29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 8 Ekim 2015 yorum adem aile, babadan denizci... Oğullardan yana ise şilep filosu sahibi Söze bodoslama dalmak gerek: Gülen Hareketi’nin paraleli gitti... Erdoğan Ailesi’nin paraleli geldi! HHH Evet, doğanın düzeni gibi, toplumsal ve kamusal yapı da boşluk kabul etmiyor! Devleti on yıl boyunca Gülen ile birlikte paralel paralel idare etti durdu. Ne istedi ise verdi. “Yukarıdan ne yağar da yer kabul etmez!” diyecek ve İslamın en büyük günahını (şirk) işleyecek kadar ona biat ve iltifat etti. Bu uğurda devletin asli görevlerini bir yana itti. Anayasaya göre devlet sorumluluğundaki eğitim ve öğretim yükümlülüğü Gülen okulları ve dershaneleri ile paylaştı. Öğrencilere burs ve yurt sağlamakla görevli Başbakanlık Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu’nu işlevsiz hale getirdi. Açılan üniversite ve yüksek okulların sayısı 200’e yaklaştı. Ama okuyacak öğrenciler için yurt yapmaya yanaşmadı. Oysa devletin (yoksa AKP’nin mi?!) elinde TOKİ diye sonsuz olanağa sahip bir kurum var. TOKİ ise ne yazık ki, ailelerinden okumak için kopmuş öğrencilere yurt inşa etmek yerine özel şirketlerle ortaklaşa rant yaratmak, kıyı ve yeşil yağmacılığı ile meşgul! HHH Çünkü devlet, yurt yapma açma ve işletme görevini kısmen ve zımnen Gülen’e ve diğer cemaatlere devretti. (Son bir aydır, hâlâ milletvekili olduğum zannı ile, “ne olur çocuğuma kalacak bir yer, bir yurt!” diye ailelerden gelen yalvar yakar sayısız talep geliyor..) Onları Kredi ve Yurtlar Kurumu’na yönlendirmek ise nafile. O köklü kurum cemaatlere alan açmak için kasten işlevsiz hale getirildi. HHH Gülen ile hesaplaşma başlayınca bir boşluk doğdu. Bu boşluğu ise “Aile” dolduruyor. Erdoğan Ailesi! 18 M Silvan’da gazeteci nasıl ‘avlanır’ nsesinden tek kurşunla vurulmuştu caminin avlusunda. Emniyet müdürlüğü camiye 100 metre uzaklıktaydı ama polislerin gelmesi yarım saati buldu. Vatandaşlar Silvan Devlet Hastanesi’ne kaldırdılar Yaşar Parlak’ı. Orada da bir saat bekletildi. Diyarbakır’a sevk edildiğinde yolda kan kaybından öldü. 11 yıl önce bir ağustos günüydü. Geride bıraktığı 6 çocuğundan biri Ferhat’tı. Henüz 20 yaşındaydı Ferhat o zaman. 9 yaşından beri, 31 yıldır Silvan’da gazetecilik yapan babasının Silvan Mücadele gazetesine gidip geliyordu. Yolunda ilerlediği babası yerel gazetenin yanı sıra Milliyet, Hürriyet, Cumhuriyet, Yeni Haber, Günaydın, Bugün, Meydan ve Akşam için de çalışmıştı. Ferhat da bir dönem Star, Güneş, Akşam, Yeni Şafak için çalıştı. Babasının ölümünün ardından Silvan Mücadele gazetesinin başına geçti. Bir yandan da ağabeyiyle birlikte cinayetin aydınlatılması için hukuk mücadelesi yürüttü. Başarabildi mi? Hayır. 11 yıl sonra yine bir ağustos günü Ferhat Parlak, bir dava için Silvan Adliyesi’ne gittiğinde hakkında yakalama kararı olduğu gerekçesiyle gözaltına alındı. O gözaltına alınırken zırhlı araçlar da evine ve gazete bürosuna doğru yola çıkıyordu. Evine ve gazetesine yapılan baskında bilgisayar, dergi, kitap, video kasetleri ve mesleğiyle ilgili birçok dokümana el konuldu. Zaten 10 gün önce de gazeteyle birlikte yürüttüğü internet sitesi kapatılmıştı. “Örgüt üyeliği ve örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla tutuklanma talebiyle Silvan Sulh Ceza Mahkemesi’ne çıkarılan Parlak, yurtdışı yasağı ve denetim serbestliği kararıyla tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Ancak savcı itiraz etti ve bu kez hakkında tutuklama kararı çıkarıldı. Suçlama örgüt üyeliğiydi ama mahkemede suç delili olarak yaptığı haberlerden başka bir kanıt sunulmamıştı: l PKKKCK yetkilileri Cemil Bayık, Murat Karayılan, Duran Kalkan ve Sabri Ok ile neden görüştün? Fotoğraf çektin mi? Kandil’e ne zaman gittin? l 15 Ağustos’ta Silvan’da okunan “özerklik” açıklamasını neden haber yaptın, özerkliğin suç olduğunu bilmiyor muydun? l YDGH üyeleri sana neden poz veriyorlar? l Silvan’da hendekler açılıp barikatlar kurulurken neden güvenlik güçlerine haber vermedin? l Fermander Egid kitabında Mahsun Korkmaz’a neden “diriliş komutanı” dedin? l YDGH üyeleri caminin hoparlöründen anons yaparken sen nasıl duydun? l Özel harekât polislerinin “halka küfür ettiği” haberini neden yazdın? Ferhat Parlak kararın adil olmadığını düşündüğü için teslim olmadı. Avukatı Serhat Karaşin, “Açık bir gazetecilik faaliyeti nedeniyle suçlanıyor. Karara itiraz ettik” diyor ve ekliyor: “Ferhat’a yöneltilen tüm suçlamalar basın kanununa göre gazetecilik faaliyetine giriyor. Hiçbiri suç değil, kaldı ki suç olsa bile TMK’ye göre propaganda faaliyeti sayılır ki onda da hükmün açıklanması geriye bırakılır.” Ferhat’ın başına gelen susturulmak, sindirilmek, korkutulmak istenen tüm gazetecilere yönelik baskı çeşitlerinden biri sadece. İstanbul’da döver, dava açarsın, Güneydoğu’da başına silah dayar, tutuklarsın... Ferhat’ın baba yadigârı 27 yıllık gazetesi Silvan Mücadele gazetesi ise onun yokluğunda yaşam savaşı veriyor. Bugün Türkiye’de ekonomik baskılara, sansüre, dava ve ceza tehdidine karşın birçok gazete ve gazeteci yaşam savaşı veriyor. Geç de olsa kazanılacak bir savaş bu. Çünkü eninde sonunda, gerçeklerin ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır. Bu gerçeği de “gazeteci avlayarak” kimse engelleyememiş bugüne dek! Gitti paralel, geldi paralel terelel... Tayyip Bey, gök gürültüsü gibi kükrüyor: “Ailemi karıştırmayın!” Biz de mırıldanıyoruz: “Evet lütfen ailenizi karıştırmayın!” Ne işi var oğlunuz Bilal’in yurt açma, yurt işletme işinde? Ne üstüne vazife “Burs dağıtmak?” Gitsin İtalya’da doktorasını yapsın ve adam olsun! Babasının koltuğu altında yurt ve burs işi ne ayak! O görevi yapan devlet kurumları varken TÜRGEV diye bir vakıf kurması neden? Ve neden gelip yönetimine oturmuş. Ya bacısı Sümeyye Hanım? O da mektebini bitirmiş. Arada size de yardım ediyor. Hanım hanımcık evinde otursun da demiyoruz. Gitsin işine baksın! 2010 yılında ortak olduğu Doruk Izgara ve Gıda Limited Şirketi’ndeki işine! Ne işi var vakıf işinde? Adı KADEM!.. Kadın ve Demokrasi Vakfı.. Kadından Sorumlu bir bakanlık var! Başında da başı örtülü tarihimizin ilk ve tek bakanı. Sümeyye Hanım, vakfı ile bu bakana paralel. Bilal Bey’inki ise Milli Eğitim’e ve Kredi Yurtlar’a paralel.. E Gitti Gülen’in paraleli.. Geldi Aile’nin paraleli... Amaannn.. Paralı el falan demeyelim ceza meza yemeyelim.. HHH Gülen’in paralelindeki yapı AKP idi. 17/25 “darbesi” yüzünden (sayesinde) AKP çekildi. Gülen’in paraleline PKK layık görüldü. İkisi de “terör örgütü” imiş! Ya, “Terör örgütüne yardım yataklık?” HHH Öğrenciler Bilal’in vakfına güvenmesinler. Kendisi de güvenmiyor zaten. Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi diye Rize’de gül gibi bir okul dururken çekti İtalya’ya gitti. İyi de yaptı. Eski başbakan Berlusconi babasının eski dostu. Bacısının da nikâh şahidi. Eğlenceli adam... Ama fazla takılmasın... Babası geri çağırır Rize’ye transfer eder sonra!.. Petro’ya deli dememeliydik! luslararası Ceza Mahkemesi hakaret davalarına bakmıyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ise bakıyor ama çok şanslıyız başkalarına hakaret sayılabilecek sözlerin, devlet büyüklerine yani kamuya mal olmuş kişilere yönelik kullanılmasını olağan sayıyor. “Çünkü” diyor, “bu kimseler herkesten fazla hoşgörülü olmalıdırlar!” Aksi geçerli olsaydı bugüne kadar pek çok kez mahkum olur, Rusya’ya binlerce dolar öderdik. Çünkü Rusya’nın geri kalmışlıktan sıyrılıp gelişmiş bir Avrupa ülkesi olmasını sağlayan bir devlet büyüğüne biz “deli” deyip duruyoruz. Rusların ikide bir de tepemizden savaş uçakları geçirmesinin nedeni aslında budur! Petro’nun “deli” olup olmadığını anlamak için 1678’de tahta geçişinden 1724 yılında ölümüne kadar neler yaptığına bakalım: Gençliğinde Avrupa ülkelerinin nasıl geliştiklerini anlamak için İngiltere’ye, Hollanda’ya ve İtalya’ya gitti, oralarda uzunca süreler kaldı ve marangozluk, gemi yapımcılığı, tıp gibi konularda bilgisini geliştirdi, belgeler, kitaplar topladı, bunları ülkesine getirdi. Petro’dan önce Rusya, ikinci, belki de üçüncü sınıf bir Avrupa ülkesiydi. Petro, fabrikalar açarak ülkesinin ticaretini 7 kat arttırdı, Neva Irmağı’nın deltasında adıyla anılan modern bir kent oluşturdu, başkenti buraya taşıdı. Rus Bilim ve Sanat Akademisi’ni kurdu. Batı dillerinde yazılmış birçok kitabı Rusçaya çevirtti. Eğitimi laikleştirdi, sadece soylu çocuklarının değil, halk çocuklarının da eğitilmesini sağladı. Birçok genci Avrupa’ya eğitime yolladı. Kiliseyi devletin denetimine aldı. Ülkesini bu kadar çok alanda ilerletmiş olan bu adama deli deme hakkını bize kim verdi? Ne delisi? Şimdikilerle karşılaştırın bakın bunların yanında Petro, zırakıllı kalır! Petro’nun ülkesinde çok sayıldığını, ona deli filan değil “Büyük” dendiğini bilmiyor muyuz? Putin’in çalışma masasının arkasında bu adamın resminin bulunduğunu oralara gidip gelenlerden hiçbiri mi söylemedi? Petro’ya bu nedenlerle “deli” dememeliyiz. Onlar bizim cumhurbaşkanımıza “deli” deseler çok mu hoşumuza gider? Aslında başka bir ülkenin devlet başkanına “deli” demek doğru bir şey değildir. Çünkü kimse, bir yabancı devlet büyüğü konusunda onun vatandaşları kadar çok şey bilmez. Bu nedenle, bir ülkenin halkı sadece kendi başkanları konusunda böyle bir şey söyleyebilir, başka ülkelerin başkanları konusunda böyle konuşmamalıdır. Biz de başkasının değil sadece kendi padişahlarımıza, başkanlarımıza “deli” diyebiliriz. Rahmetli padişahımız İbrahim’e dediğimiz gibi. Böyle davrandığımızda da bizi ne kimse eleştirir ne de kimse bizi gidip şuraya buraya şikâyet eder! U KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] HARBİ SEMİH POROY 8 EKİM 2015 SAYI: 32873 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ORHAn ERİnÇ AKIn ATALAY İcra Kurulu Başkanı Genel Yayın Yönetmeni ŞANS TOPU 03, 06, 13, 28, 33+12 5+1 BİLEN: 743 bin 504’er TL (3 kişi) 5 bilen: 3 bin 678’er TL 4+1 bilen: 338.80’er TL 4 bilen: 32.40’ar TL 3+1 bilen:18.50’şer TL 3 bilen: 4’er TL 2+1 bilen: 5.80’er TL 1+1 bilen: 3.30’ar TL CAn DünDAR Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörleri Murat Sabuncu Ayşe Yıldırım Başlangıç Yazıişleri Müdürleri Bülent Özdoğan Baydu Can Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu l Haber l Ekonomi: Reklam Tanıtım ve Halkla İlişkiler Genel Koordinatörü Ayşe Cemal Reklam Genel Müdürü Özlem Ayden Şalt Reklam Genel Müd. Yrd. nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörü Hakan Çankaya Rezervasyon Yönetmeni Onur Tunalı Vergi incelemelerinde sevk zamanaşımını uzatmaz! aşlığa bakıp da aldanmayın! Vergi Usul Kanunu’nun 114. maddesi, takdir komisyonuna başvurunun zamanaşımı süresini bir yılı aşmamak üzere uzatacağını söylüyor. Ancak bu hüküm, vergi incelemeleri sırasında; inceleme süresini uzatma, incelemeyi ve dolayısıyla vergi ve cezayı zamanaşımına uğratmama aracı olarak kullanılıyor. Zamanaşımı süresinin son yılında başlayan vergi incelemelerinde, zamanaşımından kurtulmak için takdir komisyonuna sevk işlemi yapıldığı gözlemleniyor. Elbette takdir komisyonu incelemeleri zamanaşımından kurtarma makamı değil. Ama fiili uygulamada bu hali almış. Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Pınar Ersoy Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Ahmet Rasim İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık Halit Ziya Sok. No: 14 Çankaya 06550 Ankara Bulvarı 1352 S. 2/3 İzmir Tel: (0232) 441 12 20 Tel: (0312) 442 30 50 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Mali İşler Müdürü: Bülent Yener l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. B Sevk devam ediyor! İstanbul Ankara İzmir İmsak 05.34 05.20 05.43 nAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 07.00 12.59 16.08 06.44 12.43 15.54 07.06 13.06 16.18 Akşam 18.45 18.31 18.54 Yatsı 20.04 19.48 20.10 Vergi Usul Kanunu’nun 114. maddesinde 6009 sayılı kanun ile değişiklik yapılarak zamanaşımı sürelerinin belirsiz, öngörülemez ve keyfi olarak kullanılmasını engellemek amacıyla takdir komisyonuna başvurmak suretiyle duran zamanaşımı süresinin her halükârda 1 yılı aşamayacağı düzenleme altına alınmıştı. Yapılan düzenleme ile zamanaşımının durması bir yıllık süre ile sınırlandırılarak vergilemede belirlilik, yasallık ve hukuk devleti ilkelerine uygunluk sağlanması amaçlandı. Ayrıca, takdir komisyonuna başvurulmak suretiyle zamanaşımı süresinin durdurulması uygulamasının Vergi İdaresi tarafından keyfi olarak kullanılmasının önüne geçilmek istendi. Ancak, bu olumlu yasal düzenlemelere rağmen, sadece zamanaşımı sü resinin mükellef aleyhine uzatılması amacıyla takdir komisyonuna sevk işlemleri devam etmekte. İnceleme zamanaşımına uğramış olmasına rağmen vergi inceleme elemanı tarafından incelemeye devam edilmekte, tutanak düzenlenmekte ve rapor düzenlenerek söz konusu rapora istinaden takdir komisyonu tarafından tarhiyat yapılmaktadır. Söz konusu husus yargının da dikkatini çekmiş ve Danıştay 9. Dairesi’nin 22.05.2013 E:2012/9726, K:2013/5028 sayılı kararında; “… Sırf zamanaşımını kesmek amacıyla takdire sevk işlemi 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 114. maddesinde belirtilen zamanaşımı süresini durdurmayacağından ve olayda; davacı hakkında uyuşmazlık konusu husus ile ilgili olarak inceleme yapılma Yargı dur diyor… dan zamanaşımı gerekçe gösterilerek takdir komisyonuna sevki üzerine, takdir işlemlerine esas teşkil etmek üzere zamanaşımı süresinin dolmasından sonra düzenlenen basit rapor dikkate alınarak takdir komisyonunca belirlenen matrah üzerinden cezalı katma değer vergisi tarhiyatı yapılmasında hukuka uyarlık bulunmadığından yazılı gerekçeyle davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararında isabet bulunmamaktadır” ifadelerine yer verilmiştir. Yine aynı sonuca Danıştay 4. Dairesi’nin 14.10.2014 tarih ve E:2013/3222 K:2014/5621 sayılı kararında da ulaşılmıştır. Takdir komisyonuna sevk edilmiş olan bir incelemenin devam ettirilmesi, tutanak düzenlenmesi, rapor tanzim edilmesi ve takdir komisyonu tarafından herhangi bir inceleme yapmaksızın inceleme elemanı tarafından düzenlenen rapora istinaden vergi istenmesi yukarıda açıklanan sebeplerle VUK’nin zamanaşımı ve incelemeye ilişkin düzenlemelerinin getiriliş amacına ve anayasada düzenleme altına alınan vergilerin kanuniliği ve hukuk devleti ilkelerine aykırılık teşkil ediyor. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle