28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 ŞUBAT 2015 PAZAR CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr 9 ABAtina pazarlığı yüksekten açıldı. Syriza ‘troyka’yı tanımıyor. Merkel ‘Borç erteleme yok’ diyor AtinaAB sinir harbi başladı Dış Haberler Servisi Yeni Yunan hükümeti ile AB arasındaki borç pazarlıklarında bahisler çok yüksekten açılırken, Rusya “Atina talep ederse kurtarırız” diyerek devreye girdi. Avro Bölgesi ile ilk temasın ardından Yunan Maliye Bakanı Yannis Varufakis ABAvrupa Merkez BankasıIMF’nin oluşturduğu troykaya kapıyı kapattı ve kurtarma paketini uygulamayı fiilen askıya aldı. Bunun üzerine Alman Başbakanı Angela Merkel, Yunanistan’ın borçlarının daha fazla silinmesi ya da ertelenmesinin söz konusu olmadığını söyledi. Kurucu lider Monedero anlatıyor: SYRİZA’nın İspanya’daki kardeşinden iktidara yürüme gösterisi ‘Tümünü müzakere ederiz’ 2010’dan beri troykadan 240 milyar dolarlık kurtarma paketi alan Yunanistan’ın, 28 Şubat’a dek 7.2 milyar dolarlık yeni kredi dilimini alamazsa, borç ödemelerini sürdürmesi mümkün görünmüyor. Ama yeni hükümet, 317 milyar Avro’luk borcu tamamen yahut zamanında ödemeyeceğini belli etti. Önceki gün Avro bölgesi maliye bakanları grubu başkanı Jeroen Dijsselbloem ile gergin bir görüşme ve ortak basın toplantısı yapan Varufakis, “Harç bitti yapı paydos” mesajı verdi. “Çürük temelli komite” diye nitelediği troyka ile çalışmayacaklarını, onun yerine AB üyesi ülkeler ve finans kurumlarıyla tek tek görüşeceklerini belirten Yunan bakan, troykanın kemer kısmının uygulandığını tespit etmek şartıyla gelecek ay sonunda vereceği yeni kredi dilimini de “İstemiyoruz” diyerek reddetti. Bunu “Tüm kurtarma paketini yeniden müzakere etmek istiyoruz” diye Yunanistan’da Syriza iktidarının ardından, İspanya’daki kardeş parti Podemos (Yapabiliriz) gövde gösterisi düzenledi. Mayıstaki yerel, kasımdaki genel seçimde iktidara yürüdüğünü duyurmak isteyen Podemos’un Madrid’deki Değişim Yürüyüşü’ne on binler katıldı. Ülkenin her yanından 260’tan fazla otobüsle gelenler oldu. 2011’deki Öfkeliler hareketinden doğup geçen yıl kurulan ve 1. parti haline gelen Podemos’un taraftarları “Tik tak, şimdi değişim zamanı” diyerek Sol Meydanı’na yürüdü. “Başbakan” sloganıyla karşılanan 36 yaşındaki Podemos lideri Pablo Iglesias şöyle konuştu: “Bugün İspanya’da siyasi değişimi başlattık. Daha iyi bir ülke hayalini gerçekleştirmeye geldik. Vatandaşın yönettiği Avrupa istiyoruz. Kim diyor olamaz diye? Yunanistan’da Syriza başardı.” Podemos liderleri yolsuzlukla savaş, kemer sıkmaya son, dış borçları sildirme sözü verdi. reken her şeyi yapacağız.” İspanya’nın Yeni Solu ‘Podemos’ İspanya’da bulunduğum bir buçuk ayda, Avrupa’nın bu genç, bir yıllık sol hareketi Podemos manşetlerden hiç inmedi… “Podemos ekonomi programını açıklıyor!”, “Podemos düzenin iktidar ve muhalefet partilerini korkutuyor”, “Podemos kamuoyu yoklamalarında 1. parti” türü haberler, değerlendirmeler hep bunlardı. SYRİZA’nın zaferinden sonra İspanya’nın eski sosyalistler, komünistler, Maoistler, Troçkistler, çevreciler ve krizzedelerden oluşan postmodern/yeni solu “Podemos”, gündemin en ayrıcalıklı köşesine yerleşti. SYRİZA’nın ruh ikizi diye adlandırılan parti, Yunan akranının iktidara çıkmasını fırsat bilerek örneğin dün İspanya başkentinde eşi görülmemiş bir gövde gösterisi düzenledi. Sırada “Podemos”un olduğunu vurgulamak için Madrid’in Gezisi “Puerta del Sol” meydanını taraftarlarıyla teslim alan parti lideri Pablo Iglesias kürsüden yerel, genel seçimlerin yapılacağı 2015 için “Bu yıl değişimin yılıdır. İktidarı hayal edip kazanacağız!” diye seslendi. Podemos’un ideoloğu ve Iglesias’la birlikte kurucularından olan Juan Carlos Monedero ise Lorca ile başlattığı konuşmasında, “Duyguların en korkuncunun umudu yitirmek olduğunu” belirtti. Söylemlerini “siyasiekonomik egemenliği ele geçiren bir yeni modelin inşaası” ve “umut” üzerine kuran Monedero ile ilk bölümünü dün yayımladığımız söyleşinin devamı şöyle: Siyasiekonomik egemenliği ele geçirmek iddiasındasınız; ama küreselleşmeyle bunu nasıl yapacaksınız? 1981’de sosyal demokratların sergileyemediği cesareti göstererek. Finans piyasaları, 1981’de göreve gelen ve sosyal demokrat bir program yapan Mitterand’la hemen bilek güreşine girdiler. O da havlu attı. Problem orada başladı. Demokrasi ve neoliberal küreselleşme arasında bilek güreşi oldu. Egemenlik ve piyasaların diktatörlüğü arasında bilek güreşi yaşandı. Sosyal demokrasi de bu savaşta ihanet etti. Syriza Eldorada madenine set çekti izah eden Varufakis şöyle devam etti: “Dayatılan programın mantığını analitik olarak sorguladığımız için seçimle işbaşına geldik. İlk icraatımız programın uzatılmasını talep ederek sorgulamamızın mantığını reddetmek olamaz. 5 yıldır hiçbir somut fayda getirmemiş, uygulanamaz bir programı uygulamaya çalışacak değiliz.” Başta Pire ve Selanik limanları, devletin elektrik şirketi PPC, gaz şirketi DEPA ve gaz dağıtımSYRİZA cısı ADMHE olmak üzere özelleştirliderliğindeki meleri durdurarak “reformları” da yeni hükümet, çöpe atan yeni hükümet, özelYunanistan’a yönelik leştirmelerden sorumlu Deven büyük yabancı let Malvarlığı Değerlendiryatırım sayılan altın madeni projesine karşı duracağını me Fonu’nun CEO’su ve ilan etti. Kanada merkezli Eldorada altın şirketinin toplam yönetim kurulu başkanı1 milyar dolarlık yatırımı, Yunanistan’daki dış yatırımların nı görevden aldı. İki yeten büyüğü. Yunanistan’ın kuzeyindeki kumsalları, kiliye özelleştirme bittiormanı ve doğal güzellikleriyle ünlü turistik Halkidiki ğinden kendilerine geYarımadası’ndaki Skouries’te açılması planlanan madene, rek kalmadığı söylendi. halk çevreye zarar vereceği gerekçesiyle karşı çıkıyor ve Sistemi savunan ekoeylem yapıyor. SYRİZA’nın seçim kampanyasında da nomistler, Dijsselblo muhalefet ettiği maden için son olarak Enerji Bakanı emVarufakis toplantısıPanos Lafazanis, “Bu projeye kesinlikle karşıyız. Ne nın ardından Yunanistan’ın yapacağımıza bakacağız” dedi. Avro’dan çıkması anlamına gelen Grexit ihtimalinin yükseldiği yönünde görüş bildirdi. ‘Şantaja gelmeyiz’ Merkel, Alman basınına “Yeni bir borç erteleme öngörmüyorum. Özel alacaklılar ve bankalar zaten Yunanistan’ın milyarlarca dolar borcunu tıraşlamıştı” dedi. Şansölye “Amacımız Yunanistan’ın Avro Bölgesi’nin daimi üyesi kalması. Avrupa, krizden darbe yiyen diğer ülkeler gibi Yunanistan’la da dayanışmaya devam edecek, tabii reformları ve harcamaları kısmayı devam ettirmeleri şartıyla” diye ekledi. Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble Atina’nın borç sildirmeye yönelik taktiklerine “Bu konuda bizimle tartışma, pazarlık olmaz, hele şantaja hiç gelmeyiz” tepkisini verdi. Avrupa Komisyonu’nun ekonomiden sorumlu Fransız üyesi Pierre Moscovici ise Yunanistan’ın “taahhütlerini yerine getirmesi” uyarısı eşliğinde şunları söyledi: “Avro Bölgesi’nin istikrarı ve Avro’nun itibarı için Grexit’in olmaması çok önemli. Bundan kaçınmak için ge Rusya yardıma hazır Yeni Yunan hükümetinin AB’nin Rusya’ya yeni yaptırım çıkarmasına itirazlarının ardından, Batı ile Soğuk Savaş halindeki Rusya devreye girdi. Maliye Bakanı Anton Siluanov “Atina’nın bizden kurtarma paketi talebi yok, gelirse kesinlikle değerlendiririz, ama ikili ilişkilerimizdeki tüm etkenleri de hesaba katarız” dedi. Rus uzmanlara göre Kremlin’in Güney Akım doğalgaz boru hattının rotasını Türkiye’ye çevirmesi ve TürkYunan sınırına gaz dağıtım merkezi kurmaya hazırlanması, aslında Atina’nın eline önemli bir koz veriyor. Yanı sıra Rus demiryollarının Yunan demiryollarını (TrainOSE), Gazprom’un da DEPA’yı almak istediği belirtiliyor. Yunan Başbakanı ve SYRİZA lideri Aleksis Çipras ilk yurtdışı ziyaretini yarın Güney Kıbrıs’a yapıyor. Çipras, gelecek hafta müzakerelere daha açık İtalya, Fransa, İngiltere’ye gidecek ama programında Almanya görünmüyor. Mısır Hamas’ın askeri kanadını yasakladı n Kahire özel mahkemesi, Müslüman Kardeşler’in Filistin kolu Hamas’ın askeri kanadı İzzettin el Kassam Tugayları’nı “terörist” ilan edip yasakladı. Karar bir avukatın örgütün doğrudan Sina’da Mısır ordusunu hedef alan kanlı saldırılara katıldığı şikâyeti üzerine çıktı. Hamas sözcüsü Sami Ebu Zuhri, kararı kınayıp “işgalcinin çıkarlarına hizmet eden tehlikeli bir siyasi karar” dedi. Mısır da Hamas’ı Gazze sınırının bulunduğu Sina Yarımadası’nda radikal gruplara destekle suçluyor. En son perşembe günü Sina’da en az 30 asker ve polis öldürüldü. Mısır, Müslüman Kardeşler, IŞİD, El Kaide ve Sina’daki Ensar Beyt el Makdis’in aynı ideolojiyi paylaştığını söylüyor. Nasrallah’tan İsrail’e: Savaş istemeyiz ama savaştan çekinmeyiz Dış Haberler Servisi İsrail ile Hizbullah arasındaki gerilim Lübnan’ın ardından Suriye sınırında tekfircilerin etkinlik kazandığı Golan bölgesine kaymışken Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah’dan Tel Aviv’e sert çıkış geldi. Nasrallah, “İsrail ile savaş peşinde olmadıklarını ama çatışma Lübnan sınırları dışına taşırılırsa yanıt verecekleri” ikazı yapıp “İsrail şunu bilsin ki biz savaştan korkmuyoruz, çekinmiyoruz. Eğer savaş dayatılırsa cevabını veririz” dedi. Nasrallah, İsrail’i tekfirci grupları kullanmakla da suçladı. sahipler. El Kaide, BM’nin, ABD’nin, Batılı ülkelerin ve Avrupa’nın terör örgütleri listesinde. Uluslararası alanda ve Arap dünyasında terörist olarak görülen El Kaide’nin Suriye kolunun Golan sınırında geniş çaplı bir varlığı var. Netanyahu’nun bundan hiçbir endişesi yok. Kendini bir stratejik analist olarak sunan Moşe Yaalon bu kişilerin varlığından hiç kaygı duymuyor. Tersine Nusra Cephesi’nin bu bölgede bulunmasını destekliyor. Onlara hava desteği sunuyor. Sınırlarını onların yaralılarına açıyor, yaralılarını İsrail hastanelerinde tedavi ettiriyor. Netanyahu bu yaralıları bizzat ziyaret etti.” Hizbullah, Suriye’deki şehitleriyle de “iftihar ettiklerini” vurguladı. Öte yandan Washington Post gazetesi, Hizbullah komutanı İmad Mughniye’nin 2008’de Şam’da öldürüldüğü suikastta CIA’in Mossad’la ortaklığını anlatan bir haber yayımladı. B’de Almanya’yı dengelemeliyiz’ İspanya’da ‘80’lerde Gonzalez de Mitterand’ın yolundan gitti… Gerçekle yüzleşmek lazım: Ya demokrasinin olanaksız olduğunu kabullenip teslim olacağız ve teba konumuna indirgeneceğiz, ya karşımızda 1936’daki Hitler kadar tehlikeli bir düşmanın varlığını kabul edeceğiz. Finans piyasalarının gücünün biz de farkındayız; ama şunun da farkındayız: Ülkelerimiz ‘80’li yıllar Latin Amerikası’na dönüşüyor. Tercih ortada: Ya üçte birin çok zengin olduğu, üçte ikinin kötü yaşadığı, çok fakir olduğu bir sistemi kabul edeceksiniz, ya gerçekle yüzleşeceksiniz. Biz yüzleşmeyi seçtik; ama saf değiliz. Problemleri bir başımıza çözemeyeceğimizi biliyoruz. AB’yi yeniden icat etmemiz lazım. AB’de ağırlığın Almanya’nın gücüyle baş edecek ve sosyal Avrupa’yı tekrar sahiplenecek şekilde; Portekiz, İspanya, Yunanistan, İtalya ve hatta Fransa’ya kayması gerek. Sorunların ayırdındayız ama teslim olmak istemiyoruz. “Siyasi ve ekonomik egemenlik”ten bahsettiğinizde size hemen “Sermaye İspanya’dan kaçar!” yanıtı veriliyor. Bu risk yok mu? Bu kısmen efsane. Unutmayın vaktiyle Sovyetler’in yıkılmaz, dev bir askeri güç olduğu söyleniyordu. Irak’ın kitle imha silahlarından söz ediliyordu. Bizi teslimiyete zorlamak için anlatılan bu masallar hep vardır. (İktisatçı) Albert Hirschman’ın ifadesiyle bu “gericiliğin retoriği”dir. Zorlukların farkındayız. İspanya’nın 4. Avro ekonomisi olduğunu da, kapitalizmin miyop olduğunu da biliyoruz. Finans sektöründen evet bir yanıt gelebilir ama ben inanmıyorum; çünkü kurulu düzende hep daha çok ekonomist giderek borçların ödenemez olduğunu söylüyor. IMF içinde bile bunu söyleyenler var. Avrupa’da iyi teçhiz edilmiş vatandaşlar olmanın avantajına sahibiz. Bu avantajla köleleştirildiğimizi görüyoruz. Borç verenlere bizi daha fazla sıkarlarsa açlıktan öleceğimizi, hiçbir şey ödeyemeyeceğimizi söylemek durumundayız. Daha çok insan giderek “Borçların bir kısmını silelim, gerisini yeniden müzakere edelim!” fikrini içselleştiriyor. Bir adım öteye giderek biz borçları denetlemek istiyoruz. Borçların ne kadarının meşru olmadığını anlamak istiyoruz. ‘A ‘Sermaye kaçar efsanesi boş!’ ‘Araplar mevcut değil’ İsrail 18 Ocak’ta Golan’ın Suriye kesimindeki Kunaytra’da bir Hizbullah konvoyunu vurarak biri İranlı 7 savaşçısını öldürmüştü. Hizbullah geçen hafta misilleme olarak Şeba Çiftlikleri’nde bir İsrail konvoyunu vurup en az iki İsrail askeri öldürerek misillemede bulunmuştu. Nasrallah dün ölen Hizbullah savaşçılarını anma törenine video bağlantısıyla katılıp durumu değerlendirdi. İsrail’i bölgede “kimsenin kendisini engelleyemediğini düşündüğünü fesadın, istikbarın ve zorbalığın sembolü” diye niteleyen Nasrallah, “derin parçalanmışlık, fitneler, musibetler” içinde olduğunu belirttiği Araplara da yüklendi. Hizbullah lideri, Filistin, Lübnan, Suriye halklarına, bölge halklarına seslenerek, “Ne Arap arası, ne Arap silahı, ne Arap Birliği, ne Arap Birliği var. Arap kararları bağımsız değil. Onlar zaten yoklar, onlar var nAlmanya’nın 2. Dünya Savaşı sonrası en sevilen Cumhurbaşkanı Richard von Weizsaecker 94 yaşında öldü. Tüm Almanya’nın ardından yas tuttuğu Weizsaecker Soğuk Savaş sonu, iki Almanya’nın birleşmesi ve yarattığı sancılara denk gelen 198494 arası görev yapmıştı. Hıristiyan Demokrat Birlik’ten (CDU) 12 yıl vekillik, 198184’de Berlin Belediye Başkanlığı yapan Weizsaecker, dönemin CDU’lu Başbakanı Helmut Kohl’ün Nazi Almanyası ile hesaplaşamamasının tersine net bir çizgi çekmişti. Kendisinin de askerlik yaptığı 2. Dünya Savaşı’nın bitişinin 40. yıldönümünde yaptığı tarihi konuşmada, “8 Mayıs 1945 bizim özgürlüğümüze kavuştuğumuz gündü” sözüyle tarihe geçen Weizsaecker için tüm medya ve siyasiler saygı duruşunda bulundu. Weizsaecker 94 yaşında öldü lığı olmayan şeyleri savunuyorlar. Bağımsız resmi Arap kararı nerede?” diye sordu. İsrail’in Hizbullah’a, İran’la nükleer müzakereler sürerken saldırıyı gizleyeceğini ve yanıt veremeyeceğini zannederek “planlı bir suikast operasyonu” gerçekleştirdiğini anlatan Nasrallah, Tel Aviv’i açıkça El Kaide’nin Suriye kolu Nusra Cephesi ile tekfirci grupları çıkarları için desteklemekle suçladı: “Bölge halklarından şu soru üzerinde düşünmelerini istiyorum: Bugün Golan bölgesinde İsrail sınırından Suriye ordu güçlerinin olduğu yere kadar kimler bulunuyor? Burası Suriye içinde 67 km’lik bir alan ve orada Nusra Cephesi var. Binlerce Nusra militanı tanka, topa, rokete, her türlü silaha, tanksavara, patlayıcı maddelere, askeri üslere ve mevzilere Mughniye suikastında CIA parmağı İstihbarat yetkililerine dayanan habere göre, iki servis Mughniye’nin aracına bombalı saldırı için birlikte çalıştı. Bombalar ABD’de imal edildi, Mossad ajanları tarafından Şam’da sahadaki ABD ajanların iletişimiyle patlatıldı. Mughniye 1980’lerde Lübnan’da Batılı rehinelerin kaçırılması, Beyrut’ta 241 ABD’li deniz piyadesinin öldüğü baraka saldırısı ile 1992’de İsrail’in Arjantin elçiliğinde 29 kişinin öldüğü saldırıdan sorumlu tutuluyordu. İtalya’da ilk Sicilyalı cumhurbaşkanı Dış Haberler Servisi İtalyan parlamentosu mafyayla mücadelenin sembolü olan anayasa mahkemesi yargıcı Sergio Mattarella’yı yeni cumhurbaşkanı seçti. Ülke tarihinde ilk kez bir Sicilyalı bu göreve seçildi. 73 yaşındaki Mattarella, yedi yıl sürecek görevini 89 yaşındaki Giorgio Napolitano’dan devralacak. İtalya’da cumhurbaşkanlığı sembolik olsa da siyasi istikrarsızlık hallerinde parlamentoyu fesih, seçim çağrısı ve başbakanı belirlemekle görevli. Üçte ikilik çoğunluğun gerektiği üç turun ardından dün basit çoğunluğun geçerli olduğu dördüncü turda seçilen Mattarella “İlk düşüncelerim önümüzdeki güçlükler ve vatandaşlarımızın umutlarıyla ilgili” dedi. Matteralla “Sicilya’nın temiz yüzünün temsilcisi”. Ailesi antifaşist Hıristiyan Demokratlar’dan. Sicilya’nın valisi olan ve mafyayla mücadele eden ağabey Piersanti, 1980’de öldürüldüğünde, kardeşi Sergio’nun kollarında can vermişti. Ardından 1983’te siyasete atılan Sergio, partisinin sol kanadını “tuttu”. 1990’da Berlusconi’nin medya imparatorluğu hayrına bir kararnameyi protesto için eğitim bakanlığından istifa etmişliği var. Seçilmesi asıl 40 yaşındaki merkez solcu Demokratik Parti lideri ve Başbakan Matteo Renzi için zafer. İtalyan ekonomisin rayına oturtmak için bir dizi reforma soyunmuş Renzi, sürekli şartlı destek sunan merkez sağcı Silvio Berlusconi’nin Forza İtalyası’nın itirazlarını gömüp partisini de birleştirmiş oldu. Renzi zaferi Twitter hesabından “İyi işlere devam Başkan Mattarella. Çok yaşa İtalya!” diyerek duyurdu. Kendi grubuna “boş oy” atma talimatı vermiş Berlusconi, 30 fire ile karşılaştı. Forza İtalya şimdi, Renzi ile kurumsal reform anlaşmasının “geçersiz olacağını” söylüyor. IŞİD Irak’ta Haziran 2014’ten beri kontrol ettiği Musul’da kütüphanelere de el attı. Geçen ay Merkez Kütüphane’yi basan militanlar, baş düşmanlarını farklı fikirleri ortadan kaldırdı. Bir zamanlar kültürel mozaik olan tarihi Musul sakinleri, en önemli bilgi kaynağı addedilen Merkez Kütüphane’den en az 2 bin kitabın 6 kamyonete yüklenip götürüldüğünü aktardı. Bir görgü tanığı, sadece İslami kitaplara dokunulmadığını, bir militanın “Bu kitaplar ahlaksızlığı teşvik ediyor, Allah’a itaatsizlik çağrısı yapıyor. O yüzden yakılacaklar” dediğini söyledi. Bunlar arasında çocuk, şiir, felsefe kitapları, spor, kültür ve bilim ansiklopedileri var. 20’inci yüzyıl başından beri Irak gazeteleri koleksiyonu, Osmanlı döneminin haritalarıkitapları ile ileri gelen 100 ailenin bağışladığı koleksiyonlarının kül olduğu sanılıyor. Militanlar Musul Üniversitesi Kütüphanesi’ni de basıp yüzlerce kitabı öğrencilerin gözleri önünde yaktı. Bir tarih profesörü Sünni Kütüphanesi, Latin Kilisesi ve Dominikan Manastırı Kütüphanesi ile MÖ 5000’lerden kalma eserlerin bulunduğu Musul Müzesi Kütüphanesi’nin de aynı akıbete uğradığını belirtti. IŞİD kütüphaneleri bir bir yok ediyor Bir de “millileştirme” meselesi var. Podemos lideri Iglesias: “Millileştirmeleri savunmuyorum ama elektrik faturalarını İspanyolların ödeyemeyeceği kerteye çıkarırlarsa ve ben hükümetteysem şunu derim” diyor: “Ya faturaları ödenebilir kılın ya elektriği kamulaştırırım. Bir elektrik oligopolü, yurttaşları ısınma olanağından mahrum bırakırsa iki şıktan biri olur: Ya İspanyollar soğukta kalır, ya şirketinize el koyarım! Yurttaşın çıkarı para kazanma hakkınızın önündedir. Aşırı çare olan kamulaştırılmaya başvurulacaksa, bu da yapılır!” Bu sözler elektrik şirketlerince makul mü, devrimci mi bulunur sizce? Tüm liberal Avrupa anayasalarında ki içinde ’78 İspanyol Anayasası da vardır! şu madde var: “Tüm zenginlikler sosyal çıkarları gözetir”. Bizim anayasalarımız demek devrimci de bizim haberimiz yok. Yapılması gereken bu maddeleri uygulamak. Biz gerçekte “özelleştirmeleri geri almak”tan bahsediyoruz; çünkü bu şirketlerin önemli kısmı kamu şirketiyken hükümet yandaşlarına çok düşük fiyatlara satıldılar. Sürecek. ‘Anayasa kadar devrimciyiz’ C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle