18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 ŞUBAT 2015 CUMA 8 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK n Baştarafı 1. Sayfada ... değil, AKP’nin cumhurbaşkanı olduğunu ispat ediyor. Anayasal ve bağımsız olan Merkez Bankası kurumunun başındaki bir türlü sözünü geçiremediği başkanına başka türlü hakaretamiz sözlerle saldırıyor. Merkez Bankası, faizleri dayattığı gibi indirmeyince yine TV’lere çıkıp banka başkanına “Bize karşı bağımsızlık mücadelesi veriyorsun da başka yerlere bağımlılığın mı var” diye aklında kim bilir hangi ülke veya yabancı kurum varsa, onun hizmetinde gösterip suçlayan dünyada başka bir cumhurun başkanı yoktur herhalde... Bu suçlamadan da ağır söylemlerle devletin bir kurumunu dışarının hizmetinde gösteren ifadeler, kılığına kıyafetine, bugünlere kadar izlediğimiz kafa ve karakter yapısına yaraşıyor da… … durmadan övündüğün halk oylarıyla seçildiğin yüksek makama yakışıyor mu? HHH Oğlu ile bir kızının yönettiği TÜRGEV’deki törende yaptığı son konuşmasında, “Varsın onlar dekolte ve mini etek diye feveran etsinler. Biz inançla inancına, tarihine, kültürüne bağlı nesiller yetiştirmeye çalışacağız” dedi. Bir kez daha çağdaşlığı mini etek, dekolte kıyafet diye anladığını kanıtlayan bu söylemleriyle çağdaşlık anlayışına ve çağdaş yaşama karşı olduğunu gösterdi. Katı dinciliğin esiri olduğunu kanıtladı. 21’nci yüzyıldayız, çağdaş kültürü ve yaşamı kavramamış bir cumhurbaşkanımız var! HHH Ona yaraşan bir başbakan: 7 Haziran seçimi öncesi, yine din sömürüsüne soyundular. Her şeyi bilen, aman Allah o ne derin kültür sahibidir diye yalakaların, yandaşların övdüğü bir cumhurbaşkanı, onun izinde gitmeyi marifet sanan kişiliksiz başbakanımız var ya o da… ….seçime malzeme olacak davranışlarla çok dindar, Müslüman olduklarını kanıtlamak, tası tarağı toplayarak zafer diye yutturmaya çalıştıkları yüzyılın en büyük olası düşmandan kaçış harekâtı sona erdikten sonra… karargâhta komutan için ayrılan odada şükür namazı kıldığını basına sızdırdı. HHH Bu medya, bu yarım yamalak korkak aydınlar bu kafayla giderlerse nereye varacağımızı kestirmek için artık falcı olmaya gerek yok. Başta Kaçak Saraylı, peşinden koşturan Başbakan’la 7 Haziran’da nereye varmak istediklerini, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş iki saat süren bir TV programında her açıdan fevkalade açık anlattı. HHH Ne çare, Demirtaş yorumu çok dikkate değer. HDP’nin bu seçimde askerden kalma yüzde 10 barajını AKP’ye karşın aşmasındaki rejimsel yararları, medya ve TV’lerde ukalalık yapan yalaka veya öyle olmayan aydınlar bilerek, bilinçli olarak farkında değilmiş gibi davranıyorlar.. Oysa HDP’nin yüzde 10 barajını aşarak Meclis’e 5060 vekille bölgesel değil, Türkiye partisi olarak girmesi, AKP’nin 400 milletvekili hayalini o gün suya düşürecek. Aksi halde Demirtaş’ı da kabul etti ki AKP, HDP barajı aşamaz, örneğin bölgedeki 26 veya daha fazla vekili bu seçim yasası gereği beleşten kendi kazanımlarına ekleyecek olursa…. İşte o zaman Bay RTE, hayallerindeki başkanlık sistemini içerecek AKP anayasasını rahatlıkla Meclis’ten geçirecek! Bu nedenle bu seçimde HDP’nin barajı aşarak Meclis’e girmesinde olası sonuçlar dikkate alındığında, biz seçmenlerin geleceğimizi özenle düşünerek oy kullanmamızda sayısız ulusal yarar var. RTE’nin yargıdan yürütmeye, yasamaya tabii medyaya kadar diktatör benzeri tek söz sahibi olmasını bugünden sineye çekmiş, sindirmemişsek!.. HHH Bu seçimde demokrasimiz ve halkımız ya RTE’nin boyunduruğu altına girecek ya da seçmen olan bizlerin HDP’nin Türkiye partisi olarak seçimi kazanmasını destekleyen oylarıyla Meclis’e girmesi sağlanacak! HHH Demirtaş üstelik HDP’nin 10 barajını aşarak Meclis’e girmesini engellemek için batıda doğuda HDP’ye oy vermesi olası evlere giderek, HDP’ye oy verirlerse başlarına gelmedik kalmayacağını söyleyerek insanları tehdit eden kişilerin ve heyetlerin listesinin ellerinde olduğunu açıkladı. HHH Oylarının düştüğünün açıklanmasına bile tahammülleri yok. Oylarının 3539 bandında seyrettiğini açıklayan Gezici Araştırma şirketini de mali polis basıyor veya bastırtıyor. Bu girişimler dikkate alınırsa, HDP’nin barajı aşacak olası oylarını engellemek için karanlık oyunlara girişmesi kadar eşyanın tabiatına uygun doğal bir sonuç yok! Kim bilir daha nelere başvuracaklar! HABERLER İşte Kabataş yalanı Haber Merkezi Gezi olayları sırasında Kabataş’ta, başörtülü ve kucağındaki 6 aylık bebeği olan bir kadını, belden yukarıları çıplak, ellerinde deri eldivenler, başlarında siyah bandanalar bulunan 80100 kişilik grubun, dövdüğü ve üzerlerine idrarlarını yaptığı iddiasının en önde gelen savunucularından gazeteci Elif Çakır’ın o dönemdeki avukatlarından Fidel Okan, Kabataş’ta öne sürüldüğü gibi bir olay yaşanmadığını söyledi. Avukat Okan, olayla ilgili kaleme aldığı “Verdiğiniz zararın farkında mısınız?” başlıklı yazış kişisel Twitter ve Facebook sayfalarından yayımladı. Okan, yazısında “Gezi olaylarının yaşandığı bir zamanda kamuoyu korkunç bir haberle uyandı bir sabah. Haberde anlatılanlara göre İstanbul’daki Kabataş İskelesi önünde ellerinde deri eldiven ve kafalarında bandana olan yarı çıplak 70 kadar erkek yanında küçücük bebeği olan başörtülü anneyi itip, kakıp tartaklamış, bebek arabasını alaşağı edip bebeği fırlatmış ve dahası kadın ve bebeğin üzerine idrarlarını bo Gazeteci Elif Çakır’ın eski avukatı öne sürüldüğü gibi saldırı yaşanmadığını itiraf etti Gezi olayları sırasında 80100 kişilik grubun başörtülü bir kadını dövdüğü ve üzerlerine idrarlarını yaptığı iddiasını savunan gazeteci Elif Çakır’a eski avukatı Fidel Okan’dan yalanlama geldi. Okan “Olay kandırmaca” dedi. şalatarak inanılması güç bir olaya sebep olmuş. Bir gazetenin manşetinden verilen ancak tüm Türkiye kamuoyunu şaşkına çeviren olayın o günlerde bir görüntüsü ortaya çıkmamıştı... Görüntüler ortaya çıktığında aslında bir gerçekle karşı karşıya kaldık; Ortada büyük bir kandırmaca vardı” dedi. “Peki olayın aslı neydi?” diye soran Fidel, “Şöyleydi; genç kadın Kabataş İskelesi’nde bebeği ile birlikte eşini Elif Çakır ve bir dönem avukatlığını yaptığı Fidel Okan. ‘Hikâye abartılarak anlatıldı’ bekliyordu. O sırada Gezi’ye destek veren bir grup, genç kadının yanından geçerken aralarında birkaç saniyelik sözlü sataşma olur.. Kadın ürker... Bu arada beklediği kocası gecikir. Geldiğinde de kadın, kendisini bekleten sorumsuz kocasına, öfkesini kusarken yaşadığı olayı da bire bin katarak anlatır. Kadının belki de amacı kocasına sorumluluğunu hatırlatmaktır. Olayı duyan koca panik ve tabii ki suçluluk duygusu ile konuyu İlçe Belediye Başkanı olan babasına daha da abartarak anlatır. Ak Partili Belediye Başkanı, kendisine anlatılan ve iki kez abartılmış olan hikâyeyi daha da abartarak durumu parti yöneticilerine bildirir. Gezi’nin sıkıntılı döneminde parti yöneticilerine gerçekmiş gibi aktarılan hikâye basına bildirilir. Hemen kadınla röportaj yapılır. Birbirinden bağımsız olarak üç kez abartılmış bu olay gazete manşetine daha da vurucu cümlelerle geçirilir. Şu gerçek ki; o ana kadar olaya herkes inanmıştır. Olayın gerçek olmadığını sadece gelin bilmektedir. Olayı ilk abartan yalanlarla süsleyen gelindir. Diğerleri ise yalanlara ekleme yapmıştır” dedi. Sözlü tartışmanın tacize, darba, aşağılamaya, insanlık dışı muameleye dönüştürüldüğü ve dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın olayın bu haliyle yaşandığına inandırıldığını belirten Fidan, “Sonradan görüntüler ortaya çıkınca bu olaya inanan herkes dile getirmeseler de büyük bir şaşkınlık yaşamıştır...” diye yazdı. Erdoğan inandırıldı Derslere aralarında imamların da olduğu çeşitli meslek gruplarından vakıf üyeleri giriyor Nurcu cemaatten gece dersi ABİDİN YAĞMUR MERSİN Milli Eğitim Bakanlığı ile Nur cemaatinin kollarından biri olan ve AKP hükümetine yakın Hizmet Vakfı arasında imzalanan protokol kapsamında, pansiyonlu okullarda akşam saatlerinde “Değerler Eğitimi” konulu ders verildiği, derslere aralarında imamların da olduğu çeşitli meslek gruplarından vakıf üyelerinin girdiği ortaya çıktı. Milli Eğitim Bakanlığı ile Hizmet Vakfı arasında imzalanan protokol uyarınca “Değerler Eğitimi’” konulu bir kitapçık hazırlanmış ve 81 ilin valiliğine gönderilmişti. Dini içeriğiyle dikkat çeken “Değerler Eğitimi” kitapçığının yayımlanmasının ardından, pansiyonlu okullarda, akşam saatlerinde öğrencilere seminer verilmesi uygulamasına da başlandı. Mersin İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Sabri Özbey imzasıyla 2 Ekim’de okul müdürlüklerine gönderilen yazıda Hizmet Vakfı’nca belirlenecek “gönüllü öğreticilere” yardımcı olunması istendi. Hizmet Vakfı Mersin İl Koordinatörü Volkan Aktaş’ın Milli Eğitim Müdürlüğü’ne sunduğu 53 kişilik “gönüllü öğreticiler” listesinde çeşitli mesleklerden kişilerin olması dikkat çekti. Listede ayrıca hangi meslekten oldukları belirtilmeyen, sadece “gönüllü öğretici” olarak tanıtılan 6 kişi de yer alıyor. Hizmet Vakfı Mersin İl Koordinatörü Volkan Aktaş, “Gönüllü öğreticileri hangi kriterlere göre seçiyorsunuz” şeklindeki sorumuza, “MEB’in de onayladığı seminer müfredatına uygun bir yaşamı olan, bu konularda bilgisi olan kişilerden seçiyoruz. Bakanlığın hedefi milli ve manevi değerlerine bağlı nesiller yetiştirmek” diye yanıt verdi. Aktaş, Milli Eğitim Müdürlüğü’ne sunulan listede gönüllü öğretici olarak tanımlanan kişilerin üniversite öğrencileri olduklarını da belirtti. Aktaş, seminerler sırasında Saidi Nursi’nin risalelerinin okunduğu iddialarını doğruladı. Bu okullardaki bazı öğretmenlerin eğitim programından haberdar olmadığı ortaya çıktı. Eğitim Sen Şube Başkanı Sinan Muşlu, eğitimlerin, sendikalı öğretmenlerin nöbetçi olmadığı günlere denk getirildiği iddiasını dile getirip “Son yıllarda eğitimin içeriği dinselleştiriliyor. Bu olay da, dindar nesil yaratma konusunda ne kadar hızlı ve kararlı olduklarını gösteriyor” dedi. SümeyyE Erdoğan’a sUikast soruşturması Emniyet delil diye gazete küpürlerini yolladı Haber Merkezi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’a suikast iddiaları kapsamında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı; Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), Ankara Emniyet’inden bilgi istedi. Emniyet İstihbarat Şube Müdürlüğü gazete kupürlerinden oluşan bilgi notu gönderdi. Al Jazeera’nin haberine göre 20 Şubat 2014’te çıkan Akşam, Güneş ve Star gazeteleri Sümeyye Erdoğan’a yönelik suikast planlandığını yazdı. Gazeteci Emre Uslu ile CHP Milletvekili Umut Oran arasında Twitter üzerinden yapılan özel yazışmayla Sümeyye Erdoğan’a suikast planladığı ve bundan Fethullah Gülen’in haberi olduğu iddia edildi. Ankara Anayasal Suçlar Soruşturma Bürosu MİT, Emniyet İstihbarat ve Terör şubeden yazılı bilgi istedi. Savcılık tarafından gönderilen yazılara Emniyet İstihbarat Şube Müdürlüğü’nden cevap geldi. Emniyet İstihbarat Şube Müdürlüğü’nün gönderdiği ön bilgilendirme raporunda sadece gazete kupürleri ve haberlere yer verildi. Gazetede yer alan iddialar dışında bilgi verilmezken başsavcılık diğer kurumlara yazdığı yazılara cevabı bekleyecek. ACI KAYBIMIZ Gesi Bağları’nın Güzelköy’ünden (Nize) merhume Vesile Hanım ile merhum Cemal Bey’in oğulları, merhum Halil Özen, merhume Gülhanım Doğan’ın kardeşleri, merhume Fatma Aksu’nun ağabeyi, Özen, Doğan, Aksu, Kundak, Okur ve Çetinkaya ailelerinin çok sevgili ve değerli amcaları ve dayıları, Hataylı, Manyaslı ve Seferoğlu ailelerinin sevgili enişteleri, Murat ve Aslı’nın dedeleri, Can Ege’nin en kahraman büyükdedesi, Burcu ve Vahap’ın hayat mimarı biricik dedeleri, Çetin Yaraman ve Ragıp Kotan’ın değerli kayınpederleri, Alev Yaraman ve Gül Kotan’ın evladı olmanın onurunu ömür boyu taşıyacakları biricik babaları, Melahat Özen’in Sevgili eşi, 69 yıllık can yoldaşı Cumhuriyetimizin yılmaz eğitim öncülerinden Asırlık çınarımız “BAŞÖĞRETMEN” Bakan Avcı’dan Tunceli itirafı FİGEN ATALAY Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, TEOG’da öğrencilerin garanti olarak yerleşebilecekleri özel veya devlet okullarını tercih etmelerini önerdi. Mektebim Okulları’nın düzenlediği Babı Ali toplantısına katılan Avcı, katılımcıların sorularını yanıtladı. Avcı, “‘Tunceli birinci oldu, CHP’ye yarayacak diye açıklama yapmıyorsunuz’ deniliyor. Doğru Tunceli TEOG sınavlarında çok başarılı ama neden CHP’ye yarasın ki. Yarasa yarasa iktidara yarar. Tunceli birine göre birinci, ikinci değil. Burada illere göre yarış yapmıyoruz. Neden Tunceli başarılı? Çünkü birincisi öğretmen kalış süreci çok uzun. Şırnak’ta 12, burada 7 yıl. İkincisi bölgenin çocuğu öğretmenlik yapıyor” dedi. Bozcada’ya sanayi tesisi mi geliyor? ÖZLEM GÜVEMLİ Tarihi dokusu ve doğal güzellikleriyle ünlü Bozcaada ve Gökçeada, yeni 100 binlik çevre düzeni planında “hizmet sektörü gelişim bölgesi” ilan edildi. Plana göre Bozcaada’nın batısına sanayi tesisleri yapılabilecek, adanın güneyi de “gelişme alanı” olacak. Adanın kıyı kesimindeki turizm faaliyetleri de desteklenecek. Adalara yeni karayolu da gündemde. Bozcaada’yı bağevleri ile imara açan düzenleme tepkiler üzerine Balıkesir Çanakkale Planlama Bölgesi 1/100 bin ölçekli Çevre Düzeni Planı’ndan çıkarıldı ancak revize edilen yeni plan da “kötü sürprizlerle” dolu. Planda dört sektörel gelişim bölgesi öngörülüyor. Çanakkale’nin Bayramiç, Bozcaada, Ezine, Gelibolu, Gökçeada, Yenice ilçeleri “Hizmet sektörü gelişim bölgesi”ni kapsıyor. Planda Bozcaada kararında ilk sırada tarım, sonra hizmetler ve sanayi sektörü geliyor. Adada turizm faaliyetleri ve alternatif turizm nitelikleri yatırımları geliştirilecek. Su sporları, eko ve agro (çiftlik) turizmi gibi yatırımlar öncelikli olarak değerlendirilecek. BEKİR ÖZEN (1937 – İzmir – Balıkesir Necatibey Öğretmen Okulu) (Nurettin Teksan İlköğretim Okulu E. Müdürü) 25.02.2015 tarihinde ilkelerini bizlere emanet ederek Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur. Onu, 27 Şubat 2015 (bugün) tarihinde Fenerbahçe Camii’nde kılınacak öğle namazından sonra Kocatepe Mezarlığı’nda sonsuzluğa uğurlayacağız. Ruhu şad, mekanı cennet olsun. Allah Rahmet Eylesin Hikmet Andaç yaşamını yitirdi Haber Merkezi Gazeteci ve ressam Hikmet Andaç (89), dün yaşamını yitirdi. Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu, Hikmet Andaç’ın ölümüyle ilgili yayımladığı mesajda “Değerli üyemiz, Hikmet Andaç’ı kaybettik. Gazetecilik mesleğine uzun yıllar hizmet veren Hikmet Andaç’ı sevgi ve saygıyla anıyoruz. Hikmet Andaç’ın ailesine ve basın topluluğumuza başsağlığı diliyoruz” dedi. Andaç’ın cenazesi bugün Basınköy Camisi’nde kılınacak öğle namazının ardından kılınacak cenaze namazının ardından Kozlu Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nden Yüksek İç Mimari Bölümü’nden mezun olduktan sonra Dünya gazetesinde Atatürk’ün hayatını resimledi. 1956 yılında Hayat Mecmuası’nda illüstratör olarak göreve başladı ardından yazıişleri müdürlüğü, genel yayın müdürlüğü yaptı. 196061 yıllarında Almanya Kassel’de vitrin dekoratörü ve grafiker olarak çalıştı. Resim çalışmalarına 1982 yılından bu yana ABD ve İstanbul’da devam etti. Kasırga, YÖK üyesi Haber Merkezi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga’yı YÖK üyeliğine seçti, Prof. Dr. Hüseyin Bağcı’yı da yeniden Pamukkale Üniversitesi Rektörlüğüne atadı. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi’nden yapılan açıklamaya göre; Erdoğan, Prof. Dr. Mustafa İsen’in istifası nedeniyle boşalan Yükseköğretim Kurulu üyeliğine, Fahri Kasırga’yı seçti. Pamukkale Üniversitesi Rektörlüğü’ne atanan Bağcı, YÖK’ün önerdiği adaylar arasındaydı. AİLESİ Not: Bağış yapmayı arzu edenler Türk Eğitim Vakfı veya Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne bağışta bulunabilirler. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle