19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 ŞUBAT 2015 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA Gaz bombaları Türkiye’de PELİN ÜNKER EKONOMİ [email protected] 9 Genlerimizde Başkanlık Gönlümüzde Meksika Cumhurbaşkanı Erdoğan sarayında topladığı muhtarlara seslenişinde, bir kez daha anayasal, yasal yetki ve sorumluluklarının dışına çıkarak kafasına koyduğu, gerçekleşmesi için elinden geleni yaptığı başkanlık sistemi dayatmasını anlattı.. “Genlerimizde başkanlık var” diye söze girdikten sonra gönlünde yatan Meksika tipi başkanlık modelini ziyaret izlenimleriyle açıkladı. Latin Amerika ziyaretleri kapsamında bir araya geldikleri Devlet Bakanı Nieto’ya işlerin nasıl gittiği yolunda soru yönelttiğinde “Biz halimizden memnunuz” yanıtını almışlar. Nieto, 2012’de yapılan seçimlerde yüzde 38 oy oranı ile devlet başkanlığına seçilmişler. Meksika modelinde seçime katılan adaylar arasından en yüksek oyu alan 6 yıllığına başkanlığa seçiliyormuş. Bütün yetkiler başkanda toplanıyormuş. Bütçeyi bile veto yetkisi varmış. Partili başkan 3 yılda bir yinelenen parlamento seçimleri için partisinin milletvekillerini belirleme yetkisine sahipmiş. Başkan kendisinden sonra gelecek başkan adayını da gösterme hakkına sahipmiş. Meksika’da ABD’den çok daha geniş yetkilere sahip bir başkanlık sistemi geçerli. Kimi siyasal gözlemcilere göre “6 yıllık diktatörlük” ya da “emperyal başkanlık” söz konusu. Tek turlu seçimde sandık var tabii. Seçmen iradesi en çok oyla adaylardan birini başkan seçmeyle sınırlı. Sistemde bal gibi de diktatoryal yetkilerle donatılmış başkanın icraatlarda yetki paylaşımının söz konusu olabileceği yardımcısı ya da başbakan yok. Nerede ise tüm yetkileri toplamış başkan, bakanları, Anayasa Mahkemesi yargıçlarını, başsavcıyı, emniyet genel müdürünü, kuvvet komutanlarını atama yetkisine sahip. Savaş ve barışa karar verme yetkisi üzerinde. Anlaşmaları müzakere yetkisi de onda. HHH Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “alışılmışın dışında bir cumhurbaşkanı olacağının ilanıyla” yürürlükteki anayasal, yasal düzenimizdeki Cumhurbaşkanlığı’na, geçerli hukuk düzenimize aykırı. İktidarlarının başı, tek lideri siyasal kimlikli çıkışları, icraatlarıyla, çizdikleri portrede, esinlendikleri, rol model aldıkları, bir başka anlatımla gönül koydukları için icraatlarına örnek yaptıkları başkanlık sisteminin içeriği hakkında bir fikir edinmiş oluyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKP, Davutoğlu hükümetin gönülden olmasa bile zorunluluktan vitrinde bi yat ettikleri, tüm söz konusu icraatları kapsamında, fazlasıyla uyumlu Meksika modeli başkanlık sistemi vurgulamalarında. “Algı yönetimi” yaratmaya yönelik ek açıklamalar yapmaktan da çekinmiyorlar. ABD ve Meksika başkanlık sistemlerinde var olan ikili meclisin Türkiye için bir zorunluluk olmayacağını da eklemeyi unutmuyorlar. HHH Sözün özü, Erdoğan’ın gönlündeki başkanlık sistemine geçişin, anayasa tartışmaları, Meclis çalışmaları sürecinde, Meclis’e gelmiş tek kelime ile “diktatoryal” model taslağından sonra bugüne kadar hiçbir fikrimizin olmadığı bir somut örneği ile karşı karşıyayız. Yani eğitim sistemini tepetaklak eden dünkü konuşmalarında bir kez daha ateşli savunmasını yaptıkları “dindarkindar geçlik yetiştirme”, yeni süslü vurgulamalarıyla; “İnancına, kültürüne, tarihine bağlı nesiller yetiştirme” projelerinde olduğu üzere sürpriz oldubitti söz konusu değil. Dün bir kez daha çağdaş kadın haklarına yönelik ağır eleştiri, suçlamalarını dinledikten sonra... İnsan hakları, demokrasi, özgürlükler kapsamında katlanamadıkları kadın haklarının akılcı tartışmasını yapabilmenin akıldışı olduğunu görmüş olarak, kadın hakları savunuculuğunda çok daha zorlu, örgütlü savaşım vermek, çözüm üretmek konumundayız. Başkanlık sistemi projesinde ise demokratik sayılabilecekler, en azından güçler ayrılığı, hukuk devleti düzeni işleyişinde oturmuş ABD benzerlerinden çok uzakta, “sivil diktatoryal” uyarlamalar içinde nasıl bir yapılanmanın öngörüldüğünün somut bir taslağı ile karşı karşıyayız. Türkiye tipi, iki kelime ile “sivil ama diktatoryal” başkanlık için, AKP’nin yönetim kadroları, bugünkü hükümet kadroları ne düşünüyorlar bilemiyoruz. Gönüllerine yatmasa da ses çıkaramadıkları, seçime kadar uyum içinde oldukları vitrini sergileme çabaları ortada. İster misiniz sesiz ve derinden oy kaybına bile gönüllü olabilecekleri çıksın. Doğrudan karşı çıkamadıklarına göre anayasa değişikliği için yeterli oy çoğunluğu alamamak, başkanlık sistemine geçiş zorunluluğundan kurtulmak, AKP’nin uzun erkli çıkarlarıyla daha uyumlu, hayırlı bir sonuç olabilir. Hani eski başbakan, şimdiki Cumurbaşkanı Erdoğan Meksika Başkanı Nieto’nun “Biz halimizden memnunuz” sözlerini aktarıyorlar ya Nieto’nun geri kalmış ülkeler, sivil diktatoryal modele tipik örnek başkanlık sisteminden memnun olması, Meksika halkının özgür, demokratik, gelişmiş, uygarlık düzeninde yaşamakta olduğunun kanıtı olabilir mi? Olsaydı ABD’nin komşusu Meksika halkı bu çağda hâlâ bu kadar yoksul, yoksun, çaresiz, insan hakları, demokratik özgürlüklerini kullanamıyan milyonlar olarak yaşamaya mahkum kalırlar mıydı? ABD’de milyonlarla sayılan kaçak, kayıt dışı ucuz emek, tarım işçileri olarak, vatandaşlık hakları bile olmadan sömürülebilirler miydi? Polise ve valilere aşırı yetki veren İç Güvenlik Paketi’yle ilgili tartışmalar sürerken Türkiye, Güney Kore’den gaz bombası siparişlerini teslim almaya başladı. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün Kasım 2014’te Güney Kore’ye 1 milyon 900 bin adet gaz bombası siparişi verdiğini Cumhuriyet manşetten duyurmuştu. Güney Koreli DaeKwang’ın, Türkiye’nin kasım ayında verdiği 1 milyon 900 bin adet biber gazı kapsülü siparişinin 100 bin adedini havayoluyla 19 Ocak’ta teslim ettiği ortaya çıktı. Konuya yakın kaynaklara göre 650 bin adet gaz bombası ise 9 Şubat’ta Güney Kore’den Türkiye’ye doğru yola çıktı. OOC (Orient Overseas Container u AKP, İç Güvenlik Paketi ile sokağa sıkıyönetim getirmeye hazırlanırken Güney Kore’den sipariş edilen biber gazı fişeklerinin teslimatı başladı. 100 bin tanesi uçakla yollanan fişeklerin 650 bin tanesi de gemiyle geliyor. Kalan 260 bininin sevkıyatına ise bu ay bitmeden başlanacak. Ödenen rakam 31.4 milyon lirayı buluyor. Line Limited) adlı gemi şirketinin taşıdığı biber gazı fişeklerinin ay sonuna doğru Türkiye’ye ulaşması bekleniyor. Şubat bitiminde 750 bin adet biber gazı fişeğinin tamamı Türkiye’ye teslim edilmiş olacak. Kore’de biber gazı ihracatını onaylayan ya da durdurabilen kurum olan Kore Savunma Tedarik Ajansı (DAPA), DaeKwang’ın Türkiye’ye yapacağı 1 milyon 10 bin adet biber gazı kapsülü ihracatını Aralık 2014’te onaylamıştı. Ancak DaeKwang’ın lisansı olmadığı halde barut ürettiği ve yasadışı yollarla ithalat ve depolama yaptığı belgelendi. Bunun üzerine 19 Ocak’ta şirket hakkında soruşturma başlatıldı. Türkiye’ye ilk teslimat da bu tarihte yapıldı. Firmanın ihracat izni askıya alınırken soruşturmanın ay sonunda tamamlanması bekleniyor. Ancak DaeKwang, soruşturma başlatılmadan önce aldığı izne tabi olarak siparişin ikinci kısmını da yolladı. Kalan 260 bin parçanın ise gemiyle sevkıyatına bu ay bitmeden başlanacak. DaeKwang’dan alımı yapan firma lar ise Meydan Av ve onun kardeş şirketi Mercan Pazarlama. Şirketlerin yaptığı anlaşmaya göre Türkiye’nin 1 milyon 900 bin adet gaz bombası siparişini Mayıs 2015’e kadar 2 milyon 500 bin adede yükseltme hakkı bulunuyor. Ancak soruşturma sonunda DaeKwang’ın ihracat lisansının iptal edilip fabrikanın en az 6 ay kapanması ve DaeKwang Genel Müdürü Kim Hagsong’un tutuklanması bekleniyor. Öte yandan Türkiye’ye 19 Ocak’ta teslim edilen ve yakın zamanda teslim edilecek gaz bombalarının fiyatlarının kapsül başına 1113 dolar arasında olduğu ifade edildi. Buna göre 1 milyon 10 bin adet gaz bombası için yapılan ödeme ortalama 12 milyon 625 bin dolar yani 31 milyon 436 bin lirayı buluyor. Kaynaklar 750 bin adet için ödemenin yapıldığını belirtti. Açlık sınırı 1308 TL Ekonomi Servisi Türkİş’in araştırmasına göre, şubat ayında, 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 1308, yoksulluk sınırı da 4 bin 259 lira olarak hesaplandı. Türkİş’in, çalışanların geçim koşullarını ortaya koymak ve temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat değişikliğinin aile bütçesine yansımalarını belirlemek amacıyla her ay yapılan “açlık ve yoksulluk sınırı” araştırması, sadece tek bir çalışanın yaşama maliyetini ise 1593 lira olarak saptadı. Aile bütçesinde, özellikle dar ve sabit gelirli kesimler açısından önemli ağırlığı bulunan gıda harcamasındaki artışın bir nedeni, olumsuz seyreden kış koşulları nedeniyle pazara sevkıyatı azalan yaş sebzemeyve oldu. Et, tavuk, balık, sakatat, bakliyat ürünlerinin bulunduğu grupta kıyma ve kuşbaşı etin fiyatı ise yüzde olarak sırasıyla 3.50 ve 7.38 oranında artış gördü. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle