17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 ŞUBAT 2015 CUMARTESİ 6 HABERLER AKP’deki 3 dönemlikler ve istifa edenler ‘evet derseniz grup oluştururuz’ teklifi götürdü Kılıç’a siyaset çağrısı ERDEM GÜL Önce Yaşamı Tadalım Yaşamakta olan herkesin, her şeyin, eninde sonunda “ölümü tadacak” oluşu kuşku duyulamayacak bir gerçek... Merak edip baktım... Bu gerçek, Kuran’ın 29. suresi olan “Ankebut” (örümcek!) suresinin 57. ayeti olarak (benim elimdeki bir çeviride) şöyle dile getiriliyor: “Her can ölümü tadacaktır”. (Kuranıkerim’in Türkçe AnlamıMilliyet gazetesinin özel eki/Doğrul, Çantay, Gölpınarlı, Nebioğlu). İnternetin ilgili bölümünde, bazı başka kaynaklarda can yerine aslındaki “nefs” (ruh, can, hayat) sözcüğünün kullanıldığı da görülüyor. Bu kadar yazmışken, ayetin aslının da bu ilk bölümünü yazalım: “Kullu nefsin zaikatul mevti” “Kullu” sözcüğünün Arapça bilmeden de “külli”, hepsi demek olduğunu anlayabiliyoruz... (“Külliyen”/ tamamıyla, hepsi, hepsini anlamında günlük dilde kullanıyoruz.) (Öyleyse “Bütün canlar (nefsler)” denilmesi aslına daha uygun görünüyor.) “Mevt”in ölümle ilgisini de, yine günlük konuşmada kullandığımız “mevta”dan anlayabiliyoruz... Söz konusu ayette benim asıl ilgimi çeken ise, OsmanlıcaTürkçe sözlüklerde “zevk” (tatma, tat) sözcüğünden türetilmiş “tatmak” olarak çevrilen “zaikatül” sözcüğü... Zevk kavramının Arapçadaki kullanılış ayrıntılarını bilemem, fakat Türkçede onu genellikle olumluluk yönünde kullanırız. Zevk sahibi, zevksiz, zevk alamadım vb... Konu dil olunca, araştırmayı sürdürmekten kendimi alamıyorum, bağışlayın... Yine kitaplığımdaki bir Rusça Kuran çevirisindeki söz konusu ayetin Rusçasından Türkçeye çevirisini şöyle yapabiliriz: “Her can (ruh) ölümün tadını öğrenecektir, tanıyacaktır. vb..” “Tat” kavramını Rusçada karşılayan “vkus” sözcüğü de, bizde zevk için olduğu gibi, genellikle olumluluk anlamıyla kullanılıyor. (Örneğin, “vkusnıy” sıfatı, lezzetli demektir...) Bu yazıda asıl söylemek istediğim bütün bunlar olmadığı için, bu bölümü burada kesiyorum. Sadece zihnimi kurcalayan şu sorunun altını çizerek: “Ölümü tatmak” kavramına imge olarak itirazım yok... Fakat ölmek olgusu bir tatma konusu mudur, daha başka bir duyumsama mıdır? Gerekirse üzerinde düşünüp tartışmayı sürdürebiliriz... HHH “Her can ölümü tadacaktır” sözü, yakın zamanlara kadar bu ölçüde yaşamın içinde değildi... Günümüzde ise birileri tarafından başkalarına karşı bir tehditmiş gibi kullanılıyor, sanki bir sopaymış gibi gösteriliyor. Başka bir deyişle de, sanki aslolan yaşam değil de, ölümmüş gibi... Öyle ya, eninde sonunda öleceğimize göre, ölüme hazırlanmak dururken yaşamı ne diye önemsemeli... Böylece kadercilik, alın yazısı, yalan dünya vb. kavramlarına gelmiş oluyor... (Değer verdiğim bir sanatçımızın nedense dilinden düşürmediği, şu çok sevimsiz “Dünyada ölümden başkası yalan...” şarkısındaki gibi...) Çelişkili olan, ölüm sopasıyla, öteki dünya tehdidi ya da avuntusuyla göz boyayıcılığı yapanların, dünya nimetlerine herkesten daha çok meraklı olmaları... Tarihte, günümüzde, her zaman, her yerde, bu utanç verici çelişkinin sayısız örneği görülmüyor mu?.. HHH “Ankebut” (örümcek) suresine gelelim... Okunduğunda, bir başka dünyadan çok bu dünyaya, yaşanmakta olana ilişkin olduğu görülüyor... Yalancılar, zalimler, yolsuzluk yapanlar, ölüm sonrasında verecekleri hesapla tehdit ediliyor: “Bu şehir halkına yaptıkları yolsuzluklardan ötürü gökten elbette bir azâp indireceğiz...” (34. sure) Ve bu gibi kimselerin durumu “ağ kuran örümceğin” durumuna benzetilerek söylenen şu söz, çakma saraylarında kendilerini güvende hissetmeye çalışanlar için söylenmiş sayılamaz mı: “Halbuki evlerin en çürüğü ise, şüphe yok ki, örümceğin yuvasıdır.” (41. sure) HHH Özetliyorum: Her insanın ölüm gerçeğiyle karşılaşacağından kuşku yok... Fakat aslolan yaşamak, öncelikle yaşamı tatmaktır... Dini bir tehdit aracı, bir sopa gibi kullananların bunu yapmakla asıl amaçlarının, doymak bilmez açgözlülükleri ve kirli, karanlık tutkularının çevresine koruyucu bir duvar örme çabasıdır... Bu gibi duvarların saray görünümünde de olsa “örümcek yuvası” çürüklüğünde olduğu, tarihte ve günümüzdeki sayısız örnekle gün gibi ortadadır... Bırakın bütün insanlar, en başta çocuklarımız ölüm korkusuyla değil yaşama sevinciyle dolup taşarak yaşasınlar, ölümden önce yaşamı tatsınlar... Bugün Ankara’da toplanan İşçi Partisi kurultayına en içten başarı dileklerimi gönderiyorum. Bütün katılımcılara sevgi ve saygılarımla. HABer AnAliZ ANKARA AKP’deki MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın tartışmalı istifa krizinin ardından seçime yönelik siyasi hareketlenmeler arttı. Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’ndan emekli olan Haşim Kılıç, seçimi hedefleyen çok sayıda siyasi oluşumun adresi konumunu kazandı. Kılıç’a, AKP’de yeniden aday olamayacak 3 dönemlikler ve istifa eden vekilleri de kastedilerek “Aday ol, başımıza geç, Meclis’te hemen grup kuralım” teklifleri yapıldı. Kılıç’ın CHP’den milletvekili adayı olması için de kulis faaliyetleri yürütülüyor. AKP’ye alternatif merkezmuhafazakâr sağda gözler iki isim üzerinde. Haşim Kılıç ve eski Merkez Bankası Başkanı ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eski danışmanı Durmuş Yılmaz. Yılmaz, bu koşullarda siyasete girmeyeceğini açıklayarak kendisine yönelik nabız yoklama girişimlerini durdurdu. Ancak Kılıç, Anayasa Mahkemesi başkanlığından bir aylık süresi olmasına karşın aday olacak kamu görevlilerinin istifası için son gün olan 10 Şubat öncesi, süreyi kullanmayarak emekli oldu. Kılıç’ın bu kararı, seçim için son arayışlarını sürdüren isimleri, yeni oluşumları ve baraj altındaki partileri umutlandırdı. Kılıç, bugünlerde Ankara’da kapısı en çok aşındırılan isim konumunda. Kılıç’a, AKP’deki üç dönemlikler ve 17Aralık sürecinde partiden istifa eden vekiller de kastedilerek “Eğer siyasete girerseniz hemen grup oluştururuz” teklifi de götürüldü. Kılıç’a çok sayıda aracı ziyaretiyle yapılan teklifin çerçevesi şöyle: “Bu seçim çok önemli. Türkiye başkanlık sistemine gidecek mi gitmeyecek mi bu oylanacak. Bu Haşim Kılıç çerçevede siz ke sin olarak siyasette yer almalısınız, arkanızda rüzgâr var. Bunun yolu da milletvekili adaylığınızdan geçiyor. AKP’nin yeniden aday göstermeyeceği 3 dönemlik milletvekilleri var ve bunların bir kısmı yeni bir oluşum bekliyor. İstifa eden milletvekilleri var. Bunun dışında çok sayıda bağımsız isim ve seçimde güç birliği arayan oluşumlar var. Bunların başına geçerseniz Meclis’te hemen grup kurarız. Grup oluşturmak da seçime parti kimliğiyle girme koşulunu sağlıyor. Böylece örgütlenme zorunluğundan kurtuluruz. Sizin başımızda olduğunuz bir çatıyla gireceğimiz seçimde yüzde 10 barajını aşarız.” Kılıç’a siyaset önerilerinin daha çok Gül’e umut bağlayıp bu umutlarının gerçekleşmeyeceğini gören çevrelerden geldiğinin altı çiziliyor. Bağımsız çok sayıda isim ve yeni parti girişimleriyle birlikte baraj sorunu olan SP, BBP gibi partilerin lider ve yöneticilerinin de Kılıç’ı ziyaret ederek aday teklif yaptıkları belirtiliyor. Bu partilerin de başka bazı partileri de yanlarına alarak Kılıç’a liderliği etrafında ittifak arayışları içine girebilecekleri önerileri yaptıkları da kulislerde konuşuluyor. Kılıç’ın, “İstifamın siyasi bir projeyle ilgisi yoktur” açıklamasına karşın bu ziyaretlerin sürmesine dikkat çekiliyor. Kılıç’ın, teklifleri dinlediği kesin bir yanıt vermediği de belirtiliyor. Siyasi kulislerde Kılıç’la ilgili son konuşulan iddia da CHP ile ilgili. Parti içinde bir grubun Kılıç’ın CHP’den milletvekili adaylığı için kulis yürüttüğü belirtiliyor. CHP içinde seslendirilen bu görüş doğrultusunda Kılıç’ı CHP’ye ikna etmek için de çaba içinde olanlar bulunduğu ifade ediliyor. Üniversitelilerle tavla oynadı SEDAT KURT DENİZLİ CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, önceki akşam saatlerinde geldiği Denizli’de üniversite öğrencileriyle tavla oynayıp işçilerle kahvaltı yaptı. CHP lideri, geçen günlerde kocası tarafından sokak ortasında bıçaklanan Ayşe Ö.’yü de hastanede ziyaret etti. Kılıçdaroğlu, yerel sanatçılarla yaptığı basına kapalı toplantının ardından çıkışta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Danıştay’ın, kendisi hakkında ve kimin düzenlediği belli olmayan fişleme raporlarını sahiplenen Başbakanlık’ı ağır kusurlu bulmasını değerlendiren Kılıçdaroğlu, “Bu ülkede hâkimler var demek ki. Şahsıma iftiralar atıldı. Bunun hesabını dönemin başbakanının vermesi lazım” dedi. ‘Blok Türkiye’nin TÜREY KÖSE AKP’ye KArşı ‘CHPHDPBHH BloKu’ için iMZA KAMPAnyASı SYRİZA’sıdır’ Yağmurdereli Bu da yavru saray Mersin’in merkez Toroslar ilçesinde yaptırılan hükümet konağı, mimarisinin Ak Saray’a benzerliği ve maliyetiyle tartışma konusu oldu. CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, kaymakamlık tarafından yaptırılan hükümet konağında inceleme yaparken aynı yerde Kaymakam Kaya Çıtak ile karşılaştı. 5 milyon 565 bin lira bedelle inşa edilen 7 bin 468 metrekarelik kullanım alanına sahip olan binayı, “yavru saray” benzetmesiyle TBMM’ye taşıyan Atıcı ile Kaymakam Çıtak, inşaat alanında tartıştı. Kaymakam,“Cumhurbaşkanlığı sarayı ile alakası yok. Projesi 2010’da Ankara’da bir mimara çizdirildi” dedi. Atıcı ise “Vatandaş hizmeti binadan almayacak” dedi. Gerginlik daha fazla büyümeden taraflar olay yerinden ayrıldı. Valilikten yapılan açıklamaya göre, dış cephede İznik çinisi kullanıldığı, geri kalan kısmın Kayseri taşı, andezit duvar kaplama, Afyon traverten duvar kaplama ve ahşap görünümlü alüminyum giydirme ile tamamlanacağı bildirildi. Açıklamada inşaatın bir metrekarelik maliyetinin 745.16 TL olduğu vurgulandı. ANKARA Aralarında Eşber Yağmurdereli, Gün Zileli, Fikret Başkaya, Prof. Dr. Meryem Koray gibi isimlerin bulunduğu bir grup aydın, “AKP diktatörlüğüne ‘dur’ diyebilmek amacıyla HDPCHPBirleşik Haziran Hareketi’nin (BHH) birlikte hareket etmesi için” imza kampanyası başlattı. Zileli “Bu bir seçim ittifakı önerisi değil, bir devrimci toplumsal blok önerisidir. HDPCHPBHH bloku, Türkiye’nin SYRİZA’sıdır!” dedi. ÖDP Genel Başkanı Alper Taş, sık sık “AKP faşizmine karşı CHP, HDP ve sosyalistlerin bir araya gelmesi” yönünde mesajlar veriyor. Bir grup aydın da benzer bir çağrıyla change. org’da imza kampanyası başlattı. İmzaya açılan metinde “HDP, CHP ve BHH artık grup ya da parti çıkarları için değil, halklarımızın çıkarları için hareket etmelidir. Haziran 2015 seçimleri yaklaşırken, AKP diktatörlüğüne ‘dur!’ diyebilmek için, seçimlerde HDPCHPBHH’nin ortak bir program çerçevesinde hareket etmesini öneriyoruz” denildi. reli, “HDP eğer Meclis’e giremezse Ankara ile Diyarbakır arasında bağ kopmuş olur. AKP de kendi gücünün ötesinde bir sayısal güce sahip olacak. O kaosu düşünmek istemiyorum. Çözümü Ankara’da, Meclis’te aramak gerekiyor” görüşünü dile getirdi. Yağmurdereli, Paris’teki saldırı ve Türkiye’deki gidişin korku yarattığını, bu korkunun da insanları siyasetin dışına ittiğini vurgularken sözlerini şöyle sürdürdü:“Başkalarının bir projeleri var, ‘restorasyon’ diyorlar. Keşke Osmanlı’nın bıraktığı yerde kalsalar, o bile yeterli. Osmanlı’nın kaldığı yerden daha gerilere doğru bir dönüş var. Artık siyasetin, hayatın gerçekleri dışında; kendi egoları, hayallerine bütün toplumu angaje ederek sanal bir dünya içinde ilerliyorlar. Daha kötüsü toplum da bu sanallığı kabul eder gibi görünüyor.” aşizmden önceki son çarpışma’ Gün Zileli Gün Zileli, çağrılarına gelen itirazlara internet sitesinde bir yazıyla yanıt verdi. Zileli, “İslamcı muhafazakârlığın ve faşizmin önündeki en önemli baraj, CHP taraftarı Alevilerle HDP taraftarı Kürtlerdir. Ayrılıklarından çok benzerlikleri çok daha belirgin olan bu iki kesimin (üçüncü olarak, işçileri, devrimcileri ve solu buna katalım) ortak hareket etmesinden, yukarıdan değil, tabandan birleşmesinden daha doğal bir şey olabilir mi? Bu bir seçim ittifakı önerisi değil, bir devrimci toplumsal blok önerisidir. Ancak böyle bir bloklaşmanın yaratacağı sinerji, Türkiye’nin SYRİZA dalgasını yaratır. Buna burun kıvırmak ve çelme takmak ise niyet ne olursa olsun, stakükonun güçlerine, her şeyden önce de yaklaşan İslami faşizme hizmet eder” görüşünü dile getirdi. ‘F Doğu Perinçek TMMOB ‘Urla’nın peşini bırakmayacak İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın askıya çıkardığı yeni imar planlarıyla yasal duruma getirilmek istenen Urla villalarının peşini bırakmıyor. Kurul, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a da armağan edildiği öne sürülen villaları kurtarmak için yapılan son plan değişikliğini yargıya taşıyacağını bildirdi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, dönemin başbakanı Erdoğan’a da armağan edildiği savlanan ve 1725 Aralık yolsuzluk operasyonlarındaki yasal dinlemelere takılan Urla Hacılar Koyu’ndaki villaların bulunduğu alanı imara açmıştı. Yapılan değişiklikle 122 dönümlük alanın villlaların bulunduğu 40 dönümü, konut alanı olarak ayrılmıştı. Cumhuriyet’in sorularını yanıtlayan Eşber Yağmurdereli, 2002 yılında da benzer bir çağrı yaptıklarını, ancak sonuç alamadıklarını anımsattı. Yağmurdereli şu görüşleri dile getirdi: “Bunun gerçekleşmediği koşullarda Türkiye nerelere geldi malum, gitmeye de devam ediyor. Türkiye’de demokrasi güçleri değişik partilere yayılmış vaziyette. Ekmeğinin, özgürlüğünün peşinde olan insanların özlemi bir araya gelinmesi.” “Umutlu olmak istiyorum” diyen Yağmurde ‘Bir araya gelinmeli’ İP’nin adı Vatan Partisi oluyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İşçi Partisi (İP), yarın gerçekleştireceği olağanüstü kurultayla Vatan Partisi (VP) adını alacak. Partiye, sağdan ve soldan politikacılar da katılacak. Kurultaya, CHP’den istifa eden Tayfun İçli, Birgül Ayman Güler ile eski MHP’li Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz’ün de katılması bekleniyor. İP’ye şimdiye kadar Abdullah Öcalan’ı yargılayan mahkemenin başkanı Turgut Okyay, eski Genelkurmay İstihbarat Başkanı emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, Kayseri Erciyes Üniversitesi’nden Prof. Dr. Cihan Dura ile Prof. Dr. Fatma Sema Oymak katıldı. Güler, dün, İP Olağanüstü Kurultayı’na katılacağını açıkladı. Kazaz, CHP’ye inat Hıristiyan olmuş! İstanbul Haber Servisi Eski manken Tuğçe Kazaz, CHP zihniyetine tepki olarak Hıristiyan olduğunu açıkladı. Kanal D’de Cüneyt Özdemir’in sunduğu 5N1K programına katılan Tuğçe Kazaz ilginç açıklamalar yaptı. Özdemir’in, Kazaz’a geçmişte neden Hıristiyan olduğunu sorması üzerine Kazaz, “Tepkisel bir seçimdi benimki. Eski Türkiye’nin bizlere daha Batılı bir zihniyetin getirdiği bir eğitim sisteminin sonucunda bu oldu. İttihat Terakki zihniyeti bizi bizden uzaklaştırdı. Dini bize öcü gibi gösterdi. Belli kalıplar üzerine kuruldu din. Üzerime bir realite dayatıldığı için ve kendi arayışım sonucunda tepkisel olarak bir zihniyete karşı din değiştirdim. Ben buna Cumhuriyet Halk Partisi zihniyeti de diyorum” yanıtını verdi. Kazaz’ın açıklamaları üzerine sosyal medyada “CHP’ye tepki olarak sabah çay yerine kahve içtim”, “Gecenin bu saati CHP’ye tepki olarak içli köfte yiyorum”, “CHP’ye tepki olarak uyumadım” gibi tweet’ler atıldı. Fotoğraf: DHA Bedelli başvuruları 200 bini aştı n SİVAS (AA) Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, bedelli askerlikten yararlanmak için başvuruların sayısının 200 bini aştığını açıkladı. Yılmaz, bir soru üzerine “Başvurular 200 bin 338 rakamına ulaştı. Biz 200 bin rakamını beklemiyorduk. Bu çok iyi bir rakam” dedi. Yılmaz, “TSK’nin güçlenmesi için emniyet, güvenlik güçlerimizin teknik imkânlarını, kabiliyetlerini artırmak için Savunma Sanayi Fonu’na gidiyor bu kaynak” dedi. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle