15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 1 Kasım 2015 EDİTÖR: AYŞEGÜL ÖZBEK TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN haber 13 Katliamın 3. haftasında karanfillerle andılar öndük yine Charlie Hebdo günlerine. Kapıda bir TOMA. Az ötesinde bir tane daha. Sokak trafiğe kapatılmış. Sokağın anayollara açılan her iki ağzında polis bariyerleri. Gazeteye girebilmek için kimlik denetimi; yetmezse Cumhuriyet güvenliğinden bir görevlinin tanıklığı. Gazete bahçesinde kimi sivil, kimi resmi polis memurları... Charlie Hebdo günlerinde “Vay siz bizim dinimize dil uzattınız” diyen, uydurdukları yalana kendileri de inanan siyasal İslamcıların tehditlerini yaşamıştık. Bugün ise “Vay siz, biz IŞİD cihatçıları hakkında ileri geri yazıyorsunuz” denip, Gaziantep’te yakalanan cihatçıların cebine Cumhuriyet’in merkez ve Ankara bürolarının adresleri ve galiba krokileri tıkıştırılmış. Eh, mesela 7 Haziran’ın hemen öncesinde Diyarbakır cankırımı, 7 Haziran’dan bir ay kadar sonra Suruç cankırımı ve 10 Ekim’de Ankara cankırımı üstüne bir türlü dili varıp da “IŞİD yaptı ve bu Türkiye’de demokrasi ve özgürlük arayanlara yönelik bir saldırıdır” diyemeyen, IŞİD’in yanına saçma sapan örgüt eklentileri yapıp “terör kokteyli” diye daha da saçma terimler üreten, yani IŞİD’i ama’sız fakat’sız karşısına alamayan bir iktidar döneminde cepten çıkan adres ve krokileri ciddiye almak için yeterince sebep var. İstanbul ve Ankara Emniyeti de ciddiye almış olacak ki döndük yine Charlie Hebdo günlerine... O günlerde Tırmık’ta yazıldıydı. Aynı yazıyı tekrarlasam da olur, ama hiç olmazsa temel cümlesini tekrarlamak da yeter: Kuştan korkan darı ekmez... Bu meslek ilkesi Cumhuriyet’i kestirmeden tanımlar. Uğur Mumcu’yu, Ahmet Taner Kışlalı’yı, Bahriye Üçok’u, Muammer Aksoy’u kurban verdiğinde de bu çizgiden sapmadı: Kuştan korkan darı ekmez, dedi yürüdü. Bugün de öyle olacak. Öyle olduğu için “Ben Cumhuriyet’tenim” dediğinizde bir avuç sapık dışındasiyasal görüşleri ne olursa olsun herkesten saygı görürsünüz. Öyle olduğu için Cumhuriyet’te çalışırsınız. HHH Korkmuyor muyuz? Olur mu? Elbette korkuyoruz. Ancak budalalar korkmaz... Peki, korkuyor ve yine de “Kuştan korkan darı ekmez” deyip yoluna devam eden kahraman gazeteciler miyiz? Yok canım, ne kahramanı? Biz sadece mesleğinin ak adına kara çalmaktan inatla kaçınan, sahici gazeteci olmaya çalışan, bunu başardıkça mutlu olan gazetecileriz. O kadar... Kuştan korkan darı ekmez D nkara’daki Barış Mitingi öncesinde meydana gelen canlı bomba saldırısında hayatını kaybeden 102 kişi için dün Ankara Garı önünde anma programı düzenlendi. HDP ve Halkevleri üyelerinden oluşan bir grup, Ankara Garı önünde gerçekleştirilen terör saldırısının üçüncü haftasında, hayatını kaybedenleri anmak için Demokrasi Meydanı’nda toplandı. A AA Meydanda, saldırıda hayatını kaybedenlerin fotoğraflarının bulunduğu platform oluşturuldu. Saldırının ger ‘Unutmayacağız’ çekleştirildiği 10.04’te hayatını kaybedenler için saygı duruşunda bulunularak, patlama noktasına karanfil bırakıldı. Grup adına açıklama yapan Halkevleri Bölge Temsilcisi Candaş Türkyılmaz, “10 Ekim’de katledilen 102 arkadaşımızı hiçbir zaman unutmayacağız ve unutturmayacağız” dedi. Katilleri çok iyi tanıdıklarını belirten Türkyılmaz, katledilen 102 kişinin kanının asla yerde kalmayacağını ifade etti. Yapılan basın açıklamasının ardından grup üyeleri ellerindeki karanfilleri patlama noktasına bıraktı. l ANKARA / Cumhuriyet Ankara katliamında hayatını kaybeden sinema öğrencisi Gökhan’ın arkadaşları bitiremediği filminden ilham alarak arkadaşlarını bir belgeselde anlatacak nkara katliamında yaşamını yitiren Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi (MÜGSF) Sinema Televizyon Bölümü 3. sınıf öğrencisi Gökhan Arpaçay’ın yaşamı belgesel oluyor. Sınıf arkadaşları, Gökhan’ın memleketi Kars’ta çekimlere başladılar. Kurmacayla gerçeğin iç içe HİLAL KÖSE olacağı belgeselde, hem Gökhan hem de üzerinde çalıştığı senaryosu anlatılacak. Belgesel ekibinden Ozan Çağlar, “Bir tanıdığınız ölür ‘iyi insandı’ dersiniz ya... Bu söz Gökhan’ı anlatmak için çok eksik kalır. Ortalamanın üzerinde bir insandı” diyor. 32 yaşında hayattan koparılan Arpaçay, 4 çocuklu ailenin en küçüğü. Ege Üniversitesi Matematik Bölümü mezunu, Matematik Köyü gönüllüsü, defterdarlıkta memur, KESK Tüm Bel Sen üyesi ve sinema tutkunuydu. Edebiyatla, özellikle şiirle yakından ilgiliydi. Üzerinde çalıştığı senaryosunu Kültür Bakanlığı’na göndermeyi planlıyordu. Gökhan’ın ardından, sınıf arkadaşları o senaryonun peşine düştüler. Yazılı metne ulaşamayınca, hem Gökhan’ı hem de hikâyesini bir belgeselde anlatmaya karar verdiler. MÜGSF 3. sınıf öğrencileri Ozan Çağlar ve Uğur Korkmaz, projeyi Cumhuriyet’e anlattı. Ozan Çağlar: “Gökhan hem okul hem mahalle arkadaşımdı. Katliamdan dört gün önce, senaryosunun teknik detaylarını konuşmuştuk. Hikâyeyi Kendi filminde yaşayacak A anlatacaktı ama buluşamadık. İçimde kaldı. Sonra hikayenin peşine düştük. Senaryosunun konusunu Kars’a gidince öğrendik. Annesinin amcasının İstanbul’a göç edişini yazmış. ‘Endemik’ adını verdiği hikâyede, ait olduğu yer dışında bir yerde yaşayamama durumunu ele almış. Önce senaryoyu bulup çekmek istedik ama bulamadık. Sonra belgesel fikri doğdu. Kars’ta ağabeyi, iki ablası ve çok sevdiği dayısıyla konuştuk. Gökhan’ı unutturmayan bir iş çıkaracağız. Gökhan, her eylemde değildi ama politik biriydi. Marksistti. İnsandı. Gecenin saat 3’ünde kaldırıp, eve götürüp Kars yemekleri yapardı. Ondan çok şey öğrendik. Ölüme çok uzak bir insandı. Gökhan’ın yakın arkadaşları olarak katliam bize çok şey öğretti. Artık Uğur’la bile vedalaşırken birbirimizi daha çok öpüyoruz. Yasta değiliz. Ne yapıyorsak daha çok üreteceğiz.” Uğur Korkmaz: “Kars’a gidip ailesini görünce acının içine gömüldük yine... Yas orada devam ediyor. Dayısının evinde Gökhan’a bir oda yapıyorlar. Eşyalarını bir araya getiriyorlar... Ölüm artık bize çok yakın. Yaşam artık olağan akışında devam etmiyor. Sanat öğrencileri olarak ne yapabiliriz diye düşündük. Öfkemizi foruma çevirdik. Forum alanına “Gökhan Abi” adını verdik. Sınıfta ona ‘abi’ derdik, o hiç hoşlanmazdı ama... Forum devam ediyor. Suruç’ta bir ilkokulda ve katliamda ölen 9 yaşındaki Veysel Atılgan’ın sınıf arkadaşları için resim ve heykel atölyesi düzenlemeyi planlıyoruz. Başka projelerimiz de var...” l İSTANBUL Ağabey Güler, isyanını ‘Karanlığın Ötesinden Gelen’ isimli oyunla sahneye taşıdı. Morgdaki bekleyiş 40. gününde DAMLA YUR Aydar: Ölüm listesindeyiz Mahmut ORAL Gökhan Abi forumu... Gökhan Arpaçay Uğur Korkmaz (solda) ve Ozan Çağlar, Arpaçay’ın ‘Endemik’ isimli bitmemiş filminin peşine düştü. de PKK’yi temsil eden Zübeyir Aydar, Sabri Ok, Nuriye Kespir, Mustafa Karasu ve Adem Uzun’un, İçişleri Bakanlığı tarafından terörle mücadele için hayata geçirilen ödül sistemi kapsamında kırmızı listede yer alan ve başlarına 4 milyon lira ödül konulanlar arasında bulunması dikkat çekti. Listede arananların çok büyük kısmı PKK’nin üst düzey yöneticilerinden oluşuyor. Aydar, kırZübeyir Aydar mızı kategoride aranmasını değerlendirirken “Hem görüşüyorlar hem de istediklerini alamayınca bizlerin adını öldürülecekler listesine koyuyorlar. Bu liste aranan değil, öldürülecekler listesidir. Seçim öncesi böyle bir listeyi hazırlamaları ayrı bir tartışma konusu. Gülünecek durum. Oslo’da, Çözüm sürecinde ne dediysek, nasıl davrandıysak aynı noktadayız” dedi. Aydar, çözüm süreci görüşmeleri sırasında kendisi ve Remzi Kartal’ın Türkiye’ye dönmesinin gündeme geldiğini belirterek “‘Gelebilirler, sorun yoktur’ denmişti. Milletvekili adayı olacaktık. Ancak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, ‘Masa ve Kürt sorunu yoktur’ demesi ile gelebileceğimizi söyleyen yetkili bu kez, ‘gelmesinler, gelirlerse tutuklanırlar’ deyince biz de gelmekten son anda vazgeçtik. Kuzu kuzu gelip tutuklanmaya niyetimiz yoktu” dedi. lDİYARBAKIR süreciyle ilgili olarak 2009’da Çözüm Oslo’da gerçekleştirilen görüşmeler 10 ekim Ankara katliamından yaralı kurtulan doktordan çarpıcı ifade: Yaralılara yardımı gaz engelledi ALİCAN ULDUAĞ 02 kişinin öldüğü Ankara katliamından yaralı kurtulan anestezi uzmanı doktor B.S, soruşturma kapsamında verdiği ifadede, patlamadan sonra polisin kullandığı biber gazı nedeniyle yaralılara müdahale edemediğini kaydetti. Doktor B.S, Ankara patlamasından sonra yaralanarak kaldırıldığı Hacettepe Hastanesi’nde mağdur sıfatıyla ifade verdi. Fethiye Tabip Odası üyesi olduğunu belirten doktor B.S, bir gün önceden 1 arkadaşıyla yola çıktığını ve 10 Ekim günü saat 09:00’da Ankara’ya geldiklerini söyledi. Tren Garı karşısındaki göbeğe yakın bir yerde yürüyüş için beklediklerini anlatan B.S, şunları kaydetti: “Benim bulunduğum yerde halay çeken, oynayan insanlar vardı. Ortam tam bir panayır havası içindeydi. Bu güzel ortamı resimlemek için cep telefonumu çıkarıp resim çekmeye başladığım bir anda patlama sesi duydum. Bu esnada havada kahverengi Panayır havası vardı bir şeyin saçıldığını gördüm. Kısa süre işitme kaybı yaşadıktan sonra kendime geldiğimde orada bulunan insanların bağırtılarını ve yardım çığlıklarını duydum. Doktor olduğum için yakınımda bulunan yaralılara ilkyardımda bulundum. Kendimi iyi hissetmeyince ve ortamda bulunan biber gazının etkisiyle yaralılara yardım edemediğim gibi kendi durumum da ağırlaştı. Ambulans bulmakta zorlandım, yakın çevremde ambulans göremedim. Uzakta gördüğüm ambulansa sürünerek geldim. Ambulans beni hastaneye getirdi.” lANKARA ojava’da IŞİD’e karşı sürdürülen direnişe destek olmak amacıyla sınırı geçip, Birleşik Özgürlük Güçleri’ne katılan ve mayına basarak yaşamını yitiren Aziz Güler’in cenazesi 21 Eylül’den bu yana Türkiye’ye alınmıyor. Baba Mehmet Güler’in de Rojava’daki hastane bahçesinde bekleyişi sürüyor. Baba Güler’in günleri, verilecek onay ile oğlunun cenazesini Türkiye’ye getirip toprağa verme beklentisiyle geçiyor. Baba Güler ise tam 40 gündür Rojava’da bekliyor. Rojava’nın Serakani ilinde kalan Aziz’in babasına, daha önce hiç tanımadığı Serakanililer kapılarını açtı. Serakanililerin evinde kalıyor, onların sofrasına misafir oluyor ve her sabah 2 saatlik uzaklıktaki Serêkaniyê Roj Hastanesi morguna gidip oğluna bakıp, hastane bahçesinde oturmaya devam ediyor. Akşam ise Serakani’deki bir eve tekrar misafir oluyor. Ağabey Güler ise Türkiye’de bir yandan hukuki işlemler ile ilgileniyor bir yandan da konuyu kamuoyu gündeminde tutmak için çabalıyor. Ağabey Güler, “Defnedebilme mücadelesinden kardeşimin acısını yaşayamıyoruz” sözleri ile isyanını dile getirmişti. Ağabey Güler dün de isyanını sahneye taşıdı. Ariel Dorfman’ın yazdığı oyunun yönetmen koltuğunda oturan Aziz’in ağabeyi bu kez bu oyunu kardeşi Aziz’i anmak ve ‘Aziz’in cenazesini verin’ demek için sahneye koydu. ‘Karanlığın ötesinden gelen sesler’ isimli oyunda tecrit, kadın cinayetleri, işkence gibi konularda insan hakları ihlallerine uğrayanların gerçek öyküleri anlatılıyor. l İSTANBUL R İsyan sahneye taşındı ‘Hazırlık yapmıştık’ ‘Aileler devleti sorumlu tutuyor’ İKLİM ÖNGEL Tim sorumlusu yakalandı KahramanmaraşGaziantep yolunda kontrol noktası oluşturan Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, bir otomobilde yaptıkları aramada PKK’nin Hakkâri Balkayalar bölgesindeki tim sorumlusu ‘Arin’ kod adlı Gülistan S.’yi gözaltına aldı. Gülistan S., mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. lKAHRAMANMARAŞ/DHA ESK heyeti Ankara katliamının ardından yaralıları ve yaşamını yitirenlerin yakınlarını ziyaret ediyor. Heyette yer alan SES Eş Genel Başkanı İbrahim Kara, ailelerin gerek katliamda gerekse sonrasındaki süreçte devleti sorumlu olarak gördüklerini ve bu nedenle devlete güven duygusunun ortadan kalktığını belirtti. Kara, KESK heyeti ile birlikte Malatya, Manisa, Aydın ve İzmir’de katliam yaralısı ile yaşamını yitirenlerin ailelerini ziyaret etti. Bugüne kadar görüştükleri tüm “barış şehidi” ailelerinin cümlelerine “bu katliamın neyin hedeflenerek yapıldığını bildikleri”ni ifade ederek başladıklarını söyleyen Kara, K “Bizden talepleri net. Birlik olun, unutturmayın ve hesap sorun” dedi. Alanda olup, yaralanan veya yara almadan kurtulanlar için “Büyük bölümü hayatta kalmanın utancını yaşıyor” diyen Kara, travmadan kaynaklı psikolojik sıkıntılarının olduğunu söyledi: “Başlattığımız psikososyal destek çalışmalarında, patlama esnasında alanda olan arkadaşlarımızın çoğunda yoğun anksiyete ve duygulanım bozukluklarının yanı sıra uykusuzluk, parçalanmış vücut ve kopmuş uzuv gibi kâbus görme, kalabalık ortamlardan uzak durma, iştahsızlık, etten ve yanık et kokusundan uzak durma durumları yaşadıklarını ifade ediyorlar.” lANKARA Ankara katliamına uluslararası anma vrupa Sendikalar Konfederasyonu’nun (ETUC) yönetim kurulu toplantısı Brüksel’de gerçekleştirildi. Toplantı Ankara katliamında yaşamını yitirenler anısına saygı duruşu ile başladı. DİSK Başkanı Kani Beko, 40 ülkeden gelen sendikacılara, ETUC üyelerine katliamla ilgili bilgi verdi. Beko, “Katliamı takip eden günlerde düzenlediğimiz genel greve katılan üyelerimize soruşturmalar açılmıştır” dedi. Beko, 102 kişinin yaşamını yitirdiği 10 Ekim’in tıpkı 1 Mayıs gibi, 8 Mart gibi uluslararası bir gün olarak tanınmasını, “Emek, Barış ve Demokrasi Günü” olarak kabul edilmesini istedi. l MUSTAFA ÇAKIR /ANKARA ‘Et yemiyorlar’ A Aziz Güler C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle