28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 19 Ekim 2015 EDİTÖR: SERKAN OZAN aşkentte barış mitingini kana bulayan canlı bomba saldırılarına ilişkin soruşturmada yeni bilgiler gün yüzüne çıktı. Buna göre saldırıyı gerçekleştiren Yunus Emre Alagöz, Suriye’den Türkiye’ye 3 yabancı bombacı ile girdi. Alagöz ile beraALİCAN ber bir canlı bomULUDAĞ ba kendisi Tren Garı Meydanı’nda patlatırken, diğer ikisi kayıplara karıştı. Polis, şimdi her tarafta bu iki canlı bombayı arıyor. Ankara’daki saldırıya ilişkin soruşturma kapsamında gözaltına alınan zanlılar ifade verirken, olaya ilişkin çarpıcı bilgiler gün yüzene çıktı. Saldırıyı gerçekleştiren ikinci kişinin Adıyamanlı Ömer Deniz Dündar olduğu öne sürülüyordu. Ancak Dündar’ın ailesiyle yapılan DNA eşleştirmesinden olumsuz sonuç çıkmadı. IŞİD’e katılan diğer kişilerin ailelerinin örnekleri de bu cesetle uyuşmadı. Savcılık kaynakları, “ikinci kişi yabancı” dedi. Bombacılardan birinin Suruç saldırısını gerçekleştiren Şeyh Abdurrahman Alagöz’ün ağabeyi Yunus Emre Alagöz olduğu, ailesinden alınan örneklerle yapılan DNA eşleştirmesi sonucu kesinleşti. Dört canlı bomba geldi, ikisi kayıp A POLİS E HER YERD ARIYOR haber 5 Türkiye’nin ‘IŞİD’i lan Bin Ali, 11 Eylül sonrası bir yandan “radikal gruplara karşı mücadele” adına ABD yardımı alıp, diğer yandan kendi muhaliflerine karşı, Yemen’de yuvalanan radikal örgütler ve özellikle Kaide’yi kullanıyordu. Bir ülkenin başına gelebilecek en büyük tehlike böylesi ilişkilerin varlığıdır. B Ankara katliamını gerçekleştirdiği kesinleşen Alagöz’ün yanında Türkiye’ye girerken iki canlı bomba daha olduğu belirlendi. Bu kişilerin yabancı uyruklu olduğu ortaya çıktı 4 KİŞİ NDI TUTUKLA Hücre evleri basıldı Ankara’daki saldırıyla ilgili soruşturma kapsamında gözaltına alınan 11 kişi dün Ankara Adliyesi’ne sevk edildi. Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu’na getirilen zanlıları üç savcı sorguladı. Savcı, Antep’te iki canlı bombayı Ankara’ya getirdiği öne sürülen Yakup Ş’nin arasında bulunduğu 6 kişiyi tutuklama istemiyle mahkemeye sevk etti. Savcılığın elinde, şüphelilere ait 50 sayfalık telefon dinleme dökümü olduğu öğrenildi. Nöbetçi hâkimlik, 6 kişiden, Yakup Ş., Hakan Ş., Halil İbrahim A. ve Resul Demir’in tutuklanmasına karar verirken, 2 kişi adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı. nkara faciasının ardındaki sır perdesi, değil çözülmek, aralanmadı bile. Doğrusu aralanmasını da beklemiyorum, zira, bu fazlasıyla karanlık bir olay, olaya ilişkin haber yapmak yasak, dahası en temel bazı sorular üzerinde yeterince durulmuyor. Bunlardan biri, IŞİD denilen örgütün neden Türkiye’de yaptığı eylemleri sahiplenmediği sorusu. Yaptığı katliamları, işlediği cinayetleri kaydedip, “reklam” aracı yapan örgüt, nedense Türkiye’de kendisine atfedilen Suruç ve Ankara katliamlarında bambaşka davranıyor. Diğer bir konu; canlı bombalar konusunun hâlâ tam açıklığa kavuşmamış olması. Yok kimler oldukları konusu değil, daha önemlisi, kimlerle ilişkili oldukları, ama ondan önce iki canlı bombanın bedenine sarılı bombaların bu ölçekte tahribat yapıp yapamayacağı gibi “ayrıntılar”. Bu olayın ardından epey laf dolaştırıldı, sonra PKK veya DHKPC ’ye fatura edilmeye çalışıldı ama sonunda “IŞİD işi” çıktı. IŞİD bağlantısı pek çok insan için “yeterli bir izahat” olarak kabul edildi. Hatta, IŞİD konusu nihayet “ciddiye” alınmaya başladığı için memnuniyetle karşılandı. Doğrusu IŞİD’in Türkiye yapılanması konusu kendi başına tabii ki çok önemli, ama bu “IŞİD işi” sanıldığından daha karmaşık bir iş. Derin ilişkiler En büyük tehlike Soruşturma kapsamında canlı bombaların bağlantılarına ilişkin araştırma derinleştirilirken, polis Alagöz’ün Türkiye’ye dört kişiyle giriş yaptığını belirledi. Diğer üç kişinin yabancı uyruklu olduğu ifade edildi. Bunun üzerine savcılığın talimatıyla harekete geçen TEM ekipleri, söz konusu kişilerin kalabilecekleri değerlendirilen hücre evlerine baskın düzenledi. Ancak, zanlılar belirtilen adreslerde bulunamadı. Söz konusu kişilerin bomba yüklü bir araçla eylem yapmasından da şüphelenen savcılık, yabancı uyruklu bu kişilerin bulunması için 81 ilde çalışma başlattı. CANLI BOMBALARI ANKARA’YA GETİREN ZANLIDAN İTİRAF: ‘Kâfirlerin mitingini vuracağız’ üphelilerden Yakup Ş, sorgusunda her şeyi itiraf etti. Cumhuriyet’in aldığı bilgiye göre Gaziantep’te fırıncılık yaptığını söyleyen Yakup Ş, özetle şunları kaydetti: “Ben Yunus Emre ve yanındaki kişiyi getiren araca gözcülük yapıyordum. Olay gecesi Antep’ten yola çıktık. Yunus Emre ile yanındaki kişiyi taşıyan aracın şoförü başkasıydı. İkinci kişi, yabancıydı. Yolda Yunus Emre, bana ‘PKK’lı kâfirlerin mitingi var Ş Diğer yandan savcılık, olayla bağlantısı olan ancak yakalanamayan 9 kişi hakkında yokluklarında tutuklama kararı çıkarttı. Bu kişiler hakkındaki tutuklama gerekçesi, anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs ve tasarlayarak adam öldürmek oldu. Böylece olaydaki şüphesi sayısı 20’ye çıktı. Zanlı sayısı 20 mış. Bizim asıl hedefimiz HDP, onları vuracağız, mitingi patlatacağız’ dedi. Bombaları üzerindeydi. Ben para karşılığında bombacıları Ankara’ya getirdim. Ancak paramı alamadım. Ankara’nın Gölbaşı ilçesine kadar kendi kullandığım araçla zanlılara eskortluk yaptım. Daha sonra bana ‘dön’ dediler.” Yakup Ş, olayda IŞİD’in bazı hücre evlerinin adreslerini verdi. Bunun üzerine polis, söz konusu adreslere operasyon yaptı. Ancak iki bombacıyı taşıyan şoför, yakalanamadı ve kayıplara karıştı. Savcılık, saldırganların patlamayı gerçekleştirdikleri tren garı önüne geldikleri taksinin şoförünün de ifadesine başvurdu. Edinilen bilgiye göre, şoför ifadesinde, “şüphelilerden birinin Türkçe konuştuğunu ancak diğerinin Türkçeyi sonradan öğrenen bir kişi gibi konuştuğunu” söyledi. l ANKARA Şoför de yabancı dedi IŞİD gibi bir yapının Türkiye’de dal budak salması gerçekten de, doğrudan Türkiye’nin Suriye’de rejimi değiştirmek için radikal gruplar ile yakın temas kurmasının bir sonucu. Ama daha kötüsü var; bu tür gruplar ile ilişkilere, pek çok başka ülke örneğinde olduğu gibi, iç siyaset çerçevesinde de işlev yüklenebiliyor. Pakistan’ın, Afganistan’da yaşanan savaşta desteklediği radikal İslamcı gruplar, şiddeti Pakistan’a taşımakla kalmadı, iç siyasetin dengeleri de etkiler hale geldi. Dahası, Pakistan devleti, istihbaratı ile ilişkileri Keşmir meselesi çerçevesinde sürüyor. Yemen’de, Arap Baharı’ndan sonra ülkesinden kaçmak zorunda ka Türkiye daha önce de, başka ülkelerin İslamcı örgütlerine ev sahipliği yapmış, bazı karanlık işlere girmişti. Mesela Rusya’ya karşı Çeçen militanlara, Uygurlara ev sahipliğini yapmıştı, hâlâ yapıyor. Orta Asya Türki cumhuriyetlerde mevcut rejimlere karşı mücadele veren Özbek İslamcıları ve diğer pek çok grup Türkiye’de barınak bulabiliyor. İstanbul’un bazı semtlerinde, bu grupların önde gelen isimlerine karşı suikast düzenleniyor, hesaplaşma cinayetleri işleniyor, ama bu konu kimsenin uzun boylu dikkatini çekmiyor. Yine de, AK Partisi hükümet ve devletinin, Suriye siyaseti çerçevesinde radikal gruplar ile ilişkinin seviyesi daha önceki hiçbir örnekle kıyaslanamaz. Şimdi tüm kuşkular, bu ilişkilerin derinliği konusunda yoğunlaşıyor. IŞİD’in Türkiye’de yaptığı iddia edilen eylemlere sahip çıkıp açık açık mesajının ne olduğunu ilan etmekten kaçınması konusunu sorgulamak tam da bu nedenle önemli. Bu soru, “iktidarın IŞİD’i görmezden gelmesi” veya “kayırması” gibi iddialardan daha vahim bir yere işaret ediyor. Sanki, IŞİD’in Türkiye yapılanması diğerlerinden “farklı” gibi, acaba neden? Kimsenin doğrudan soramadığı soru şu; “AK Partisi, Suriye’de rejim değişikliği adına desteklediği radikal grupları, gelinen noktada, doğrudan veya dolaylı biçimde kendisine muhalif olanlara ve tabii en başta Kürt siyasetine karşı kullanıyor olabilir mi?” AK Partisini de en çok kızdıran soru veya iddia veya ima bu! İstedikleri kadar kızsınlar bu soruya açıklık getirmek durumundalar, bunu yapmaktan kaçtıkları ölçüde susturma, bastırma siyasetlerine sığınmak durumundalar, mesele bu. 1.5 TON PATLAYICI ELE GEÇİRİLDİ ZANLI, AKP’Lİ BELEDİYEDE MEMUR Emniyet kayıtlarında IŞİD ile bağlantılı olduğu belirtilen Salih Küçüktaş’ın AKP’li Adıyaman Belediyesi’nde kadrolu memur olduğu iddia edildi. Türkiye’deki IŞİD elemanlarını örgütleyen Salih Küçüktaş’ın AKP’li Adıyaman Belediyesi’nin kadrolu elemanı olduğu bilgisi, IŞİD’in Türkiye’deki yapılanmasına yönelik soruşturma sonunda hazırlanan iddianamede de yer aldı. HASTANELERDE UMUTLU BEKLEYİŞ SÜRÜYOR H ücre evlerinde bulunan parmak izlerinden tespit edilen kişiler de TEM ekiplerince gözaltına alındı. Söz konusu baskınlarda, saldırganların mühimmat depolarının bir kısmı da tespit edildi. Operasyonlar sonucu, bomba yapımında kullanılan yaklaşık 1.5 ton miktarda gübre, sülfirik asit ve amonyum nitratın yanı sıra TNT kalıpları ve el bombaları ele geçirildi. Yaralılara gerçeği söyleyemediler OZAN ÇEPNİ İşkenceyle ‘bağlantı’ arıyorlar Ankara katliamını PKK ile ilişkilendirmeye çalışan polisin N.D. adlı kadına işkence ederek itiraf almaya çalıştığı öne sürüldü. MAHMUT LICALI nkara katliamının ardından Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun olayda PKK bağlantısı olduğu yönündeki açıklamaları üzerine polis, söz konusu PKK bağlantısını hayali de olsa yaratma arayışına girdi. Ankara katliamından 2 gün sonra 12 Ekim 2015 tarihinde Mardin E Tipi Cezaevi’nde bulunan ve akli dengesi yerinde olmadığı belirtilen G.D. isimli kişi, Suruç’taki eylemin PKK tarafından yapıldığı ve olayı Şanlıurfa’da bulunan N.D. isimli genç bir kadının organize ettiğini iddia etti. Şanlıurfa Belediyesi’nde taşeron işçi olarak çalışan N.D. gözaltına alınarak dört gün boyunca sorgulandı. Polisin ifade tutanağına göre N.D’ye PKK ile bağlantısı olup olmadığı sorularının yanı Suruç katliamıyla ilgili şu soru yöneltildi: “Abdullah Öcalan’ın posterinin önünde diz çökerek ‘Ben dün Suruç’ta Önder Apo için, Kürdistan için canlı bomba eylemini bizzat organize ettim. Bu patlamadan dolayı hareketimizin eli güçlenecek Önder Apo’nun tutsaklığı sona erecek. Evet canımız yandı, canlarımızı kaybettik ama onlar şe A hit oldular ve bilmeden habersizce Önder Apo’ya Kürdistan’a kanlarını feda ettiler. Bu eylemi yapma amacım polise karşı T.C.’ye karşı kara propoganda yapmak ve halkımızın yanımızda yer almasını sağlamaktı. Bu eylemi bağımsız kendi insiyatifimle yapmadım. Bireysel bir hareketim olmadı. Komutanlarımı önceden bilgilendirerek tartışarak kararlaştırdık ve nihayetinde gerçekleştirdik. Biji Serok Apo” şeklinde tekmil verdiniz mi? Bu tekmil örgütün arşivinde mi?” N.D. soruların tamamına “susma hakkını” kullanarak yanıt vermedi. N.D’nin savcılıkta verdiği ifadede “Susma hakkımı kullanmamın sebebi karakolda kötü muameleye ve tacize uğramamdır. Ayrıca polis bana Filistin askısı uygulayıp saçımdan çekti” dedi. N.D., Suruç’taki olayı gerçekleştirdiği iddiasının hayali olduğunu belirterek, “G.D. isimli kişiyi tanımıyorum. 34 kişinin ölümüyle suçlanıyorum ama kim olduğunu tanımadığım bir kadının deli saçması ifadesinden başka hiçbir delil yoktur” dedi. N.D. sorgunun ardından serbest bırakıldı. l ANKARA ‘Filistin askısı’ iddiası IŞİD operasyonu: 51 gözaltı Ankara’da barış mitingine yönelik saldırıdan bir hafta sonra İstanbul’da IŞİD’e yönelik operasyon düzenlendi. Yasal yollarla Türkiye’ye giren ve Pendik’te kiralanan evlere yerleşen yabancı uyruklu kişileri uzun süredir takip eden polis, bu kişilerin Suriye ve Irak’taki çatışma bölgelerine gideceğini belirleyince operasyon kararı aldı. Önceki gece gerçekleştirilen operasyon kapsamında 17 adrese baskın düzenlendi. Operasyonda çoğu Özbekistan ve Tacikistan uyruklu 16’sı çocuk 51 kişi gözaltına alındı. Evlerde yapılan aramada bu kişilerin, Suriye ve Irak’ta temasa geçeceği kişilerin irtibat numaraları da ele geçirildi. Gözaltına alınanların sorgusuna başlanırken emniyet yetkilileri, söz konusu adreslerde ele geçirilen bilgiler doğrultusunda yeni operasyonlar olabileceğini ve gözaltı sayısının artabileceğini kaydetti. nkara Katliamı’nın üzerinden bir hafta geçmesine karşın saldırıda yaralananların tedavi gördüğü hastanelerde yaşananların sıcaklığı ilk günkü gibi. Saldırıdan kurtulanların ailelerinin hastane önlerindeki umutlu bekleyişi sürüyor. Canlı bomba saldırısının ardından yaralanan 246 kişiden 79’unun tedavisi Ankara’da devam ediyor. 21 yaralının bulunduğu Numune Hastanesi’nin acil girişi önünde bekleyen kalabalığa HDP’nin hazırladığı yemekler her gün servis edilirken, Çankaya Belediyesi ise 24 saat yaralı yakınlarına çay hizmeti veriyor. Kızılay’ın, hastane önündeki bekleyişi görmezden gelmesine ise yaralı yakınlarından ciddi bir tepki var. Hastane önünde en çok rastlananlar ise üniversite öğrencileri. Oğlu ağır yaralı olarak tedavi gören bir annenin, sarf ettiği “Önümden ayrılmayın çocuklar, ağladığımı kocam görmesin” sözleri ise onların da gözlerini dolduruyor. Kanlar içindeki bir ya A ralının hastaneden kolayca çıkabildiğine tanık olan üniversite öğrencileri, yaralı kadını hastaneye dönmeye güçlükle ikna ettiklerini söylüyor. Bir güvenlik görevlisinin kendilerine “Ben hastabakıcı mıyım” yanıtını verdiğini anlatıyor. Hastanesnin yoğun bakım ünitesinde hala 6 yaralının tedavisine devam ediliyor. Kalabalık odalarda tutulan yaralıların aileleri, yaşananlar hakkında bilgi sahibi olmayan çocuklarını oyalayacak cevaplar bulmaya çalışıyor. Patlamada sol bacağından ağır yaralanan, İstanbul Üniversitesi öğrencisi Uğur Erman Karakoç’a ailesi, saldırıda sadece 2 kişinin yaşamını yitirdiği bilgisini verebilmiş. Sol bacağının kesilme tehlikesi devam eden Karakoç’un ziyaretine gelen arkadaşlarına gülerek “Patlama anında yan yanaydık, size neden bir şey olmadı” sözleri ile eğlendiğini anlatan arkadaşları, yaşadıkları durumu “Ona gerçekleri anlatamadığımız her seferinde cümlelerimiz boğazımızda düğümleniyor” diyerek ifade ediyor. l ANKARA Yan yanaydık I ŞİD’e katıldığı öne sürülen Serkan Uzun’un (19) babası Bekir Uzun, ‘Canlı bomba’ olmasından korktuğu oğlunun tutuklamasını ve devletin koruması altına almasını istedi. Gebze’de oturan baba Uzun, yaşadıklarını CHP Milletvekili Tahsin Tarhan’a anlattı. Baba Uzun, daha önce polise yaptıkları başvuru üzerine ‘Oğlumu canlı bomba yapacaklar’ Kilis’te yakalandığını, sonra da ‘Seyahat özgürlüğü’ gerekçesiyle serbest bırakıldığını, erkesi gün ise oğlunun “Suriye’deyiz” diye mesaj gönderdiğini öğrendiklerini söyledi. Uzun, “Gebze’de gecekondu gibi hücre evlerinde çocuklarımızın beyinlerini yıkıyorlar. Annesi iğneyle ayakta duruyor” dedi. l DHA C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle