17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 ŞUBAT 2015 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Gençlik Kolları Başkanı Yıldız, ‘Atina ve Gezi’de kardeş barikatların arkasındayız’ dedi 5 CHP Syriza’ya gidiyor FIRAT KOZOK 33 Milyar TL’lik Formül Yurttaşların elektrik faturalarına yansıtılan kayıpkaçak bedeli, uzun süredir tartışma konusu. CHP Antalya Milletvekili Gürkut Acar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na sunduğu soru önergesinde, “Kayıpkaçak oranlarını düşüreceği iddialarıyla gerçekleştirilen dağıtım özelleştirmelerinin ardından şirketlerin tutturması gereken kayıpkaçak hedefleri sürekli revize edilmiş, bu yolla şirketlerin daha fazla kayıpkaçak bedeli tahsil etmesi sağlanmıştır. Kayıpkaçak konusunda sürekli olarak yurttaşlar aleyhine yapılan düzenlemeler, şirketlere kâr garantisi verildiğini düşündürmektedir” dedikten sonra, “Son 3 yılda şirketler ne kadar kayıpkaçak tahsilatı yapmıştır? Dağıtım özelleştirmeleri süreci ve sonrasında şirketler için belirlenen kayıpkaçak hedeflerinde kaç kez değişiklik yapılmıştır” sorularını yöneltti. Soru önergesine yanıt veren Yıldız, şirketlerin tahsil ettiği kayıpkaçak bedeli konusunda bir rakam vermedi. “Kayıpkaçak miktarı, dağıtım sistemine giren enerji ile dağıtım sisteminde tüketicilere tahakkuk ettirilen enerji miktarı arasındaki farkı göstermektedir. Dağıtım sistemine giren enerji ile tahakkuk ettirilen enerji arasında oluşan bu fark elektriğin dağıtımı için gerekli olan hat, trafo ile sayaçlarda meydana gelen teknik kayıp miktarı ve yasal olmayan bir şekilde elektriğin kaçak kullanılması sonucunda oluşan miktarın toplamından oluşmaktadır” diyen Yıldız, mevcut mevzuata göre kayıpkaçak miktarının nasıl hesaplandığını formüllerle anlatmakla yetindi: Yıldız’ın tahsil edilen kayıpkaçak miktarı ise hükümetin geçen ay sonunda TBMM’ye sunduğu Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile ortaya çıktı. Tasarıya eklenen geçici maddeyle, mahkeme ve tüketici hakem heyetleri kararına göre dağıtım şirketleri ya da tedarikçi tarafından yapılan kayıpkaçak bedeli iadeleri ve mahkeme kararında yer alan giderlerin dağıtım tarifeleri yoluyla karşılanması öngörülüyor. Maddenin gerekçesinde, “20062014 yılları arasında sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmet bedeli, iletim bedeli ve dağıtım bedeli dışında sadece teknik ve teknik olmayan kayıp bedeline ilişkin tüketicilerden 33 milyar TL tahsil edildiği” belirtiliyor. Tasarıyla, kayıpkaçak bedelinin yurttaşlardan tahsiline devam edileceği gibi, bugüne kadar tüketicilere mahkeme ve tüketici hakem heyetleri kararıyla iade edilenler de faturalara yansıtalarak yine yurttaştan alınacak. Üstelik, iade için dava da açılamayacak. ANKARA CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı İrfan İnanç Yıldız, 3 kişilik bir ekiple bu hafta Yunanistan iktidar partisi SYRİZA’nın davetlisi olarak Atina’ya gidecek. Yıldız, ziyaret öncesi “Gezi’deki koalisyon ve SYRİZA’nın içerisindeki koalisyon birbirine çok uzak değildir. Atina sokaklarında hayatını kaybeden Aleksis için kurulan özgürlük barikatı ile Okmeydanı’nda katledilen Berkinimizin barikatı u Üç kişilik bir ekiple SYRİZA’nın daveti üzerine Atina’ya gidecek olan İrfan İnanç Yıldız, ‘’Atina sokaklarında hayatını kaybeden Aleksis için kurulan özgürlük barikatı ile Okmeydanı’nda katledilen Berkinimizin barikatının kardeş olduğu bir kardeşlik ikliminden bahsediyoruz. Kendilerini halka anlatmakta nasıl başarılı olduklarını deneyimlemek ve yerinde dinleme arzusundayız’’ dedi. mız arasında” dedi. Yıldız, SYRİZA ziyaretinin nasıl geliştiğini ve ziyaretten beklentilerini anlattı. Ziyaret fikri nasıl oluştu, davet kimden geldi? Zaten İspanya’da Podemos’u, Portekiz’de de Sol Birlik gibi partileri takip ettiğimiz gibi uzun süredir Yunanistan’da da SYRİZA’yı nın kardeş olduğu bir kardeşlik ikliminden bahsediyoruz. Gezi’de ezberleri bozan bir denklem kurduk. Şimdi bu denklemi yeni bir hazirana taşımamız gerek bunun için yeterli cesarete sahibiz. Önümüzdeki genel seçimlerde özlenen sol diyaloğu geliştirmek öncelikli amaçları takip ediyorduk ve Çipras’ın çıkışları bizleri heyecanlandırıyordu. Bunun üzerine duyduğumuz ilgiyi bir açıklamayla dillendirdikten sonra kendilerinden de bir davet geldi. Bizler de 500 milyonluk Avrupa’ya umut olacağına inandığımız SYRİZA’nın davetini değerlendirmek istedik. Seçimlerden beklenti SORU ÖNERGESİNE YANIT ‘90 yıllık ara’ Çiçek’i bağlamazmış FIRAT KOZOK ANKARA AKP Balıkesir Milletvekili Tülay Babuşcu’nun tepki çeken “600 yıllık imparatorluğun 90 yıllık reklam arası sona erdi” yönündeki açıklamasına TBMM Başkanı Cemil Çiçek’ten ilginç bir yorum geldi. Çiçek, Babuşcu’nun söz konusu açıklamayı genel kurulda yapmadığını belirterek bu nedenle de hakkında yapılacak bir işlem olmadığını kaydetti. CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, Çiçek’e başvuruda bulunarak Babuşcu hakkında işlem yapılması yönünde gereğinin yapılmasını talep etmişti. Milletvekili yemininin kapsamını anımsatan Oran, Çiçek’e gönderdiği yazıda, “Konunun kötü örnek oluşturmaması açısından TBMM boyutuyla da takip edilmesi gerekmektedir. Halen bulunduğunuz TBMM Başkanlığı makamının ilk sahibi olan Mustafa Kemal Atatürk’e, Cumhuriyet rejimine karşı yapılan bu hakaret karşısında sessiz kalmayacağınızı umuyorum. Bu nedenle söz konusu AKP Balıkesir milletvekili hakkında gerekli disiplin işlemlerini yaparak, benzeri durumların yaşanmasının önüne geçmenizin önemini bilgilerinize sunarım” ifadeleri yer almıştı. Çiçek’ten bu başvuruya yanıt geldi. Çiçek, Babuşçu’nun söz konusu açıklamayı genel kurulda yapmadığını belirterek bu nedenle de hakkında yapılacak bir işlem olmadığını kaydetti. Oran ise Çiçek’in yanıtına tepki göstererek şu görüşleri dile getirdi: “Çiçek bir kez daha TBMM’nin değil AKP’nin Meclis Başkanı olduğunu kanıtladı. 24. yasama dönemi maalesef parlamento tarihine yürütmenin yasamayı esir aldığı dönem olarak geçecektir. Bu durumun baş sorumlusu da Cemil Çiçek’tir. Başlıca görevi TBMM’nin saygınlığını korumak ama bu son yanıtı da göstermektedir ki tek derdi AKP’yi korumaktır.” Davutoğlu konuştuğu sırada iki kişi tribünde pankart açmak istedi. Birkaç dakika süren gerginliğin ardından, tam açılamayan pankart polis tarafından toplandı. Pankartı açmak isteyen iki kişi salondan çıkarıldı. Açılmak istenen pankartın Gezi Parkı Direnişi sırasında polisin attığı biber gazı kapsülünün başına gelmesi sonucu yaşamını yitiren Berkin Elvan’la ilgili olduğu belirtildi. Berkin pankartını açtırmadılar Davutoğlu, İç Güvenlik Paketi üzerinden CHP liderine yüklendi ‘Kılıçdaroğlu için de gereğini yaparız’ İstanbul Haber Servisi Başbakan Ahmet Davutoğlu, AKP İstanbul 5. Olağan Kongresi’nde yaptığı konuşmada, AKP’nin muhalefeti bastırmak için hazırladığı İç Güvenlik Paketi’ni savundu. Davutoğlu “İster Kılıçdaroğlu ister başkası olsun, yasa çıktıktan sonra kim eline molotof alırsa, kim maske takarsa gereği yapılır” dedi. Davutoğlu’nun katıldığı AKP İstanbul 5. Olağan İl Kongresi dün Sinan Erdem Spor Salonu’nda yapıldı. “Yeni Türkiye Yeni Güç Hedef 2023” temasıyla gerçekleştirilen kongrede, “Anayasal olarak tarafsız olması gereken” Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın seslendirdiği “Canım İstanbul” şiirinin salondakilere dinletilmesi dikkat çekti. Konuşması, “Sen bize reisin emanetisin” sloganı ile kesilen Davutoğlu, salondakilere “Reisin bütün emanetine sahip çıkacağız inşallah” diye karşılık verdi. Çözüm sürecinin başarıya ulaşması gerektiğini vurgulayan Davutoğlu, “Vatandaşlarımız hiç merak etmesin, bir daha kimse bu ülkeyi bölecek şekilde faaliyet yapamayacak. İnşallah 7 Haziran’da yüzde 60 demeye hazır mısın?” diye konuştu. Konuşmasında Gezi Parkı Direnişi ile 1725 Aralık operasyonlarını anımsatan Davutoğlu, “Ne Gezi olaylarında çapulculara, ne 1725 Aralık’ta paralel çeteye, ne de 67 Ekim’deki vandallara meydanı bırakmadık, bırakmayacağız” diye konuştu. İç güvenlik reform paketinin AB standartlarında olduğunu savunan Davutoğlu, CHP, MHP ve HDP’ye de yüklendi. “Ben artık onlara üçüzler diyorum. Salı günkü grup konuşmalarında, MHP, CHP, HDP hepsi birden buna karşı direnme çağrısında bulundu” diyen Davutoğlu, şöyle devam etti: “Kaos tacirlerine boyun eğmeyeceğiz. Ermeni lobisi harekete geçti, Yahudi lobisi zaten her an hareket halinde, Rum lobisi hareket halinde. Şimdi bir de Paralel lobisi çıktı. CHP’lilere sesleniyorum. Başınızı kaldırın ve sorun Kılıçdaroğlu’na, neden aynı gün aynı çağrıyı yapma zilliyetine düşüyorsun? Sen ana muhalefet mi ana paralel partisi misin?..” Selim Temurci, 520 delegenin oyuyla AKP’nin yeni İstanbul İl Başkanı oldu. niz ne? Önümüzdeki genel seçimlerde özlenen sol diyaloğu geliştirmek öncelikli amaçlarımız arasında. Çünkü bizler Türkiye halklarının tek kurtuluşunun sol bir programdan geçtiğini düşünüyoruz. Türkiye’nin ve biz gençlerin suni tartışmalarla kaybedecek vakti yok. Aritmetik dar bir seçim diyaloğu yerine toplumsal karşılığı olabilecek bir diyaloğu oluşturmak arzusundayız. Yunanistan ve Avrupa solundaki bu rüzgâr ile Türkiye seçimleri arasında nasıl bir ilişki kuracaksınız? Bakınız, gayet dindar bir toplum olan Yunanistan toplumunun ateist olduğu bilinen bir liderin partisine halkın programı olduğundan oy verilmesi, Avrupa’da yeni bir hikâyenin başlangıcıdır. Artık hikâyenin kahramanları troyka değil halktır. Eğer buradan illa bir pay çıkarılmak isteniyorsa Türkiye’de de halkın gündemini gerçek gündemimiz olarak kabul etmek bu payın ana başlığı olabilir. Hedefimiz ilerici tüm unsurların ortaklaştığı halktan yana tutarlı bir programı inşa etmek olmalıdır. Gezi’deki koalisyon ve SYRİZA’nın içerisindeki koalisyon birbirine çok uzak değildir. Eski tarz siyasetten umutlu olmayan milyonlarca gencin ortaklaştığı programlardan bahsediyoruz. Atina sokaklarında hayatını kaybeden Aleksis için kurulan özgürlük barikatı ile Okmeydanı’nda katledilen Berkinimizin barikatının kardeş olduğu bir kardeşlik ikliminden bahsediyoruz. Gezi’de ezberleri bozan bir denklem kurduk. Şimdi bu denklemi yeni bir Haziran’a taşımamız gerek bunun için yeterli cesarete sahibiz. Bu kararlılıkla kurulacak yeni denklemin iktidarı alaşağı edeceğinden şüphemiz yok. Emekten yana özgürlükçü bir anlayışı, bu denklemin temeline oturtacağız. Haziran genel seçimlerinde kuracağımız Türkiye’de işçiler ölmeyecek, öğrenciler katledilmeyecek, hırsızlardan hesap sorulacak. Kampuslarımızı geri alacağımız bir Türkiye’yi yaratacağız. Bahsettiğimiz bu denklem vicdanımızdan yana bir denklem olacak. Ölümlerin fıtrat olmadığını onları yüce divana yollayarak göstereceğiz. Dereyi Görmeden Makama Oturan Aday Adayı Haziranda yapılacak genel seçimler öncesi milletvekili aday adayı olmak isteyen kamu görevlilerinin istifa süresi yarın sona erecek. Bu çerçevede bugüne kadar istifa eden farklı bürokratlar kamuoyuna yansıdı ama gelin sizinle çok daha ilginç bir örneği bu sütunda ele alalım. TBMM bürokratlarından Hasan Özgür Özen AKP’den aday adayı olmak için görevinden istifa etti. Özen’in kendisiyle ilgili paylaştığı bilgilere göre, Meclis’teki titrini “Basın, Yayın ve Halkla İlişkiler Başkanlığı Strateji Sorumlusu” ve ayrıca bir de “TBMM Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Uzmanı” olmak üzere iki farklı tanımla açıklıyor. Özen’in paylaştığı açıklamada ise kendisinin “Kurani Mucize Kelimeler Kuran Sözlüğü” adlı eseri hazırlayan kişi olduğunu anlaşılırken, Özen’in bahsettiğimiz iki görevinin yanı sıra TBMM’de “EFQM Mükemmellik Modeli Ekip Lideri”, “TBMM Çocuk Proje Koordinatörü ve Yönetim Sistemleri Uzmanlığı” görevlerini de yürüttüğü belirtiliyor. Böylece toplam “beş görev titrini” birden paylaşan Özen, neden aday olduğunu ise şöyle açıklıyor: “Hakk’a hizmet için halka hizmet etmek, insanların hayır dualarını almak için çalışmak, insanlığa fayda sağlayabilecek kalıcı eserler üretmek benim için bu dünyadaki en önemli ibadettir. Bu uğurdaki hizmetlerin vuku bulabildiği siyaset kurumu ise benim için bir nevi ibadet yeridir.” Bu açıklamaları alıntıladığımız dosyada TBMM’nin resmi logosunun kullanılması dikkat çekerken, daha önce de aynı logoyla hazırladığı kitabı tanıttığı dikkate alındığında pek de şaşırmıyoruz. Ancak Özen’in basın açıklamasında kullanılması için gönderilen bir fotoğraf var ki işte gariplik burada başlıyor: AKP’den aday adayı olan Özen, henüz bırakın milletvekilliğini, adaylığı bile kesinleşmeden milletvekillerinin makam odalarına geçip burada çekilen bir fotoğrafı basın açıklamasıyla göndermeyi tercih etmiş. Yani milletvekili olmadan milletvekili koltuğuna oturmuş. Buna ister “dereyi görmeden paçayı sıvamak”, isterseniz de “milletvekili olmadan makama oturmak” deyin, biz şu soruyu sormadan edemiyoruz: Henüz aday adayı olan Özen, bir de “tüm yaşantısı ve çalışmalarını, fedakârlıklarını ve karakterini kendime örnek model aldığım” diye tanımladığı Başbakan’a özenseydi ne olurdu? Dün günlerden pazardı ya, bu yazıyı bitirip gazeteye yollamaktan başka işim yok. Boş oturacağıma kendime değişik bir uğraş bulayım, dedim ve televizyonun başına çöktüm. Önce oraya buraya zaplayıp zıplayıp şöyle uyku getirecek vurdulu kırdılı bir bilimkurgu filmi filan aradım. Bulamadım. Mecburen ve alışkanlıkla haber kanallarına geçtim. Geçmez olaydım. AKP’nin İstanbul 5. Olağan İl Kongresi var(mış); pazar günlerinin haber kıtlığında kanallar oraya yönelmişler. Ben uyuklama umudundayken uykum kaçtı. Nasıl kaçmasın? Anayasaya göre bağımsız olması gereken cumhurbaşkanı bir siyasi parti kongresinde konuşamaz ya, AKP’nin cin fikirli mollaları arkadan dolanmışlar. Salona kurulan dev bir ekranda görüntüsü ve sesiyle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan şiir okuyor: Necip Fazıl’dan Canım İstanbul… İyi (hem de çok iyi) şairliğini ideolojik propagandaya kurban etmiş Necip Fazıl’ın dizeleri Cumhurbaşkanı’nın şeddeli vurguları, baygın tonuyla salonun duvarlarında yankılanıyor. Salonu dolduran delege ve seyirci kitlesi de “huşu” içinde dinliyor. Birkaç dizeye göz atın: “Bulutta şaha kalkmış Fatih’ten kalma kır at / Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat / Şahadet parmağıdır göğe doğru minare / Her nakışta o mana: İstanbul’da Bir Siyaset Müsameresi Öleceğiz ne çare? / Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet / Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet...” Haydi “Fatih’ten kalma kır at” ya da “milyon kıratlık pırlanta” güzellemelerini “Yapma Üstad, sen şiirin iyisini bilirsin, iyisini yazmışlığın da var. Peki, bunlar ne böyle” deyip geçelim. Hatta “Hayattan canlı ölüm” dizesinde derin felsefeyi bizcileyin itikadı zayıf fanilerin anlayamayacağını varsayalım… Pekiiiii, “Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet” dizesinde sırıtan ilkel laf sokuşturma çabasına ne diyelim? En iyisi Necip Fazıl’ı ve onun ardına saklanarak bir siyasi partinin il kongresine katılan bağımsız Cumhurbaşkanı’nı geçelim… HHH Geçtim de… Ama bu sefer de Başbakan ve AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’na yakalandım. Uzun (düzeltiyorum: Uzuuuuuuuun) konuşmasından hiç olmazsa şu paragrafa göz atın: “…Beylikten imparatorluğa, imparatorluktan ‘nizamı âliye’ye uzanan Osmanlı padişahlarına selam olsun. Demokrasi beşiğine selam olsun. 4 yaşında geldiğim İstanbul her semtiyle benim hocamdır. Aziz Fatih’in Fatih’ine selam olsun. Reis’in bütün emanetlerine sahip çıkacağız. İstanbul yüreğimizde hiç bitmeyen bir aşktır. AK Parti’dir. AK Parti İstanbul’dur. İstanbul’u anlayan tarihi anlar...” Haydi gel de tut dilini Aydın Engin!.. Haydi gel de sorma: Tahta çıktıkları sabah bebekten ergenlere bütün kardeşlerini boğduran, cülus namazı için adeta kardeş kanıyla abdest alan Osmanlı padişahlarına da selam olsun mu? Şarabı yasaklayıp, içenin kellesini kopartıp, kendi zurna gibi dolanan ve siroz hastalığından ölen 4. Murat’a da selam olsun mu? Padişahlığının yanı sıra ressam da olan ve benim için fark etmez ama sizin itikadınıza bal gibi ters düşen nü (çıplak kadın resmi) tablo da yapan Abdülaziz’e de selam olsun mu? Saray bahçesindeki havuzda yüzen süs balıklarına yem niyetine inciler saçan, “deli” diye anılan 1. İbrahim’e de selam olsun mu? Ay sıkıldım… HHH Evet, sıkıntı bastı, uykum kaçtı. En doğrusunu yaptım, televizyonu kapattım. Günlük gazetelere göz atmaya başladım. Sıra AKP organı gazetelerin “amirali” Sabah’a geldi. Bir haber okudum. Hiç olmazsa bir paragrafına göz atın: “…AK Parti İstanbul 5. Olağan İl Kongresi bugün Sinan Erdem Spor Salonu’nda yapılacak. 8 yıldır İstanbul il başkanlığı görevini yürüten Babuşcu görevi Selim Temurci’ye devredecek. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun katılacağı kongrede çok önemli mesajlar vermesi bekleniyor…” Jetonum biraz geç düştü ama tam düştü. Bu gazete en erken cumartesi gece yarısı basıldı, sabaha karşı gazete bayilere dağıtıldı. Ben de zaten bakkala gidip sabahleyin aldım. Oysa AKP’nin İstanbul 5. Olağan İl Kongresi pazar öğleye doğru başladı… Eeee? E’si kongre cumartesi gecesi bitmiş. Sabah da bunu haber yapıp önümüze koymuş. Peki, pazar günü yapılan kongrede delegeler ne yaptılar? Kimi seçtiler? Neden seçtiler? Nasıl seçtiler… HHH Soruları böyle art arda sıralarken göz kapaklarım ağırlaştı; kendimi uyku tanrıçasının kollarına bıraktım. Peki, bu Tırmık? Valla bilmiyorum. Galiba uykuda yazdım. Hatırlamıyorum… Emine Kaplan, Mahmut Lıcalı, Fırat Kozok, Selda Güneysu [email protected] C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle