27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
OLAyLAR ve GORUSLER 16 EDİTÖR: ÖZGÜR MUMCU ve SİNEM USER KARA TASARIM: İLKNUR fİLİZ KÜLTÜR SANAT Perşembe 8 Ekim 2015 Peki, yurtdışı oyları? FİLİZ AYDIN KOÇ İstatistik Uzmanı/Seçim Analisti urtdışı seçmen sayısı (2.866.979) Türkiye’deki seçmen sayısının yaklaşık % 5’ine denk gelmektedir. Cumhurbaşkanı seçiminde yurtdışında Erdoğan % 62,3, İhsanoğlu % 27,9, Demirtaş % 9,8 oy almıştı. Yurtiçinde ise Erdoğan % 51,7, İhsanoğlu % 38,6, Demirtaş % 9,8 almıştı. Katılım düşük olmakla birlikte, yurtiçi oranlara göre, yurtdışı seçmenin Erdoğan’a oyu çok daha yüksek ve İhsanoğlu’na göre çok daha düşüktü. Demirtaş ise eşit düzeydeydi. 7 Haziran’da ise; AK Parti’nin % 50,4, HDP’nin % 21,4, CHP’nin % 15,9, MHP’nin % 9, diğer partiler ise toplamda seçmenin % 3,2’sinin oyunu almıştı. İki seçimi karşılaştırdığımızda, seçmen oranındaki katılım, net bir şekilde AK Parti aleyhinde, HDP lehinde gelişmiştir. Ayrıca; 7 Haziran’da yurtiçi oylarına, yurtdışı oyların eklenmesi ile partilerin oy oranlarında değişiklik olmuştur. Örneğin AKP 40,66’dan 40,87’ye, HDP % 12,96’dan % 13,12’ye yükselmiş, CHP % 25,13’ten % 24,95’e, MHP ise % 16,45’ten % 16,29’a düşmüştür. Yurtdışında güçlü olan AKP ve HDP için katılımın yüksek olması vekil sayısını arttırmada olumlu bir etken iken, CHP ve MHP’de ise olumsuz bir etkendir. Dolayısıyla 1 Kasım’da yurtdışı seçmenlerinin katılımının artması, partilerin çıkaracakları vekil sayısını doğrudan etkileyecektir. Kocaeli seçim çevresi örneğine bakıldığında da bu daha net görülmektedir. Yurtdışı oyları, yurtiçi oylarına eklendiğinde, AKP ve HDP’nin oy oranı yükselmekte, CHP ve MHP düşmektedir. Yurtiçi oylarına göre AKP 6, CHP 3, MHP ve HDP birer vekil çıkarırken, yurtdışı oylarının eklenmesi ile AKP ve CHP değişmezken, MHP yerine HDP bir vekil çıkarmıştır. Yurtdışı seçmenlerinin erkek seçmen oranı, yurtiçine göre 4 puan daha yüksektir. Yurt Y Yurtdışı seçmeni ilk kez 2014 Cumhurbaşkanı seçiminde, 54 farklı ülkedeki 103 konsolosluk ve gümrük kapısında oy kullandı. Katılım, özellikle ‘randevu sistemi’ nedeniyle yüzde 8.3’te kalmıştı. 7 Haziran’da ise seçime katılma oranı yüzde 32.5 olarak gerçekleşti. Yurtiçi ve yurtdışı seçmeni yaşlarını oransal açısından karşılaştırdığımızda, yurtiçinde 1824 yaş ve 55 yaş ve üstü seçmenler daha yüksekken, 3054 yaş arası seçmen oranı yurtdışında daha yüksektir. Örneğin, 1824 yaş arası seçmen yurtdışı seçmenleri içinde % 15,1 iken bu oran yurtiçi seçmenlerde % 15,6’dır. Yurtdışında orta yaş seçmen (3549) yurtiçine göre daha yoğundur. Yine bir ilginç olgu olarak, 55 yaş üstü ve özel olarak da 75 yaş üstü seçmen yurtiçinde % 5,4 iken yurtdışında % 2,2’dir. Yurtdışı seçmenleri arasında hiç evlenmemiş ve boşanmış olanların oranı, yurtiçine göre daha yüksek, evlilerin oranı ise daha düşüktür. Hiç evlenmeyenlerin oranı yurtdışı seçmende % 30, yurtiçi seçmeninde % 22, e vliler yurtdışında % 62 iken, yurtiçinde % 69, boşanma yurtdışında % 6 iken yurtiçinde % 4’tür. Yurtdışı seçmen sayısı, yurtiçine göre daha hızlı artmaktadır. 2014’ten 2015’e kadar yurtdışı seçmenleri % 3,1 oranında artarken, yurtiçindeki % 1,6 oranında artmıştır. Yurtdışında seçime katılımın artması, partilerin vekil sayısını doğrudan etkileyecek. Sennur Sezer: Yiğit bir kadın ennur Sezer ... O bir kadın. O bir şair. O bir emekçi. O bir nefer. O bir direnişçi... Yaşamı boyunca önce edebiyat dedi. Toplumsal bilinciyle edebiyat uğraşını birbirinden hiç ama hiç ayırmadı. Sömürüye karşı, haksızlığa karşı, baskıya, şiddete karşı dimdik duruşunu, bir zanaatçı titizliğiyle, bir anne özeniyle, yıllar içinde var ettiği, geliştirdiği, kolladığı ve koruduğu şiiriyle harmanladı. Tuzaklardan ve tehlikelerden, sloganlardan ve kolaycılıktan dizelerini sakınırken, sözüyle ve eylemleriyle hep bir oldu, sahici oldu. Kentlerin, kırsal alanların kadını, kız çocukları, anneleri, nineleri... Hepsi Sennur Sezer’in dizelerinde can buldu, hepsi bir sese kavuştu. İntihara zorlanan kız çocuğu, oğlu öldürülen anne, küçük istasyonların bekleme salonlarında bekleyen kadınlar, bedenleri uykuya hasret kadınlar, çocuklarına dünyayı anlatmaya çalışan kadınlar, direnen kadınlar... Kadınlığın binbir halini ve duyarlığını karınca çalışkanlığıyla yoğurandı o. Şimdi hem kadınlar hem de şiir, biraz daha eksik. Biraz daha öksüz... Seni çok özleyeceğiz sevgili arkadaşım. Değerli hayat arkadaşı yazar Adnan Özyalçıner’e ve tüm sevenlerine sabırlar diliyorum. Sevgili Sennur Sezer’e PEN Şiir Ödülü’nü verdiğimizde “Şiir Çağın Yankısıdır” başlıklı bir bildiri hazırlamıştı. Anımsamanın tam zamanıdır. Paylaşıyorum: “Şiir, çağının seslerinin yankısını taşır: Kahkahalar, çığ S Sandık kurulan ülkeler Yurtdışı oyların etkisi dışında erkek seçmen oranı % 53, yurtiçinde % 49, yurtdışında kadın seçmen oranı % 47, yurtiçinde ise % 51’dir. Yurtdışı seçmenlerinin yurtiçi seçmenlerinden daha eğitimli olduğu görülmektedir. Okuma yazma bilmeyen seçmen oranı yurtiçinde % 5 iken yurtdışında % 2’dir. İlkokul mezunu yurtiçinde % 28, yurtdışında % 21, fakülte mezunu yurtiçinde % 14 iken yurtdışında % 15, yüksek lisans ve doktora mezunu yurtiçinde % 1,4, yurtdışında % 3,1’dir. Yurtiçindeki kadınlar da, erkekler de yurtdışındakilerine göre daha düşük eğitimdedir. Yurtdışında sandık kurulan 54 ülkenin 26’sı Avrupa, 20’si Asya, 4’ü Afrika, 2’şer tanesi de Kuzey Amerika ve Okyanusya; seçmenin % 91’i Avrupa, % 4’ü Amerika, % 3’ü Asya, % 0,15’i ise Okyanusya kıtasındadır. Sandık kurulmayan diğer ülkelerde yaşayan seçmen sayısı 18.284 olup oranı % 0,64’tür. Seçmenlerin yarısı Almanya’da (% 49,7), % 11’i Fransa, % 9’u Hollanda, % 5’i Belçika, % 4’ü Avusturya, % 3’ü Kuzey Kıbrıs TC, % 2’şer İsviçre, ABD, İngiltere, Avusturalya’da yaşamaktadır. 10 ülkede de % 10,2 arasındaki oranlarda seçmenler yaşamaktadır. Bu 20 ülke dışındaki 34 ülkede sadece % 2,3’ü yaşamaktadır. Seçmen pişman olur mu? Prof. Dr. TEVFİK DALGIÇ Teksas Üniversitesi Şiir çağın yankısıdır u kuramı seçmenlerin oy verme kararlarına etki ve tepkisini inceleyerek özetleyeceğiz. Bu kuramı ortaya çıkaranlar Nobel ödüllü F. E. Kydland and E.C. Prescott isimli Amerikalı iki ekonomi profesörü. Bu kurama İngilizcede “Time İnconsistencyZaman Tutarsızlığı” kuramı derler. Bu kuramı yaşam ve insan davranımlara uygularsak rasyonel (akılcı) düşünmeyen ve davranmayan kişiler çoğu kere “kısa vadeli çıkarlarını öne çıkarıp” uzun vadeli “çıkarlarını feda ederler”. Sonuçta da akılları başlarına gelir, yaptıkları yanlışı anlayıp önceki kararlarını değiştirirler. Tabii bunun mümkün olabilmesi için de karar veren ve uygulayan insanların, kısaca seçmenlerin “ne kadar kısa sürede” daha akılcı davranmayı öğrenebilmelerine bağlıdır. Kısaca aldıkları karardan pişmanlık duymalarına bağlıdır. Yanlış karardan pişmanlık duymak, kişilerin davranışlarına yön veren en önemli etkenlerden biridir. Bazı kişiler yaptıkları hatadan veya aldıkları yanlış karardan dolayı pişman olup risk azaltmak için karar değiştirirken, bazı akılcı davranmayan kişiler ise yanlışlıklarında ısrar ederler ve daha büyük risk alarak eski kayıplarını telafi etmek isterler, sonuç B “zaman içinde, deneyimlerinden ders alarak veya başkalarının deneyimlerinden öğrenerek” kararlarını değiştirirler. Yani akılcı kişiler, duygusal veya başka nedenlerle davranan kişiler gibi hatalarını tekrarlamaya devam etmezler. Rasyonel davranmayanların bir kısmını okumaya ve öğrenmeye kapalı, bilgi almaya istekleri olmayan, ön fikirli, kısa vadeli çıkarlarına odaklı, beyni bazı konularda koşullanmış olarak nitelemek mümkündür. Seçmenler, yanlış bir seçimin yaşamlarına verebileceği zararı görürse karar değiştirir. lıklar, ıslıklar… Aşk şarkılarına marşlar karışır, ağıtlara çocuk sesleri. Çok sesli bir korodur şiir, bir orkestra. Şairler hükümdarlara övgüler yazsalar da bu sesleri şiirin orkestrasına ekleyemezler. Bir yıl geçmeden yıpranır gider o övgülerin kumaşı. Eskimeyen, yaşamaya övgüdür, adalete, aşka. Bir de diktatörlere yazılmış alaylar eskimez, bin yıllarca. Şairler söz ustasıdır. Anadildir ustalığın nedeni. Vay şairlere anadilini yasaklayana. Vay insanlara şiiri yasaklayanlara! Her dilde aşağılanmalı insanın düş gördüğü dilde yazmasını, şarkı söylemesini engelleyenler. Onlar için sövgüler bile armağan sayılmalı. Adları silinmeli tarihten. Şiir, çağının seslerinin yankısıdır. Şair bu sesleri işler olan gücüyle. Aşk şarkıları, yaşama övgüleri duyulsun ister şiirinde. Hıçkırıklar aşktan kopsun, bir ağlayış olacaksa çocuğun ilk ağlayışı olsun. Ve kadınlar, sesleri yüzyıllardır savaşları lanetlemekten yorgun, ağıtlardan kısık, şiirler söylerler güzel günler için, rüzgâra karışır. Onlara şiir yazılmaz, yazılanlar aşka övgüdür belki. Şiir, çağının seslerinin yankısıdır. Sokaklardan kopup gelen seslerin uğultusudur. Zafer şiirlerinde ölen askerlerin analarının ağıdı duyulur. Aç çocuk ağlayışları ve dul kadınların çığlıkları. Bu yüzden ürperir bu şiirleri okuyanlar. Çağının seslerinin yankısı duyulur şiirde. Şiirinde güzel seslerin yer almasını isteyen şairin işi zordur. Çünkü açlığı, savaşları durdurmak için uğraşmak zorundadır. O şairlerin seslerini duyarız, çocuk seslerine kulak verdiğimizde.” Yanlış Bağdat’tan dönmez ta daha da büyük tehlike ve riskle karşı karşıya kalırlar. Aynı şekilde demokrasilerde seçmenler de bu kurallara tabidir. Eğer bazı kişiler rasyonel davranabilme yeteneğinden mahrum iseler aldıkları yanlış kararları her konuda tekrar ederler. Yani bir türlü akılcı davranmayı öğrenemezler. Bu olgu doğal olarak insanların eğitimi, dünyaya bakışları, yaşam felsefesi, akıl ve algılama ile anlayış yeteneklerine bağlıdır. Normal koşullarda bu tür karar alma niteliğinden uzak olan ve akıl yerine duyguları ile hareket eden kişilerin öğrenmesi, ders alması ve karar değiştirmelerini beklemek, anlamsızdır. Onlar zaman içinde bile bile yanlışlıklarını tekrar ederler. Rasyonel insanlar ise Hata tekrarları Bu kuramın gerek ekonomiye ve finansa, gerekse siyasete uygulaması üzerinde çok değişik örnekler bulmak mümkündür. Kanımca bugün için en önemli uygulamalarından birisi de seçmenlerin kararlarından pişmanlık duyup duymamaları ile ilgilidir. Eğer seçmenler akılcı davranırlarsa, yani her şeyi akla, mantığa, hesaba, kitaba ve uzun vadeli çıkarlarına göre davranımlarda bulunurlarsa, yaptıkları yanlış bir seçimin, yani destekledikleri bir siyasi partinin kendi yaşamlarına verebileceği veya verdiği zararı görüp karar değiştirmeleri ve başka bir siyasi partiyi tercih etmeleri gerekir. Ama seçmen rasyonel davranma yeteneğinden mahrumsa, yani duygusal davranıyorsa yahut kısa vadeli küçük çıkarlar uğruna ilerideki olası kazanımlarını feda ediyorsa onun karar değiştirmesini beklemek abes olur. O seçmen tekrar tekrar aynı hatasını tekrarlar. Bir türlü zaman içinde değişmesini gerektirecek belirtileri, uygulamaları ve uğrayabileceği büyük zararları göremez. Bu olgu bana bir zamanlar medyamızın kahramanlarından Sülün Osman karakterini hatırlatır. Sülün Osman Galata Köprüsü’nü bazı saf insanlara satmakla ün salmıştı. İnsanlar eğer rasyonel düşünemiyorlarsa, tekrar ve tekrar aynı hataya düşmekten kurtulamazlar. Ezbere dayalı bir kültürün eğitim sistemini özetleyen şu eski deyim de rasyonel olmayanların ruh halini anlatması bakımından bence büyük önem taşıyor: “Tekrar alet tekrar ahsen, velevkane yüz seksen.” Yani, “Yüz seksen kere bile olsa tekrar etmek faydalıdır.” Hatada ısrara devam et. Gelelim siyasete Oyuncu Argun Kınal yaşamını yitirdi stanbul Büyükşelında girdiği Şehir hir Belediyesi ŞeTiyatroları’nda bir yıllık hir Tiyatroları, emekli bir eğitimden sonra kadsanatçılarından Argun rolu oldu. Bu arada tiyatKınal yaşamını yitirdi. ro ağır bastığı için İktiArgun Kınal’ın cesat Fakültesi’nden ayrılnazesi, bugün sadı. Şehir Tiyatroları’ndan at 11.00’de Harbiemekli olduktan sonra Tiye Muhsin Ertuğrul yatro İstanbul kadrosunSahnesi’nde yapılacak Kınal, İBBŞT’nin da çalıştı. Oynadığı oyuntörenin ardından, Teş ‘Çulsuzlar’ adlı lardan bazıları: “Lüküs vikiye Camisi’nde kı oyununda rol Hayat Opereti”, “Cyrano lınacak öğle namazı de Bergerac”, “Bir Kavuk almıştı. sonrasında ZincirlikuDevrildi”, “Balıkesir Muyu Mezarlığı’na defnedilecek. hasebecisi”, “Dikenli Yol”, “SokArgun Kınal, 1936 yılınrates Savunuyor”, “Çulsuzlar”... l Kültür Servisi da İstanbul’da doğdu. 1961 yı İ ’ıncı sanat yılını doldurmaya hazırlanan, Türkiye’nin görsel arşivinde önemli yere sahip fotoğraf sanatçısı İzzet Keribar’ın son projesi ‘Millennium’, Galeri Işık Teşvikiye’de ziyarete açıldı. Sanatçının seyahat ettiği 70 ülkeden ve Anadolu’nun çeşitli yörelerinden derlediği fotoğraflardan oluşan sergi, hem geçmiş ve gelecek arasında, hem de İzzet Keribar’ın fotoğrafları ile günümüzün fotoğraf anlayışı arasında farklı bir geçit açıyor. Ser Keribar’ın ‘Millennium’u Galeri Işık Teşvikiye’de 60 gi aynı zamanda yüzlerce yıllık bilgi, kültür ve ruhu da bugüne taşıyor. İzzet Keribar’ın fotoğraf geçmişinin bir özeti niteliğindeki ‘Millenium’ sergisi, bir yanda mavi kasaba Chefchaouen’e, diğer yanda Mimar Sinan’ın dünyaca ünlü Selimiye Camisi’ne, hemen yanında Küba’nın rengârenk otomobillerine ve Venedik Karnavalı’nın gizem dolu maskelerine yer veriyor. Sergi, 11 Ekim’e kadar Galeri Işık Teşvikiye’de görülebilir. l Kültür Servisi C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle