19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 2 Ekim 2015 haber EDİTÖR: CAN DOKER TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 12 AKP’LİLER TARAFINDAN TEHDİT EDİLEN GAZETECİ AHMET HAKAN’A SALDIRI ‘Net olmayan’ Rusya’nın değil, Türkiye’nin politikası usya’nın Suriye’deki dengeleri değiştiren askeri hamlesini Türkiye açısından değerlendirirken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen hafta Moskova’da Rusya Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmeden sonra gazetecilere söylediklerini anımsamakta yarar var. Erdoğan, İstanbul’da gazetecilerin bir gün önce Putin ile yaptığı görüşme hakkındaki sorularını yanıtlarken, “Rusya’nın henüz Suriye’ye bakışında doğrusu bir netlik göremiyorum” demişti. Ardından “Temenni ederiz ki Rusya bu süreçte dün yaptığımız görüşmelerin gereğini yerine getirir” diye eklemişti. Moskova’nın Suriye’de başlattığı hava operasyonu, bu krizin başından beri aslında son derece “görülebilir” olmasına rağmen Erdoğan’ın göremediği anlaşılan “netliği” kendisine sağlamış olmalı. Bu arada Erdoğan, Putin ile yaptığı görüşmenin “gereğinden” söz ederken neyi kastettiğini bilmiyoruz, fakat Moskova’nın bu sözleri de ciddiye almadığı bu vesileyle görülmüş oldu. Asıl net olan husus ise Rusya’nın bu hamlesinin Suriye’deki tüm dengeleri Türkiye’nin hiç de istemediği bir şekilde değiştirecek olmasıdır. Her şeyden önce Moskova Beşşar el Esad’dan hiçbir şekilde vazgeçmeyeceğini, arkasına askeri gücünü de koyarak böylece vurgulamış oldu. Putin ve Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da zaten son günlerde bunu aleni bir şekilde açıkladılar. ABD Rusya’nın bu hamlesinden hiç de memnun değil, zira Rusya’nın bu operasyonlarını sadece IŞİD’e karşı değil, Suriye ordusu ile savaşan her türlü unsura karşı yapmasından endişe ediyor. Rusya da zaten Esad’a karşı savaşan tüm unsurları “terörist” ilan etmiş bulunuyor. Washington buna rağmen ikilemde, zira IŞİD ve buna benzer gruplarla mücadeleyi öncelikler sıralamasında başa aldığı için, Rusya’nın katılımıyla bu örgütleri yenme olasılığının daha da artacağını biliyor. Nitekim ABD ve Rus savunma bakanları kısa bir süre önce bu konuda eşgüdüm sağlamak için görüşmelerde bulunacaklarını açıklamışlardı. Moskova da bu çerçevede Suriye’de gerçekleştirdiği operasyonları önceden Washington’a ve NATO’ya bildirdiğini açıkladı. İki süper güç arasındaki bu eşgüdümün önümüzdeki günlerde nasıl ilerleyeceğini göreceğiz, fakat Rusya’nın bu hamlesinin Suriye krizine çözüm bulunması konusunda ABD’nin üzerindeki baskıları artıracağı kesin. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin Rusya’nın operasyonlarından sonra CNN’e verdiği demeçte, Esad’ın derhal görevi bırakması gerektiğine dair görüşlerinden vazgeçtiklerini tekrarlaması da bu açıdan manidar. Moskova, Suriye’deki bu hamlesi ile sadece Doğu Akdeniz’deki stratejik çıkarlarını Ukrayna’da olduğu gibi gerekirse askeri yöntemlerle koruyacağını göstermiş olmuyor. Suriye krizinde “Esad’lı” bir çözüme varılmasını sağlayacak süreci hızlandırmayı amaçladığını da ortaya koyuyor. Nitekim Putin, BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, Suriye’deki çözümün sadece reform ve taraflar arasında diyalog yoluyla sağlanabileceğini söyledikten sonra Esad’a buna katkıda bulunması için çağrıda bulundu. Bu çağrının, Rusya’nın desteğine muhtaç olduğunu bilen Esad üzerinde etkili olacağı sanılıyor. Şam’dan önümüzdeki günlerde bu nedenle Moskova destekli yeni siyasi hamleler beklenmeli. Batı’nın bunları yanıtsız bırakması hem Rusya’nın Esad’a desteğini artıracaktır, hem de Moskova’nın kendi gözündeki haklılığını destekleyecektir. Türkiye’nin bu gelişmelerin neresinde olduğunu uzun uzun düşünmeye gerek yok. Rusya’nın bu son hamlesiyle Ankara’nın olmayacak hayallerle bezenmiş ve uluslararası ilişkilerin acımasız gerçekleri ile tümüyle uyumsuz olan politikaları her zamankinden çok sırıtacaktır. Burada net olmayan Rusya’nın değil asıl Türkiye’nin pozisyonudur. Türkiye’nin bu pozisyonunu sürdürdüğü sürece “kaybetmeye devam” edeceği de gayet “net” bir şekilde görülüyor. Önce tehdit sonra takip ve dayak! CNN Türk Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Boratav Ertuğrul Özkök R uz’ yor u m k r o k a m a banSa ü n züc slat Doğa k üet ‘Çoet rulu Başkanı Vu r pervaKu da ka tim bu ne in Yö id i Gaz es detin, tehd ası çok şid m Hürriy her gün tırman nüz. Türkiye’de cı, “Çok üzgü r kolay söylenebilmesi vetüyle izliyoruz ama korksızca bu kada di. Sabancı, “Bunları üzün z gazeteciliğimizi yapıçok üzücü” derkarak bu işi yapamayız. Bi vam ediyoruz. Herşeymuyoruz. Ko umuz yolda yürümeye de ” diye konuştu. yoruz. Olduğ ce hukuğun işlemesi lazım den ön Ahmet Hakan DHA Genel Müdürü Uğur Cebecı KP’li siyasiler ve hükümete yakın medya çalışanları tarafından uzun süredir tehdit edilen ve hedef gösterilen Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, önceki gece CNN Türk’teki “Tarafsız Bölge” programı sonrası evinin önünde saldırıya uğradı. Vücudunda kırıklar oluşan gazeteci, dün sabaha karşı hastaneden taburcu edildi. Hakan’ı evinin önüne dek kiralık araçla takip geden 4 saldırgan gözaltına alındı. Hakan, “Bu tür saldırılardan hiçbir şekilde yılmayacağız. Korkmuyoruz. Bildiğimiz yolda yürümeye devam edeceğiz” dedi. Hakan’a yönelik saldırı, Önceki gece saat 00. 35 sıralarında gerçekleşti. Nişantaşı’ndaki evinin önüne yaklaştığı sırada arkadan gelen siyah renkli bir diğer araç, Ahmet Hakan’ın otomobiline arkadan hafif şekilde çarptı. Ardından araçtan inen 4 kişi Hakan ve yanındaki korumasına saldırdı. 4 kişiden biri korumasına yönelirken, diğer üçü Hakan’ı darp etti. Saldırganlar otomobilleriyle olay yerinden kaçtı. Darp edilen Hakan ve koruması hastaneye kaldırıldı. Burun ve kaburgasında kırıklar tespit edilen Hakan, tedavi gördüğü Amerikan Hastanesi’nden dün sabah erken saatlerde taburcu edildi. A Ahmet Hakan olaydan sonra götürüldüğü hastaneden sabaha karşı taburcu edildi. Hakan’ın burnu ve kaburgasında kırıkların olduğu öğrenildi. 2 saldırıda tutuklu yok! Hürriyet’e yapılan 2 saldırıda 20 gözaltı vardı, tutuklanan olmadı ürriyet Gazetesi’ne, PKK’nin Dağlıca saldırısıyla ilgili açıklamalarının veriliş biçimini beğenmeyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tepkisi üzerine, Eylül ayında peş peşe iki kez saldırı düzenlendi. Hürriyet’e ilk saldırı 6 Eylül’de saat 23.15’te gerçekleşti. Saldırganlar, bina girişindeki camları ve döner kapıyı taş ve sopalarla kırdılar. Gazete, 48 saat sonra, 8 Eylül Pazar günü, İstanbul ve Ankara’da, ikinci saldırıyı yaşadı. İstanbul’da saat 20.30 sıralarında kalabalık bir grup gazetede binası önünde toplandı. Saldırganlar taş ve sopalarla binaya zarar verdi. Grup Hürriyet bayrağını indirerek ateşe verdi. Bu sırada olay yerine gelen AKP Gençlik Kolları Başkanı ve İstanbul Milletvekili Ahdurrahim Boynukalın, sloganlar atan kalabalığa seslenmişti. Boynukalın, “Bu noktadan sonra HDP’nin PKK’yla, PKK’nın Zaman Gazetesi ile, Zaman Gazetesi’nin de Aydın Doğan’la hiçbir farkı kalmamıştır. Hepsi birer terör örgütüdür” demişti. H Hastane önünde açıklama yapan Sedat Ergin ise şunları söyledi: “Hürriyet Gazetesi 6 Eylül tarihinde bir saldırıya uğramıştı. 8 Eylül tarihinde ikinci bir saldırıya uğramıştı. Bu saldırılardan sonra bu kez bir yazarımız Ahmet Hakan saldırıya hedef olmuş durumda. Planlı bir saldırının olduğunu görüyoruz. Bu olay 2015 yılında Türkiye’de basın özgürlüğünün nasıl bir durumda olduğunu göstermesi bakımından heralde hepimizin gözünü açması gerekiyor. (Ahmet Hakan’ın) Burnunda kırık var. Ameliyat olması gerekiyor. 3. ve 4. kaburgalarında kırık var.” Saldırıyı gerçekleştiren Ahmet Güler, Kamuran Ergin, Fuat Elmas ve Uğur Adıyaman dün gözaltına alındı. Şüphelilerden Adıyaman, saldırıda kullandıkları aracın kiralandığı şirketin sahibinin kardeşi. Polis, şüphelilerin bilgisayar, telefon gibi özel cihazlarını ve saldırıda kullanılan otomobili incelemeye aldı. Planlı bir saldırı Kiralık araçla saldırı ‘Yılmayacağız’ Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin aracılığıyla açıklama yapan Hakan, hastane önünde bekleyen gazetecilere ve arayıp soranlara teşekkür etti. Hakan, kendisine saldırganları gönderenlere de şu mesajı gönderdi: “Bu tür saldırılardan hiç bir şekilde yılmayacağız. Korkmuyoruz. Bildiğimiz yolda yürümeye devam edeceğiz.” Organize Suçlar’a sevk edildiler G özaltına alınan 4 kişi organize suçlara sevk edildi. Görgü tanıkları, kamera kayıtlarında CNN Türk’ten çıktığı andan itibaren Hakan’ı takip ettikleri ortaya çıkan saldırganların, üç gün önce Hakan’ın sık gelip gittiği kafede keşif yaptıklarını söyledi. Yakalanan 4 şüpheli için 1 günlük ek gözaltı süresi alındı. Sorgulanan şüphelileri 5 görgü tanığı da teşhis etti. Şüphelilerin ifadelerinde, “Olay, trafik yüzünden çıkan tartışmanın ardından oldu. Aramızda biraz itişme kakışma yaşandı. Doğan Medya Center binası önünde çıkan otomobil içindeki görüntüler ise tamamen tesadüf. Olay gecesi o bölgeye bir arkadaşımızı almaya gittik” dedikleri öğrenildi. Şüphelilerden Uğur Adıyaman’a tehdit suçundan 6, cezaevine yabancı madde sokmaktan ise bir dava açılmış. Kamuran Ergin’e de yaralama, yağma, tehdit, uyuşturucu ticareti yaptığı gerekçesiyle 7 dava açılmış. l İSTANBUL/Cumhuriyet Koruma talep etmişti azeteci Ahmet Hakan’a yönelik bir süredir devam eden tehditleri 13 Eylül’de İçişleri Bakanı’na bildiren avukatlarının koruma talebine yanıt verilmedi. İstanbul Valiliği’nin, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Koruma Şubesi’ne ilettiği başvuru, 17 gün boyunca işleme alınmadı. Koruma Şubesi’ne giden avukatlara “Bayram var önümüzde, dilekçenize ilişkin karar verilecek” denildi. Hakan saldırıya uğradığında, yanında Hürriyet gazetesinin tahsis ettiği özel koruması vardı. Hakan’ı telefonla arayan İstanbul Valisi Vasip Şahin’in, “Tedbir alma konusunda biraz geciktiğimizi dü Dayaktan bahsediyor Boynukalın’ın youtube.com’da yayımlanan videoda ise Ahmet Hakan’la ilgili çok çarpıcı açıklamaları ortaya çıktı: “Ahmet Hakan’ın damağı falan düşmüş sinirden. Ahmet Hakan’la çay içmişliğim var, acayip korkaktır. Ben bugün Nişantaşı’na evinin önüne gitmeyi düşünüyordum, tek başıma. Gidecektim oraya bekleyecektim, gel bakayım buraya...” Davutoğlu tarafından korunan Boynukalın, AKP’nin Ankara’da yapılan 5. Olağan Kongresi’nde parti yetkililerinin aday göstermesi ile, delegeler tarafından Divan üyesi seçildi. İkinci saldırı sonucu toplam 20 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerin tamamı, ifadeleri alındıktan sonra savcılıkça serbest bırakıldı. lİSTANBUL/Cumhuriyet G şünüyoruz. Sizin korunmanız konusunda gerekli önlemleri alacağız, geçmiş olsun” dediği öğrenildi. Altınok: Gecikme olmuş İçişleri Bakanı Selami Altınok, Hakan’ın “çağrı üzerine” korumasının olduğu bilgisini paylaşarak, “Talep etmiş olsaydı Emniyet kendisine çağrı üzerine koruma verirdi diye düşünüyorum” dedi. Ahmet Hakan’ın 15 Eylül’de “yakın koruma” talebi olduğunu da belirten Bakan Altınok, “İki gün önce karar çıkmış ama prosedürden kaynaklanan bir gecikme olmuş” dedi. l İSTANBUL Cem Uzan’dan sahte hesap açıklaması Yurtdışına sığınan İşadamı Cem Uzan, saldırıya uğrayan gazeteci Ahmet Hakan’a Twitter’da, önceki gün, kendi adına hakaret ve tehdit içerikli mesaj gönderilen hesabın sahte olduğunu belirterek, Hakan’a yapılan saldırıya kınadı. Uzan, Odatv’ye yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Öncelikle Ahmet Hakan’a girişilen saldırıyı kınıyor ve kendisine geçmiş olsun diyorum. Sosyal medyada benim adıma açılmış çok sayıda fake (sahte) hesap var. Benim resmi hesabım Twittirda @ CemCUzan’dır. Özellikle ‘@UzanCC’ adlı sahte bir hesap benim 15 doğru twitimi kopyalayıp aralara sahte ve benim olmayan iletiler sıkıştırıyor.” l İSTANBUL/Cumhuriyet Doğan’dan bir mektup daha! oğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ikinci kez mektup gönderdi. Muhtarlar toplantısında kendisine yalancı imasında bulunan Erdoğan’a yanıt veren Doğan, “Bu suçlamaları reddediyorum. Saklayacak hiçbir ayıbım, veremeyeceğim hiçbir hesabım yoktur. Siyasiler gibi dokunulmazlık zırhım da yok” dedi. Türk kamuoyuna son bir açıklama yapma zorunluluğunun doğduğunu söyleyen Aydın Doğan ikinci mektubunda şu ifadeleri kullandı: “Geçen cumartesi günü Sayın Cumhurbaşkanı’na hitaben yazdığım yazı, onurumu korumak amacıyla verilmiş bir cevaptan ibaretti. Kendisinin yıllar önce yaptığı D mız bir görüşmeyle ilgili olarak bana atfettiği ‘öyle dönemler oldu ki, biz hükümet getirdik, hükümet götürdük’ şeklindeki sözleri söylemediğimi ifade ettim. Sözlerimin bugün de arkasında duruyor ve tekrar ediyorum: Bugüne kadar Sayın Cumhurbaşkanı dahil, kimseye böyle bir söz söylemedim. O manaya gelebilecek bir imada da bulunmadım. Sayın Cumhurbaşkanı, benimle ilgili suçlamalarını önceki gün de sürdürdü. Kendisinin dile getirdiği suçlamaları kabul edebilmem söz konusu değildir. Bu suçlamaları reddediyorum. Ben siyasetçi değilim. Dolayısıyla kimsenin siyasi rakibi veya hasmı da olamam.. Hayatım boyunca şeffaf bir insan olarak yaşadım. Vergilerimi verdim, vatandaşlık görevlerimin hepsini yerine getirdim. Saklayacak hiçbir ayıbım, veremeyeceğim hiçbir hesabım yoktur. Siyasiler gibi dokunulmazlık zırhım da yok. Bugüne kadar atılan Aydın Doğan iftiralara karşı sadece hukuki yollardan mücadele ettim. Hepsinden alnımın akıyla çıktım, vicdanım rahat. Yaptığım iş yayıncılık ve bunu da uluslararası standartlarda yapmaya azami gayret sarf ediyorum.” Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hürriyet’e saldırı yapılmadan kısa bir süre önce, AHaber’deki programda, Dağlıca saldırısıyla ilgili açıklamalarının gazetenin internetteki veriliş şekline tepki göstermişti. Erdoğan, “Karakter yoksunu olduklarını ortaya koyuyor. Bunlar hangi gazete olursa olsun, hangi medya olursa olsun. Sonra da utanmadan sıkılmadan bunlar, bana mektup gönderiyorlar... Hepsi izne gidiyor bak, bir ay yok. Öbürü de yakında izne giderMetiner se şaşma. Bu adamlara bu makamı kalkıp da ezdirtmem” demişti. Hürriyet’e yönelik tehditler sürerken, tüm uyarılarına rağmen devleti yönetenler saldırılara karşı etkin bir tavır almadı. AKP’li Mehmet Metiner, bir televizyon programında, “Aydın Doğan kimi kandırıyor? Edep sınırlarını aşıyor. Haddini bilecek Aydın Doğan. Onun tırnaklarını da dişlerini de sökmesini biliriz” demişti. ONUN TIRNAKLARINI DİŞLERİNİ SÖKERİZ! NE DEMİŞLERDİ? C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle