23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 28 Kasım 2015 EDİTÖR: ZEKİ TEZER TASARIM: SERPİL ÜNAY Haksız tutuklamaların ardından gün boyu gazetemize destek için gelenler arasında yer alan Çerkezoğlu, konuşmasında Erdem Gül’ün annesinin sözlerini andı umhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün yazdıkları haber nedeniyle tutuklanması nedeniyle gazetemize çok sayıda emek örgütü temsilcisi destek ziyaretinde bulundu. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, bugün bu ülkede savaşla, katilamla, savaş suçlarıyla, baskıyla, yolsuzluklarla kendi siyasi iktidarını var etmeye çalışanlar olduğunu belirterek, bu siyasi iktidarın kendi varlığını sürdürebilmek için gerçeğin ortaya çıkartılmasına karşı büyük bir tahammülsüzlük duyduğunu dile getirdi. Gazetecilerin işte bu nedenle bu siyasi iktidarın en büyük hedefi haline gelmiş durumda olduğunu vurgulayan Çerkezoğlu, “Can Dündar’ı ve Erdem Gül’ü cezaevine kapatarak bu gerçeklerin üzerini örmeye çalışanlar bilsinler ki yaptıkları her şey nafiledir. Can Dündar ve Erdem Gül cezaevine kapatılsalar da onlar tarafından, onların duyurdukları gerçekler apaçık ortada durmaktadır. Bu ülkenin onurlu gazetecileri bu gerçekleri anlatmaya, söylemeye devam edecektir” dedi. Fındık toplayarak çocuk büyüten analar yılmayacak C biz Cumhuriyet’iz 9 Türkiye’de gazeteci olmak ani halkın gerçekleri öğrenme hakkına bağlı kalarak, ilke ve değerlerinden sapmadan, kirlenmeden gazeteci kalmak... Ülkemizde giderek zorlaşan bir zanaat... İnsan hakları, hukuk devleti düzeni, demokrasi darbeler aldıkça, kirli çıkarlar adına iktidar gücü otoriterleştikçe, kamuoyunun güdülenmesi, algı yönetiminde silahlı güçten daha etkili medya gücünü ele geçirip kirleterek kullanmak sınır tanımaz boyutlarda azgınlaşıyor... Yunus Nadi’nin Cumhuriyet’i, basın özgürlüğünü odak yapmış yayıncılık ilkeleri ile doğaldır ki her dönem kirli siyasi erklerin, hedef tahtasında oldu... Çömez gazetecilik yıllarımdan, habercilik alanlarında uzmanlaşmaya çalışırken, aslında en çok mahkeme kapılarında olmayı, hakhukuk savunmayı öğrenmek zorunda kaldığımı şimdilerde çok daha net algılıyorum... Nadir Nadi, İlhan Selçuk, Oktay Akbal en çok da sorumlu yazıişleri müdürleri, aydınlanmacı 2. sayfa yazarları düşünce suçlarından yargılanırlardı. 68 kuşağı öğrenci hareketleri, sol, sendikal örgütlenmelerin ise ülkenin düzenini masaya yatırmaları bağlantılı, sık sık yargılanıp cezaevlerine düşmeleri öylesine doğaldı ki... 12 Mart askeri darbesi Cumhuriyet’i, çalışan gazetecilerini çok daha çarpıcı vurdu. Gerçekleştirilen iç yönetim darbesiyle, gazete çalışanlarının işten atılması operasyonu başlatılınca Nadir Nadi istifa etti. Aynı süreçte İlhan SelçukOktay Kurtböke’nin tutuklanmaları ile yargı operasyonu da devreye girmişti... Dönemin Cumhuriyet birikimlerine, 1961 Anayasası, düşünce, basın, sendikal özgürlüklerine, solun güçlenmesiyle oluşmuş toplumsal direngenliğe eklemlenince, 12 Mart’la amaçlanmış geriye çekmenin başarılı olamadığı bilinir.. HHH Üç fidan rövanşı simge, işkenceler, uzun tutukluluklar, kimi sol örgütlenmelerin kırılması, anayasal hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasıyla... 12 Mart’ı hafife almak yine de olanaksız. Medyada çok önemli yapısal değişim, yozlaşma, gazeteciliğin önde olduğu gazete patronlarının gazetelerinin tasviyesi, holdingleşme süreci, promosyon, lotaryacılıkla yozlaştırma, kirli çıkar düzeni adına anlamlı kazanımlardı. Cumhuriyet gazetesi özelinde ise haklarına sahip çıkan bilinçli okur kitlesinin tepkisinde dünyada bir ilk yaşandı. Tirajı okur boykotu ile dibe vurunca, darbe yönetimi geriye çekilip bir yıl sonrasında yönetimi Nadir Nadi’ye geri vermek zorunda kaldı. Cumhuriyet hapisten çıkan, davaları boşta kalıp düşen yazarlarına yenilerini, çıkarılan çalışanlarını aileye katarak daha güçlü ve ilkeli yeni yayın yaşamına döndü... 12 Eylül, 12 Mart’ı tamamlamaya yönelik çok acımasız sindirme sürecinde, yayın yasakları ile yargılamalara, gazete kapatmalara aynı hızla yüklendi. Cumhuriyet ailesi yine en ağır bedeller ödetilenlerin içindeydi... Gazeteciliğin, basın özgürlüğünün geleceği açısından asıl darbeler ise, anayasal düzenle gelen özgürlükler yasaklamalarının bütünü içindeydi... İnsan hakları, hukuk devleti düzeni yasakları iğne oyası gibi işlenmiş yasakların bileşkesinde katlanıyordu... Dünyada, demokrasilerde örneği olmayan bir garip çarpık büyüme medyada, holdingleşmeyle gerçekleşmiş; kitleleri afyonlamada otosansürün daha etkin bir araca dönüştüğü kuralsız, hukuksuz yapılanma alıp başını gitmişti. İktidarları işte bu medya yapılanmasını araç yaparak, içdış odaklı ittifaklar içinde, medya algı yönetimiyle, sivil otoriterleşmesinin önündeki haközgürlükler engellerini bir bir kırarak yürüdü... Medya, yargı operasyonlarının anahtarı önce iktidar ortağı Paralel’in elindeydi... Cumhuriyet’e, medyaya yönelik operasyonlar ona göreydi. Yollar ayrılınca aynı sivil darbe hukuku mantığıyla, halkın gerçeği öğrenme hakkının en ağır gasp edildiği ülke Türkiye’de, yeni senaryolarla daha ağır hukuksuzluklar gündeme girdi... Cumhuriyet okurları bu kez Can Dündar ve Erdem Gül’ün özgürlükleri için dayanışmada, yanımızdalar... Cumhuriyet, ilkelerinden sapmadan ayakta kalma savaşımını okurlarından aldığı güçle sürdürüyor hâlâ... Y Teslim olmak yok “Bizler namlunun ucunda sansürün kıskacında mahkemede, içerde. dışarda nerede olursak olalım bu ülkenin onurlu insanları, bu ülkenin işçileri, emekçileri bu ülkenin çocuklarını fındık toplayarak büyüten anaları ve kadınları ve gençleri olarak teslim olmayacağız” diyen Çerkezoğlu, gerçekleri söylemeye, bu ölüm, katliam düzenine karşı mücadele etmeye devam edeceklerinin altını çizdi. Bugün bu ülkeyi katliamlarla, şiddetle, baskıyla, sansürle yönetmeye çalışanların korkutuğunu ve bu korkuda haklı olduklarını ifade eden Çerkezoğlu, “Diktatör korkmakta haklıdır. Korkmaya da devam etsinler. Çünkü gerçekler tutuklanamaz. O gerçekler onların peşini bırakmayacak” diye konuştu. Eski CHP İstanbul Millekvekili ve eski DİSK eski Başkanı Süleyman Çelebi de bugün ağıt yakma günü olmadığını, bütün toplumsal muhalefet örgütlerinin bir ortak hatta buluşmak ve bu mücadeleyi birlikte yola koymak zorunda olduklarını dile getirdi. Çerkezoğlu, onurlu gazetecilerin gerçekleri yazmayı sürdüreceğini belirtirken Çelebi, ortak toplumsal bir muhalefet hareketi oluşturulması gerektiğini söyledi. CAN DÜNDAR vE ERDEM GÜL’ÜN TuTuKLANMASıNA İŞÇİ SENDİKALARıNDAN DA SERT TEPKİ GELDİ: KInIyORUZ Emekçi, cesur ve onurlu gazetecilerin yAnInDA azetemizin Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün tutuklanmasına sendikalar da sert tepki gösterdi. Gelen destek açıklamaları özetle şöyle: 4 DİSK KESK TMMOB TTB: Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve gazetenin Ankara Temsilcisi Erdem Gül, ‘MİT TIR’ları’ soruşturması kapsamında tutuklandılar. Bizzat Cumhurbaşkanı’nın, bu haberi (haberi yapılan suçu) kişiselleştirip suçüstü psikolojisiyle gazetecileri hedef göstererek “Bunun bedelini ağır ödeyecek. Öyle bırakmam onu” demesinden beri beklenilen oldu. Böylece, bir kelepçe daha takıldı ‘basın özgürlüğü’ne ve bir kilit daha vuruldu halkın doğru haber alma hakkına. Bu tutuklamalarla birlikte cezaevlerindeki gazeteci sayısı 30’u buldu. Gazetelerin bombalanıp gazetecilerin yargısız infazlarda, faili meçhullerde katledildiği; gazete/dergi/Tv baskınlarının, sansürün, yasaklamaların, kapatmaların, kayyumlarla el değiştirmelerinin artık ‘olağan’ sayıldığı bir ülkede yaşıyoruz. DİSKKESKTMMOB G Sabahın bir sahibi var Sabahın bir sahibi olduğunu vurgulayan Çelebi, “Sabahın sahibi bu ülkenin aydınları, ilericileri, solcuları, sosyalistleri, ortak bir cephede buluşmalılar. Bundan sinersek, bunlar bizi teslim alacaklarını sananlar, şunun hesabını bir gün vereceklerini akıllarından çıkarmasınlar. Bu kararı Cumhurbaşkanı’nın talebiyle verdiğini bütün dünya biliyor. Dolayısıyla artık faşizme geçit yok değil, artık faşizme karşı hep beraber savaşmak zorundayız. Direneceğiz, sokakları örgütleyeceğiz” dedi. Çelebi, tüm kesimlerin aidiyetlerini bir kenara bırakarak, toplumsal muhalefet hareketini birlikte örmeleri gerektiğini belirtti. l Ekonomi Servisi Süleyman Çelebi Tutuklamalar endişe verici iyarbakır Sanayici ve İş İnsanları Derneği Başkanı Burç Baysal da gazetemizi arayarak destek verdi. Baysal, Can Dündar ve Erdem Gül’ün yazdıkları haberler nedeniyle tutuklanmalarının demokrasi açısından endişe verici bulduğunu dile getirdi. “Basın Özgürlüğü olmadan demokrasiden ve haber alma özgürlüğünden söz etmek mümkün değildir” diyen Baysal, bu nedenle Dündan ve Gül başta olmak üzere tüm tutuklu basın çalışanlarının bir an önce özgürlüklerine kavuşmalarını diledi. l Ekonomi Servisi Burç Baysal TTB olarak; Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve yazarı Erdem Gül’ün tutuklanmasını kınıyor, iktidarın tüm baskı ve gözdağlarına rağmen, halklarına ve mesleklerine karşı duydukları sorumluluk ve kararlılıkla görevlerini yapan tüm onurlu gazetecileri desteklediğimizi, yanlarında olduğumuzu bildiriyoruz. 4 Eğitimİş: Dündar ve Gül, söz konusu haberi yayımlayarak halkın haber alma özgürlüğüne yönelik sorumluluğunu yerine getirmiştir. Demokrasiye, hukuk devletine, özgürlüklere komplo kurmaya çalışanlar, çok da uzak olmayan bir zamanda kendi karanlık geleceklerini inşa ettiklerinin farkına varacaklar. 4 Elektrik Mühendisleri Odası: Ne meşru zeminde, ne hukuki temelde, ne siyasal anlamda kabul edilebilir olan bu kararı tanımıyoruz. Suçluların değil, kamuoyunu bilgilendirmek üzere görevlerini yapan gazetecilerin yargılandıkları ve tutuklandıkları bir adalet sistemini reddediyoruz. 4 Tüm Taşıma İşçileri Sendikası (TÜMTİS): Gerçekleri gün yüzüne çıkarmak suç değil, gazetecilik görevidir. Gazetecilik görevini yerine getiren Dündar ve Gül’e yönelik tutuklama kararını basın özgürlüğüne, gazetecilik görevine yönelik bir tehdit olarak görüyor; halkın haber alma öz gürlüğüne yönelik bir saldırı olarak nitelendiriyoruz. 4 EğitimSen: Muhalif her sesin susturulmak istendiği bir dönemde, her güne yeni skandallarla başlar olduk. Toplumun yalansız, dolansız, sansürsüz bilgiye ulaşma hakkı Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanmasıyla büyük bir yara daha aldı. 4 Maden Mühendisleri Odası: Can Dündar ve Erdem Gül’ün halkımıza doğru haber verme çabası içerisinde sürdürdüğü çalışmaları sebebiyle tutuklanmalarını doğru bulmuyoruz. Cezaevlerindeki tutuklu tüm gazetecilerin tutukluluk halleri sonlandırılmalı ve ülkemizdeki ifade ve düşünce özgürlüğü, haber alma ve basın özgürlüğü önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır. Bu arada KESK’e bağlı Büro Emekçileri Sendikası (BES), TÜMBELSEN, EMEP, Türkiye Yazarlar Sendikası, Birleşik Kamuİş, eski CHP milletvekili ve sendikacı İzzet Çetin, AnadoluEğitimSen, CihanSen, Elektrik Mühendisleri Odası, Türk Tabipleri Birliği, Büro Emekçileri Sendikası, Türkiye Yazarlar Sendikası, Mimarlar Odası yöneticileri de gazetemizin Ankara Bürosu’nu ziyaret ederek desteklerini iletti. l ANKARA (Cumhuriyet) D Özgür basın yoksa demokrasiden söz edilemez SInDAn İŞ DÜnyA K T’E DESTE E İy R U H CUM ürk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Girişim ve İş Dünyası Zirvesi’nde konuşan TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran Symes, yeni kurulan hükümetten beklentilerini aktararak, basının özgürlüğüne değindi. Cansen Başaran Symes, “Biliyorsunuz bu hafta hükümet, ardından da hükümet programı açıklandı. Dört yılın sonunda nasıl bir Türkiye hayal ediyoruz, düşünmenin zamanı. Demokratik standartlar ve özgürlükler açısından kapsayıcı büyüme ve yatırım ortamı açısından kalkınmanın başlıkları içerisinde beklentilerimizi defalarca paylaştık. Ve açıkçası bunları programda yazılmış Borsada yeni dönem Borsa İstanbul, 22 yılı aşkın süredir hisse senedi piyasasında kullanılan emir işlem sistemini, Nasdaq ile yapılan işbirliği neticesinde geliştirilen bir proje olan BISTECH ile değiştiriyor. Pazartesi günü devreye alınacak yeni emir işleme sistemi olan BISTECH, ilk etapta hisse senedi piyasalarında, işlem sisteminde ve takas sisteminde devreye alınacak. BISTECH piyasada emir işlem hızını artırırken aynı zamanda birçok yeniliği getirecek. İlk etapta hisse senedi piyasasındaki en önemli değişikliklerden birisi ise 22 yıldır devam eden iki seans uygulamasının terk edilerek tek seans uygulamasına geçilecek olması. Borsa İstanbul Genel Müdürü Tuncay Dinç, BISTECH teknolojisiyle 300 kilometre hızla giden bir uçaktan 3 bin kilometre hızla ile giden bir uçağa geçeceklerini belirterek, ilk gün ufak tefek bazı problemlerin yaşanabileceğini ifade etti. l Ekonomi Servisi T olarak görmekten de TÜSİAD olarak son derece mutluyuz. Yalnız güncele ilişkin bir tespit yapmak durumundayım. Özgür basın olmadan, demokratik standartlardan, haber alma özgürlüğünden bahsetmemiz çok zor. Özgürlükler ve demokrasi alanında ilerleyeceğimiz önemli bir yol var” dedi. Artık aksiyon dönemi Başaran Symes, “Dolayısıyla artık konuşma değil, yazma değil, aksiyon dönemi gündemimizde. Hep birlikte hayal ettiğimiz rekabet gücü yüksek Türkiye’ye en kısa zamanda ulaşmak için biz iş dünyasının bağımsız ve gönüllü kuruluşla rı olarak bölgelerimizin, sektörlerimizin ülkemizin gelişimi için her fırsatta hiç çekinmeden görüşlerimizi paylaşmaya devam etmeliyiz, edeceğiz” dedi l Ekonomi Servisi TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran Symes, özgür basın vurgusu yaptı. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle