27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 1 Kasım 2015 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 8 Yalnızca Binali Yıldırım alınmış Avrupa Konseyi Gazetecileri Koruma Platformu’nun sorusunu yanıtlayan Adalet Bakanlığı’nın, Can Dündar’ın 1725 Aralık yazı dizisine soruşturma açılmasına gerekçe olarak dizide adı geçenlere değil Binali Yıldırım’a hakaret edildiğini savunması dikkat çekti DUYGU GÜVENÇ Türkiye’de basın özgürlüğüne her geçen gün yeni bir darbe gelirken Avrupa Konseyi Gazetecileri Koruma Platformu’na Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile ilgili mart ayında yapılan başvuruya yanıt 22 Ekim’de geldi. Adalet Bakanlığı’nın Daimi Temsilcilik aracılığıyla ilettiği yanıtta, 1725 Aralık dosyaları ile AKP bağlantılarının aktarıldı ğı yazı dizisinde ismi geçen asıl kişilerin aksine eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’a hakaret edildiği ve soruşturmanın gizliliğinin bozulduğu savunuldu. Dündar’ın, Ağustos 2014’te yazdığı, “Arkadaşın babası”, “Bilal... Ay özür dilerim arkadaş!”, “AKP’nin Susurluk’u”, “Hasılatı o paylaştırıyor”, “Villaya uzanan beş telefon”, “Tak tak çuvala inşallah”, “Havuz nasıl doldu” başlıklı yazıları ile ilgili açılan davanın sürdüğü belirtildi. Dündar’ın Haziran 2014’teki yazılarında Başbakan olduğu dönemde Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan’a yazısında hakaret ettiği iddiasıyla açılan dava ise gizli belgeleri açıklayarak soruşturma gizliliğini bozma suçu savunuldu. Dündar’a, Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasıyla açılan bir başka dava için ise bu defa yazıları örnek gösterilmedi. Bu yazıların “iftira” olduğu belirtilen yazıda, takipsizlik kararı verildiği belirtildi. l ANKARA dalet Bakanlığı’nın ilettiği yanıtlardan en komi ği ise karikatürist Bahadır Baruter ve Özer Aydoğan’a Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret ettikleri gerekçesiyl e açılan dava. Yanıtta, dava nın “sol el ile yapılan hareke t” nedeniyle açıldığı belirtiliy or. Söz konusu karikatürde , Erd ile el sıkışan şahıs so oğan l eliyle ceket düğmesini ilik ve bu esnada eli yu liyor varlak bir hareket yapıyor. A ‘Sol el ile yapılan hareket’ savunması Bir ‘saltanat’ın yıkılışı ve bir devrim yasası ugün “1 Kasım 2015”; bilindiği gibi “Kasım” ayı, gerek “Osmanlı” tarihi, gerek “Cumhuriyet” tarihimiz için çok önemlidir. “93” yıl önceki “1 Kasım”, “Osmanlı”nın dolaysiyle bir “Saltanat”ın yıkılışı ve bir “Sultan”ın acı sonunun tarihidir. Ayrıca, o “1 Kasım”, günümüzün “Saltanat” ve “Sultan” kısaca söylersek “yapay sultan” düşkünleri için de alınacak derslerle doludur; öyleyse “Kasım” ayına “93” yıl önceki “1 Kasım 1922” tarihinden başlayarak bakalım. O gün “Büyük Millet Meclisi”nde (BMM’de) oldukça “tartışmalı” geçen bir oturumun sonunda“Sultanlık” (Padişahlık) ve “Halifelik” birbirinden ayrılıp “Osmanlı Saltanatı”na son verilmiştir. Meclis’in bu “1 Kasım” oturumunda, “Atatürk” tam bir “devrimci” kişilik ve tutumla yaptığı konuşmasına şöyle başlar: “Egemenlik hiç kimsece, hiç kimseye, bilim gereğidir diye görüşmeyle, tartışmayla verilmez. Egemenlik güçle, erkle ve zorla alınır. Osmanoğulları zorla Türk Ulusu’nun egemenliğine el koymuşlardır. Bu yolsuzluklarını altı yüzyıldan beri sürdürmüşlerdi. Şimdi Türk ulusu, bu saldırganlara artık yeter diyerek, egemenliğini eylemli olarak kendi eline almış bulunuyor!” Atatürk’ün böyle bir konuşma yaptığı, ardından da “Saltanat”ın kaldırıldığı, “Sultan”ın sultanlığına son verildiği “1 Kasım” gününden “93” yıl sonraki bu “1 Kasım” gününde de, Türkiye’de genel seçimler yapılıyor... Yine “1 Kasım 1922”ye dönersek, “17” gün sonra da “Sultan Vahdettin”, “Saray”ının rıhtımına yanaşan bir “İngiliz” savaş gemisine binerek “kaçacak”tır (17 Kasım 1922); bugün olsa, bir “Suudi Arabistan”ın gönderdiği gemiye belki de bir “yat”a binerek kaçardı; ne dersiniz? B ÇIĞLIĞA DESTEK DAMLA YUR san 1928) Aynı yılın “Mayıs” ayında da, “Uluslararası Sayıların Kabulü” gerçekleşir (20 Mayıs 1928). Bu “Devrim Yasası”, Meclis’te görüşülürken kimi milletvekilleri, “yeni harflerin kabulünün neden geciktiğini” hükümete sormaları, dahası, “Yoksa hükümet bir sakınca mı görüyor?” sorusuyla hükümeti bir bakımasuçlamaları, “1923 Devrimi”nin oluşma sürecinin nasıl yürüdüğünün bir göstergesidir. Oysa hükümet, yeni “Türk Harfleri” için gereken bilimsel çalışmaları, titizlikle yürütüyor; Cumhurbaşkanı “Atatürk” de halk arasına girerek yeni harflerin ön tanıtımı için gezilerini sürdürüyordu; ayrıca “dış dünya” Atatürk’ün bu çalışmalarını adım adım büyük bir hayranlıkla, bir bakıma da şaşkınlıkla izliyordu; tıpkı günümüzde de bu konuda yapılanları şaşkınlıkla izlediği gibi... Tüm bu çalışmaların sonunda “Yeni Türk Harfleri”nin kabulüne ait yasa tasarısı “1 Kasım 1928” günü Meclis’e gelir: “30 dakikalık” bir görüşme sonunda oybirliğiyle kabul edilir. “Yeni Türk Harfleri”nin bir an önce tüm ülkede geçerlilik kazanması için yasanın “4.” maddesi “1928 yılının Aralık ayından, başlayarak, bütün ilanların, tabelaların, reklam ve sinema yazılarının, bildirilerin, dergilerin, gazetelerin yeni ‘Türk harfleri’ ile basılması, yazılması zorunluluğunu” getiriyordu. Hayranlıkla izlediler asan Ocak’ın annesi Emine Ocak, Fehmi Tosun’un kızı Besna Tosun, Cemil Kırbayır’ın ağabeyi Mikail Kırbayır ve yıllardır oturan onlarca anne, baba, eş, kardeş, ağabey olan Cumartesi Anneleri/İnsanları dün 553. kez İstanbul Galatasaray’da toplandı. ‘Cumartesi Anneleri’nin isyanına bu kez İstanbul’da bulunan Eski Uruguay Devlet Başkanı Jose Mujica, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve çok sayıda CHP, HDP milletvekilleri, meslek odaları temsilcileri destek verdi. Mujica başta olmak üzere çok sayıda siyasetçinin eyleme destek vermesi ile de eyleme basın her zamankinden daha fazla ilgi gösterdi. Bu yoğun ilgi sebebiyle de alan polis çemberi altına alınıp güvenlik araması ile giriş sağlandı. Ancak basının yoğun ilgisi nedeniyle Mujica alanda çok az kalabildi. Mujica alandan ayrılmasının ardından İstiklal Caddesi’nde bir pasajda çay içti. Demirtaş ise elinde Yüksekova Komando Taburu’na bağlı askerler tarafından 27 Ekim 1995 günü Yüksekova, Ağaçlı Köyü’nde gözaltına alındıktan sonra bir daha haber alınamayan 73 yaşındaki H Cumartesi Anneleri’ne destek veren eski Uruguay Devlet Başkanı Mujica, basının ilgisi nedeniyle alanda çok az kalabildi Demirtaş, Cumartesi Anneleri’nin eylemine katıldı. Fotoğraflar: VEDAT ARIK Biz yıllardır buradayız Abdülkerim (Şemsettin) Yurtseven pankartı ve kırmızı karanfili tutarak oturma eylemine katıldı. 553. oturumda yapılan konuşmalarda kayıp yakınları Mujica’ya desteğinden dolayı teşekkür etti. Hanım Tosun yıllardır adalet talebiyle seslerini duyurmaya çalıştıklarını ancak politikacıların seslerine kulak vermediklerini, Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız da basının gösterdiği ilginin Mujica nede niyle olduğuna, ancak kendilerinin yıllardır burada adalet aradığına dikkat çekti. Dargeçit kayıplarının arasında çocuk yaşta olanlar olduğunun da vurgulandığı eylemde, 13 yaşındaki Seyhan Doğan’ın ailesi adına konuşan Emin Doğan amcasının kaybedildiği yaşta olduğunu ve kayıplara ve yakınlarına yaşatılanlar dolayısıyla amcasının bulunduğuna dahi sevinemediğini anlattı. İlgi nedeniyle alanda kalamayan Jose Mujica pasajda çay içti. 2.5 yıl sonra ilk adım Gezi Direnişi’nde polis müdahalesiyle gözünü yitiren Erdal Sarıkaya’nın adalet arayışında ilk somut adım Adli Tıp Kurumu’ndan geldi. Kurum, Sarıkaya’nın gözünü kaybettiğini kabul etti ALİ AÇAR Sultan’ın sarayı Rumelihisarı’nda yeniden yapılan Boğazkesen Fetih Mescidi’ni ziyaret eden Erdoğan öğle namazını kıldıktan sonra caminin altındaki sarnıcı gezdi. Erdoğan: Size ne? Cumhurbaşkanı’ndan yabancı basına yanıt stanbul’da temaslarda bulunan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dünyanın önde gelen basın kuruluşları ile dünyaca ünlü gazetecilerin kendisine yazdığı açık mektuba cevap verdi. Erdoğan, “Dışarıdaki bazı uluslararası medya kuruluşlarının, üst akıldan aldıkları talimatla gerek şahsıma yönelik gerek bazı siyasi partilere yönelik yaptıkları açıklamaları herhalde duyuyorsunuz. Bunlar çok manidardır. Size ne? Siz kendi ülkenizdeki seçimlerle ilgilenin. Türkiye’deki seçimlerle ilgili benim ismimi zikrederek, parti ismi kullanarak, ‘Sakın oraya oy vermeyin’ gibi bir yaklaşım İ göstermek, bunlar çok çirkin ve bunun siyasi ahlakla, siyasi etikle uyuşur bir yanı yoktur” dedi. Erdoğan seçimlerle ilgili “Neticeye milletçe hep beraber saygı duyacağız” dedi. Rumelihisarı Müzesi’ni gezdikten sonra bir çay bahçesinde çay içen Erdoğan, eşiyle birlikte selam veren bir kadına kaç çocuğu olduğunu sordu. Erdoğan “2” yanıtını aldıktan sonra da kadına “Yazıklar olsun sana, biz boşuna bağırıyoruz o zaman” dedi. Elini öpmek isteyen kadına Erdoğan izin vermedi. l İSTANBUL / Cumhuriyet sokmadığı, basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı, kırırdal Sarıkaya, 12 Hağın yaşam fonksiyonlarına etkiziran 2013 günü Gezi sinin orta derecede olduolayları sırasında polisin ğu, duyulardan birinin attığı biber gazı kapsüfonksiyonunn sürekli lünün gözüne çarpması kaybı niteliğinde oldusonucu tek gözünü kay Erdal Sarıkaya ğu kanaatini bildirir betti. Başlatılan soruşturmaya yürüten savcı bir çok kez rapordur” ifadelerine yer verildi. değişti. Ekim ayı başında bilirkişi Güvenim yok tarafından A1311 ve A132 kask Adli Tıp Kurumu’nun da gözünü numaralı polislerin Sarıkaya’yı vurduğu tespit edildi. Ancak emni kaybettiği yönündeki hastane raporunu kabul ettiğini belirten Sayet bu kask numaralarının kayıtlarında bulunmadığını bildirdi. 2.5 rıkaya, “Adli Tıp Kurumu, düzenlediği raporla ‘Evet bu adam göyıl geçmesine karşın polisler hakzünü kaybetmiştir’ diyerek bu işe kında dava açılmadı. son noktayı koymuştur. Neden daSoruşturma sürecinde yeni bir gelişme yaşandı. İstanbul Adli Tıp va açılması için bekleniliyor. Savcı, polisleri istemesine rağmen daŞube Müdürü Dr. Cüneyt Atasoy ha adliyeye gelip ifade veren tek imzasıyla 2.5 yıl aradan sonra yabir polis yok. Makul süre bitmişzılan raporda, “Okmeydanı Eğitir. Bizlerin de adalete olan güveni tim ve Araştırma Hastanesinin tamamen bitmiştir. Bizler adli tıp13.06.2013 tarihli epikriz rapolardan rapor değil, kriminal bürorunda genel anestezi altında amenun tespit ettiği polisleri ve gazcıliyat edildiği, sağ göz ekarte ediları yargıya taşıyabilen bir incelelerek onarımının yapıldığı, arızame yapılmasını istiyoruz” dedi. sının kişinin yaşamını tehlikiye E Sanırım burada şunu da belirtmeliyiz; “Sultan”ın oturduğu bu “Saray”ın, “Dolmabahçe Sarayı”nın öyle yüzlerce, yüzlerce odası yoktu, ne ki bu “Saray”da milletin parasıyla, millet adına alınan “dış borçlar” ile yapılmıştı... Demek ki, yüzlerce yüzlerce odası olan “Saray”larda oturulsa da, üstelik “yapay”, “özenti” değil, “gerçek” bir “Sultan” olsanız da, egemenliği, özgürlüğü, korkusuzca yaşaması elinden alınan bir “halk”, önünde sonunda üzerine düşeni yapıyor... Öte yanda, “1 Kasım” günlü “Devrim Yasaları”ndan biri olan “Yeni Türk Harflerinin Kabulü” kısacası “Harf Devrimi” yasasının da “87” yıl önce “TBMM”nin onayladığı gündür. (1 Kasım 1928) Ne ki, daha önce “1924 Anayasası”nda yapılan bir değişiklikle, “Anayasa”nın ikinci maddesine, “Türkiye Devleti’nin resmi dili Türkçedir” eklemesi yapılmıştı. (10 Ni Demek ki, yasanın kabul edilip yürürlüğe girmesinden, yani “1 Kasım 1928”den bir ay sonra, halkla kurulan “basılıyazılı” her türlü iletişim yeni harflerle yapılacaktı; bu yükümlülüğün “bir ay” içinde yerine getirilmesi inanılmaz gibi görünürse de, hemen ertesi günü “2 Kasım 1928”de çıkan gazeteler sayfalarının bir bölümünü yeni “Türk harfleriyle” basacaklardır... Görüldüğü gibi “1928” yılına gelindiğinde, “Cumhuriyet” henüz “beş” yıllıktır; ne ki, çağdaşlığa varmayı gerçekleştirecek düzenlemeler, “Devrim Yasaları” süreci ışıklar içinde yatmasını dilediğimiz “Prof. Dr. Bülent Tanör”ün, çok yerinde olarak adlandırdığı gibi, “19 Mayıs 1919”da başlayan “Ulusal Savaşı”mın (Milli Mücadele’nin) ürünü “Kurtuluş” döneminin ve bunun sonucu olan “Kuruluş” sürecinin iç içe geçmesiyle oluştuğu gözden kaçmamalıdır. Prof. Dr. Tanör: “Kurtuluş için savaşılırken ‘Kuruluş’ olgusu da hayata doğmuştu!” der. “Devrim Yasaları” için de geçerlidir bu değerlendirme; bir “yasa”nın yürürlüğe girmesi ardından gelecek olanın “başlaması” demektir. “Harf Devrimi”nden sonra, “1929”da liselerden “Arapça ve Farsça” dersleri kaldırıldı. Evet günümüzle karşılaştırma “bugün” sizlere kalıyor değerli dostlar... Gazeteler öncü oldu Siyasete uzlaşıyı getirdi ‘Yazıklar olsun’ Genel Yayın Kayyumu: Ankara’da olana da katliam demeyeceksiniz! oza İpek Grubu bünyesindeki Millet gazetesine kayyumlar tarafından Genel Yayın Koordinatörü olarak atanan Hüseyin Yahya Şekerci, gazete çalışanlarıyla yaptığı ilk toplantıyı “Bereket Duası” okuyarak başlattı. Şekerci, “Müslümanların yönettiği bir gazetede olması gerektiği gibi olacak” dedi. Şekerci, “Ankara’daki patlama katliam değil midir?” sorusuna da, K “Orada 102 insan öldürüldü. Öldürüldüyse ‘öldürüldü’ diyeceğiz. Katletmek fecaat de içerir. Katliam sizin yorumunuz” dedi. Öte yandan Bugün TV’nin Genel Yayın Yönetmeni Tarık Toros 3 gün önce polis zoruyla çıkarıldığı kanala tekrar geldi. İzne çıkartıldığı söylenen Toros, odasından çıkmayınca, polis zoruyla odadan alındı. l İSTANBUL / Cumhuriyet E ski Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü, vefatının 8. yılında Zincirlikuyu’daki mezarı başında düzenlenen törenle anıldı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada “Siyasete yeni hava getirdiğini hepimiz biliyoruz. Espri ve hoşgörüyü getirmişti siyasete. Bugün çok daha fazla ihtiyaç duyduğumuz uzlaşı kültürünü getirmişti. Bir arada olmak ve ülke sorunlarının çözülmesi gerektiğine geniş kitleleri İNÖNÜ ERDAL DI ANIL inandırmıştı. Dolayısıyla kitleler farklı görüşlerde olsalar da Erdal Bey’i kucaklıyorlardı” dedi. Törene katılan vatandaşlar, ellerinde İnönü’nün fotoğrafı bulunan “Seni unutmayacağız” yazılı dövizler taşıdı. Törene, CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, CHP Genel Başkan Yardımcısı Enis Berberoğlu, HDP Gaziantep Milletvekili Celal Doğan, CHP İstanbul İl Başkanı Murat Karayalçın, CHP İstanbul ilçe belediye başkanları ve yurttaşlar katıldı. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle