28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 29 Kasım 2015 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: BETÜL BERİŞE 4 Türk yurduna baskın Evrenci evrensel evgili, Silivri’de Can Dündar ve Erdem Gül için haftanın günlerinin anlamı değişmiştir sanırım. Artık günler avukat ziyareti, görüşme ve açık görüşme günü olarak birbirlerinden ayrılıyordur herhalde. Yoksa içeride, pazartesinin perşembeden, cumanın çarşambadan bir farkı yok. Tıpkı uzaklıklar gibi. Can Dündar ile Erdem Gül’e, evleri de, Sidney de aynı uzaklıkta, aynı ulaşılmazlıktadırlar. Onun için sana “dünyada her yere aynı uzaklıktaki mekân neresidir” diye sorarlarsa bil ki, yanıtı hapishanedir. Bu pazar elimde değil, Silivri’ye yeni girenleri düşünüyorum. Bence, yeni girenler, eski girenler, şundan girenler, bundan girenler ayrımı yapmaksızın onları hep düşünmeliyiz. Hatta günün belirli bir zamanında, örneğin tam öğle üzeri, beş dakika süreyle, bizim için içeride olanlara yoğunlaşmalıyız. Bu empati kendi içinde bulunduğumuz durumu daha iyi kavramamızı da sağlar. Bu arada İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı önceki gün yaptığı yazılı açıklama ile arkadaşlarımızı düşündüğünü bir kez daha kanıtlamıştır. HHH İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu’nun imzasını taşıyan ve soruşturmanın anayasal teminat altında bulunan basın özgürlüğü ile hiçbir alakası bulunmadığını belirten açıklama beni 31 yıl öncesine, Kenan Evren dönemine götürdü. O zaman, bir grup profesör, sanatçı, gazeteci, dünyanın en büyük barosunun başkanı, yıllarca devleti yurtdışında temsil etmiş bir emekli büyükelçi tutuklanıp içeri tıkılmışlardı. Elli ABD Kongre üyesi de, düşünce özgürlüğüyle bağdaşmayan bu davranışı düşünce özgürlüğü adına eleştirmişlerdi. Evren’in Rus polisi, Saratov kentinde bazı Türk öğrencileri gözaltına aldı S Çankaya’da oturduğu ve bu kişilerle ilgili davayı bizzat takip ettiği bir dönemde yaptığı açıklamada devlet söz konusu kişilerin düşüncelerini açıkladıkları için değil, anarşist oldukları için içeri alındıklarını ileri sürmüştü. İçerideki gazeteciler için de aynı gerekçelere dayanan açıklamalar yapılıyordu. Evrenci mantığın, evrensel mantık, Evrenci rejimin evrensel demokrasi karşısındaki zıtlığını bundan daha iyi hiçbir şey gösteremezdi. Evrenci rejimin baştan aşağı Evrenci mantığının çarpıklığına bak sen! HHH 12 Eylül bitti, Evren gitti. Hatta 12 Eylül 2010’da, “12 Eylül’ün vesayetçi anayasasını tasfiye ediyoruz” diye bir kampanya ile anayasal referandum yapıldı. Önde gelen sazanlar bu kampanyaya kandı, “yetmez ama evet” diye balıklama daldı. Oysa daha o zaman da söylediğimiz gibi, Evrenci düşünce tarzı kaldı. Hatta daha da beter hal aldı. Yargının evrensel ölçütlere uymasını sağlamak yargı bağımsızlığının evrensel güvencelerini getirmek bir yana, Evrenci adalet daha da güçlendi. Evrensiz Evrenizm dönemi başlamıştı. Ama adı Evrenizm olarak konmamıştı. İki rejim arasındaki ayniyeti hiçbir şey, 31 yıl arayla yapılan iki açıklama kadar net bir biçimde ortaya koyamaz. Daha da zaman geçti, Kenan Evren güya yargılandı, sonra emri Hak vaki oldu aramızdan ayrıldı. Evren dönemi bitmiş, Evren gitmiş, ama evrensel ölçütler gelmemiş, Evrenci düşünce tarzı ve Evrenci kurumlar yerlerinde kalmıştı. Bu hazin çelişkinin sindirilmesi, birçok kişiye, haklı olarak şu soruyu sorduruyor: Evren’den kurtulup, bir türlü Evrencilikten kurtulamamak bu toplumun kaderi mi? ürkiye’nin hava sahası ihlali gerekçesiyle Suriye sınırında Rus uçağını düşürmesi iki ülke arasındaki ilişkileri kopma noktasına getirirken Rusya’daki Türklere yönelik uygulamalar giderek sertleşiyor. Rus polisi, Moskova’nın 840 kilometre güneydoğusunda, Volga nehri kıyısında bulunan Saratov kentinde, yaklaşık 100 Türk öğrencinin kaldığı üniversite yurduna sabah saatlerinde baskın düzenledi. Hürriyet gazetesinin internet sitesine konuşan bir öğrencinin anlatımına göre; 06:00 sularında eğitimli köpeklerle Saratov Devlet Üniversitesi Yurdu’na gelen polis, sadece Türk öğrencilerin odasına gelerek pasaport kontrolü yaptı, bazı odalara ise kapı kilitlerini kırarak girdi. “Yalnız mı kalıyorsun”, “Erkek arkadaşın var mı” gibi sorular yöneltilip evrakları kontrol edilen 20 kadar öğrenci gözaltına alındı. İddiaya göre; sonrasında narkotik birimlerince hastaneye götürülen öğrencilere idrar testi yapıldı; doktorlar, uyuşturucu kullanıp kullanmadıklarını sordu. Testler için başlarında bekleyen polisler tarafından sınır dışı edilmekle tehdit edildiklerini anlatan öğrenciler, küçük bir boş kâğıt parçasına imza atmak zorunda bırakıldı. Öğrencilerin bir kısmı daha sonra serbest bırakıldı. Tedirgin olduklarını anlatan öğrenciler, “Türkiye’ye dönmeyi düşünüyorum. Şartlar giderek ağırlaşıyor. Fakat Moskova’ya trenle 15 saatlik bir mesafede burası. Yolda başımıza ne gelir, öngöremiyorum” diye konuştu. Milli Eğitim Bakanlığı’nın yurtdışı programları ve çeşitli üniversiteler arasında yapılan akademik işbirliği kapsamında Rusya’ya giden öğrenciler, yüksek lisans ve doktora yapıyor. Akkuyu Nükleer Santrali’nde çalışması planlanan üniversite öğrencileri de eğitim için Rusya’ya gönderilmişti. l Haber Merkezi T ACİL DEĞİLSE RUSYA’YA GİTMEYİN Rusya ile kriz tırmanırken, Dışişleri Bakanlığı, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına seyahat uyarısı yaptı. Dışişleri’nden yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Türkiye ile Rusya Federasyonu arasındaki ilişkilerde son dönemde yaşanan gelişmeler çerçevesinde, 24 Kasım 2015 tarihinden itibaren vatandaşlarımızın Rusya Federasyonu’na seyahatlerinde ve anılan ülkede ikametlerinde bazı sıkıntılarla karşılaşıldığı görülmektedir. Bu durum açıklığa kavuşturuluncaya kadar, vatandaşlarımızın anılan ülkeye aciliyet ve önem arz etmeyen seyahatlerini ertelemelerinde yarar görülmektedir.” l ANKARA / Cumhuriyet Kuzu Sınır dışı tehdidi S400’ler LAZKİYE’DE Türkiye Suriye sınırında Rus uçağının düşürülmesinin ardından Moskova’nın Suriye’ye gönderme kararı aldığı S400 hava savunma sistemleri Lazkiye’deki Humeymim üssünde konuşlandırıldı. S400 Rusya’nın envanterindeki en gelişmiş hava savunma silahı. Menzilleri Türkiye’nin neredeyse yarısını kapsıyor. Misilleme: Döner yemeyin R usya’nın aşırı milliyetçi Liberal Demokrat Partisi LDPR milletvekili ve Sağlık Koruma Komite Başkanı Sergey Furgal, Rus vatandaşlarından Türk kafeleri ve restoranlarını boykot ederek Türk mutfağından vazgeçmelerini istedi. Furgal, “Türkiye’nin teröristleri desteklediğini dikkate alırsak biz de bu sürece katılacağız. IŞİD Suriye’den Türkiye’ye petrol taşırken ve Türkler onlardan petrol satın alırken Türkler bizim kanımızı satın alıyorlar” dedi. Furgal başta “Döner olmak üzere Türk ürünlerinin kalitesinden şüphe ettiklerini belirterek, “Bu ürünler ne kalitede hazırlanıyor? Türkler sahte alkol yapmayı ve vatandaşlarımızı zehirlemeyi de çok seviyorlar. Bu Türkiye’nin Müslüman ülke olması ve orada alkolün az üretilmesi ile anlatılıyor” diye konuştu. l Dış Haberler umhurbaşkanı Başdanışmanı Burhan Kuzu, Twitter’dan yaptığı açıklamada, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e tepki gösterdi. Kuzu şu tweetleri attı: “Rusya DAEŞ petrolünü Suriye’ye pazarlıyor. Fakat suçu bize atıyor p.şt. Rusya özür bekliyormuş! Haneye tecavüz eden sensin Türkiye değil ki be Rusya.. Rusya’nın tutumunu eleştiren bazı şeyler yazdım. Bir de ne gördüm ne kadar da Rus yanlısı hain varmış. Bunlar sosyal medyanın kazmaları. Putin, kabadayılık yapıyor ve kırılan gururunu garip ifadelerle ve en bayağı yaptırımlarla gidermeye çalışıyor. Ne dedi Putin: ‘Terör destekçileri bizi sırtımızdan bıçakladı’. Türkiye güya DAEŞ’i destekliyor. Ne dersin Putin’e içerdekilere bakınca? Bu Hükümet, rejimi islamlaştırmaya çalışıyormuş! Bu söz kimin? Tabiiki Putin’in. Şimdi düşürülen uçakla bunun ne alakası var?” l Haber Merkezi Burhan Kuzu ağzını bozdu C C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle