28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 21 Ekim2015 EDİTÖR: SERKAN OZAN ‘Örgütün ismi yazışmalarda var’ ğlu: Kılıçdaro lu Davutoğ isterse im gönderir haber 5 Acıyı paylaşmak yasak... itirdiğimiz canları, genç fidanları anmak, acımızı paylaşmak bile yasak bu ülkede... İktidar karşımıza çıkıyor... Yasaklar koyuyor önümüze. Sessiz çığlıklar arasında yürüyoruz İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de... Yüreğimizin derinliğine acı çökmüş, hüzün. Hastane odaları, ağır yaralılar, Damla, Ayşe, Nurettin... Karacaahmet’te, Ümraniye’de bir yazgıyı fotoğraflarla bölüşüyoruz. Roboski’de paramparça olmuş kaçakçı çocukların bedenleri, Hakkâri’de şehit düşen Mehmetlerimiz, polislerimiz... Haziran Direnişi’ni anacağım günlerde Suruç’ta canlı bomba, onlarca gencimizin katledilmesi... Birkaç gün sonra Ceylanpınar’da ayrı odalarda uyuyan iki polisimizin alçakça öldürülmesi. Zaman böyle akıp gidiyor işte... Sistematik olarak katlediliyorlar kirli sömürü düzenine karşı çıkanlar... Çocuklar, bizim çocuklarımız... Toplumun bir bölümü bu katliamları, bombalı tuzakları görmüyor. Alıştıra alıştıra, ayrıştıra ayrıştıra bu hale geldik. Umursamıyoruz! Bitip tükenmeyen bir şiddet ikliminde oluk oluk kan akıyor... Binlerce yaslı, acılı insan! Yüzlerce ölü! Yitirdiğimiz canları anmaktan bile korkar hale getirilmiş bir toplum, kandan siyasal rant sağlama peşinde koşan bir siyaset... Ne yasımızı yaşayabiliyoruz ne de hesap sorabiliyoruz. HHH İnsanların gündelik korkularından korkan bir zihniyet yönetiyor geçici olsa da bu ülkeyi... O iktidar hırsı, akıllarını başlarından almış. Barıştan korkuyorlar, beraberlikten, kardeşlikten, dayanışmadan. 12 yıl kadar önce Meclis’ten “savaş tezkeresi”nin geçmesini canla başla savunan “tezkere geçmezse Türkiye’de ekonomi çöker” diye çığlık atanları anımsıyorum bugün acılarımızı, yitirdiğimiz çocukları yüreğime gömerken. Adlarını birer birer yazsam onlara dışarıdan destek verenlerin. Kılıçdaroğlu, Ankara’daki katliama ilişkin Cumhuriyet’in gündeme getirdiği ‘Ansarı Şeria’nın saldırıyı gerçekleştiren örgüt olarak emniyetin yazılarında yer aldığını söyledi HP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu ile buluşmasında gündeme getirdiği, Cumhuriyet’in kamuoyuna duyurduğu “Ansarı Şeria” terör örgütüyle ilgili olarak, çarpıcı bir iddia daha gündeme getirdi. Kılıçdaroğlu, “Bombanın patladığı gün, örgütün ismin emniyet FIRAT KOZOK kayıtlarında var. O gün yapılan yazışmalarda geçiyor. ‘Bombayı patlatanlar şu örgüttendir’ diye emniyet kayıtlarında var. Arzu ederse o yazıyı da Davutoğlu’na gönderebilirim” dedi. Seçim çalışmalarını Hatay’da sürdüren Kılıçdaroğlu, uçakta gündeme ilişkin çarpıcı değerlendirmeler yaptı. Kılıçdaroğlu’nun konuşmalarından satır başları şöyle: Canlı bombalar biliniyordu: Canlı bombaları zaten emniyet biliyordu, fotoğrafları vardı. Emniyet ve jandarma teşkilatında bu isimler bildirilmişti. Soru şu: Bütün emniyetin bildiği, isimleri ve fotoğraflarıyla bildiği failler neden Ankara’ya gelinceye kadar yakalanmıyor. AKP IŞİD’i terör örgütü olarak görmüyor: Bana göre IŞİD’i hâlâ AKP hükümeti bir terör örgütü olarak görmüyor. İki kararname var bu konuda, kararnameyi yürütme yetkisi Maliye Bakanı’na ait. Çünkü BM, IŞİD terör örgütünün mal varlığına el konulmasını istiyor, Türkiye’ye bunun gereğini yap diyor. IŞİD’in terör örgütü olduğuna dair hükümet açık net tavır almalı, operasyonlar yapmalı ve gereğini yerine getirmeli. Niye getirmiyor, onu da söyleyeyim. Davutoğlu, “Eylem yapmadan tutuklayamıyoruz” dedi. Bu açıkça IŞİD’i terör örgütü olarak görmüyoruz anlamına geliyor. Emniyet Genel Müdürlüğü biliyor. Bildiğini kanıtlayan olaylardan birisi de son yayımlanan telefon konuşmaları. Canlı bomba olduklarını, öyle yetiştirildiklerini biliyor Y C Gül’ün tavrı saygın bir davranış TÜRKİYE TOPLAMA KAMPI MI? Kılıçdaroğlu Hatay’da, ilk olarak özel bir rehabilitasyon merkezini ziyaret ederek burada kalan engelli yurttaşlarla sohbet etti. Daha sonra 8 ilçede seçmenlerle buluşan Kılıçdaroğlu, Suriye konusunda, “Benim size sözüm var. Yetkiyi verin Suriye sorununu çözeyim. Suriye’ye barışı getireceğim. 2 milyon 200 bin Suriyeli için ‘Türkiye’de kalsın bunlar, biz size para verelim, siz Türkiye’de bakın’ diyorlar. Türkiye toplama kampı mı Allah aşkına” diye konuştu. lar. Fotoğraflamış, emniyete göndermiş ama adamları gözaltına almıyorsunuz, gereğini yapmıyorsunuz. Emniyet biliyor siyasi otorite izin vermiyor, en son suçlanacak emniyettir. Telefonları alan emniyet, mahkeme kararı almış dinliyor. İnternet sitelerini biliyor. Nerelerde toplantı yaptıklarını biliyorlar. Emniyet bildiği, halde gereğini yapmıyorsa siyasi otoritenin hesap sorması lazım. Siyasi otorite hesap sormuyor çünkü kendisi açıkça bir yazı yazmıyor ama örtülü olarak ‘fazla uğraşma’ diye verdiği talimat var. Suruç’ta da benzer oldu. O isim patlama günü emniyet yazışmalarında geçiyordu: Ben bir örgüt ismi verdim Başbakana. Ensar el Şeria. Bombanın patladığı gün, örgütün ismin emniyet kayıtlarında var. O gün yapılan yazışmalarda geçiyor. ‘Bombayı patlatanlar şu örgüttendir’ diye emniyet kayıtlarında var. Bana gelen bilgiyi verdim, onu Emniyet İstihbaratıyla paylaştı. Öyle bir yazıyı gördüm. Belki o ayrıntıyı vermemiş olabilir Başbakan, öyle bir yazıyı bombanın patladığı gün ben gördüm. Arzu ederse o yazıyı da Davutoğlu’na gönderebilirim. Savcılar aklamak için her şeyi yapıyor (Savcılığın faillerin gazete haberleri üzerine kaçtığı açıklaması konusunda): Haberleri kim veriyor, herhalde ben vermiyorum. Devletse adam gibi baksınlar başbakan mı, emniyet mi istihbaratçılar mı veriyor. Savcılar, AKP hükümetini aklamak için ellerinden gelen her şeyi yapıyor. Davutoğlu’nun ağzından çıkmış gibi açıklama yapıyorlar. 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün CHP, DİSK, KESK ve HDP genel başkanlarını arayarak taziyelerini iletmesi saygın bir davranış. Acıların ortaklaştırılması, Türkiye’de ayrışmanın önlenmesi açısından bana göre önemli ve bir cumhurbaşkanına yakışan bir davranış. Davutoğlu, “Neden bana taziyede bulunmadı” diyor. Sen zaten bu olayları önleyecek kişisin. Sana hangi taziyede bulunacak? Asıl sorumlu sensin, fail sensin. Eylemi yapan örgütün elemanlarına ‘yaramaz çocuklar’ ifadesini kullanmadın mı? Koalisyon görüşmesi olmadı ki zorlayalım Kılıçdaroğlu’na Nokta dergisinin “AKP günlükleri” adıyla gündeme getirdiği ve partililer arasında geçtiği ileri sürülen konuşma kayıtlarını da anımsattık. İddiaya göre konuşmalardan birisinde AKP’li Taha Özhan, “35 saat boyunca CHP bizi zorlayacak tek bir teklif bile getirmedi” diyordu. Kılıçdaroğlu bu sözlere şöyle yanıt verdi. “Koalisyon görüşmesi olmadı ki zorlayalım? Bize görüşlerimizi sordular. Kendi görüşlerimizi samimiyetle aktardık. 17/25 Aralık ile ilgili dosya gelirse ’evet deriz buna dedik. Cumhurbaşkanı’nın örtülü ödeneğiyle ilgili kanun teklifine ‘evet deriz” dedik.’ ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Ankara’da Nuland’dan saygı duruşu ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Victoria Nuland, 102 kişinin yaşamını yitirdiği canlı bomba saldırılarının gerçekleştiği Ankara Tren Garı önüne karanfil bırakıp saygı duruşunda bulundu. Nuland’a, ABD’nin Ankara Büyükelçisi John R. Bass eşlik etti. Bass, patlamayla ilgili Nuland’a ayaküstü bilgi verdi. 2 patlama noktasına da karanfil bırakan Nuland, daha sonra buradan ayrıldı. Şu iktidar yalakalarını... Büyük sermaye, medya, sözüm ona cumhuriyetçi, liberal demokrat, orta yolcu, muhafazakâr, milliyetçi... Çokuluslu şirketler, altın avcıları, siyanürcü caniler. Büyük oyun Büyük Ortadoğu Projesi... Balyoz gibi ineceksin kafalarına, öldüreceksin; IŞİD’i İstanbul Pendik’te, Gaziantep’te, Hatay’da, Konya’da eğitip besleyeceksin. Ankara katliamında kırılan, katledilen yüzü aşkın canın hesabını vermeyeceksin, sonra televizyon ekranlarından sesleneceksin: “Biz bu ülkeye demokrasi, barış, kardeşlik getireceğiz...” İktidar bu ülkede yaşayan insanların gözlerini açmalarından, birbirlerine sarılmalarından korkuyor. Küresel sermayeye baş kaldırmalarından, kendilerinden hesap sormalarından korkuyorlar... Bizim kimi “piyasa sosyalisti” sözde bilim insanları, bir dönem Fethullahçıların ibrikçiliğini yaptıklarını unutup, şimdilerde havuz medyasında tersten dalış yapıyorlar ama nafile... HHH Toplumu ne denli ayrıştırırsanız ayrıştırın, 1 Kasım’da sandıktan birinci parti çıksanız bile tek başına iktidar olamayacaksınız... Selahattin Demirtaş sizi başkan yaptırmayacak. HDP, yine barajı geçecek, CHP oylarını artıracak... Kana kan intikam duygularını istediğiniz kadar köpürtün, toplumu toplu kıyımlara alıştırmaya çalışın, amacınıza ulaşamayacaksınız... Yasımızı tutamadık, doğru dürüst anma törenleri yapamadık, hesap soramadık... Yastayız, isyandayız! İktidar kendinden görmediklerinin ölümlerinin üstünü örtüyor; örtsün! Bilin ki o siyah örtü bir gün kalkacak, gerçekler gün ışığına çıkacak... Yitirdiğimiz canları anmamızdan bile korkan bir siyasal iktidara karşı demokratik mücadele verenler, evrensel hukuktan yana saf tutanlar hiçbir zaman umutlarını tüketmeyecekler... Yas tutmayı toplumsal kalkışma olarak görenler, mutluka bir gün tarih önünde hesap verecek! Bilal Erdoğan yurda TÜRGEV’le döndü! İstanbul’a gelen Bilal Erdoğan, İtalya’ya yerleşmesiyle ilgili haberlere tepki gösterdi. oktora yapmak için İtalya’ya yerleşen ve sosyal medyada ‘Türkiye’den kaçtı’ yorumlarıyla gündeme oturan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan konferans için Türkiye’ye döndü. Yönetim Kurulu Üyesi olduğu TÜRGEV’in Mevlanakapı Yükseköğrenim Kız Öğrenci Yurdu tarafından düzenlenen “Vakıf Bilinci” konferansına katılan Bilal Erdoğan, Anadolu Ajansı muhabirine açıklamalarda bulundu. Basında çıkan haberlerle ilgili, “Yalan haberlerle ilgili tekzip girişiminde bulunduk. Bazı şeyler ‘çamur at izi kalsın’ mantığıyla yapıldığı za Fişlediler, gönderdiler DHMİ’de ‘gitmeli’ şeklinde fişlendiği ortaya çıkan bazı bürokratlar görevden alındı laştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na bağlı DHMİ’de yaşanan fişleme skandalı gerçek oldu. 2015 yılının başında ortaya çıkan fişleme belgesinde bürokratlar hakkında, “gitmeli”, “kalmalı” şeklinde değerlendirmeler vardı. ‘Gitmeli’ denilen bazı bürokratlar görevden alınırken; ‘kalmalı’ denilen bürokratlardan bazıları terfi aldı. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nde yaptığı fişleme listesinde yer alan bazı önemli bürokratlarla ilgili son bir D U yılda yaşanan gelişmeler özetle şöyle: l Durmuş Duman, Milas Bodrum Havalimanı Başmüdürlüğü görevinden alındı. Yerine ‘kalmalı’ denilen Vedat Atabek atandı. Atabek’ten boşalan Trabzon Havalimanı Başmüdürlüğü’ne ise Ahmet Aydın getirildi. AKP ilçe yöneticileri Aydın’a hayırlı olsun ziyaretinde bulundu. l Mehmet Kaya, Balıkesir Koca Seyit Havalimanı Müdürlüğü’nden bakan talimatıyla alındı. Dava açtı, 2015 Ağustos’un da görevine iade edil l Erol Yılmaz, Batman Havalimanı Müdürü iken görevden alındı. 2015’te dava açtı, yürütmeyi durdurmayla görevine geri döndü. l Hasan Pala, Çanakkale Havalimanı Müdürü iken görevden alındı. O dönem paralel iddiası ortaya atıldı. l İlhami Şimşek, Konya Havalimanı Müdürü iken görevden alındı. l Ahmet Turan Cengiz, Sinop Havalimanı Müdürü iken görevden alındı. l Haber Merkezi di. 4 Bizim insanım ız, nitelikli. 4 Sol görüşlü, ni teliksiz. 4 Eski Ülkücü kö kenli, sistem adamı, ni teliksiz. 4 Camiamızın ad amı, kesinlikle değerle ndirilmeli. 4 Paralel bağlan tılı. 4Alkol alır, bizim insanımız değil. FİŞLEME KODLARI man, bazen ne o çamuru ne de izini kaldırmak mümkün oluyor. Sayın Kılıçdaroğlu bizi ve vakfımızı çok ağır bir şekilde itham etti ve mahkemeler onu tazminat ödemeye mahkum etti. Sayın Kılıçdaroğlu belki hata ettiğini anlar. İnsanlar da kişileri ve kurumları haksız yere itham etmenin doğru olmadığını anlar. Çünkü bunlar kişilerin ve kurumların itibarlarının lekelenmesi boyutunda girişimler” diye konuştu. Haberleri “trajikomik” olarak değerlendiren Erdoğan, “En iyisi gülüp geçmek ve hukuka havale etmek, diye düşünüyorum” diye konuştu. l İSTANBUL \ Cumhuriyet C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle