29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA 10 Rusya’ya rağmen ABD Patriotları çekme kararından dönmüyor Rusya’nın Türk hava sahasını taciz etmesinin ardından ABD’nin Patriot füzelerini çekme kararının akıbeti merak konusu oldu. Pentagon sözcüsü Eileen M. Lainez Cumhuriyet’in sorusuna şu yanıtı verdi: “NATO ve Türk ev sahibimizle koordineli olarak Türkiye’den aşamalı çekilmeyi gerçekleştiriyoruz. Türkiye’yi savunma taahhüdümüz sarsılmaz. IŞİD’e karşı Türkiye’ye ilave hava gücü gönderdik. Füze kalkanlı Aegis gemileri de Doğu Akdeniz’de kalıcı.” l İlhan Tanır/ Washington TASARIM: BETÜL BERİŞE Perşembe 8 Ekim 2015 Rusya, Suriye’yi bu kez Hazar Denizi’ndeki savaş gemilerinden hedef aldı. Hama ve İdlib’de ise Esad’ın ordusu karadan, Ruslar havadan isyancılara operasyon başlattı Hazar Denizi’nden vurdu için piste çıktı. Rus liderin attığı 7 golle takımı 1510 galip geldi. Dün Rus hava ve Suriye kara kuvvetleri de ilk büyük koordineli saldırıyı gerçekleştirdi. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne göre, Rus savaş uçaklarının havadan desteklediği Suriye hükümet güçleri ile Hizbullah, Türkiye sınırındaki İdlib vilayeti ile komşu Hama’da isyancılara operasyon başlattı. Gözlemevi, Hama’nın kuzeyi ile İdlib’in “son ayların en şiddetli çatışmalarına sahne olduğunu, dört isyancı mevzisine karadan Katyuşa füzeleriyle ağır bombardıman da yapıldığını” söyledi. [email protected] R usya’nın 30 Eylül’de başlayan Suriye müdahalesinde dün ilk kez deniz kuvvetleri devreye girdi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin 63. yaşgününü kutlarken, Hazar Denizi’ndeki savaş gemilerinden 1500 km mesafedeki IŞİD hedeflerine füze gönderildi. Savunma Bakanı Sergey Şoygu Putin tarafından ağırlanırken, “Hazar’daki filomuzdan 4 savaş gemisi Cruise füzeleriyle 11 hedefe 26 saldırı düzenledi” dedi. Savunma bakanlığına göre İran ve Irak üzerinden geçip Suriye’ye varan Kalibr füzeleri 50 metre irtifadan uçuyor ve hedefi şaşırma payı sadece 3 metre. Putin ile Şoygu, Hazar şovunun ardından, buz hokeyi galası Hama’dan kaçış Bunun büyük bir kara harekâtının öncüsü olduğu sanılıyor. AA Hama’dan kaçan binlerce kişinin İdlib’in güneyine sığındığını duyururken, Suriye devlet televizyonuna göre de binlerce militan Ürdün ve Türkiye’ye kaçtı. İdlib’i AnkaraRiyad’ın desteğiyle, Kaide kolu Nusra ile Ahrar’ın liderlik ettiği Fetih Ordusu kontrol ediyor. ABD’nin “ılımlı” diye desteklediği Sukur el Cebel ile Nureddin elZenki Harekâtı grupları da Halep’in batısındaki karargâh ve cephaneliklerinin Ruslarca vurulduğunu, pek çok savaşçı yaralanırken, mühimmatın imha olduğunu duyurdu. Rus hava saldırısı altındaki Humus da kara operasyonu bekliyor. Topyekun savaş uyarısı Ankara’yı bekleyen ‘kirli anlaşma’ 010 Martı’nda çıkan bir kareyi hatırlıyorum... Libya’nın Sirte kentinde Berlusconi ile Kaddafi buluşmuş; Berlusconi, Kaddafi’nin elini öpüyor! Fotoğraf, yalnız İtalya’da değil dünyada büyük gürültü kopartmıştı. “Uygar Avrupa”dan gelen sözde bir lider, “parya” konumundaki bir “despotun” elini öpüyor... O dönemde Çizme’nin rakipsiz lideri olan Berlusconi neden acaba bir “Arap despota” yaltaklanmayı bu kertede feodal noktaya taşımıştı? Çok basit aslında... Libyalı diktatör, Çizme’yi Afrika’dan baskılayan göç dalgasını en ön safta göğüslemeyi kabul etmişti. Bunun manası, Libya çöllerine büyük mülteci kamplarının kurulmasıydı... İtalya’ya Afrika’dan geçmeye çalışan kaçaklar, AB ve İtalyan sahil güvenliğinin yardımıyla Libya sularından geri püskürtülüyor ve de burada “toplama kamplarını” aratmayan kamplarda tutuluyorlardı. Kamplardaki şartları İtalya’nın MİT’i olan SISDE şeflerinden Mario Mori o zaman şöyle anlatmıştı: “Kaçaklar, köpek gibi yakalanıp kamyonlara yükleniyor ve yalnız ağzınızı mendille tıkayarak girebileceğiniz kamplara götürülüyor!” İnsan haklarını yok varsayan bu iğrençliğin yaşama geçirilmesi için Berlusconi; “çöl tilkisi” diye anılan Kaddafi’yle 5 milyar Avro’luk anlaşma imzalamış ve elini öpmüştü... O ölçüde paha biçilmez bir şey bu milyonlara hükmeden “kaçak göçmen anlaşması”... Kaddafi gibi bir “Afrika diktatörüyle”, bu kadar rezil bir “insanlık lotosu” oynayan anlaşmanın, “şapur şupur yarabbi şükür” üslubuyla yapılması, işte çok “kirli” sayılmıştı. Sığınmacı kriziyle ilgili Almanya Başbakanı Angela Merkel’le birlikte Avrupa Parlamentosu’na seslenen Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande şu uyarıyı yaptı: “İran, Rusya ve Batı’nın katkısıyla Suriye’de siyasi çözüme ulaşılmazsa, Ortadoğu’da mezhepçi rakipler arasında toptan savaş çıkar ve bu Avrupa’ya ulaşır.” 2 Rusya’nın Türkiye’yi tacizi son derece hesaplı kitaplı PINAR ERSOY Ankara’da Moskova ile askeri temas DUYGU GÜVENÇ EDAM Başkanı Ülgen, Rusya’nın hava tacizleriyle Türkiye’nin yeni angajman kurallarını etkisiz hale getirmeyi amaçladığını belirtti usya bir yandan Türk hava sahasını ihlal edip bir yandan Türk F16’larını arka arkaya taciz etmesinin nedeni ne? Bütün bunlar bir tesadüf mü yoksa ince düşünülmüş bir planın parçası mı? Türkiye’nin dış politikası ve transatlantik ilişkilerin güvenlik boyutuyla ilgili yaptığı çalışmalarıyla tanınan Sinan Ülgen’e göre Rusya son derece dikkatli ve planlı bir şekilde hareket ediyor. İstanbul merkezli Ekonomi ve Dış Politika Araştırma Merkezi (EDAM) düşünce kuruluşunun kurucu başkanı olan Ülgen, Rusya’nın bu müdahalelerinin en önemli sonucunun Türkiye’nin 2012 yılında devreye soktuğu yeni angajman kurallarını etkisiz hale getirmesi olduğunu söylüyor. Aynı zamanda dünyaca ünlü Carnegie Endowment düşünce kuruluşunun uzmanlarından olan Ülgen, “Türkiye 2012 yılında angajman kurallarını değiştirerek hava sahası kontrolünü Suriye’nin içinde 13 mile kadar uzattı. Daha fazla yaklaşan herhangi bir uçağa uyarı gönderiyor. Beş mile kadar yaklaşılırsa savunma sistemlerini devreye sokuyor ve pilotlarına bu uçağı düşürme yetkisi veriyor” hatırlatmasını yapıyor. Türk uçaklarının bu tarihten beri sınırda 24 saat boyunca devriye gezdiğini de ekleyen Ülgen, Türkiye’nin bu sayede esad rejimine karşı de facto bir uçuşa yasak bölge kurduğunu ifade ediyor. Ülgen “Şimdi Rusya’nın yaptığı bunu tersine çevirmek” tespitini yapıyor. Ülgen şöyle devam ediyor: “Türkiye’nin aslında 2012’de koyduğu angajman kuralları gereği bu uçakları düşürmesi gerekir. Ama Türkiye bunun Rus uçağı olması ihtimali nedeniyle bundan imtina etti. Ama eğer Ruslar bu eylemlerde bulunmaya devam ederlerse o zaman Türkiye ya angajman kurallarını uygulayarak uçağı düşürecek ya da kendi arzuladığı caydırıcılık faktörünü kaybettiğini kabullenecek. O zaman Türkiye’nin Suriye sınırı ötesinde herhangi bir caydırıcılığı kalmıyor ve muhalefete sağlamış olduğu hava koridorunun kontrol imkânı da kalkıyor.” Şimdi asıl soru bu tacizlerin devam edip etmeyeceği. Ülgen’e göre Türkiye angajman kurallarını ilalebet askıya almayı tercih etmeyecek. Dolayısıyla bu tacizler devam ederse bir Rus uçağına ateş edilmesi riski artıyor. Ülgen’e göre tüm bunların amacı “Türk tarafını sürekli kuşku içinde bırakmak ve karar almasını zorlaştırmak. Böylece angajman kurallarını uygulayamaz hale getirerek Rusya’nın Suriye’de rejim adına kazanımlarını garantilemek.” usya’nın Suriye’de operasR yonlara başlamasından 1 hafta sonra Türkiye, iki ülke arasında koordinasyonun sağlanması amacıyla mekanizma kurulmasını kabul etti. Rusya’nın Türk hava sahasıyla ilgili ihlallerinin ardından “benzer olayların tekrarını önlemek için aldığı tedbirleri” Ankara dinlemeyi kabul etti. ‘Mültecileri kullanmak’ Brüksel’de RTE ile görüşülen “göç eylem planına” ilişkin Avrupa medyası yorumlarını okurken, “KaddafiBerlusconi kankalığını” hatırlamadan edemedim. RTE ile müzakare edilen “plan” için kullanılan deyim aynı: “Kirli anlaşma!” Tesadüf eseri Düseldorf’tayım... Düseldorf’un bulunduğu “Kuzey Ren Vestfalya”da çıkan Westdeutsche Zeitung gazetesinin manşetinde tam bu sözler var: “Ankara ile kirli anlaşma/scmutzigem deal mit Ankara!” Söz edilen anlaşmayı “Yeşiller” Almanya’da böyle tanımlıyor. Yalnız Yeşiller değil, Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk, Brüksel’deki görüşmeler için benzer ifadelere başvuruyor: “Bazı komşularımız (Türkiye!) mültecileri kirli işleri için ya da siyasi pazarlık kozu olarak kullanıyor.” Satır aralarında özetle aynı fikir işleniyor. Kaddafi için olduğu gibi bugün Erdoğan için üstelik “parya” tanımı esirgenmiyor. Guardian’da “AB liderleri, Türkiye’nin otoriter cumhurbaşkanı Erdoğan’dan radikal sığınmacı planını desteklemesini istiyor” diyen bir yazı hafta başında örneğin birebir bu ifadeyi kullanıyor; “İç muhalefet karşısında sertlikle karşılık veren Erdoğan, Batı’da parya statüsünde” diyordu. AB ile “kirli pazarlık” sözleriyle damgalanan bu “kaçak göçmen görüşmeleri” yapılır ve AB basınında bu değerlendirmeler çıkarken; “otoriter cumhurbaşkanının eşi” Brüksel alışverişi için cadde kapatıyor; mahdumu da İtalya’ya kapağı atıyor... Tıpkı bir zamanlar Kaddafiler’in yaptığı gibi. Kaddafi’nin oğulları da İtalya’dan zamanında hiç eksik olmazdı. “Harem”i lüks “alışveriş seferlerinde” boy gösterir; yanlarına kimseler yanaşamazdı. Batı’nın bu “kirli yüzü” ile “kirli pazarlıklar” yapan ve karşılığında da bir dediği iki edilmeyen Kaddafi’nin sonra başına neler geldiğini biliyoruz... Libya liderinin son Roma seyahatini hatırlıyorum. Libya’dan özel uçakla keyfi olsun diye İtalyan başkentine 30 Arap atı getirilmişti. Her şey gözlerimizin önünde cereyan etti. Bu tarih öyle yakın ve öyle yakıcı ki, görmeyen ve hatırlamayanlara ne söylesek az. R Türk uçaklarına müdahaledeki en kilit noktalardan biri MİG29 uçaklarının kullanılması... Ülgen “Bunu kimin uçurduğunu bilmiyoruz. Bu hem Rus uçağı hem de Suriye envanterinde var” diyerek uçakların milliyetinin radardan tespit edilmesinin mümkün olmadığının altını çiziyor. Doğalgaz güvencesi Türkiye’yi test ediyor İLHAN TANIR Angajman kuralları askıda BD’de Suriye ve Rusya üzerine uzmanlığıyla tanınan gazeteci Michael D. Weiss, Rusların Türk hava sahasını ihlalini Cumhuriyet’e değerlendirdi. Weiss “Aynen Ukrayna krizi öncesi Avrupa’da yaptığı gibi Rusya şu an bir NATO üyesini test ediyor. Hatırlamak gerekir ki 2012 yılının yaz mevsiminde düşürülen F4 keşif uçağının aslında Ruslar tarafından düşürüldüğü yönünde bazı çok ciddi iddialar vardı. O iddialar hiçbir zaman yalanlanmadı” diyerek ekledi: A larda da istediği gibi hareket edebileceğine emin olmak isteyen bir karaktere sahip. Şu an yaptıkları da sonraki basamaklar için sadece bir ilk adım. Ankara’ya uyarı Amaç kararsız bırakmak “Şimdi Türkiye hava sahasına yapılan bu ihlaller Ankara’ya bir uyarı niteliğinde. O uyarı da şu: Suriye içinde size yakın grupları bombalamamızı durdurmaya sakın ha çalışmayın. Size veya NATO’nuza bu konularda bize karşı müdahale etmeniz yönünde meydan okuyoruz.” New York merkezli Modern Rusya Enstitüsü’ne bağlı “The Interpreter” adlı Rusya üzerine yoğunlaşan internet sayfasının da kurucusu ve editörü olan Weiss’a göre Putin düşmanını önce test eden, bu testten sonraki adım ABD’de Bush ve Obama dönemlerinde Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi’nde Irak direktörü olan New American Foundati on düşünce kuruluşu uzmanı Doug Olli vant da son gelişmeleri Cumhuriyet’e değerlendirirken “Ruslar Türkiye ve NATO’yu test ediyor. Eğer karşılığında ciddi bir cevap görmezlerse bir açık yakalamış olacaklar ve bu zayıflığın üstüne gidecekler” yorumunu yaptı. Ollivant, Rusların ihlallerine karşılık NATO’nun hazırlıksız yakalandığını söylerken “NATO’nun gerekirse cevap vereceği konusunda en ufak bir şüphe yoktur” dedi. ABD yalnız bırakmaz Dışişleri Sözcüsü Tanju Bilgiç’in yazılı açıklamasında Rus askeri makamlarıyla Ankara’da görüşülebileceği, ama Rus Savunma Bakanlığı’nın Suriye’deki hava saldırılarıyla ilgili eylemleri koordine etmek üzere önerdiği “ortak çalışma grubunun” olmayacağı belirtildi. Dün “Rusya ile çıkar çatışmamız yok. Bunun RusyaNATO krizine dönüşmesini istemeyiz” diyerek tonunu düşüren Başbakan Ahmet Davutoğlu, mekanizmanın Ankara’da kurulmasını istedi. Türk askeri ateşe önceki gün ve dün Rusya Savunma Bakanlığında ağırlanırken, Rus askeri ateşe de Ankara’da temasta bulundu. Rus kaynaklar, Türkiye’ye doğalgaz taahhütlerinin arkasında olduklarını belirtti. 30 yılı aşkındır Rusya’nın Türkiye’ye gaz sattığını belirten bir Rus yetkili, “Bu bizim için ticari konu. Böyle bir durumda gazı keserek ticari sicilimize zarar vermeyiz” dedi. ‘Batı’nın paryası’ ‘ABD biliyorsa söylesin’ usya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Batı destekli Suriyeli muhalifleri vurdukları eleştirileri üzerine, ABD öncülüğündeki koalisyonun Suriye’de vurulması gerektiğini düşündüğü hedefleri Moskova’ya iletebileceğini söyledi. Savunma Bakanı Sergey Şoygu ile düzenlediği toplantıda konu R şan Putin, “Eğer bölgedeki durumu daha iyi bildiklerini düşünüyorlarsa, bize vurulması gereken hedefleri iletebilirler. Bunları değerlendiririz” diyerek ekledi: “Ne de olsa (ABD öncülüğündeki koalisyon) bir yılı aşkın süredir Suriye topraklarında faaliyet gösteriyor. Üstelik de hukuka aykırı olarak.” York Times, Suriye’deki Mare köyünde IŞİD’in hardal gazı salNew dırısına uğrayan bir ailenin dramını aktardı. 21 Ağustos’taki saldırı sonrası Ankara destekli isyancılardan Ebu Kimyasalla mahvolan aile Enes İşara ile eşi Nada, 5 gün önce sezaryenle dünyaya gelen Sidra ile 3 yaşındaki kızları Şadad Kilis’te tedavi gördü. Sidra öldü, Şadad vücudunda yanıklarla acı içinde ağlıyor. Annede geniş çaplı yanıklar var, babanın gözleri görmüyor ve sürekli öksürüyor. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle