23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 ŞUBAT 2015 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr 11 arasındaki çelişkide gizli. Cumhurbaşkanlığının, her günkü eylemleriyle “Partiler üstü, hükümet icraatları ile Meclis’i kamu yararı, hukuka uygunluk” çerçevesinde denetleme yetkisini kullanmak yerine, İktidarlarının başı sıfatıyla, parlamenter hukuk devleti düzeninin işleyişini ayaklar altına alması yetmezmiş gibi... Seçimlere yönelik hükümetin üstünde eylemleri de AKP’ye sadık kalma eğiliminde oldukları varsayılan seçmenlerin kafalarını karıştırıyor. Cemaate yönelik operasyonların sadık seçmen üzerindeki etkileri, İktidarları icratatlarında haksızlık, kayırmacılık, yolsuzluklarla gelen yıpranmalar üstüne, Meclis’e girecek milletvekillerinden seçim kampanyalarına “Liderlik mi? AKP’nin kazanması gereken seçimler mi? Seçim sonrası için nasıl bir yapılanma, kadrolaşma?..” sorgulamaları ile ortaya çıkan kaçınılmaz iç kaos... İşte seçmenin bu kaçınılmaz derin kaosta, düşünemeden beyninin medyatik algılama ile koşullandırılmasında, öfkenin aklın yerine geçirilmesi tek seçenek. Zaten bugüne kadar ülkenin nereye sürüklendiği düşünülmeden yaratılan çatışma, cepheleştirme, laiklik karşıtlığı, dindarlıkkindarlık AKP şemsiyesinde iktidar nimetlerinden yararlandırılmayla devletin tüm kaynaklarının, kurulmuş saadet zinciri denetiminde hakkı olan ötekilerden gasp edilmesinde çok büyük bir tıkanıklık söz konusu. Yukarılarda yağma düzeninde, aşağılarda sadaka düzeninde paylaşılacak kaynaklar ekonomik tıkanıklıkla doğru orantılı hızla küçülüyor. Cepheden mağdurlar sayıları katlanarak çoğalıyor. Geçmişte ülkemizde de çok çarpıcı sonuçları ile yaşandığı, dünyada yeni çarpıcı örneklerini gördüğümüz seçimlerde tepetaklak olma olasılığı, seçim anketleri ile gerçekler ne kadar çarpıtılırsa çarpıtılsın, AKP’nin yolları ayrılmış cephelerindeki kadroların tümün korkutuyor. Yeni bir delilik, öfke patlaması yaratma zorunluluk gibi geliyor. ErdoğanDavutoğlu cephelerinin seçim öncesi son atak, bu çok ağır sonuçları olacak yasa ile seçmen karşısına çıkma girişimleri, işte bu öfke, cepheleşmeyi, kendi seçmenlerini çok kaybetmemekte tek yapıştırıcı araç olarak görme kültürlerinden kaynaklanıyor. Ülkeye, insanımıza, demokrasi, hukuk devleti düzenimize, toplumsal barışa verecekleri zararlar hiçbir zaman umurları olmadı ki. Olsaydı; eski yasa ile yaşatılan polis devleti şiddeti düzeninde, sadece son iki gün içinde, hak arayan kitlelere yönelik şiddet, sıkılan gazlara, kış ortası soğukta kimyasal sulara, suç niteliğinde hukuksuzlukların boyutlarına bir baksanıza. “Kıdemi bir yıl çalışanlar alabiliyor, biz bir gün çalışana da vermek istiyoruz” denmişti uKıdem tazminatlarını önce oluşturulacak fona devretmeyi planlayan hükümetin, “bireysel emeklilik sistemi” benzeri bir yapıyla kıdem tazminatı almak için 5 yıl çalışmış olmak koşulu getirmesi çabası içinde olduğu belirtildi. MUSTAFA ÇAKIR Kıdeme 5 yıl koşulu! yi 20 güne indirmek istiyor. Ayrıca hükümet tepkileri en aza indirmek için de düzenlemenin yeni işe başlayacak işçiler için geçerli olacağını, eski işçilerin eski sistemde kalabileceklerini savunuyor. Hükümetin yeni çalışmasında kıdem tazminatında “5 yıl koşulu” da öngörülüyor. Bu süre içerisinde kıdem tazminatı fonda birikecek. Bu arada sendikalar fonla asıl amacın işçileri bireysel emeklilik şirketlerine yönlendirmek olduğuna dikkat çekiyor. Buna göre işçinin kıdem tazminatı fona yatırılacak. Bu işçinin bireysel fonu olacak. Para fonda nemalanacak. İlerleyen yıllarda ise kıdem tazminatı bireysel emeklilik şirketleri tarafından maaşı gibi ödenecek. Hükümet çalışmayı seçim öncesinde çıkarmak istiyor. Ancak bu konuda işçi kesiminin itirazları bulunuyor. Sendikalar kıdem tazminatı hesabında 30 günün altına inilmesine kesinlikle karşı. Sendikaların itiraz ettikleri diğer önemli nokta ise fon sistemi. İşçi kesimi İşsizlik Sigortası Fonu’ndaki paranın ancak yüzde 17’sini işçi kesiminin kullanabildiğine geri kalan yüzde 83’lük bölümün ise başka amaçlar için kullanıldığına dikkat çekiyor. Fonların da başka amaçlar için kullanılacağına vurgu yapılıyor. Anayasal Düzeni Değiştirme Suçu.. 13 yıllık İktidarlarının “Anayasal düzeni değiştirme suçlarının”, en önemlilerinin başlıkları, birkaç cümlelik somut bilgileriyle sıralamak, bırakın bir köşe yazısını, emek verilerek hazırlanacak uzun yazı dizilerine sığdırılamaz. Direnme hakkı, anayasalarda ister açık hüküm olarak yazılmış, isterse yazılmamış olsun evrensel insan hakkıdır. Kullanılması değil, kullandırılmaması insan hakkı suçları kapsamındadır. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu; hukukçuların, “Meclis’in anayasa ve hukuka aykırı düzenleme yapma hakkı olmamasına karşın, rejimi değiştirme, var olan anayasal düzeni askıya alma, polise hâkim, savcı yetkilerini de vererek polis devleti oluşturma, polisi İktidarlarının ordusu yapma” yasasına karşı sonuna kadar direnme haklarını kullanacaklarını ilan etti ya... Davutoğlu AKP’nin yenilenen genel kurullarında yaptığı konuşmalarda CHP’yi karşılarında suç işleyen bir terör örgütü varmışçasına yuhalatıyor. Barolar, bu hafta Meclis’te görüşülmesi konusunda AKP’nin ısrarcı olacağı bildirilen söz konusu yasanın içeriğindeki rejimi değiştirecek, tümden demokrasi çizgisinin dışına çıkarma anlamına gelen, İktidarlarının polis devleti düzenini yaratma amaçlı yasaklı yasaya karşı adalet, demokrasi, hukuk devletine saygı yürüyüşleri düzenleme kararları aldılar. İktidarlarının, ilk kez bütün muhalefet partilerinin sonuna kadar direnme kararı aldıkları söz konusu yasayı çıkartma iddia seçimlere bu kadar yaklaşmışken zaten çok vahim boyutlarda tırmanmış cepheleşmeyi daha da keskinleştirme amaçlı olduğunu siyaset bilimcileri altını çiziyorlar. AKP zaten fazlası ile yaratmış olduğu toplumsal cepheleşme, gerilimden önümüzdeki seçimlerde nasıl bir yarar bekliyor? Nasıl bir hesabın peşinde koşuyor? HHH Açıklaması AKP’nin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimleri başkanlık sisteminin oylanması olarak dayatması ile anayasal ve geçerli hukuk düzeni, seçim sistemi içinde aslında yapılacak seçimlerin, siyasi partiler arasındaki yarışta yeni Meclis’e girecek parlamenterleri belirleme ile sınırlı olması ANKARA Kıdem tazminatı çalışmalarını işçilerin tepkilerine karşın kapalı kapılar ardında devam ettiren hükümet, şimdi de “5 yıl” koşulu üzerinde duruyor. Yapılan çalışmaya göre işçi kıdem tazminatını en erken 5 yıllık çalışmanın sonunda alabilecek. İşçinin kıdem tazminatı bireysel fonda nemalanacak. Sendikalar asıl amacın kıdem tazminatlarının bireysel fonlarda nemalandırılarak emeklilik şirketleri tarafından ödenmesi olduğuna dikkat çekiyor. İşçilerin güvencesi olan “kıdem tazminatını” tümden değiştirerek fon sistemini getirmek isteyen hükümet, çalışmalarına devam ediyor. Hükümet çalışmasını da “İşçilerin yüzde 90’ı kıdem tazminatını alamıyor” gerekçesine dayandırıyor. Tazminatlarını alamayan işçilerin tamamının özel sektörde olduğuna dikkat çeken işçi kesimi ise bu işyerlerinin büyük bir bölümünün de 100’ün altında işçi çalıştıran küçük işyerleri olduğuna vurgu yapıyor. Ayrıca bu işletmelerin önemli bir bölümünün de kayıtdışı olduğuna dikkat çekiyor. Kıdem tazminatı 30 gün üzerinden hesaplanıyor. Hükümet ise işverenlerin de isteği doğrultusunda bu süre İşçiye davet yok! Kıdem tazminatıyla ilgili olarak işçi kesimine henüz bir davet de yapılmadı. Değişiklik önerileri Üçlü Danışma Kurulu’nda da ele alınmadı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da işçi konfederasyonları ile görüşmelerinde, taraflar arasında anlaşma sağlanmadan kıdem tazminatının gündeme getirilmeyeceğini belirtmişti. NELER MİLLİ GÜVENLİĞİ BOZUYOR? Danıştay savunma istedi Ekonomi Servisi Birleşik Metal İş Sendikası tarafından 29 Ocak’ta başlatılan grevin Bakanlar Kurulu’nca ertelenmesi üzerine sendika tarafından yürütmenin durdurulması istemiyle açılan davada Danıştay, Başbakanlık’tan savunma istedi. Danıştay 10. Dairesi, 9 Şubat tarihli ara kararında Başbakanlık’tan “Davacı sendika tarafından uygulanmakta olan grevlerin ‘milli güvenliği bozucu nitelikte olduğu’nun nasıl ve ne şekilde belirlendiği, milli güvenliği bozucu hususların neler olduğunun açık ve tereddüte yer bırakmayacak şekilde açıklanmasının istenmesine” karar verdi. Davalı idare konumundaki Başbakanlık’ın savunma verme süresini 30 gün yerine 10 gün olarak belirleyen Danıştay 10. Dairesi, ara kararı tebliğ etti. Danıştay 10. Dairesi, yürütmenin durdurulması isteminin, Başbakanlık’tan cevabın alınması veya 10 günlük cevap verme süresinin tamamlanmasından sonra inceleneceğini kararlaştırdı. TEB, ikinci kez Avrupa ve Türkiye’nin “En İyi İşvereni” seçildi TEB İK Genel Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Nilsen Altıntaş “Çalışana Değer” ilkesi ile hareket eden TEB, Top Employers Institute’nun 667 şirkette yaptığı değerlendirme sonucunda ikinci kez Avrupa ve Türkiye’nin ‘En İyi İşvereni” olarak gösterildi. TEB; değerlendirmede ilk 5 kurum arasına girme başarısını da gösterdi. Aksiyonların etkisini de platform sayesinde takip ediyoruz. Böylece çalışanlarımızın kendileriyle ilgili karar süreçlerinde etkin olmalarını ve en iyi uygulamaları sahiplenmelerini sağlıyoruz” dedi. Şirketlerin insan kaynakları politika ve uygulamalarını 25 yıldan beri değerlendiren Top Employers Institute, bu yıl 36 Avrupa ülkesinden 667 şirketi mercek altına aldı. Bu süreçte TEB ilk 5 kurum arasına girme başarısı gösterirken ikinci kez de Avrupa ve Türkiye’nin “En İyi İşvereni” seçildi. Değerlendirmede TEB, “Çalışana Değer” ilkesi altında; çalışanlarına sunduğu olanaklar, eğitim ve gelişim, kariyer ve şirket kültürü alanlarında güçlü yönleriyle dikkat çekti. TEB İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Nilsen Altıntaş, “Kurum kültürümüzün temelindeki ‘Çalışana Değer’ ilkesiyle çalışan mutluluğuna odaklanarak yaptığımız çalışmalar sonucunda bankamızın hem Avrupa hem de Türkiye ölçeğinde ‘En İyi İşveren’ olarak iki yıl üst üste sertifikalandırılması bizim için gurur kaynağı. 10 binden fazla çalışanımızla büyük bir aileyiz. Bu ailenin her bir üyesinin mutluluğu bizim için önemli. Çalışan mutluluğu mutlu müşteriyi; mutlu müşteri de mükemmel iş sonuçlarını beraberinde getirir. Biz de çalışanlarıyla yükselen bir banka olma hedefiyle yola çıktık. Geldiğimiz noktayı ileriye taşımayı ve başarılarımızı tescillendirmeyi sürdüreceğiz” dedi. Altıntaş, “Top Employers Institute’nun bu değerlendirme sonucu, BNP Paribas’ın ‘Çalışana Değer’ ilkesi ile gerçekleştirdiği araştırma sonuçlarını da destekliyor. BNP Paribas’ın yaptırdığı Global People Survey’e göre TEB, bu kapsamdaki çalışmalarda hem ülke normlarında hem de BNP Paribas içinde en iyi performans gösteren banka. 2012’de En İyi İşyeri olma hedefiyle çıktığımız yolculuğun sonuçlarını almaya başladık. En İyi İşyeri Anketi sonuçları da 2 yılda çalışan mutluluğunda yüzde 21 artırarak Great Place to Work Institute’un (GPTW) normlarına göre en başarılı Avrupa finans kuruluşlarının seviyesine ulaşarak yüzde 70 ortalamayı yakaladığımızı ortaya koyuyor” dedi. Geleceğin liderlerini yetiştiriyoruz Altıntaş, “Çalışanlar, gelişimlerini destekleyen ve katkı sağlayabildikleri ortamlarda mutlu oluyor, motivasyonla çalışabiliyor. Bu nedenle biz de geleceğin liderlerini yetiştirmek için ‘yetenek yönetimi’ uygulamalarına önem veriyoruz. Kurum içinde fark yaratan çalışanlarımızı belirleyerek kariyerleri konusunda danışmanlık veriyor ve kapsamlı gelişim programları sunuyoruz. Yeteneklerimize ortağımız BNP Paribas’nın bulunduğu ülkelerde global bankacılık fırsatları da sağlıyoruz” dedi. AKIL FİKİR YARIŞMASI İLE İNOVASYONU ÜLKEYE YAYIYOR TEB, inovasyonu sadece kurum içinde değil ülke gündeminde tutmak için de çalışmalarını sürdürüyor. Bu kapsamda 8 yıldan bu yana aralıksız düzenlenen ve finans alanındaki yenilikçi fikirlerin ödüllendirildiği 8. TEB Akıl Fikir Yarışması’nın sonuçları, 15 Mayıs’ta gerçekleştirilecek TEB Akıl Fikir Buluşması’nda açıklanacak. Üç kategoride yaklaşık 14 bin başvurunun geldiği yarışmaya Güney Kore, Fransa gibi ülkelerden de katılım oldu. “Üniversite ÖğrencisiYeni Mezun” kategorisine 148 farklı üniversiteden başvuru alındı. Teknolojilik girişimci kategorisine ise iki ayda 2.500’ün üzerinde başvuru geldi. Girişimciler, yarışma sayesinde iş dünyasının önde gelen isimleri ve melek yatırımcılara projelerini sunma fırsatı yakaladı. Bu yıl da yarışmanın jürisi iş dünyası, medya ve girişimcilik ekosisteminin önde gelen isimlerinden oluştu. Jüride; Pegasus Yönetim Kurulu Başkanı Danışmanı Berrak Kutsoy, Endeavor Türkiye Genel Sekreteri Didem Altop, Mynet Kurucusu ve Galata Business Angels Başkanı Emre Kurttepeli, Onedio.com Kurucusu Kaan Kayabalı, Takasbank Genel Müdürü Murat Ulus, TİM İletişim Koordinatörü Okan İnce, Gazeteci Sefer Levent ve Timur Sırt, Markafoni Kurucu Ortağı Sina Afra, ODTÜ Teknokent Genel Müdür Yardımcısı Ufuk Batum’un yanı sıra TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici, TEB Holding Yönetim Kurulu Üyesi Varol Civil ve TEB’in ilgili işkolu başkanları yer aldı. Bu bir ilandır. KURUM İÇİ GİRİŞİMCİLİK PROGRAMI BAŞLATAN İLK BANKA TEB, sürdürülebilir büyüme hedefiyle 8 yıl önce başlattığı çalışmalarla kurumun DNA’sına işlediği inovasyonu ileriye taşıyarak sektöründe “Kurum İçi Girişimcilik Programı”nı başlatan ilk banka oldu. Nilsen Altıntaş; “Çalışanlarımızla birlikte inovasyon yolculuğuna 8 yıl önce Hedefe Giden Yolda Önüne Engel Çıkarsa, Yeni İcat Çıkar sloganı ile çıktık. Kesintisiz yatırım ve çalışmalarla inovasyonu kurum kültürü haline getirdik. Bugün sürekli yenilikçi fikir peşinde koşan şubedeki gişe görevlimizden genel müdürlük çalışanlarımıza kadar tüm çalışanlarımızın katkılarıyla bu alanda yurtiçinde ve yurtdışında birçok başarı elde ettik. Şimdi bunu Kurum İçi Girişimcilik Programı ile ileriye taşıyoruz. Amacımız ‘girişimci bir kültür yaratarak’ bankanın geleceğini değiştirebilecek projeler üreten ve bu projeleri hayata geçirebilecek iç girişimciler yetiştirmek” dedi. Kurum içi girişimcilere eğitimgelişim fırsatları sunan ve onları diğer yenilikçi ve yaratıcı çalışma arkadaşlarıyla buluşturarak birbirlerinden beslenebilmelerini sağlayan TEB Hackathon etkinlikleri de düzenleniyor. TEB başarılı Kurum İçi Girişimcilerini Silikon Vadisi’ne götürerek iş modellerini hayata geçirmelerini sağlıyor. Sektörde ilk: Çalışanın Sesi Platformu Altıntaş, sektörde ilk olarak bankada tüm grupları temsil eden 600 kişilik Çalışanın Sesi Platformu’nu kurduklarını belirterek; “Bankada yaptığımız anket sonuçlarını platform üzerinden çalışanlarımızla paylaşıyoruz. Hep birlikte gelişim alanlarını belirleyip, aksiyon planlarımızı hazırlıyoruz. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle