28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 ŞUBAT 2015 PERŞEMBE 10 HABERLER Deniz Feneri davasında Karaman ile Akman’ın da aralarında bulunduğu 16 sanık için beraat istendi Adım adım aklama CANAN COŞKUN Almanya’daki Deniz Feneri e.V. bağlantılı 7 yıldır süren soruşturma kapsamında haklarında dava açılan, Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman ile eski RTÜK Başkanı Zahid Akman’ın aralarında bulunduğu 20 tutuksuz sanık hakkında savcı esas hakkındaki mütalaasını açıkladı. Savcı İbrahim Kayapınar, Karaman ile Akman’ın da aralarında olduğu 16 sanık hakkında beraat istedi. İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuksuz sanıklar İzzet Kurum, İsmail Karahan katıldı. Savcı Kayapınar 35 sayfalık mütalaasını mahkemeye sundu. Savcı mütalaasında, sanık Mehmet Gürhan, Mehmet Taşkan ve Firdevsi Ermiş hakkında ki hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ve özel belgede sahtecilik suçlarının düşürülmesini talep etti. Akman ve Karaman’ın da aralarında bulunduğu toplam 16 sanık hakkında güveni kötüye kullanma ve özel belgede sahtecilik suçlarından beraat verilmesini istedi. Savcı, Gürhan’ın Almanya’da tutuklu bulunduğu sırada imzalayarak gönderdiği vekâletnamenin imzasının resmi vekâletnameye sahte olarak dönüştürülmesi eyleminin dosya kapsamıyla sabit olduğunu belirterek Gürhan’ın 6 yıla kadar hapsini istedi. Gürhan’ın eşi Nurgül Gürhan’ın ise evrakta sahtecilik eylemine iştirak ettiği iddiasıyla 3 yıla kadar hapsini talep et kayıtları imha edilsin Ses ti. Savcı, Karaman ve Karahan’ın sanık Gürhan’ın resmi evrakta sahtecilik eylemine iştirak ettikleri iddiasıyla ilgili cezalandırılmalarına yeter ölçüde kuşkudan uzak delil elde edilemediğini belirterek beraatını istedi. Savcı, adli emanette bulunan ses kayıtlarının ve iletişim tespit tutanaklarının tamamının karar kesinleştiğinde imha edilmesini istedi. ‘Kapanacağı baştan belliydi’ ALİCAN ULUDAĞ ANKARA Deniz Feneri yolsuzluğu soruşturmasını yürütürken, görevden el çektirilen Ankara Cumhuriyet Savcısı Nadi Türkaslan, İstanbul’da süren Deniz Feneri davasında Zahid Akman ve Zekeriya Karaman’ın arasında bulunduğu 17 sanık hakkında savcının beraat talebini değerlendirdi. Savcı Türkaslan, “Aslında soruşturmanın böyle sonlanacağı, benim soruşturmadan alındığım gün belli oldu. Ben o zaman da soruşturmada alınma sebebini, soruşturmayı kapatmak olarak söylemiştim” dedi. “Halen aynı görüşte misiniz” sorusuna yanıt veren Türkaslan, “Evet, halen aynı görüşteyim” dedi. Yardım paralarını başka amaçlarda kullanmak için örgüt kurulduğunu ve yolsuzluğun boyutunun 40 milyon Avro’yu bulduğunu söyleyen Türkaslan, “Bir de buzdağının görünmeyen kısmı var. Soruşturmaya devam etseydik daha büyük rakam çıkarabilirdik. Sanıklarının kimler tarafından niye himaye edildiği de, kimlerin soruşturmaya müdahale ettiği de ortaya çıkacaktı. Paralar, kişisel olarak kullanılmış, şirketlerinde kullanılmış” dedi. Türkaslan, dava sürecini nasıl değerlendirdiği sorusunu ise şöyle yanıtladı: “Tüm bunlar, bu süreç, yargıya güvenin, niye kaybolduğunun özetidir. Deniz Feneri soruşturmasına müdahil olunmasa sonraki aşamalarda başka soruşturmalara da müdahale edilemezdi. Bu nedenle Deniz Feneri soruşturması yargının her yönüyle kırılma noktasıdır. Beraat talebi ise beklenen sondur. Bu ödül sistemi de hâkim ve savcıları cezbediyor.” Deniz Feneri Derneği Almanya İflas Müdürlüğü avukatı Mehmet Doğan, “Henüz mahkeme tarafından dosyanın savcıya gönderilmesi yönünde bir ara karar oluşturulmadan savcının 2 dakika içerisinde esas hakkındaki 35 sayfalık mütalaada bulunması pek rastladığımız bir husus değildir” diye tepki gösterdi. 2 dakikada mütalaa Sanıklara beraat, savcılara soruşturma ‘Asıl failler’ nasıl kurtuldu? AYKUT KÜÇÜKKAYA Deniz Feneri davası. 2007 yılının nisan ayında Almanya’da patlak verdiğinde gözler Türkiye’ye çevrilmişti. Deniz Feneri e.V’nin yöneticileri Firdevsi Ermiş ve derneğin son başkanı Mehmet Taşkan Alman yargısına “yüzyılın dernek yolsuzluğuyla ilgili önemli itiraflarda” bulunmuş, 2008 yılının eylül ayında 3 önemli isim bu ülkede hapis cezalarına çarptırılmıştı. Almanya’daki davanın özeti mahkeme kayıtlarına şu sözlerle düşülecekti: “Asıl failler Türkiye’de. Bu nedenle cezalar düşük tutuldu!” İşte bu sözlerin üzerinden tam 7 yıl geçti. Ve dün İstanbul’da Deniz Feneri e.V. bağlantılı soruşturmanın Türkiye ayağıyla ilgili savcı “beraat” isteyen mütalaasını sundu. 7 yılda neler yaşandı, kısaca sıralayalım: l Almanya’nın davayla ilgili adli yardım talepleri reddedildi. Frankfurt’tan dava dosyasında yer alan belgelerin istenmesi, daha sonra da gelen belgelerin tercümesi yaklaşık bir yıl sürdü. Soruşturmayı yürüten savcı Nadi Türkaslan ve ekibi belgeleri inceleyebilmek için Almanya’ya 2011 yılının ilk ayında gidebildi. l Savcılar için çoktan düğmeye basılmıştı. Haklarında HSYK tarafından soruşturma başlatılan 3 savcı soruşturma görevinden alındı. Sanıklar yargılanmadan savcılar Yargıtay’da yargılandı. l Yeni savcıların atanmasıyla hazırlanan iddianamede ilk iş suç vasfının değişmesi oldu. Sanıklar, soruşturmayı yürütürken görevden alınan 3 savcının mahkemeye sevk yazılarında olduğu gibi “çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve yönetmek”, “çıkar amaçlı suç örgütüne üye olmak”, “evrakta sahtecilik” ve “nitelikli dolandırıcılık” yerine “özel belgeFotoğraflar: DHA / AA Binbaşı Sezer Üsteğmen Bahçeci Z. Karaman M. Gürhan ANALİZ de sahtecilik”, “hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak” ve “kamu görevlisinin evrakta sahteciliğine iştirak” gibi suçlarla yargılanacaktı. Dava kapsamında savcının mütalaasında en dikkat çeken noktalardan birisi de Almanya’da 5 yılı aşkın tutuklu kalan Mehmet Gürhan adına Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman için çıkartılan sahte vekâletnameyle ilgili bölümdü. Savcı, Gürhan için hapis cezası talep ederken Karaman için “kuşkudan uzak delil elde edilemediği” için beraat istedi. Peki sahte vekâletin düzenlendiği gün (Mayıs 2007) Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın akrabası Zekeriya Karaman ne yapmıştı? Karaman elindeki o vekâletnameyle Frankfurt’ta hapiste yatan Gürhan’ın İstanbul’daki Haliç Deniz Şirketi’ndeki hisselerini Kanal 7’nin tepe yöneticilerinden İsmail Karahan’a devredip yine aynı gün hapisteki Gürhan şirketin genel müdürlüğünden istifa ettirtmişti!.. Şehit pilotlara veda SELAHATTİN GÖKATALAY Şehit Subayların cenazeleri Malatya’daki törenin ardından memleketlerine gönderildi. Şehit Binbaşı Sezer’in rütbesi ise kaza yerinde sökülmüş halde bulundu Üsteğmen Özkaya Üsteğmen Atalay ŞEHİDİN BABASI FENALIK GEÇİRDİ Şehit Binbaşı Sezer’in Eskişehir’deki baba evi yasa boğuldu. Sezer için dün ikindi namazından sonra Reşadiye camisinde düzenlenen cenaze törenine Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Muharip Hava Kuvveti ve Füze Savunma Komutanı Korgeneral Abidin Ünal, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, askeri ve mülki yetkililer katıldı. Şehit askerin ailesi törende gözyaşı döktü. Cenaze namazından sonra oğlunun tabutunu omuzlamak isteyen baba Mehmet Sezer, fenalık geçirdi. Müfettiş, Teftiş Kurulu Başkanı oldu Feneri kapattı terfiyi kaptı ALİCAN ULUDAĞ ANKARA Deniz Feneri yolsuzluğu soruşturmasını yürütürken asıl faillere operasyon yapınca görevden el çektirilen üç cumhuriyet savcısı hakkında HSYK soruşturmasını yürüten ve bu savcıların cezalandırılmalarını isteyen başmüfettiş Vedat Ali Tektaş, bir terfi daha alarak Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu’nun başına geçti. Deniz Feneri soruşturmasını yürüten savcılar Nadi Türkaslan, Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz, Ağustos 2011 tarihinde Zekeriya Karaman ve Zahid Akman’ın arasında bulunduğu çok sayıda kişiyi gözaltına aldı. Bu isimler tutuklanınca, üç savcı hakkında evrakta tahrifat iddiası ortaya atıldı ve üç savcı görevden alındı. Şüpheliler hakkında basit suçlardan dava açılırken örgüt ve dolandırıcılık suçlarına ise takipsizlik kararı verildi. HSYK 3. Dairesi’nin el çektirilen üç savcı hakkında başlattığı inceleme kapsamında görevlendirilen Başmüfettiş Tektaş, savcılara disiplin cezası ve adli ceza verilmesini istedi. Bu rapor üzerine üç savcı hakkında evrakta tahrifat iddiasından dava açıldı. Yargıtay’da yapılan yargılama sonucunda ise üç savcı da beraat etti. Tektaş ise geçen temmuz ayında önce Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkan Yardımcılığı’na atandı. Mevcut başkanın Yargıtay üyesi olmasının ardından da Tektaş, Teftiş Kurulu’nun başına geçti. Bu atama, Deniz Feneri soruşturmasında hükümet lehine işler yapan kişilerin terfi ettirilmesi zincirinin son halkası oldu. Diğer yandan Tektaş, 17 Aralık yolsuzluk soruşturmasını yürüten savcılar Zekeriya Öz ve Celal Kara hakkında incelemeyi yapan müfettiş olarak da gündeme gelmişti. MALATYA Malatya’nın Akçadağ ilçesinde önceki gece eğitim uçuşu sırasında düşen 2 F4 uçağında şehit olan 4 pilot dün düzenlenen törenlerle son yolculuklarına uğurlandı. Erhaç Hava Üssü’nde düzenlenen törene Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Kara Kuvvetleri Komutanı Hulusi Akar, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk, milletvekilleri askeri ve mülki yetkililer katıldı. Şehit pilotlar Kurmay Binbaşı Salih Sezer, Üsteğmen Osman Onur Özkaya, Üsteğmen Yasin Atalay ve Üsteğmen Zeynel Özgür Özbahçeci’nin bayrağa sarılı tabutları sabah Adli Tıp Kurumu’ndan alınarak Erhaç Hava Üssü’ne getirildi. Şehitlerin yakınları da Eskişehir, İzmir, İstanbul ve Konya’dan özel uçaklarla Malatya’ya getirildi. Şehitlerin fenalaşan yakınlarına sağlık ekipleri müdahale ederken tören sırasında şehit yakınlarından birinin tabuta doğru koşması duygu dolu anların yaşanmasına neden oldu. Törenin ardından Sezer Eskişehir’e, Özkaya İzmir’e, Atalay İstanbul’a, Özbahçeci de Konya’ya gönderildi. BABASIYLA KADERİ AYNI Üsteğmen Özbahçeci için Konya’nın Ereğli ilçesinde cenaze düzenlendi. Şehidin öğretmen eşi Meltem Özbahçeci, annesi Kadriye Atalay ile yakınları gözyaşlarına hâkim olamadı. Meltem Özbahçeci, eşinin 2 yaşında babasını kaybettiğini belirterek kızı Zeynep’e sarıldı ve “babasıyla aynı kaderi paylaştı” diyerek uzun süre ağladı. eşinin tabutunu taşıdı Üsteğmen Özkaya için İzmir’de cenaze düzenlendi. Beşikçioğlu Camisi’ndeki cenaze törenine, yakınlarının yanı sıra Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk de katıldı. Baba Cengiz ve anne Aynur Özkaya, şehit pilotun eşi Miraç Özkaya ve 10 aylık çocuğu Doruk ile yakınları, şehit pilotun tabutuna sarılıp gözyaşı döktü. Şehit pilotun eşi Miraç Özkaya, eşinin tabutunu omuzlayarak bir süre taşıdı. Baba Cengiz Özkaya, “Uçak bakımcı olmam sebebiyle uçakların arasında büyüdü. Sadece pilot olmak istiyordu” dedi. BUGÜN UĞURLANACAK Üsteğmen Yasin Atalay’ın cenazesi, askeri uçakla İstanbul’a getirildi. Atalay’ın cenazesi, yarın Selimiye Camisi’nde öğle vakti kılınacak cenaze namazının ardından Edirnekapı Şehitliği’nde toprağa verilecek. l Emekli Korgeneral Karakuş, çok sayıda pilotun Hava Kuvvetleri’nden istifa etmek zorunda bırakılmasının sorgulanması gerektiğini söyledi: Davalar, personel sıKıntısı yarattı SERTAÇ EŞ ANKARA Malatya’da iki RF4 keşif uçağının havada çarpışarak düşmesini değerlendiren emekli Hava Korgeneral Erdoğan Karakuş, “Tabut uçak” yorumlarına tepki gösterdi. Karakuş, “Ben görevdeyken RF4 için bir araştırma yaptırdık. En kötüsünün kullanım ömrü en erken 2030 olarak gösterildi” diye konuştu. Karakuş, Cumhuriyet’e yaptığı değerlendirmede uçakların düşme nedeninin “Kullanım ömrünün dolması” olmadığını vurguladı. Karakuş, RF4 uçaklarının hava radarı bulunmadığını, bu nedenle, “Kolda uçtuklarını” belirterek “Kazanın gerçekleştiği yerde hava koşullarının kötü olduğu biliniyor. Kolda uçan uçaklar birbirlerine iki üç metre mesafede uçarlar. Kaza bu nedenle olmuş olabilir. Yıldırım çarpmış da olabilir” dedi. Karakuş, Hava Kuvvetleri’nde yapılacak modernizasyon çalışmalarının ön incelemeye göre yapıldığını belirterek şöyle konuştu: “Görevde olduğumuz dönemde RF4’ler ile ilgili bir inceleme yaptırdık. Kullanım ömürlerinin en kötüsü için en erken 2030 olduğunu tespit ettik. Uçakların kullanım ömrü gövde incelemesine göre belli olur. Bundan sonra modernizasyon yapıldı. Hava Kuvvetleri’nde kullanım ömrü dolmuş uçaklara modernizasyon yapılmaz. ‘Tabut uçak’ yakıştırmasını yapanlar, esas Hava Kuvvetleri’nden istifa etmek zorunda bırakılan pilotları sorgulasınlar. Kısa sürede çok sayıda muharip pilot istifa etti. Bu eğitim sıkıntısına yol açıyor. 30 kişilik gruptan iki pilotun istifa etmesi, 1/15’lik gibi görünüyor ama yüzde 30’luk bir kayba neden oluyor. Bilinen davalar nedeniyle, Hava Kuvvetleri personel açısından sıkıntıya sokuldu. Komuta kademesine etkilerini herkes biliyor. Pilot kurslarına ve eğitimlerine etkisi de kaçınılmaz. Asıl bunları düşünmemiz lazım.” C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle