23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 31 Aralık 2015 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ZARİFE SELÇUK 6 İnsana özgürlük yaraşır anatçılar Girişimi, Türkiye Yazarlar Sendikası ve PEN Türkiye Üyeleri, dün sabah yeni yılın da eşiğine gelen Umut Nöbeti için Silivri’de bir araya geldi. İtalyan TV 2000 kanalının da ilgi gösterdiği nöbete Sanatçılar Girişimi adına gazetemiz yazarı Ataol Behramoğlu, PEN Türkiye’den Başkan Zeynep Oral ve şair Haydar Ergülen’in yanı sıra, Zeynep Aliye, Halil İbrahim Özcan, Tevfik Taş, Nurdan Arca, A. Ünal Türkmen, Tülin Dursun ve Bilal Kayabay gibi imzalar katıldı. Nöbetin geleneksel dayanışma çadırında Fransız Devrimi’ne asılı “Bastille 1789 / Silivri 2015” ibaresi gözden kaçmazken, Zeynep Oral etkinlikte Uluslar arası PEN Başkanı Jennifer Clement’in aşağıda geçen şu mesajını okudu: “Gerçeği arayan, sorgulayan, araştıran insanları hapse tıkmak, Türkiye’nin lazengin kültür midığı mesajda tüm turasına hakarettir, tuklu gazetecilere atTürkiye’nin tüm fen, “Bir kez daha düşünürlerine ve Türkiye’deki yönetiyazarlarına hakame ifade özgürlüğürettir.” PEN’in Başkan nün yaşamsal öneEVRİM Yardımcısı Norveçli ALTUĞ mini hatırlatıyor ve Yazar Eugene Schoyetkilileri İnsan hakulgin ise Türkiye’ye larına saygılı olmaşu mesajı yolladı: “2016’da ya davet ediyoruz” dedi. Medemokrasinin olmazsa olmaz sajı Kolombiya’dan ABD’ye, koşulu , düşünce ve ifade öz Lübnan’dan Güney Afrika’ya gürlüğü için lütfen ciddi bir birçok isim imzaladı. çaba harcayın!” Nöbete katılan aydınlar, “Dünya Şiir Hareketi” Kokendi el yazılarıyla Erdem ordinasyon Komitesi ise, yol Gül ve Can Dündar’ın şah Sanatçılar Girişimi, PEN ve TYS üyeleri Silivri Cezaevi önündeki Umut Nöbeti’ndeydi S Olasılıkları bir bir tüketme stratejisi ün Kılıçdaroğlu ile Davutoğlu’nun bir araya gelmesine nasıl bakarsınız? İyi tarafından baktığımda, ülkemizin özellikle demokratikleşme ve terör (ve dış politik açmazlar) gibi temel sorunlarını tartışmaları ve iki partinin Meclis’te birlikte hareket etme kararları almaları, sadece sevindirici olur. Türkiye büyük açmazlar içinde, bölünmeye doğru gidiş tehlikesi dahil. Özellikle Batı’nın Türkiye’ye bakışı, bölünmekte olan ülke bakışıdır. Eğer bu politik bir yaklaşıma dönüşürse, başımız belada demektir. Dikkat edin başımız diyorum, tüm bu durumun yaratıcısı bu iktidar ve liderleri olmasına rağmen; bu ülke bizim... İki liderin demokratikleşme konusunda (yüksek seçim barajı, hak ve özgürlüklerin doğal işleyişi, basına gerçek özgürlük, yargının gerçekten tarafsız ve bağımsız işleyişinin sağlanması, siyasal partiler yasası, siyasal etik...) anlaşabilmeleriuzlaşabilmeleri ülke için rahatlatıcı olay olur... Davutoğlu, hükümetin başı olmasına rağmen, tüm bunlarda yetkili mi, bilmiyoruz, hatta sanmıyoruz bile denebilir. D Başbakan ile Cumhurbaşkanı’nın yeni anayasa konusunda düşünce ve stratejilerinin örtüşmediği düşüncesindeyim. Cumhurbaşkanı’nın 2016 gündeminin ana konusu Başkanlık Anayasası’dır, her gün yaptığı konuşmalarda bu konunun aldığı yere bakın, görürsünüz. Önce her olasılığı deneyecek AMASIZ, FAKATSIZ, KEŞKESİZ... U sında bütün tutuklularla dayanışma adına, üzeri kar tanesi figürlü kartlara anlamlı mesajlar kaydetti. Bazı mesajlar şöyle: l Ataol Behramoğlu: İnsana yaraşan özgürlüktür diyenler bizleriz. Dışarda hapiste olmaktansa, içerde özgür olmayı yeğleriz. l Haydar Ergülen: Faşizmin erdemi yok diye / biz ona can veremeyiz l Tülin Dursun: Can Kardeş, güneş doğudan değil Ege’den doğacak artık. mut Nöbeti’ni dün ayrıca Birleşik Kamu İş Konfederasyonu Genel Başkanı Hasan Kütük ve sendika yönetecileri ile Today’s Zaman Yazıişleri Müdürü Celil Sağır ve Zaman Gazetesi Yazarı Nurullah Öztürk devraldı. Kütük, “Çağdaş, laik, demokratik bir Türkiye ve sosyal hukuk devleti, yargı bağımsızlığı ve basın özgürlüğü için mücadelemiz devam edecektir” dedi. Sağır, “Farklı dünya görüşlerinden gazetecilerin mücadele için bir araya gelmiş olmasını büyük bir umut ışığı olarak görüyorum” diye konuştu. Öztürk de “Amasız, fakatsız ve keşkesiz olarak herkes için özgürlük, demokrasi herkesin ortak paydasıdır” dedi. Türkiye Gazeteciler Sendikası, 2015’in son gününde tutuklu gazetecilerle dayanışmak amacıyla Silivri Cezaevi önünde saat 13.00’te gökyüzüne beyaz balonlar uçurulacak. Eyleme, Can Dündar’ın eşi Dilek Dündar ve oğlu Ege Dündar’ın da katılması bekleniyor. Umut Nöbeti’ni bugün gazetemiz Eğitim Editörü Figen Atalay, Hürriyet Gazetesi Yazarı Yalçın Bayer, gazeteciler Ufuk Şanlı ve Nazmi Gökçeli devralacak. l İSTANBUL / Cumhuriyet TGS’den eylem Dosyayı inceleseydiniz görürdünüz Dündar ve Gül’ün tahliye talebinin reddine itiraz edilirken tutukluluğun devamı için gerekçe olmadığı belirtildi Hürriyet çizeri Latif Demirci’ye teşekkürler Siyasi gücü ile dayatıyor Türenç: Böyle bir dönem görmedim B İZMİR’DE ORTAK AÇIKLAMA asın Konseyi, İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), İzmir Barosu’nun ev sahipliğinde ortak basın açıklaması yaptı. Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, “41 yıllık meslek hayatımda böyle bir dönem görmedim. Sıkıyönetim zamanlarında bile haber merkezlerinin böylesine boşaltıldığı, baskına uğradığı bir dönem yaşamadım” diye konuştu. İzmir Baro Başkanı Aydın Özcan “Ülkemizde tutuklama kararları gözdağı verme ve sindirme vasıtasına dönüşmektedir” dedi. İGC Başkanı Misket Dikmen en büyük kaygılarının Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü ile hukukun bağımsızlığı konusu olduğunu dile getirdi. TGS İzmir Şubesi Başkanı Halil Hüner, el koyma ve büro kapatmalarla birlikte 1200 civarında gazetecinin işsiz kaldığını söyledi. l DHA Destek ziyaretleri sürüyor İT TIR’larına ilişkin haberleri nedeniyle tutuklanan gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün tahliye talebinin reddedilmesi kararına itiraz edildi. İtiraz dilekçesinde, tahliye talebini reddeden İstanbul 2. Sulh Ceza Hâkimliği’nden kararı düzelterek Dündar ve Gül’ü salıvermesi, talep yerinde görülmezse itirazın incelenmesi için bir üst Hâkimlik olan İstanbul 3. Sulh Ceza Hâkimliği’ne gönderilmesi istendi. Dilekçede, İstanbul 2. Sulh Ceza Hâkimliği’nin tahliye talebini reddederken sadece yasada yazılı olan madde metinlerine atıfta bulunduğu belirtildi. Hâkimliğin kararının madde metinlerinin tekrarından ibaret olduğu kaydedilerek “Bu karar, Anayasa ve yasaların tutuklamanın devamı için aradığı gerekçeyi barındırmamaktadır” denildi. 2. Sulh Ceza Hâkimliği’nin adli kontrol uygulamasının neden yetersiz kalacağını belirten hukuki ve fiili ne M gerek diğer Hâkimliklerin kararlarında suç tarihi neden net olarak değil de sadece 2015 yılı olarak yazılmıştır? Suç tarihinin net olarak belirtilmemesi ciddi suç şüphesi olmadığının göstergesi değil midir” soruları yöneltildi. Savcı Kiraz davası denlere yer verilmediğine dikkat çekilen dilekçede, “2. Sulh Ceza Hâkimliği tahliye istemlerinin reddine karar verirken yasa maddelerinin tekrarı yerine dosyadaki somut duruma eğilmeyi, tahliye istemimizdeki gerekçeleri değerlendirmeyi tercih edip deneseydi, dosyada tutuklama ve tutukluluğun devamı için Anayasa ve yasanın aradığı şartların olmadığını görmesi kaçınılmazdı” denildi. Dündar ve Gül’e “örgüt içinde hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım” suçlamasının yöneltildiği anımsatılarak “Bu fiil ne zaman başlamıştır? Gerek İstanbul 2. Sulh Ceza Hâkimliği’nin, Basın Kanunu’na göre ceza davası yargılamasının günlük süreli yayınlar için 4 ay içinde açılması gerektiği vurgulanarak “Tutuklamaya neden olan haberlerin yayın tarihinden bugüne kadar geçen süre dört ayı çoktan aşmıştır” denildi. Bu ifadeye gerekçe olarak ise Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın İstanbul Adliyesi’nde rehin alınıp öldürülmesinden önce çekilip sosyal medyada paylaşılan fotoğrafın yayımlanması gerekçesiyle gazetecilerin yargılandığı davanın 4 ay içinde açılmadığı gerekçesiyle düşürülmesi kararı gösterildi. Bu davayla ilgili düşme kararı verilmesini yine Dündar ve Gül’ün avukatları talep etmişti. l İSTANBUL / Cumhuriyet Suç şüphesi yok Nedenini biliyorsunuz. Tüm yetki ve sorumluluklar Başbakan’da olmasına rağmen, Cumhurbaşkanı, partisi ve hükümeti üzerindeki büyük siyasi gücü nedeniyle, bu yetki ve sorumlulukları kullanıyor, en azından paylaşıyor. Siyasi planda egemen olan Cumhurbaşkanı... Davutoğlu’nun temel meselelerde ancak ve ancak Cumhurbaşkanı’nın onayı ve onunla uzlaşı halinde harekete geçebileceği gözüküyor. Bunu da kabul ediyor. Davutoğlu’nun Cumhurbaşkanı’ndan yer yer farklı görüşleri savunduğunu biliyoruz. Ama görüşmelerden çıkan sonuç ana konularda Cumhurbaşkanı’nın iradesini kabul şeklindedir. Mesela 7 Haziran seçimlerinden sonraki tabloda, Davutoğlu gerçekten CHP ile koalisyon görüntüsü verdi, ama bunu gerçekleştiremedi. Cumhurbaşkanı da, aslında kendi üstünlüğünün kaybolacağını gördüğü an, Davutoğlu’nun kendi başına hareket edeceği bilincindedir. Bu bakımdan, Başkanlık Sistemi ile siyasal ve kişisel olarak durumunu yasal garanti altına almak istiyor. Cumhurbaşkanı şimdi, başkanlık sistemli yeni anayasayı Meclis’e ve topluma kabul ettirme politikasında seçenekleri bir bir tüketme stratejisi izliyor. Bu konu CHP ile görüşülecek. MHP ile görüşülecek. Millete gidilmeden önce türlü çeşitli her olasılık denenecek... Davutoğlu da bütün bu aşamalarda rol alacaktır, almak zorundadır. RTE tüm seçenekleri toplum önünde tükettiği anda (referandum dahil), önünde seçimlerden başka bir seçenek kalmadığını söyleyecek ve üçüncü seçimi zorlayacaktır. Tabii, üçüncü seçimi kazanacağını net olarak gördüğü an. Kazanmak demek, en azından 330 milletvekili garantisini görmek demek. Tabii bu stratejisinin tamamı, HDP’yi veya MHP’yi veya ikisini birden Meclis dışına düşürmeyi kapsıyor. PKK ile savaşı da bu bağlamda değerlendirin. Kürt Meselesi, hâlâ RTE’nin oyun alanı, seçim stratejilerinin bir parçasıdır. Dün barış süreci olarak... Bugün de savaş süreci olarak... Davutoğlu ve Kılıçdaroğlu gerçekten bir demokrasi barajı kurabilirler mi? Şimdilik inanacak bir tarafı bulunmuyor bu seçeneğin... HHH Ama hepinize, her şeye rağmen mutlu bir yeni yıl diliyorum. Umut var mı diye sormayın, umut tükenmez. İki bilge konferansı Her ayın ilk cumartesi günü Bahçeşehir’de düzenlediğimiz Doğan Kuban Bozkurt Güvenç konferansı, bu cumartesi yani 2 Ocak’a denk gelmesi ve üniversitenin kapalı olması nedeniyle 9 Ocak tarihine ertelenmek durumunda kalındı. Yine Beşiktaş’ta Bahçeşehir Üniversitesi’nde... GÜNDEM BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ BU İMPARATORLUK YIKILMALI MİT TIR’ları haberi nedeniyle tutuklanan gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcimiz Erdem Gül’e destek için gazetemizin Şişli’deki merkez binasını ziyaret eden Sivas Divriği Kültür Derneği üyeleri danışma meclisi toplantısını gazetemizde yaptı. Toplantının gündemini ise basın özgürlüğü konusu oluşturdu. Divriği Kültür Derneği Başkanı Cafer Yıldız, Dündar ve Gül’e yazdıkları notu okuyarak “Basın özgürlüğü gündemi ile gazetede toplandık. Özgürlüğünüze kavuşacağınız günün kısa sürede gelmesi dileğiyle dayanışmamızı sunuyoruz” diye konuştu. Makina Mühendisleri Odası (MMO) İstanbul şubesinin yeni yönetimine aday olan Demokrat Makine Mühendisleri grubu üyeleri de Şişli’deki gazetemiz binasına destek ziyaretinde bulundu. Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven, Yayın Danışmanı Doğan Satmış ile Haber Müdürü Aykut Küçükkaya tarafından karşılanan gruplar daha sonra açıklama yaptı. Demokrat Makina Mühendisleri’nden Battal Kılıç, “İktidar sindirme ve yıldırma politikasını sürdürüyor. Bir an önce yaratılan bu imparatorluk yıkılmalı” dedi. l İSTANBUL / Cumhuriyet C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle