28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 29 Kasım 2015 EDİTÖR: CAN DOKER haber 15 KONUK YAZAR SELİN GİRİT Gazeteciler bugün tek ses! Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanmasını protesto eden gazeteciler bugün Mecidiyeköy’de toplanıp Cumhuriyet’e yürüyecek azetecilere Özgürlük Platformu (GÖP) üyeleri gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcimiz Erdem Gül’ün tutuklamasını protesto edecek. Üyeler bugün saat 12:00’de Mecidiyeköy Cevahir Alışveriş Merkezi (AVM) önünden, Şişli’deki gazetemiz binasına dayanışma yürüyüşü gerçekleştirecek. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Türki G . ‘Inadına şarkılar söyleyeceğiz’ Sevgili Can, Sevgili Erdem; Çok iyi bildiğiniz gibi bu ülkede çıkarılan gericiliğin yangınında babalarımızı yitirdik. Yakınlarımızın öldürümünün ardından pek çok siyasi saikle işlenen cinayette olduğu gibi sürdüğümüz hukuk mücadelesi içinde ayakta kalmaya çalıştık. Gri mahkeme salonlarında sonuç alamayacağımızı bildiğimiz halde çabaladık. Defalarca katliamın temelindeki ilişkilerin hiçbir şekilde aydınlatılmadığını, adaletin rafa kaldırıldığını, anayasanın dahi üzerinde olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ihlal edildiğini gördük. Soğuk adliye koridorlarında, taş duvarlar üstümüze üstümüze gelirken aradığımız sıcaklığı çoğunlukla sizin gözlerinizde bulduk. Bazen buruk bir gülümseyişte, bazen dostça bir dokunuşta, bazen de sevgiyle kucaklaşmada... Çünkü haksızlıklara karşı bir kalkan gibi durarak önce insan, sonra gazeteci kimliğinizle sesimize ses katmak için çalışıp didindiniz. Bu ülkede siyasi cinayete kurban gidenlerin simge isimleri birleşip koskoca bir acılar ailesi olduğumuzda da kendimizi sizin köşelerinizde, programlarınızda anlatmaya çalıştık. Bugün namuslu, mesleğinin hakkını veren gazeteciler olarak salt gerçeğin peşine düştüğünüz için bu defa bizim adalet uğruna direndiğimiz salonlarda siz yargılanıyor, dahası tutuklanıyorsunuz. Çok açık ki, devlet sırrını korumak, devlet görevlilerinin işidir. GazeteciEren Aysan ye Gazeteciler Sendikası (TGS), Türkiye Gazeteciler Federasyonu, Çağdaş Gazeteciler Derneği’nin de aralarında bulunduğu 94 basın örgütünün oluşturduğu GÖP Dündar ve Gül’e yapılan tutuklamaya karşı tek ses, tek yürek olacak. Grup, yürüyüşün ardından gazetemizin Şişli’deki binası önünde basın açıklaması yapacak. l İSTANBUL/Cumhuriyet Soruları kim soracak? aha geçenlerde yaptığı bir konuşmasında gazetedeki odasının iki penceresi olduğunu söylüyordu: Biri adliyeye, diğeri mezarlığa bakan. Üçüncü bir pencereden söz etmişti. “İfadenin özgür, yazmanın serbest, sansürün yasak olduğu demokratik bir geleceğe bakıyor” demişti. Umarız bir penceresi vardır şimdi, umarız gökyüzünü görüyordur. Ne Can Dündar ne Erdem Gül. Penceresiz kalmamalılar. Yapmayı seçtiğim meslekten ötürü başıma ilk kez bir iş geldiğinde, bir editörüm, “Gazetecilik zor iş Selin” demişti. Ne kadar zor olduğunu son birkaç yılda daha iyi anlıyoruz. Bir kez daha mahkemeden tutuklama kararı çıkıyor gazeteciler için. İşlerini bildiğimiz, saygı duyduğumuz, bazımızın çocukluk, diğerinin yıllardır o gazete senin bu gazete benim dolaştığı yol arkadaşı belki. Arkadaşlar tutuklandık, diyor mahkeme salonunun dışında bekleyenlere. İki kelime. Kimi manşetlere basının kara günü diye taşınıyor haber, kimi gazetelerde ilk sayfadan görülmeye değer bile bulunmuyor. Adliyeden ayrıldıktan sonra o akşam adını belki de daha çok hak eden, adliye binasının hemen karşısındaki Adalet Çay Bahçesi’ne gidiyoruz birkaç arkadaş. Masada, kaç yıl geçmişti, diye konuşuluyor. Hesap ediliyor. Dört yıl yanıtı geliyor. Hazır mıyız peki yeniden gazetecilik için adliye koridorlarında mücadele etmeye? Mecali mi kalmadı yoksa kimsenin? Yanıt bekleyen sorular değil. Herkes biliyor ki yanınızdayız demekten başka seçenek yok. En son bu meslek adına ne zaman canın bu kadar yanmıştı, diye soruyorum kendime. Tutuklamalar, baskınlar, tehditler, dayaklar. Bu ara canımız çok yanıyor gibi. Bugün gazeteciliğin sınırlarının bir kez daha çizildiği bir dönemden geçiyoruz. Devlet güvenliği basın özgürlüğünden, kamunun haber alma, bilgilenme özgürlüğünden öncelikli midir? Devletin suç işleme özgürlüğü var mıdır? Güvenlik gerekçesi suçu örter mi? Bu sorular soruldu. Bunları tekrar etmemiz gerek. Tartışmamız gerek. Vereceğimiz yanıtlarla sadece bu mesleğin değil, hepimizin, geleceğimizin şekilleneceğini anlamamız gerek. ABD’nin kurucu başkanlarından Thomas Jefferson, 1787’de yaptığı bir konuşmada şöyle der: “Gazetelerin olmayıp hükümetin olduğu bir dünya ile hükümetin olmayıp gazetelerin olduğu bir dünya arasında bir tercih yapmam gerekse, hiç tereddütsüz ikincisini seçerdim.” Yani hükümet ile gazetecilik arasındaki ip çekme mücadelesi bugüne, hatta bu yüzyıla bile dair değil. Yazının tarihi kadar eski yazanlar ile yazılmasını istemeyenler, gerçeği açığa vurmak isteyenler ile üstünü örtmek isteyenler arasındaki yarış. Demokrasi mücadelesi verenlerin durduğu yer ise hep sabit: Özgür basının hemen yanı. Birkaç yıl önce bir konuşma yapmış, birkaç soru sormuştum: Doğru ne? Yanlış ne? Bunu kim soracak? Bunu soranlara ne olacak? Nisan 2013’tü. Bugün Kasım 2015. Sorular hâlâ geçerliliğini koruyor. Yanıtları da maalesef hâlâ aynı. Ama bizler, sormaya devam edeceğiz. Çünkü biliyoruz ki pencerelerimiz demokratik bir geleceğe, doğruya, gerçeğe ancak sordukça açılacak. Çünkü yalnız değildir dediğimiz arkadaşlarımızın dört duvar arası yalnızlıklarını ancak böyle paylaşabileceğiz. Çünkü gazetecilik bunu gerektirir. D Peki hazır mıyız? Sivas katliamında babalarını yitiren Zeynep Altıok Akatlı ve Eren Aysan’dan, adalet arayışlarında kendilerini hiç yalnız bırakmayan Can Dündar ve Erdem Gül’e mektup Tartışmamız gerek Zeynep Altıok nin işi ise, ‘kamu adına’ o bilgiye ulaşmaktır. Edindiğiniz bir bilgiyi paylaştığınız için büyük ‘suç’ işlediğiniz yalanı savunuluyor şimdi gözümüzün içine baka baka... Daha çok sarılacağız Bilin ki, bugün halkın bilgi edinme hakkını savunan sizler, mahkeme salonundan çıkarken, ailelerinizden, sevdiklerinizden, dostlarınızdan koparılmadınız yalnızca... Bu ülkede adalet mekanizmasının yanlış işleyişine bir kere tanık bırakılan bizden de uzaklaştırıl dınız. Evet, mahkemeden çıkıp polis arabasında bundan sonraki misafirhanenize giderken, cezaevi kapısında gardiyanlar teslim alıp koğuşa götürürken, sonrasında gri beton koridorlardan geçip de sürgü üstünüze kapanırken, yüksek sesle “allah kurtarsın” cümlesi kurulurken derin bir yalnızlık bulutu çöker kişinin üstüne. Her şey üstüne üstüne yürür insanın. Koğuştaki basit bir eşyanın hüznü bile içine işler. Üstüne kilitli bir koğuşta insanın acısını insan alır sadece. Artık uzanamadığımız bir el olsa da aramızda daha çok sarılacağız birbirimize. Ve Brecht’in dediği gibi, inadına ‘şarkı lar söyleyeceğiz, karanlık zamanları anlatan.’ Sevgili Can, Sevgili Erdem, mecburi yalnızlığınız bizim de kilidimiz oldu bugün. Ama özgürlükten iyiden iyiye uzaklaşan bu ülkenin birer mahkumuyuz şimdilerde... İçimize işleyen umutla biliyoruz ki her şeye rağmen, “gelecek uzun sürer.” Onu kuracak, belirleyecek olan da sizlersiniz. Çünkü bir öldürümün ardından yaşadığımız isyankâr günlerde aldığımız sıcaklığın peşinde olacağız. Zeynep Altıok Akatlı Eren Aysan ALEVİ Rİ: ÖRGÜTLE MEHMET MENEKŞE Chomsky Özgür basın tutuklandı nAlevi Bektaşi Fedetünlüğünün gerçekleşmesi gerekrasyonu Genel Başkamektedir. Bu tutuklamalarhiçbir nı Baki Düzgün: “Suruç şekilde izah edilemez. Diktatörlük katliamıyla başlayıp bu olan ülkelerde diktatörlerin yapgüne kadar gelen bir sütıkları ile izah edilebilir.” reç. Bir korku imparatornPir Sultan Abdal Kültür DerDoğan Demir luğu üzerinden bu ülkeyi Gani Kaplan neği Genel Başkanı Gani Kapfarklı bir noktaya götürlan: “Bu özgür Türk basınının tumeyle çalışıyorlar. Gazetuklanmasıdır. Dünyanın hangi tecilik görevini yaptılar.” ülkesinde görevini yaptığı için bir nHacı Bektaş Vegazeteci tutuklanmıştır? YMuhalif li Anadolu Kültür Vakbasına, çeşitli Alevi sivil toplum fı Genel Başkanı Erkuruluşlarına yönelik bu tür opeBaki Düzgün Ercan Geçmez can Geçmez: Bir an önrasyonların olacağını öngörüyorce Türkiye’de yargının tam duk. Endişemiz giderek artacak ve bizlebağımsızlığına kavuşması, hukukun üs re kadar da gelecektir.” Tahir Özyurtseven Doğru ne, yanlış ne? ünyaca ünlü filozof, dilbilimci ve tarihçi Prof. Dr. Noam Chomsky, “Otoriter yönetimin, sivil inisiyatifin zayıflatılması yönünde atmış olduğu korkunç bir adımdır” değerlendirmesinde bulundu. Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Genel Sekreteri Christophe Deloire ile birlikte Washington Post’ta geçen günlerde yayımlanan yazısına atıfta bulunarak, medyaya yapılan baskı ile ilgili düşüncelerini dile getirdiğini hatırlattı. Washington Post’ta yayımlanan makalede Chomsky “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın demokrasi bekçilerini susturmaya devam ettiğini” belirtmişti. Öte yandan Türkiye’nin bölgede IŞİD ile savaşmadığını söyleyen Chlomsky, “Hatta, sınırı IŞİD destekçileri cihadi gruplara açık tutarak diğer yolla yardımcı olabiliyor. Türkiye, sahada IŞİD’e karşı mücadele eden Kürtlerle savaşıyor” dedi. l NEWYORK/CİHAN Chomsky: Korkunç bir adım D levi örgütleri gazetemizin genel yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcimiz Erdem Gül’ün tutuklanmasına sert tepki gösterdi. nAlevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Doğan Demir: “Gazetecilerin sırf görevini yaptığı için tutuklanması sivil darbe gibi bir durumdur. 12 Eylül askeri darbesini aşan süreçtir. Bu ülkede şiir okuduğu için hapis yatan bir Cumhurbaşkanının şikayeti üzerine Dündar ve Gül’ün tutuklanması düşündürücü, kaygı verici bir durumdur.” A ‘Öldüremedikleri için hapse attılar’ HDP’li vekil Sırrı Süreyya Önder, gazetemize destek ziyaretinde bulundu. azetemiz Genel Yayın Yönetmeni G Can Dündar ve Ankara temsilcimiz Erdem Gül’ün tutuklanmasının ardından dün gazetemize destek ziyaretinde bulunan HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin öldürülmesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Tahir Elçi’nin sözünü hep barıştan yana kuran bir hukukçu olduğuna dikkat çeken Önder şöyle konuştu: “Bu ülkede katledilenlerin kimliğine ve katledilme anına baktığımızda bütün bun 29 gazeteci cezaevlerinde nsan Hakları Derneği, Özgür Hukukçular Derneği ve Çağdaş Hukukçular Derneği, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün tutuklanmasına tepki gösterdi. Tarih boyunca gazeteciler ne zaman tutuklanıyorsa orada halkın görmemesi gereken bir gerçek olduğunu vurgulayan dernekler, baskıcı rejimlerin gazetecilere saldırdıklarını kaydetti. Dernekler ayrıca cezaevlerinde 29 gazetecinin bulunduğu bilgisini verdi. İnsan Hakları Derneği, Özgür Hukukçular Derneği ve Çağdaş Hukukçular Derneği temsilcileri, önceki gün Ankara Adliyesi önünde yaptıkları basın açıklamasının ardından, dernekler, cezaevinde bulunan 29 gazetecinin isminin bulunduğu listeyi paylaştı. İ Ayşe Yıldırım Akın Atalay Murat Sabuncu Sırrı Süreyya Önder ların faillerini de bu fiilin arkasındaki gerekçeyi de görebilmek mümkün. Tahir Elçi barış öğütleyen sözünü hep barıştan yana kuran bir kıymetli hukukçu ve insan hakları mücadelesinde tanıdığımız bir kardeşimizdi. Fiiller bu, failler belli ve toplumun geride kalan barış talep edecek olanlara çok açık ve net bir mesaj var. Siz barış ya da demokrasi talep etmeyin çünkü bu zulüm perdesini çok yırtan ve çok etkisizleştiren bir şey. Can’la Erdem’i bile bu şekilde okumak gerektiğini düşünüyorum. Can ve Erdem hâkim savaş söylemini, hâkim savaşa dönük lojistik hazırlıkları tuzla buz edecek basit bir şey yaptılar. Gerçeğe işaret ettiler. Buna tahammül gösteremediler. Öldüremedikleri için hapse atmayı tercih ettiler.” l İSTANBUL/Cumhuriyet C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle