20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 19 Ekim 2015 14 irinci Dünya Savaşı’nın en ateşli dönemi olan 1915’te Ermenilerin yaşadığı acıların uluslararası politikaların da bir parçası olarak farklı siyasi hedeflere evrilmesi doğal olarak en çok Türkiye’yi etkiliyordu. Yaşananların soykırım olduğunu iddia edenlerle, o dönemin savaş koşullarının tarihçilerce gerçekçi bir biçimde araştırılmasını isteyenler arasındaki tartışma 2015’te, yani 100. yılda ne tür sonuçlar yaratacak sorusu özellikle son birkaç yıldır gündemdeydi. Sözde soykırım iddiasında bulunanların 100. yılda en az 100 ülkede bu kararı çıkarmayı hedeflediği, bunun devamında Türkiye’nin uluslararası bir yaptırımla karşı karşıya kalabileceği konuşuluyordu. 1915’in mart ayından ağustos ayına dek Çanakkale Savaşları’yla kavrulan, lise çağındaki gençlerini bile cepheye yollayan Türklerin, aynı günlerde bir soykırım planladığı iddiası ciddi tarihçilerin hemen hiçbiri tarafından kabul görmüyor. O dönem herkesin büyük acılar yaşadığı muhakkak. Eğer genel bir sıralama yapılırsa 191213 Balkan Savaşı’ndan başlaya haber EDİTÖR: SERKAN OZAN B Perinçek’i kutluyoruz... rak en büyük acıyı kimin yaşadığı ortaya çıkacaktır. HHH Doğu Perinçek’in Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ndeki (AİHM) davası işte bu tartışmaların ortasına oturdu. İsviçre’deki, “Ermeni soykırımı emperyalist bir yalandır” sözleri nedeniyle ceza alan Perinçek, bunu AİHM’ye taşıdı. İsviçre yasalarına göre, “Ermeni soykırımı olmamıştır” demek suçtu. AİHM Büyük Daire 15 Ekim’de 7’ye karşı 10 oyla Perinçek’in, genel anlamda Türkiye’nin tezlerinin lehine karar verdi. Kararın özünü ifade özgürlüğü oluşturuyor. Bir olayla ilgili kin ve nefret söylemi içermediği sürece herkes düşüncesini açıkça ifade edebilir. Bu çok basit anlatım Ermeni iddiaları konusunda farklı işliyordu. Soykırım iddiasında bulunanlar, tezlerini kabul ettirdikleri ülkelerde bir adım daha atıp, bunun inkâr edilmesini yasaklattılar. AİHM, “ben 1915’in soykırım olup olmadığına bakmam, ifade özgürlüğüne bakarım” dedi, ama bununla kalmadı. Soykırım iddiasında bunanlar, 1915’i Yahudi soykırımıyla eşitliyorlardı. AİHM, “hayır” dedi, “Yahudi soykırımı bugün de muhatap toplumlar arasında gerginliğe yol açacak bir konudur. 1915 bundan farklıdır” değerlendirmesini yaptı. AİHM, daha önce “Yahudi soykırımı yoktur” demenin suç olduğuna ilişkin kararlar almış tı. 1915 için aynı kararı almaması, Türkiye’nin geleneksel tezleri açısından da çok önemli. HHH Perinçek’in düşünce özgürlüğünü genişleten, Ermenilerle Türkler arasındaki diyaloğu olumlu yönde etkileyeceğine inandığımız bu yolu açtığı için kutluyoruz. Bazen koca bir devletin yapamadığını kararlı bir mücadeleci yapar. Bundan sonrası da çok önemli... Türklerin tarihini çoğunlukla Türkler yazmadığı için geçmişte yaşananlarla ilgili geniş bir iddialar yelpazesi hep olmuştur. Ermeni iddiaları bütün bunların dışında yurtdışına giden gençlerimizden uluslararası ilişkilerimize kadar her alanda etkili oluyordu. Prof. Türkkaya Ataöv’ün, Bilal Şimşir’in bu alandaki çalışmalarına şimdi ciddi bir AİHM kararı desteği de var. Şimdi diplomasinin üzerine düşeni yapması, İsviçre’deki gibi ceza yasalarında Türkiye’nin tezlerini tartışma konusu yapmadan suç sayan ülkelerin AİHM’ye uymasını sağlaması gerekiyor. Dileyelim ki, bu topraklarda Birinci Dünya Savaşı benzeri acılar bir daha olmasın... Şehit diplomatlarımız ruhu şad olsun! Bu seçim RTE’yi bitirecek gibi ihat Ergün, eski Sanayi ve Teknoloji Bakanı, Erdoğan’ın Anayasa’yı askıya / bekleme odasına almasına, “Türkiye’nin yönetim sistemi fiilen değişmiştir” sözlerine, “bu toplum tarafından kabul görmez, çok tartışma yaratır, çok kırılmalara, kutuplaşmalara yol açar” diye karşı çıktı. RTE gerçekten yönetim sistemini fiilen değiştirmiş durumda. Başbakanlık koltuğunu da adeta gasp etti. Bugünkü konumlarını RTE’severliklerine maddi manevi borçlu olanlar, “Bu normaldir, zaten demişti seçilmeden Önce, ben alışıldık Cumhurbaşkanı olmayacağım diye; halk tarafından seçildi, yapacak bir şey yok, bunu kabul edeceksiniz” diyorlar. Peki Anayasa? Ona da yanıtları var: “Bunu da Anayasa’yı Erdoğan’a göre değiştirmeyenler düşünsün..” Ama hızla işin sonuna geliyoruz, şunun şurasında 12 gün var. HHH Davutoğlu, uçakta Arınç’a ellerindeki son anket sonuçlarını göstererek gaz vermiş, “276’yı buluyoruz” demiş. Arınç da bunu ilan ediyor. Acaba seçim sonuçları Arınç’ı yalanladığında ne diyecek? “Ben Davutoğlu’nun yalancısıydım” mı? AKP tek başına iktidar olamıyor. Yüzde 40’ın altına inme olasılığı var. Sonar “yüzde 40.5” diyor AKP için. Her ne kadar, ciddi araştırmalarıyla tanınan AndyAr yüzde 42.6 oy oranı bulmuş olsa da, yanılma paylarını dikkate alacak olursak, diyelim AndyAr yüksek, Sonar da düşük bularak yanıldılar. AKP’nin oyu 41 civarındadır ve milletvekilliği sayısı üç aşağıüç yukarı oynar. Seçim sonuçları Sonar’ın bulgularına yakın gerçekleşirse, AKP’nin 40’ın altına inme olasılığı gündemdedir. N AKP’liler lince başladı Safranbolu’da seçim çalışması yapmalarını engelleyen öğrencileri tehdit ettiler MHP’li Ers ker’e: oy’dan Pe Dantelli kefen giyip saraya muhafız ol HP Kayseri İl Başkanı Baki Ersoy, Rize’de yaptığı mitingde bozkurt işareti yapan Sedat Peker’e tepki göstererek “Bir eliyle bozkurt yapıyor, diğer eliyle Rabia işareti. Bir dantelli kefeni eksik, onu da giy saraya muhafız ol” dedi. MHP İl Başkanı Baki Ersoy, “Sen bilirsin Kayseri” şöleninde yaptığı konuşmada, Sedat Peker’e tepki gösterdi. “Mafya bozuntusu” olarak nitelediği Sedat Peker’in iktidardan aldığı gazla miting düzenlediğini belirten Ersoy, şöyle konuştu: “Bu botokslu sosyal medya kabadayısı, Rize’de çıkıyor ‘Askerin, polisin yetmediği yerde oluk oluk kan akacak’ diyor. Huzur ve refah için AKP’ye oy istiyor. Kendini ne zannediyor? Zaten AKP, bunun türündekilerin oy toplamasına layık bir parti olduğunu gösteriyor. O da sanırım bu durumdan hoşlanıyor olmalı ki bir eliyle bozkurt yapıyor, diğer eliyle Rabia işareti. Bir dantelli kefeni eksik, hah onu da giy saraya muhafız ol.” l KAYSERİ / DHA M afranbolu’da rü ve karanfil dağıtmaya AKP’lilerin seçim başladı. Önceki gün Emek çalışmasını AnMahallesi’ne gelen ve üzekara patlaması nedeniyrinde “İlk günkü aşkla” le yasta olduklarını söyyazan AKP arabasından leyerek engelleyen üniinen partililer, üniversite SİNAN versite öğrencilerinden öğrencilerinin bulunduğu TARTANOĞLU 8’i gözaltına alındı. Karabir apartmana da karanfil kolun önünde toplanan ve bildiri dağıtmak istedi. yaklaşık 200 AKP’li, öğrencileri ‘Sizi yaşatmayız’ ölümle tehdit etti. Ankara’da 102 kişinin yaşamıÜniversiteliler, “Ankara’da binı yitirdiği terör saldırısının yan zim arkadaşlarımız öldü. Hepikıları sürerken, verdiği aranın miz yastayız. Devlet bile 3 gün ardından seçim mitinglerine deyas ilan etti. Siz nasıl bugün güvam eden Başbakan Ahmet Dale oynaya, oy toplamak için kavutoğlu, “Hayatın normal akışına ranfil dağıtıyorsunuz” diyerek, dönmesi gerekir. Bugün artık mi AKP’lilerin seçim çalışmasına tinglerimizin normal seyrine döengel olmak istedi. Olay yerinnüyoruz. Meydanı boş bırakırsak de Öğrenci Kolektifleri üyesi öğteröristler aşırı bir cesarete yöne rencilerden edinilen bilgiye gölir” ifadelerini kullandı. re, AKP’liler telefonlarına sarıldı Karabük AKP teşkilatına bağve yardım çağırdı. Giderek kalalı partililer, Safranbolu’da kapı balıklaşan AKP’liler, burada kenkapı gezerek AKP seçim broşüdileri ile tartışan üniversitelile S ri tehdit etti. Tehditler arasında “Sizi burada yaşatmayacağız. Buradan sağ çıkamayacaksınız” ifadeleri de yer aldı. Polis mahalleye girdi ve biber gazı ve copla müdahale etti. 3 öğrenci yaralanırken, 8 öğrencisi ise gözaltına alındı. 200 AKP’li karakolun önünde toplandı ve gözaltına alınan üniversite öğrencilerinin kendilerine verilmesini istedi. Öğrenciler, bahçede bekleyen grubun, “Sizi öldüreceğiz. Oradan sağ çıkamayacaksınız. Onları bize verin. Hesabı biz görelim” dediklerini aktardı. Öğrenciler, bu sözleri polisin duymasına karşın, müdahalede bulunmadığını bildirdi. Grup, CHP’lilerin de girişimleri ile dağıldı. Öğrenciler de sorgularının ardından dün gece 23.00 sıralarında serbest bırakıldı. Üç öğrencinin, darp raporu alarak AKP’lilerden şikâyetçi olduğu öğrenildi. l ANKARA barıyla da bir koalisyon kurulacak ve RTE istemediği sonuçla karşılaşacak. Fakat RTE, koalisyon durumunda bile, ülke ve hükümet için “sorun olmayı” sürdürebilir. En azından bir süre daha. En büyük tehlike, RTE’nin devlet kurumlarını bölmesidir. RTE’ye bağlı hükümete bağlı kurumların ortaya çıkması gibi. Mesela MİT kime bağlanacak? Yasalar MİT başbakanlığa bağlıdır der. Çünkü hükümet ülkenin en büyük icracı kurumudur. Ama MİT fiilen KaçakSaray’a bağlı gibi. Örtülü Ödeneği paylaşarak, fiilen ülke yönetimini idare ediyor. Bir koalisyon bunu değiştirir. Cumhurbaşkanı pek çok alanda imza yetkisini, istemediği kararlarda kullanmak istemeyecek. RTE’nin tek adam yetkileri, yarattığı fiili durumdan ileri geliyor, devlet ve kurumlarıyla birlikte sivil hayatta da bir boyun eğme durumu yaratıyor. Sınırlandığı anda, müdahaleleri de karşılık bulmakta zorlanacak, budanacak ve herkes biraz normallik kazanacak. Bu tüm Türkiye için bir umuttur. AKP dahil. AKP nasıl kurtulur? Uzun kollar budanacak gibi Kırmızı plakalı Osmanlılar Bu seçim sonuçları, RTE’nin, Cumhurbaşkanlığı yetkileri dışına taşan çok sayıda kolunu kanadını kırar. RTE, bir koalisyona gidilmesi durumunda, yetkilerinin zaten sınırlanmış olacağını gördüğü ve bildiği için seçim tekrarını zorladı. Bu seçimler aslında, RTE için yapılıyor; sonuçları iti Nihat Ergün, AKP içindeki rahatsızlıkları dışa vuran insanlardan biri, epeydir. Yazdığı kitapta da. Yazılarını dürüstlükle kaleme alan Levent Gültekin, İslamcı kanadın içinden gelip de rezaletleri görünce isyan eden ve bayrak açan yazardır. Bugün TV’de şöyle diyordu: “Benim Tayyip Bey’e söylemekten utandığım sözleri yeminle söylüyorum AKP’de Genel Başkan Yardımcısı düzeyinde bir yönetici bana söyledi. ‘Sen Tayyip Bey’in yanlış yaptığını zannediyorsun. Tayyip Bey ülkeyi bölmeye çalışıyor, siz farkında değilsiniz. Ben kurtulmaya çalışıyorum’ dedi.” AKP, RTE’nin vasiliğinden kurtulacağı döneme hazırlanıyor. Bu dönem seçim sonrasıdır. Çok şey olacak. Mesele gelip “AKP nasıl kurtulur”a dayanacak ve bir iki denemeden sonra kurtarıcı bulunacak. Orada bir adam var sadece... Ama AKP’de binlerce adam var, gelecekleri, siyasi kariyerleri kurtulmayı bekleyecek. Siyaset böyle bir şey. , hede Akdoğan f büyüttü Erdoğan karşıtlığı Türkiye karşıtlığıdır aşbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan karşıtlığının Türkiye düşmanlığına dönüştüğünü söyledi. TVNET’in sorularını yanıtlayan Akdoğan, Suriye’de savaşan örgütlerin başka bir bölgede 3’üncü bir kişiye karşı birleşebildiğini ifade etti. Bu örneğin Türkiye’de görüldüğüne işaret eden Akdoğan, “Önce Erdoğan karşıtlığı, AK Parti düşmanlığı gibi bir kampanya var, algı operasyonu var. Şimdi Erdoğan ve AK Parti karşıtlığı Türkiye düşmanlığına dönüşmüş durumda. Bunun için her türlü işbirliğine girebiliyorlar” diye konuştu. Akdoğan, Erdoğan’a yönelik “diktatör” eleştirilerine de “Partiniz kapatılmaya çalışılmış. Size karşı bildiriler yayımlanmış. Bir sürü suikast girişimleri olmuş. En sonunda da senin varlığına tahammül etmiyorum diye fiili kalkışmayla devirmeye çalışmışlar. Bütün bunlar içinde birileri utanmadan kalkıyor size ‘diktatör’ diyor; insaf insaf demek lazım” değerlendirmesinde bulundu. l ANKARA / Cumhuriyet Ankara Belediyesi, kendi kuruluşu Belka A.Ş’den iki helikopter kiraladı. Belka, aynı tarihlerde bu helikopterleri ayrıca belediyeye ait ASKİ şirketine kiraladı. Helikopterlerden biri hiç uçmadı, biri yılda 12 kez uçtu. ALİCAN ULUDAĞ Ankara Belediyesi’nde helikopter yolsuzluğu M likopterin 23 Eylül 201322 Eylül 2014 tarihleri arasında kullanılacağı belirtildi. Ancak belediyeyi denetleyen müfettişler, iki helikopterin bir tanesinin bir yıl boyunca sadece 12 kez uçtuğunu tespit etti. Bu 12 uçuşun 3 aylık dönemde gerçekleştiği, kalan 9 ay boyunca helikopterin hiç kullanılmadığı belirlendi. Kiralan diğer helikopter ise 1 yıl boyunca hiç uçurulmayarak atıl şekilde bekletildi. Oysa uçurulmayan helikopterler için belediye kendi şirketine 1 milyon 775 bin TL para ödedi. B AKP bağlantısıyla gündeme gelen Osmanlı Ocakları yöneticileri, yasak olmasına karşın trafikte “kırmızı plakayla” seyrediyor. Osmanlı Ocakları Genel Başkanı Kadir Canpolat’ın kendi unvanını taşıyan plakasının ardından Ege Bölge Başkanı Ahmet Karaca’nın da aracı kırmızı plakayla görüntülendi. Trafikte seyir halindeyken başka bir sürücü tarafından görüntülenen aracın kırmızı renkli plakasında sarıyla “Osmanlı Ocakları Ege Bölge Bşk” yazıyor. Görüntü, sosyal medyada da tepki çekti. Kırmızı plakanın, devlet protokolünün resmi araçları dışında kullanımı yasak. Osmanlı Ocakları’nın Ege Bölge, İzmir il ve Karşıyaka ilçe merkezlerinin açılışı geçen mayıs ayındaki açılış, AKP’li vekillerin katılımıyla gerçekleştirilmişti. l HAKAN DİRİK/İZMİR ‘Seçim mühenlisliği yapıyorlar’ İŞADAMI CEZAEVİNDE şak’ta, “Paralel Devlet Yapılanması”na yönelik operasyon kapsamında aranan ve dün polise teslim olan Uşak Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve işadamı Mehmet Sesli tutuklandı. Sesli, “FETÖ’ye üye olmak”, “finansal destek sağlamak”, “anayasal düzeni bozmaya çalışmak” suçlarından cezaevine gönderildi. U aşbakan Ahmet Damitingde konuşan Davuvutoğlu, Ankara’datoğlu, Türkiye’de “yeni bir ki katliamla ilgili hüküoyun kuralım” denilerek, mete yöneltilen eleştirimilleti birbirine düşürmek lere yanıt verirken “Daha için teröre başvuran odakvatandaşlarımızın kanlalar bulunduğunu savunarı yerdeyken devleti, hürak, “O hain terör örgütükümeti, bizleri ‘katil’ diye Davutoğlu nü satın aldılar ve bizim yaftalamaya kalkışan bu güçlü çözüm irademizi sasiyasi parti liderlerinden, bote etmeye kalkıştılar” dedi. Davutoğlu, sözlerini şöybu müsveddelerden millete hayır le sürdürdü: “Peki Türkiye’degelir mi? Akıllarınca ülkeyi kaos içinde gösterip seçimleri etkile ki muhalefet ne yapıyor? Terör meye, seçim mühendisliği yapma odaklarına, iftiralarına uyarak teröristleri tenkit etmek yerine ya çalışıyorlar” dedi. bizleri suçluyorlar.” Kocaeli’nin Gebze ilçesindeki B elih Gökçek’in yönettiği Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nda skandal bir helikopter yolsuzluğuna imza atıldı. Belediyenin iksitadi teşekküllerinden Belka A.Ş, büyükşehir belediyesine 1 milyon 775 bin TL karşılığında iki helikopter kiraladı. Ancak belediye, bu helikopterlerden birini hiç kullanmadı, diğerinde ise sadece 12 uçuş yaptı. Hızını alamayan Belka A.Ş, “aynı helikopterleri” bu kez belediyeye bağlı Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi’ne (ASKİ) 4 milyon 400 bin TL’ye kiraladı. Oysa sözleşmede belediyenin kiraladığı helikopterleri diğer kurumlara ücretsiz kullandırabileceği maddesi bulunuyordu. Belka A.Ş, helikopterleri aynı dönemde belediyeye iki kez kiralamış oldu. Cumhuriyet’in ulaştığı ve devletin kayıtlarına giren bir raporuna göre, Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı tarafından 21 Ağustos 2013 tarihinde “Bir Adet Tek Motorlu Helikopter Kiralanması İşi” ihalesini düzenledi. İhaleyi 1 milyon 775 bin TL bedelle belediye şirketlerinden Belka A.Ş. kazandı. Sözleşmede kiralanan iki he Bir daha kiraladı Bu arada 2014 yılında da belediye kurumlarından ASKİ, Belka A.Ş’den 1 Adet Tek Motorlu 1 Adet Çift Motorlu Helikopter kiraladı. Bu kiralama karşılığında ASKİ, Belka’ya toplam 4 milyon 400 bin TL ödeme yaptı. Müfettişler, çarpıcı bir yolsuzluğu fark etti. İncelemede, belediyeye kiralanan helikopterler ile ASKİ’ye verilenlerin “hava aracı tescil sertifikaları ve seri numaralarının” aynı olduğu belirlendi. Yani Belka, bağlı olduğu belediyeye kiraladığı iki helikopteri, aynı tarihlerde bir de ASKİ’ye kiraladı. l ANKARA C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle