23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 8 Ekim 2015 haber TASARIM: AYŞEGÜL ÖZBEK 6 Ergenekon davasının temyiz duruşmasında konuşan Başbuğ, yaşanan süreçten dolayı ABD, cemaat ve siyasi iktidarı suçladı rgenekon davasının Yargıtay’daki AA temyiz duruşmasının ikinci gününe eski Genelkurmay BaşkaALİCAN nı emekli Orgeneral İlker ULUDAĞ Başbuğ’un sözleri damgasını vurdu. Başbuğ, “Cemaat işlenen hukuk cinayetlerinin asli failidir. Siyasi iktidar ‘Ne istediler de vermedik’ ve ‘aldatıldık’ ifadeleri ile cemaate gerekli desteği verdiklerini, zaten kendi sözleriyle açıkça belirtmiştir” dedi. Başbuğ, “bu komploları planlayan, icra eden ve açıkça destekleyenlerin yargı önüne çıkartılarak, adil şekilde yargılanmasını” istedi. Başbuğ, savunmasında “Siyasi iktidar Cemaat’e destek verdi” dedi. ‘CEMAAT hukuk cinayetlerinin failidir’ E KON E N E G R E Y’DA A T I G R A Y Neden Yargıtay’dayım? Sanıklar CHP İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek ile emekli Orgeneral Hurşit Tolon’un da katıldığı duruşmada savunma yapan İlker Başbuğ, konuşmasına Türkiye’nin şu an içinde bulunduğu durumu anlatarak başladı. PKK’nin eylemlerinin Suruç saldırısıyla arttığını, sınırda Türk uçaklarıyla Rus uçaklarının burun buruna geldiğini anımsatan Başbuğ, “Türkiye bu halde iken, bugün ben neden Yargıtay’dayım? Bu davaların iddianamelerini hangi savcılar hazırladı?” diye sordu. İddianameleri, görevlerinden uzaklaştırılan, suç örgütleri ile ilişkili oldukları ileri sürülen, kimi tutuklu olan, kimi de yurtdışına kaçan savcıların hazırladığını belirten Başbuğ, “Üzülerek söylüyorum; bu iddianameleri hazırlayan kendi ülkemizdeki bu savcılar, bir düşman ülkenin savcısı kadar bile adil olamadılar.” TSK neden hedef alındı? Sözlerinin savunma amaçlı değil, tarihi not düşmeye ve “kumpasları planlayan ve uygulayanlar hakkında suç duyurusunda bulunmaya yönelik” olduğuna işaret eden Başbuğ, konuşmasında TSK’nin neden hedef haline getirildiğini anlatırken, şöyle dedi: “Neticede, (Türkiye’nin) Ulus Devlet, üniter devlet ve laik devlet yapısından rahatsızlık duyanlar; Ilımlı İslam projesini hayata geçirmek isteyenler; 2003’teki 1 Mart Tezkeresi’nin bedelini TSK’ye ödetmek isteyenler, TSK’nin ‘Milli Ordu’ oluşundan rahatsız olanlar ve PKK terör sorununa ‘siyasi çözüm’ arayanlar için engel TSK idi. O halde, TSK halkının gözünde itibarsızlaştırılmalı ve sesi kesilmeliydi, karşıt kadrolar tasfiye edilmeliydi.” Gülen Cemaati’nin beklentilerin üstünde hedefleri olduğunun çe şitli istihbarat raporlarında yer aldığını anlatan Başbuğ, “Gülen Cemaatinin hedeflerine ulaşması için en büyük engel TSK idi” dedi. Balyoz davasının TSK’ye vurulan en büyük darbe olduğunu söyleyen Başbuğ, 2010’da Balyoz soruşturması sırasında 102 subay hakkında yakalama kararı çıkarılmasına ilişkin, “Eğer polis askeri bölgelere gelirse sokmayın içeri, zorlarlarsa çatışın emri verdim” dedi. Başbuğ’un avukatları da suçlamaların görev alanıyla ilgili olduğunu belirterek dosyanın Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesini istedi. Söz verilen Çiçek, “Bir taklit imza yüzünden ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Suçlandığım irtica ile mücadele eylem planı, esasen cemaat tarafından TSK ile mücadele eylem planıdır” diyerek davanın esastan bozulmasını istedi. l ANKARA aşbuğ, TSK’ye yapılan operasyondan ABD’deki neoconlar, cemaat ve siyasi iktidarın sorumlu olduğunu belirterek, şöyle konuştu: “George W.Bush yönetimi, TSK’ye karşı oynanan oyunu desteklemiştir. Siyasi iktidar ‘Ne istediler de vermedik’ ve ‘aldatıldık’ ifadeleri ile Cemaate gerekli desteği verdiklerini, zaten kendi sözleriyle açıkça belirtmiştir. Cemaat ise işlenen hukuk cinayetlerinin asli failidir. Bu cinayeti yargı ve emniyet içine yerleştirdikleri kadroları vasıtasıyla işlemiştir. Siyasi iktidarlar, siyasi partilerdir. Başı bellidir, sonu bellidir. Ne olursa olsun partiler ile hukuk çerçevesinde kalarak mücadele edilebilir. Sonuçta, seçimler ile millet siyasi partilerden hesap sorar.” ‘Bush da destekledi’ B ayın Davutoğlu Dışişleri bakanıyken, 2011’de Konya’nın Kadınhanı ilçesinde seçim mitinginde halka seslenmişti: “Artık Türkiye, Balkanlar’da, Kafkaslar’da, Ortadoğu’da attığı adımı herkesin takip ettiği ülkedir. Kimse bizden habersiz adım atamaz. Kimse bizi hesap etmeden artık bu coğrafyada at koşturamaz.” Ortadoğu’da bu söylediği nasıl bir etki yaptı bilinmez ama Konya’nın Kadınhanı ilçesinde işe yaramıştı. 2011 seçimlerini ilçede AKP, yüzde 75 oyla açık ara önde tamamladı. Ortadoğu’da kimsenin bizden habersiz adım atamamasının Kadınhanılıların heyecanlanması elbette iyiydi ve AKP’ye yarar idi. Ancak Ortadoğu’da Kadınhanılılar Davutoğlu’ndan habersiz adım atmak derdinde olmadığı için bu nutkun pratikte pek bir faydası yoktu. Bizden habersiz yaprak kımıldamaz derken, IŞİD Musul Konsolosluğu’nu bastı, diplomatları rehin aldı. Halep varken herkesin Kobane’yle ilgilenmesini hiç anlayamadık, bereket Kobane “düştü, düşecek” denilirken düşmedi. Üç sene önce haftalarla ömür biçilen Esad rejimi yıkılmamakla kalmadı, sınırımızın dibini Rus jetleri bombalıyor. Rus jetlerinin Suriye’de operasyonlara başlaması, Türkiye’nin “angajman kuralları” adıyla uygulamaya çalıştığı fiili uçuşa yasak bölge uygulamasını sarstı. Neticede bir Suriye jetiyle bir Rus jetini vurmanın hukuki sonuçları aynı olsa da siyasi, askeri ve ekonomik sonuçlarının aynı olmayacağı ortada. Hele önümüz kışken. Rusya, belli ki bir güç gösterisinde bulunuyor ve muhtemelen bu arada Türkiye’nin savunma reflekslerini test ediyor. Suriye düğümü S Patriot füzelerinin, Rus jetleri gelmeden bir süre önce çekilmesi de ilginç bir karar olarak bir köşede duruyor. Türkiye için IŞİD terörist, Nusra bir El Kaide örgütü el mahkum o da terörist, YPG terörist, Esad rejimi teröristten beter. Geriye alanda kim kaldı? Bir tabela ordusuna dönüşmüş ÖSO ve cihatçılıkta Nusra ve IŞİD’le yarışan Ahrar mı? Türkiye, Suriye’de ne istiyor? Herhalde şu durumda arazideki güçlerin ezici çoğunluğuna karşı olarak Suriye’nin bir geçiş hükümetiyle tekrar birleşmesini değil. Olsa olsa, Kürt koridorunu engelleyecek güvenli bir bölge arzusunda. Mülteci meselesini de bu güvenli bölge arzusu için bir kaldıraç olarak kullanmak niyetinde. İşin içine artık Rus uçakları girmişken bunu sağlamak mümkün mü? Rusya’nın onayı olmadan mümkün değil. Kaldı ki, güvenli bölgenin güvenliğini kim sağlayacak? Türk askeri mi? Bunu dört bir yanı IŞİD, Nusra, Esad rejimi ve PYD güçleriyle sarılı bir şekilde mi yapacak? Yok Türk askeri değil de hâlâ var olduğu varsayılan “ılımlı güçler” mi halledecek? O “ılımlı güçleri” Rusya bombalarken mi? Uzatmanın lüzumu yok. Suriye siyaseti her geçen gün yeni bir mağlubiyet daha alıyor. Boş tehditlerin, bağırıp çağırmanın bir anlamı yok. Savaş, Konya’nın Kadınhanı ilçesinde oy toplamak için nutuk atmaya benzemez. Bu çoğunluğunu yitirmiş geçici hükümetin dış politikada radikal adımlar atma hakkı yok. Umalım seçim sonrasında oluşacak hükümet bu Suriye düğümünü, gerçekçi ve diplomatik yollarla çözecek bir irade gösterebilir. Doğan: En büyük kumpas 28 Şubat’tır 8 Şubat döneminde Refah Yol hükümetini yıkmakla suçlanan 103 sanığın yargılanmasına Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Dünkü duruşmada tanık olarak ifadesi dinlenen ve 28 Şubat döneminde askerliğini yaptığı sırada BÇG belgelerini dışarı sızdırmaktan yargılanıp beraat eden polis Kadir Sarmusak, “Askerlik hizmetimi yaptığım Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın İstihbarat biriminin içinde BÇG’nin yeri vardı. Bazı BÇG talimatlarını ben yazıcı olarak bilgisayara geçirdim. Beni tanık olarak dinliyorsunuz ama aynı zamanda mağdurum. 5 Mayıs 1997’den sonra sivil otorite hedef alınmıştır” dedi. Kendi yaptıkları cihazla Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndaki herkesi dinleyebildiklerini söyleyen Sarmusak, “Karargâh savcısını ve rütbeli tüm personeli bu cihazla dinlemiştik. Ayrıca cihazın geliştirilerek yurt içine yayma çabası vardı. Çünkü cihaz dışarıdan birini dinlemeye elverişli değildi” diye konuştu. Sarmusak’ın TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu’na verdiği ifadelerle, duruşma salonunda LI İLLİ İSRAR YARA İ E ERL İNLİY Ü ASK FİLİST TÜRD 3 E GÖ L BÖY Komünist başkan cami onaracak unceli’nin Ovacık ilçesinin Komünist Partili Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu, 28 Aralık 2011’de savaş uçakları tarafından 19’u çocuk 34 kişinin bombalanarak öldürüldüğü Roboski’de caminin onarımını üstlendiğini söyledi. Alevi ve komünist bir belediye başkanı olarak camiyi onaracaklarını ifade eden Ma Maçoğlu 2 Herkesi dinleyebilirdik verdiği ifadeler arasında çelişkilerin olmasına sanık ve avukatları tepki gösterdi. Sanıklardan emekli Orgeneral Çetin Doğan söz alarak, tanığın anlatımlarının çelişkili olduğuna dikkat çekerek, “En büyük kumpaslardan biri 28 Şubat’tır. Neden kumpastır? Savcı gelen belgeleri tahrip etmiştir. Baskı yapmıştır. Bugün itibarıyla HSYK soruşturma açmıştır. Belli kesimlerin üzerinde demoklesin kılıcı gibi sizi de alırız gazeteciler, sizi de alırız işadamları demek için bu dava açılmıştır” dedi. 28 Şubat döneminde YAŞ kararıyla ordudan atılan ve kendisine gelen bazı belgeleri ve 5 no’lu CD’yi Ergenekon savcılarına teslim eden, davanın açılmasında etkili olan Dr. Tamer Tatar tanık olarak verdiği ifadede, “Bana gönderilen belgelerin içeriğine bakmadım. Neden bana gönderildiğini bilmiyorum” dedi. Mahkeme, dönemin başbakan yardımcısı Tansu Çiller ve eski başbakanlardan Mesut Yılmaz’ın bir sonraki duruşmaya katılmamaları halinde haklarında zorla getirme kararı verileceği uyarısında bulundu. l ANKARA/Cumhuriyet T Önce kurşun sonra gözaltı Kudüs’teki Mescidi Aksa gerilimi üzerinden İsraillilerle Filistinliler birbirlerini öldürme döngüsüne girerken, Batı Şeria’da protestolar tırmanıyor. İsrail güvenlik güçlerine taş atan eylemcilerin safına başlarına kefiye sarmış üniversite öğrencisi kızlar da katıldı. Ramallah kentinde İsrailli ajanlar ve sivil polisler, Filistinli kılığına girip taş atarak eylemcilerin arasına karıştı. Ama birden tabancalarını çekip yakından ateş açarak Filistinlileri yaraladılar. İsrail askerleri yaralıları karga tulumba gözaltına alıp yere yatırdıktan sonra ilk tıbbi müdahaleyi yaptı. Biri başının arkasından vurulan üç Filistinlinin durumu ağır. Kızılhaç’a göre cumartesiden beri yaralanan Filistinli sayısı 600’ü geçti. Taş atan Filistinlilerin keskin nişancılar tarafından vurulması emri çıkarmış olan İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, şiddet yükselirken, Almanya ziyaretini iptal etti. l Dış Haberler çoğlu, “Roboski Köyü Muhtarı Suat Encü, bana bir mektup gönderdi. Köyün camisinin onarıma ihtiyacı olduğunu yazmış. Böyle bir talebin bizlere iletilmesi bizi son derece sevindirdi. Belediye imkânlarıyla yapmak isterdim ama belediyemiz zaten zorda ve hemen Avusturya’da yaşayan Dersimli işadamlarımızla bir toplantı yaptık” dedi. l TUNCELİ/ DHA Sakık’a ikinci davada hapis Niğde’deki IŞİD davası karar için ertelendi iğde Ulukışla’da 1 polis me ve haklarında 3’er kez ağırlaştırılmuru ile 1 astsubayı şemış ömür boyu hapis cezası istehit edip, gasp ettikleri kamyon nen tutuklu Benyamin Xu, Ramaşoförünü öldüren IŞİD üyesi Aldani, Zakiri ile silahlı terör örgüman vatandaşı Benyamin Xu, İstüne üye olmak ve resmi belgede viçre vatandaşı Çendrim Ramasahtecilik suçlarından yargılanan dani ile Makedonyalı Muhammed Azeri Fuad Mövsümöv’ün SEGZakiri’nin de aralarında bulundu BİS sistemiyle savunmaları alınğu 4’ü tutuklu, 2’si firari 11 sanımak istedi. IŞİD üyeleri, SEGBİS ğın yargılanmasına dehatlarının meşgul olmavam edildi. sı nedeniyle duruşmaya Niğde Ağır Ceza Mahbağlanamadı. IŞİD’cilerkemesi’ndeki duruşmale aynı cezaevinde olan da tutuklu sanıklar ile ancak farklı blokta kaReyhanlı’da 52 kişinin lan Fuad Mövsümöv ile yaşamını yitirdiği patlabağlantı kuruldu. mayla ilgili de haklarınMahkeme karar verda yakalama kararı bulumek üzere duruşmayı 20 nan Heysem Topalca ile Ocak’a erteledi. Şehit baBenyamin Xu İsmayılov Qosqar, örgübası Mevlüt Çoban, “Durte yardım etmekten suçlanan tumadan hâkim değişiyor. Sanıklara tuksuz Türk uyruklu M.A., K.Ö., bir an önce cezaların verilmesini H.Y., K.Y. ve A.Y. duruşmaya gelve mahkemede bulunmasını istimedi. Ankara’da tutuklu bulunan yorum” dedi. l NİĞDE/ DHA N umhurbaşkanı Erdoğan’ın geçen ay sonunda işadamı Aydın Doğan’ı hedef aldığı günlerde yargıda ilginç bir gelişme yaşandığı ortaya çıktı. İşadamı Hayyam Garipoğlu, 28 Şubat soruşturmasını yürüten savcılığa başvurarak ifade vermek istediğini söyledi. Garipoğlu, ifadesinde 1998’de ihaleyi kazanmasına rağmen POAŞ’ın kendisine verilmediğini aktararak, “Aydın Doğan medyayı kullanıp Petrol Ofisi’ni aldı ve 3 misli fiyata sattı” iddiasında bulundu. Bunun Erdoğan hedef aldı savcılık POAŞ dosyasını açtı DOĞAN’A İNCELEME Ağrı Belediye Başkanı Sırrı Sakık, hakkında daha önce beraat ettiği sözlerden ötürü ikinci kez açılan davada 7 ay 15 gün hapis cezası aldı. Ağrı 3. Asliye Ceza Mahkemesi hapis cezasını ertelemedi ve para cezasına çevirmedi. Sakık, 2014’te gerçekleştirilen yerel seçimler öncesi “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyerek BDP seçim bürolarına saldıranlara yönelik “Mustafa Kemal’in askerleri değil, genareli olsanız ne yazar” ifadesini kullanmış, açılan davada beraat etmişti. Sakık, 7 Haziran’da aynı ifadeleri tekrarlayınca hakkında tekrar dava açıldı. l ANKARA/Cumhuriyet Sırrı Sakık Babası gibi o da intihar etti HADEP kurucularından olan ve 15 Ağustos 2012’de Avusturya’da geride not bırakarak intihar eden Kürt siyasetçi Cemal Kavak’ın, İsviçre’ye iltica eden oğlu Rojhat Kavak da babası ile aynı kederi paylaştı. Rojhat Kavak, önceki akşam Luzern’da ormanlık alanda kendini asarak yaşamına son verdi. Geride bir mektup bırakan Kavak şunları yazdı: “Kararım yanlış, fakat ben yapamadım yenik düştüm. Yüreğimde öyle bir hasret büyüdü ki artık burada sürdürdüğüm yaşam dayanılmaz hale geldi.” Kavak’ın cenazesinin Diyarbakır’da babasının yanına defnedileceği belirtildi. lDİYARBAKIR/ DHA C üzerine savcılık, ÖİB’ye yazı yazarak, ihalenin neden üçüncü sıradakilere verildiğini, bu işlemlere ilişkin talimatların kimden geldiğini sordu. Savcılık, TOBB’a gönderdiği yazıda ise, Mehmet Ali Yalçındağ, Aydın Doğan, Erol Aksoy, Dinç Bilgin, Fuat Miras, Rıdvan Budak, Bayram Ali Meral, Derviş Günday ve Refik Baydur’un 19961999 yılları arasında sahibi olduğu veya üyesi oldukları şirketlerin tespit edilerek bildirilmesini istedi. l ANKARA/Cumhuriyet Selahattin Demirtaş: İnfazları özel ekip yapıyor DP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 4 Ekim’de Bağlar ve Kayapınar’da öldürülen Ömer Koç (16) ile Rezan Kaya’nın (20) ailelerine Temiran Yasevi’nde taziye ziyaretinde bulundu. Demirtaş, “Silvan’da, Bismil’de, Şırnak’ta, Diyarbakır’da ve benzeri yerlerde gerçekleşen infazlar özel bir ekip tarafından yapılıyor. Genel H de bunlar o şehrin dışından gönderilen özel ekipler. Hepsinin özel plakasız araçları var. Hepsi aynı marka. Muş’ta, Şırnak’ta, Van’da, Diyarbakır’da benzer araçlar kullanılıyor. Küçük operasyon ekipleri ve nereye bağlı oldukları belli değil. O şehirde ne vali, ne kaymakam ne de emniyet müdürünü takıyorlar” dedi. l DİYARBAKIR/Cumhuriyet C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle