28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 14 Ekim 2015 haber EDİTÖR: AYŞEGÜL ÖZBEK TASARIM: YALÇIN ERZAN 8 ANKARA Babacan, Gül’ü hayal kırıklığına uğrattı DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin iki günlük grevi kapsamında dün de Sakarya Meydanı’nda oturma eylemi yapıldı. Gruplar Kolej’den yürüyüşe geçti. Polis yolun trafiğe kapatıldığı gerekçesiyle gruplara biber gazı sıktı. Kısa süreli arbede yaşandı. Ara sokaklardan meydana ulaşan katılımcılar, 1 saatlik oturma eyleminin ardından yaşamını yitirenlerin isimlerinin yazılı olduğu balonları gökyüzüne bıraktı. Ankara Adliyesi önünde avukatlar, yakalarına “unutmayacağız” yazılı kokart takarak, “yastayız” yazılı pankart açtı. Saldırıda yaşamını yitiren Ankara Barosu’na kayıtlı Avukat Uygar Coşgun’un avukat eşi Mehtap Coşgun, ailesi, yakınları da açıklamaya katıldı. Büro Emekçileri Sendikası üyeleri de adliye önünde saygı duruşunda bulundu. Ankara Üniversitesi öğrencileri ve çalışanları Cebeci Kampusu önünde, katliamda yaşamını yitirenlerin isimlerinin yer aldığı dövizlerle oturma eylemi yaptı. l ANKARA/Cumhuriyet BARIŞA BARİKAT Meslek örgütlerinin yürüyüşüne ‘Dönemin hassasiyeti’ gerekçesiyle izin verilmedi İSK, TMMOB, TTB ve KESK’in Ankara’da meydana gelen patlamada yaşamını yitirenleri anmak amacıyla Sirkeci ve Cerrahpaşa HastaneALİ si önünden Beyazıt Meydanı’na AÇAR yapmak istediği yürüyüşe, Valilik, gece yarısı saat 02.00’de “Bulunulan dönemin hassasiyeti” gerekçesiyle izin vermedi. Yasak kararına karşı toplanan binlerce kişinin “Hırsız Erdoğan” sloganı atması üzerine sorumlu Güvenlik Şube Müdürü atılan sloganın “kanundışı” olduğu gerekçesiyle kalabalığa uyarıda bulundu. Kısa süreli arbedenin ardından yapılan açıklamada “Daha üç gün önce yasal izinli eylemde yüzlerce arkadaşımız öldü. Bu yasak halkın öfkesini dindirmek için alınmıştır” denildi. Burada “Katili tanıyoruz” pankartı açan gruba, HDP milletvekilleri Beyza Üstün, Ali Kenanoğlu ve Garo Paylan da destek verdi. Hastane girişi ise çevik kuvvet polisleri ve TOMA’lar tarafından kapatılarak dışarı çıkışa izin verilmedi. Kapıya doğru yürüyen grup bu sırada “Hırsız, katil AKP”, “Hırsız Erdoğan” şeklinde slogan attı. Güvenlik Şube Müdürü de atılan sloganın “kanundışı” olduğu gerekçesiyle uyarı anonsu yaptı. Grubun kapıyı zorlayarak açması üzerine polisler cop ve kalkanlarla müdahale etti. Aralarında öğretmenlerin de olduğu emekçiler polise bayrak flamaları ve tekmelerle karşılık verdi. Polisin hastane bahçesinin girişini TOMA’larla kapatması üzerine gruptakiler oturma eylemi yaptı. Kadıköy’de Beyazıt’ta yapılacak yürüyüşe katılmak isteyen bir grup da polis tarafından durduruldu. Polisin uyarısına rağmen iskeleye girmek isteyen gençlerle polis arasında arbede yaşandı. 4 kişi polisler tarafından yaka paça gözaltına alınırken Mimarlar Odası Genel Sekreteri Mücella Yapıcı, “Ne yapıyorsunuz. Kardeşlerimiz öldü” diye polise tepki gösterdi. Sirkeci’de bulunan İstanbul Garı önünde de DİSK ve TMMOB üyeleri toplanarak Beyazıt’a yürümek istedi. CHP milletvekili Mahmut Tanal ve HDP milletvekil Sezai Temelli’nin de destek verdiği yürüyüşe polisin izin vermemesi üzerine oturma eylemi yapıldı. Bu sırada Marmaray Tren İstasyonu çıkışında üst araması yapmak isteyen polisler ile bir grup arasında tartışma çıktı. Grup açıklamanın ardından dağıldı. l İSTANBUL D İSTANBUL Kadıköy’de polis 4 kişiyi yaka paça gözaltına aldı. İZMİR rtık AKP’deki pek çok isim; örgütte de yönetimde de, şunu kabul ediyor: Ahmet Davutoğlu partiyi ileri taşıyacak, tek başına iktidar yapacak bir isim değil. Bu görüşü Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da paylaştığını söyleyenler var. 1 Kasım’da tek başına iktidar olamazsa Davutoğlu’nun olağanüstü kongreye giderek partinin başından ayrılacağı da yoğun olarak konuşuluyor. Ancak ardından da şu soru soruluyor: Peki, partinin başına kim geçecek? En çok konuşulan isim (evet hâlâ) Abdullah Gül. Belli ki etrafındakiler Gül’den daha istekli. Ancak Gül’ün temkinli tavrını bilenler “harekete geçmek için her şeyden emin olması gerekir” diye de ekliyorlar. Her şeyden kasıt “ismini tartıştırmadan, yıpranmadan partinin başına geçeceğinden emin olması”... Peki, Gül’ün etrafında bir grup var mı? Evet, var. Çoğu üç dönemlik ve aralarında birkaç kritik görev üstlenmiş bakan da var. Bunlar bir çalışmayı da sürdürüyor. Aslında Gül de gittiği kimi yerlerde “parti ve kendisiyle ilgili nabız” tutuyor. Son olarak bu fırsatı geçen hafta sonuna doğru Bodrum’da yakaladı. Ekonomi ve Dış Politika Araştırma Merkezi’nin (EDAM) toplantısında konuktu. Bu toplantıya sadece Türkiye’den değil dünyanın dört bir yanından isimler de konuk olarak katıldı. Katılımcılardan birkaç isim söyleyeyim: İsveç Dışişleri eski Bakanı Carl Bildt, TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran, İtalya eski Başbakanı Enrico Letta, İngiltere Başbakanı David Cameron’ın Başdanışmanı Daniel Corski, Avrupa Parlamentosu Genel Sekreteri Klaus Welle... Hem kimi yerli katılımcılar hem bazı yabancı konuklar Gül’e aktif siyasete dönmesi konusunda “telkinde” bulundular. Gül ise bunları dinlemekle yetindi. İlginç anekdotlardan biri masalara servis yapan görevlilerden birinin de “dönsenize siyasete” demesiydi. Gelelim Gül’ün Bodrum’da küçük bir gruba yaptığı Ali Babacan değerlendirmesine. Bilindiği gibi Babacan aday listelerinin YSK’ye teslim edileceği son gün, hatta birkaç saat kala Davutoğlu tarafından telefonla aranarak davet edildi. Babacan çok kısa bir düşünme izni alıp Gül’ü aramış. Malum Gül, Babacan’ı siyasete sokan isim. “Kız ister gibi babasından siyaset için istedim” de demişti. Babacan, Davutoğlu’ndan sonra A ‘Siyasete dön’ Kadıköy’de müdahale Sirkeci’de oturma eylemi Gar önünde buluşup ‘Boyun eğmeyeceğiz’ dediler İzmir Demokrasi ve Emek Platformu katliamı protesto etkinliklerinin ikinci gününde, binlerce yurttaş Gündoğdu Alanı’ndan Alsancak Garı önüne kadar yürüdü. Ankara katliamında yaşamını yitiren 14 TCDD çalışanı anısına yapılan yürüyüşte, olayın sorumlusunun “KaçAk Saray” ve onun IŞİD’ci uzantıları olduğu belirtildi. Gar önündeki konuşmalarda katliam ve saldırıların amacının korku imparatorluğunu yaygınlaştırmak olduğu ancak buna boyun eğilmeyeceği vurgulandı. l METE KIZIK/İZMİR Gül’ü arayıp, teklifi anlatıp “ne dersiniz” diye danışmış. Gül yakın çevresine o anı şöyle anlatmış: Sesi o kadar heyecanlı geliyordu ki, bir şey demedim. Hayırlısı dedim. Gül böyle anlatıyor ancak yakın çevresi “Babacan’ın bu kararından dolayı hayal kırıklığına uğradığını da” söylüyor. Babacan demişken... Televizyonları gezip kaybetmeye başladığı güveni daha da aşağı çekecek konuşmalar yapıyor. Ekonomi bürokrasisini de şaşırtan konuşmalardan birini dün TRT’de yaptı. Dedi ki: “Maliye ve Kalkınma Bakanlığımızın detaylı analizleri oldu. Açıkladıkları seçim beyannamesinde söz verdikleri vaatlerin detaylı çalışması yapıldı. Bu çalışmalara göre muhalefet partilerinin vaatleri 150 ila 180 milyar lira tutuyor. Yani milli gelirin yüzde 7 ila 9’u arasında bir rakamdan söz ediyoruz. Bizimki yüzde 1 ve bunun tedbirleri alınmış şekilde bir program ve bütçe ortaya koyuyoruz. Diğer siyasi partilerin ortaya koydukları vaatlerle ilgili böyle bir çalışma yok, kaynak da kimse göstermedi.” Tabii karşısında gazeteci olmadığı için ona şu soruyu soran çıkmadı: Hangi milli gelir sayın Babacan? Kişi başına 9 bin dolara düştüğü için hesaplama yöntemini değiştirerek “Satın alma gücü paritesine” göre olan mı hâlâ mevcut olan mı? 2007’de Türkiye’nin ekonomideki ölçümleri Avrupa Birliği standartlarına getirilmişti. Şimdi yeni hesaplamayla kişi başı gelir “19 bin dolar” gösteriliyor. Kim inanır bu makyajlı hesaba? Yani Babacan sadece Gül için değil yerli ve yabancı yatırımcı için de bir hayal kırıklığı olma yolunda yürüyor. Gül ile başladık Gül ile bitirelim. Dün İsviçre radyosuna verilen bir demeçten... (Kaynak: Cihan Haber Ajansı) Avrupa Konseyi’nin 1 Kasım seçimleri için gözlem heyeti başkanı olan Andreas Gross son yaşanan Ankara faciasından sonra son aylarda Türkiye’deki şiddetin yükseldiğini ve seçimlerin dengeli ve özgür bir ortamda yapılabileceğinden endişe duyduğunu açıkladı. Türkiye’deki asıl sorunun Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iktidarı paylaşmak istememesinden kaynaklandığını söyleyen Gross eski arkadaşım dediği Abdullah Gül’ün de her ne kadar diplomatik cevap verse de kendisinin tüm endişe ve hayal kırıklığını paylaştığını anlattı. Son durum bu. 1 Kasım kadar sonrası da zorlu geçecek. Kurbanlar için beyaz güvercin Türkiye genelinde hayatını kaybedenler için anma etkinlikleri düzenlendi KIRKLARELİ: KESK Şubeler Platformu üyeleri, sivil toplum kuruluşları ve siyasi parti temsilcileri, Kültür Anıt Parkı’na yürüdü. Bu sırada bir grup ile polisler arasında sözlü tartışma yaşandı. Kültür Anıt Parkı’nda terör saldırısında hayatını kaybedenler anısına beyaz güvercin uçuruldu. Saygı duruşunda bulunan grup, yere karanfil bıraktı. SES Şube Sekreteri Aynur İskar, katliamın sorumlularının hesap vermesi gerektiğini söyledi. EDİRNE: Saraçlar Caddesi’nde toplanan grup “Savaşa hayır, barış hemen şimdi”, “Barış istiyoruz” sloganları attı. “Yastayız” yazılı yelek giyen katılımcılar, patlamayı protesto etmek amacıyla trafiğe kapalı caddede bir süre oturma eylemi yaptı. Eyleme, DİSK Trakya Bölge Temsilcisi Arif Kuday, CHP milletvekilleri Erdin Bircan, Okan Gaytancıoğlu, Edirne Belediye Başkan Yardımcısı Ertuğrul Tanrıkulu, katıldı. İZMİT: KESK, DİSK, TMMOB ve TTB üyele ri Merkez Bankası’ndan, Sabri Yalım Parkı’na kadar yürüdü. Katliamda yaşamını yitirenlerin isimleri tek tek anons edilirken, “Unutmayacağız, unutturmayacağız” yazılı dövizler sırayla yere bırakıldı. BURSA: Setbaşı Köprüsü üzerinde toplanan yaklaşık 100 kişilik grup, katliamda ölenlerin fotoğraflarını taşıyarak, Atatürk Caddesi’ne yürüdü. l Yurt Haberler KIRKLARELİ MERSİN C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle