17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 ŞUBAT 2015 CUMARTESİ 12 DIŞ HABERLER [email protected] Cumartesi gece yarısı başlayacak ateşkes öncesi Ukrayna güçleri ile Rus milisler kıyasıya çatışıyor Bir ateşkes muamması... Ukrayna ordusu Rusya yanlısı milislerin elindeki Donetsk ve Luhansk’a saldırdı. Milisler de en az 8 asker öldürdü. Dış Haberler Servisi Almanya Başbakanı Angela Merkel , Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in vardığı ateşkes anlaşmasının ne kadar kırılgan olduğu, her geçen saat gözler önüne serildi. Doğu Ukrayna’da bugünü yarına bağlayan saatlerde yürürlüğe girecek ateşkes için geri sayıma geçilirken en az 27 kişi öldürüldü. Hükümeti güçleri ile Rus yanlısı milisler arasındaki en şiddetli çatışmalar, Rusya yanlılarının kontrolündeki Donetsk ve Luhansk bölgeleri arasındaki stratejik bir noktada yaşandı. Donetsk ile Luhansk’i demiryoluyla bağlayan Debaltseve’yi kuşatan milisler ateşkesten evvel kenti almak için saldırıyor. Donetsk ve Luhansk’a hükümet güçlerinin saldırılarında da en az 10 sivil öldü. Kiev’e bağlı aşırı milliyetçi Sağ Sektör, anlaşmayı tanımadı. Ateşkesin uygulanıp uygulanamayacağı muamma. zorluklar çıkarsa yeni yaptırımlar gündemde” diye uyaran Merkel, 7 günde Kiev, Moskova, Münih, Washington, Ottawa, Minsk ve Brüksel’de diplomasi turu atmasının ardından “Kendimi kötü hissetmiyorum. Yarın iş günü” diyerek şaşırttı. Daha önce “Deve gibi uyku depoluyorum” demeci vermiş Merkel için danışmanları “Fitness ya da yoga yapmıyor. Sadece sapasağlam ve uykusuzluğa dayanıklı” dedi. Yeni ‘Kanka’mız Meksika… Esad ile bozuştuk ama nazar değmesin Meksika Cumhurbaşkanı Enrique Pena Nieto ile canciğer kuzu sarması olduk... Mesafe dediğiniz ne ki! Vizyon sahibi, ileri görüşlü Cumhurbaşkanımız Mexico City’den bu defa da “Uzak kavramının her açıdan anlamını yitirdiği bir çağda yaşıyoruz. Uzaklar yakın oldu… Kalpler yakın oldukça aradaki mesafenin hiçbir önlemi, anlamı, kıymeti yoktur” dedi. Meksika’da kendisini “yabancı gibi, dışardan biri gibi hissetmediğini” sözlerine ekledi. “Meksika bize asla uzak değil!” diyerek Nieto’yu “memleketi” Rize’ye davet etti… “Meksika dizileri”yle ünlenip “Ulusal Saray/ Palacio Nacional” da kendisini sahici bir pembe dizide bulan pembe dizi yıldızı “first lady” Angelica Rivera ile beraber muhabbete Pena Nieto da muhabbetle yanıt verdi. Ziyaretten duyduğu mutluluğu belirtti, hızını kesmeden Türk demokrasisini övdü. İleri Meksika demokrasisinin yüksek ufuklarından demokrasimize cömert takdir notu veren Pena Nieto; Erdoğan’ı Ak Saray’a çıkaran “10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin Türk demokrasisinin ulaştığı olgunluk seviyesini gösterdiğini” belirtti. Türkiye ve Meksika’nın ortak heyecanları, tutkuları olan iki ülke olduğunu ifade etti… Yeni “kanka”mızı biraz daha yakından tanıyalım… Geziye refakat eden gazeteciler hani ayak bastıkları ülkelerden derhal üstünkörü izlenim aktarıyorlar ya… Ben de farklı bir şey yapmayacağım. “The uçak”ta bulunmasam da Meksika hakkındaki izlenimlerimi serd edeceğim... Meksika dendiğinde insanların bugün aklına gelen ilk şey, 2014’te “yakılarak” faili meçhul olan 43 genç öğrencinin trajedisi oluyor. Uluslararası medyada hâlâ döne döne işlenen öyküyü vaktiyle okumadınızssa ben hatırlatayım… Meksika’nın güneybatısında, uyuşturucu kartellerinin cirit attığı Guerrero eyaletinin Iguala kenti… Kentin, vaktiyle Meksika şapkası satıcısı olan Jose Luis Abarca adında bir belediye başkanı var... 2012’de taşındığı belediye başkanlığı sarayı gayriresmi olarak aslında “Maria de Los Angeles/Meleklerin Meryem’i” adındaki karısının kontrolünde. “Hırs küpü” “Meryem”, gerçekte bir uyuşturucu kartel ailesinin üyesi. “Meryem”in kardeşleri ya mafya savaşlarında ölmüş, ya “organize suç”tan hapse atılmış. “Guerros Unidos/Birleşik Savaşçılar” adındaki fedailer çetesi de bu yüzden artık patroniçe olan “Meryem”e kalmış. Meryem bir yandan belediye başkanının karısı olarak Iguala’da “hayır faaliyetleriyle” adından bahsettiriyor; bir yandan “çeteyi” yönetiyor! Herkes “Meryem”den korkuyor. Kırsaldaki Ayotzinapa öğretmen okulu öğrencileri hariç… Sol faaliyetleri ile bilinen bir okul bu… Öğrencilerin belediye başkanıyla araları açık… Çünkü belediye başkanını damardan… bir köylü hareketi liderini “öldürmekle” suçluyorlar. Gerginlik sürerken başkanın karısı, “Meleklerin Meryem”i, Iguala’da 26 Eylül’de bir kermes düzenliyor. Ayotzinapa öğrencileri de buna karşılık kermesi basmayı planlıyor. Ele geçirdikleri iki otobüsle Iguala kırsalından kente geliyorlar. Başkan ve karısı; “Meryem”in fedaileriyle paslaşan polise, “öğrencileri durdurun” komutu veriyor! Cehennemin kapıları böyle açılıyor. Polisler Ayotzinapa öğrencilerini çeviriyorlar. Ve toplu halde “Meleklerin Meryem”inin çetesine teslim ediyorlar. Çete 43 öğrenciyi kamyona yüklüyor ve şehir dışında çöplerin yakıldığı bir alana götürüyor. Kimi öğrenci çöp alanına gidene dek sığır gibi tıkıldıkları kamyonda boğularak ölüyor… Sağ kalanlar, çöplükte kamyondan indiriliyor. Elleri başlarında yürütülüyor. Açıklık alana gelindiğinde yere yatırılıp sorgudan geçiriliyor. Sorgu bitince vuruluyorlar. Cesetlerin üzerine de benzin dökülüp yakılıyor. Başkan ile karısı kermeste dans ederken çöp alanındaki “yangın” ertesi günün öğleden sonrasına dek sürüyor. Geride kalan kemikler ve küller sonra denize atılıyor… Mucizeyle kurtulan görgü şahitleri ve adli soruşturmadan çıkan bulgular bunlar. “Faili meçhul”le yargılanan belediye başkanı ile “Melek Meryem” halihazırda hapiste ama Meksika’da adaletin yerini bulacağına kimse inanmıyor. “Pembe dizi”lerle IŞİD’e rahmet okutan bir vahşet arasında gidip gelen Meksika, şimdi her vesileyle bu insanlık dramı ile anılıyor. Internazionale de dün çıkan bir yazı örneğin, “Faili meçhul olan öğrencilerin bu öyküsü Meksika’da bir istisna mı?” diye sorarak devam ediyor: “Ne yazık ki hayır. Çok sayıda yurttaş, sosyal ve siyasi organizasyonun devlet tarafınca sürekli baskı altına alındığı 2006’dan bu yana durum kötüleşiyor…” El Pais Internacional da çıkan bir başka değerlendirme de (30 Ocak); “Bu dram Meksika’nın gerçeklerden, özgürlükten, adalet ve barıştan ne kadar uzak olduğunu gösteriyor” diyerek ekliyor: “Meksika’da sorun yasanın uygulanmaması değil, sorun, yasalardan hükümet eden ve edilenlerin ne anladığı. (19. yüzyıldaki reformcu cumhurbaşkanı) Benito Juarez’in lafıdır: ‘Bu ülkede adalet ve af dostlara, kuru kanun düşmana uygulanır.” İşte kankamızın resmi! Nasıl tanıdık geldi mi? BBC’den Maidan’ın içyüzü Bu arada BBC, Kiev’de Rusya yanlısı yönetimin devrilmesiyle sonuçlanan, misilleme olarak Rusya’nın Kırım’ı ilhakına ve Doğu Ukrayna’yı karıştırmasına yol açan olayın gerisinde bugün Kiev’de iktidarı ele geçirenlerin olduğuna dair ayrıntılı bir haber yayımladı. Protestocuların üslendiği Kiev’deki Maidan’da 20 Şubat 2014’te 50’den fazla can alan katliamı, protestocular arasındaki keskin nişancıların başlattığına dair içerden bir tanık konuştu: Getirilen tüfeklerle konservatuvardan polise ateş açarak her şeyi başlattıklarını anlattı. Merkel: Deve gibiyim Rusya’yı “ ateşkesin uygulanmasında ABD’den Diren’in katiline 70 yıl hapis nABD’de öldürülen 17 yaşındaki Türkiye asıllı Almanya vatandaşı Diren Dede’nin katili 70 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Değişim programı çerçevesinde ABD’ye giden Diren’i Montana eyaletinde izinsiz girdiği garajda hane sahibi Markus Kaarma silahla vurmuştu. Eyalet mahkemesi 10 aylık davada, 30 yaşındaki Kaarma’nın nefsi müdafaa savunmasını kabul etmediği gibi kefalet karşılığı serbest kalmasının da en erken 20 yıl sonra gündeme gelebileceğine hükmetti. Tanıkların “Biri içeri girse de vursam diye garajı kasten açık tuttuğu” yönünde ifade verdiği Kaarma’ya yargıç “12 el ateş etmen, nefsi müdafaa değil, insan avı” dedi. 3 Müslüman gencin cenazesinde ‘Nefret suçu işlendiği tanınsın’ denildi ‘Adalet için nefret suçu denilmeli’ Dış Haberler Servisi ABD’nin Kuzey Carolina eyaletinin Chapel Hill kasabasında evde başlarından vurularak öldürülen 23 yaşındaki üniversite öğrencisi Deah Barakat, 21 yaşındaki eşi Yusor Muhammed Ebu Salha ve 19 yaşındaki baldızı Razan Muhammed Ebu Salha binlerce kişinin katıldığı cenaze töreniyle uğurlandı. 3 Müslüman gencin öldürülmesinin “nefret suçu” olarak tanımlanması için çağrılar büyüyor. Tepkiler üzerine önce FBI cinayetlerde federal yasa ihlalinin olup olmadığını belirlemek amacıyla ön soruşturma başlattı. Ardından ABD Başkanı Barack Obamas kınama yayımladı. Polise teslim olan ve 1. derece cinayetle suçlanan 46 yaşındaki Craig Stephen Hicks, silah düşkünü ve din karşıtı olarak tanınıyor. Eşi ise Hicks’in İslam karşıtı olduğunu reddedip park yeri kavgası yüzünden komşularını öldürdüğünde ısrar etti. ABD’de “MuslimLivesMatter” (Müslümanların Hayatı Değerlidir) ve “EndIslamophobia” (İslamofobiye son) sloganlarıyla düzenlenen gösterilerin ardından Amerikan İslam İlişkileri Konseyi (CAIR) şu uyarıda bulundu: “İddialar bir an önce aydınlığa kavuşturulmalı. Bu dava, Müslüman toplumunun güvenlik ve aidiyet duygusu açısından hızla bir dönüm noktasına dönüşüyor.” Dün naaşların tekbirle getirildiği Method Road Futbol Kompleksi sahasında cenaze namazı kılındı. Kurban yakınlarının yanı sıra Kuzey Carolina Üniversitesi öğrencileri, Chapel Hill sakinleri ve Müslüman örgütlerden 6 bin kişi hazır bulundu. Diş hekimliği öğrencisi Deah’ın annebabası LeylaNami Ba Faili meçhullerin ülkesi nİsrail, 2003’te Gazze’de Filistinli evlerinin yıkılmasını önlemeye çalışırken İsrail buldozeriyle ezilerek öldürülen ABD’li aktivist Rachel Corrie’nin ailesinin tazminat talebini reddetti. Yüksek Mahkeme “Gazze muharebe alanıydı. İsrail ordusunun savaş sırasında yaptığı eylemlerin verdiği zarardan İsrail devleti sorumlu tutulamaz” dedi. 2012’de Hayfa bölge mahkemesi de talebi reddetmişti. İsrail’in sorumluluğu yokmuş ‘Bu dava dönüm noktası’ Baba Barakat acı içinde evladını, gelinini ve kızkardeşini toprağa verdi. Kuzey Carolina Devlet Üniversitesi’nde düzenlenen anma törenine her kesimden katılım oldu. nDış Haberler Servisi ABD’nin önde gelen gazetelerinden New York Times’ın yazarı David Carr’ın 58 yaşında ani ölümü Amerikan medyasını yasa boğdu. New York Times için 2 bine yakın yazı kaleme alan ve bir dönem uyuşturucu bağımlılığına karşı verdiği mücadelesini “The Night of the Gun” adıyla kitaplaştıran Carr, gazetenin yazıişlerinde yere yığılmış halde bulundu. Gazete çalışanları tarafından ilk müdahalesi yapılan Carr, kaldırıldığı hastanede öldü. Gençliğinde içki ve en sert uyuşturucular eşliğinde hızlı bir hayat süren Carr, daha önce gırtlak kanserine yakalanmış ve uzun uğraşların ardından kanseri yenmişti. Gazetenin başkanı Arthur Ochs Sulzberger Jr. ardından “New York Times’ta çalışan en yetenekli gazetecilerden biriydi” dedi. Son nefesini vermeden birkaç saat önce video yoluyla Edward Snowden ve gazeteci Glenn Greenwald ile Snowden’ın NSA belgelerini sızdırmasını konu alan “Citizenfour” belgeselinin yönetmeni Laura Poitras’ın katıldığı bir paneli yöneten Carr’ın ölüm nedeni netleşmedi. New York Times’ın kalbinde can verdi Obama: Kimse inancı ABD’de 3 Müslüman gencin öldürülmesi İslam aleminde ve sosyal medyada büyük tepki çekmesinin ardından Başkan Barack Obama’dan açıklama geldi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Obama, Kerry ve Biden’ın şu ana kadar hiçbir açıklama yapmamış olması manidardır... Obama’ya neredesin başkan diyorum” çıkışı sonrası yazılı açıklama yapan Obama, gençlerin “acımasız ve gaddar biçimde” öldürülmesiyle ilgili FBI’ın soruşturma başlattığını hatırlatarak şunları söyledi: “ABD’de hiç kimse, kim olduğu, görünüşü veya ibadet şekli nedeniyle hedef alınmamalı. Michelle ile birlikte kurbanların yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Bu genç Amerikalıların cenazesindeki çok büyük katılımda gördüğümüz gibi, hepimiz tek bir Amerikan ailesiyiz. Ne zaman aramızdan biri vaktinden önce bizlerden alınırsa, onların nasıl yaşadığını hatırlayacağız. Kurbanlardan Yusor’un sözleri bizlerin yaşantısına ilham olmalı: ‘Amerika’da büyümek bir nimet. Nereden geldiğiniz fark etmez. Birçok farklı yerden, farklı geçmişten ve dinden gelen birçok farklı insan var ama burada hepimiz biriz.’” rakat ile Deah’ın 27 Aralık’ta evlendiği Yusor ile kız kardeşi Razan’ın babası Muhammed Ebu Salha taziyeye gelenlere sarılarak gözyaşı döktü. Ebu Salha, Hicks’in kızlarını Müslüman olduğu için taciz ettiğini anlatıp bunun apaçık bir nefret cinayeti olduğunu söyledi. CAIR, Kuzey Amerika İslam Toplumu (ISNA), Filistinliler için Amerikalı Müslümanlar (AMP) gibi örgütlerinin temsilcileri “adaletin yerini bulabilmesi için” cinayetlerin nefret suçu olarak tanımlanmasını talep etti. Ayrıca Kuzey Carolina Devlet Üniversitesi’nde düzenlenen anma törenine Eyalet Valisi, üniversitelerin rektörlerinin arasında bulunduğu yüzlerce kişi katıldı. “Dua Akşamı” adı verilen törene eyaletin farklı kesimlerinden, farklı inançlardan insanların katılımı dikkati çekti. Cehennemi açan ‘güç’ Dün ABD’nin Houston kentinde Kuba İslam Enstitüsü çıkan yangınla büyük zarar gördü. Yangının sebebi hemen saptanamazken, Müslümanlara yönelik kundaklama olup olmadığı gündeme geldi. yüzünden hedef alınamaz Mandela’nın mirasını Zuma’nın evi bozdu Dış Haberler Servisi Güney Afrika’nın özgürlük lideri Nelson Mandela’nın demokrasi mirası parlamentoda yolsuzluğa karşı protesto düzenleyen milletvekilerinin güvenlikçiler tarafından tekme tokat dışarı atılmasıyla ağır bir darbe daha yedi. Devlet Başkanı JaZuma cob Zuma’nın şahsına ait lüks evini yenilerken devletin kasasından 23 milyon dolar harcanması, bir süredir ülkede muhalefeti ayaklandırmış vaziyette . Önceki gün Zuma parlamentoda geleneksel ulusa sesleniş konuşmasını yaparken, radikal solcu Ekonomik Özgürlük Savaşçıları (EFF) partisinin lideri Julius Malema’nın evini halktan alınan vergilerle yenilediği suçlamalarına yanıt vermesi yönündeki ısrarlı sorularının hedefi oldu. İktidardaki Afrika Ulusal Konseyi’nin (ANC) eski gençlik kolu liderlerinden Malema Zuma’ya tadilat ve evin ek güvenlik önlemleri için harcadığı 23 milyon doları ne zaman devlete geri vereceğini sorunca, Parlamento Başkanı Baleka Mbete “Sorucevap toplantısı yapmıyoruz” dedi. Bunun üzerine kıpkırmızı giyinmiş EFF milletvekilleri hep bir ağızdan aynı soruyu sormaya başladı. Zuma, tartışmaların alevlenmesiyle zar zor sesini duyurabilirken, gerginliğin artmasıyla birlikte Mbete içeriye güvenliği çağırdı. Güvenlikçiler sıkı direniş gösteren EFF vekillerini tekme tokat parlamento salonundan çıkarırken, dün kamuoyu ve basında “Rezalet, utanç verici... Demokrasi çöktü, kaos hakim oluyor” yorumları yapıldı. ‘Adalet dosta, yasa düşmana!’ C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle