28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 ŞUBAT 2015 PAZAR CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr 15 Kremlin önünde toplanan 40 bin kişi ‘Kiev darbesi’ni yıldönümünde protesto etti Moskova’da AntiMaidan Dış Haberler Servisi Ukrayna Batı ile Rusya arasındaki Soğuk Savaş’ın kanlı satranç tahtasına dönerken, Kiev’deki Rus yanlısı Viktor Yanukoviç yönetiminin devrilmesinin üzerinden bir yıl geçti. Batı’nın çeşitli yollarla müdahil olduğu aylar süren protestolar sonunda Yanukoviç’in iktidardan gidişi, dün Rusya başkentinde “faşist darbe” adı altında protesto edildi. Kremlin’den geçen yürüyüşe üniforma giyip kalpak takan, Rus bayrağı ve Nazi Almanyası karşısında zaferin simgesi Aya Yorgi kurdelası taşıyan 40 bin kişi katıldı. Ukrayna’ya Rus müdahalesine karşı çıkanlar ise katılımcıların para aldığını ve otobüslerle getirildiğini öne sürdü. Kiev’deki isyanın merkezi Maidan’a atıfla “AntiMaidan” hareketinin düzenlediği yürüyüşte Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in hamisi olduğu motosiklet grupları, bir süredir Ukrayna’da da boy gösteren Rus Kazakları, Afganistan ve Çeçenya savaşlarının gazileri başı çekti. “Sonsuza dek Putinizm”, “Yankee evine dön ve Maidan’ı da yanında götür”, “Maidan bir hastalıktır, tedavi edeceğiz”, “Batı ideolojisine ve gey onur gününe ihtiyacımız yok”, “Geber Amerika” gibi pankartlar açıldı. Rusya’nın en büyük motorsiklet grubu Gece Kurtları’nın lideri Aleksander Zaldostanov, kendisine şeref madalyası takmış Putin için “Rusya’nın tüm Propaganda porno yıldızını kızdırdı Ana akım Hollywood’a geçen eski porno yıldızı Sasha Grey, Rus sosyal ağlarında Ukrayna karşıtı propagandaya malzeme edilince “Bu kadarı çok fazla” dedi. Sasha Serova (Rusça ‘gri’) isimli bir Rus hemşirenin Ukrayna askerleri tarafından kaçırılıp tecavüz edildikten sonra baltayla doğrandığına dair sahte haberlerde kendi görüntülerinin kullanılması üzerine Grey, Twitter’da “Rus hayranlarımı seviyorum, ama bu propaganda çok ileri gitmiş. RusyaUkrayna savaşında öldürülen bir hemşire olduğum haberine #‘f***’ propaganda” mesajını geçti. “İnsanlar ölüyor, yakınlarını kaybediyor ve can kayıpları böyle mastürbasyonlarla alay konusu yapılıyor” diyerek kızgınlığını belli etti. Daha Nice Baharlar Var… Kış ortasında “bahar”ı nereden çıkardın diyeceksiniz… Miro’nun Sabancı Müzesi’ndeki sergisinden.... Sergi kataloğundaki tanıtım yazılarından biri böyle diyor: “Miro yaşamın, varoluşun temel duygusuna dokunmuş insanlardandır. (Sanatçının eserlerindeki) bir örümceğin takılganlığıyla, inceliğin yumuşaklığıyla; ruhun kışlarından... isli bir kırağı yazılır. Daha nice baharlar var.” “Ruhunuzun kışından” birkaç saatliğine olsun kurtulmak istiyorsanız, Miro sergisine bir bilet alın. Eğer İstanbul dışında yaşıyorsanız, bu sergi için üşenmeyin, gelin. İstanbul’da kendinize bu vesileyle bir hafta sonu armağan edin. Kesinlikle değer. Bir defa uluslararası standartta bir sergi bu. Madrid’de, Roma’da, Paris’te görebileceğiniz herhangi bir Miro sergisi düzeyinden farksız. Fazlası var, eksiği yok. Şöyle ki... Sabancı Müzesi’nin harikalar yaratan müdürü Nazan Ölçer, İspanya’dan İstanbul’a taşınan pek çok değerli parçayı, Miro Vakfı’ndan ve şimdiye değin hiç sergilenmeyen aile koleksiyonundan ayırt edip getirtmeyi başarmış. “Sanatçının kimi eserleri ve bazı kişisel eşyaları dünyada ilk defa burada, Sabancı Müzesi’nde sergileniyor” diyor Ölçer. Bu özgün parçalar sonra özenle, titizlikle bir araya getirilmiş. Miro’nun yaşamını anlatan açıklamalar, belgeseller de fevkalade doyurucu ve özenli... Ama hepsinden önemlisi dört dörtlük olan serginin konsepti... “Kadınlar, Kuşlar, Yıldızlar” adını taşıyan sergi, “İstanbul’a Miro da geldi!” densin diye yapılmış olan bir prestij operasyonundan ibaret değil. “Kadınlar, Kuşlar, Yıldızlar” Miro’nun coşkulu resim dilini mükemmel anlatıyor. Öyle ki sergiyi gördükten sonra, kendimi İspanya’ya dek gitmiş gelmiş gibi hissettim. İspanya’nın sıcaklığını yaşadım, ressamın atölyesinin bulunduğu Mallorca Adası’nın ışığını gördüm. Miro’nun uzun yıllar geçirdiği Montroig kumsalına seyahat etmiş gibi oldum. Ve büyük 20. yüzyıl ressamının fazla ayırdında olmadığım yanlarını keşfettim. Miro’nun örneğin tam olarak “resmin şiirini”/“şiirin resmini” yaptığını Sabancı’daki seçkiyi izlerken fark ettim. Ressamın tablolarının isimlerine bakın hele: “Umut Yıldızını Kuşatan Kuşlar”, “Yıldızların Altında Saçlarını Tarayan Sarı Koltukaltılı Kadın”, “Takımyıldızlar”, “Gece ve Kuş”, “Ayın Gözü”, “Böceklerin Cümbüşü”, “İlahi Kuşun Geçişi”, “Gülpembe Alacakanlık Kadınların ve Kuşların Cinselliğini Okşuyor”, “İki Âşığa Bilinmezi Gösteren Güzel Kuş”, “Gece Yollarını Salyangozların Yakamozlu İzlerinden Bulanlar”, “Kaçış Merdiveni”... İnsanı, başka bir paralel diyara alıp götüren bu isimler için Miro, “Çatışmalarla dolu dünyada geriye yalnız şiir kalıyor. Eserlerime o yüzden hep şiirsel adlar koyuyorum” diyor. Bu adları ve tabloları, “Yeryüzünden gökyüzüne uçan bir kuşun kanadına takılır, hayal kurarım” diye açıklıyor: “Aya, güneşe, yıldızlara doğru yaptığım hayali yolculuklardan bu tablolarla geri dönerim. Bana hep kuşlar eşlik eder!” Miro’ya kuşlardan, aydan, yıldızlardan başka sürekli eşlik eden bir diğer figür de, merdiven. “Kaçış merdiveni” adıyla anıyor bunu Katalan ressam. Kanadına binilen kuşlar gibi tıpkı, merdiven de “yaratıcılığa tırmanışın imgesi” oluyor. Ve adı üstünde... ressamın yaşadığı çalkantılı siyasi konjonktür; savaşlar, Çocukların Miro’su korku, endişe ve belirsizliklerden kaçışın simgesine dönüşüyor. 19. yüzyıl sonunda doğan, 90’ına dek yaşayan Miro, başta İspanya iç savaşı olmak üzere, İkinci Dünya Savaşı’nın büyük altüst oluşlarına tanıklık etmiş bir sanatçı. Bu yüzden Miro’nun “kaçış merdiveni” arayışı sonuna dek sahici ve yaşamsal. İçinde bulunduğumuz “cinnet Türkiye”si günlerinde, Sabancı Müzesi’nde ancak son günlerini yakaladığım Miro’nun “kaçış merdiveni”, bana da alabildiğine davetkâr geldi... Sadece büyükler değil, çocuklar için de ilgi çekici ve keyifli bir sergi olmuş “Kadınlar, Kuşlar, Yıldızlar”... İlkortaöğretim okullarından öğretmenleriyle sergiyi gezen çocukların yanı sıra, minikler için müzede ayrıca bir küçük atölye bölümü ayırmışlar. Anneleri, babaları ile gelen 23 yaşındaki çocuklar burada, yaşamlarının ilk “kaçış merdivenine” çıkıyorlar ve ellerini, yüzlerini dilediklerince boyalara batırıp resim yapıyor, resimle tanışıyorlar. İlk kez renklerin karşı konulmaz büyüsünü burada keşfeden “minik Miro”ların sanat eserleri daha sonra ana babaların coşkulu tezahüratı ve gururuyla aynı atölyede sergileniyor! Çocuğunuza böylesine “içerden” bir “Miro buluşması” yaşatmak sizin de elinizde. Bunun için müze idaresinden ek bilgi almanız ve ziyaret öncesinde uygun bir saat belirlemeniz yeterli. Siyasetçi Tsarev (sağdan birinci) ve motosiklet grubu Gece Kurtları’nın lideri Zaldostanov (ikinci) Rus halkına Putin etrafında kenetlenme çağrısı yaptı.(REUTERS) düşmanlarının seferber olduğu şu günlerde herkesi Rusya Devlet Başkanı etrafında birleşmeye çağırıyorum” dedi. Mitingde “Maidan bir ölüm festivali, kardeşin kardeşini öldürmesiyle mutlu olan ABD Büyükelçisi’nin sırıtması, Göbbels’in embriyosu” minvalinde konuşmalar yapıldı. Şarkıcı Victoria Tsyganova “Rusya’da bir Maiden gerçekleşmeyecek” dedi. Ural tanklarını üreten fabrikanın işçileri, Putin muhaliflerini Batı yaptırımları yüzünden ekonomik kriz çıkmışken Rusya’ya ihanet etmekle suçladı. Putin de Vatan Savunucuları Günü öncesi ABD’ye şu uyarıyı gönderdi: “Kimse Rusya’ya karşı askeri üstünlük sağlayabileceği hayaline kapılmasın... Her türlü dış baskıya eşdeğer yanıtımız bulunduğu çok iyi bilinmeli.” Britanya’yı ziyaret eden ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ise Moskova’yı Doğu Ukrayna ateşkesine uymadığı gerekçesiyle “son derece namert davranmakla” suçladı. ABD Dışişleri “modern küresel düzenin temelini oluşturan uluslararası diplomasi ve çok taraflı kurumları çökertmeye çalışmak” suçlamasını yöneltti. NATO’nun Avrupa’daki kuvvetlerinin 2 numaralı komutanı Britanyalı Adrian Bradshaw da “Rus yayılmacılığı tüm varlığımıza yönelik bariz tehdit” iddiasında ve “bir NATO üyesine saldırırsa tüm ittifak savaşa girebilir” uyarısında bulundu. n Irak’ta belediye başkanlığı koltuğuna ilk kez bir kadın oturuyor. Başbakan Haydar İbadi Bağdat Belediye Başkanlığından Naim Abub’u alıp Dr. Zekra Alwaç’ı atadı. İnşaat mühendisi, ve aynı zamanda yüksek eğitim bakanlığı genel müdürü olan Alwaç doğrudan başbakan ile çalışacak, kabine üyesiymişçesine bazı genişletilmiş yetkilere de sahip olacak. Bağdat’a ilk kadın belediye başkanı Cenazeyi Müslüman çeteler kaldırdı nAlmanya, Nazi lideri Adolf Hitler’in “Mein KampfKavgam” kitabına 1945’te getirdiği yayın yasağını kaldırıyor. Ama bu kez Hitler karşıtı bir kitaba dönüştürecek şekilde... Aslında 800 sayfa olan Kavgam, Münih Çağdaş Tarih Enstitüsü’nün ayrıntılı açıklamalı yeni versiyonunda 150 sayfa önsöz ve 5 bin dipnot ilavesiyle 1200 sayfa eklenerek, 2000 sayfa olarak basılacak. Ocak 2016’da piyasaya çıkacak yeni versiyonda, Hitler’in orijinal metinleri kitabın sağ tarafında, komisyonun görüş ve eleştirileri ise sol tarafta yer alacak. Almanya’da Kavgam’a dipnotlu özgürlük 22 yaşında Filistinli bir aileden gelen ama Danimarka’da doğup büyüyen Ömer Hüseyin’in gömüldüğü isimsiz mezarda bazı Selefiler beraberlerindeki kameraman ve foto muhabirlerine poz verdi. (REUTERS) Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da geçen hafta sonu Hz. Muhammed karikatürlerinin tartışıldığı bir kültür merkezine ve bir sinagoga saldırarak 2 kişiyi öldürdükten sonra polis tarafından vurulan Ömer Hüseyin’in cenazesi önceki gün kaldırıldı. Camide kılınan namazın ardından Müslüman mezarlığında işaretsiz bir mezara gömülen Hüseyin’in cenazesine yaklaşık 500 kişinin katılması dikkat çekti. Şehir merkezindeki göçmen mahallesinde “Brothas” isimli çetenin üyesi olan, ağır suçlar işleyen, ama cihatçılığa bulaşmayan, hapiste radikalleştiği sanılan Hüseyin’in son yolculuğunda özellikle çeşitli çetelerden, yüzlerini kapüşon veya fularla örten Müslüman gençler hazır bulundu. Doğu Afrika kökenli bir erkek, “Normalde camide görmeyeceğiniz pek çok genç geldi. Yaşam biçimleri genelde İslama uygun değil, bazısı çete üyesi ve Ömer’i iyi tanıyorlar” dedi. Buna rağmen kalabalık arasında İslamcı örgüt Hizbüt Tahrir’in az sayıda üyesini gördüğünü sözlerine ekledi. Şiirin resmini yapmak Hadi Husi kıskacından çıktı (Fotoğraflar: AFP) ‘Kaçış merdiveni’ düşleri Dış Haberler Servisi Yemen’de Şii Husi milislerinin (Ensarullah Hareketi) iktidarı ele geçirmesiyle istifa etmek ve ev hapsine girmek zorunda kalan Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi, sonunda başkent Sana’dan çıktı. AP’ye konuşan kaynaklar ABD, Rusya ve BM’nin baskısı üzerine Husilerin Hadi’nin gitmesine izin verdiğini söyledi. Ama devrik liderin korumaları tarafından konutundan gizlice çıkarıldığı, gidişinin Husilerle müzakere edilmediğini ve tedavi için yurtdışına çıkacağını ileri sürenler de var. ABDSuudi destekli Hadi, konvoyla gittiği güney limanı Aden’de Halk Komiteleri tarafından korunuyor. Son 30 yılı kuzeyde iktidarın içinde geçirse de aslen güneyli olan Hadi’nin “6 bölgeli federasyon” içeren anayasa taslağını destekleyen ayrılıkçı güney, “birlikberaberlikçi” Husilerin başkanlık konseyini tanımayı reddediyor. Hadi Aden’e varır varmaz “Yemen Cumhurbaşkanı” sıfatıyla açıklama yayımladı. “Husilerin aldığı tüm kararlar gayrimeşrudur ve geçersizdir” diyen Hadi, ulusal diyalog sürecinin başkent Sana’da değil de, Husi kontrolünde olmayan Taiz ya da Aden kentlerinde devam ettirilmesini istedi. Ordu ve güvenlik güçlerine “Beni destekleyin” çağrısı yapan Hadi, Arap Birliği, Körfez ülkeleri ve BM Güvenlik Konseyi’nden “Husi darbesini meşrulaştıracak adımlar atmamalarını” talep etti. Taraftarlarına göre Hadi’nin Husilerin kıskacından kurtulması, Yemen’de kartların yeniden karılmasına yol açacak. BM Temsilcisi arabuluculuğunda Husiler dahil çatışan taraflar arasında yürütülen görüşmelerde perşembe günü eskiyeni vekillerden oluşacak ve ülkeyi yönetecek geçici meclis kurulması konusunda uzlaşılmıştı. Ancak bazı taraflar Husilere Hadi serbest kalana dek bu sürece katılmayacaklarını söylemişti. Marib, Cavaf, Bayda bölgeleri aşiretlerinin ise Sana’yı “işgal altında şehir” ilan etmesi ve meclisi Taiz veya Aden’de toplaması için Hadi’ye baskı yaptığı Hadi. biliniyordu. Ayrılıkçı güneye, Aden’e gitti nSuriye’de hükümet güçlerinin Halep çevresindeki isyancıların Türkiye ile tedarik hattını kesmek için taarruza geçmesi ve Nusra’nın karşı saldırıyla cevap vermesinin ardından, kuzeydeki Rityan köyünden katliam haberi geldi. önce Londra merkezli muhaliflerin Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, aralarında İranlı ve Hizbullah savaşçılarının da olduğu hükümet güçlerinin isyancıların 6 ailesini infaz ettiğini, 10’u çocuk, 5’i kadın 48 kişiyi öldürdüğünü iddia etti. Bir aktivist, bazı cesetlerin doğranmış olduğunu ileri sürdü. Ardından Reuters’e iddiayı “tümüyle yalanlayan” askeri kaynaklar, isyancıların hükümetle bağlantılı olduğundan şüphelendikleri köylüleri öldürüp suçu ordunun üstüne attığını söyledi. Halep savaşında ‘köy katliamı’ Kim, K tatbikatta çocuklar gibi şen uzey Kore lideri Kim Jongun, ABDGüney Kore ortak tatbikatı öncesinde “Güney’in bir adasına saldırı” talimine “kılavuzluk etti”. Topçu birlikleri tarafından ağır silahlar, top ve Çin yapımı füzelerin kullanılmasıyla Kuzey’in askeri gücünün sergilendiği talimden Kim’in “çok tatmin olduğu” ve orduya “ABD’ye karşı savaşa hazır olun” çağrısı yaptığı belirtildi. Talimi 2010’da Güney Kore sınırındaki Yeonpyeong Adası’nı bombalayan ve 4 kişinin ölümüne yol açan 4. Kolordu düzenledi. ‘Husilerin kararları hükümsüz’ Romalılar: Çok geç kaldın IŞİD Dış Haberler Servisi Libya IŞİD’inin 21 Mısırlı Hıristiyanı katletme videosunda “Allah’ın izniyle Roma’yı fethedeceğiz” tehdidinde bulunmasının ardından “Ey Roma sana geliyoruz” hashtag’i açmasına, İtalyanlar “Kolaysa gel” yanıtını verdi. Önceki gün Libya’nın Derne kentinde 42 can alan intihar saldırılarının da sorumluğunu üstlenen Libya IŞİD’i, Twitter’da İtalyanların diline düşmüş vaziyette. Mauro Giulivi “Ey Roma sana geliyoruz” hashtag’inde Roma yollarında kilometrelerce araç fotoğrafları paylaşıp “Emin misiniz” sorusunu yöneltti. Alessio Conte “Otoyol trafiğinde sıkışırsınız” diye gülerken, Giuseppe Di Chiara “Trenle gelmeyin, hep rötar yapar” diye tembihledi. Alessandro Cocco “Yarın toplu ulaşım grevi var” diyerek demokratik bir ülkeye gitmenin zorluklarını hatırlattı. Mauro Fodaroni, Andy gibi kullanıcılar karla ya da cam kırıklarıyla kaplı yollarda lastiklere dikkat edilmesi uyarısı yaptı. Hafta içi oynanan RomaFeyenoord maçı öncesi Hollandalı taraftarların çıkardığı olaylar yüzünden İtalyan başkentinde Aşk Çeşmesi, İspanyol Merdivenleri gibi tarihi eserlerin hasar görmesine atıfla Alessandro Greco’nun “Maalesef Feyenoord taraftarları sizden erken davrandı” diye dalga geçmesine, “Hollandalı barbarların yarattığı yıkımın ardından belki de IŞİD’in İtalya’yı istilasına izin vermeliyiz” yanıtı verenler oldu. Franco “Çok geç kaldınız, İtalya hükümetler tarafından uzun zaman önce yağmalandı” diye taşı gediğine koydu. Çocukların Miro’su C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle