Katalog

SAYFA 6 HABERLER Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ CUMHURİYET 15 ŞUBAT 2015 PAZAR Düzeltme Ve Cevap konunun esası ile bilgi verilmiş olmasına rağmen, haberin içeriğinde de kendilerine verilen bilginin yanlışlığını ortaya koyacak hiçbir bilgi ve belgeye yer vermeksizin, tamamen mesnetsiz bir yalanı, nesnel bir bilgi gibi manşetten vermek suretiyle yalanda ısrar etmek, hem Sayın Başbakanımızın hem de kızı Hacer Büke’nin kişilik haklarına açık bir saldırı niteliğindedir. Hacer Büke Davutoğlu’nun söz konusu derste düşük not alması nedeniyle, ne Sayın Başbakanımız veya herhangi bir aile yakını tarafından ilgili sınav kâğıdının görülmesi yönünde talepte bulunulmuş, ne haberde belirtilen öğretmenle bu konuda bir görüşme yapılmış, ne de Sayın Başbakanımız, Sayın Hanımefendi veya başka bir aile yakınının bilgi ve talebi doğrultusunda okul yönetimiyle herhangi bir görüşme veya toplantı gerçekleştirilmiştir. Dolayısıyla, söz konusu haberde iddia edilenin aksine, okul içi yapılan öğretmen değişikliğinin, Hacer Büke Davutoğlu’nun sınavdan düşük not alması ile katiyen ilgisi yoktur. Okul yönetiminin, haberde de yer verilen açıklamasından anlaşıldığı kadarıyla, okula yapılan yeni atamalar sebebiyle gerçekleştirilmiş sıradan bir idari tasarruf olduğu görülen bir konunun, bu tasarrufla alakalı hiçbir ilgisi ve bilgisi olmayan Sayın Başbakanımız ve kızı ile haksız ve anlamsız bir şekilde ilişkilendirilmeye çalışıldığı ve konunun çarpıtılarak bir sansasyon aracı olarak kullanılmak istendiği gözlenmektedir. Daha üzücü olan ise yayın öncesinde tüm detaylar kendilerine izah edilmiş olmasına rağmen yalan bir haberde ısrar edilmesi ve basın ahlak ilkeleri bütünüyle göz ardı edilerek hem müvekkilimin hem de kızının kişilik haklarının kasıtlı bir şekilde ihlal edilmesidir. Bu çerçevede söz konusu haberle ilgili olarak yasal haklarımızı kullanacağımızı belirtirken, bu vesile ile tekrar ifade etmek isteriz ki Sayın Başbakan ve aile bireyleri hiçbir zaman bulundukları konuma bağlı bir ayrıcalık talebinde bulunmamış ve bulunmayacaktır. Özellikle kendisi de uzun yıllar eğitim/öğretim hizmeti vermiş, sayısız öğrenci yetiştirmiş biri olarak, eğitimöğretim mesleğinin hakları ve saygınlığını koruma konusundaki özeni hayatı boyunca korumuş ve bu hassasiyeti kamuoyunca malum olan Sayın Başbakanımızın haberde çarpıtıldığı şekliyle bir davranışta bulunmayacağına tüm yakın çevreleri ve aziz milletimiz şahittir. Dolayısıyla inanıyoruz ki bu tarz haberler, Sayın Başbakan ve ailesinin değil, sadece bu tür yayıncılıkta ısrar eden basın kuruluşlarının itibarına zarar vermektedir. Kamuoyuna saygı ile duyurulur. T.C. Başbakanı Sayın Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu Vekili Av. İsmail Safi Işık n Baştarafı 1 Sayfada Anlaşmaya Doğru mu? Kürtler Bütün mü? HükümetBDPİmralı.. Bir ortak metin üzerinde anlaştılar mı? Deniz Zeyrek (Hürriyet) öyle yazıyordu dün. Buna göre “ortak metin” Kandil’e, yani PKK yöneticilerine iletilecek. Onlar evet derse, Cumhurbaşkanı da gördükten sonra okeyini verirse, açıklanacak... Bu gelişmeler olurken, çözüm taraftarları da birbirlerini tehdit etmeyi sürdürüyor.. İktidar iç güvenlik yasasıyla Türkiye’yi ve tabii ki PKK/HDP güçlerini, Kürt tarafı da, tabii Kandil, silahlı mücadele ile. Seçimlere giderken Çözüm Süreci’nin de zor geçeceği belliydi. Kürt tarafı daha geçen sonbaharda kesin kararını vermiş ve AKP iktidarına, çeşitli ertelemelerle en son bu mart ve nisan ayına kadar “anlaşmanın” imzalanması ve açıklanması şartını koşmuştu. Artık “Çözüyoruz tamam oldu olacak...” gibi bahanelerle atlatılmaya ve kandırılmaya, AKP’nin oy deposu olarak kullanılmaya tahammülleri yoktu! Bizler, iki taraf arasındaki gizli görüşmelerde nelerin döndüğünden habersiz, arada sıkışmış koca bir halkın yurttaş fanileri tribünlerdeyiz, ama sahada gördüğümüz sadece gidişlergelişlertehditler cinayetler... Ve pazarlıkları izliyoruz... HHH İki tarafın üzerinde anlaşabileceği bir açıklama olabilir mi? Keşke olsa... İçeriği açıklansın, tartışılsın, herkesin külahı önüne düşsün. Zaman sıkıştı. İktidar, tüm ülkeye kan ağlatabileceği İç Güvenlik Paketi’ni sahaya sürdü. İki haftadır görüşmeyi erteliyorlar, bu yasa pazarlık için tutuluyor masada. Eğer Kürt tarafı iktidarın isteklerine daha çok kulak verirse, AKP yasayı yumuşatacak, vermezse aynen geçirecek. Demirtaş, yasayı geri çekin yoksa çözüm süreci biter diye konuşuyor. Bugün, olayın bir başka yönüne bakacağız. Bugüne kadar 3 parçalı Kürt tarafının hep bütünleşik hareket ettiği söylenip duruldu. Bir yanda İmralı, yani Kürt silahlı ve siyasi hareketinin “genel lideri”. Öte yandan Kandil, yani PKK ve KCK örgütlenmesi ve üçüncü güç sivil siyaset yönü HDP. Şüphesiz, PKK, Kürt hareketinin ana doğurganı. Silah ve güç onda. Egemen. Şimdi siyasetin doğasına ilişkin bir saptama yapalım: Evet her üçü de ortak çıkarlarda birleşiyorlar. Ama üç ayrı gövde var ortada ve içinde bulundukları koşullar, üç tarafın da her konuda “bütünleşik” hareket etmelerini engelleyebilecek pek çok çelişki ve unsur içeriyor. İmralı, iktidarla müzakereleri ve süreci yönetiyor. Burada şüphesiz ki tutsak koşulları var. Bu nedenle Öcalan’ın serbest bırakılması veya en azından bir villada yardımcılarıyla birlikte “ev hapsinde” tutulması gündemde. Tabii Kürt tarafı “Öcalan 21 Mart Nevruz’da aramızda” diyerek iktidara baskı yapıyor ve oldubitti beklentisi yaratıyor. Öcalan’ın “serbest kalması”, Öcalanİktidar müzakerelerinde başlıca konulardan biri. Bu durum, Öcalan’ı bağlayıcı özellik taşıyor. Varsayabiliriz ki Öcalan iktidarın isteklerine daha açık bir konumda. Öcalan’ın bu konumuyla Kandil’in konumu farklı. Kandil hep silahı ve tehdidi önde tutuyor. Bu Kürt taraflar içinde bir “işbölümü” gibi de görülebilir. Binlerce mimar ve mühendis başkentte AKP’yi protesto etti ‘Padişahım çok MUSTAFA ÇAKIR yaşa demeyeceğiz’ ANKARA Binlerce, mimar, mühendis ve şehir plancısı hükümetin “torba yasalarla” Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Yasası’nda yapmak istediği değişiklikleri başkentte protesto etti. Olağanüstü toplanan TMMOB Genel Kurulu da “direnme” kararı aldı. TMMOB’nin 9 Şubat’ta 8 koldan başlattığı yürüyüş dün Ankara’da sona ererken birliğin genel kurulu olağanüstü toplandı. Toplantının açılışında konuşan TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı AKP’nin kendi önünde en büyük engellerden biri olarak gördüğü, “padişahım çok yaşa” dedirtemediği TMMOB’yi parçalamak, bölmek için yasa değişikliği hazırladığını söyledi. Genel kurulun ardından Necatibey Caddesi’ndeki İnşaat Mühendisleri Odası Salonu’ndan Güvenpark’a yürüyüş başlatıldı. Kumrular Caddesi’ne çıkan kortej buradan GMK Bulvarı’na geçmek istedi. Korteji durdurmak isteyen sivil polislerle kısa süreli l TMMOB Genel Kurulu Ama tersi de olabilir. Kandil/PKK, Öcalan’a; “kendi konumunu öne çıkartarak iktidara taviz verme; ulaştığımız bu örgütlenme ve savaş yeteneği, aldığımız uluslararası destek, Kürt silahlı hareketinin isteklerine ulaşmasını mümkün kılacak düzeye getirdi”. Baktığınızda, AB ve ABD, PKK’yi terör örgütü listesinden çıkartacak duruma geldiler. Dahası fiili bir durum bile yarattılar. IŞİD’e karşı savaşları, Batı’nın uzun zamandır arayıp da bulamadığı PKK desteğini gündeme getirdi. Suriye Kürtlerinin silahlı gücü PYD Eşbaşkanı Asya Abdullah ve diğer bir savaşçı Nesrin Abdullah’ın (YPJ) Elysee Sarayı’na kabulü, aslında PKK’nin kabulü anlamına gelir. Uluslararası açıdan baktığınızda sayabileceğimiz daha pek çok destek konusu var. Dolayısıyla Kandil, Öcalan’ın tutsaklığını da, taviz verici bir unsur olarak değerlendiriyor olsa gerek. Kandil Öcalan ilişkisi ‘Birliğimizi yok etmek istiyorlar’ TMMOB’nin olağanüstü genel kurulunda “AKP gericiliği, piyasacılığı ve diktasına teslim olmayacağız” başlıklı sonuç bildirgesinde de şöyle denildi: “AKP gündeme aldığı son tasarı ile birliğimizi yok etmeye, parçalamaya, etkisizleştirmeye çalışıyor. TMMOB 70’li yıllarda ne 12 Eylül faşizm döneminde ne de günümüzde diz çökmedi, çökmeyecek. Demokratik mevzilerimizi inatla korumaya kararlıyız. AKP’nin Cumhuriyet, emek, demokrasi, laiklik düşmanı dincimezhepçi faşist diktatörlük yönelimine karşı direnmeye devam edeceğiz.” siyasi güç olarak tartışmalı varlığı HDP’nin 9 Şubat’ta 8 koldan başlatılan yürüyüş Ankara’da sona erdi. arbede yaşandı. Bu sırada bir polis başından yaralandı. TMMOB üyeleri GMK Bulvarı’na çıktı. Ancak polis barikat oluşturarak geçişe izin vermedi. Bu sırada TOMA’lar da getirildi. Polis müdahaleye hazırlanırken CHP’li Gökhan Günaydın ve Mahmut Tanal ile HDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel araya girdi. TMMOB üyeleri Gezi eylemleri sırasında öldürülen Ethem Sarısülük’ün vurulduğu yere geldi. Bu arada ses aracı ile açıklama yapılmasına da izin verilmedi. Kürt tarafı bir bütün mü? Gelelim HDP’ye. Şüphesiz, İmralı ve Kandil’in politikalarının siyasi planda yürütücüsü bir parti. Ama HDP’yi salt böyle görmek hata olur. İçinde barındırdığı “geniş cephe”, onları bir ittifak partisi haline de getiriyor. Her ne kadar İmralı ve Kandil’in şüphesiz kesin ağırlığı reddedilemezse bile. Altan Tan gibi eleştiren, konuşan insanlar var. HDP içindeki “Türk unsurlar”, partinin genel politikasıyla daha uyumlu gözüküyor. Şimdi seçimlerde daha geniş ittifak politikası, HDP’nin “İmralı ve Kandil uyumlu bir parti” genel yapısını güçlendirecek mi, yoksa zayıflatacak mı?.. Partinin daha Türkiye sivil siyaset partisi olma karakteri, “siyasi araç ve gereçlerle mücadele etme isteği” ön plana mı çıkacak? Arkada bir “silahlı güç” olduğu sürece, böyle bir gelişmenin zor olacağı peşinen kabul edilebilir. Ama belirli bir büyüklüğe ulaşmışlık ve esas uğraşlarının siyaset olması, HDP’yi de ister istemez “birlikteyiz ama ayrı yönleriniz de var” davranışına itebilir. Şimdilik HDP, iki Kürt gücü ve iktidar arasında arabulucu oluşum nitelikte. Unutmayalım ki, eğer iktidarKürt hareketi arasında sertleşme olursa, bunun ucu HDP’ye de dokunacaktır. Yarım kaldık, yarın devam: “Tahkim edilmiş eylemsizlik ilanı” uydurukluk kokuyor; Kürt sorununu çözümünün yeni anayasaya havalesi ve Kandil. C M Y B