19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 5 Ekim 2015 EDİTÖR: ELİF TOKBAY haber 3 İstanbul 170 /2 3 0 Ankara 130 /2 6 0 İzmir 160 /2 5 0 Bursa 150 /2 4 0 Antalya 210 /2 8 0 Adana 210 /3 1 0 Trabzon 180 /2 3 0 Artvin 130 /2 2 0 Çanakkale 170 /2 4 0 Balıkesir 160 /2 6 0 Sivas 70 /2 3 0 Diyarbakır 150 /3 1 0 Mersin 210 /3 1 0 Erzurum 50 /1 7 0 Eskişehir 110 /2 1 0 Aydın 160 /3 0 0 Gaziantep 150 /2 8 0 Konya 130 /2 5 0 Gök gürültülü yağmur Atina 260 /1 6 0 Berlin 210 /7 0 Girne 280 /21 0 Londra 20 /8 0 Moskova 160 /15 0 Paris 200 /1 3 0 Madrid 230 /1 6 0 Amsterdam 190 /1 0 0 Roma 240 /1 4 0 Karla karışık yağmur Çok bulutlu 33 31 27 22 19 15 10 8 5 4 Güneşli Parçalı bulutlu Yağmurlu Tarihi tersaneye beton santralı Beton santralı, KasımpaşaSütlüce Tüneli’ne malzeme sağlıyor aliç Tersanesi’nin Taşkızak Tersanesi kısmına, KasımpaşaSütlüce Tüneli’ne beton sağlamak için santral kuruldu. Kurulan santralı, Beyoğlu bölgesinden sorumlu olan İstanbul 2 numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu raportörü fark etti. Haliç Tersanesi’nde yapılacak her türlü işlem hakkında yetkili tek kurum olan Koruma Kurulu, kendisinden izin alınmadan yapılan işlem için suç duyurusunda bulunmaya hazırlanıyor. Medyada korku çağı ürkiye’de medyanın haline ilişkin küçücük bir saptama: İki ay önce Alman Stern dergisinden, “Türkiye’de basın özgürlüğü” konusunda bir yazı istediler; yazdım. Derginin yayın yönetmeni Christian Krug, yazımın yayımlandığı sayıdaki “Editoryal” sütununda şöyle yazmış: “Stern’de yabancı gazetecilerden makaleler yayımlamak yeni yaptığımız bir şey değil. Fakat Cumhuriyet’in Yayın Yönetmeni’nden aldığımız yazıda başımıza gelen, bizi çok şaşırttı: Yazıyı çevirmesi için yolladığımız tercüman, bu yazının bilgisayarında kayıtlı olmasından bile çekindiği için çeviri isteğimizi reddetti. Bu, Türkiye’de devletin birçok insanı nasıl sindirdiğinin en iyi göstergesi… Bu durum onları, ‘Fazla öne çıkmasam daha iyi’ diye düşünmeye sevk ediyor.” T H yenlerle yan yana, omuz omuza yürüdük cumartesi günü… Hürriyet’in vandallarca, Dicle Haber Ajansı’nın polisçe basılmasına, iktidar ve tetikçileri tarafından hedef gösterilen Ahmet Hakan’ın dövülmesine tepkimizi, “Özgür basın susturulamaz” diyerek gösterdik. Akşam gazetesinin Ahmet Hakan’ın saldırganlarının HDP’li olduğunu yazdığı gün, Cumhuriyet, Kemal Göktaş’ın imzasıyla “AKP’li çıktılar” manşetini attı. Ertesi gün bizim haberimiz doğrulandı. Saldırıyı demeçleriyle, yazılarıyla, mesajlarıyla tahrik edenleri de sergiledik o gün… Bu listedeki Cem Küçük de ifadeye çağrıldı. Kocaeli Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi öğretim üyesi ve Haliç Dayanışması üyesi Doç. Dr. Gül Köksal, Haliç Tersanesi’nin gemi üretim alanlarının Tuzla gibi şehir merkezlerinin dışına çıkarılması ile atıl duruma düştüğünü ve kamu denetiminden uzaklaştığını söyledi. Sembol Uluslararası Yatırım ile Ekopark TurizmFine Otel’den oluşan konsorsiyumun 2013 yılında Haliç Tersanesi’nin iki kolu olan Taşkızak ve Camialtı Tersaneleri’ni içeren Haliçport ihalesini kazanmasıyla bu sürecin hızlan dığını anımsatan Köksal, Haliç Tersanesi’nin “boş bir alanmış” gibi düşünüldüğünü, tarihsel öneminin gözardı edildiğini vurguladı. Köksal, dünyada hâlâ üretim işlevini sürdüren en eski tersane olarak kabul edilen Haliç Tersanesi’nin korunması gerektiğini kaydetti ve “Oysa ki 6 asırlık birikim, 4050 yıllık yatırımlar uğruna feda ediliyor” dedi. l DHA TAM 560 YILLIK Kınamak çok mu zor? H aliç Tersanesi, Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethinden 2 yıl sonra yani 1455’te kuruldu. Bu bölgenin bir bölümü Temmuz 2013’te HaliçPort olarak bilinen “Haliç Yat Limanı ve Kompleksi Projesi” ismiyle Rixos otellerinin sahibi Fettah Tamince’nin ortak olduğu SembolEkopark TurizmFine Otel’e 1.3 milyar dolara ihale edildi. Söz konusu projeyle ilgili yargı süreci sürüyor. Çevirmenin korkusu ve Stern’in tek paragraflık saptaması, Türkiye’de medyanın durumunu, benim uzun yazımdan çok daha iyi yansıtıyordu. Neyse ki basında herkes, “Öne çıkmasam iyi olur” ürkekliğinde değil. “İnadına ve asıl şimdi gazetecilik” di Özgür basın susturulamaz Ancak dün Cumhurbaşkanı Erdoğan, suçu kendi kışkırtıcı dilinde ve bu dilin tahrik ettiklerinde arayacağı yerde, neredeyse Ahmet Hakan’a yıktı: “Başka köşe yazarlarını lanetleyen yazılardan kaçınsın” diyerek adeta gerekçe üretti. “Kınıyorum” demeye dili varmayan, onun yerine şiddete bahane bulan bu yaklaşım, ancak saldırganları cesaretlendirir. Biz buna rağmen yine korkmadan yazmaya, konuşmaya, yürümeye devam edeceğiz. YİNE ANKARA’DA Bu kez hafriyat kamyonu: 12 yaralı A nkara’da Eskişehir Yolu’nda hafriyat kamyonunun özel halk otobüsüne ve taksiye çarpmasıyla meydana gelen kazada 12 kişi yaralandı. Ankara’da geçen günlerde belediye otobüsünün durağa dalması sonucu meydana gelen kazada 12 kişi hayatını kaybetmişti. Kazada yürekler bir kez daha hopladı. Anter’in torununa ‘W’siz kimlik Devletin Kürtçe kanalı o harfleri kullanıyor, Asiwa kimliğinde kullanamıyor iyarbakır’da, 1992 yılında öldürülen Kürt yazar Musa Anter’in Batman’da oturan torununa Nüfus Müdürlüğü, “Asiwa” isminde yer alan ‘W’ harfi Türkçe alfabede yer almadığı gerekçesiyle, “Asiva” yazılı kimlik verdi. Baba Dicle Anter, “Kızım okul çağına geldiği için nüfus cüzdanını çıkartmak zorunda kaldım ama hukuk mücadelem sürecek” dedi. vermeyi en doğal hak olarak görüyorduk. Ama maalesef diyorlar ya; ‘Kürtler daha ne istiyor?’ diye. Biz de çocuğumuza Kürtçe isim vermek istedik ama hakkımızı kullanamıyoruz. ‘Asiwa’ yazılması gereken isim ‘v’ ile yazıldı. Kızımın okul çağı geldiği için mecburen kimliği çıkartmak zorunda kaldım. Hukuk mücadelemizi sürdüreceğiz. Doğduğu günden beri ‘Asiwa’ ismi ile kimlik çıkarmak istedik, ancak isKürtler daha min içinde ‘W’ olduğu için kabul ne istiyor! edilmedi. Kızımın İsveç vatandaşı kimliğini ‘w’ harfli çıkarttık. Batman’da oturan, aynı zamanda İsveç vatandaşı olan Dic 2015 yılındayız ama hâlâ ülkede Kürtçe isim verilemiyor.” le Anter, kızının ismi için 6 Harflerin TRT’nin Kürtçe kayıldır hukuk mücadelesi verdiğini belirterek, şöyle dedi: nalı ‘TRT Kurdi’de kullanılması dikkat çekiyor. l DHA “Çocuğumuza Kürtçe isim ir süredir çok konuşulan ve ihtiyacı hissedilen bir kavram “barış haberciliği…” Diğeri kolay; savaşı S. Ongun kışkırtmanın getirisi de büyük üstelik; savaş boyası sürünen gazetelerin hem sırtı sıvazlanır hem satışı artar. Biz, tırmanan şiddeti ve yüreğimizi yakan şehit cenazelerini görmezden gelmeden, barıştan yana tavrımızı korumak, barışa dair haberciliğimizi sürdürmek kararlılığındayız. O yüzden, evlatlarını yitirmiş ana babaların, oğullarının cenazelerinden yükselen “Yeter” çığlığına en geniş yeri açan gazeteyiz. Altan Tan’ın Selin Ongun’a verdiği söyleşideki “Yakarak, yıkarak barış gelmez” demeci de, Selahattin Demirtaş’ın Kandil’e “kanlı B Barış haberciliği K. Göktaş eller” vurgulu “Gandhi’li mesaj”ı da barıştan yana tavrımızın manşetleriydi. Kemal Göktaş Bu vesileyle Cumhuriyet’in yeni transferi Kemal Göktaş’ın Roboski katliamına ilişkin haberlerini de hatırlatmalı. Katliamın nasıl MİT’in yanlış istihbaratıyla tetiklenip Genelkurmay’ın yanlış kararıyla uygulamaya konduğunu belgeleyen Kemal, bu hatalar zincirini yargının da nasıl “kaçınılmaz hata” diyerek örtbas ettiğini gözler önüne serdi. Bu kadar bulguyla, 34 cana mal olan bu dosyanın kapanamayacağını biliyoruz. Kemal Göktaş’ı, skandalı aydınlatan haberlerinden dolayı kutluyoruz. D Ağrı’da 22 yaralı Ağrı’da yolcu otobüsüyle düğün konvoyundaki otomobilin çarpışması sonucu meydana gelen kazada da 3’ü ağır, 22 kişi yaralandı. Çarpışmanın etkisiyle yoldan çıkan otobüs, 150 metre ilerideki sitenin bahçesine girerek durabildi. on zamanlarda gazetemizde çok sayıda düzeltme okuyorsunuz. Bunlar mahkeme aracılığıyla gelen, yayımlamak zorunda olduğumuz kararlar… Ama tekzibe zorlandığımız çoğu haberimizin doğruluğundan eminiz. O yüzden de hukuki mecburiyet gereği düzeltmeyi yayımlarken, hemen yanında haberimizi savunan verileri de sunuyoruz. Muhabirlerimizin arkasında duruyoruz. Bazen de düzeltme, mahkeme kanalından değil, resmi ağızlardan geliyor. Geçen gün AKP sözcüsü Ömer Çelik, 1 Ekim tarihli manşetimizi yazılı bir açıklamayla yalanladı. O günkü Cumhuriyet, “Aileme dokunma” başlığını taşıyordu. Ankara Temsilcimiz Erdem Gül, AKPCHP koalisyon pazarlıkları sırasında Erdoğan’ın dolaylı olarak Kılıçdaroğlu’na “Bana ve aileme do S ‘Hayal mahsulü’ mü? kunmama güvencesi ver” mesajı ilettiğini yazmıştı. Mesajı Köşk sözcüsü İbrahim Kalın iletmiş, CHP lideri de basına kapalı bir toplantıda milletvekillerine söylemişti. Çelik, bu haberin “Tamamen gerçekdışı ve hayal mahsulü” olduğunu söyledi. Önce şunu belirletelim: Bu gazetede, siyasi, ekonomik ya da başkaca herhangi bir amaç, çıkar uğruna gerçek olmayan haber, yorum, yayın yapılmaz; dayanağı olmayan bilgi yayımlanmaz, sırf birilerine zarar versin diye gerçekte var olmayan şeyler olmuş gibi gösterilmez, bu ilkeyi ihlal eden bir gazeteci olursa da bu gazetede barındırılmaz. Bu tutumumuzdan ödün vermeyiz. Bunu hatırlattıktan sonra Sayın Çelik’e küçük bir tavsiyemiz olsun: İşin aslını Kılıçdaroğlu’na sorsun. Hepinize iyi haftalar! C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle