27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR Salı 10 Kasım 2015 196 bin kişi izledi Cuma vizyona giren Bond serisinin yeni filmi ‘Spectre’, ilk üç gününde 196 bin 968 kişi tarafından izlenerek bu hafta sonu Türkiye’de en çok izlenen film oldu. EDİTÖR: EZGİ ATABİLEN TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ 007’den ‘sıfır’ 538 bin Avro’luk, özel tasarım Aston Martin DB9 GT Bond Edition modeli; İstanbul Yeniköy’deki Aston Martin Türkiye adresinde satışta. 19 2 günde 130 bin ziyaretçi 7 Kasım’da açılan 34. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nı, fuar yönetiminin yaptığı açıklamaya göre, hafta sonu boyunca 130 binin üzerinde kitapsever ziyaret etti. Geçen seneki fuar ilk iki gününde 126 bin ziyaretçiyi ağırlamıştı. Büyükçekmece’deki TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde açılan fuarın son ziyaret günü 15 Kasım. Kitap Fuarı’na paralel olarak düzenlenen 25. Uluslararası İstanbul Sanat Fuarı da yine TÜYAP’ta gezilebilir. l Kültür Servisi Amasya’da P tipi yasak Amasya F Tipi Hapishanesi mahkumlarına aylardır talep etmelerine karşın mizah dergisi Penguen verilmiyor. Gerekçe ise kara mizah gibi. MUSA KART musakart@cumhuriyet.com.tr Bugün Londra’daki Gallery on the Corner’da açılan ‘Kesişen Çizgiler’ sergisini hazırlayan Open Space Istanbul kurucuları Huma Kabakçı ve Billur Tansel’le söyleştik on dönemlerde sanat camiasında en çok tartışılan konulardan biri, sanatçıların Londra’yı yaşanmayacak kadar pahalı bulması HANdE sebebiyle şehri terk etmeEAgLE leri. “Bu durumun uzun vadede ekonomik anlamda zorlu yaşam koşulları sunan büyük şehirler üzerinde nasıl bir etkisi olacak? Sizce aynı durumun yakın gelecekte İstanbul’da da söz konusu olması mümkün mü” sorusuyla açıyoruz söyleşimizi. Huma Kabakçı yanıtlıyor: “Londra çerçevesinde baktığımız zaman 90’lı yılların başında başlayan Genç Britanyalı Sanatçılar akımıyla, genç sanatçılar Doğu Londra’ya yerleşmeye başladı ve bu bölgede kısa bir süre içinde birçok galeri açıldı. Bunu, White Cube Gallery gibi sanat dünyasında trendsetter bir galerinin de Doğu Londra’ya gelmesi takip etti ve zaman içerisinde bölgedeki gayrimenkul fiyatları katlandı. Bu pahalılaşmaya tepki olarak, sanatçılar bu sefer Londra’nın daha da dışına, Peckham ve Stock Newington’a taşınmaya başladılar. Bu anlamda, sanat dünyasının bu pahalılaşmaya yön verdiğini söyleyebiliriz. Aynı şekilde, İstanbul’da birçok yatırımcının gayrimenkule yönelmesiyle ve çoğu özel koleksiyoncunun yabancı sanatçıların işlerini satın almasıyla benzer bir ortam oluştu. Sanatçılar İstanbul’un daha da pahalılaşan koşullarından uzaklaşarak başka şehirlere yerleşmeye başladılar ve orta ölçekli galerilerden bazıları kapandı. Bu durumun uzun vadede şehirler üzerindeki etkisinin ne olacağını bilemiyorum, fakat sanatçılar, galericiler ve küratörlerin şevklerinin kırılmasına sebep olduğunu söyleyebilirim.” Kabakçı ekliyor: “Sanat eğitimi uzun zaman alan ve finansal olarak da pahalı bir süreç. Bu sürecin sonunda hiçbir ekonomik garantiniz yok. Birçok yetenekli sanatçı bu ekonomik şartlardan dolayı sanat yapmıyor ve farklı işlere yöneliyor.” Londra’da şeffaf diyalog S ‘KESİŞEN ÇİZGİLER’ SERGİSİ CEREN ÇIPLAK masya F Tipi Hapishanesi’nde mizah var, dergisi yok! Amasya F Tipi Hapishanesi mahkumlarının okumak için aylardır talep ettikleri mizah dergisi Penguen’in onlara verilmeme gerekçesi de kara mizah gibi. Karikatür mizah dergisi Penguen için gardiyanlar tarafından “Devlet büyüklerinin ağzını, burnunu yamultuyor” denildiğini belirten mahkumlar, ha pishane yönetiminin yayın hakkı gaspı yaptığını ve derginin kasıtlı olarak temin edilmediğini belirtiyorlar. Ayrıca, hapishane idaresinin kendileriyle alay edercesine “Penguen dergisi bayilere gelmiyor” gerekçesini de sunduklarını belirterek “Koskoca A Amasya’da dergi bayilere gelmiyormuş! O zaman idare neden bayilerden istetmiyor?” diyorlar. Dergiler, mektuplar ve diğer hak gaspları için idare yetkilileriyle tartıştıklarında ise idarenin kendilerini hasta gibi göstererek ‘rehabilitasyon’ uygulamaya çalıştıklarını söylüyorlar: “Muhalif ve direnen devrimcileri hapse at, sonra da onları hasta gibi görerek ‘rehabilitasyon’ uygula! Asıl hasta olan; bir karikatür dergisinden korkan, polis tarafından felç edilmiş bir gencin arkadaşlarıyla dayanışmak için yazdığı mektuptan da korkan ve engelleyen ruh halidir! Hasta olan; rehabilitasyona gereksinen, adlisiyasi tüm mahkumların suyunu tasarruf amacıyla kesenlerdir. Bizler içerde de dışarda da olsak, devrimci fikirlerimizi ve gururumuzu ayakta tutmaya devam edeceğiz.” Mektup, “Dışarıda polis vuruyor, felç ediyor, burada da hapishane idaresi dergileri, mektupları engelleyerek susturmaya çalışıyor bizi” sözleriyle sona eriyor. Baruter: Mizah anlayışları bizden üstün! Penguen’in çizeri ve editörü Bahadır Baruter ise bu kara mizahı şöyle yorumladı: “Hapishane yönetimi bu yaklaşımıyla belli ki Penguen’den çok daha üstün bir mizah anlayışına sahip. Mahkumlar, talep ettikleri Penguen’e ulaşana kadar şimdilik hapishane yöneticilerinin mizahıyla neşe bulmaya devam edebilirlerse iyi olur.” Huma Kabakçı ekonomik sıkıntılar ve tutarsızlıklar nedeniyle sanata yatırım konusunda geri adım atmışlardır. Birçok Türk ve yabancı menşeli galeri kapanma kararı almıştır. Bazı önceden planlanmış sergi içerikleri ise yaşanan olaylar çerçevesinde tekrar şekillendirilmiş, yaşayan güncel projelere dönüştürülmüştür.” “Türkiye’de sanat pazarının ‘şeffaflığından’ ve ‘açıklığından’ bahsetmek mümkün mü? Open Space Istanbul ve Açık Diyalog İstanbul olarak ne gibi güçlük ve engellerle karşılaşıyorsunuz?” Bu kez Billur Tansel yanıtlıyor: “Türkiye’nin siyasi ve toplumsal gündemi diğer her alanda olduğu gibi, güncel sanat pazarını ve kuruluşlarını da önemli ölçüde, olumsuz etkilemektedir. Yaşanan belirsizlikler, gün bazında yaşanan beklenmedik olaylar insanların ruh hallerine de yansımaktadır. Birçok sergi açılışı olaylar yüzünden ertelenmiş ya da hiç yapılamamıştır. İnsanlar yaşamlarına yansıyan gündemde Siyasi gündem pazarı olumsuz etkiliyor Türkiye’den Ergin Çavuşoğlu, Nezaket Ekici, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un yapıtlarına da yer verecek “Crossing Lines” sergisine dair, Kabakçı şöyle diyor: “Billur’la serginin insanların kimlikleri ve aidiyetleri üzerine olmasına ve eserlerinde bunu yansıtan sanatçılara yer verdik.” Siyasi gerginlik, iktidarsızlık ve terör sonucu evlerinden, yurtlarından mahrum bırakılmış mültecilerin zorunlu göç sürecinde yaşadıkları “kimliksizleşme” kavramına da bir gönderme olarak yorumlanabilecek sergi aynı zamanda cinsiyet, cinsellik ve ırk gibi konuları da ele alan yapıtlar içeriyor. “Peki ya sanat bu kavramların yarattığı görünmez sınırları aşmakta elle tutulabilir, gözle görülebilir bir rol oynuyor mu?” Tansel önemli bir noktaya parmak basıyor: “Sanat, insanoğlu var olduğundan beri onunla birlikte var olan, tüm süreçleri onunla beraber deneyimleyen ve birlikte gelişen evrensel bir dil olarak düşünülürse, sahip olduğu gücün ne kadar kudretli; bu tip tabuları aşmak için üstlendiği rolün ise ne derece etkili ve önemli olduBillur Tansel ğu anlaşılabilir.” (Fotoğraf: Sıtkı Kösemen) hande@handeeagle.com Kimliksizliğe gönderme C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle