19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 28 Ekim 2015 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ECE KURTULUŞ 10 Koza İpek Holding’e atanan isimlerin yolu AKP’den geçmiş, bir çoğu bürokrat kökenli Kayyuma AkP damgası ALİCAN ULUDAĞ HDP, Kürt milliyetçiliğinin partisi mi, sol parti mi? DP Meclis’te mutlaka yerini almalıdır, şüphesiz. Bu haziran seçimlerinde de görüşümdü. Ama bu görüş eskidi, çünkü HDP Meclis’teki 4. partidir artık ve kimse de onu oradan söküp atamaz. Baksana S. Demirtaş 120 milletvekilinden bahsediyor. Alırsa helal olsun. Beğenilmeyen 7 Haziran seçimini yenileme kararının ardında, RTE’nin HDP’yi barajın altına itme politikasının yattığını bilmeyen yok. PKK de, savaş başladığında yazdığım gibi, RTE’nin bu politikasına hizmet etmeye başlamıştır. Bunun nedenlerini ayrı bir yazı konusu yapacağım. PKK’nin artık Türkiye’yi demokratik haklar istediği bir vatan olarak görmekten çıkardığını, cihat ülkesi olarak gördüğünü yazacağım. Belki de PKKHDP arasında bu konuda bir ayrışma olabilir. Zaten PKK sık sık HDP’yi, mücadeleyi Meclis çatısı altında hapsetmekle suçlamadı mı? Seçimler, parlamentoya girme ve ülkeyi yönetmeye odaklanır. HDP bu noktada kaldığı sürece bu ülkenin yapıtaşıdır. PKK ile görüş ayrılığı şüphesiz HDP içinde tartışma konusu. Ama HDP aynı zamanda PKK’lilerin de partisi! Henüz öyle. HDP ile PKK hedefleri aynı mı, hedeflerde ayrışma olur mu, ne kadar olur, bu yakın geleceği önemli sorunlarından biri olarak karşımızda duruyor. H Örneğin bir sosyal demokrat parti olarak CHP’nin oy toplamak için dini kullanma politikası yoktur. Ama “sol parti” efsanesi üzerine inşa edilen HDP’nin güçlü bir şekilde vardır. Bu konuda şüphesiz ki AKP ile yarışta geride kalıyor, ama HDP’nin kadınlar konusunda tutumu takdire şayandır. Parti yöneticilerine baktığımızda “laik demokratik” görünümü veriyorlar. İslamcı vurgusunu ancak, “Kürt milliyetçiliği” ile açıklayabiliriz. Kürtçülük ekseninde yoğunlaşan bir politika, dolayısıyla, “Kürt milletinin tüm renklerini, unsurlarını aynı potada birleştirmeye” yoğunlaşır. Tüm unsurların “Kürt olma” temelinde birlikteliği, geniş cephesi. HDP ve PKK bu temelde politikalarını yoğunlaştırdı. Kimlikler federasyonu ucubesi HDP ve İslami açılım Bugün üzerinde duracağım konu, HDP’nin, bir Kürt milliyetçisi partisi olduğudur. HDP’nin bir “sol parti” olduğu efsanesi vardır. Bunun izlerini ne seçim beyannamesinde ne de parti programında görmek mümkün. Tam tersine, HDP, tıpkı AKP gibi, dini, imamları, özellikle de Kürt bölgelerinde çok yoğun olarak kullanmaktadır. Abdullah Öcalan’ın da İmralı’dan bu konuda kesin talimatları vardı. Kürt bölgeleri, dini inanışın bağnazlık derecesinde güçlü olduğu yerlerdir. Bu alanda rekabet üst düzeydedir. HüdaPar, güçlü Kürt İslam partisi niteliğindedir. Hatta şeriatçılığı çok güçlüdür. AKP’nin dinsel vurguları bu bölgede çok güçlüdür. HDP de rakiplerinin ellerinden bu kozu almak için, 2011 seçimlerinden sonra bölgede güçlü bir “İslami açılım” gerçekleştirmiştir. HDP’nin radikal demokrasi vurgusu da kulağa hoş geliyor. Demokrasi talebi, üstelik de radikal! Aslında radikal demokrasinin içini açtığınızda tamamen bir kimlikler politikası ortaya çıkıyor. Kimliklere özgürlük! Bunu demokrasi anlayışınızın temeline oturttuğunuzda, demokrasi = kimliklere özgürlük (etnik, dini, mezhepsel) demek oluyor. Ama yurttaşlık, ulusmillet yok, buradan salt bir “kimlikler federasyonu” gibi ucube bir “teori” ortaya çıkıyor. Vitrin süslü, ama içini karıştırdığınızda, ayrıştırıcılık ön planda... Şimdi de ülkemizde bazı siyasi Çeçenlerin de HDP yolunu izlemeye yöneldiğini görüyoruz. HDP’nin gündeminde şüphesiz ki özerk yapı var. Veya henüz tam netleşmemiş, tanımlanmamış, ama Öcalan’ın açıklamalarından bildiğimiz federasyon tipleri... HDP’nin radikal demokrasisi, bu programlarına uygun. Özerk yapı federalizm gibi istekler, radikal demokrasi ile yaftalanıyor. Bunu üstelik bütün Türkiye’ye bu şekilde dayatınca, lime lime bir ülke karşımıza çıkıyor. Şüphesiz, HDP’nin Meclis’e girmesi ülkemizde demokrasi ve halk temsiliyeti için birinci derecede önemli. Bunun için oyuma ihtiyaçları olsaydı gözümü hiç kırpmazdım. Ama onlar artık Meclis’in asli unsurları, bunu başarıyorlar. Emanet oylara ihtiyaçları bulunmuyor. nkara 5. Sulh Ceza Hâkimliği’nin Koza İpek Holding ve bağlı 21 şirkete kayyum atanması tartışılırken, gözler kayyumların kimliğine çevrildi. Koza İpek’i yönetecek kayyumların ortak noktası yollarının AKP’den geçmesi. Bir çoğu AKP döneminde bürokratlık yapmış kişiler. Bugün Televizyonu’nu yönetecek kayyumlardan Ali Rıza Esmen, Petkim A.Ş Genel Müdürlüğü yaptı. Yani uzmanlık alanı enerji. Ancak şimdi medyayı yönetecek. Nevzat Demiröz: Mali müşavir. AKP Bitlis Milletvekili Vedat Demiröz’ün kardeşi. Ümit Önal: Turkuaz Medya Grubu’nda reklam grup başkanlığı yaptı. Bugün TV, Samanyolu TV gibi cemaate yakın kanalları bünyesinden çıkartan Digiturk’ün Yönetim Kurulu Üyesi. Hüdai Bal: Turkuvaz Medya Grubu’nda çalıştı, daha sonrasında TMSF tarafından Show TV yönetimine atandı. Ali Yazlı: Serbest Muhasebeci Mali Müşavir. AKP’den Ümraniye Belediye Meclis Üyesi ve Encümeni. Mustafa Akçil: Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğre A Kayyum Ölçer: Emanetçiyiz Koza İpek Grubu’na atanan kayyumlardan Avukat Hasan Ölçer, hassas bir görev üstlendiklerini ifade ederek “Bizler emanetçiyiz” dedi. İBDAC lideri Salih Mirzabeyoğlu’nun yanı sıra Çakal Carlos olarak bilinen Ilich Ramirez Sanchez’in de avukatı olan Hasan Ölçer, gruba bağlı 3 şirkete kayyum olarak atandı. Ölçer’in atandığı şirketler ise ATP Koxa Gıda Tarım ve Hayvancılık AŞ, ATP İnşaat ve Ticaret AŞ ile Koza İpek Basın ve Basın Sanayi Ticaret AŞ. Ölçer, kayyum olarak atandıkları şirketlerdeki üst yöneticilerin, görevlerine devam edip etmeyecekleri yönündeki soruya “O konuda henüz bir şey yok. Tüm yetki kayyumda” dedi. l Ekonomi Servisi tim üyesi. Kemal Yıldır: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı TEİAŞ Genel Müdürü olarak görev yapıyordu. Yurt çapında yaşanan elektrik kesintisi sonrası görevinden istifa etti. Yıldır, bu yıl içinde müşavir sıfatıyla eski Bakan Taner Yıldız’ın danışmanı oldu. Hayrullah Dağıstan: MTA Genel Müdür Yardımcısı. Mehmet Tunçel: Selis Kitapları Genel Yayın Yönetmeni. Sosyal medya hesabından AKP lehinde, cemaat aleyhinde paylaşımlarda bulundu. Şahin Dağlı: TCDD Pazarlama Daire Başkanı. Mehmet Üzer: Eski Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürü. Hikmet Keleş: Avukat. Bir dönem AKP Çorum il başkan yardımcılığı görevini yaptı. Yasin Kalem: Enerji Bakanlığı’nda danışmanlık yaptı. Kayseri Büyükşehir Belediyesi Yönetim Kurulu’nda çalıştı. 26 Ağustos 2015 tarihinde TBMM Destek Hizmetleri Başkanlığı’na atandı. Hayrettin Bıyıklıoğlu: Avukat. Ankara Barosu seçimlerinde kurulan ve AKP’ye yakın Baroda Birlik grubunun üyelerinden. Cahit Demiral: Sosyal medya hesaplarında AKP yöneticilerinin sözlerini paylaştı. Kırıkkale Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde doçent, AKP’den milletvekili adaylığında ismi geçti. l ANKARA nkara Cumhuriyet Başsavcılığı, Koza İpek Holding ile bağlı şirketlerin sahipleri ve yöneticileri hakkında başlatılan soruşturmanın sağlıklı şekilde yürütülmesi için şirketlere kayyum atandığını açıkladı. Aramalarda el konulan faturalar, defterler, dijital kayıtlar ile diğer belgeler üzerinde inceleme yapan bilirkişilerin ön çalışmaları sonucu rapor düzenlediği bildirildi. Açıklamada şunlar, ifade edildi: “Raporda, şirketlerin ticari defterlerinde çeşitli sahtecilikler yapıldığı, hileli muhasebe işlemleriyle paralel bir muhasebe sistemi oluşturulduğu, kayıt dışı para girişlerinin olduğu, reel üretimlerle beyan edilen üretimler arasında farkların bulunduğu, Kamuyu Aydınlatma Platformu’na bildirilen altın üretimi miktarıyla gerçekte üretilen miktar arasında şüpheli farklılıkların bulunduğu, halen suç işlemeye devam edildiğinin belirtilmesi üzerine Başsavcılığımız tarafından kuvvetli suç şüphesinin var olduğu değerlendirilmiştir.” Aramalarda el konulan dijital materyaller üzerinde, Ankara Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nce yapılan ilk tespitlerde, holdingin ve bağlı şirketlerin bilgisayarlarında yüzlerce sayfa himmet tablolarının yer aldığının belirlendiği, şirket binalarında himmet adı altında toplanan altınların bulunduğu bildirildi. Toplanan himmetlerin, altın üretiminden kazanılmış gibi gösterilerek paravan şirketler aracılığıyla aklandığı ve holdinge ait vakıflara aktarıldığı, bu şekilde tüm şüphelilerin fikir ve eylem birliği içinde FETÖ’ye finansal kaynak sağladıkları yönünde bilgi ve belgeler saptandığı kaydedilen açıklamada, şunlar kaydedildi: “Himmet paralarını şirket faaliyeti gibi göstererek akladıkları, şirket kazançlarından örgüte finansal kaynak sağladıkları, eğitim kurumları aracılığıyla FETÖ’ye eleman kazandırmaya çalıştıkları, yazılı ve görsel medya organları aracılığıyla FETÖ’ye yönelik yürütülen tüm adli soruşturmaları maniple ederek devlet aleyhine, örgüt lehine algı operasyonu faaliyeti içerisinde bulundukları, yayınlarla FETÖ mensuplarını suçtan kurtarmaya çalıştıkları, bu şartlarda kayyum atanması talep edilmiştir. Talebimizi kabul eden Ankara 5. Sulh Ceza Hâkimliği ilgili şirketlere kayyum atamıştır.” Himmet altınları aklandı A BAŞSAVCILIK: Binalarda altın Kayyum kararının ardından Koza Holding’in İstanbul’daki binası önünde çok sayıda kişi toplandı. Fotoğraf: VEDAT ARIK Kayyumdan da ‘damat’ çıktı HAKAN DİRİK Şirketin mükemmel görünmesi suç oldu İncelemelerde açık bulunamaması el koymaya gerekçe gösterildi nkara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Fetullahçı Terör Örgütlerine finansman sağlandığı iddiasıyla yürütülen soruşturmada, Akın İpek’in sahibi olduğu Koza İpek Grubu’na bağlı 22 şirkete kayyum atanması kararına dayanak olan bilirkişi raporunda çarpıcı tespitler yer aldı. Raporda, sirketlerin uluslararası bir kara para aklama yöntemi olan “Şirinler” yöntemini ulusal düzeyde farklı bir versiyon geliştirerek “Şirinler Köyü” yöntemine çevirdikleri, böylece nakit kullanımında umartesi öğlen saatleri. Ankara’daki büroda önümde çok seyredilen televizyon haber kanalları açık. Bunlardan biri, bir dönemin “efsanesi”... İstanbul’da, Yenikapı’da “ertesi gün yapılacak AKP mitingi öncesi meydandan” canlı bildiriyor. Muhabirin yanında partinin İstanbul il başkanı. Uzun uzun anlatıyor: “Şurası konuşulacak platform, burası otobüslerin duracağı yer, şu kadar adam gelmesi bekleniyor...” Bırakın mitingi bir gün önceden hazırlıklar bile dakikalarca canlı yayında... Dün sabahın erken saatleri. Ülkede yayın yapan 2 televizyon kanalı, 2 gazeteye el konulmuş. Bu kez önce dayanışma için, yayın yönetmenimiz Can Dündar ve yazıişlerinden arkadaşlarla Bugün, Kanaltürk binasındayız. Yayın yönetmenleri Tarık Toros ve Erhan Başyurt ile medya emekçisi arkadaşlarla konuşuyoruz. Birazdan gelecek Devlet aleyhine algı A pek Koza Holding bünyesindeki Koza Altın, Kazdağları ve Kozak Yaylası bölgesinde pek çok altın arama ruhsatına sahip. Buralardan çıkarılan ve çıkarılacak olan cevherler, Bergama Ovacık’taki altın madeninde işleniyor. Kapasitenin artması nedeniyle Ovacık’a üçüncü bir atık depolama tesisi kurulmaya çalışılıyor. Ancak bozulan AKPCemaat ilişkileri sonrası bu yatırıma Orman Genel Müdürlüğü ve DSİ, ÇED onayı vermedi. Koza Altın’ın Yerlitahtacı ile Gelintepe açık ocak işletmeleri için de mahkeme süreci devam ediyor. Yıllardır madenlere karşı mücadele yürüten yöre halkı İ nın mücadelesine hukuksal destek veAlbayrak ren avukat Arif Ali Cangı, “Ovacık altın madeni işletmesinin hükümet yanlısı şirketlere devredileceğine dair sağlam duyumlar almaktayız. Hatta Cumhurbaşkanı’nın damadının sahibi olduğu Albayraklar Grubu’nun adı öne çıkmaktadır. Havuz medyasından birinin kayyumun başına getirilmesi tesadüf değildir” dedi. Bergama Çevre Platformu Sözcüsü Erol Engel de maden yönetici ve çalışanlarından aldıkları bilgileri şöyle aktardı: “Son günlerde damat Albayrakların adı öne çıkıyor. Şirket devir işlemine hazır hale getirildi.” l İZMİR bildirim yükümlülüğünden kurtuldukları ya da küçük meblağ kullanarak dikkat çekmedikleri öne sürüldü. Diğer yandan raporda, tüm işlemler, ortaklık yapıları aynı olan ilişkili şirketlerin kendi aralarında yapıldığı için diğer bir şirketin karşıt incelemesi halinde bile olsa açık verilme durumunun oluşmayacağı savunulurken, şöyle denildi: “Halbuki Türkiye gibi hassas ekonomik şartlara sahip ülkelerde böylesine yüklü miktarda parasal değerlerin çevrildiği kurumsal ya pılarda hiçbir hatanın olmaması, iktisadi, teknik ve ticari gerçeklere uygun değildir. Dünyanın hiçbir yerinde mükemmel bir kurum, muhasebe sistemi ve finansal yapı mevcut değildir. Ancak şüpheli kurum, şahıs ve ilgili kişi ve kurumların elde edilen resmi belgelerde mükemmel görüntü çizmiş buna rağmen raporda da görüleceği üzere detaylı somut veriler üzerinde inceleme yapıldığında hukuka aykırı eylemler önemli ölçüde ortaya çıkmıştır.” l ANKARA / Cumhuriyet C Akdoğan: Bize karşı ittifak var aşbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Koza İpek Grubu’na kayyum atanmasını değerlendirirken “Bütün uzantılarıyla tamamen bu asalak yapının temizlenmesi lazım” dedi. Kanal A’da katıldığı bir programda Akdoğan, “Bazen aynı fotoğraf kadrajı, aynı başlık, sanki sadece gazetenin logosu değişiyor, baktığımız zaman görülüyor, nasıl bir işbirliği. Biri topu kaldırıyor, biri pas atıyor, öbürü bunu şuta çeviri Penguen geri döndü polisi ve el koyacak kayyumları bekliyorlar. Bir dönem biraz farklı da olsa benzer bir deneyimi Skyturk 360’ta yaşadığım için “neler olabileceğini” anlatıyorum. Geliyorlar, hızla “tarafsız gazetecileri” tasfiye ediyorlar, AKP’ye hizmette “test edilip onaylanmış” isimlerin atamasını yapıyorlar. Binada kaldığım sürece ve dışarı çıkarken bir beklentimi, dileğimi de iletiyorum: Sizin süreciniz böyle olmayacak; gazeteciler, aydınlar, demokratlar yanınızda olacak, göreceksiniz... Cumhuriyet’in İstanbul’daki merkezindeyim. Önümde çok seyredilen televizyon haber kanalları açık. 2 gazete, 2 televizyona kayyum atanmış, binalarının önüne TOMA’lar, polisler gelmiş, kapı önünde protesto edenlere biber gazıyla müdahale olmuş... Ama adında “haber” geçen kanallar bu olayı sıradan bir vakaymış gibi değerlendiriyor. Polisin bir medya kuruluşuna copuyla, kalkanıyla, biber gazıyla müdahalesi AKP’nin mi B yor böyle bir işbirliği var. Cumhuriyet, Sözcü, Zaman, Hürriyet, Posta... Nasıl bir ilişki ağı olduğu görülüyor. Bu da arkadaki ittifakı gösteriyor. Bu tamamen AK Parti, Erdoğan karşıtlığı üzerine ‘Bunu biz ne yapıp edip bir şekilde devirmeliyiz’, böyle bir konsorsiyum var” dedi. Akdoğan, ‘Paralel yapı’yla ilgili olarak “öyle bir mekanizma kurulmuş ki o mekanizma şerre hizmet ediyor” dedi. l ANKARA / AA ting hazırlıkları kadar “canlı” değeri görmüyor. Sosyal medyada kimi gazeteciler “cemaat medyası” olduğu gerekçesiyle yapılan hukuksuzluğa sırtını dönerken aynı saatlerde ahaber’de AKP Ankara Milletvekili Aydın Ünal “1 Kasım sonrası Cumhuriyet, Hürriyet, Sözcü’ye de el konulabileceğinden” bahsediyordu. Bir meslek büyüğü durumu “Kimileri rövanş peşinde, kimileri korku içinde” diye gayet net özetliyordu. 28 Şubat’ta andıçlanan gazetecilere, 90’larda hedef haline getirilen, bombalanan, muhabirleri öldürülen Kürt basınına, sadece fikirleri yüzünden onlarca meslektaşının işsiz kalmasına kafalarını çevirip sessiz kalanlar gidilecek yer kalmadığının farkına varmalılar. Herkesin “canı”nın ve “camı”nın önemli olduğu noktasında birleşmedikçe “teker teker avlayacaklar” bizi... C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle