19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 19 Ekim 2015 KULTUR Haig Yazdjian’ın uduyla ‘Çoğalan Sesler’ Boğaziçi Üniversitesi, Suriyeli besteci ve ud müzisyeni Haig Yazdjian’ı ağırlıyor. Ermeni, Arap ve Yunan ezgilerini harmanlayan Yazdjian, yarın akşam saat 19.30’da Albert Long Hall’de konser verecek. Boğaziçi EDİTÖR: CEREN ÇIPLAK TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Üniversitesi’nin Çoğalan Sesler konser serisinin yeni konuğu Talar ve Garin albümleriyle Haig Yazdjian olacak. Haig, Yunan müzik dünyasının worldjazz tarzındaki isimleri arasında kabul ediliyor. 21 Avrupa’ya kamyonla ‘Demokratik Lüks’ taşındı! Hüseyin Alptekin’in Belçika’daki ilk retrospektifi açıldı. Anvers Güncel Sanat Müzesi’ndeki sergi, terasındaki ‘Türk kamyonu’ ile yine tüm sorumluları dünden yarına bütün ironisiyle ‘topa tutuyor’ oto muhabiri, filozof ve güncel sanatçı Hüseyin Bahri Alptekin’in (1957 İzmir2007 İstanbul) Belçika’daki ilk retrospektifi, “Demokratik Lüks” başlığı ile, 15 Ekim akşamı Anvers’teki M HKA Güncel Sanat Müzesi’nde verilen bir davet ile F açıldı. Sanatçının bir diğer retrospektifi de daha önce Polonya’da izlenmişti. “Kendini bir stüdyo sanatçısı olarak görmeyip, her daim sürgünde hisseden ve kentsoylu bir Şaman edasıyla, küresel göçebeliğini itiraf etmekten sakınmayan” sanatçının dünyanın üçüncü büyük limanına sahip kentteki sergisi, 31 Ocak 2016’ya kadar yer alacak. Alptekin’le uzun süre hayatı paylaşan meslektaşı ve eski eşi Camila Rocha danışmanlığında, Nav Haq küratörlüğünde izlenen sergi, Arif ve Leyla Tara Suyabatmaz çiftinin kurdukları ve şu an Esra Sarıgedik’in öncülüğünde projelerine art arda ve profesyonel düzeyde devam eden Rampa İstanbul’la ortaklığın bir sonucu. Yine Alptekin’in yapıtlarını kap Anvers Güncel Sanat Müzesi ‘Türk Kamyonu’ sayan eşzamanlı bir sergi de, İstanbul lü, Polonya yapımı kırmızı ‘Türk KamyoAkaretler’deki Rampa’da, 14 Kasım’a dek nu/Turk Truck’ da (müzenin terasında!) yer alıyor. izlenebiliyor. Sergide başarıyla Sanatçının Anvers retrospekdüzenlenmişş öteki işler arasıntifi Kültür ve Turizm Bakanlıda ‘Winter Depression’ (1998) ve ğı himayesinde, ‘artistik direkMichael Morris’le yaptıkları ‘Katör’lüğünü Prof. Hasan Bülent ra Kum’ ya da ‘Artist in DepressiKahraman’ın icra ettiği Europaon’ da öne çıkmakta. lia Sanat Festivali ekseninde düSözün bu yerinde, henüz tazenleniyor. SALT Araştırma’nın nımayanlar için, 2007’de Vasıf İM EVR arşiv ve bilgi desteğini alarak Kortun küratörlüğünde ‘Şikâyet Ğ U ALT düzenlenen sergide, Rampa’da Etme’ isimli yerleştirmesini da karşımıza çıkan ‘H Faktörü, Türkiye’yi temsilen İKSV imzası Atlar ve Kahramanlar’ (2005), ‘Küresel ile Venedik Bienali’ne taşımış düşünür ve Sindirim’ (19802007), ‘CapacityCapaciti sanatçı adına, Rampa tarafından düzenes’ (1998) ve ‘Kara Kum’ (1995) ya da bir lenmiş şu metin alıntısı, sanırız birçok şekaç parça ile, ‘H Facts’ (20032007) yi açıklıyor: gibi işleri görülebiliyor. “Alptekin, 1990’ların başından itibaren Bunlardan, ‘Capacity’ veya fotoğraflar, heykeller, enstalasyonlar, ne‘Sea Elephant Travel Agency’ on metinler, video ve kolajları içeren gegibi özgün fikir, grafik tasaniş bir sanatsal üretim yelpazesine odakrım ve eser taslaklarının da landı. Bu, uluslararası kapitalist serbest Belçika’ya taşındığı etkin piyasanın yarattığı ‘küresel ıvır zıvırın’ sılikte, “Güzellikle bayaradan maddi nitelikleri üstüne düşünen ğılığı ve ikisinin ara bir ‘plastik sanat’tı.” sındaki ilişkiyi Sürpriz konuşma araştırıyorum,” diyen saYine, sergi açılışında konuşan ve 20 natyıl önce Belçika’ya siyasi mülteci sıfatıyçının la yerleşen ödüllü Kürt asıllı belgesel yöMicnetmeni Bülent Öztürk’ün müze direktöhael D. rünün ısrarıyla yaptığı konuşma da, hayMorris li anlamlıydı ve büyük alkış topladı. 24 ile ortak yapımı Ekim’e dek Belçika’da yer alan Gent Film ‘Heterotopia’ veFestivali’nde, Pelin Batu’nun da rol aldıya politik gönder ğı yeni çalışması ‘Gölge’ ile öne çıkan Özmesi günümüz ko türk, özetle şunları aktardı: şullarında doğru“Kim bilir, yas zamanlarında susmak, su hayli görünür vasadece susmak yaralarınız, acılarınız için ziyette olan, yeşil, kıriyi olabilir... Ama sizlerin böyle, sessiz ve mızı ve sarı toplarıyla yük sakin, sabır içinde durduğunuza şahit ol duktan sonra, burada düşmanca bakışların üstümde olmadığı ve aranızda kendimi güvende hissettiğimden dolayı, birkaç şey söyleyeceğim. Ben, birkaç gün öncesine kadar, Alptekin’in şehri İstanbul’daydım. Ülkenin başkentinde iki bomba patlamış. 100’den fazla, barış için bir araya gelmiş yaşamla dolu insan, hayatından oldu. İstanbul’daki insanlar, ayrımcı, düşmanlaştırıcı politikalarından dolayı, Erdoğan’a kızıyorlardı. Geldiğimden beri de, buradaki (Belçika) insanlar ondan bir ‘diktatör’ olarak bahsediyorlar ve buradaki Kral’larına, Erdoğan’a ödül verdikleri için kızıyorlar. Evet, olanlardan ben de korkuyorum. Korkuyorum, çünkü sadece kalplerini değil, akıllarını da başlarından kaçırmış yönetici insanlardan bahsediyorum. Bu korku, yapacaklarıma engel mi? Hayır. Tam tersine daha çok, insanların duygularına hitap edebilmek için sanat yapmaya devam edeceğim.” Açılışa katılan Antwerp’tan sorumlu üst düzey siyasetçi Luk Lemmens ise, katılımcılara sergi adını referans vererek, şu mesajı dile getirdi: “Ben hep, bir hükümetin ‘sanat yapmaması’ gerektiğini söylerim; ama aynı hükümet, kendi kariyerlerini geliştirecek sanatçılara bu yeteneğin gelişeceği ortamı sağlamakla yükümlüdür. Bu anlamda, bu ‘Demokratik Lüks’, çok önem taşıyor.” Anvers ile ilgili olarak son bir not yerine, Museum Aan de Stroom tarafından düzenlenen, küratörlüğünü mimar Murat Tabanlıoğlu’nun yaptığı Port City Talks / IstanbulAnvers sergisi de, geçmişten bugüne İstanbul’un gelişiminde suyun oynadığı rolü ve bu bölge ile ortaklıklarını ele almak üzere, 24 Ekim’de açılıyor olacak. Bilgi için: www.muhka.be l ANVERS Buren’le yüzen tuvallerin izinde yaşındaki Daniel Buren, 1965’ten beri 8.7 cm genişliğinde beyaz aralıklarla bölünen renkli çizgilerle çalışıyor. İmzası hâline EZGİ gelmiş bu yöntemi çeATABİLEN şitli iç ve dış mekân düzenlemelerinde kullandı. Bugün çizgileri MoMA, Guggenheim, Louvre gibi dünyanın en mühim müzelerinde kendine yer bulmuş durumda. Kendisi ise Maçka Sanat Galerisi’nin ön ayak olmasıyla, 4 Aralık’ta başlayacak 6’ncı Uluslararası Egeart Sanat Günleri kapsamında önceki gün İzmir’deydi. Hem de sanat tarihine geçmiş yelken tuvalleriyle birlikte. Buren’in yelken tuvalleri ilk kez 1975’te Berlin’de yüzmüştü. 2011’de de İstanbul’u ziyaret etti. Önceki günse İzmir Körfezi’ne açıldılar. Karşıyaka Yelken Kulübü’nün performanslarıyla şaşırtan minik yelkencileri, Buren’in tuval yelkenleri takılmış teknelerini karşı kıyıya ulaştırmaya gayret ederken, biz de onları izleyen bir botta Buren’e eşlik ediyor, bir yandan da İzmir’in giderek gökdelenler saran siluetine bakarken söyleniyoruz. 77 Fransız sanatçı Daniel Buren, önceki gün İzmir’deydi. Yelken tuvalleri İzmir Körfezi üzerinde süzülürken, ‘Ben ressam değilim. Alan üzerinde çalışan bir sanatçıyım’ dedi. Çizgiler görsel bir araç Yarım yüzyıldır çizdiği çizgilerin üstlendiği söylemi soruyorum Buren’e. “Sıfır, hiçbir şey söylemiyor.” diyor. Doğru. Çizgiler hiçbir şey söylemiyor. Çünkü Buren’in çizgileri herhangi bir düşünceyi çağrıştıracak simgesel bir nitelik taşımazlar. Tek başına hiçbir ilgi çekicilikleri yoktur. Onlara bakarken ne sanatçının usta lığına, ne kompozisyonun dengesine, ne renklerin yumuşaklığına ne de içeriğin derinliğine hayran kalırsınız. Bu sayede Buren onları farklı yerlere koyarak, farklı şekillerde kullanabiliyor ve aslında bu yerleştirme ve giydirmeleriyle insanı etkileyen bir görsellik yakalayabiliyor. “Ben çizgileri görsel birer araç olarak kullanıyorum. İşçinin elindeki çekiç gibi bir alet” diyor Buren. İşleri üzerine konuşmaktan hazzetmiyor. İzleyiciyi yorumlama konusunda özgür bırakmayı sevdiğini anlatıyor. Konu özgürlüklerden açılmışken, Türkiye’deki gündemi takip edip etmediğini soruyorum. “Biliyorum” di yor, “korkunç! kötü bir zaman yaşıyorsunuz”, “Eğer herhangi bir rejim ifade özgürlüğünü engelliyorsa bu zaten sonun başlangıcıdır.” Sonra tuvallerinin mültecilerle aynı denizde yüzmesinin ona neler düşündürdüğünü soruyorum... Şöyle yanıtlıyor: “Biz dünyadaki tüm insanlar, birbirimize bağlı olduğumuzu düşünürüm. Bu beni dünyanın geleceğine dair korkutan, büyük bir trajedi. Gelecek hakkında oldukça pesimistim. Ama geleceğe dair güzellikler hayal edebileceğimizi umuyorum...” Buren’in ‘Yelkenler/ Tuvaller’ sergisi 13 Aralık’a kadar İzmir Tarihi Havagazı Fabrikası’nda. l İZMİR C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle