23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 28 Ekim 2015 EDİTÖR: CAN DOKER TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN SEÇİME 3 GÜN KALDI Zamanında yapılan ‘gâvur İzmir’ gafını İzmirliler unutmuyor. Huzur isteyen İzmirliler, kanlı eylemlerin ve huzursuzluğun nedeni olarak Erdoğan’ı görüyor zmir’de CHP’nin 12, AKP’nin 8, İ MHP’nin 4 ve HDP’nin ise 2 milletvekili var. İzmir’de bir ara yüzde 40’a gözünü dikmiş olan AKP, son seçimde fena hasar alarak 11 puan kaybetmiş. Nereye gitmiş bu oylar? Görünen o ki HDP ve MHP’ye. Aslan payı ise HDP’ye. Bağımsız adaylar yüzde 3 oy alırken HDP yüzde 10’u bulmuş. CHP ise iki seçimdir yüzde 45 civarında. 1950 seyahatinde Refik Halit Karay, İzmir’i “Türkiye’nin bütün vasıfları haiz tek ve birinci şehri” olarak tanımlıyor. Bugün ise İzmirlilerin büyük çoğunluğu şehre “üvey evlat” muamelesi yapıldığı kanısında. Zamanında yapılan o “gâvur İzmir” gafı da hâlâ kapanmayan bir yara olmuş. Binali Yıldırım’ın çabası, Davutoğlu’nun büro açması pek işe yaramamış. Seçime yönelik heyecansızlık her yerde olduğu gibi İzmir’de de hissediliyor. Konak ve Alsancak’ta dolaşıp, biraz ahaliyle sohbet ettikten sonra Karşıyaka’ya geçiyorum. Bunun iki sebebi var. İlki biraz yoruldum. Fiziki bir yorgunluk değil bu. Kamplaşma öyle bir hale gelmiş ki neredeyse kimse oy verdiği partinin resmi söyleminden dışarı çıkmıyor. Bir süre sonra kimin ne diyeceği önceden tahmin edilebilir hale geliyor. İkinci sebebi ise Karşıyaka’nın ailemin bir kısmının oturduğu bir yer olması. Daha iyi tanıdığım bir yerdeyim. Fatura Erdoğan’a Peki oylar kime gitti? İzmir’de oylarını yüzde 40’a çekme çabasında olan AKP’de 7 Haziran seçimleri tam bir hüsranla geçmişti. AKP yaklaşık 11 puan oy kaybederken, aslan payını HDP almış oy oranını yüzde 10’a çıkarmıştı. haber 17 CHP’ye oy verenler partinin uzlaşmacı tavrından memnun görünüyor. HDP’nin barajı aşacağının belli olması “emanet oyların” CHP’ye dönebileceği şeklinde yorumlanıyor. HDP’ye kaptırılan bir milletvekilinin bu defa CHP’de kalacağını düşündüğünü söylüyor bir üniversite öğrencisi. Bir başkası normalde CHP’ye oy verdiğini ama bu defa HDP’ye oy vereceğini söylüyor. Sebep? HDP’nin batıdan oy almasının PKK’ye karşı elini güçlendireceği düşüncesi. Bu fikre katılmayan ve Katliam sonrası tepki HDP’nin terörle arasına yeterince mesafe koymadığını söyleyenler de az değil. Ankara katliamından sonra hükümetin tavrına ve güvenlik zafiyetine ise güçlü bir tepki var. Hangi şehirde kiminle konuşulursa konuşulsun herkes artık huzur istediğini ifade ediyor. Ancak huzuru kimin kaçırdığı konusunda fikirler başka başka. İzmir’de ise fatura Erdoğan’a kesilmişe benziyor. Bostanlı’da bir kafede genç bir çiftle konuşuyoruz. Bir önceki gün arkadaşlarıyla balığa çıkmışlar. Teknede her partiden insan varmış. Yani gerçekten hepimiz aynı gemideyiz diye gülüyor. Balık var mıydı, diye soruyorum. Herhalde tekne de ülkeye benzediğinden neredeyse hiç tutamadık diye cevap veriyor. Neticede İzmir’de de seçimde pek bir değişiklik olacağa benzemiyor. CHP’nin geçen seçimden bu yana süren tavrı, CHP’li seçmende partinin yönetebilme kabiliyetine yönelik bir umut yaratmış. Ancak çok kişi, Erdoğan’ın yine koalisyona izin vermeyeceğini düşünüyor. Arınç’ın çıkışıyla iyice gündeme gelen beşinci parti meselesine ise AKP’li seçmen ihtimal vermiyor. Geri kalanı ise seçim sonucuna göre o cenahta bir hareketlenme olabileceğini söylüyor. Gezdiğim şehirlerde genel olarak bıkkınlık ve heyecansızlık göze çarpıyor. Seçimden önce giderek yoğunlaşan şiddetin bir an evvel bitmesi herkesin ortak dileği. Bir başka ortak nokta ise uzlaşma arzusu. Her konuştuğum kişi partilerin uzlaşarak bir an evvel hükümet kurmasını istiyor. AKP’li seçmenler de dahil olmak üzere Suriye politika 5. partiye ihtimal yok sından yana olan kimseye rastlamadım. MHP ise kapalı kutu. Artan milliyetçiliğin oylarını artıracağını söyleyen de var, MHP’nin uzlaşmaz tavrının bir oy kaybına yol açacağını ifade eden de. Her seçimin bir öncekinden daha kritik olduğu bir dönemdeyiz. Şayet amacım seçmenin nabzını yoklamak idiyse, o nabız siyasetçilere bu defa hükümet kurmayı becerip seçmeni daha fazla yormamalarını istediğini söylüyor. Heyecansızlık seçime katılım oranını nasıl etkiler? Konuştuklarımın hepsi oy kullanacağını ifade etti. Bu kadar çok anket şirketinin olduğu bir devirde bir köşe yazarının hele de bölgeden olmayan birinin yapacağı gözlemler elbette eksik olacaktır. Bu eksikliğimi bir nebze olsun kapatmama yardımcı olan Serdar Kızık’a teşekkür ederim. AKP erimeye devam eder mi? niden bastıran sağanağa rağmen Manisa’ya ulaşmamız fazla vakit almıyor. Manisa’nın eteklerine kurulduğu heybetli Spil Dağı’nın mıknatıs özelliğinden mi? Mıknatısa adını veren Manisa şehrinde bir manyetik alan olduğu söylenegelir. Kimisi de Atlantis’in Manisa’da olduğundan bahseder. Belli ki alelade bir yer değil. Alelade bir yerden Manisa tarzanı ya da Bülent Arınç çıkar mı? Manisa, harika bir doğaya kurulmuş. Sanayi kısmı kuvvetli bir şehir. Refik Halit Karay, 1950 seçimlerinden önce Yeni İstanbul gazetesi için memleketi gezmiş. Uğradığı yerler arasında Manisa da var. Şöyle diyor Karay; A Manisa’da AKP birinci parti, 4 vekil çıkardı 7 Haziran seçimlerinde. Ancak ülke çapında gözlemlenen erime burada da sürüyor. AKP, 2011 seçimlerine göre yüzde 10 daha oy almış. Manisalılar, oy oranındaki düşüşte Soma faciasının önemli bir etkisi olduğu görüşünde kısmı Erdoğan’ın açıkça AKP’den yana taraf olmasını makul karşılarken azınlıkta da olsa bir kısmı bunun partiye ve özellikle onun kurumsal kimliğine zarar verdiği düşüncesinde. Yani kimi fanatik reisçi, kimi ise AKP’nin Erdoğan’dan ibaret kılınmasına karşı. AKP ve MHP seçmenleri gözlemlediğim kadarıyla aday listelerindeki değişiklikten memnun. CHP milletvekili Özgür Özel’in Soma ve Yırca’daki faaliyetleri de konuşulanlar arasında. “Ha Manisa, ha Isparta, ha Bolu. Cümlesinde iklim farkı ve umumi manzaraya uygunluk ciheti düşünülmeden tek tip, bilhassa çirkin tip olarak yaptırılmışlardır. Çimentonun o ne kayalık, ne ağaçlık, ne deniz kenarı, ne dağ tepesi, hiçbir cins arazi parçasına yakışmayan rengi ile çimento mimarlığının yüklü, ezici, kaba şekli Anadolu şehirleri kadrosu içinde daima ecnebi madde gibi durmaktadır.” Manisalılar alınmasın neredeyse bütün şehirlerimizin vaziyeti Karay’ın bu satırlarından 65 sene sonra da pek farklı değil. “Memleket Yazıları”nın yazarının dediği üzere “Mimarlığımız çok kuru, pek şiirsiz”. Yine de şehir merkezinde ara sokaklarda eski Anadolu kasabalarını hatırlatan hoş, biraz dışarı kapalı ama yine de ahenkli bir şiirin izleri seçiliyor. Manisa’nın İzmir ve Aydın’a mesafesi yakın ama siyasi tercihleri o kadar yakın değil. AKP birinci parti ve 4 milletvekili çıkarmış. CHP’nin 3, MHP’nin ise 2 milletvekili var. Belediye ise MHP’de. AKP birinci parti olmasına birinci parti ama ülke çapında gözlemlenen erime Manisa’da da sürüyor. 2011 seçimlerine göre yüzde 10 daha az oy almış. CHP’nin oy oranı değişmezken MHP ve HDP ciddi oranda bir artış sağlamış. AKP, Manisa’da erimeye devam eder mi? Bir terzi dükkânında çay içerek sohbet ettiğimiz Metin Bey’e göre AKP’nin oyları daha da düşecek. Ceylan’ın gözü Metin Bey’i bir yerden ‘Ha Manisa ha Bolu’ Yağmur şiddetini artırdı. Ara sokaklarda biraz dolandıktan sonra kendimizi bir kahveye attık. Kahvedekilerle selamlaştık, içimiz dışımız çay olduğu için bu defa sıra sade bir kahvede. Bir yandan kahvelerimizi içiyoruz, öte yandan sohbet ediyoruz. Neden orada olduğumu açıklayınca kahvedekilerden biri “Konuşmaz ki millet, herkes korkuyor” diye gülüyor. Aydın’daki memurları hatırlıyorum. Kahvede çoğunluk oyunu HDP’ye vermiş. Belli ki Davutoğlu’nun “beyaz Toros” açıklaması çok yaralayıcı olmuş. Burada konu hızla dış politikaya geliyor. Kobane meselesinin ne kadar derin bir mesele olduğunu bir daha anlıyorum. “İnsanlar, Demirtaş çağırdı diye sokaklara dökülmedi, o çağırsa da çağırmasa da millet zaten isyan edecekti” diyor aralarından biri. Ölümleri kınamayı ihmal etmeden. Bir başkası “Salih Müslim’e terörist diyorlar, ne zararı var adamın Türkiye’ye, vatanını savunuyor IŞİD’e karşı, ne etmiş Türkiye’ye” diye çıkışıyor. Ben sormadan Ankara katliamı konusu kendiliğinden açılıyor. Diyarbakır, Suruç, Ankara, hepsinin arkasında IŞİD’in olduğu ve IŞİD’e de iktidarın göz yumduğu fikri hâkim. MHP’nin güçlü olduğu şehirde bir gerginlik olup olmadığını soruyorum. Olmadığını söylüyorlar. “HDP binalarına saldıranlar ülkücüler değil ki Osmanlı Ocakları, neden MHP’yle gerginlik olsun” diye ekliyorlar. Ne olur diyorum seçimde? CHP ve HDP’nin oyu artar diyorlar. Az vakit kaldı göreceğiz diyerek izin isteyip kalkıyoruz. O kadar Ege’yi gezip de ilaç için bir CHP’liye rastlamamak da benim özel başarım olsa olsa gerek. ‘Herkes korkuyor’ ir zamanların güvenli ormanı artık o malum hayvanlara tekin görünmüyor. Arkalarına bakmadan teker teker ormanı terk ediyorlar. Belli, içerilerde bir yerde büyük bir yangın var. Akbabalar havada çember olmuş ha bire dönüyorlar. Yerden kanatlanıp kanatlanıp yine yere konuyorlar. Belli, o çemberin ortasında bir leş yatıyor. Bir zamanların sadık köpekleri bağlı oldukları bahçelerde acı acı ulumaya başladılar. Yıllardır uysalca taşıdıkları tasmalar artık boyunlarına ağır geliyor. Dilleri uzadı, dişleri keskinleşti. Belli, efendi artık gerçekten güçten düşüyor. Bu seçimlerde ve sonrasında ne olacağını anlamak istiyorsanız, güvenli ormanlara en önden sığınanların, her türlü leş kokusunu ilk alanların, boyunlarını tasmalara gönüllü sokanların şu an ne yaptıklarına bakın. Onlar, hep kazanan ata oynayarak hayatta kalmakla marifetlidirler. O yüzden hayvancık yaralanmaya görsün, gözlerini kırpmadan onu vuruverirler. Şu günlerde hepsinin gözü devrilmekte olan hedefte. Arka arkaya çekiyorlar tetiği. İktidarın kalbinde bir sürü kurşun deliği. Kimi “Aldatıldım” diyor. Kimi “Bile bile yalan haber yaptık” diye gündeme düşüyor. Kimi başını açıyor. Kimi... Gemiden canhıraş uzaklaşan filikaya bakın bir. İçinde kimler var: Yıllardır ambarından makine dairesine, güvertesinden kaptan köşküne iktidarın gemisinde yol alanlar, hepsi şimdi filikadalar. Fareler, yolcular hatta mürettebat... Dalgalı denizin ortasında, canhıraş kendilerine tırmanacak yeni bir gemi aramaktalar. O yüzden başını ve aklını hızla kapayanların aynı hızla açılmalarına şaşırmayın. Zamanında iktidara toz kondurmayıp, alkış tutanların şimdi “Gazozuma ilaç atıldı” saflığıyla günah çıkarmalarını yadırgamayın. Ülke belli ki bir kez daha kabuk değiştirecek. Bu telaş onun habercisi. Ama maalesef her şeyin bundan sonra daha güzel olacağının habercisi değil. Çünkü kabuk kendiliğinden ve derinden değişmiyor; sandıktan kimse mucize bir sonuç beklemiyor. Ülke kendi halklarının değil, kötücül akılların hayalleriyle güdümlü bir çağa daha giriyor. İnsanları korkutarak ve akıllarını bulandırarak yönetenler her zamanki gibi yine işbaşındalar. Tepemizde alıcı kuşlar gibi cinayetler, katliamlar, tehditler... Sokaklardan ceset parçaları toplayarak ve omuzlarımızda ağır, çok ağır tabutlar taşıyarak bir kez daha seçim sandığına gidiyoruz. Tercihlerimizi bugüne kadar hep korkunç yöntemlerle terbiyelediler. Bu gerçeği henüz değiştiremedik. Güçlü bir silkinmeyle kendimize gelemedik. Görünen o ki kaos bu seçimle de bitmeyecek; muhtemelen ortalık iyice karışacak. Belki seçimden sonra yine dümene istediğimiz insanlar geçemeyecek. Ama en azından mürettebatı doğru seçebiliriz. Dikkat edelim; artık bir gazozluk aklı olanların gazıyla fikir yürütmeyelim. Gazozun gazı B Ahenkli bir şiirin izleri Diyarbakır, Suruç, Ankara Gurbetten oylar geldi Manisa’da konuşan herkes lafı Bülent Arınç’a getiriyor. Gökçek olayı sonrası suskunluğu eleştiri konusu. Erdoğan’ın AKP’ye desteği de doğal görülüyor. ısırıyor. Meğer, dizilerde figüranlık yapıyormuş. Ocaktan yetişme bir ülkücü. Yolsuzluk iddialarının AKP’yi bitireceği görüşünde. Millet özellikle gençlik uyandı diyor. O dört bakanı aklamayacaklardı diye söyleniyor. Manisa’da konuşan herkes lafı bir şekilde Bülent Arınç’a getiriyor. Metin Bey de öyle. Arınç’ın Melih Gökçek hakkındaki iddiaları ve daha sonra o konudaki suskunluğu unutulmamış. HDP’nin oy artışını soruyorum. “Alerjiden” diyor. “Millet, Erdoğan’a alerjisinden oy verdi.” Soma faciasının da oyların azalmasında etkisi olduğu düşüncesinde. Terzi dükkânında herkes AKP’nin eriyeceği konusunda hemfikir değil. Aksine oyunu artıracak diyor dükkân sahibi. Artan şiddetin seçmeni istikrar ve huzur arayışıyla AKP’ye yönelteceğini düşünüyor. Millet bir Özal bir AKP zamanı mal sahibi oldu, bu defa AKP’yi tek başına iktidar yapar diye konuşuyor. Ankara katliamı hakkında ne düşünüyor? “Ülke palazlanınca dış güçler çorap örüyor.” Erdoğan’ın haziran seçiminden önce AKP’ye destek vermesini ise doğal karşılıyor. Konuştuğum AKP seçmenlerinin bir Yurtdışı temsilciliklerinde kullanılan oylar havayoluyla Ankara’ya getirildi. ATO’ya karayoluyla taşınan oylar, depoya alındı. Deponun ağzı ise parti görevlileri tarafından asma kilit ile kilitlendi. Yurtdışı seçmen kütüğüne kayıtlı 2 milyon 898 bin seçmenin 8 Ekim’de başlayan oy verme işlemi 25 Ekim’de sona ermişti. Arınç’ın suskunluğu... YARIN: lu iç anado TAY TAYFUN A C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle