27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ASIRLIK ZAFER Dünyanın kaderinin değiştiği, Mustafa Kemal’in Atatürk olduğu günün 100. yıldönümü Zafer Toprak: 100. yıldönümünde Çanakkale l Prof. Haluk Oral’ın seçtiği en çarpıcı Çanakkale öyküleri l Ve savaşın seyrini değiştiren pehlivan: Seyit Ali Onbaşı l 4 ÇANAKKALE ZAFERI Bir günlük ateşkes Haluk Oral: Çanakkale sevdalısı bir matematikçi Çarşamba 18 Mart 2015 rof. Dr. Haluk Oral matematik profesörü, aynı zamanda bir tarih ve edebiyat tutkunu. Oral imzalı kitaplar, yazılı belgeler, tarihi objeler biriktiriyor. Onu diğer koleksiyonerlerden ayıran özelliği ise biriktirmekle sınırlı kalmayan merakı; topladığı belgelerden yola çıkarak olayların neden sonuç P ilişkilerini araştırıyor. Çanakkale Savaşları ile ilgili belge ve obje toplamaya 20 yıl önce bir yolculuk sırasında Çanakkale’den geçerken aldığı bir matara ile başlamış. Orada ölmüş bir Anzak askerine ait mataranın üzerindeki isimden yola çıkarak Avustralyalı asker Nettleton’ın hikâyesini Çarşamba 18 Mart 2015 öğrenmiş. Ardından, bugün birçoğunun adı unutulmuş Türk askerlerinin öyküleri çıkmış ortaya. Haluk Oral, bu 20 yıllık araştırmanın sonunda biriktirdiği belgesel öyküleri Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları arasında çıkan ‘Arıburnu 1915’ adlı kitapta bir araya getirdi. Biz de bu sayfayı o kitaptan derledik... Sıra dışı öykülerle bambaşka bir ruh kazanır Çanakkale Savaşı... ‘Destanlar anakkale Savaşı’nın kuşkusuz en insani günüydü 24 Mayıs. Her Ateşkes sonrasında yaşanan bir olayı Avustralyalı asker anlatıyor; iki tarafında şehitlerini defnedip, yaralılarını tedavi etmele“Bir gün, sabaha karşı onların siperlerinden atılan bir ipe bağlı pari için bir günlük ateşkes yapılmıştı. ket, iki tarafın siperlerinin arasındaki İki taraftan da seçilen heyet buluşma nokparapetimizin yakınına düştü. Doğal olatasına geldiğinde bölgede ateş kesildi, el rak nöbetçilerimiz bunun cızırdamasısıkışıp selamlaştılar. nı, duman çıkarmasını veya patlamasıAteşkes anlaşmasına göre iki siper aranı bekliyorlardı. En yakındaki çavuş pesı İngiliz, Osmanlı ve tarafsız olmak üzere riskopla çok dikkatli bir şekilde pakete üç bölgeye ayrılacaktı. Her iki taraftan da baktı. O sırada Türkler önce ellerini kalikişer kurmay subay, ikişer doktor, ikişer dırıp sallamış ve sonrada ihtiyatlı bir şetercüman ile 100 er asker görevlendirilkilde başlarını kaldırmışlardı. Bizim tadi. Ateşkes 24 Mayıs 1915 günü 07.30’dan raftan da bir sınra baş kalktı. Çavuş ne itibaren başlayacak tarafların temsilcileri olduğunu anlamadan yanındaki asker bölgeye 07.45’de gelecekler sonrada ölü ve parapetin üzerine çıkıp, telden ağın etrayaralıların toplanılmasına başlanacaktı. fından siperlerin arasındaki ölümcül alaİki tarafın askerleri arasında daha önce na girmiş paketi geri getiriyordu. Bu sibaşlayan yakınlaşma bugünde de devam gara dolu küçük bir paketti. İçinde kuretti. Avusturyalılar bizim askerlerimizin şun kalemle ve kötü bir Fransızcayla yatavır ve hareketlerinden memnun kaldıkzılmış şu not vardı: “Kahraman düşmanlarını her fırsatta gösteriyorlardı. Birbirlelarımıza! Afiyetle için.” Tabii ki buna rine silah doğrultan bu iki taraf askerleri karşılık vermemiz gerekiyordu ve bizimarasında kısa zamanda sempati oluşmuşkiler onlara bir yada iki kutu konserve tu. Elbiselerinden kopardıkları düğmeleri dana eti attılar. Sonra bir taşa sarılı kabizim askerlere hatıra olarak veriyor, karğıt geldi. Bunun üzerinde “Konserve etişılığında da bir harp hatırası istiyorlardı. Çikolata şeker ikram edip işaretlerle koAteşkes sırasında şehit olan Türk ne hayır!” yazıyordu. Bundan sonra biraz nuşmaya başlamışlardı. askerlerinin gömülmeleri sağlandı. bisküvi ve bir teneke kutu reçel attık. Tekrar sigara geldi...” Ç Afiyetle için” “Kahraman düşmanlarımıza! yazıldı’ sözü boşuna değildir... Prof. Dr. Haluk Oral, öyküleri Cumhuriyet için 5 seçti... Kanlısırt’ta bir siperin önünde bir şehit, sipere sarkan ayağındaki postal paramparça. (Avustralya Savaş Müzesi arşivi) Çıkarmanın ilk günü Galeka’nın güvertesinden çekilen fotoğraf. Dört filika İbradılı İbrahim ve askerlerinin karşısına çıkacak askerleri Balıkçı damlarına doğru taşıyor. (Avustralya Savaş Müzesi arşivi) Bazen söz biter... Bir sahne canlanır gözünüzün önünde... Walter Von Schoen anlatıyor... Kıt’aların teçhizatı haftadan haftaya, günden güne azalıyordu. Kısa sürede askerlerin giydiği üniformalar paçavraya dönüştü, ayaklardaki bot yerini ayağa dolanmış pöstekiye ve beze bıraktı. Orduyu çevreleyen arazi çölü andırıyordu. Tayınları ve ekmek istihkakını kısma mecburiyeti giderek artıyor ama asker ses çıkarmadan sabdediyordu. Türk küçüklüğünden beri bol su içmeye alışmıştır. Her şeye sabırla tahammül eder ama susuzluğa dayanamaz. Düşmanın ise modern silahları, bobmabardan etkilenmeyen sığınakları, bitmez tükenmez cephane ve sıhhiye malzemeleri, iyi giysileri vardı. Sadece bir hususta Türklere göre dezavantajlıydılar. Suları yoktu ve acımasız güneşin altında korkunç susuzluk çekiyorlardı. Çok uzaklardan buharlı gemilerle getirilen su uzun şebekelere pompalanıyordu... Bombatepesi’nde bulunmuş bir Türk postalı. (Özay Gündoğan’ın müzesinden) rof. Haluk Oral’ı Çanakkale Savaşı hakAnzak subayların alfabetik listesiydi. N harkında iz sürmeye iten tek bir mataradır. finde şu birkaç satırı görünce gözlerimi uzun Oral mataranın öyküsünü şöyle anlatır: bir süre ekrandan alamadım: Yıllar önce Ege sahillerine yaptığım bir geziLieutenant Burdett Philip den dönerken Çanakkale yakınlarında küçük NETTLETON, 1st Light Horse Regiment, bir kasabada durdum. Benzin istasyonunun AIF. Bonr Sydney, NSW. Single; Merchant, karşısında dar bir vitrinde eğri büğrü harfof “Nara”, Turramurra, Sydney, NSW. lerle “Antikacı” yazıyordu. Bu sözcüNext of kin: Father; Sam Nettleton. ğün cazibesiyle ve biraz da yol yorMother; Emily Nettleton, of sagunluğunu atmak için dükkâna me address. Killed in action on girdim. Fazla bir şey yoktu. ÇaPope’s Hill, central Anzac, on nakkale savaşlarında yaban7 August 1915, aged 26. No cı askerlerin kullandığı rom Known Grave. şişelerinden bir tane aldım. Bir ürperti geldi. TüySonra rafta tozlu matarayı lerim diken diken oldu. gördüm. Üzerine kazınmış Matarayı tekrar elime alyazıya göre Avustralya Hadım. 7Ağustos 1915’te fi Süvarilerinden Teğmen öldüğünde 26 yaşındayB. Nettleton’a aitti. İlgilendı... “No Known Grave”... diğimi gören dükkân sa“mezarı bilinmiyor”... hibi: “Abi o bir Anzağa aitO gün neler olmuştu? miş, geçenlerde bir köylüBizimkiler ne yapmıştı? den aldım.” açıklamasıyla Ya Teğmen Nettleton? beni satın almam için yürekHaluk Oral iz sürmelendirdi. Israr etmesine gerek ye devam eder; farklı kaybırakmadım. İtiraf ediyorum: naklardaki bilgi ve belgeKoleksiyon dolabımın Çanakkale leri bir araya getirir. BunlarB. Nettleton rafında durdu yıllarca matara. dan biri de Çanakkale’de Mustafa Sonunda, uyku tutmayan bir gece doKemal’in kurmay subaylarından İzlaptan çıkarıp masaya koydum. “Kim bilir nezettin (Çalışlar) Bey’in tuttuğu günlüktür. ler gördü, nerelerden nerelere geldi?” diİzzettin bey günlüğü Arıburnu’nda İngilizlerye düşünürken, çok da ümide kapılma den alınmış bir defter içine kaydettiğini yadan internette aramaya karar verdim zıyordur. Hatta defterde Nettleton’un el yazıadamımı: “B. Nettleton, Gallipoli, Ansı ile yazılmış sayfalar da vardır. Haluk Oral, zac” yazıp “Google” da arama yaptım. Nettleton’un kardeşinin torunları ile hala göÇıkan sitelerin biri Gelibolu’da ölen rüştüğünü söylüyor. P Antikacının tozlu rafındaki Matara Nettlon’ın matarası. Üzerindekiler belki kurşun, belki şarapnel izleri... İzzettin Çalışlar günlüğünün bir bölümünü Nettleton’ın defterine tuttu. Defterin iç kapağında Avustralyalı teğmenin kendi el yazısı... (İzzettin Çalışlar arşivinden) AUBREY HERBERT İbradılı İbrahim’in yaşam öyküsü ntalya’nın İbradı köyündendi İbrahim. İstanbul Hukuk Fakültesi son sınıfında iken Balkan Harbi’ne gönüllü olarak katılmıştı. Ardından da I. Dünya Savaşı sırasında Çanakkale Cephesi’ne... 25 Nisan 1915’de Avustralyalılar Arıburnu sahillerine yaklaşırken, burayı korumak 27. Alay 2. Tabur 4. Bölüğe verilmişti. Kuzeyde Azmakdere’den güneyde Çatlakdere’ye kadar 4 kilometrelik bir sahili 250 kişilik bir kuvvet korumaktaydı. Çünkü çıkarma Kabatepe’de bekleniyordu ve asıl hazırlık burası için yapılmıştı. Oysa Anzakların Arıburnu çıkarması Balıkçı Damları mevkiinde sabaha karşı sabaha karşı saat 4:30’da başladı. Balıkçı Damlarında Yedek Asteğmen İbradılı İbrahim komutasındaki 1. takım konuşlanmıştı ve sadece 80 kişiydiler. 1. Takım çıkarma kuvvetlerine tam 6 saat boyunca karşı koy du. Ayrıca çıkarma kuvvetlerine en büyük zayiatı buradaki askerler verdirir. İngilizlerin yazdığı ve resmi tarih niteliği taşıyan bir kitapta İbradılı İbrahim’in karşıladığı kuvvetin başına gelenler şöyle anlatılmaktadır: 7. Tabur’un bir bölüğü, altı filikaya dolduruldu ve ilk dört filika, daha önce sahile çıkmış kıtaların soy cenahında kalan bir noktaya, Balıkçı Damları’ndaki Türk mevzilerine doğru yöneldi. Türkler bir süre ateş etmedilerse de, filikalar sahili 200 yarda (yaklaşık 180 metre) ka dar yaklaşınca, öyle ağır bir yaylım ateşi altında kaldılar ki, taşıdıkla rı 140 askerden en az 100’ü sahile varamadan ölü veya yaralı olarak safdışı kaldı. Üstelik İngilizlerin iddia ettiği gibi İbradılı komutasındaki Türk askerinin elinde makineli tüfek yoktur. Ancak diğer filikalardaki askerler üzerlerine doğru yürümektedir. Bundan sonrasını İbradılı İbrahim yazdığı mektupta şöyle anlatır: Harbin icabına uyarak, düşmanın tutunduğu yerlere hakim Kocaçimen tepeye (daha sonra buraya Conkbayırı denildi) çıktıktan sonra eldeki kuvetten bir kısmını burada bırakıp yeni kuvvet gelmiş gibi göstererek düşmana doğru atıldık ve şiddetli ateşimizle düşmanı meşgul edip durduk. Ve gerideki büyük kuvvetlerimizin bize yetişmesi için zaman kazandırdık... Gerideki kuvvetler diye bahsettiği 2 Alay vardır. Biri Şefik Bey (Aker) komutasındaki 27. Alay. Diğeri ise Yarbay Mustafa Kemal komutasındaki 57. Alay. A Peki İbradılı İbrahim’e ne olur? İbrahim Efendi yaralanarak hastaneye kaldırılır. 10 gün Biga hastanesinde kaldıktan sonra tekrar cepheye döner. Çanakkale savaşı bitene kadar siperde kalır. Daha sonra Doğu cephesine gönderilen İbrahim Efendi, 1. Dünya Savaşı bittekten sonra evine dönebilir ancak. Ancak kader başka bir şekilde ağlarını örecektir. Kurtuluş Savaşı yılları... Ama bir yandan İbradılı İbrahim da Anadolu’da isyan günleri... Değişik kişiler, değişik nedenlerle halkı kandırarak peşlerine takabildikleriyle Ankara’ya karşı ayaklanıyorlar. Bu ayaklanmalar, çoğu zaman milis kuvvetleri tarafından bastırılır. Halkı kışkırtmak için yeni bir propaganda yapıldığını haber alan milisler ekim 1920’de İbradılı’ya gelirler. Gelenler Demirci Mehmet Efe ve atlılarıdır. Halkın bir kısmı bilin mezliğin korkusuyla daha kaçar, İbrahim Bey de onların arasındadır. Belki de hamile karısını ve doğacak çocuğuna bir şey olur korkusuyla kaçmıştır dağa. Bilmediğiyse, Çanakkale’de emri altında savaştığı Şefik Aker’in de Demirci Efe’nin yanında olduğudur. Dağa kaçanların hepsini isimleri kara listededir artık. İbrahim Bey durumu öğrendikten sonra teslim olur. Önce idam sonra 10 yıl hapis cezasına çarptırılır. Daha sonra ise kendi teslim olduğu için cezası affedilir. Fakat yarım bıraktığı hukuk eğitimini tamamlayamaz; kamu hizmetlerinden yasaklıdır. Singer’in Konya bayii olarak yaşamını sürdürür. 30 Ağustos 1927’de doğan oğluna Dumlupınar adını vermesi Cumhuriyet’i ne kadar benimsediğini gösterir. Haluk Oral Arıburnu 1915 kitabında geniş ver verdiği İbradılı İbrahim’in 1959 yılında öldüğünü anlatırken “Suskundu son yıllarında.. Kesinlikle küskün değil ama suskundu..” diye sözü sonlandırır. Cumhuriyet’in Çanakkale Zaferi özel sayfalarında... Vatan savunmasında yan yana Efendim; Topun üzerinde yapılacak koruma bölümünde kullanılmak üzere (atış anında titremeden dolayı topun üzerine toprak yağmasını önlemek için) cenazelerden kaput tedarik etmek için bir iki adam çıkardıysam da kaput bulamadılar. Şayet var ise beş adet boş çuvalın bu yazıyı getiren ile gönderilmesi için yardımlarınızı rica ederim efendim. Dağ Şnayderi Teğmeni (İmza) Ahmet Kemal’in (Şefik Aker’in notu) Verilmiştir. CEMAL BEY İLE VAHRAN BEY GENÇ BİR TEĞMENİN YAZDIĞI NOT Kanlısırt’ta karşılıklı hücumların devam ettiği günler. 19 Mayıs Türk hücumunun birkaç gün öncesinde Teğmen Ahmet Kemal’in yazdığı pusula... 1 / 2.3.1331 (14/15.5.1915) Sol Cenah Kumandanlığı’na Kanlısırt Eski dost düşman olmaz 29 Haziran’ı 30’a bağlayan gece... 18. Alay, Cesarettepesi üzerinden düşman hatlarına saldırır. Ön siperlere ulaşırlarsa da daha fazla ilerleyemezler. Geri siperlerden açılan yoğun makineli fek ve piyade ateşi hem siperlerdeki askerlerimize hem de onlara yardıma tügitmeye çalışan takviye birliklerine ağır kayıplar verdirir. Birliklerimiz geri çekilmek zorunda kalırlar. Bu saldırı Türklerin Arıburnu bölgesinde yaptığı son büyük saldırıdır. Güneş doğduğunda siperler arasındaki alanda yüzlerce şehit ve kimsenin yardım edemediği yaralılar yatmaktadır. Bu sırada yıllarca Türklerin arasında yaşamış bir İngiliz subayı çıkar sahneye. Yanına bir Türk esir alarak kendi ileri siperlerinin Türk hatlarına en yakın olanlarına gelir. Türk esir, İngiliz subayın ne yapmak isteğini Türk siperleri ne bağırarak anlatır. Sonra subay siperden çıkar ve ağır yaralı bir Türk askerini kucaklayarak sipere taşır. Ertesi gün de birkaç yaralıyı taşır siperlere. Bu subay Yüzbaşı Aubrey Herbert’dir. Kanlısırt’taki “Yalnız Çam” Avustralıların Kanlısırttaki “Lone Pine” (Yalnız Çam) anıtının bulunduğu alan 69 Ağustos 1915’te Çanakkale Savaşı’nın en kanlı muharebelerinden birine sahne olur. Bu alana Türkler “Kanlısırt”, Avustralyalılar ise “Lone Pine” adını verirler. En öndeki Türk siperlerinin çam kütükleriyle kapatılıyordu. Burada savaşan iki Avustralyalı kardeşten biri ölür, diğeri Türk siperlerini kapatmak için kullanılan çam kütüklerinin birinin dalından kopardığı çam kozalağını gönderir annesine. Bu kozalağın tohumundan yetiştirilen bir ağaç 1934’te Avustralya’dan getirilerek Anıt alanına törenle dikilir. Avustralya’nın pek çok yerinde Kanlısırt’tan giden tohumlardan yetiştirilmiş, neredeyse kutsal sayılan ağaçlar vardır. Çanakkale Savaşı sırasında Avustralya’da basılmış bir sigara kartı. Arkasında Çanakkale’de yaralı bir askeri kurtarmanın İngiliz Milletler Topluluğu’nda en değerli cesaret madalyası olan Vicroria Cross’u kazandırdığı anlatılıyor. Aubrey Herbert bu madalyayı almadı; çünkü onun kurtardığı bir Türk askeriydi... şur: “Kimseden çalınmadı onlar. Plevne Muhasarası’nda Gazi Osman Paşa’nın yanında savaştığım için taktılar göğsüme.” Hikâyesi uzun Plevneli Ryan’ın.. Türklerin belki de tek Avustralyalı kahramanı.Avrupa’da öğrenimini sürdüren siper arasında ateşkes ilan edilAvustralyalı genç bir doktor, Osmanlı diğinde askerler bir Türk bir Devleti’nin London Times’a verdiAvustralyalı şeklinde diziği “askeri cerrah aranıyor” ilalerek sınır çizerler ve her nına başvurur ve iş görüşmeiki taraf kendi ölü ve yasinden iki gün sonra İstanralılarını taşımaya başbul yoluna düşer, 1876 orlar. Yan yana oturan astalarında vardığı bu efsakerler konuşmaya, birnevi şark başkentine haybirlerine sigara, çikolaran kalır. Ancak ‘şark rüta ikram etmeye başlar. yası’ uzun sürmez... Önİşte bu anda, alanda doce Sırp, sonra Rus savalaşan Ryan’ın yakasınşının cephelerinde görevdaki Mecidî ve Osmanî lendirilir. Plevne kuşatmanişanları ile eski bir harsında adeta bir Türk subabe ait Osmanlı madalyayı gibi hareket etmesi Ossı Türk askerlerinin dikman Paşa’nın dikkatini çekatini çeker. Kendi aralarınker. Bir seferinde 4 süngüda “Kim bilir, hangi şehidimizin nün ucuna takılmış mumüzerinden aldı?” diların ışığında 8 saat ye mırıldanırlarken Charles Snodgrass Ryan. hiç durmadan onlaryaşlı doktor aksanlı Dördüncü Derece’den Mecidi ca yaralıyı ameliyat bir Türkçeyle konuNişanı göğsünde görülmektedir. etmiştir. Ç Bir yitik öykü: Plevne Ryan anakkale savaşının belki de en ilginç kahramanlarından birisi Plevne lakaplı Avustralyalı doktor Charles Snodgrass Ryan Kanlısırt’taki Türk hücumu 3 bin 855’i şehit olmak üzere 10 bin kayıptan sonra durdurulup da iki C M Y B Ertuğrul uçağını İstanbul’da onaran, söküp gemiye yükleyen, Çanakkale’de tekrar monte eden ve ölümü göze alarak vatan sevgisiyle uçan montör Mehmet bakın kimdi... Sunay Akın cumhuriyet için yazdı Çanakkale’nin 13 yaşındaki gönüllü bombacısı Çanakkale Ruhu MUSTAFA BALBAY >> 11’de. ÇARŞAMBA 18 MART 2015 KURUCUSU YUNUS NADİ (19241945) BAŞYAZARLARI NADİR NADİ (19451991) İLHAN SELÇUK (19922010) FİYATI 1.5 TL (KDV içinde) KKTC’DE 2 TL Yenen Unutsa Yenilen Unutmaz! MİNE KIRIKKANAT >> 20’de. DEMİRTAŞ: Seni başkan yaptırmayacağız Zehra Develioğlu’nun iki olayı daha ortaya çıktı HDP lideri, 2 dakikalık grup konuşmasında Erdoğan’a “HDP’liler nefes aldıkça başkan olamayacaksın” diye seslendi. Demirtaş, “Seni başkan yaptırmayacağız” cümlesini üç kez tekrarladı >> 7’de SÖZLERİ DÜNÜN TWITTER şampiyonu >> 2. Sayfada Kabatas ilk vukuatı değilmis Herkesin konuştuğu Develioğlu hiç yüzünü göstermedi. Davutoğlu 1 SELEKTÖR YAPTILAR ‘Ha Hitler’in eli ha Esed’in eli’ Zehra Develioğlu, 2010’da aracıyla Kavacık’tan Başakşehir’e giderken yolda kendisini ‘selektörle taciz ettiği’, ‘araçla sıkıştırıp takip ettiği’ iddiasıyla Arif Y. isimli yurttaştan şikâyetçi oldu. Arif Y. 1 yıl hapis cezasıyla yargılandı, Develioğlu duruşmaya bile gelmedi. Arif Y., kesin ve inandırıcı delil bulunamadığı için beraat etti. 2 KAPIYA GELDİLER 2011’de ise kapısına gelip eşini soran ve evrak imzalatmak isteyen bir şahıstan şikâyetçi oldu. Evrakı imzalamayıp kapıyı kapattığını anlatan Develioğlu, 35 yaşlarında olduğunu söylediği şahsın gri renkli bir araçla kaçtığını ileri sürdü. Soruşturma, gelen kişinin kimliği tespit edilemediği için takipsizlikle sonuçlandı. 3 TACİZ ETTİLER 2013’te Gezi Parkı Direnişi sırasında Kabataş’ta üstleri çıplak, deri eldivenli bir grup erkeğin saldırısına uğradığı iddiaları, iki yıl süren soruşturma sonuCANAN cunda Emniyet raporuyCOŞKUN la yalanlandı. >> 13’te Eylül 2009 İsrail’de sandık hatırası SURİYE abd hava aracını VURDU Başbakan Davutoğlu, Erdoğan ile Esad’ın bir dönem sıkı dost olduklarını unutup CHP lideri Kılıçdaroğlu’nu eleştirirken “Ha Hitler’in ha Esed’in elini sıkmışsın” dedi. >> 7’de İncirlik’ten kalkan İHA düşürüldü SURİYE Amerikan insansız uçağını (İHA) Lazkiye üzerinde düşürdü. Türk askeri kaynakları, İHA’nın İncirlik’ten kalktığını doğruladı. Amerikan uçakları bir süredir Şam’a bilgi vererek IŞİD’i vururken ilk kez böyle bir gelişmenin yaşanması dikkat çekti. >> 17’de Uçağın görüntüleri internette yayımlandı. KILIÇDAROĞLU Fişlenmeyen kalmadı ‘en iyi kürt ölü kürt’ GİDERAYAK GENELGE Musa Anter için korkunç ifade CHP lideri Kılıçdaroğlu, Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı’nın DEVA 1 ve 2 programlarıyla 77 milyonun tüm özel bilgilerini depoladığını açıkladı. >> 7’de REUTERS Yolsuzluğu örtbas talimatı Eski Adalet Bakanı Bozdağ, istifasından önce yargıya 15 genelge yolladı. Bakan, “Uluslararası rüşvet dosyalarını bakanlığa bildirin” dedi. Siemens, Daimler ve 3M’nin Türkiye’de rüşvet verdiği iddiasına ilişkin dosyalar savcılıkça kapatılmıştı. >> ALİCAN ULUDAĞ 12’de İsrail Başbakanı Netanyahu siyasi geleceği açısından referandum niteliğindeki erken seçimi başa baş bitirmesine rağmen “zafer” ilan etti. Sandık başı anketlerine göre sağcı Likud ile solcu Siyonist Birlik 27’şer vekil çıkardı. Araplar ilk kez Ortak Liste ile girdikleri seçimde 1213 vekil çıkararak 3. güç oldu. Seçimden önce ikinci sırada görülen Netanyahu’nun 4. kez hükümet kurmakla görevlendirilmesi bekleniyor. Ancak Cumhurbaşkanı, sağ ve solun ulusal birlik hükümeti kurması çağrısı yaptı. >> 17’de Seçime Arap damgası Usulsüz dinleme davasında eski istihbaratçı Hüseyin Özbilgin’in Anter cinayetine ilişkin sözleri kan dondurdu. Özbilgin, “Yerde bir genç can çekişiyordu. Arkadaşlarımız ‘Bırak, ölürse ölsün, en iyi Kürt ölü Kürt’tür’ demişlerdi. Onlar bugün etkili yerlerde” dedi. >> 11’de Öğretmene ‘CİNSEL müzik’ soruşturması Okuma bayramında ilköğretim öğrencileriyle ‘Talk Dirty’ adlı İngilizce şarkı eşliğinde dans gösterisi düzenleyen sınıf öğretmenine ‘cinsel içerikli müzik dinletti’ denilerek soruşturma açıldı. >> 3’te ABLASI SELVİ’YE ATEŞ PÜskürdü AKP’ye desteğiyle tanınan gazeteci Abdülkadir Selvi’nin ablası Fatma Kaya, kardeşine “Haramzade gemisinden in, aslını inkâr ediyorsun” diyerek ateş püskürdü. İstanbul’da yaşayan Kaya, “Onu gördüğümde televizyonu kapatıyorum, tansiyonum çıkıyor” diye ekledi. >> SİBEL BAHÇETEPE 12’de Bir tıkla sanatı satın al Saygın müzayede evi Sotheby’s, NewYork’ta yapılan açık artırmalardaki her eseri ebay üzerinden de eşzamanlı satışa çıkaracak. İsteyen buradan sanat eserlerini satın alabilecek. >> 2’de MUSA KART musakart@cumhuriyet.com.tr YGS SORULARI İNTERNETE SIZDI >> 14’de 170 domuz gribi vakası: 11 ölü >> 10’da C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle