19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Y ASAM 2 ALİ ÇELİKKAN Trabzonluya Hakkâri sahip çıktı Trabzon’dan Hakkari’ye atanan imam Osman Çukur’un (25), memleketinde gönlünü kaptırdığı Semra Kazancı (25) ile evlenmesine ailesi karşı çıktı. Çift de Hakkâri’ye kaçtı. Köylüler, Trabzonlu Aşıkları halaylar eşliğinde evlendirdi. l DHA EDİTÖR: EMİNE ÖZCAN TASARIM: İLKNUR FİLİZ ‘Mehter’e 1.70’lik memur Romanlardan mehter takımı kuran Edirne Valisi Dursun Ali Şahin bu kez de memurlardan mehter takımı kurulması talimatını verdi. Gönüllü memurların en az 1.70 cm boyunda olması şart koşuldu. l DHA Cuma 16 Ekim 2015 Fransızlar Yumurtalık’ta santralı iptal etti ransa Çevre Bakanı Segolene Royal’ın, önceki gün yüzde 33’ü Fransa devletine ait olan Engie’nin (eski GDFSuez) kömür yatırımlarını durduracağını açıklamasının ardından, haftalardır çok sayıda STK’nin yapımına tepki gösterdiği Adana, Yumurtalık’taki Ada Termik Santralı projesi durduruldu. F RMC televizyonuna konuşan Royal, “Fransa Devleti artık kömür yatırımlarını sübvanse etmekten vazgeçmiştir. Engie de dahil olmak üzere, Fransız şirketleri artık kömüre yatırım yapmayı bırakmalı. Bir yandan iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerinden şikâyet edip, diğer taraftan fosil yakıtlarına yatırım yapmayı devam edemezsiniz. İşleri düzenine koymak disiplin gerektirir” ifadelerini kullandı. Aynı gün Le Figaro gazetesine röportaj veren Engie CEO’su Gérard Mestrallet, bu kararın Türkiye (Ada Termik Santralı) ve Güney Afrika’daki projelendirilmiş ancak başlamamış projeleri de kapsadığını belirterek, Ada Termik Santralı’ndan çekildiklerini belirtmiş oldu. Engie Türkiye de konuyla ilgili, “Yönetim kurulu, yenilenebilir enerjiye yönelmek için kömürle ilgili yeni yatırımlar yapmama kararı aldı” açıklamasını yaptı. İskenderun Çevre Koruma Derneği’nin de aralarında bulunduğu 35 STK santralın yapımına tepki göstermişti. Komşu da isyan etti: İğneada’ya kıymayın Alaboyun’un 3. nükleer santralı Kırklareli’nin İğneada beldesine yapaHAZAL cakları açıklamasının OCAK ardından İğneada’ya doğru yola çıkıyoruz. Kırklareli’nde bizi Doğal Yaşamı Koruma Vakfı’ndan Göksal Çidem karşılıyor. Çidem, İğneada’ya santral yapılmasının planlandığını önceki gün Istranca Ormanları’nda Bulgaristan’ın en yüksek tepesinde bizim telefonumuzla öğrendi. O anı şöyle anlatıyor: İğneada’da nükleer santral haberi, Istranca ormanlarına çadır kurmayı bile yasaklayan Bulgaristan’ı da şoke etti: ‘Aramızda 12 km var. İzin vermeyiz’ nerji ve Tabii yıda maden ocağı yapmak istiyorlar. Kaynaklar BaHepsine dava açıyoruz, bir kısmını enEroğlu: D kanı Ali Rıza gelleyebildik” diyor. Arabayla orma E Çalışma yok emirköy Belediye Başkanı Muhlis Yavuz “Bakandan önümüzdeki hafta için randevu istedik. Kesinlikle buraya nükleer santral istemiyoruz” dedi. Tartışmalar üzerine Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, İğneada’ya nükleer santral yapılmasıyla ilgili çalışma ve başvuru olmadığını açıkladı. Eroğlu’nun “Kaldı ki o alan tamamen milli parkların dışında olan bir alan” ifadesi dikkat çekti. CAn EROK nın içinden 1 saat yol gittikten sonra yemyeşil ağaçların arasından deniz karşımıza çıkıyor. Sahilde Yusuf Ziya Nazife Ecevit çiftiyle tanışıyoruz. Ziya Ecevit tepkili: “Türkiye’nin birçok yerine gittim. Doğayla iç içe böyle güzellik görmedim. Santralın yapılmasına izin vermemeliyiz. Bir nefesi çok görüyorlar.” ‘Cumhurbaşkanı gelsin’ ‘Bulgarlar da istemiyor’ “Şaşkınlıkla karşıladık. Bu doğa harikası Istranca ormanlarının üçte ikisi bizde, üçte biri onlarda. Bulgaristan’da ormanlar için kamu yararına dayanarak çadır kurmak bile yasaklanmış. Bizde de kamu yararına dayanarak termik santral, maden ocakları yapıyorlar. Zaten bunlarla mücadele ediyorduk. Bir de nükleer santral çıktı. İzin vermeyiz. Bulgarlar da haberi bizden aldı ve şaşırdı. Aramızda ‘12 kilometre bile yok. Bu durum bizi de ilgilendirir. Protesto ederiz’ diyorlar.” Çidem’le sohbetin ardından Kırklareli’nde yaşayan emekli öğretmen Aydın Karakoç’la birlikte İğneada’ya doğru yola çıkıyoruz. Istranca Ormanları’na girdiğimizde bizi yemyeşil ağaçların yanı sıra taş ocağı ve onun yarattığı tahribat karşılıyor. Karakoç “Bu bölgelere çok sa Limanköy’e vardığımızda bir kahveye oturuyoruz. Balıkçılar Koperatifi Başkanı Numan Sağlam anlatıyor: “Nükleer santralı kimse istemiyor. Turizm amaçlı da kimse burayı geliştirmeyi düşünmüyor. Burası doğa harikası. Başbakan veya Cumhurbaşkanı gelip İğneada’yı görse burayı cennet yapmayı düşünürler. Bizim dağlarımız yeter. Ben zaten denizsiz yapamam. Santral olursa nereye giderim.” Atina faturayı turistlere kesti konomik krizle boğuşan Yunanistan, çareyi turistik merkezlerde bilet fiyatlarını yükseltmekte buldu. Atina’nın simgesi Akropolis antik kentine giriş ücretine yüzde 450 zam yapıldı. 12 Avro (35 TL) olan bilet ücreti ocak ayından itibaren 52 Avro’ya (170 TL) satılacak. Kültür bakanı yıl sonuna kadar 200 müzenin daha giriş ücretine zam yapılacağını açıkladı. l Dış Haberler E Alzheimer’da ‘protein’ umudu S cience Translational Medicine bilim dergisinde yayımlanan araştırmaya göre Alzheimer hastalığının geliştiği amiloid plaklarının birikimini GPR3 isimli bir protein tetikliyor. Fareler üzerinde yapılan araştırmaya göre GPR3 proteininin genetik olarak silinmesi bunama fonksiyonlarına dair işaretleri azaltıyor ve beyinde hastalığın izlerini siliyor. Uzmanlar bu proteini hedef alan ilaçların Alzheimer tedavisine umut olabileceğini belirtiyor. l Dış Haberler arti Devleti” hastalığı: 1) “Milli İrade” kavramının yozlaştırılmasıyla... 2) Demokratik hak ve özgürlüklerin kötüye kullanılmasıyla... 3) Demokratik kurumların ve kuralların yozlaştırılmasıyla... 4) Ve bütün bunlarla etkileşim halinde; yani hem sebep hem de sonuç olarak, sandıktan... Beslenen virüs ve bakterilerden oluşur! HHH “Parti Devleti” hastalığına yol açan virüs ve bakterileri üreten ortam ise şu faktörlerden oluşur: 1) Demokrasiden yararlanacağı için onu yerleştirecek ve destekleyecek olan çağdaş sınıfların, yani sermaye sınıfı ile emekçi sınıfların yeterince gelişmemiş ve güçsüz olması. 2) Liderlerin demokrat değil, demagog olmaları, yani temel hak ve özgürlükleri savunmak yerine halkın duygularını okşayarak onları aldatmaları. 3) Halkın, feodal ilişkiler, aidiyet, inanç, umutsuzlukumut, demokrasi kültürü eksikliği ve benzeri nedenlerle demagog liderlere destek vermesi. 4) Muhalefet hakkı ve özgürlüğü, ifade hakkı ve özgürlüğü gibi temel hak ve özgürlüklerin yeterince güçlü bir biçimde benimsenmemiş ve kurumlaşmamış olması. 5) Toplumun mevcut değerler sisteminin, çok hızlı değişmeler sonunda erozyona uğramış olması ve bir Anomi durumunun (değersizlik, kuralsızlık durumu) egemenliği. Görüldüğü gibi, “Parti Devleti” hastalığını üreten ortamın düzeltilmesi ve sağlıklı hale kavuşturulması, uzun dönemli bir sosyoekonomik kalkınma, eğitim ve örgütlenme sorunudur. HHH Peki, kısa vadede ne yapılabilir? İstihbarata ve güvenlik güçlerinin vurucu gücüne dayanan... Yargı mekanizmasını, yaptığı haksızlık ve hukuksuzlukları örtbas etmek için ve toplumu korkutarak terbiye etmek amacıyla kullanan... Eşit ve adil koşullar altında yapılmayan bir seçimi iktidarının sözde meşruiyeti için gerekçe yapan... Demokrasinin bütün yasal ve geleneksel kurum ve kurallarını yozlaştırarak emrine alan... Sandık sonuçlarını istismar eden... Bir “Parti Devleti” nasıl önlenir... Kısacası, “Kaba kuvvet kullanan bir zalim” nasıl durdurulur? HHH Bütün zalimler saldırgandır, korku salmak için çok bağırıp çağırır, sürekli ceza verir... Ve bütün zalimler hırsızdır, zengindir; korkutarak sindiremediklerini satın alır... Ama bütün zalimler aynı zamanda korkaktır... Ve bütün zalimlerin çevresi, korkak ve fırsatçı, ilk işarette gemiyi terk edecek zayıf çıkarcılarla doludur... Dolayısıyla “Parti Devleti”, aynen lideri gibi, çok güçlü gibi görünen, ama gerçekte içi boş, kof bir kılıftan ibarettir! Mademki “Parti Devleti” hastalığı toplumu sandıktan çıkan sonuçla enfekte etmiştir, o halde “Acil müdahale” de yine sandıkta olacaktır: Yani acil tedavi, önce sandığa sahip çıkmakla sağlanabilir; yapısal ortam iyileştirmesi ise sonraki süreçtir! ‘Parti devleti’ne hayır! “P Fransa’dan Türkiye’ye şipşak vize ransa, bu yıl sonuna kadar Türkiye vatandaşları için “48 saatte ekspres vize” işlemlerinin başlayacağını duyurdu. Fransa Bakanlar Kurulu’nun önceki günkü toplantısının ardından yaptığı yazılı açıklamada “Türkiye, Singapur ve Endonezya vatandaşlarının kısa süreli ziyaretler için yapacakları vize başvurularının 48 saat içinde sonuçlandırılacağı” bildirildi. Kısa süreli ziyaretler, kişisel seyahatler ve iş seyahatlerini kapsayacak “ekspres vize” sayesinde Türkiye vatandaşları, vize alma sürecini hızlandırabilecekler. Daha önce Fransa’nın İstanbul Başkonsolosu Muriel Domenach de vizede kabul koşullarının hafifletildiğini ve prosedürün sadeleştirildiğini açıklamıştı. l Dış Haberler F C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle