23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 31 Aralık 2015 haber EDİTÖR: ELİF TOKBAYASLAN YILDIZ TASARIM: ŞÜKRAN İŞÇAN 4 Davutoğlu yeni anayasa için Kılıçdaroğlu’yla bir araya geldi Abdülhamit ve hilafet alı günü, Tayyip Bey’in, Osmanlı’nın Hindistan’daki mazlumların çağrısı üzerine donanma gönderme sözlerine atıf yapar ve Ertuğrul Firkateyni’nin Japonya seferi sırasında Asya Müslümanlarında yarattığı coşkudan söz ederken Abdülhamit’in, dikkatli hilafet politikasının sınırlarını iyi bilmek gerektiğini belirtmiştim. Osmanlı’da özellikle 18. yüzyıldan itibaren önem kazanmaya başlayan hilafet makamı Abdülhamit’in iç ve dış politikasının temel direklerinden biri olmuştur. Sultan bu tutumuyla, Tanzimatçıların laikreformist, aynı zamanda da tahtın gücünü örseleyen politikalarına karşı, saltanatın temellerini güçlendirmeye yönelik yeni bir siyasi yol tutmuş oluyordu. Yenilgiyle biten savaşlar ve Müslüman mülteci akını ile imparatorluğun Müslüman nüfus oranının 1875 ile 1880 arasında yüzde 66’dan yüzde 75’e çıkmış olması da bu politikanın dayanaklarından birini oluşturmaktaydı. Hilafet makamı Abdülhamit’in dış politikasında da önemli bir rol oynamaktaydı. Osmanlı Sultanı’nın, dünya Müslümanlarının ruhani lideri olarak, Fransa, İngiltere, Hollanda gibi ülkelerin sömürgelerinin Müslüman halkı üzerindeki etkisi emperyal güçleri fevkalade tedirgin etmekteydi. HHH Abdülhamit açısından Osmanlı İmparatorluğu dışındaki Müslümanların koruyucusu konumuna yükselmek, imparatorluk içindeki Hırıstiyan nüfusu himaye eden büyük devletlere karşı aynı koza sahip olmak anlamını taşımaktaydı ve Hıristiyan âlemi ile eşitler arası diyalog kurmanın da bir yoluydu. Büyük güçlerin Bombay, Madras, Kalküta, Batava, Karaçi gibi önemli sömürge merkezlerinde Osmanlı konsoloslukları S bulunmaktaydı. Halife’nin Panislamist bir politika gütmesi veya cihat çağrısı yapmasının bu ülkelerin kâbusu olduğunu bilen Abdülhamit’e göre cihat bir göz korkutma aracı, tehdit olarak kalmalıydı. Sultan, saltanatı boyunca bu silahı kullanmaktan kaçınmıştı. Nitekim 93 Harbi olarak anılan 187778 savaşı sırasında Abdülhamit, Ruslara karşı cihat açmadığı için Ali Suavi tarafından eleştirilmişti. Abdülhamit saltanatı boyunca, Müslümanlar üzerinde gerçekten otoriteye sahip olan ama bu otoriteyi de büyük devletlerin çıkarına kullanan bir görüntü vermiştir. Örneğin, 1881 1882’de Bosna Hersek Müslümanları isyan edince Sultan, yatıştırıcı bir rol üstlenir.1906’da Panislamizm adlı yapıtında Vambery, Abdülhamit’in Panislamizmini korkuluğa benzetir. HHH Birinci Dünya Savaşı ilan edildiğinde Abdülhamit, Beylerbeyi Sarayı’nda sürgünken halefi Mehmet Reşat’ın cihat ilan ettiğini öğrenince çok şaşırmış, bunu büyük bir hata olarak nitelemiş ve kızına şöyle demişti: Cihadın kendisi değil, fakat ismi elimizde bir silahtı. Nitekim, olaylar Abdülhamit’i haklı çıkarmış cihat ilanı fiyasko ile sonuçlanmıştır. Değerli okurlar, bu yazı kimi çevrelere egemen olan Osmanlılık tutkusunun boşluğunu ve tarihi gerçeklerle nasıl çeliştiğini anlatmak için yazılmıştır. Abdülhamit hayranlarının çizdikleri Abdülhamit görüntüsü de tarihi gerçeklerle çelişmektedir. Kısacası Abdülhamit bunlardan çok daha tedbirli, akıllı ve ihtiyatlı, dış politikası da bunlarınkinden çok daha gerçekçiydi. Her şeyde olduğu gibi Abdülhamit konusunda da, kof taklitlerden kaçınmak gerek! aşbakan Ahmet Davutoğlu ile CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu anayasa uzlaşma komisyonunun tekrar canlandırılması ile demokrasi ve özgürlükler üzerindeki 12 Eylül’ün tüm engellerinin kaldırılmasının da aralarında bulunduğu 4 temel başlıkta uzlaşmaya vardı. Başkanlık FIRAT KOZOK sistemi konusunda pozisyonlarını koruyan liderler, süreçte en temel ayrışma alanının bu konu olacağının sinyalini verdi. Görüşme sonrası partilerin sözcüleri Haluk Koç ve Ömer Çelik arka arkaya açıklamalar yaptılar. Cumhuriyet’in edindiği bilgilere göre, yeni anayasa, iç tüzük, AB reformları gibi ana başlıkları bulunan görüşmede liderler, TBMM Başkanı Cemil Çiçek döneminde kurulan ve 60 maddede uzlaşan ancak sonra çözümsüz kalan Anayasa Uzlaşma Komisyonunu’nun yeniden canlandırılması ve eşit temsil konusunda anlaştılar. Üzerinde uzlaşılan bir diğer konu özgürlükler ve demokrasi konusunda 12 Eylül hukukunun oluşturduğu tüm engellemelerin kaldırılması konusu oldu. İki lider bu konuda da görüş birliğine vardı. Bu çerçevede 12 Eylül hukuku ile ilgili olarak her iki taraf da mevzuat taraması yapacak. Danışmanlar bir araya gelerek çalışmalarını birleştirecek. CHP lideri bu konuda “yüzde 10 barajı” ve “liderlik sultası” örneklerini vererek, “Mesela milletin vekilini milletin kendisi seçmeli. Lider baskısı olmazsa zaten parlamento güçlü bir şekilde işler” dedi. Davutoğlu, görüşmede iç tüzükle ilgili çalışmaları anımsatarak, TBMM’nin Başkanlık dışındaki konularda uzlaşma B Yaklaşık 2.5 saat süren ilk randevuya AKP kanadından Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan, AKP genel başkan yardımcıları Mehmet Ali Şahin, Ömer Çelik ve Grup Başkanvekili Naci Bostancı katıldı. Kılıçdaroğlu’na ise CHP genel başkan yardımcıları Haluk Koç, Selin Sayek Böke ve Bülent Tezcan ile CHP Grup Başkanvekili Engin Altay eşlik etti. Kılıçdaroğlu, Davutoğlu’nu Meclis’teki makam odasının girişinde karşıladı. İkili girişte gazetecilere poz verdi. İki lider, Davutoğlu’nun 4 Ocak’ta MHP ile görüşmesinin ardından ikinci bir randevu için uzlaştı. VU İLK RANDE RDÜ SÜ 2.5 SAAT Kılıçdaroğlu merakını gideremedi yasama gücünün daha da geliştirilmesi gerektiğini ifade etti. CHP Lideri de bu konuda iç tüzük komisyonunun çalışmalarını sürdürmesi gerektiğini ifade etti. Bu konuda da görüş birliğine varıldı. CHP lideri, AKP’nin sık sık başvurduğu “torba yasa” uygulamasından duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. CHP lideri, birbiriyle alakasız konuların bir araya getirilerek Meclis’ten geçirilmesinin doğru olmadığını ifade etti. Kılıçdaroğlu, Davutoğlu’nun AB uyum yasalarının hızla çıkartılması gerektiği yönündeki görüşünü destekledi. Kılıçdaroğlu, fasıllar açılmadan gerekli yasaların çıkartılması konusunda hükümete destek vereceklerini söyledi. Torba yasa tepkisi HP Lideri, partisinin son grup toplantısında yaptığı konuşmada, Başkanlık sistemi konusunda AKP’nin nasıl bir model düşündüğünü merak ettiğini söylerken, “Bana anlattıklarını burada size de anlatacağım” demişti. Ancak Kılıçdaroğlu, dünkü görüşmede model konusundaki merakını gideremedi. Davutoğlu, bu konuyu Anayasa başlığının parçası olarak gündeme getirdi ancak detaya girmedi. Davutoğlu, başkanlık sistemine gerekçe olarak parlamenter demokratik sistemin aksaklıklarını gösterirken, Kılıçdaroğlu, “Parlamenter demokratik sistem güçlendirilirse siyasetimiz lider baskısından da kurtulur, güçler ayrılığı işle C miş olur. 200 yıllık deneyimlerimizin çöp sepetine atılmasına karşıyız. Parlamenter demokratik sistem tam işlerse, sorunlarımız çözüleceği kanaatindeyiz. Aksaklıklar genellikle, cumhurbaşkanının tarafsızlığı korumamasından ve yetkilerini aşmasından kaynaklanıyor” dedi. Davutoğlu’nun, “Yargı bağımsızlığı başkanlık sisteminde daha etkin” sözleri üzerine de Kılıçdaroğlu, “Yargı bağımsızlığı söz konusu değil. İl ve ilçe yönetim kurullarınızda yöneticilik yapan avukatları, hâkim olarak atadınız. Bu isimlerin tarafsız karar vereceğine inanıyor musunuz” yanıtını verdi. ‘Yargı bağımsız değil’ Görüşmede Dündar ve Gül başta olmak üzere tutuklu gazeteciler de konuşuldu ‘Tutuksuz yargılansınlar’ örüşmede Kılıçdaroğlu, Can Dündar ve Erdem Gül başta olmak üzere tutuklu gazetecilerle ilgili rahatsızlığını dile getirdi. Kılıçdaroğlu, “MİT TIR’larının silah taşıdığını ortaya çıkartan gazetecilerin tutuklanmaları doğru değil, bu kabul edilebilir bir şey değil” derken, Davutoğlu “Ama devlet sırrı” diye yanıt verdi. Kılıçdaroğlu da bunun üzerine, “Hayır devlet sırrı değil. Devlet, örtülü operasyonlar yapar. Ama örtülü operasyonlar ortaya çıktığında, devlet bu operasyonları yapanların arkasında durmaz. Durursa bu, hukuk dışılığı güçlendirmek olur” ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu’nun cezaevlerinde 32 gazetecinin olduğu yönündeki açıklaması üzerine AKP heyetinden “Hepsi gazetecilik faaaliyetinden dolayı cezaevinde değiller” itirazı geldi. Kılıçdaroğlu, bunun üzerine de “Ben meslek örgütlerinden aldığım bilgiyi paylaşıyorum” dedi. Kılıçdaroğlu’nun gazetecilerin tutuksuz yargılanmaları gerektiğini vurgulayınca Davutoğlu, “Sizin de bu konuda bir çağrınız olmuş” dedi. CHP lideri, bu konuda yasal bir düzenleme gerektiğini, aslolanın tutuksuz yargılanma olduğunu söyledi. Başbakan ise, tutuksuz yargılama konusunda kendisinin de hemfikir olduğunu, bu görüşünü daha önce de açıkladığını ifade etti. G ‘ODTÜ’deki provokasyon’ Görüşmede, sözcülerin açıklamalarına yansımayan bazı önemli başlıklar da vardı. Bunlardan biri de ODTÜ oldu. Bazı AKP’lilerin sert bir dille hedef aldığı üniversite konusunda CHP lideri, “Orada yaşananlar, provokasyondur. İbadet özgürlüğüne yönelik ortaya atılan bir iddia ODTÜ’nün geneline mal edilemez. Siyasiler açıklamalarına dikkat etmeli” dedi. ‘Yasal düzenleme gerekli’ avutoğlu, görüşmeden sonra NTV’nin sorularını yanıtladı: Başkanlık sistemi dedik: Doğru olanın başkanlık sistemine geçmek olduğunu söyledik. Ruha sahip olduktan sonra diktatörlüğe dönmez. Tartışalım. Herkes kendi çözümünü ortaya koysun.  Daha önce sunulan teklifi getiririz: Anayasa uzlaşma komisyonu süreli olarak, geri kalan çalışmayı sürdürsün. Daha önce uzlaşma Komisyonu’nda sunduğumuz bir teklif var. Bunu gündeme getiririz. Başkan Davutoğlu: Eski teklifi getiririz D lık sisteminin yanlış olduğunu söylüyorlarsa gerekirse o yanlışları birlikte düzeltelim. Eski teklifi beraber değerlendirebileceğimizi söyledim. CHP buna evet dedi. Başkanlık sisteminizdeki federalizmle doğrudan alakası yok. Üniter devletlerde de başkanlık sistemi olur. Başkanlık sisteminin diktatoryaya sebep olmayacağını belirttik.  Parti kapatmaya sıcak bakmayız: Belediye Başkan’ları da HDP milletvekilleri de hukuk kurallarına uymak zorundalar. Değilse hesap verirler. Parti kapatmaya sıcak bakmayız. Manidar savunma: MHP önce kampa Editoryal bağımsızlık sonra halka gidecek aşbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Atatürk’ün ölüm yıldönümünde “Zulüm 1938’de son buldu” ifadesini kullanarak yayın yapan AKİT TV’yi “Yayın kuruluşlarının yayınlayacakları programlar editöryal bağımsızlıkları kapsamında bulunmaktadır. Yayın politikasına müdahale edilmesi Üst Kurulun görev, yetki ve so B rumluluk alanının dışında kalmaktadır” diye savundu. Tepkilerin ardından RTÜK kanala uyarı cezası vermişti. Konuyu TBMM gündemine taşıyan CHP Milletvekili Engin Özkoç, kanala karşı nasıl bir yaptırım uygulanacağını RTÜK’ten sorumlu Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’a sormuştu. l FIRAT KOZOK/ ANKARA HP’nin 8, 9, 10 Ocak’ta Kızılcahamam’da gerçekleştireceği kampta ana gündem maddelerini yeni anayasa tartışmaları, çözüm sürecinin Türkiye’ye etkileri, komşu ülkelerle ilişkiler ve başkanlık sistemi ile DTK’nin açıkladığı özerklik taleplerinin ne anlama geldiği gibi konular oluşturacak. MHP’nin yeni anasaya tartış M malarıyla ilgili olarak Davutoğlu ile yapacağı görüşme sonrasında, anayasanın ilk 4 maddesinin vazgeçilmezliğini bir kez de kampta karara bağlanacağı belirtilirken bunun milletvekilleri aracılığıyla halka da anlatılmasının sağlanacağı ifade edildi. Bu çalışmalara DTK’de ilan edilen 14 maddeyi de eklediği belirtildi. l SELDA GÜNEYSU/ANKARA C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle