17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 ŞUBAT 2015 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kazanhan’ın öldürülmesiyle ilgili tutuklanan polis ifade değiştirerek ‘Tutuklanacağımızı düşünmedim’ dedi 7 Polis arkadaşını suçladı DİYARBAKIR (DHA) Şırnak’ın Cizre ilçesinde Nihat Kazanhan’ın (12) öldürülmesi olayı ile ilgili olarak tutuklanan özel harekâtçı polis H.V. ifadesini değişitirerek Kazanhan’ı kendisinin değil M.N.G adlı polisin pompalı tüfekle vurduğunu iddia etti. M.N.G’nin olay yerindeki gaz bombası kapsülleri ve pompalı tüfek mermilerini toplayarak karakolun bahçesine gömdüğünü anlatan H.V, “Kimsenin tutuklanmayacağını düşünüyorduk” dedi. H.V. serbest bırakılırken, M.N.G tutuklandı. 14 Ocak günü arkadaşlarıyla oynarken polis tarafından vurularak öldürülen Kazanhan ile ilgili soruşturmada Mardin Emniyet Müdürlüğü Özel Harekât Şubesi’nde görevli polis memuru H.V. tutuklanmıştı. Malatya Cezaevi’ne gönderilen H.V. ifadesini değiştirerek Kazanhan’ı arkadaşı M.N.G’nin vurduğunu iddia etti. Olayla ilgili Cizre Cumhuriyet Savcısı ve Sulh Ceza Mahkemesi’ne ifade veren H.V. şunları anlattı: “Olay günü arkadaşlarım U.İ., O.Ç. ve M.N.G. ile birlikte Hayati Bilgin Karakolu’ndaki görevimize başladık. O.Ç. araçta bulunan sabit silahı kullanmakla, U.İ. Kobra isimli aracın şoförü ve unsur amiri olarak, ben ve M.N.G. unsur personeli olarak görevliydik. Göreve giderken Mardin Özel Harekât Müdürlüğü’nce tarafıma zimmetlenen ancak ekipteki tüm arkadaşların kullanabileceği, ismini shotgun olarak bildiğim pompalı av tüfeğini ve 25 adet bu tüfeğe ait 12 kalibrelik av fişeğini yanıma aldım. Ayrıca yanımızFIRAT KOZOK ANKARA RTÜK, Nihat Kazanhan’ın vurulma anını haberleştiren televizyon kanallarına ceza yağdırdı. Üst Kurul Üyesi Ali Öztunç, karara “Bu görüntülerin yayınlanması, demokrasinin gereğidir. Oldu olacak, bir kanun çıkartılsın ve televizyonlardaki haber bültenleri yasaklansın” diye tepki gösterdi. Videoda polislerin gaz bombalı saldırısı sırasında kaçışırken aniden yere yığılan Nihat Kazanhan’ın bir başka çocuk tarafından kucaklanarak kamyonete taşındığı görüntülenmişti. Bu görüntüler birçok televizyon kanalında haber bültenlerine konu olmuştu. Ancak RTÜK, görüntülerin hemen ardından harekete geçti ve kanallarla ilgili rapor tuttu. O kanallardan biri de CNN Türk oldu. Mirgün Cabas’ın sunduğu “Her Şey” adlı programa Kazanhan’ın babası Mehmet Emin Kazanhan ile Şırnak Baro Başkanı Neçirvan Elçi de konuk olarak katıldı. RTÜK İzleme ve Değerlendirme Dairesi raporunda şöyle dedi:“ Küçük bir çocuğun ölüm anının bu kadar tekrarlanması kamuya fayda sağlamayacağı gibi, çocuğun yakınları için üzüntü verici niteliktedir. İnsan onuruna aykırı olan bu tutumun, kamusal yayıncılık bilinciyle bağdaşmadığı düşünülmektedir.” AKP’li üyeler kanalın cezalandırılması yönünde oy kullanırken muhalefet kontenjanından seçilen üyeler buna itiraz etti. Yapılan oylama sonucunda, CHP kontenjanından seçilen üyeler Ali Öztunç ve Süleyman Demirkan ile MHP kontenjanından seçilen Esat Çıplak’ın karşı oylarına rağmen, AKP’li 5 üyenin oylarıyla kanallara yaptırım uygulanmasına karar verildi. İlk etapta CNN Türk, Fox TV ve Halk TV’ye önceki ayın reklam gelirlerinin yüzde 1’i oranında para cezası kesildi. Çiroz Ahmet’in VURULMA ANINI HABERLEŞTİREN KANALLARA CEZA Sandukası da altında 37 38 mm’lik gaz atmaya yarayan langher takılı sigsauer vardı. 1015 kişilik çocuk grubu bize taş atmaya başladı. M.N.G. çocukların üzerine aşırtmalı bir gaz attı. Bu atıştan sonra M.N.G aracın arka tarafına gelerek burada bulunan av tüfeğini aldı. Daha sonra M.N.G. pompalı tüfeğiyle çocuklardan tarafa hedef gözetmeksizin 3 4 el ateş etti. Ateş etmesiyle birlikte yolun karşısında duran bir çocuk yere düştü” dedi. M.N.G ateş ettiği sırada Kazanhan’ın vurulduğunu net bir şekilde gördüklerini ifade eden H.V, “Karakola döndükten sonra unsur amirimiz bizden sorumlu kişi ile görüştü. Bu görüşmeden sonra M.N.G. başı na bir kar maskesi taktı ve ateş ettiği noktaya gitti. Buradan langher ile attığımız gaz kapsülleri ile kendisinin pompalı tüfek ile attığı boş gaz fişeklerini toplayıp getirdi ve karakolun içine bir yere gömdü” diye konuştu. H.V., “Hem arkadaşımız M.N.G.’nin yanmaması, hem de ekipten herhangi bir arkadaşa zarar gelmemesi için bu ifadeyi verdim. Ben tutuklanınca her şey değişti. Çünkü biz bu dosyada kimsenin tutuklanmayacağını düşünüyorduk” dedi. Kazanhan ailesinin avukatı Filiz Ölmez ise, “Gizlilik kararı nedeniyle dosyaya Suç delilleri gizlendi ulaşamıyoruz ancak basına yansıyan ifade değişikliği, tutuklu polisin serbest bırakılarak başka bir polisin tutuklanması üzerine soruşturma savcısıyla görüştüm. Evet ortada bir itiraf var ancak polis memuru H.V, ifadesine göre delillerin karartılması, suçun ve suçlunun gizlenmesi, soruşturmanın engellenmesi suçunu işlemiş. Olayın ardından M.N.G suç delillerini karakolun bahçesine gömdüğü belirtiyor. Savcı bey suç delillerinin gizlenmesiyle ilgili de bir soruşturma başlatacağını söyledi. H.V’nin itiraf nitelinğindeki ifadesinde ‘kimsenin tutuklanacağın düşünmüyorduk’ sözleri aslında herşeyi özetliyor” dedi. CHP’YE İSTANBUL MİLLETVEKİLLİĞİ İÇİN BAŞVURDU Dursun Çiçek de aday adayı oldu İstanbul Haber Servisi Ergenekon ve Balyoz davalarından yargılanan ve 5 yıl cezaevinde kalan emekli Deniz Piyade Kurmay Albay Dursun Çiçek, CHP’den İstanbul 2. bölge milletvekili aday adayı olmak için başvurdu. Çiçek, Halk TV’de yaptığı açıklamada, “Kumpas sürecinde 5060 milletvekili yanımızda durdu. Teğmen Çelebi ve benim CHP’den aday olmam yapılan algı operasyonlarının yanlış olduğunun en büyük göstergesidir” dedi. Gazeteci ve yapımcı Tayfun Talipoğlu da CHP’den adaylık başvurusu yaptı. Başvurusunu CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Aydın milletvekili Bülent Tezcan’a ileten Talipoğlu “Yarından itibaren Aydın’dayım. Kalmaya geldim” dedi. Gerçek Gündem.com Genel Yayın Yönetmeni Barış Yarkadaş da CHP İstanbul 1. Bölge Milletvekiliği ön seçim adaylığı için başvuruda bulundu. Çiçek Eski İstihbarat Şube Müdürü Ufuktan Yiğit de operasyon kapsamında gözaltına alındı. (Fotoğraf: DHA) AVUSTURYA’DA İSLAM YASASI KABUL EDİLDİ Fuat Avni önlemli operasyon Yasadışı dinleme iddialarıyla ilgili Ankara merkezli 20 ilde operasyon düzenlendi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, yasadışı telefon dinlemelerine ilişkin 20 ilde eşzamanlı gerçekleştirdiği operasyon kapsamında 54 polis hakkında gözaltı kararı çıkardı. Suç işlemek amacıyla örgüt kurmakla da suçlanan 54 istihbaratçı polisten 41’i gözaltına alındı. Operasyon öncesinde savcılığın operasyonu Fuat Avni’ye duyurulmaması için özel önlemler aldığı, yine de önleyemediği öğrenildi. Ankara Cumhuriyet Savcısı Halil Maçkaya’nın yürüttüğü yasadışı dinleme soruşturması kapsamında 54 kişi hakkında gözaltı kararı alındı. Örgüt kurmak, örgüte üye olmak, özel hayatın gizliliğini ihlal etmek, resmi evrakta sahtecilikle suçlanan şüpheli polislerin, bir dönem Ankara Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde görev yaptığı öğrenildi. Hakkında gözaltı kararı bulunanlar arasında İstihbarat’tan sorumlu eski Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Muharrem Durmaz ile eski İstihbarat Şube Müdürü Zeki Güven de yer aldı. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince sabah saatlerinde gözaltına alınan bazı şüpheliler, sağlık kontrolünden geçirildi. Ankara merkezli Aksaray, Bolu, Mardin, Iğdır, Van, Düzce, Konya, Hakkâri ve Diyarbakır’ın da aralarında bulunduğu 20 ilde eşzamanlı başlatılan operasyon kapsamında, 41 kişi gözaltına alınırken diğerlerinin aranmasına devam ediliyor. Konya’da bir emniyet amiri gözaltına alınarak Ankara’ya getirildi. Eski Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Hami Güney ile eski İstihbarat Şube Müdürü Zeki Güven’in ise arandığı belirtildi. Eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın kaleme aldığı “Haliç’te Yaşayan Simonlar” kitabında Zeki Güven’in de adı geçiyordu. Güven’in, Gülen Cemaati’nin emniyetten sorumlu imamı Kozanlı Ömer kod adlı Osman Hilmi Özdil ile ilişkili olduğunun iddia edildiği kitapta, Özdil’in ABD havaalanında yakalandığında üzerinde çıkan notlarda Güven’in de adının geçtiği anlatıldı. Bir dönem tutuklanan eski Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir ise kendisine kumpas kurulduğunu belirterek, bu konuda İstihbarat’tan sorumlu eski Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Muharrem Durmaz’ı suçlamıştı. Özdemir, soruşturma kapsamında serbest kalınca ilk iş olarak, Durmaz ve Güven’i görevden almıştı. Savcılık, operasyonun Fuat Avni’ye sızmaması için emniyetten sadece bir kişi ile çalıştı. Diğer illere gönderilen arama ve gözaltı kararları, sabah saat 05.00’te geçildi. Ancak buna karşın Fuat Avni, operasyon yapılacağını önceden duyurmayı başardı. Ancak Fuat Avni, ayrıntı veremedi. Ömer Seyfettin (11 Mart 1884/6 Mart 1920) öykücülüğümüzün köşe taşlarından biridir. Pembe İncili Kaftan, Diyet, Başını Vermeyen Şehit hemen anımsanan öykülerindendir. Ziya Paşa’nın (18251880) şiirde yaptığını o da öykülerinde yapmıştır. Saygıyla andığım Türkçe Hocamız Kenan Tanpınar ile Edebiyat Hocamız Mahir İz sayesinde çok öyküsünü okumuşuzdur. Büyük başarı olarak yutturulmaya çalışılan ve Süleyman Şah ile iki korucunun sandukalarının Şah Fırat Operasyonu ile taşındığını okuyunca aklıma düştü. “Kerâmet” adlı öyküsünü bulup yeniden okudum. (Google ya da Yandex’e girip “Ömer Seyfettin + Sanduka” yazarsanız siz de okuyabilirsiniz.) HHH Yangın çıkan mahallenin ortasında yeşil boyalı bir türbe varmış. Mahalleli korku ile karışık olan biteni seyrederken kaşarlarmış bir külhanbeyi olan Çiroz Ahmet de kurtarılan eşyalardan payına düşeni sırtlanıp götürmeyi düşünüyormuş. Mahalleli çok fakir olduğundan, yatak yorgandan başka kurtarılan eşya da yokmuş. “Çiroz Ahmet yeşil boyalı türbenin penceresine sokuldu. Kör bir kandilin hafifçe aydınlattığı sandukaya baktı. Başı ucunda iki büyük şamdan duruyordu. Sandukanın iki tarafında iki seccade yayılı idi. (...) İçinden ‘şamdanlar onardan yirmi... Seccadeler on beşerden otuz... Kitaplar mutlak yazmadır, yirmi de onlar, etti yetmiş’ dedi. Yeşil boyalı kapıya gitti. Dayandıkça kapı çatırdamaya başladı. Nihayet küt etti açıldı. (...) Zihni hemen vurgun planı tertibine başladı. Şamdanların mumlarını yere attı. Rahlelerdeki kitapları alıp belinden çıkardığı Trablus kuşağına sardı. (...) Yavaşçacık seccadeleri topladı, bunları beygirin üzerine çul vurur gibi sandukanın üzerine örttü. Sandukaya dayandı. Sanduka birden bire kaydı. ‘Vay canına yere mıhlı dağılmış be’ dedi. (...) Çiroz Ahmet sandukanın altında uzun müddet düşünmedi. Paldır küldür kapıdan çıktı. Gürültüye başını çeviren halk şaşırdı. Herkes olduğu yerde kaldı. İşte evliya kalkmış yürüyordu. Tulumbalar durdu. Şiddetle esen rüzgâr birdenbire durdu. İtfaiye askerleri korkularından ellerindeki baltaları, kancaları, hortumları düşürdüler. Sanduka yangına doğru yürüyordu. İki tarafa açılıp yol veren ahali korkudan titriyordu. Sanduka, korkunç manevi bir heybetle sallana sallana aralarından geçti, karanlıkta kayboldu. Türbeden evvelki iki ev de ateşten kurtulmuştu. Yanmayıp evliyasız kalan türbe yine mahalledeki kutsiyetini korudu. Yalnız okuyanlar eskisi gibi yüzlerini boş binaya çevirmiyorlar, kıbleye bakıyorlar. ‘İki gözüm yangın gecesi bu tarafa gitti’ diyorlardı.” HHH Ömer Seyfettin ve edebiyat tarihinden özür dilerim. Öyküyü böyle özetledim. Öyküdeki mahalleden gelelim AKP mahallesine. Ortadoğu yangınından sanduka kaçırma uygulamasına övgülerden geçilmiyor. Daha önce de yazdığım gibi yenilgileri başarı olarak anlatmaktaki başarılarına hayran olmamak elde değil... Öyküdeki mahallelilerden de önemli bir farkları var. Onlar gibi “Bu tarafa gitti” değil, “Eşme köyüne gitti” diyecekler. Yarkadaş Talipoğlu Dış Haberler ServisiAvusturya’da “İslam Yasası” hararetli tartışmalar eşliğinde parlamentoda kabul edildi. 1912’de çıkardığı İslam Yasası ile İslamı resmen tanıyarak Avrupa’da bir ilke imza atmış Avusturya, IŞİD’in başını çektiği radikalleşme karşısında yeni bir yasaya ihtiyaç duydu. Tek tip Kuran yorumu dayatması çıkarılsa da yasaya çoğunluğu Türkiye ve Bosna kökenli 560 binlik Müslüman toplumu öfkeli. Parlamentoda tasarı 3.5 saat tartışıldı. Milli Görüş’e yakın Fuat Sanaç’ın başkanlığındaki Avusturya İslam Cemaati’nin desteğini alan hükümet, yasayı Müslüman cemaatle birlikte hazırladıklarını savundu. Dışişleri ve Entegrasyon Bakanı Sebastian Kurz “Başka hükümetler tarafından atanan imamları Avusturya’da istemiyoruz. İslam’a Avrupa karakteri veriyoruz” dedi. Aşırı sağcı Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) lideri HeinzChristian Strache ise “daha sert yasa” talep etti. Yeşiller, liberal NE Türkiye’den giden imamlara sınır dışı BHH’li 10 kişiye Erdoğan’a hakaretten soruşturma İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir’de Onur Kılıç’ın tutuklanmasını protesto eden Birleşik Haziran Hareketi (BHH) üyesi 10 kişiye cumhurbaşkanına hakaret iddiasıyla soruşturma başlatıldı. BHH İzmir İl Yürütme Kurulu Üyesi Kılıç, geçen ocak ayındaki bir basın açıklaması sırasında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a “hırsız, katil” diyerek hakaret ettiği savıyla 13 Şubat’ta tutuklanmıştı. Kılıç için adliye önünde ve içinde basın açıklaması yapan 10 kişi hakkında da “Hırsız, Katil Erdoğan”, “Faşizme Karşı Omuz Omuza”, “Haziran Güneşi AKP’yi Yakacak” sloganları attıkları gerekçesiyle soruşturma başlatıldı. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, 10 kişiyi 5 gün içinde emniyete ifade vermeye çağırdı. ‘Avrupa tipi İslam OS ve FPÖ aleyhte oy kullandı. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in de “İslamofobi’nin etkisiyle Avusturya’yı dini özgürlükler noktasında 100 yıl geri götürecek” tepkisini gösterdiği yasaya getirilen eleştiriler şöyle: l Müslümanların din ve örgütlenme özgürlüğü ile eşitlik haklarını ihlal ediyor. l Yabancı imamları ve dış finansmanı yasaklandı. Türkiye’den gönderilen 65 imam, yasa yürürlüğe girdikten bir yıl sonra ülkeden ayrılacak. İmamlar iyi derecede Almanca bilmek zorunda olacak. l Dernek bünyesindeki camiler kamu tüzelkişiliği kazanmazsa kapanacak. Bunun dernek kurma özgürlüğüne aykırı olduğu dile getiriliyor. l Dini cemaatler bakanlar kurulunca lağvedilebilecek, etkinlikleri güvenlik gerekçesiyle iptal edilebilecek. Bu da aşırı sağcıların iktidar olması halinde Müslümanlara ait cemaatleri lağvetmesine kapı açıyor. Müslüman toplumu, hem Anayasa Mahkemesi hem de AİHM’de dava açacak. Fuat Avni’ye özel tedbir Sultan Işıklı’ya 2 kez müebbet ve 44 yıl hapis İstanbul Haber Servisi Gaziosmanpaşa’da polis memuru Zekeriya Yurdakul’un öldürülmesi olayının faili olduğu iddiasıyla tutuklanan Sultan Işıklı, “Anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüs etmek” ve “terör örgütü üyeliği” suçlamalarıyla yargılandığı davada 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 44 yıl hapis cezasına mahkum edildi. İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülen davada salonuna girmek isteyen izleyicilerin alınmaması üzerine tartışma yaşandı. 6 kişi yaka paça gözaltına alındı. Işıklı’nın avukatı Ebru Timtik, Işıklı’nın canlı bomba olarak ilan edilmesi nedeniyle haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğini belirtti. Mahkeme, 30 Mayıs 2012’de McDonald’s isimli restorana bomba koyulduğu ile ilgili sanığın suça konu bombayı koyduğu sabit olmadığından bu suçtan beraatına karar verdi. KIRMIZILI KADINA GAZ SIKAN POLİS, HAKAN YAMAN DOSYASINDA DA ŞÜPHELİ O polisin bir dosyası daha çıktı CANAN COŞKUN Gezi Parkı Direnişi’nde “Kırmızılı kadın” olarak tanınan Ceyda Sungur’a yakın mesafeden biber gazı sıkan çevik kuvvet polisi Fatih Zengin’in, Sancaktepe’de 3 Haziran 2013’te dövülerek ateşe atılan Hakan Yaman’ın gözünü kaybetmesine neden olan polislere yönelik soruşturmanın da şüphelisi olduğu ortaya çıktı. Zengin, Yaman dosyasındaki şüpheli ifaYaman desinde olay günü Sancaktepe Kaymakamlığı önünde sabit durduklarını kaydetti. Zengin, bu esnada diğer çevik kuvvet gruplarının göstericilere müdahale ettiğini aktararak, “Benim bulunduğum grupta ya da yakınlarımızda müştekinin yaşadığı bir olay meydana gelmedi” dedi. Zengin, 2 yıla kadar hapis istenen Sungur davasında ise panik havasına kapılarak gaz sıktığını belirtmişti. Savcılığa ifade veren 34 polisten çoğunun kelimesi kelimesine aynı ifadeyi vermesi de dikkat çekti. Polisler ifadelerinde TOMA’nın ardından caddeSungur de “süpürme” denilen işlemi yaptıklarını söyledi. Polisler kullanılan teçhizatın karıştığını bu yüzden bazı polislerin yanlış kask taktığını savundu. Polis Teftiş Kurulu İstanbul Bölge Başkanlığı’nın idari soruşturmasında ise 4 polis hakkında eyleminin gerçekliğinin ispat edilemediği gerekçesiyle kapatılmıştı. İdari soruşturma sırasında ifade veren bir komiser, görev süresince kendilerine çevik kuvvet kıyafeti verilmediğini, göreve çıkarken halı sahaya bırakılan kask, kalkan ve gaz maskelerinden aldıklarını beyan etmesi dikkat çekti. Şeriat derneği de kuruldu! Yurt Haberleri Servisi Van Erciş’te “Şeriat Derneği” kuruldu. DİHA’nın haberine göre derneğin kurucusu Recep Çalışkan, Türkiye’de şeriatın uygulanmadığını ve zorla da olsa şeriatı öğreteceklerini söyledi. Türkiye’de ilk olarak Erciş’te şeriat adına dernek kurduklarını hatırlatan Çalışkan, yurtiçinde ve yurtdışında şubeler kuracaklarını aktardı. Charlie Hebdo katliamını savunan Çalışkan, İslam ülkelerinin yapması gerekeni Cherif ve Said Kouachi kardeşlerin yaptığını söyledi. Çalışkan, “İslam peygamberine yapılan saldırıya karşı devlet ve ordu görevini yapmayınca iş vatandaşa düştü” dedi. Çiğdem Toker Avrupa Basın Ödülü’ne aday Haber Merkezi Avrupa Basın Ödülü 2014 listesi adayları belli oldu. Gazetemiz yazarı Çiğdem Toker, örtülü ödenek dosyası kapsamında yazdığı yazılarla Martta yapılacak finallere katılmaya hak kazandı. Her dosya kapsamında 6 yazarın yazılarından oluşan listeler, jüri tarafından belirlenerek oluşturuldu. Toker ise “yorumcu” kategorisinde değerlendirildi. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle