15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 22 Kasım 2015 haber 18 merika’da seçim kampanyası yürüten Cumhuriyetçi adaylar, İslamofobi’yi en uç noktalara taşıyarak ülkelerindeki Müslümanlara yönelik bir veri tabanı oluşturmaktan da, ülkeye girmeye çalışan “kuduz köpek”lere benzettikleri Müslüman sığınmacılara kapıyı kapatıp sadece Hristiyan sığınmacı almaktan da bahsediyorlar. Bu tavrın karşıt kutuptan tamamlayıcısı mahiyetinde, İslamî küresel tedhit aygıtlarının, artık kendi içlerinde de terörün başını çekme yolunda yarışırcasına gerçekleştirdikleri eylemlerden bir yenisinin haberi çıkıyor karşımıza: El Kaide bağlantılı militanlar, Mali’de lüks bir otelde 170 kişiyi rehin alıp bunların arasında Kuran okuyabilenleri serbest bıraktıktan sonra (operasyonla etkisiz hale getirilirlerken) 27 kişiyi öldürdüler. Anlaşılıyor ki artık çok başa döndük. İslam’ın modernizm ve demokrasi ile arasındaki ilişkiye yönelik tartışmada bizi çok başa, ezeli ve ebedi bir takıntıya A Haçla hilalin kavgası sil baştan! geri götüren bir noktadayız. Takıntının iyi işlenmiş erken bir örneği, Arnold Toynbee’de karşımıza çıkar. 20’nci yüzyılda büyük iz bırakmış Britanyalı tarihçi, modern Batı medeniyeti karşısında Doğuİslam dünyasının iki seçenek arasında gidip gelmek zorunda olduğunu yazmıştı: “Herodyan”lık ve “Zelot”luk... Herodyanlar (Yahudiler’in Roma yanlısı ve taklitçisi kralı Büyük Herod’dan esinle) Batı ile kültürel etkileşimi en uç noktada “taklit ve benzeme”ye vardıranlardır. Atatürk buna örnektir. Zelotlar ise (Roma yanlısı egemenlerine karşı geleneğe sıkı sıkıya tutunmaktan yana Yahudiler’e atfen) Batı ile her türden kültürel etkileşimi “mikrobik” sayan ve buna karşı koyan tavrı anlatır. Vahhabilik de Toynbee’nin bu pozisyona verdiği örnektir. Toynbee bu seçeneklerden birinin diğerinden daha geçerli olduğunu söylemez. Her ikisini de yetersizlik ve çaresizlik sonucu görür ve adeta Rudyard Kipling’in meşhur dizeleriyle aynı çizgide düşünür: “Doğu, Doğu’dur, Batı da Batı... Bu ikizler asla bulunamaz.” Ayrıca Toynbee, bugünler için pek çoğumuza anlamlı gelecek bu sözleri de . SAKIN olan kazanır T on yıllar önce sarf etmektedir: “Panislamizm uykudadır, ne var ki Batılılaşmış dünyanın proleter kalabalığı Batı sömürgeciliğine karşı ayaklanıp antiBatıcı bir hareket oluşturursa uyuyan devin uyanabileceğini hesaba katmak zorundayız.” Bu bakış açısının daha yakın karşılığı, Soğuk Savaş sonrasının dumanlı havasındaki (kimilerinin doğrudan Toynbeeesinli olduğunu da ileri sürdüğü) “şeamet tellallığı” bugün hayat bulmuş denilebilecek Samuel Huntington... “Medeniyetler çatışması”nın müellifi, sınıfsal temelli politikideolojik bir tehdidi (sosyalizm) savuşturmuş kapitalist Batı medeniyeti karşısında dünyanın farklı medeniyet merkezlerinin “kültürel” meydan okuma başlatacağını öngörürken ana vurguyu İslam’a yapmayı da ihmal etmemiştir. Son beş yıldır Suriye merkezli ama bir küresel sorun mahiyetinde yaşadığımız şiddet ve çatışma ortamının güçlendirdiği iki önyargı, eski deyişle “Salip ile Hilal’in ezeli mücadelesi” takıntısı na Toynbee, Kipling ve Huntington’ı dahası çıkartarak geçerlilik kazandırdı. Batı’daki önyargı, İslam’ın demokratikleşme, farklı olana saygı gösterme, çoğulculuk ve bir arada yaşamanın koşullarını karşılayamayacağı şeklinde. İslam dünyasındaki önyargı ise adına Batı medeniyeti denilenin aslında “YahudiHristiyan” geleneğin günümüzdeki devamından başka bir şey olmadığı ve “haramgünahsefahat” batağındaki o dünyanın aslında “medeniyet” adını dahi hak etmediği şeklinde... Papa’nın 3. Dünya Savaşı diye tanımladığı tablo, özetlediğimiz tarihsel altyapıya dayalı, karşılıklı birbirini besleyen bu önyargıların, bir dünya sisteminin doymak bilmez kâr iştahıyla bağlantılı küresel yokluk, yoksunluk ve yok oluş dinamikleri eşliğinde güncellenmesiyle şekil buluyor. “Haçla hilalin ezeliebedi uyuşmazlığı ve kavgası”na takılı olanları “Gün bu gündür” dedirtecek bir mecraya doğru koşuyoruz. TEOG’DA BAŞARIYA DOĞRU Başarının önündeki en büyük engel sınav sırasında ortaya çıkabilecek aşırı kaygı durumu. Bu durumdan birkaç önlem ile kurtulmak mümkün. emel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) merkezi sınavlara girecek öğrenciler, büyük bir heyecan ve kaygı yaşıyor. Sınavdan en iyi sonucu alabilmek, öğrencinin sınav sırasındaki psikolojik durumuna da bağlı olabiliyor. Uzun süre bu sınavlar için hazırlanan öğrencilerin bazıları, bilgilerini sınavda verimli şekilde kullanamadığı için başarısız olabiliyor. Bu durumun önüne geçmek için bazı basit adımları izlemek gerekiyor. Yaşar Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve RehDENİZ ÜLKÜTEKİN berlik ve Psikolojik Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Berrin Eylen Özyurt, “Sınav kaygısı ile baş etmek öğrenilebilir bir beceridir” diyor. Özyurt’tan öğrencilere sınav sırasında ortaya çıkabilecek kaygıyla baş etme önerileri: 4Derin nefes alın ve yavaş yavaş bırakın. 4Tekrar nefes alıp rahatça arkaya yaslanın. 4Duvar, resim, saat ya da tahta gibi objelere odaklanıp, “bu sınavda başarılı olacağım” gibi olumlu cümleler kullanın. 4Tekrar derin nefes alın ve yavaşça bırakın. Normal nefes alma düzenine dönün. 4Eğer tekrar kaygı düzeyiniz artarsa yukarıdaki odaklanmayı tekrarlayın. 4Sınav kâğıdının tümünü okuyun, tekrar okuyun ve yapabileceğiniz soruları işaretleyin. 4Soruların Öğrenciler birkaç saat için doğru anlaşılde hayallerindeki liseye dığından emin adım atmaya çalışacak. olacak şekilde okuyun ve istediğiniz birinden cevaplamaya başlayın. 4Kendinizi en güvenli hissettiğiniz soru ile başlayın, zamanı planlayın ve bu plana uyun. 4Soruları yanıtlarken, bir başka soru ile ilgili yanıt aklınıza gelirse hemen başka kağıda kısaca not alın, kaldığınız yerden devam edin. 4510 dakikalık bir ara sınavın geri kalanını panik içinde geçirmekten çok daha iyidir. Özel Üsküdar SEV Ortaokulu’ndan Psikolog Ece Cengizalp Adanalı, annebabalara, ‘‘sınavdan birkaç gün önce çocuğunuzu ders çalışması yerine, rahatlayabileceği bol oksijenli ortamlara götürün’’ önerisinde bulundu. Adanalı’dan ailelere sınav öncesi öneriler: 4Dersi bırakın: Çocuğunuzun okul sonrasında sevdiği kişilerle birlikte, sevdiği etkinlikler yapmasını sağlayın. 4Bol proteinli az yağlı yedirin: Protein odaklı, taze sebze ve meyvelerin ağırlıklı olduğu öğünler hazırlamaya çalışın. 4Yumuşak müzikle ılık duşla rahatlatın: Heyecan veya gerginliğinden dolayı uykuya dalmakta güçlük çekmeleri durumunda, dinlendirici müzik ve rahatlatıcı duş iyi gelebilir. 4Enerji veren kahvaltı hazırlayın: Çocuğunuzun her zaman yediği tarzda besleyici, enerji veren bir kahvaltı yapmasını sağlayın. 5 dakika ara PERAKENDE GÜNLERİ 15. YILINDA 2526 Kasım • İstanbul • Lütfi Kırdar #PG15 #PGSensizOlmaz Müzik ve ılık duş iyi gelir Boş soru bırakmayın, sınavdan erken çıkmayın. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle