15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ 8 EDİTÖR: ZEKİ TEZER DOLAR AVRO FAİZ BORSA ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 2,9340 0.6 kuruş TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 3.1400 0.16 kuruş 10,21 0.17 puan 82.050 120 puan 685.19 3.96 lira 102.45 50 kuruş Salı 10 Kasım 2015 Deprem en büyük risk Lloyd’s of London’ın risk endeksi, İstanbul’un insan kaynaklı ve başta deprem olmak üzere doğal afet riski açısından dünyada yedinci sırada olduğunu gösteriyor ondra merkezli sigorta borsası Lloyd’s of London’ın hazırladığı Lloyd’s Şehir Riski Endeksi 20152025 raporuna göre, önümüzdeki 10 yıl içinde oluşabilecek insan kaynaklı ve doğal afetler nedeniyle 301 şehirde 4.6 trilyon dolarlık ekonomik üretim risk altında. İstanbul, en yüksek riski taşıyan şehirler arasında 7. sırada. Cambridge Üniversitesi’ne bağlı Cambridge Risk Araştırma Merkezi’nin yaptığı araştırmayı baz alan endeks, küresel risk ortamında 3 ana trend bulunduğunu gösteriyor. 1. Finansal hasarların üçte ikisinin gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerini etkilemesi bekleniyor. Ekonomisi hızlı bir şekilde büyüyen ülkeler bir ya da daha çok felakete L karşı korunmasız durumda. 2. Olası ekonomik hasarın neredeyse yarısına neden olması beklenen borsa çökmesi, elektrik kesilmesi ve nükleer kazalar gibi insan kaynaklı felaketlerin etkisi gittikçe artıyor. Ekonomik açıdan en çok etkisi olan insan kaynaklı felaket borsa çökmesi olarak gösteriliyor. Borsa çökmesi araştırmadaki tüm şehirlerin potansiyel hasarının yüzde 25’ini oluşturuyor. 3. Siber saldırılar gibi yeni risklerin etkisi artıyor. Bu riskler küresel ekonomik üretimin üçte birini tehdit ediyor. Siber saldırılar, salgın hastalıklar, bitki hastalıkları ve güneş fırtınaları ise toplam riskin beşte birine denk geliyor. ketlerin daha dayanıklı altyapı ve afet kurumları oluşturmasının önemine işaret ederken, afet sonrası ekonomiyi toparlayacak sermayeye hızlı ulaşımın felaketlerin etkisini büyük oranda azaltabileceğine dikkat çekiliyor. İstanbul risk altındaki toplam Gayri Safi Yurt İçi Hasıla açısından dünyada 7. şehir olarak listede yer alıyor. İstanbul’da en büyük risk deprem. Kuzey Anadolu fay hattı üzerinde olan ve geçen 2 bin yılda 120 deprem yaşanan şehirde, gelecek 30 yıl içinde yüzde 65 ihtimalle 7 ya da daha büyük şiddette deprem olması bekleniyor. Depreme karşı zayıflık konusunda 3. sırada gelen İstanbul’daki toplam riskin üçte birin Dış borç riski İstanbul’da 30 yıl içinde büyük deprem ihtimali yüzde 65. Altyapının önemi Veriler, hükümetlerin ve şir den fazlası deprem kaynaklı. Diğer riskler arasında ise kuraklık ve sıcak dalgası bulunuyor. İstanbul’u aynı zamanda insan kaynaklı riskler açısından da ciddi tehdit altında. Şehir, özellikle dış borçlar kategorisinde dünyada ikinci sırada bulunuyor. Türkiye’nin tüm şehirlerinde de borçların ödenememesi riski borsa çökmesinden daha büyük. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s de, Türkiye’nin dış borçlarına en düşük yatırım derecesini veriyor. Moody’s, Türkiye’nin borçlarını kapatabilmesi için büyük miktarda yabancı sermayeye bağımlı olduğuna, siyasi belirsizliğin dışarıdan para akışını tehdit ettiğine dikkat çekiyor. Kapitalizmden sonra ‘yeniortaçağ’ mı? KP seçimleri “kazandı”, restorasyon projesini tüm hızıyla, şiddetiyle uygulamaya koymaya kararlı görünüyor. Muhalefet ise... Gelin, can sıkıcı konularla karşılaştığımızda yaptığımız gibi konuyu değiştirelim. Örneğin, The Guardian yazarı Paul Mason’un geçen ay yayımlanan, PostKapitalizm: Geleceğe İlişkin Bir Rehber, başlıklı kitabından başlayabiliriz. Mason’un ilgi alanı teknolojik gelişmelerin toplumsal etkileri; “Arap İsyanları” “Meydan İşgali” hareketleri sırasında yorumları da ilgi çekmişti. Mason, kitabında bir adım daha ileri giderek, teknolojik gelişmelerin etkileriyle kapitalizmin, daha insani bir biçime doğru bir mutasyon geçirmekte olduğunu savunuyor. Mason’un sunduğu modelde sermaye kendi kendine hareket eden bir “şey”; kapitalizm çökmüyor, sermaye mutasyona uğruyor. Bu kez bu mutasyon artık kapitalizmin ufkunu aşmaya yönelik olarak şekilleniyor. Kitap ilginç, birçok açıdan öğretici, ama enerjisini emeksermaye çelişkisinden almayan, ekolojik, demokratik sınırlardan etkilenmeyen, kapitalizmi aşmaya yönelik bir mutasyona benim aklım yatmıyor. Aksine, yaşanan mali kriz, uzun durgunluk içinde kapitalizmin giderek daha insani değil daha baskıcı, feodaliteyi anımsatan biçimler alacağını, toplumsal ilişkilerin, egemen ideolojilerin, feodalizmin karanlık çağlarını anımsatmaya başlayacağını düşünmek bana daha mantıklı geliyor. ABD hegemonyasının düzen sağlayıcı etkisindeki gerilemenin belirginleşmeye başladığı sıralarda, ortaya atılan “yeni ortaçağlar” kavramını daha önce aktarmıştım. Roma İmparatorluğu’nun enkazı üzerinde oluşan, batısıyla doğusuyla çok merkezli bir dünya sistemi, başıboş dolaşan yoksul ya da dinci fanatik sürüleri (“devlet dışı aktörler”), kiralık askerler, sadakaya dayalı toplumsal dayanışma. Buna karşılık talandan, toprak rantından göz kamaştırıcı servetler biriktiren aileler; “savaş ağaları”, paradan para kazanan çok zengin tefeciler... Ve son derecede kanlı yerel din savaşları... Biraz dikkatli bakınca bu ortaçağlarla bugünlerde şekillenmekte olan dünya düzensizliği arasında çarpıcı benzerlikler bulmak hiç zor değil. Bu tabloya, son yıllarda, “demokrasi serbestliğin” (liberty), diğer bir değişle “liberal demokrasi, piyasa ekonomisinin önünde bir engel mi” tartışmalarını, bir güçlü adam yönetimine dayalı “illiberal” rejimlerin yaygınlaşmasını ekleyebiliriz. Robert Kaplan’ın, 1990’ların başında yazdığı, ünlü “Demokrasi yalnızca bir an mıydı?” ve “Yaklaşan Anarşi” denemelerini de anımsar, çok daha yeni “Antropi Çağı” savlarıyla birleştirebiliriz. Kapitalist sınıfın, emekçilerin ortaçağlardan çıkarken feodalizme karşı mücadele ederken geliştirdikleri bir ilerleme, bireysel özgürlükler (liberalizm), aklın eleştirisi ve demokrasi ise, bir diğer ilerleme de 19. yüzyılda geliştirilen, 20. yüzyılda yerleşen kişi özelinin mahremiyeti ilkesiydi. Feodal toplumda herkesin birbirinin içini dışını bilmesinin olağan kabul edilmesinin aksine, kapitalist toplumda, burjuva uygarlığında, bireylerin özel yaşamlarını saklı tutma hakları vardı. Paul Mason’un iyimser beklentilerinin aksine sermaye ve kapitalizm yeni teknolojik gelişmelerin etkisiyle kişi özelini de hızla ortadan kaldıran bir mutasyon yaşıyor. The Guardian’da, Davis Shariatmadari’nin, İngiliz hükümetinin gündemindeki son izleme, casusluk yasasını irdeleyen, “Kişi özeli 20. yüzyılda kalmış bir anormallik gibi durmaya başladı. Ama yine de yasını tutmak gerekir” başlıklı yazısında vurguladığı gibi, sosyal medyada özel yaşantımızın ayrıntıları sergilenirken, devletin güvenlik yapılanmaları da yaşamımızın her anını, her hareketimizi dikkatle izliyor, kayda geçiriyor, bizi bizden daha iyi bilmeye, maniple ve idare etmeye başlıyor. McLuhan’ın, “küresel köy” dediği yerdeki yaşam da, feodal dönemin köylerinin, herkesin, birbirinin her şeyini bildiği, kaderi bir efendinin (papaz bey sultan) insafına kalmış yaşamına benzemeye başlıyor. Artık demokratik, özgürlüklere saygılı bir kapitalizm umudunu, boş verin. Direnişi konuşalım... A Trafikteki 3.7 milyon araç sigortasız nadolu Sigorta Genel Müdürü Musa Ülken, pek çok sürücünün trafik sigortası ile kasko sigortası arasındaki fark konusunda yeterli bilgiye sahip olmadığını söyledi. Trafik sigortasının zorunlu bir poliçe olduğunu belirten Ülken, “Bu poliçeyi yaptırmadan trafiğe çıkmanın yüklü para cezası var. Buna rağmen ülkemizdeki 10.3 milyon otomobilin 795 bini, 3.2 milyon kamyonetin 366 bini, 2.9 milyon motosikletin1.7 milyonu trafik poliçesi olmaksızın trafikte dolaşıyor” dedi. A da en yaygın olan poliçe türünün, trafik sigortası ya da resmi ismiyle “Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası” olduğunu hatırlatan Ülken, bunun en önemli nedeninin, poliçeyi yaptırmanın zorunlu olmasından kaynaklandığına dikkat çekti. Ülken, en iyi durumda olan otomobil kategorisinde bile araçların yüzde 7.7’sinin poliçesinin bulunmadığını söyledi. ‘İmparatorluktan’ sonra... 19.5 milyon araç Ülken, trafik sigortasının trafik kazası sonucu karşı tarafa verilen hasarları her yıl Hazine Müsteşarlığı tarafından belirlenen limitler dahilinde karşıladığını, isteğe bağlı sigorta türü olan kaskonun ise trafik kazası, hırsızlık, yangın, sel, deprem gibi pek çok dış etken nedeniyle araçta meydana gelen hasarları, yani kişinin kendi birikimini güvence altına aldığını vurguladı. Eylül ayı itibarıyla 19 milyon 551 bin aracın karayollarında seyir halinde bulunduğu Türkiye’de, 3.7 milyondan fazla araç sahibinin olası bir kaza durumunda karşı tarafın hasarını belirli limit dahilinde güvence altına alan trafik sigortası bulunmuyor. Sigorta konusun Batman Ticari Taksiciler Derneği Başkanı Evren Yıldız, iflasın eşiğine geldiklerini söyledi. Dieter Wemmer Allianz, 8 milyar Avro kâr etti Allianz, 2015’in ilk dokuz ayında 8.15 milyar Avro’luk faaliyet kârı elde ederken dokuz aylık dönemde hissedarlara ait net kâr yüzde 3.9 artarak 5.20 milyar Avro’ya yükseldi. Allianz’ın CFO’su (Finansal üst yönetici) Dieter Wemmer açıklamasında, faaliyet kârının yılsonunda 10 ila 10.8 milyar Avro olmasını hedeflediklerini söyledi. Batman’da trafik sigortası yüzde 500 zam gördü Türkiye’de en pahalı trafik sigortası Batman’da uygulanıyor. Batmanlı taksici esnafı, 45 bin liralık sigorta poliçelerinden şikâyetçi. atman’da geçen sene 700 lira zorunlu trafik sigortası ödeyen taksici esnafı, bu yıl kendilerine 5 bin liralık poliçe gönderilince şaşkına döndü. Sigorta şirketlerinin bu yıl zorunlu trafik sigorta ücretlerine yüzde 500 dolayında zam yapmasını haksızlık olarak niteleyen taksiciler, önlem alınmazsa “ciddi eylemler” yapacakları uyarısında bulundular. Araç sahipleri de Türkiye’de B en pahalı trafik sigortalarının Batman’da uygulandığını, aynı model ve aynı standartlardaki araçların başka illerde 700800 lira civarında trafik sigortası kapsamında olduğunu, Batman’da ise sigortanın 45 bin liraya çıktığını söylediler. Batman Ticari Taksiciler Derneği Başkanı Evren Yıldız, taksicilerin sigorta poliçeleri yüzünden iflasın eşiğine geldiğini belirterek, “Taksici esnafı zara rına çalışıyor ve sadece zorunlu trafik sigorta ücretleri 45 aylık ciroya denk geliyor” dedi. Yıldız, “Batman’da taksicilik olayı henüz gelişmedi. İnsanlar taksiye binmiyor. Arkadaşlarımız zaten para kazanma aşamasına gelmemişler. Bir taksici esnafı 45 bin TL trafik sigortası ödeyecek durumda değil ve bu haksızlık giderilmediği takdirde ses getirecek eylemler yapacağız” dedi. l Ekonomi Servisi Asgari ücret yükselirse iç talepte artış olur redi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s (S&P) Türkiye Analisti Aarti Sakhuja, asgari ücretin yükseltilmesinin iç talebi artıracağını, yapısal reformların büyüme görünümünü güçlendireceğini söyledi. Sakhuja, AA’ya yaptığı açıklamada “Amerika Merkez Bankası’nın (Fed) faiz artırması Türkiye ve Fed arasındaki şu andaki değer farkının azalması anlamına geliyor. Eğer bu faiz farkı daralırsa, bu yatırımcıların pozisyonları yeniden değerlendirmelerine neden olabilir. Bu durum Türkiye’de faiz artışına işaret edebilir ve bunun da büyüme üzerinde etkileri olabilir. Türkiye’nin Merkez Bankası’nın faiz artırımı K na gitmek zorunda kalabileceğini, para politikasını sıkılaştırabileceğini düşünüyoruz” dedi. Babek Zencani Zencani: Halkbank İran’ın parasını almadı Bankası’nın yurtdışında belirlediği hesaplara para aktarmak istediğini söyleyen Zencani, “Halkbank’a 4 Kasım tarihinde yüksek miktarda para yatıracağımızı bildirdik. Banka aynı gün birkaç saat sonra hesabın İranTürkiye arasındaki özel bir hesap olduğunu ve para yatırılamayacağını belirtti” savunmasında bulundu. İran hükümetine suçlamalarda bulunan Zencani, “Hükümet sözcüsü hesaplara para aktarılabildiğini söylüyor. Kendisi bundan ya haberdar değil ya da başka şeylerin peşinde” eleştirisinde bulundu. Zencani’nin avukatı geçen hafta müvekkilinin borcunun 1 milyar 427 milyon Avro’luk kısmını ödediğini söylemişti. Ancak iddia yetkililerce doğrulanmadı. Ünlü işadamı, hem petrol satışından ve hem aldığı nakit paralardan dolayı İran’a borçlu bulunuyor. Tahran Devrim Mahkemesi’nde dün 6. duruşması yapılan Zencani, İran devletini 2.8 milyar dolar dolandırdığı suçlamasıyla hükümetin talimatı üzerinde Aralık 2013’te tutuklanmıştı. l TAHRAN (Cumhuriyet) Zor dönem İran’da yargılanan ünlü işadamı, İran’a uygulanan ambargo nedeniyle borcunun bir kısmını Halkbank’taki hesaba yatıramadığını iddia etti. ran’da yolsuzluk suçlamasıyla idam talebiyle yargılanan işadamı Babek Zencani, İran devletine olan borcunun bir kısmını 4 Kasım’da Halkbank’taki İran devletinin hesabına yatırmak istediğini ancak bankanın bunu geri çevirdiğini öne sürdü. Ünlü milyarder yargılandığı davanın dün yapılan duruşmasında, İran devletinin kendisine verdiği yurtdışındaki hesaplarına İran’ın ambargoda olduğu gerekçesiyle para aktarmanın mümkün olmadığını savundu. Borcunun bir kısmını ödemek için İran Merkez Öte yandan Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Türkiye Direktörü JeanPatrick Marquet, “Türkiye zor bir dönemden geçiyor ve EBRD, Türkiye’ye refah seviyesini artıracak, güçlü, rekabetçi, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir ekonomi ortaya koyabilmesi için yardıma hazırdır” dedi. EBRD, 20152018 arasında Türkiye’de enerji verimliliği, altyapı, rekabetin artırılması, sermaye ve para piyasalarını derinleştirilmesi alanlarında yatırım planlandığını açıkladı. l Ekonomi Servisi İ Çayeli Bakır’da grev bitti Türkiye Madenİş Sendikası, Türkiye’nin en büyük bakır madeni olan Çayeli Bakır İşletmesi’nde yüzde 15 zam talebiyle oturduğu toplusözleşme masasında, “işyeri kapanmasın” gerekçesiyle yıllık yüzde 2’lik zamma razı oldu. Bu en düşük işçi ücretine yıllık 58 lira zam anlamına geliyor. Önceki gece imzalanan sözleşme ile grev sona ererken, işverenin dün sabah başlatma kararı aldığı lokavt kararı da uygulanmadan kaldırıldı. l ANKARA Hükümete suçlama C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle