17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 ŞUBAT 2015 PAZAR CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER [email protected] 15 Peygamber karikatürlerinin İsveçli çizeri Vilks, ifade özgürlüğü toplantısında hedef oldu. Saldırıda 1 sivil öldü Hedef yine ifade özgürlüğü Dış Haberler Servisi Charlie Hebdo mizah dergisi ile bir Yahudi markete 79 Ocak’ta düzenlenen 17 kişinin öldüğü terör saldırısının ardından Avrupa radikal İslamcılara karşı alarmdayken, dün Danimarka’da 2007’deki Hz. Muhammet karikatürleri nedeniyle tehditlerin odağındaki İsveçli çizer Lars Vilks hedef alındı. Vilks’in Kopenhag’ın merkezindeki Krudttonden kültür merkezinde katıldığı Charlie Hebdo saldırısı, İslam ve ifade özgürlüğü konulu konferans tarandı. 40 yaşında bir erkek öldü, 3 polis yaralandı. Maskeli ve Kalaşnikoflu saldırgan binayı dışarıdan otomatik tüfeke taradı. Koşarak kaçtıktan 2 saat sonra polis merkeze 10 dakika uzaklıkta Volkswagen Polo tipi bir aracı terk edilmiş halde buldu. Polis 2530 yaşlarında ve 1.85 boyundaki saldırganın siyah paltolu bulanık fotoğrafını yayımladı. Yara almadan kurtulan Fransa’nın Kopenhag Büyükelçisi François Zimeray “Hayattayım” diye tweet atarken, olayı şöyle anlattı: “Dışardan ateş açtılar, Charlie Hebdo saldırısı gibi benzer bir kasıtla ama bu kez içeriye giremediler. En az 50 kurşun attılar sanıyordum ama polise göre 200. Odadan kaçmayı başardık...” Organizatörlerden Helle Merete Brix,” Güvenlik görevlileri herkes çıksın diye bağırdı. Odadan çıktık. ‘Hayattayım’ tweet’i Önce 2 sanılan saldırgan sayısı bire düşürüldü. Krudttonden kültür merkezienkaza döndü. Yara almadan kurtulan 68 yaşındaki Vilks polis korumandaydı. (AFP) Bu kez içeri giremediler Toplantı odasına ulaşmaya çalıştılar. Bunu Lars Vilks’e saldırı olarak algıladım” dedi. Konuşmacılardan Niels Ivar Larsen, “Otomatik silahlarla ateş açıldığını işittim. Polis ateşle yanıt verdi ve barın arkasına saklandım. Sanki bir filmde gibi hissettim” sözleriyle aktardı. Danimarka Başbakanı Helle ThorningSchmidt olayı “terör saldırısı” diye niteleyip, “Danimarka sinik bir şiddet eylemiyle vuruldu” dedi. İlk kınama Fransa’dan geldi. Dışişleri Bakanı Laurent Fabius teröre karşı dayanışmalarını iletti. İçişleri Bakanı Bernard Cazeneuve’ü Kopenhag’a gidiyor. Vilks, 2007’de peygamber çizimleri nedeniyle tehditler yüzünden polis korumasındaydı. Savaş Rüzgârları ve Kale Avrupası’nın İflası Hollande’ın Ukrayna krizi için sarf ettiği “Kalıcı barış olmazsa geriye bir senaryo kalıyor o da savaş!” sözlerinden hafta geçmeden İtalyan Dışleri Bakanı Paolo Gentiloni de Avrupa da tabu olan “savaş” olasılığını gündeme getirdi. İtalyan Bakan bir “savaş” senaryosunu, bu kez Ukrayna değil Libya bağlamında hatırlatıyor. İtalya’daki SkyTG24 televizyonuna konuşan bakan; Libya konusunda harekete geçmek gerekirse “İtalya’nın çarpışmaya hazır olduğunu” söylüyor… Sınırlarındaki sorunları yıllarca “komşuluk politikaları”, “denetimli kaos” gibi “uzaktan kontrol” “cool” yaklaşımlarla geçiştirmeye çalışan Avrupa’nın doğu ve güney hattında art arda dikişler atıyor. Avrupa kalesinin üzerinde biriken karabulutlar, hız kazanan bir fırtınanın haberciliğini yapıyor. Minsk’te hafta içi Ukrayna üzerinde varılan ancak kuşkuyla karşılanan “ateşkes” henüz sonuç vermedi… Dikkatler Ukrayna üzerinde toplanmışken bu defa İtalya’nın Dışişleri Bakanı Gentiloni, güneyden yaklaşan bir başka badirenin alarmını verdi. IŞİD Libya’nın en önemli 2. büyük şehri Sirte’yi ele geçirmişti… “İslam Devleti”nin Libya sahillerinde ilerlemesini 300 kilometre beride kıyıları olan Çizme,“ulusal güvenliğine” “tehdit” olarak görmekteydi. IŞİD’in “Vatikan’a halifelik bayrağı dikeceğiz” deklarasyonlarını göz ardı etmeyen Bakan, “İtalya’ya birkaç saat mesafede terörist tehdidi olduğunu inkâr edemeyiz” demekte, “BM çatısında İtalya’nın teröre karşı Libya’da çarpışmaya hazır olduğunu” belirtmekteydi… “Savaş” seçeneğini anayasasında açıkça 11. maddesinde yadsıyan ve II. Dünya Savaşı sonrası dönemde barışçılığı benimseyen İtalya’da, bakanın sözleri derin kaygı ve şaşkınlık yarattı. Dışişleri Bakanlığı’nın Libya’dan İtalyan yurttaşlarını boşaltması da krizin “aciliyetini” artırdı. İtalya’nın Libya’da artan IŞİD varlığından duyduğu korkunun çeşitli dayanakları var: Bunlardan ilki IŞİD’in İtalyan kıyılarına “füzeyle” saldırı gerçekleştirme olasılığı… Uzmanlara göre Roma’nın böyle bir saldırıya maruz kalma ihtimali sıfıra yakın. Ama Trablus’tan sade 300 ve 470 kilometre ötede bulunan Lampedusa ve Ragusa gibi hedeflerin, böyle bir saldırıyla karşılaşma şansı ciddi bir senaryo. İkinci konu petrol ve doğalgaz kaynaklarına sahip Libya’daki yoğun ekonomik çıkarlar… İtalya’nın Libya’da hassasiyetle gözetilen stratejik çıkarları olmasının ötesinde; petroldoğalgaz kaynaklarının IŞİD’e geçmesi başlıbaşına badire. Libya petrollerinin IŞİD’in “bankomat”ına dönüşmesi çok ciddi bir korku senaryosu. Son olarak Libya’dan İtalya’ya yönelen “kaçak göçmenler trafiğinin” gene IŞİD’in eline geçmesi ihtimali var ki, bu da İtalya açısından az dehşet verici değil… Afrika’dan Çizme’ye yönelen kaçak göçmen trafiğinin tam kalbinde Libya. Afrika kıyılarıyla Sicilya arasındaki Sicilya Boğazı’nı geçmek için kaçak göçmenler adam başı 1000 dolarla 6000 dolar arasında değişen ücretler ödüyor. Libya’da gayrı safi milli hasılanın yılda yüzde 10’una eşit büyüklükte hatırı sayılır bir gelir sağlayan bu trafiğin IŞİD tarafından yönetilmesi, hem IŞİD’e temin edeceği fonlar açısından, hem Avrupa’ya yönelen kaçak göçmen ve cihatçı trafiğinin musluğunu kontrol altına alma açısından gene uyku kaçıran bir kâbus senaryosu olarak görülüyor. “Akdeniz’de IŞİD alarmı” veren tek ülke İtalya’dan ibaret değil. Mısır ve Tunus’ta gelişmelerden kaygılı. Mısır da, İtalya gibi yurttaşlarını Libya’dan boşaltıyor. Sisi ve İtalya Başbakanı Renzi arasında konu üzerinde istişareler yürütülürken AB’nin Dış İlişkilerGüvenlik Politikasından Sorumlu Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini de önceki gün Tunus’ta Kuzey Afrika ülkeleri temsilcileri ile bir araya geldi. Mogherini, AB çerçevesinde önerilebilecek tüm çözüm önerilerinin, TobrukTrablus arasında bölünen Libya’da bir “diyalog” ortamının yaratılmasına bağlı olduğunu söylüyor ki; IŞİD’in denkleme girmesinden sonra bu tam bir hayal. Suriye’de yaşananlar Libya’da da yaşanıyor… Suriye’de nasıl El Nusra’dan ayrılanlar “halifelik” saflarına geçip IŞİD’e güç verdiyse; Libya’da da Ensar el Şeriat’tan kopup IŞİD’e katılanlar IŞİD’in hızla büyümesini sağlıyor. Libya’da Amerikan Konsolosluğu’na yapılan saldırının sorumlusu “Ensar el Şeriat”ın IŞİD’leşmesi, “Libya bunalımını” derinleştiriyor. İtalyan basınındaki bilgilere göre, bir cihatçı karargâhına dönüşen Akdeniz kıyısındaki “Derna”’dan sonra “Sirte” de artık IŞİD’çilerin elinde. Sirte radyosu ve televizyonlarından cihat çağrıları, ilahiler, IŞİD sözcüsü Ebu Muhammet el Adnani’nin söylevleri yükseliyor. Bingazi ve Trablus’ta da ayrıca IŞİD etkileri görülüyor. Çölde ırak petrol kuyularına IŞİD bayraklarının dikildiği, çoğu yerde sivil halka IŞİD broşürlerinin dağıtıldığı aktarılıyor. 17 Şubat, Kaddafi’yi alaşağı eden devrimin dördüncü yılı. Roma başta olmak üzere Avrupa Kaddafi’yi mumla arıyor. De Mistura’dan bir ilk: Esad çözümün parçası Nine’den IŞİD’cilere ‘şeytansınız’ azarı nSuriyeli bir ninenin radikal İslamcı militanları hiç korkmadan “şeytanlar” diye bağırıp azarladığı video sosyal medyada yankı yarattı. Nerede çekildiği bilinmeyen videoda kimliği bilinmeyen nine, militanları “katliamla” suçluyor. Olay sırasında iki IŞİD militanı bir arabada otururken görülüyor. Onlara yanaşan nine, “Sizi gibi şeytanlar sizi, Allah’a sığının. Katliam yapmak günahtır” diyor. Önce irkilen militanlardan birisi “Nine ne demek istiyorsun. Elbette bu bizim hakkımız” diyerek gülüyor. Bunun üzerine nine Kuran’dan bazı sureler okuyup onları dinin öğretilerini ihlal etmekle suçluyor. Bir militan ona “Nine seninle uğraşacak vaktimiz yok, çek git” diyerek tersliyor. Ama nine ısrar ederek “Hiçbiriniz kazanamayacaksınız, birbirinizi eşekler gibi öldürüp duracaksınız” yanıtını veriyor. Militan “Nine de bir şair” diyerek dalgasına devam etmeye çalışınca yaşlı kadın “Sizin devletiniz (IŞİD) lanetli” diyor, barış telkin ediyor ve Allah’a dönmelerini salık veriyor. Dış Haberler Servisi Suriye ile ilgili uluslararası resimdeki değişimin en net tezahürü, BM özel temsilcisi Staffan de Mistura’nın son açıklamaları oldu. De Mistura, ilk kez Suriye’de bulunacak bir çözümün “Cumhurbaşkanı Beşşar Esad’ı içermesi gerektiğini” belirterek “Esad çözümün parçasıdır” dedi. Böylece muhaliflerin Şam’da rejim değişikliği için başlattığı isyanın 4’üncü yılında BM adına ilk kez “Esad’ın meşruiyeti’ tavrı konuldu. Şam temaslarının ardından 17 Şubat’ta Suriye’de siyasi çözümle ilgili BM Güvenlik Konseyi’ni bilgilendirecek raporunu sunmaya hazırlanan De Mistura, değerlendirmesini cuma günü Viyana’da Avusturya Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz ile ortak basın toplantısında yaptı. De Mistura, “Cumhurbaşkanı Esad çözümün parçasıdır. Onunla çok önemli tartışmaları yapmaya devam edeceğim. Tek çözüm siyasi çözümdür” dedi. De Mistura, çözümsüzlük halinde bu işten “cani örgüt” diye nitelendirdiği IŞİD’in avantajlı çıkacağı ikazında bulundu. Tartışma yaratan bu sözlerine sözcüsü Juliette Touma açıklık getirdi. BM temsilcisine atfen “Kendisi Suriyeli yetkililerin uzun vadeli çözümün parçası olması gerektiğini kastetti. Şiddetin dindirilmesi için onun (Esad) Suriye’deki otoritenin temsilcisi olarak çözümün parçası olması gerek” diyen Touma, Esad için “Tek başına değil, Suriye kurumlarını temsil ediyor ve bu kurumlar korunmalı” ifadesini kullandı. Touma daha sonra gönderdiği eposta’da da De Mistura’nın Cenevre Bildirisi’nde geçiş hükümeti çağŞam’da Esad ve Muallim’le görüşen De Mistura: Esad’la önemli tartışmalara devam edeceğim. (AFP) 17 Şubat’ta BM’ye rapor sunacak olan BM temsilcisi, “Esad kurumların temsilcisi” dedi ‘İtalya çarpışmaya hazır!’ ‘Kurumları temsil ediyor’ İsveç’te 9 yaşındaki kaçak çocuğa işkence! rılarını tekrarladığını aktardı. Suriye hükümetinin en üst düzey temsilcisi olarak konumunun vurgulanması Esad için “bir zafer” olarak yorumlanıyor. Suriye dış muhalefeti ise tepkili. Ulusal Koalisyon’un İstanbul’daki üyelerinden Samir Naşar, “De Mistura Esad’ın çözümün parçası olduğunu düşünüyorsa kendini kandırıyor. Esad sorun, çözümün parçası değil” dedi. Koalisyonun BM temsilcisi Necip Ghadbiyan çatışmanın kökeninde Esad’ın “acımasızlığının” yattığını söyledi. Ghadbiyan, IŞİD’e karşı Irak ve Suriye’de savaşan ABD öncülüğündeki koalisyonun çabalarının, Suriye’de ciddi bir barış planı yokluğunda başarılı olamayacağı ikazı yaptı. Ghadbiyan, Esad’ın IŞİD’le savaşmakla ilgilenmediğini savunup Suriye ordusunu Rakka’ya dokunmaması örneğini verdi. Şam daha önce Rakka’ya hava saldırısı düzenlemişti, ancak ordu taktik gerekçelerde topyekun saldırı yapmadıklarını savunuyor. Öte yandan katliamlarıyla nam salan Zahran Alluş’un İslam Ordusu, Şam’ın Doğu Guta bölgesindeki Duma’da Suriye ordusu tarafından kıskaca alınmışken, muhalifler bölgeye yapılan bombardımanda kadın ve çocuklar dahil çok sayıda sivilin öldüğünü aktarıyor. Naşar “Öyle görünüyor ki De Mistura Duma’daki toplu kıyımları işitmemiş” diyerek tepkilerini dile getirdi. Esad, BBC ile son söyleşisinde ordunun teröristleri bombaladığını söylerken, sivillerin varil bombalarıyla öldürüldüğü iddiaları için “çocuk masalı” demişti. Mart 2011’de başlayan Suriye çatışmasında 200 bin insan hayatını yitirdi. Bunların üçte birine yakını Suriye ordusunun kayıplarından oluşuyor. Alluş Mistura’dan ricacı nAşırı sağın oylarını artırdığı İsveç’te 9 yaşındaki Fas kökenli göçmen bir çocuğa güvenlik görevlisinin şiddet uyguladığını gözler önüne seren görüntüler ülkede infiale yol açtı. Olayın tanıklarınca YouTube’a yüklenen görüntülerde, yoğun göçmen nüfüsun yaşadığı Malmö kentindeki tren istasyonunda biletsiz trene binmek istediği sanılan küçük çocuğun yanına giden güvenlik görevlisi, çocuğun kafasını döşemeye çarpıyor. Acı ve korku içindeki ağlayan çocuğun merhamet diye yalvarışları, ardından da kelimei şahadet getirirmişçesine ifadeleri işitiliyor. Olayla ilgili polis soruşturma başlatırken çocuğa saldıran kişinin görevden uzaklaştırdığı savunuldu. Çocuk bir bakımevine yollanırken, birkaç saat içinde 12 yaşındaki bir başka çocukla kaçtığı anlaşıldı. Kaçıranın, çocuğun üvey ağabeyi olduğu sanılıyor. Küçük çocuğun bulunduğu yer ise komşu Danimarka. Kaçak göçmen çocukların sayısındaki artış ülkede yoğun tartışmalara yol açıyor. İspanya’da yüzlerce kişi başkent Madrid’te muhalefete sansür yasa tasarısına karşı sokağa döküldü. Puerta del Sol Meydanı’nda düzenlenen gösteride sağcı Halk Partisi hükümetinin “Tıkaç Yasası” diye anılan muhalif sesleri bastırma yasası kınandı. Solcu Podemos (Yapabiliriz) hareketi kasımdaki seçimler öncesinde sokaklarda yükselişe geçmişken, yeni tasarı izinsiz gösteri organize etmenin cezasını 600 bin Avro’ya çıkartıyor. Hükümet yasayı “kamu güvenliğini geliştirmek” olarak savunuyor. (REUTERS) İspanya ‘tıkaç yasasına’ karşı sokaklarda Dış Haberler Servisi İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’in ABD Başkanı Barack Obama’nın geçen ekimde Tahran’la nükleer anlaşma sağlanırsa IŞİD’le mücadelede ortak hareket etme önerisinin yer aldığı mektubuna yanıt verdiği kaydedildi. Wall Street Journal’in bir İranlı diplomata dayanan haberine göre, Hamaney’in cevabi mektubu “saygılı ama net bir görüş vermeyen” üslupta. Mektup İran’la nükleer anlaşmaya ulaşılabilirse potansiyel ABDİran işbirliğinin başlangıcı yorumlanıyor. Gazete, Hamaney’in Obama’ya gizli mektubunu tarihi belirtmedi. İki liderin daha önce mektuplaştığı doğrulanmıştı. Hamaney Obama’yı cevaplamış Mısır ve Tunus alarmda Zarif, Kerry’ye ‘bağırmış’ Dış Haberler Servisi Amerikan 5’inci filosuna ev sahipliği yapan Körfez ülkesi Bahreyn’de nüfusun çoğunluğunu oluşturan Şiilerin, Sünni monarşiye karşı demokrasi isyanının 4. yılında ortalık savaş alanına döndü. 14 Şubat 2011’de başlayan ve Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin yardımıyla kanla bastırılan isyanı anmak isteyenlere dün güvenlik güçleri sert yanıt verdi. Başkent Manama’nın ünlü İnci Meydanı kapatılırken dış mahallelerde İnci Meydanı yine gaza boğuldu ki genç aktivistler kapattıkları yollarda polisle çatıştı. Polis ortalığı gaza boğdu. Geçen 4 yılda yönetimin baskıları artarken muhalif liderlerin çoğu hapiste. Önde gelen Al Wafak grubunun lideri Şii din âlimi Ali Salman “hükümeti zor kullanarak devirmekle” suçlanıyor. Salman iddiaları reddediyor. (AFP) Nihai nükleer anlaşma için 30 Haziran mühleti varken İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif ABD’li meslektaşı John Kerry ile görüşürken sık sık “sesini yükselttiğini”, korumaların bazen kaygıyla odaya girdiğini söyledi.Şark gazetesine göre, dün Tahran’da okul çocuklarıyla konuşan Zarif, bu yüzden Hamaney’in kendisine “Niye bağırıyorsun? Gülümse ve aklındakini söyle” tavsiyesi yaptığını aktardı. Kaddafi mumla aranıyor C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle