıyla şikâyetçi oldu Develioğlu’nun gazeteci Elif Çakır’a verdiği röportajdaki iddiaların hiçbirinin görüntülerde olmadığı ortaya çıkmıştı. ifadelerini kullandı. Gezi Parkı Direnişi sırasında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Benim başörtülü bacıma saldırdılar” sözleri üzerine emniyetin başlattığı soruşturmada hazırlanan raporda 2 bin 560 saatlik görüntü kaydının incelendiği belirtilmişti. Görüntülerde, Develioğlu’nun Kabataş’ta eşini beklediği yere geldiği 19.43’ten bölgeden ayrılana kadar geçen yaklaşık15 dakikalık süreçte, etrafta yüzlerce kişinin, başörtülü, çoluk çocuk, ailenin gelip geçtiği görülmüştü. ‘İçerisi görünmüyordu’ Arif Y. ifadesinde, Başakşehir’de bulunan bir şirkette çalıştığını belirterek, olay günü saat 16.00 sıralarında işyerine ait araçla Kartal’dan Başakşehir istikametine gittiğini anlattı. Arif Y., Maslak sapağında seyir halindeyken plakasını sonradan öğrendiği Develioğlu’nun kullandığı aracın sağ şeritte gittiğini kaydederek, “Bu aracın camları filmliydi ve içerisi gözükmüyordu. Bu araç aniden önüme kırdı. Ben de ikaz etmek için kendisine 12 kez selektör yaptım ve yoluma devam ettim” dedi. Arif Y. daha sonra aynı aracı Atatürk Caddesi üzerindeki bir marketin önünde gördüğünü ifade ederek, kimseyi takip ve rahatsız etmediğini söyledi. Arif Y. mahkemedeki savunmasında ise, Develioğlu’nun kendisini sıkıştırdığını ve sağ tarafında bulunan kam yonu tehlikeye düşürdüğü için kendisini selektör yaparak ikaz ettiğini belirtti. Arif Y., işyerinin ve ikamet adresinin Başakşehir’de olduğunu vurgulayarak suçlamayı kabul etmedi. Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Arif Y.’nin 20 Eylül 2010’da kullandığı araç ile seyir halinde iken Develioğlu’nu trafikte sıkıştırıp takip ederek rahatsız edip, huzurunu bozduğu iddia edildi. Arif Y.’nin “kişilerin huzur ve sükununu bozduğu” suçlamasıyla 1 yıla kadar hapsi istendi. Dosyada, Develioğlu’nun şikâyetine ilişkin beyanı haricinde hiçbir delil yer almadığı gibi Develioğlu duruşmaya da katılmadı. Yargılama sonunda Arif Y. mahkumiyete yeterli kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraat et Duruşmaya bile gelmedi ti. Gerekçeli kararda, Develioğlu’nun adresine çıkarılan davetiyenin adresinde tanınmadığından iade edildiğini, yeni adresinin tespit edilemediğini ve soruşturma sırasında verdiği ifadesiyle yetinildiğini kaydedildi. Soruşturmada takipsizlik Develioğlu’nun 1 Ağustos 2011’de de kapıya gelip eşini soran ve evrak imzalatmaya çalışan bir kişiden şikâyetçi olduğu öğrenildi. Develioğlu, evrakı imzalamayıp kapıyı kapattığını, daha sonra eşini arayarak böyle bir şey olmadığı haberini aldığını kaydetti. Develioğlu, evine gelen kişinin araç plakasını alamadığını, gri renkli bir araçla gelen şahsın kaçtığını kaydetti. Şikâyet sonrasında başlatılan soruşturma kapsamında gelen kişinin tespit edilemediği için takipsizlik kararı verildi. Tehdit değil yakarış 6 Şubat’taki Berkin Elvan anmasında göstericiler yaka paça gözaltına alınmıştı ‘Saray’a gitmek suç değil’ ALİCAN ULUDAĞ Gezi Direnişi sırasında Hatay’da polisin attığı gaz bombası kapsülüyle başından vurularak öldürülen Abdullah Cömert’in annesi Hatice Cömert’e, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı “tehdit” ettiği iddiasıyla yapılan suç duyurusu hakkında cumhuriyet savcısı, tehdit unsurunun oluşmadığı gerekçesiyle takipsizlik kararı verdi. Özgecan Aslan’ın ailesine taziye ziyaretinde bulunan Hatice Cömert’in, burada yaptığı konuşmada “İnşallah Recep Tayyip Erdoğan kefen bile giyemeyecek, o kefen ona nasip olmayacak, inşallah yanarak ölecek” sözleri üzerine suç duyurusunda bulunulmuştu. Cumhuriyet savcısı, “Konuşmanın bütünü değerlendirildiğinde; bu bir yakarış, tehdit suçunun unsurları oluşmadı” Hatice Cömert, Gezi sırasında 22 yaşındaki oğlu Abdullah Can’ı dedi. l YURT HABERLERİ polis şiddetine kurban vermişti. Abdocan, başından vurulmuştu. ‘Hastane’ dediler rant çıktı Orman Bakanlığı’nın ‘Kreş bile yapma’ diye verdiği alan kamu özel ortaklığına kurban edildi. İKLİM ÖNCEL erkin Elvan’ın ölümünün 600. gününde Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda eylem yapmak amacıyla yola çıkan ve otobüsleri polis tarafından durdurulan ve gözaltına alınan 13 çocukla ilgili soruşturmada takipsizlik kararı verildi. Çocuk suçları savcısı Bülent Yücetürk, Emniyet’in “Bunlar terör örgütü üyesi” iddiasını gerçekçi bulmadı. İstanbul’dan Ankara’ya gelen Halk Cephesi üyeleri, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na gitmek istedi. Bu amaçla kiraladıkları otobüsle Tuzluçayır’dan hareket eden yaklaşık 50 kişi camlara, “Adalet istiyoruz”, “Katillerini arıyoruz” yazılı dövizler astı. Otobüsün önü polis tarafından kesildi. Polis, içeridekilerin aşağıya inmesini istedi. Eylemciler, bunu kabul etmeyince zorla otobüse giren ve biber gazı sıkan polis, yaklaşık 50 kişiyi gözaltına aldı. Yaşları 18’den küçük 13 kişi, ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldı. Emniyet Müdürlüğü, savcılığa gönderdiği fezlekede, “Çocukların araçtan inmeyerek görevli polis memurlarına mukavemette bulundukları, aynı zamanda Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’na aykırı davrandıkları ve şahısların terör örgütü üyesi oldukları”nı iddia etti. Yücetürk, kararında “Tüm dosya kapsamında suça sürüklenen çocukların terör örgütü üyesi oldukları yönünde İl Emniyet Müdürlüğü’nün üst yazısı dışında delil yok” dedi. Yücetürk, çocukların araç içerisinde yakalanmış olduklarının anlaşılması nedeniyle Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’na muhalefet suçunun yasal unsurlarının oluşmadığını belirtti. l ANKARA B Yolsuzluklar gazetecilerin gündeminde En çok sansüre uğrayan haber konusu: Yolsuzluk luslararası Şeffaflık Derneği’nin “cezasızlık”la mücadelede medyanın rolüne dair basın mensuplarıyla yaptığı anket çarpıcı sonuçlar ortaya çıkardı. Türkiye’de toplamda 10 bin 768 medya çalışanına ulaşan dernek, 768 kişiden geri dönüş aldı ve 367 anket gerçekleştirdi. Özellikle geçen 1725 Aralık operasyonunun ardından Türkiye gündemine oturan yolsuzlukların, medyada en çok sansürlenen veya otosansüre maruz kalan konuların başında geldiği ortaya çıktı. Ankette, gazetecilerin yüzde 86’sının Türkiye medyasında sansür ve otosansürün yaygın olduğunu düşündüğü, katılımcıların yüzde 62’sinin bundan “kesinlikle” emin olduğu görüşünü savunduğu belirtildi. Medya mensuplarının ezici bir çoğunluğunun, Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğünün yasal düzenlemelerle yeteri kadar korunduğunu düşünmediği kaydedilen ankette, katılımcıların yüzde 88’inin yasaların yetersiz olduğu görüşünde olduğu medya mensuplarının sadece yüzde 7’sinin ye U terli olduğu görüşünde oldukları kaydedildi. Ankete katılan gazetecilerin yüzde 92’sinin yolsuzluk olaylarının habere dönüştürülmesinde kamu yararı gördüğü kaydedildi. Ancak buna rağmen, en çok sansür ve otosansüre uğrayan haberlerin başında da yolsuzluk haberleri geldiği ifade edildi. Buna göre, medya mensuplarının yine aynı oranda, yani yüzde 92’si hükümet, belediye, bürokrasi ve yargıda yolsuzluk haberlerinin en çok sansürlenen haberler olduğunu ya da gazetecilerin bizzat kendilerine sansür uyguladığını düşünüyor. Yolsuzluk haberleriniyse medya patronlarının hükümet ve muhalefetle ilişkileri takip ediyor. Anket, gazetecileri sansür ve otosansüre iten nedenleri de irdeliyor. Medya mensupları, bir gazetecinin yolsuzluk haberi yaparken yüzde 78 oranında hakkında çeşitli davalar açılabileceğini düşünüyor. Onu küçük bir farkla, yüzde 76 oranında işten çıkarılabileceği düşüncesi izliyor. l HABER MERKEZİ evre Bakanlığı ve Orman Bakanlığı’nın “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı”na dönüştürülmeden önce “hastane” yapılması koşuluyla tahsis ettiği ormanlık alanın üzerine yapılacak “Bilkent Entegre Sağlık Kampusu” projesini, Sağlık Bakanlığı’nın “kongre ve ticari alan”larını da içinde yer alacak şekilde genişlettiği ortaya çıktı. Oysa Çevre ve Orman Bakanlığı, sözkonusu alan tahsisine ilişkin “kreş bile yapılamaz” koşulu getirmişti. Sağlık Bakanlığı, başkentteki 9 hastaneyi kapatarak kamu özel ortaklığıyla Bilkent’e yapılacak Bilkent Entegre Sağlık Kampusü’nün yeri için 2009’da Çevre ve Orman Bakanlığı’na, bölgeye yalnızca hastane yapılacağına dair rapor sundu ve kendilerine alanın tahsis edilmesini istedi. Çevre ve Orman Bakanlığı incelemesinin ardından hazırladığı yanıtta, konunun incelendiği, Sağlık Bakanlığı’nın gönderdiği raporun Ankara Orman İşletme Müdürlüğü ile bölge müdürlüğünce uygun görüldüğü kaydedildi. Yazıyla “Orman parçasının istenilen amaca uygun olarak kullanılmasında kamu yararı bulunduğu görüşüne varılmıştır. Bu nedenle belirtilen orman alanı üzerinde sosyal tesis, kreş, lokal ve benzeri yapılmaması kaydıyla Sağlık Bakanlığı lehine 49 yıl süreyle bedelsiz” verilmesine izin verildi. TTB Merkez Konsey Başkanı Bayazıt İlhan, hastane yapılması için verilen araziye otel de yapılacağını kaydetti. l ANKARA Ç Valilik Gezi tazminatı ödeyecek ezi Parkı’nın “resmen” halka açıldığı 8 Temmuz 2013 günü annesiyle buluşmak için Taksim’e gittiği sırada gözaltına alınan ve çıplak aramaya tabi tutulan gazeteci Ayşe Adanalı İstanbul Valiliği’ne açtığı tazminat davasını kazandı. Adanalı’ya İstanbul Valiliği 10 bin lira tazminat ödeyecek. Adanalı, talep ettiği tazminatın beşte birinin ödenmesi nedeniyle kararı temyiz edecek. Adanalı, 3 günlük keyfi gözaltı ve maruz kaldığı şiddet nedeniyle İstanbul Valiliği’ne 50 bin liralık tazminat davası açtı. Adanalı, talep edilen tazminatın beşte biri oranında tazminata hükmedilmesi nedeniyle temyize gideceğini açıkladı. Adanalı, iç hukuk yolları tükendikten sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne de başvuracaklarını belirtti. l İSTANBUL G C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle