20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA 8 [email protected] Mısır’da darbe sonrası ‘Sisi meclisi’ için ilk seçim Mısır’da Temmuz 2013’te Genelkurmay Başkanı Abdül Fettah Sisi’nin darbe yapması ve sonrasında cumhurbaşkanı seçilmesinden beri ilk kez meclis seçimleri düzenleniyor. Dün ilk turda 14 vilayette sandık kurulurken, katılım düşüktü. Sisi’nin devirip “terör örgütü” ilan ettiği Müslüman Kardeşler ile bağlantılı partiler yasaklıydı. Sisi’cilerin Mısır Aşıkları ile Mübarek’çilerin Ulusal Demokratik Parti’sinin koalisyon ihtimali yüksek gözüküyor. Pazartesi 19 Ekim 2015 TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Komada seçim zaferi kazandı Bir Neo Nazinin bıçaklı saldırısına uğrayan ve yapay komaya sokulan sığınmacı yanlısı aday Reker, Köln’ün ilk kadın belediye başkanı seçildi ürkiye üzerinden gelen sığınmacı akınının hedef ülkesi olmak Almanya’da kutuplaşmaya yol açıyor. Sığınmacıları isteyenler ve istemeyenler arasında toplumsal bölünme yaşanırken, Başbakan Angela Merkel’in sığınmacılara açık kapı politikası ilanına tepkiler şiddet boyutuna vardı. Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Vatansever Avrupalılar (PEGIDA) hareketinin Dresden’deki gösterisinde Merkel için darağacı kurulmasının ardından, önceki gün Köln’de sığınma T cı yanlısı aday Henriette Reker seçim standında boynundan bıçaklandı. Almanya’yı şoka sokan saldırının ardından, dün Türkiye kökenli nüfusun yoğun olduğu Köln’de düzenlenen yerel seçimi Reker kazandı. Bir Avustralyalıyla evli olan, sığınmacılara aktif destek veren, Merkel’in CDU’su, Hür Demokratlar, Yeşiller tarafından desteklenen bağımsız aday Reker, oyların yüzde 52’sini alıp Köln’ün ilk kadın belediye başkanı oldu. Boğazı kesilen, yemek borusu hasar gören, bıçağın şah damarına gelmemesi sayesinde ölümden dönen 58 yaşındaki Reker, seçim sırasında yapay komaya sokuldu, ama hayati tehlikesinin bulunmadığı açıklandı. Biri ağır dört kişiyi daha yaralayıp polise teslim olan ve saldırıyı ırkçı saiklerlerle, bilinçli yaptığını söyleyen Frank S. polise göre siyasi suikast girişiminde bulundu. Olivie Roy’un ‘siyasal İslam’ı... Reker’in afişlerine “her zamankinden çok ona oy vermemiz lazım” mesajları bırakıldı. Reker’e 20 santimlik avcı bıçağıyla saldırıldı. Bu yıl 1 milyon sığınmacı alacak Almanya’da hem İslamcıların yükselişinden hem de aşırı sağcıların şiddet eylemlerine geçmesinden korkuluyor. Polis ve istihbarat, PEGIDA ve 8’i Türkiye asıllı 10 kişiyi öldüren Nasyonel Sosyalist Yeraltı (NSU) örgütünün benzerlerinin kurulmasına karşı alarmda. rtadoğu’da her türlü farklı varoluş biçimini temizlemek isteyen adeta “soykırımcı” bir anlayış türemekte. Bu anlayış siyasal İslamcı zihniyetin sağladığı ve pek az tartışılan bir hoşgörü zemininde şiddete yönelip, insanları da, kadim medeniyet mirasını da hallaç pamuğu gibi atmakta... Ama bir ay önce Suriye’de “ılımlı kalmadı” diye ağlaşan Batı kamuoyu işi gücü bıraktı Rusya’nın IŞİD ve diğer cihatçıları vurmasıyla alakadar. Batı düşünsel hayatında da durum farksız. Diyorlar ki “rahat olun”, hepsi siyasetin sıradan görünümleri! HHH Geçen hafta 1970’lerdeki maceralarının sonucu olarak dünyada siyasal İslamın önde gelen uzmanı haline gelmiş Olivie Roy, Türkçede çıkan yeni kitabı “Kayıp Şark’ın İzinde”nin tanıtımı için İstanbul’daydı. SALTGalata’da kendisiyle yaptığımız sohbette aldığım yanıtlarla içime öyle “su serpildi” ki sormayın! Paylaşayım, siz de rahat nefes alın: l Roy “Ben AKP için İslamcı demem. Çünkü İslamcı programları yok. Muhafazakârlar ve giderek daha fazla otoriterler” diyor. AKP ona göre, ABD’deki Mormonlar, Hıristiyan aşırı sağı/Çay Partisi “kıvamında”. Misal Erdoğan yönetiminin 2000’lerde çıkartmaya çalıştığı “zina yasası” aşırı sağcı Hıristiyan aile tanımına denk. Roy’a göre Türkiye’de medeni nikâh olmaksızın dini nikâh kıyılmasını cezai olmaktan çıkartan yeni yasal çerçeve de Erdoğan rejiminin “laik karakterinin” ispatı! l Roy’a göre Müslüman Kardeşler (İhvan) hareketi enternasyonal değil. Bakmayın siz Katar yahut Türkiye’nin desteğine... Onlar “ulusçu/millici”. l Misal İhvan’ın en soft hali Tunus versiyonu Ennahda, “sekülarizmi benimsemiş”. İspatı seküler anayasaya onay vermesi. Tabii Roy, Ennahda’nın neler için bastırdığını anmıyor: Şeriat’ın yasaların temel kaynağı olması, tüm yasalar ve uluslararası anlaşmaların şeriat’a uygunluk ölçütü getirilmesi; “blasphemy” denilen dine hakaretin ceza yasasına sokulması, ifade özgürlüğünün dinle sınırlandırılması; Ramazan’da yemek yemenin suç kılınması; şeriat gerektirdiği için idam cezasının kalması, çocuk evlat edinilmesinin ise yasaklanması; kadınların erkeğin “bütünleyicisi” diye tanımlanıp eşitliğin dışlanması... Bunlar Ennahda’dan ziyade Tunus’un seküler geleneği püskürttüğü için mümkün olamadı. Ne gam! Kendisi Suriye’ye dalga dalga akan cihatçı Selefilerin Ennahda iktidarının hoşgörü iklimiyle de alakasını kurmamakta. l Roy’a göre siyasal İslamcılar, İslamcı bir hukuk düzeni, ekonomi ve kurumsal yapı yaratamadıkları ve “parlamenter demokrasinin kurallarını kabullendikleri” için “siyasal İslam iflas etti”. Yani 1990’lardaki ünlü kitabındaki tezi ispatlanmış. İşte IŞİD gibi yapılar ve cihat da bu “başarısızlık” yüzünden ortaya çıkmış. l Roy, IŞİD’cileri salt “siyasi şiddet” ve “nihilizm”le tasvir ettiği 68’in genç devrimcilerine benzetiyor(!). İçerikle ilgisiz: “IŞİD siyasal İslamı temsil etmiyor. Kendi isimleri altında bir devlet kurmakla ilgilenmiyorlar. Fetih perspektifleri var. Fas’a da gitmek istiyorlar Filipinler’e de. Toplumu yönetmekle ilgilenmiyorlar. Dünyanın dört yanından yeni bir yaşam biçimi arayan gençleri cezbediyorlar. Ama asıl yerel temelleri iktidardan mahrum Sünni Araplar.” Roy’un “IŞİD dayanamaz hemen çöker” öngörüsü tutmamış ama yine de “Göreceğiz” diyor. l Roy, “demokrasinin ancak seküler sistemde varolabileceği”, bunun da “iyi hükümet etmek, hukukun üstünlüğü, şeffaflık, insan haklarıyla” bağı sorulunca, “AKP ve Erdoğan başta İslam ile parlamenter anayasal sistemi uzlaştırmaya çalıştı” yanıtını veriyor. Peki bugün?: “Rejimin otoriterliği ortaya çıktı” demekle yetiniyor. Ona göre bunun “İslamcı bir esini yok”. Sürekli dini retoriğin kullanılması ise “propagandadan ibaret”. Şimdi içiniz rahatladı mı? O Saldırgan FAP’tan Reker’e 20 santimlik avcı bıçağıyla saldıran 44 yaşındaki Frank S., sosyal yardımla geçinen bir işsiz. İnternette yabancı düşmanı yazılar yazan Frank S., geçmişte Özgürlükçü Alman İşçi Par tisi (FAP) içinde aktifti. Aşırı sağcı ve şiddet eğilimli FAP, 1995’te yasaklanmıştı. Polise ifadesinde sığınmacı politikasını eleştiren Frank S.’nin akıl sağlığının yerinde olduğuna, yargılanması önünde engel bulunmadığına hükmedilmesi bekleniyor. ‘PKK terör örgütü değil’ Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov, PKK’yi terör örgütü olarak görmediklerini söyledi. Cihan Haber Ajansı’na göre Rus ajansı Ria Novosti’ye konuşan Karlov, Türkiye Dışişleri’ne davet edildiklerinde Rusya’nın PYD ile ilişkileri konusunda endişelerin, PYD’nin Türkiye’de yasaklı PKK ile bağlantısı bulunduğu görüşünün dile getirildiğini aktardı. Rus Büyükelçi, PYD ile görüştüklerini ama onlara hiçbir şekilde silah sevkiyatı yapmadıklarını belirtip şunları söyledi: “Türkiye’nin uluslararası terörizm sorunlarıyle ilgili endişelerini anlıyoruz. Özellikle geçenlerde Ankara terör saldırısından sonra. Fakat PKK ve PYD ne Rusya ne de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından terör örgütü olarak tanınmamakta. Biz Suriye Kürtlerin temsilcileriyle görüştük. PKK ile temasımız yok.” Rusya Esad’a HALEP yolunu açarken silahlı gruplar umutsuz Suriye askerleri ilerleyişe geçti. us savaş uçaklarının havadan desteklediği ve İran, Hizbullah savaşçılarının karadan eşlik ettiği Suriye ordusu Halep’in güneyinde ilerliyor. İttifak, kontrolündeki Halep’in batı kanadından da İdlib vilayetine saldırıyor. Özgür Suriye Ordusu’ndan (ÖSO) Zekeriya Malafji “Rejim cuma günü Halep’te 6 km ilerleyip üç köyü aldı. Ruslar sivil yerleşimler bile olsa üzerimize bomba yağdırıyor” dedi. ÖSO danışmanı Usame Abuzaid “Halep herkes için çok önemli. Bizim için Türkiye’ye uzanan gıda ve silah tedarik hattı. ÖSO’nun ana karargahı burada” diye konuştu. Bazı silahlı gruplar, Türkiye, Suudi Arabistan, Katar, ABD’nin son günlerde çok sayıda tanksavar füzesi gönderdiğinden söz etti. Ama ÖSO’lular ABD’nin kendilerini kurtarmaya gelmesinden umudu keseli çok olmuş. Malafji Amerikalıları “Sadece Kürt bölgelerinde aktifler” diye eleştirirken, İslamcı cephedeki Abdurrahman “Eskiden F16’ları hayal ederdik. Ama bize sadece Suriye jetlerinin sesini, sonra da Rus jetlerinin daha derin kükremesini duymak düştü. Kaderimiz buymuş” dedi. R PYD’nin silahlı kanadı YPG’nin sözcüsü Redur Halil, PYD Eşbaşkanı Salih Müslim’in ABD’nin YPG’ye silah gönderdiği açıklamasına tepki gösterdi. Halil, Facebook’ta Müslim’in görüşlerinin YPG’yi bağlamadığını söyledi: “Müslim’in koalisyon güçlerinin YPG’ye silah verip vermediği hususu dahil siyasetçi olarak kendi uzmanlık ve sorumluluk alanı dışında, yeterince olaylara hakim olmadan birçok askeri konuyu değerlendirmesi, ancak kendisini ve eşbaşkanı olduğu siyasi partiyi bağlar, bizi ilgilendirmez.” Sözcü ABD’nin silahları YPG’nin Arap ortaklarına gönderdiği açıklaması için “Amerika kime silah gönderdiğini biliyor ve bu açıklandı” dedi. Müslim’e YPG tepkisi ABD ve Rusya’dan Nusra’ya ağır darbe Kaide’nin Suriye kolu Nusra Cephesi hem ABD hem de Rusya’nın hava saldırılarında ağır yara aldı. ABD, Nusra bağlantılı Horasan Grubu’nun “finans bakanı” Sanafi el Nasr’ı (gerçek adı İbrahim Çareh) hava saldırısında öldürdüğünü açıkladı. Körfez kralllıklarından yapılan bağışları Kaide ve Suriye’ye kanalize eden, Asyalı savaşçıların Pakistan’da toplanıp Türkiye üzerinden Suriye’ye sokulmasını yönlendiren Suudi asıllı Nasr, Nusra’nın strateji üreten Zafer Komitesi’nin de üyesiydi. Rus Savunma Bakanlığı sözcüsü İgor Konaşenkov da Nusra liderliğindeki Fetih Ordusu’nun Hama’da bir komuta merkezini vurmaları sonucunda “Aralarındaki bağlantı kopan militanlar savaş alanını terk etti’’ dedi. Konaşenkov, IŞİD’in İdlib yakınında Nusra komutanlarına karşı mayınlı araçlarla üç saldırı düzenlemesinin gerilimi tırmandırdığını da duyurdu. ‘Başkomutan Abe’den Pasifik’te güç gösterisi J aponya Başbakanı Şinzo Abe, ülkeyi 2. Dünya Savaşı sonrası anayasayla benimsenen pasifizmden çıkarıp tekrar militarize eden savaş yasasını meclisten geçirmesinin ardından “başkomutan” rolüne soyundu. Abe Japonya Özsavunma Güçleri’nin helikopter gemisine ABD, Fransa, Hindistan, Güney Kore ve Fransa’nın savaş ve uçak gemileri, denizaltılarıyla refakat ettiği dev tatbikata katıldı. Çin’in Avrupa’nın tarafsız ülkesi İsviçre’de sığınmacı akınından duyulan korku, aşırı sağcı İsviçre Halk Partisi’ne (SVP) rekor vekillik getirdi. 26 kantonun yarısından fazlasında sayılan oylardan, SVP’nin oyların yüzde 28’ini ve milletvekillerinin üçte birini kazandığı yönünde tahmin yapıldı. Ülkenin en büyük partisi olan, göç ve İslam karşıtı kampanyalarıyla tanınan SVP’nin parlamentonun 200 vekilli alt kanadındaki vekil sayısını 54’ten 65’e yükselteceği belirtildi. Bu, Alpler ülkesinde daha sağcı, daha yabancı düşmanı yasalar çıkması anlamına geliyor. İsviçre’de aşırı sağın zaferi kıyısının olduğu Batı Pasifik’te yapılan tatbikatta savaş gemilerini ve uçaklarını teftiş ederken verdiği pozlarla Kuzey Kore lideri Kim Jongun ile aşık atan Abe, askerlere hitabında, gelecek görevler için hazır olmalarını ve “ulusun barışını korumak için yola devam etmelerini” emretti. Eşzamanlı olarak, Tokyo’da 2. Dünya Savaşı savaş suçlularının da kutsandığı tapınağı Abe’nin bakanları ziyaret etti. İsrailliler kendilerini silahlanmaya vurdu Kudüs’te Aksa gerilimini İsraillilere bıçakla saldıran Filistinli gençlerin öldürülmesi döngüsü takip ediyor. Sunday Times’a göre, İsrailliler kendilerini korumak için şemsiye, selfie çubuğu, oklava ve hatta tavalarla geziyor. Silah satan dükkanlar alıcılarla dolup taşıyor. Siyah şapkalı ve cüppeli Ortodoks Yahudiler kadar şık giyimli kadınlar da silah almak istiyor. Kudüs’te atış talimi ve dövüş sporları kurslarına da büyük talep var. Parlak kırmızı tırnaklarıyla Glock tabancasını karton siluete doğrultan Nathalie Avram’ın “Arabama taş atarlarsa ateş edebilir miyim” sorusunu eğitmen “Sanırım hayatınızın tehlikede olup olmamasına bağlı” diye yanıtlıyor. Güvenlik endişesiyle 10 yıl önce Fransa’dan İsrail’e eşi ve 6 çocuğuyla göçen Avram “Kimseyi bıçaklayamam, ama tabanca kullanmaya hazır olmalıyım” diyor. vrupa’ya ulaşmak için Türkiye üzerinden Yunanistan’a geçmeye çalışan sığınmacılar yine Ege Denizi’nde boğuldu. Yunan Sahil Güvenliği iki facia haberi verdi. Kastellorizo Adası açıklarında bir yelkenlinin fark etmesi sayesinde 11 sığınmacı kurtarıldı, ama bir bebek, bir erkek çocuğu ve iki kadının cesedine ulaşıldı, bir erkek de kayıp. Farmakonisi Adası açıklarında da 110 kişi taşıyan bir tekneden düşen bir erkek çocuğu boğuldu, diğerleri karaya ulaşabildi. Bu yıl Ege Denizi’nde 300’den fazla sığınmacı boğularak can verdi. Ege’de sığınmacı trajedisi bitmiyor A C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle