19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 ŞUBAT 2015 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Süleyman Şah operasyonu nedeniyle Bahçeli’nin eleştirdiği Özel’den yanıt gecikmedi 5 denetimindeki Suriye topraklarına götürüldü? Kutsal emanetlerle birlikte sandukalar? Her şey yolunda, keyfimiz yerinde... Haziran seçimlerinde AKP 400 milletvekili çıkarıp, “Türk yapımı” Başkanlık sistemini yaşama geçirir; AK Saray’larda oturanlar, Afganistan Talibanı’nın Suriye’den Akdeniz kıyısına geçtiğini görür... IŞİD’i iyi tanır, başımıza ne belalar açtığına tanık olur... Hele şu “İç Güvenlik Yasası” bir çıksın, FETÖ’nün, FETÖ’cülerin defteri bir dürülsün, Sümeyye kızımıza “ölüm tuzakları” kuranlardan hesap sorulsun... Charlie Hebdo olayından sonra bize “ölüm tehditleri” savuranlara gelince... Sosyal medyada, şurada burada açık açık tehdit etmeyi sürdürürlerken laik demokratik sosyal hukuk devletinin savcılarından ses seda yok! Ceyda Karan ve benim için suç duyurusunda bulunanların isteklerini yerine getiriyorlar şimdilik. Umarım bizlere tehdit, küfür edenlere de birkaç yıl sonra sıra gelir. HHH Ölüm ve yaşam arasındaki o çizgi, erişilememiş gülüşler, güzellikler ve aşklar... İnsanlık! Vicdan! Bir soru geldi aklıma: “6 Eylül 2014 yılında ne oldu?” Düşünmeyin “ne oldu” diye, ben anlatayım size, anımsatayım... AKP iktidarına yakınlığıyla bilinen Torunlar Şirketi’nin Mecidiyeköy’deki gökdelen inşaatında asansörün 32. kattan yere çakılması sonucu 10 işçi yaşamını yitirmişti. Bakın aradan 6 ay bile geçmedi, “iş güvenliği”ni sağlamayan firma yetkililerinden tutuklananlar olmuştu. Acaba bugün onların durumu ne biliyor musunuz? Bilmeyenlere ben anlatayım... Hepsinin tutukluluk durumları kaldırıldı ve tutuksuz yargılanacaklar... Bu ülkede, taş atan çocuklar, parasız eğitim isteyen üniversite öğrencileri yıllarca zindanda yatıyor... Darbecilikle suçlanan askerlerimiz, bugün Süleyman Şah Türbesi’ndeki nöbetçi askerlerimizi kurtarırken bir şehit veriyor. Astsubay Halit Avcı’nın bebeği ise yirmi gün sonra hayata “merhaba” diyecek ve yaşam sürecek... Zirvede çok ÖZEL kavga ‘ Vatan dersini mi kaçırdın? di. Davutoğlu’na “Stratejik derinliğin çuvalına her şeyi koydun da bir tek vatanı mı unuttun” diye soran Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan için de “Sayın Erdoğan bu çerçevede sana bir şey demek zaman israfıdır, zira sen vatanla yollarını çoktan ayırdın, çoktan bu defteri kapattın” sözleriyle seslendi. İç Güvenlik Paketi’nin görüşmeleri sırasında Meclis’in “arena”ya döndüğünü, kavgalar ve yaralanmaların milli iradenin saygınlığını hafiflettiğini vurgulayan Bahçeli, “TBMM Erdoğan’ın maşası, oyun alanı değildir” dedi. Bahçeli, “Sümeyye Erdoğan’a suikast” iddialarıyla ilgili ise “hükümetin sıkışınca mağduriyet butonuna bastığını” dile getirerek “Erdoğan, eğer sen delikanlıysan, 1725 Aralık Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonu’nun içyüzünü, villada oğlunun eritemediği servetin kaynağını açıkla da görelim” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Süleyman Şah operasyonuyla ilgili Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ardından Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’i de sert sözlerle eleştirdi. Özel’e, “Sayın Özel Paşa, senin için vatan nedir? Yoksa Harbiye’de vatan konusu işlenirken dersi mi kırdın, okuldan mı kaçtın?”diye soran Bahçeli, hükümete de “AKP’nin lügatında erkekliğin onda dokuzu kaçmaktır, kalan kısmı da susmaktır” sözleriyle yüklendi. Bahçeli, Süleyman Şah operasyonunu “29 Ağustos 1922’de başlayan Büyük Taarruz’dan beri ilk kez geri çekilme ve ilk kez toprak kaybetme operasyonu” olarak nitelendir ‘ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Süleyman Şah operasyonu nedeniyle dünkü grup toplantısında kendisine yüklenen MHP lideri Devlet Bahçeli’ye yazılı açıklamayla yanıt verdi. Özel, “MHP Genel Başkanı’nın, sarf ettiği yakışıksız sözleri, kişiliğine ve savunduğu fikirlere yakıştıramadığımı, kendisinin siyasi kişiliği nedeniyle polemiğe girmek istemediğimi, 46 yıldır yüce Türk milletine ve onun milli ordusuna hizmet etmiş bir kişi olarak benim vatan, millet bayrak şuurumu sorgulama hakkının olmadığını düşünüyor ve yüce Türk milletinin takdirlerine sunuyorum” dedi. ve Ölüm Şuurumu sorgulama hakkı yok Hayat Arasında... Çocuklar gözlerini dünyaya açtığında, hayata “merhaba” derler, sevinçlerini, umutlarını gözlerinde birleştirirler... Siz göremezsiniz onların ellerini, ayaklarını... O saatlerde bir yerlerde çatışma vardır, bir yerlere ateş topu düşmüştür! Süleyman Şah Türbesi havaya uçurulduğu saatlerde anne karnında bir bebek, belki hareketlendi, annesinin karnını tekmeledi... İşte o saatlerde, Suriye topraklarında, Süleyman Şah Türbesi’ni askerimiz çoktan kuşatmış, tankçı birlikleri, güvenlik için yerini almıştı... Astsubay Halit Avcı tam o sırada şehit düştü... Genelkurmay Foto Film Merkezi’nde görevliydi. Fotoğraf ve kamerasıyla film çekiyor, görsel yönetmenlik yapıyordu... Açıklama öğle saatlerine doğru geldi: “Operasyon sırasında bir astsubayımız başına tank kapağı düşmesi sonunda şehit düştü!” İçim cız etti, yüreğim kavruldu... O gece yarısı Süleyman Şah Türbesi, belki yerle bir edilmişti... Belki! Yıldızlar bir büyülü yola akıyor, güneş doğmak için göğü yırtmaya çalışıyordu... Umutların savrulduğu bir gün başlayacak, acı haber duyulacaktı... Şehit Astsubay Halit Avcı’nın eşinin karnında doğmayı bekleyen bebek, 20 gün sonra hayata “merhaba” diyecekti. El bebek, gül bebek! Bir ırmağın kıyısı, su kuşları... Hayat ve ölüm arasındaki o inişli çıkışlı, ince ışık çizgisi! HHH Ölümler, tacizler ülkesinde yaşıyoruz... Tüm ölümleri, kadınlara, çocuklara şiddeti, tacizi, tecavüzleri unutuyoruz... Nedir bu cezaevlerinde şiddet ve taciz! Kadınlar gün karardıktan sonra dışarıya, evinden yüz metre öteye bile gitmeye korkuyor. Hangi ülkede yaşıyoruz söyler misiniz? Süleyman Şah Türbesi, IŞİD’le yapılan pazarlık sonucu mu sınırımızdan 200 metre ötede, PYD Özel Necdet Özel, göreve geldiği 4 Ağustos 2011’den bu yana en sert çıkışını yaptığı gibi ilk kez bir siyasiyle doğrudan “polemiğe” girdi. 2011 Şubatı’nda dönemin CHP Genel Başkan Yardımcısı olan Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum, Ergenekon ve Balyoz davaları karşısında Genelkurmay’ın sessiz kalışını eleştirirken, “Koca bir askeri yıktılar, meğer kâğıttan kaplanmış, biz bunu asker zannedermişiz, meğer ABD içini oymuş, O koca ağacı hop diye yıktılar. Ancak CHP’yi yıkamadılar” demişti. O dönem Genelkurmay Başkanı olan Işık Koşaner kendisi açıklama yapmak yerine Genelkurmay Başkanlığı’nın sitesi üzerinden, “Her vesileyle Türk Silahlı Kuvvetleri’nin siyaset dışında kalması gerektiğini savunan bu siyasilerin, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni günlük siyasi tartışmaların içerisine çekme gayretleri üzüntüyle izlenmektedir” yanıtı verilmişti. Bu açıklamalar üzerine Batum, sözlerinin “cımbızlanarak” kısaltıldığını belirterek özür dilemişti. ‘Kâğıttan kaplan’ı da aştı Cumhurbaşkanı Erdoğan, Özel’i eleştiren Bahçeli’yi sert sözlerle hedef aldı: Tırnağı olamazsın u Erdoğan, İç Güvenlik Paketi görüşmelerinde yüzlerini kapatan HDP milletvekilleri için “Affedersin teröristlerin taktığı maskeyi takıyorlar” derken bunlarla baş edebilmenin yolunun başkanlık sistemi olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı, başkanlık sisteminin “genlerimizde olduğunu” belirtti. Muhtarlara nikâh yetkisi Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhtarlara evlendirme yetkisi verileceğini de açıkladı. Erdoğan, “Meclis’te görüşülmekte olan İç Güvenlik Paketi ile büyükşehirlerde köy iken mahalle haline dönüşen yerleşim yerlerindeki muhtarlarımıza evlendirme yetkisi de veriliyor” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, muhtarlarla düzenlediği 3. toplantısında, başkanlık sisteminden bahsetti. Başbanlık sisteminin getirilmesi durumunda, Meclis’in İç Güvenlik Paketi görüşmelerinde olduğu gibi kilitlenmeyeceğini belirten Erdoğan, “Affedersin teröristlerin yüzlerine taktığı maskeyi yüzlerine takıyorlar. Bunlarla baş edebilmenin yolu başkanlık sistemi. Başkanlık sistemi bizim genlerimizde var” dedi. Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin operasyon için Özel’i eleştirmesine ise “Sen Genelkurmay Başkanımızın atılacak tırnağının bir paresi dahi olamazsın” diye yanıt verdi. Erdoğan, “Başkanlık sistemi bizim genlerimizde var. Tarihimizden gelen böyle bir sistem var. Parlamenter demokrasiye geçildi. Bir yere geldikten sonra orada patinaj başlıyor. Daha ileri gidemiyorsunuz” dedi. Meksika’daki başkanlık sisteminden örnek veren Erdoğan “Orada Cumhurbaşkanı, yasama organının da yürütme organının da başkanı. Bu iki ‘Devlet başkanlığı külliyesi olacak’ Daha önce Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda iki ayrı toplantıda 27 ilden 790 muhtarla bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün yine sarayda 10 ilden gelen 380 muhtara seslendi. Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanlığı Sarayı için “İnşallah Türkiye’ye yakışır bir Cumhurbaşkanlığı külliyesi, belki de devlet başkanlığı külliyesi haline dönüşecek” ifadelerini kullanması dikkat çekti. (Fotoğraf: AA) Sarıkamış’a şehitlik Erdoğan, Çanakkale Şehitliği gibi Sarıkamış’a da bir şehitlik yapılacağını bildirirken “Benim dedem de orada şehit oldu. Ama bunlar Sarıkamış’ın semtine bile uğramamıştır. Onların aklına Sarıkamış deyince kayak gelir. Sarıkamış’ı Çanakkale gibi tarihi hafızamıza kazandıracak yâd edildiği örnek bir yer haline getireceğiz” dedi. kamaralı sistem olur, tek kamaralı sistem olur. Bizde tek olursa daha isabetli olur” diye konuştu. Erdoğan, Bahçeli’nin Özel’i hedef alan açıklamalarına sert tepki gösterdi. Erdoğan, “Genelkurmay Başkanı’na, askerlerimize akıl almaz ithamlarda bulunuyor. Seviyesizce hakaretler yağdırıyor. Sen Genelkurmay Başkanımızın atılacak tırnağının bir paresi dahi olamazsın. Terörle mücadeleyi bunlar sürdürüyor. Sen Ankara’dan kurusıkı atıyorsun. Önce haddini bileceksin. Bir taraftan da milliyetçi ayaklarına takılacaksın. Bu nasıl millilik” dedi. CHP ve MHP’nin Esad rejimi ve terör örgütleri ile birlikte hareket ettiğini öne süren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Operasyona karşı çıkanların yeri onların yanıdır. Hayatları boyunca bir türbenin önünden geçmemiş olanlar sabah akşam zikreder hale geldi. Bunlar türbe nedir bilmezler?” diye konuştu. CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin’in iktidara yakın gazeteler için “el koyacağız” yönündeki açıklamasına da tepki gösteren Erdoğan, “Bunların genlerinde var zorbalık” dedi. MHP’DEN ÖzEl’E jET YANIT GElDİ ‘Erdoğan’dan güç almış’ SELDA GÜNEYSU Daha parça buçuk haberler sayfalara yansımadan, ekranlarda boy göstermeden, sadece telefon görüşmelerinde meslektaşlar arasında yayılırken kararımı verdim. Süleyman Şah türbesinden “sanduka kaçırma” operasyonu, en azından zamanlaması ile tek bir amaca hizmet ediyordu: İç Güvenlik Yasa tasarısı denen ve sadece AKP için dikensiz gül bahçesi yaratacak bir polis devleti tartışmalarını gözden kaçırmak… Sanduka kaçırarak iç güvenlik yasa tasarısına ilişkin tartışmaların yurttaşın gözünden kaçırılması hedeflenmişti. Bir ölçüde başarıya da ulaştı. Günlerdir sınır dışındaki tek Türk toprağının “nakli mekân” edinmesiyle yatıyor ve kalkıyoruz. Hele hele zembereği boşalmış kimi gazete (gazete?) ve gazetecilerin (gazeteciler?) olup biteni bir zafer, başkomutanın askeri dehasının yansıdığı muazzam bir askeri harekât olarak sunmaya çabalamaları gülünç olma sınırını epey aştı; artık sadece mide bulandırıyor. Peki, İç Güvenlik Yasası sahiden de bu kadar önemli ve bu kadar yakıcı mı? Bencileyin iş edinip (çünkü işim bu) yasa tasarısını didik didik okuduysanız, yukarıdaki soruya duraksamadan, “Hem de nasıl” cevabını vermişsinizdir. Bu tasarı ile AKP iktidarı, yurttaşların anayasal haklarının ilk sıralarına yazılan “protesto etme özgürlüğü”nü silip yerine sadece polisin ve ona emir verenlerin kabul edebileceği kadar “özgürlük”ü egemen kılmayı hedefliyor. Eğer ciddiye almak gerekirse Başbakan’ın dünkü vurguları da bu hedefe ne pahasına olursa olsun ulaşma kararlılığını sergiliyordu. ‘Valla Biz Yapmadık, Devlet Yaptı…’ HDP sözcülerinin Meclis’te bu tasarının yasalaşması halinde “barış süreci”nin ruhuna fatiha okumak gerektiğini inatla ve ısrarla vurgulamaları boşuna değil. Meclis’teki çoğunluğunu milli irade olarak tanımlayıp, sokağı da yurttaş protestolarından arındıran bir iktidar, barış sürecini de “Ben ne kadar verirsem o kadarına fit ol. Daha fazlası için ısrar edersen İç Güvenlik Yasası ile tepene binerim”e indirgeyebilecektir. HHH Peki, bir yandan bu tasarıyı yasalaştırmak için İçtüzüğün de, Meclis geleneklerinin de ırzına geçmeyi göze alan bir iktidar, bir yandan da “İmralı heyeti” ile, bizzat İmralı ile ve İmralı heyeti üstünden Kandil ile görüşmeleri niye sürdürür? İlkesiz siyaset bezirgânlığı işte tam da bu sorunun cevabında ortaya çıkıyor. Adam –mesela bakkal dernekleri federasyonları konfederasyonunun hepsi koyu renk takım elbise kuşanmış, tümü bıyıklılardan oluşan temsilcileri önünde yağıp gürlüyor: “… Sevgili kardeşlerim, biz terör örgütü ile elinde silah tutanlarla görüşmeyiz de, müzakere de etmeyiz. Silah bırakmayan terör örgütü bizim konuşacağımız değil, tepesine ineceğimiz bir tehlikeden ibarettir…” Alkış kıyamet arasında kimse kalkıp “Peki Reis, bu İmralı heyeti, İmralı heyeti ile Öcalan arasındaki görüşmeler ne ola” diye sormuyor, soramıyor. Sıkı mı? Ancak kötü kalpli gazeteciler, TV yorumcularının ağzı da torba değil ki büzesin, onlar o soruyu soruyorlar: “Terör örgütü dediğin PKK ise, Öcalan da onun önderi. HDP de aynı kaynaktan fışkıran bir siyasal hareket. Bunlarla görüşmeler sürüp gidiyor. Bu durumda terör örgütü ile görüşmeyiz, asla görüşmeyiz, diye naralanmak ne iş?” Cevap bezirgânbaşının zulasında hazır. Hemen naralanıyor: Değerli arkadaşlar, görüşmeleri hükümetimiz yapmıyor. Görüşen devlettir. Devlet yetkilileri görüşüyor… Bizi, hepimizi salak sandığı için de üfürdükçe üfürüyor. Bu kelime cambazlığını yutup “Haaa demek öyle… O zaman mesele yok” filan dememizi bekliyor… HHH Haydi dön bakalım bir kere daha ortaokul yurttaşlık bilgisi kitabına: “Devlet üç bileşenden, üç erkten oluşur. Yasama erki Meclis’tir; yasaları yapar. Yürütme erki hükümettir; yasaları uygular. Denetleme erki yargıdır, yasaların anayasaya ve uluslararası hukuka uygunluğunu Anayasa Mahkemesi ile, idarenin (hükümetlerin) yasaları uygulayışını Danıştay ile, idarenin (hükümetlerin) harcamalarını Sayıştay ile denetler. Bu üç bileşen devlet’i oluşturur.” Ortaokul yurttaşlık bilgisi kitabından bu kadar ve bu kadarı yeter. Şimdi… Adamın dediklerini ciddiye alacak olursak, ki ciddiye almamızı gerektiren bir makamda oturmakta, “Hükümet görüşmüyor” sözünü kavrarız. Demek ki Başbakan ya da bakanları İmralı ile, İmralı heyeti ile, Kandil ile görüşmüyormuş. Peki “Devlet görüşüyor” denince ne anlayacağız? Öyle ya, devlet soyut bir kavram. Ortada “Aha işte bu devlettir” diyeceğimiz birileri yok. Olamaz da… Olsa olsa hükümet (yürütme erki) tarafından resmen görevlendirilmiş devlet memurları olabilir. O memurlar kendilerine verilen talimat çerçevesinde ve o talimatın sınırları içinde görüşürler. O sınırlar içinde kararlar verebilirler. Ötesine taşamazlar; dönüp amirlerine yani hükümet yetkililerine bilgi verip yeni talimatlar alırlar, gider yeniden görüşürler, falan filan… Memurun rütbesi ne kadar yüksek olursa olsun, devletin hangi kurumunun başında bulunursa bulunsun yine de bir memurdur ve her memurun amiri vardır. Yüksek rütbeli memurun amiri de hükümettir, yani bakandır, başbakandır… “Hükümetlerimiz görüşmüyor, devlet görüşüyor” demek ya yutulmayacağı biline biline savrulan bir palavradır ya da… Ya da iş yarın sarpa sararsa ellerini yıkayıp suçu memurun sırtına atmak için bugünden tezgâh kurmaktır… Hakan Fidan’ın istifa edip tokmağı kendi elinde olmayan davulu boynundan çıkarmasına, dahası çok ihtiyacı olacağını sezdiği dokunulmazlık zırhına da kavuşmak için milletvekili adaylığını tercih etmesine bir de bu gözle bakmaya ne dersiniz? ANKARA – Şah Fırat Operasyonu’yla ilgili sözleri nedeniyle MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye “Vatan şuurumu sorgulamak hakkı yok” diyen Genelkurmay Başkanı Necdet Halaçoğlu Özel’e MHP’den yanıt geldi. MHP Grup Başkanve ‘Toprak kaybeden kili Yusuf Halaçoğlu , Genelkurmay başkanı’ Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, bugün ülkenin GeMHP Ankara Milletvekili nelkurmay başkanı kim olurTuğrul Türkeş de Cumhusa olsun, bir Genelkurmay riyet tarihinde ilk kez topbaşkanının ülke topraklarırak kaybedildiğine dikkat nı terk edip geldikten sonra Tuğrul Türkeş çekerek, Süleyman Şah’ın bu şekilde bir açıklama yapmasının azımsanamayacağını belirtti. Tür“utanç verici” olduğunu kaydet keş, şunları söyledi: ti. “Yarın herhangi bir durum“Bu şahsın hiçbir sorumluluda, askeri koruyacağız gerekçe ğu yok mu? Bu olaydan sebep, siyle Hatay’ı da terk edecek mi asgaride bir utanma, bir mahsiniz? Hakkâri’de de kimi zaman çubiyet, bir üzüntü yok mu? çatışmalar oluyor, orayı da terk Cevap vermek yerine, ‘Evet, edecek misiniz?” diye soran Ha ben de üzgünüm’ demesi gelaçoğlu, şunları söyledi: rekirdi. Yani Özel, Cumhuri“Bu utanmazlıktır. Türk Si yet tarihinden bu yana ilk kez lahlı Kuvvetleri’ni, orduyu tem toprak kaybeden Genelkurmay sil eden bir kişi, ulus toprağı başkanı olarak tarihe geçecek. nı terk etmiş, içi boş sanduka Bu şahsıyla, pozisyonuyla ilgiyı getirmiş. Boş sandukayı ge li çok üzücü durum.” tirmenin meselenin Süleyman Türkiye Cumhuriyeti’nin başına Şah olmadığı aşikâr. Özel bu bugüne kadar 26 Genelkurmay başnun hesabını vermek zorunda. kanı geldiğine dikkat çeken Türkeş, Bu şekilde, AKP’nin diliyle ko “Vatan şuurumu kimse sorgulanuşmakla, bu sorumluluğu, bu yamaz’ demiş. Sen toprak kaybenun vebalini sırtından atamaz.” dersen sorgularlar. Al işte sorguCumhurbaşkanı Erdoğan’ın da luyoruz, ne olacak? Sen toprak Özel için Bahçeli’ye “Tırnağı ola kaybetmeseydin, kimse sana bir mazsın” dediğini anımsatan Hala şey demezdi. Bir şey söylüyorlar çoğlu, Özel’in Erdoğan’dan aldı mıydı?” diye konuştu. ğı güçle açıklama yaptığını kaydetti. Halaçoğlu, “Siyasi bir nitelik taşıyan böyle bir konuşma yerine Özel, hükümetin kararıyla operasyon yapıldığını söylemeliydi. Bu şekilde açıklama yapmakla operasyonu üstlenmiştir. Tüm vebali üzerine almıştır” dedi. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle