28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 ŞUBAT 2015 PAZAR 14 PAZAR YAZILARI Muhalefete göre heykeller için 500 milyon Avro harcandı Oberwart T katliamının yıldönümünde... am yirmi yıl önceydi. Yabancı düşmanlığı ile tanınan Avusturya’nın aşırı sağcı partisi oy oranını o günlerde ciddi oranda artırmış, Viyana’nın belediye başkanlığını elde etmeyi hedefine koymuştu. Yabancı düşmanlığı hayatın her alanında ciddi boyutlara ulaşmıştı. Başta ülkede yaşayan yabancıları ve yabancılarla çalışan kurum ve kişileri endişe sarmıştı. Bu kaygının, korkunun geçmişi vardı, bombalı mektuplar. Bunlardan biri 1993 yılında Avusturya Sosyal Demokrat Partisi’nin önde gelen isimlerinden, Viyana Belediye Başkanı Dr. Helmut Zilk’in elinde patlamıştı. Saldırı sonucu Zilk sol el parmaklarını kaybetmişti. Dönemin bir kadın bakanına, Yeşiller Partisi’nden önemli bir isme, içişleri bakanının üvey annesine, bir yayınevi sahibine, Avusturya devlet televizyonu ORF’nin yabancılar ile ilgili programının sunucusuna, Katolik kiliseye bağlı bir hayır kurumunun başkanına da gönderilmişti bombalı mektuplar. 1993’ten 1996 yılına kadar süren bombalı mektup saldırılarında bazıları ağır olmak üzere 15 kişi yaralanmıştı. Yetkililer saldırılara karşı özellikle mülteciler ve yabancılarla ilgili çalışmalar yapan kurum ve kişilere yönelik denetimlerini artırmıştı. İlgili kurumlar mektupların daha önceden kontrol edilmesi için makineler satın almış, şüpheli buldukları paket ve mektupları polise götürmüşlerdi. Bombalı mektupları gönderen ise beş yıl sonra bulundu. Bombacı Franz Fuchs, tek başına olduğunu ve mektupları Bajuwarischen Befreiungsarmee (BBA) adlı ırkçı faşist örgüt adına gönderdiğini söyledi. Bombalı mektupları hazırlarken bazılarının patlaması sırasında iki elini kaybeden Fuchs’un, 2000 yılında cezasını çekmekte olduğu hapishanede kendini asarak intihar ettiği açıklandı. 20 yıl önce bombalı mektup terörü dışında 5 Şubat 1995 günü VİYANA Avusturya’yı bir bubi tuzağı sarsmıştı. Yine aynı ırkçı örgüt BBA’nın üstlendiği, Burgenland eyaletinin Oberwart kasabasından 4 kişinin ölüm haberi gelmişti. Avusturya’nın KADİM ÜLKER batı bölgelerine en çok göç veren ve ekonomik olarak da en geri kalmış eyaleti Burgenland’ın kasabası Oberwart’ta ağırlıklı olarak Romanlar ikamet etmektedir. Saldırganlar kasabanın girişine bir tabela yerleştirirler. Tabelanın üzerine de “Çingeneler Hindistan’a defolun” yazmaktadır. 4 Şubat gece yarısı tabeladan haberdar olan Oberwart kasabasının dört genci yola çıkar ve tabelayı söküp atmak ister. İşte olan o anda olur. Gençler tabelanın altına yerleştirilen bombanın patlamasıyla yaşamlarını yitirir. Başta Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Elfride Jelinek olmak üzere Avusturyalı edebiyatçıların hakkında öyküler kaleme aldığı Oberwart’taki bubi tuzağı ile hayatını kaybeden Roman gençler bu ayın başında olayın 20. yıldönümünde Avusturya’da anıldı. Erwin Horvarth, Karl Horvarth, Josef Simon ve Peter Sarközi, Avusturya Cumhurbaşkanı Dr. Heinz Fischer ve Başbakan Werner Faymann’ın da katılımıyla Viyana Belediye Sarayı’nda bir sergiyle hatırlandı. 8.5 milyon nüfuslu ülkede işsizlik sayısının 500 bine dayandığı günümüzde, genelde yabancı, gerçekte ise Türk ve Müslüman düşmanlığının sürekli arttığı ülkede azınlık ve yabancılara yapılan saldırılar unutturulmamalıdır. Başta geçen yıl hayatını kaybeden Avusturya’nın tanınmış besteci ve şarkıcısı Udo Jürgens’in kardeşi olmak üzere çeşitli sanatçıların eserleri ile “Unutturmaya Karşı Gösterme” adı altında Viyana Belediye Sarayı’nda açılan fotoğraf sergisi, Oberwart olayının 20 yılının ardından bir ilk oldu. Sergi açılışında konuşan Başbakan Faymann, “1945 yılından bu yana en ağır saldırı olan bu olay bize otoriter ve antidemokratik yaklaşımlara karşı her zamankinden daha uyanık olmamız gerektiğini göstermiştir, bu uyanıklık her zamankinden daha acildir” dedi. Kadim.uelker@gmail.com Makedonların dev heykellerle yeni kimlik inşası ÜSKÜP nüfuslu küçük bir ülke yüzde 54’lere ulaşıyor. Makedonya. Üçüncü Nüfusunun yaklaşık üçte büyük etnik azınlık biri yoksulluk sınırının olan Türklerin sayısı altında yaşayan bir ülke ise 80 bin kadar. Makedonya. Buna karşın Ancak Türklerin hükümet tek bir ana noktaya kamu kurumlarında iş ÖZLEM YÜZAK odaklanmış durumda: bulmaları neredeyse Başkent Üsküp’ü heykellerle imkânsız. Ahmet, ancak donatmaya. Makedonya Üsküp’teki Türk şirketlerin onları işe hükümeti 4 yıl kadar önce Üsküp’ün aldığını söylüyor. Onların da sayısı görünümünü ve çehresini tamamen hayli az. Ülkede işsizlik oranı yüzde değiştiren “Üsküp 2014” projesini 33’ü aşmış durumda ve bu oran gerçekleştirmek için kolları özellikle gençler arasında sıvadı. Proje, başkentin “M “E ortasından geçen ve şehri eski ile yeni bölüm olarak ikiye ayıran Vardar Nehri’nin üzerine 3 köprü, 20 kamu binası ve 40 adet devasa boyutlarda heykel yapımını kapsıyor. Ama ne heykeller! Hadi Büyük İskender heykelinin karşısında taş köprünün öte yanında babası Kral Filip’in heykelini bir yana koyalım. Peki, diğerlerine ne demeli? Her taraf çoğunu Makedonların bile tanımadığı ulusal kahramanların heykelleri ile kaynıyor. Heykellere 200 milyon Avro yatırmış iktidardaki VMRO Partisi. Ortalama ücretin 200300 Avro olduğu, IMF’den aldığı kredilerle ayakta kalmaya çalışan bir ülke için büyük para 200 milyon Avro. Ancak muhalefetin iddası bu rakamın 500 milyon Avro olduğu yönünde. Halkın büyük bir kısmı bu dev heykellere büyük paraların harcanmasına karşı çıkıyor. Aslında bu heykel enflasyonunun arkasında yeni bir kimlik arayışı yatıyor. Hükümet heykellerle vde Sanat” adlı kuruluş herkesin uygun bir ücret toplumun Ortodoks ve karşılığı sanat eseri ödünç alabildiği bir kütüphane Makedon kimliğini ön plana gibi çalışıyor. Çağdaş sanatçıları keşfetmek ve çıkarıyor. Ancak bunu eserlerini kendi evinizde sergilemek için ideal bir formül. yaparken hem hakça temsil Eğer kiraladığınız sanat eserini çok beğenirseniz ve geri ilkesine rağmen nüfusun vermek istemezseniz, satın alma seçeneği de var. Sanatı yüzde 50’sine yakınını sokakla, sokağı sanatla buluşturmak, geniş kitlelere yaymak oluşturan Türk ve Arnavut için ilginç bir adım. Anvers, Gent ve Leuven’da şubeleri Müslümanlar geri plana olan bu kurum dün de Brüksel’de şube açtı. “Evde sanat” itilmiş hem de harcamalarda cumartesi günleri de diğer kentlerde turneye çıkıyor, Makedonlar da dahil her geçici mekânlarda sanat meraklıları ile sanat eserlerini kesimin tepkisini çeken buluşturuyor. 400 sanatçının fotoğraf, karikatür, grafik, bir müsriflik derecesine illüstrasyon, resim, heykel, mekânsal sanat eserleri vb. ulaşılmış. Osmanlı’dan 5000 eserlik koleksiyon binlerce sanatsevere ulaşıyor. kalma her biri tarih abidesi 2006 yılında Brüksel’de Türklerin yoğun olarak onca cami, külliye, yaşadığı ve sembolü eşek olan Schaerbeek semtine medrese, köprüler dikilen halk filozofu Nasrettin Hoca’nın heykeli de ve kale dururken yıllardır kentin kültürel renkliliğine önemli bir katkı hükümet Üsküp’ü yapıyor. Heykel sanatını sokakla buluşturmaktan daha bir anıt kente çok farklı kültürlerin birbirlerini daha iyi anlamasına dönüştürmeye hizmet ediyor. Bir Brüksellinin “Burada tramvayı çalışıyor ama beklerken hep ona bakıyorum. O bizim bir parçamız” 2012 model demesi ya da bir diğerinin, “Her gün buradan geçiyorum. heykellerle Keşke daha renkli ve mutlu görünse. O benim dostum” bunu nasıl yapacağı diyerek hocamızı sahiplenmesi bunun kanıtı. Ancak dikildiği merak konusu... andan itibaren hocamızın heykelinin başına gelmedik kalmadı. fiziki objelerle Kentten ayrılacağımız gün Brüksel’e gelmeden önce Türkiye’de aylarca bir hangarda yetinilmemeli, tüm bunları düşünerek bekletilen heykel dikildikten kısa bir süre sonra saldırılara Nasrettin Hoca ve felsefesi seyrediyorum, sırtını uğramış, tespihi ve eşeğinin kuyruğu kırılarak zemininde Brüksel’de tanıtılmalıdır. Önemli olan Vodna Dağı’na dayamış hasarlar açılmış, heykelin bazı yerleri zarar görmüştü. Zaten felsefesinin Brüksel’e kalıcı bir şekilde taşınmasıdır. Üsküp’ü otel odamdaki balık baştan kokmuş, heykel Belçika’nın hava koşullarına Bu bağlamda örneğin Brüksel’de düzenlenecek olan pencereden. Önümde uygun materyalden yapılmamıştı. Yıllardır tamir edilmeyi bir, ‘Nasrettin Hoca Çeşitlilik ve Hoşgörü Festivali’nde uzanan Vardar Nehri’nin beklerken 18 Şubat’ta da Nasrettin Hocamızın kolu kopartıldı. Hoca’nın mizahı, felsefesi ve hoşgörüsü Brüksel’de üzerine süzülerek düşen kar Çevredeki esnaf ve Türk kökenli yurttaşlar heykele sahip yaşamın güzelleşmesine katkıda bulunacaktır. Çünkü taneleri hüzünlü görünüyor çıkılmadığını, bakılmadığını söylerken bazıları da güvenlik sorunların altında ezilen Brüksel ve Brüksellilerin daha bana. BizKültür Yolcuları kamerası konulmasını talep etti. Saldırıyı ırkçılığa ve fazla gülümsemeye ihtiyacı var” demiştik. belgeselinin tanıtımı için İslamofobiye bağlayanlar da var. (Ancak 2008 yılında da Sanırım önce biz Türklerin hocamızın hoşgörü felsefesini gelmiştik. Can Dündar, Akşehir’deki Nasrettin Hoca heykeli saldırıya uğramış, öğrenmesi gerekiyor. Son birkaç yıldır “Türk köyü” Nebil Özgentürk ve kolu ve kaşığı kırılmıştı.) Brüksel’in taşlamacısı olarak olarak bilinen Faymonville karnavalında Coşkun Aral hazırladıkları BRÜKSEL Hakiki Kabakçı ise olayı hocamızın üslubuyla Nasrettin Hoca’mıza şeker dağıttıran Belçikalı belgeseli, “Kayboldu açıkladı: “Nasreddin Hoca bir gün Brüksel’e Türkler, hocamızın çocukları eğlendiren bir sanılan Biz’i bulmak için gelir. Brüksel ahalisi önce eşeğinin kuyruğunu palyaço değil halk filozofu olduğunu anlamış bir yola çıkış, insanların koparırlar. Sonra hocanın tespihini çalarlar. En olmalılar ki, hocamızı bu yıl 16 Şubat’ta birbirlerini boğazladığı son olarak hocanın kolunu koparırlar. Hocanın gerçekleşen karnavalda göremedik. Faymonville bir dünyada kültür komşusu, ‘Hocam’ der, ‘Hoşgörünün de bir sınırı sakinleri her yıl olduğu gibi bu yıl da karnavala, kardeşliğini aktarmak, var, bunca saldırıya siz ne diyorsunuz’. Hoca ise mehter takımı ve at üstünde Türk bayrağı ERDİNÇ UTKU belki kültürler arasına her zamanki gibi şu ilginç cevabı verir: ‘Siz taşıyan erkeklerle katıldılar. Yetmiş altı kişiyle bir pencere açabilmek” birilerinin bana zarar verdiğini mi sanıyorsunuz? festivale gelen Ak Ocaklar’ın, Belçika’nın, olarak tanımlamışlardı. Ama Oysa ben bu yaşanılmaz Brüksel şehrini karnaval kortejine katılarak dev Türk bayrağıyla bakıyorum ne yaparsak sevmediğim için taksit taksit burayı terk ediyorum.” 25 yürümesi, Belçikalıların tepkisini topladı. Hatta rabia yapalım o pencereyi pek de Mayıs’ta yapılan ve benim de aday olduğum Brüksel Bölgesi işareti yapanlardan bahsediliyor. Folklorik bir anlamı açamıyoruz. Tarihi büyük Parlamento seçim kampanyamda hocamızın heykelini olan festivalin Türklerin yoğun ilgisi nedeniyle artık Türk acılarla, göçlerle, savaşlarla gündeme taşımıştım. Yaptığımız açıklamada “Anadolu’dan festivali damgası yemesi organizatörleri de rahatsız ediyor. dolu bu coğrafyada ne yetişen, karşılıklı anlayış, saygı, hoşgörü ve Anadolu Organizatörler “Türklükten vazgeçmeye” dönük adımlar yazık ki hâlâ etnik kimlikler mizahının evrensel simgesi olan Nasrettin Hoca’ya, atmaya başladı. Nitekim bu yıl karnavalda Türk motiflerinin üzerinden yapılan siyasetle heykeline hak ettiği ilginin ve saygının gösterilmediğini önceki yıllara göre daha az olduğu gözlendi. Önümüzdeki deşiliyor eski yaralar... düşünüyoruz. Artık tamir edilemeyen heykel kaldırılmalı, yıllarda Türk bayrağı ya da herhangi bir Türk simgesi yerine Nasrettin Hoca felsefesini Brüksel’e taşıyan göremezsek şaşırmam. ozlem.yuzak@cumhuriyet.com.tr yeni bir sanat eseri yapılmalıdır. Sadece heykel ve erdincutku@binfikir.be akedonya’da aslında kazan ‘etnik kimlik ve milliyetçilik’ konusunda hâlâ için için kaynıyor ve bir kıvılcıma bakıyor” diyor Üsküp’teki rehberimiz Enver Ahmet. Eski bir gazeteci olan Ahmet’in bu saptamasını 3 günlük gezimiz süresince sohbet ettiğim Üsküplü Arnavut ve Türklerle de doğrulatıyorum. Arnavutlar koalisyon hükümetinde olduğu için şimdilik üstü örtülüyor ama nereye kadar? 2 milyon 100 bin Nasrettin Hoca tüm Brüksellilerindir! VEFAT Cemiyetimiz Üyesi, Sürekli Basın Kartı Sahibi, Değerli Meslektaşımız Bir çocuk daha okusun diye... T.C. SİVAS 1. SULH HUKUK MAH.) SATIŞ MEMURLUĞU’NDAN Sayı: 2014/29 Satış Davacılar Fevzi Uğur ve müşterekleri vekili Av. Haşim Özdal tarafından davalı Erdal Uğur aleyhine Mahkememizde açılan İzalei şüyuu davasının yapılan açık yargılaması sonunda: Sivas 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 14.05.2014 tarihli ve 2013/901 Esas. 2014/722 Karar, 2014/29 Satış dosya numarası ile satışı yapılacak olan; 1 Sivas merkez Altuntabak Mahallesi Çorak mevki, Ada No 581, Parsel No 318’de kayıtlı 334,00 m2 yüzölçümünde Tapuda Arsa niteliğinde 150.300.00 muhammen kıymetinde bulunan gayrimenkul 27.03.2015 günü saat 10.00 10.20 arasında muhammen kıymetin % 50’sini ve mahkeme masraflarını karşılaması halinde mahkememizde satılacak, ilk günü alıcı çıkmaz ise ikinci satış 27.04.2015 günü aynı saatlerde muhammen kıymetinde % 50’sini ve mahkeme masraflarını karşılaması halinde satılacaktır. 2 Sivas merkez Kılavuz Mahallesi Eskifidanlık Çorak mevki, Ada No 914, Parsel No 21’de kayıtlı 166.00 m2 yüzölçümünde tapuda iki katlı 2 daireli bahçeli kargir ev niteliğinde 209.940.00 muhammen kıymetinde bulunan gayrimenkul 27.03.2015 günü saat 11.00 11.20 arasında muhammen kıymetin % 50’sini ve mahkeme masraflarını karşılaması halinde mahkememizde satılacak, ilk günü alıcı çıkmaz ise ikinci satış 27.04.2015 günü aynı saatlerde muhammen kıymetinde % 50’sini ve mahkeme masraflarını karşılaması halinde satılacaktır. Daha önceden kendisine ilanen tebliğ yapılan tapu maliki ölü Seyit Uğur mirasçısı ERDAL UĞUR adına HUMK 509 ve 510. maddeleri gereğince işbu SATIŞ İLANI DAVETİYESİ TEBLİĞİ yerine geçerli olmak üzere İLANEN TEBLİĞ OLUNUR. “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 29276) EROL ÖZKAN (CENK KARGI) 19 Şubat 2015 Perşembe günü vefat etmiştir. Kaybı basın topluluğumuzda üzüntü yaratan Erol Özkan’ın (Cenk Kargı) vasiyeti üzerine cenaze namazı Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi morgunda kılınmıştır. Cenk Kargı adıyla tanınan Erol Özkan’ı sevgi ve saygıyla anıyoruz. Ailesine ve basın topluluğuna başsağlığı diliyoruz. TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİYETİ YÖNETİM KURULU 21. YÜZYIL EĞİTİM VE KÜLTÜR VAKFI (YEKÜV) Tel: 0212.274 15 02 0212. 213 74 02 Fax: 0212.275 52 44 www.yekuv.org yekuv@yekuv.org Vakıflar Bankası: Osmanbey Şubesi 00158007287986476 ADMMA dan aldığım 1979 yılı Makina Mühendis diplomamı kaybettim. Hükümsüzdür. Mehmet OĞUR C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle